Jump to content

AKP Zihniyetiden Ülkeyi nasıl Kuratabiliriz?


Recommended Posts

6 minutes ago, Erdemsherif said:

 

Bir cok konu zaten yazmiyor suan ki tarih kitaplarimizda. Tamamiyle sansurlenmis , sömürgeci elleri ile.

 

Anadolu'da Ingiliz idaresinden o kadar da rahatsızlık duyulmaması gerektiğini söyledikten sonra Mustafa Kemal, bu topraklar üzerindeki Ingiliz idaresinde bir vali olarak çalışmaya hazır olduğunu gazeteci aracılığıyla işgalci yetkililere söyle iletecektir: "Eğer Ingilizler Anadolu için sorumluluk kabul edecek olurlarsa Britanya idaresinde bulunan tecrübeli Türk valileri ile işbirliği halinde çalışmak ihtiyacını duyacaklardır. Böyle bir selahiyat dahilinde hizmetlerimi arzedebileceğim münasip bir yerin mevcut olup olmayacağını bilmek isterim..." 

KAYNAK:
(Price'in Extra-Special Correspondent (Çok Özel Yazışmalar) adlı kitabından (1957, sayfa 104) aktaran Gotthard Jaeschke Kurtuluş Savaşı ile Ilgili Ingiliz Belgeleri, Çeviren: Cemal Köprülü, Ankara 1991, Türk Tarih Kurumu Yayınları, s.98)

Daha derinine girmek istersen buyur:

http://yakintarihimiz.org/tcbir-ingiliz-siyonizm-mason-projesidir.html

Bunu mustafa armagan denen ak-it kusuyor, biliyorum.

1- bu bir hatirat. Ortada bir telgraf, mektup vb yok. N'apalim? Inanalim mi?

2- dogru dahi olsa, bu adam bu konusmayi 1918'de yaptigini soyluyor. Ataturk yenilgiye ugramis bir devletin subayi olarak yeni yonetimde soz sahibi olup, hic degilse bu sekilde turklere yardimci olmak istemis olmaz mi? Nasil olsa o yetkiye bir turk getirilecek. Abd'nin afganistan'da karzai'yi basa getirmesi gibi.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 88
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Yüzyıllardan beri arabın oyununa gelen,arapların kültürünü,değerlerini benimseyip,özümseyen,çocuklarına arapça adlar koyan,arap tohumları,ona buna dış güç diyor.Bu da oldukça doğal.Araplaşmaya,araplaştırmaya karşı çıkan,arap yayılmacılığının,arap sömürgeciliğinin,arabın kültürünün,etkisini kırmaya çalışan ne kadar kişi varsa,bu arap tohumları için birer dış güçtür.Bu arap tohumları,Atatürk bizim abecemizi yasakladı der sürekli,görmüşsünüzdür.Arap abecesini kendi abeceleri olarak görüyorlar,çünkü kendileri arap,ne kadar değer verdikleri kavram,olgu varsa arabistan çöllerinden çıkma.O yüzden bu arap tohumlarını,Türk olarak görenin de usuna şaşarım.Bunları arap olarak göreceksiniz.Karşımda arabın kültürünü,değerlerini dayatan bir arap,arapçı var diyeceksiniz.Bu arap tohumlarını, Türk olarak görürseniz,gerçeği ıskalarsınız,yanılırsınız,bunların amacına hizmet edersiniz.

tarihinde Buzul tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Gercek sudur ki , Turkiye yeni yeni sömürge ülkesi olmaktan kurtulmustur. Bu gercegi kabul etmemiz gerekir. Tarihi hic kimse degistiremez. Keske AK parti degilde baska bir parti ülkemizi sömürge olmaktan kurtarsaymis. 

 

Millet tarafindan secilen meclisin , hic bir kuruma bagli olmamasi , yani millet tarafindan secilmis oldugu halde hic bir sekilde elinde güc olmamasi , ülkemizin sömürge ülkesi oldugunu gösteriyor. Yeni yeni ülkemizin kurumlari meclise baglanmis durumda. Türk milleti ne isterse artik o olacak.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Şimdi, Erdemsherif yazdı:

Gercek sudur ki , Turkiye yeni yeni sömürge ülkesi olmaktan kurtulmustur. Bu gercegi kabul etmemiz gerekir. Tarihi hic kimse degistiremez. Keske AK parti degilde baska bir parti ülkemizi sömürge olmaktan kurtarsaymis. 

 

Millet tarafindan secilen meclisin , hic bir kuruma bagli olmamasi , yani millet tarafindan secilmis oldugu halde hic bir sekilde elinde güc olmamasi , ülkemizin sömürge ülkesi oldugunu gösteriyor. Yeni yeni ülkemizin kurumlari meclise baglanmis durumda. Türk milleti ne isterse artik o olacak.

Sen bir arapsın,seni Türk olarak gören kim.Sizi Türk olarak gören kişi siz arap tohumlarının amacınıza hizmet eder.

Link to post
Sitelerde Paylaş
4 saat önce, Erdemsherif yazdı:

 

Bir cok konu zaten yazmiyor suan ki tarih kitaplarimizda. Tamamiyle sansurlenmis , sömürgeci elleri ile.

 

Anadolu'da Ingiliz idaresinden o kadar da rahatsızlık duyulmaması gerektiğini söyledikten sonra Mustafa Kemal, bu topraklar üzerindeki Ingiliz idaresinde bir vali olarak çalışmaya hazır olduğunu gazeteci aracılığıyla işgalci yetkililere söyle iletecektir: "Eğer Ingilizler Anadolu için sorumluluk kabul edecek olurlarsa Britanya idaresinde bulunan tecrübeli Türk valileri ile işbirliği halinde çalışmak ihtiyacını duyacaklardır. Böyle bir selahiyat dahilinde hizmetlerimi arzedebileceğim münasip bir yerin mevcut olup olmayacağını bilmek isterim..." 

KAYNAK:
(Price'in Extra-Special Correspondent (Çok Özel Yazışmalar) adlı kitabından (1957, sayfa 104) aktaran Gotthard Jaeschke Kurtuluş Savaşı ile Ilgili Ingiliz Belgeleri, Çeviren: Cemal Köprülü, Ankara 1991, Türk Tarih Kurumu Yayınları, s.98)

Daha derinine girmek istersen buyur:

http://yakintarihimiz.org/tcbir-ingiliz-siyonizm-mason-projesidir.html

 

Sen bu foruma çok pis takmışsın, habire nick değiştirip (ama eski üyelikleri de sonlandırmayıp) geliyor ve aynı zırvaları asıyorsun. Azılı Kemalist gibi takılmaya başlasan da seni görür görmez tanımıştım ama şimdilik kendi aline bırakayım, deşifre etmeyeyim, nasılsa dayanamayıp dökülür demiştim. Doğru mu Ateistaali?

 

Gelelim kaynak diye astığın bu pis şeriatçı zırvasına...

 

Birincisi, bu kitap dediğin pislik çuvalını bastıran ve yayınlatan Türk Tarih Kurumu değil. Türk Tarih Kurumu basmayı kabul etmemiş. Bastıran kişi Abdurrahman Dilipak denen şeriatçı köpek, basan ve yayınlayan da İşaret Yayınevi.

 

İkincisi kitabın adını bile yanlış çevirmişler. Special Correspondent "Çok Özel Muhabir" demektir ama şeriatçı köpeklerin amacı başka olunca o amaca uygun, iftira niteliğini pekiştirmeyi hedefleyen bir ad koymuşlar.

 

Price bir İngiliz muhabir ve aynı zamanda İstanbul'daki  gizli İngiliz servisiyle yakından ilişkili biri, muhtemelen bir İngiliz ajanı da. Bu kısım bile önemli değil, sadece muhabir olarak anmak da yeterli. Bu adam sözde 1918'de Atatürk'le bir röportaj yapıyor ve Atatürk ona İngiliz valisi olmak istediğini söylüyor. Peki acaba neden bu bilgiyi durup durup ta 1957'de bir anı kitabında yazıyor ve neden belge, delil vb eklemiyor?

 

Sözde anı kitabındaki bu bölümü, basıldığı 1957'den 10 yıl sonra kendi kitabında hatırlatan Alman yazar Gotthard Jaeschke zaten savunmuyor, Atatürk böyle bir şey istemiş gibi bir iddiada bulunmuyor. Çünkü ortada esas kaynak, delil yok. İngiliz muhabir de zaten üstüne gidilince "Aman canım, Atatürk böyle vali filan olmak istedi ama bizim İngiltere bunun üstünde durmadı" deyip yalanını örtbas etmeye çalışıyor. 

 

Ama aynı Jaeschke'nin Türk Kurtuluş Savaşı Kronolojisi adlı kitabında, sizin çok sevdiğiniz Sultan Vahdettin 1918'lerde İngilizlere, daha da fenası Atatürk'le röportaj yapmış bu Price adlı muhabire, Atatürk'ün röportajından 10 gün sonra verdiği bir röportajda "“…İngiliz milletine kuvvetli sevgi ve hayranlık duygularımı, Kırım Harbi’nde İngilizlerin müttefiki olan, babam Sultan Abdülmecit’ten miras aldım. ” dediğini bildiğiniz halde sus pus olursunuz. 

Yine Atatürk'ten 3 gün önce aynı gazeteci olan Price'la görüşen sadrazam Tevfik Paşa " “Amacımız İngiltere ile eski dostluğu canlandırmaktır.” demiş ve yine  Jaeschke, Türk Kurtuluş Savaşı Kronolojisi kitabında bunu dile getirmiş

Bitmedi. Bu işbirlikçi sadrazamdan 6, dolayısıyla M. Kemal'den 3 gün sonra Ayan Meclisi Başkanı Price ile görüşüyor ve "İngiltere ile samimi bir ittifakı arzu ederiz" diyor.Ve bu da Alman yazar G. Jaescke'nin aynı kitabında yer alıyor.

 

Eylemlere bakalım bir de.

 

Sözde röportajın yapıldığı 14 Kasım 1919'dan dokuz gün öncesinden başlayarak hemen her gün üst üste "Şifreli", "Çok acele", "Geciktiren asılır" gibi uyar notlarıyla birlikte Başbakan İzzet Paşa'ya telgraflar çeker. Nedeni ise İngilizlerin İskenderun'u ve Toros Tünelleri'ni işgal etme ihtimaline karşı alacağı önlemleri anlatmak istemesi. Telgrafların birinde "Ordularımızı terhis edemeyiz”, diğerinde  “İngilizlerin her dediğine boyun eğecek olarsak, tutkularının önünü alamayız” bir diğerinde “Hükümet İngilizlerle gizli bir ittifak yaptı ise bileyim” diyor. Bundan on gün sonra da aniden karar değiştirip İngilizlere vali olmak istiyor bu adam, öyle mi? 

 

M. Kemal emperyalizme karşı dünyanın gelmiş tek başarılı kurtuluş mücadelesini veriyor ve düşmanı kovuyor halkıyla birlikte. Esas İngilizcilerse İngiltere'den koruma isteyip onların gemisine binerek vatandan kaçıyor. 

 

İngiliz Karadeniz Ordu Komutanı General Milne’nin, Londra'ya, İngiliz Genel Kurmayı'na yazdığı raporda Sultan Vahdettin'in, İngilizlerin, Osmanlı topraklarında idareyi, mümkün olduğu kadar süratle ellerine almasını istiyor.

 

Padişah, veziri olan Damat Ferit, hükumetin diğer mensupları, padişahçı gazeteciler gece gündüz İngiltere'ye bağlılık yemini etmiş ve ülkesini onlara terketmiştir. Bunu da gurur duyarak yaptıklarını her defa söylemişlerdir. Hatta Vahdettin İzmir'e İngiliz donanmasının gelip el koyacağını düşünür ve sevinirken Yunan geldi diye epeyce bir şoke olup üzülmüş ama sonra onlara da bize medeniyet getirdikleri için teşekkür edip minnet duygularını haykırmıştır. Yunan İzmir'e, korkunç bir katliam yaparak girmiştir. Padişah bunu medeniyet sanıyorsa demek... Bazılarının beğenmediği İstiklal Marşı'ndaki "Medeniyet dediğin tek dişi kalmış canavar" dizesi tüm bunları anlatır aslında.

 

İstersen padişah ve taraftarlarının İngiliz, Yunan vb işbirlikçiliği ve yalakalığıyla ilgili sana onlarca, yüzlerce delil getiririm, hepsini de üşenmeden buraya asarım ama bilmeyen yok ki bunları... 

 

Hain köpekler. Sizin ne olduğunu dünya tarihi biliyor ve yazıyor. Onu çarpıtmak, alternatif tarih deyip yalan iftirayı etrafa yaymak öyle pek kolay iş değil.

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
7 hours ago, Erdemsherif said:

 

Bunu ben degil , bizzat Ingiltere'nin tarih kitaplari acikliyor. Turkiye'de ki tarih kitaplara el atanlarda Ingilizler'dir. Bütün sömürge ülkelerinde Ingiltere herzaman tarih kitaplarina el atmislardir , ki milleti gerizekali bir sekilde tutabilmek icin. 

 

Ben kendim örnegin nutuk kitabini okudum. Bu bir tarih kitabi. Sadece bir cok konu bu kitapta yer almiyor. 

 

Örnegin Dersim katliami , hamidiye zirhli gemisi ile Rize'nin bombardiman edilisi , Ingiltere ve Amerika hangi konular hakkinda Atatürk ile konustugu gibi bir cok konu hic bir sekilde anlatilmiyor.

 

Halbuki Ingiltere'nin arsivlerine baktigimiz an , cok farkli bir tarih ortaya cikiyor. 

 

Zaten bir secilmis olan hükümete , devletin hic bir kurumu bagli degilse , bil ki o ülke isgal edilmis ve sömürge haline getirilmistir. Yani ha secim var , ha secim yok. Bosbosuna secimler gerceklesiyor. Zaten hic bir kurum sana bagli degil. Meclisin üzerinde bide milli güvenlik kurulu diye birsey vardi. Yani meclis hem hic bir kuruma bagli degil , hem milli güvenlik kurulunun silahi meclise dogru isabet almis , her an ates edebilir (askeri darbe , muhtira falanda filen). Tamamiyle isgal edilmis bir ülkenin fotografidir bu olay. Afrika ülkelerindede ayni olay var. 

 

Bügün tabi bu olay gecerli degil. Artik bütün kürümlar bizzat meclise baglidir. Yani bütün hersey , Türk milletin emrindedir artik.

Şimdi, arkadaş; bunları masal olarak insanlar kendi kendine anlatabiliyor. Ancak bu platform gibi meydanlarda masalın ötesine  geçmelisin. 
 
Dopamin eksikliğinden; halk gücünün hafızaları bazen 3 ay olabiliyor; ama düşünen cesur insanların 3 asırdır. Korku ile şekillenmiş beyinler; biz biliyoruz ki iş kaygıları, ekonomi, terör gibi korkularla 3 ay öncesini unutur. Davutoğlu? habur? Açılım? Cemaatler? esadlar?...  Bunları unuttalım mı şimdi?
 
İngilizlerden atatürk madalya almadı ama osmanlıdan madalya almıştır. Biliyoruzki ingilizlerden madalya israilden plaket alanlarda olmuştur.
 
Türkiye cumhuriyetini omzunda mermi taşıyan türk kadını kurdu. İngilizler değil. Üç beş mason locası bir karanlık odada karar alarak kurmadı. Fantazi bunlar. Türk kadını ve evlatları, canıyla malıyla kurdu bu cumhuriyeti. Bunu tarih kitaplarında aramana da gerek yok. Dedelerimize sormamız yeterli.
 
Diyorsun ki hükümetler her kurumu yönetmeliymiş. Çünkü bürokrasinin her kurumuna adamını sokma, soru çalma, askere adam sokma, bütün bunun gibi lobi faaliyetlerine o kadar alışmış ki yöneticiler. Artık kendi devlet tanımlarında; bürokrasiyi hükümetin yönetememesini bir "demokrasi sorunu" olarak algılıyorlar.  
 
Oysa ki, devlet kurumlarında yazdığın bu kurumlar; siyasetin dışındadır. Bunlar kendi içinde yönetim şeması vardır. Ve siyasi değil liyakat esastır. Misal siyasetçi hukukun yöneticisi olamaz. 
 
Eğer dediğin gibi olursa; yöneticilerin "insiyatifinde" yaşarız. Sen misal Erdoğanı beğenebilirsin. Erdoğan gerçekten de iyi bir lider olabilir. Hatta muhalefete son derece hassas davranabilir. Ama yarın başka beğenmediğin biri gelirse ne olacak? İşte bu yüzden insiyatif insanda veya millet vekilinde olmamalıdır. Bu her zamam kanunda veya liyakat ile gelen memurda olur. Bunu analayabiliyormusun?
 
 
tarihinde Rhodium tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Turkiye'de secimlerden sonra ki gerceklesen askeri darbeler , Turkiye'nin sömürge ülkesi oldugunun ispatidir. Devletin hic bir organi meclise bagli olmamasini gectim , askeri darbeler ortadadir. 

 

Afrikada ki sömürge ülkeleri nasil yönetildiyse , Turkiye'de ayni sekilde Ingiltere tarafindan yönetildi. Bukadar basit. 

 

Bagimsiz ülkelerin butun kurumlari , meclise baglidir. Meclisin disinda hareket eden butun kurumlar derin devlettir. Turkiye'de derin devlet , Ingilteredir. Tabi 15 temmuzdan sonra artik kolu kanadi kirildi , derin devlet diye birsey kalmadi artik Turkiye'de. Bu millet ne isterse artik o. Yani benim istememle falan alakasi yok. Bu millet sandikta ne derse o. CHPli mi AKPli MHPli mi , bu millet karar verir. Artik anti-demokratik darbeli sömürge dönemi sona erdi. 

 

Güclü bir meclis var artik. 

Link to post
Sitelerde Paylaş

TÜRKIYE HIC BU KADAR BAGIMSIZ OLMADI

 

“Almanya bizi kiskaniyor”
Almanya ve Türkiyenin nüfusu hemen hemen aynidir ama Almanya Türkiyeden 5 kat daha fazla üretim yapar. Volkswagen, Daimler, Siemens ve Allianz sirketlerinin yillik cirosu Türkiyenin toplam üretimine bedeldir. 2015 yilinda sadece otomobil ihracatindan 153 milyar dolar para kazanmislardir. Gecen yil 500 milyarin üzerinde cari fazlalari vardir. (Türkiyenin bütün borclari 580 milyar civarinda!!!). Almanyada kisi basina dusen milli gelir 45.000 dolar civarindadir, Türkiyede ise 10.500 dollardir.
2007-2020 arasi Türkiye ABden 10 milyar euro “yardim” alacaktir/aliyor. 
Türkiye 2007-2014 arasi bunun 4 milyarini almistir.
2015-2016 arasinda Almanya Türkiyeye 1,3 milyar euro “yardim” vermistir.

Simdiki 580 milyar borc, AKP döneminden önce yapilan bütün borclarin toplamindan daha büyüktür. Bu borclarla ve elde ne varsa satilarak elde edilen paranin bir kismiyla  AKP/Türkiye 2 köprü, 3 hava alani vs. yapmistir. Ve bir de saray! Ve Almanya bu yüzden Türkiyeyi kiskaniyormus!!!


“El Bab'dan sonra Münbiç'e, Rakka'ya yöneleceğiz”, “El Bab'dan daha derinliğine gitmemek lazım"

Neden bu gün böyle diyor, yarin baska konusuyor?


AKP/Tayyip kiminle beraber yürüdüyse sonra isleri bitince onlari hancerlemisler, yok etmeye calismitir. Cemaat, PKK aklimiz ilk gelen örneklerdir. Abdullah Gül gibi kisilerinde siyasi kariyerleri önlenmistir. “Kardesim Esad” “katil Esed” olmustur.
AKP ayni sekilde demokrasi getiriyorum diye ilk yillarinda ABnin destegini arkasina almis ve bundan  hic bir zaman sikayet etmemistir. Despotlastikca, dis politikayi ic politka icin kullanmaya calistigindan sacma sapan konusmaya baslayinca AB destegini cekmistir. Tayyip her zamanki gibi eski ortagini (AB) hancerlemeye calismaktadir ama buna gücü yetmemektedir. AB ekonomik olarak Türkiyeden daha güclüdür. Türkiye, dis devletlerle yaptigi alisverisin %50sini Almanyayla yapmaktadir. Bu oran Almanyanin dis devletlerle yaptigi alisverisin ise sadece %1idir. Türkiye bir boykot yapacak olsa kendisi %50 etkilenirken Almanya sadece %1 etkilenecektir.

 

ABD ise kendi cikarlari icin Tayyibi alttan almaktadirlar(“Tayyip ic poltika icin  bazen salak salak konusuyor ama bizim dedigimizi yapiyor” diyor ABD) ellerinde Reza Zarrab, Fetullah gibi kozlari vardir. Ayrica Tayyip de simdiye kadar Trumpe bir tek kötü söz söylememstir. Trump elindeki ekonomik(dolar) ve silah gücüyle “mahallenin kabadayisidir”. Yeni kabadayisi!

Elinde askeri gücü ve enerjiyi(dogalgaz) bulunduran “eski” kabadayi Putin de (bütün olumsuzluklara ragmen) Tayyibi simdilik alttan almaktadir. 

Bir de Cin var. Az konusup cok calisiyorlar.

 

Her iki kabadayi da Tayyibi kullanmak istemektedirler. 
Tayyip ise kendini daha pazarlayamamistir bu yüzden, (bir gün CIA geliyor) Tayyip böyle konusuyor, diger gün (Moskovadan telefon geliyor) Tayyip baska konusuyor. 
Gazeteler Egede 18 ada Yunana gitti yaziyor, hükümet cevap vermek yerine gidip Kardagin karsisinda fotograf cektiriyor. 
Türkiye dis politikada hic bu kadar tutarsiz olmamisti. Bir yerden bir yere savruluyoruz. Ve bunu millete bagimsizlik olarak kakaliyorlar. 

 

Tayyip, Kuran gibi adam. Bir sey dediyse %100 baska bir yerde tam tersini demistir :lol:
(Yobaz) Müslümanlar böyle seyleri seviyor galiba.

 

 

Bir de:

Yunan tarihi " Türkiyeyi/Osmanliyi böyle zayif görünce istahimiz kabardi, Türkiyeye bu yüzden saldirdik sonra denize döküldük ve yüzerek geri döndük" mü yazar?

Her ülkenin kendi tarihi vardir!

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
14 minutes ago, Erdemsherif said:

Turkiye'de secimlerden sonra ki gerceklesen askeri darbeler , Turkiye'nin sömürge ülkesi oldugunun ispatidir. Devletin hic bir organi meclise bagli olmamasini gectim , askeri darbeler ortadadir. 

 

Afrikada ki sömürge ülkeleri nasil yönetildiyse , Turkiye'de ayni sekilde Ingiltere tarafindan yönetildi. Bukadar basit. 

 

Bagimsiz ülkelerin butun kurumlari , meclise baglidir. Meclisin disinda hareket eden butun kurumlar derin devlettir. Turkiye'de derin devlet , Ingilteredir. Tabi 15 temmuzdan sonra artik kolu kanadi kirildi , derin devlet diye birsey kalmadi artik Turkiye'de. Bu millet ne isterse artik o. Yani benim istememle falan alakasi yok. Bu millet sandikta ne derse o. CHPli mi AKPli MHPli mi , bu millet karar verir. Artik anti-demokratik darbeli sömürge dönemi sona erdi. 

 

Güclü bir meclis var artik. 

Yonetim rapor ediyorum saysin, bu herif akp propogandasi ve karsidevrimcilik yapiyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Türkiye 15 temmuzdan sonra çok bağımsız falan oldu güya ama

 

Cumhurbaşkanı referandum tasarısını onaylamak için CIA başkanının Türkiye ziyaretini bekledi

 

Bağımsızlık buysa kalsın :D

tarihinde ekremaktaş tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
10 minutes ago, Erdemsherif said:

Ben Atatürkün ingiltere valisi oldugunu demedim. Ingiltere tarih kitaplari bunu acikliyor. Gercekten oyle mi degil mi , arastirilsin.

 

Yunan tarih kitaplarina da baktin mi ne yaziyormus?

 

Her ülke kendi tarihini kendisi yazar ;)

Link to post
Sitelerde Paylaş

Yunan tarih kitaplarindada , Ingiltere , Yunanistani Izmire cikartip , sonradan birden bire destegi kesip , destegi Mustafa Kemal diye birisine verdi diyor. Ve bundan sonrada onu kahraman ilan edebilmek icin Istanbul gibi yerleri tek kursun atmadan ona terk ediyor ve Atatürk isimli bir sözde kahraman ortaya cikartiyorlar diyor.

 

Yani onlarda Mustafa Kemalin bir vali oldugunu acikliyor. Bu sekilde TC diye bir ülke kuruluyor ve Ingiltere'nin emri altinda oluyor. 

 

Kisacasi , Turkiye'nin disinda olan ülkelerin tarih kitaplarinda acikca Mustafa Kemal'a vali deniliyor. Bu gercekten dogru mi degil mi , arastirilsin.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Mao Zedong, 1 Ekim 1949’da Çin Halk Cumhuriyeti’nin kurulduğunu açıkladı... 
Peki, okullarda hangi tarih kitabı okutulacak... 
1949’da Çin 800 milyon nüfuslu. Tarih yazmak bir sorun. Afyon sömürgesi Çin uyanmış, geçmişine yeniden bakmak istiyor. 
İç savaşta yenilgiye uğrayan General Çan Kay Şek de kaçıp Tayvan Adası’na sığınmış, bir de devlet kurmuş. Oysa tarih gerekiyor; hem de ivedilikle.
Tayvan’la Çin arasında Formoza Boğazı var... İki yakada iki ayrı tarih okutulacak...


9 Eylül 1922’de Yunan, İzmir’de denize döküldü; gemiler dolup taştı. 
Peki, Yunan tarihi nasıl yazılacak? 
Şöyle mi: 
“Yunan ordusu İngiliz emperyalizminin himayesinde 15 Mayıs 1919’da İzmir’e çıktı. Türkler Anadolu’yu kurtarmak için örgütlendiler. Ulusal Kurtuluş Savaşı üç yıl sürdü. Sonunda istilacı düşman yenilgiye uğratıldı.” 
Peki Yunan, çocuğuna okulda tarihi böyle mi belletecektir? Yoksa kendine göre mi yazar? 


Öyleyse Ege’nin iki yakasında tarih aynı değildir; geçmişe ayrı bakılır.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Yunanlilar hic bir zaman denize dokulmedi. 7 duvelede savasilmadi. 

 

Bu iki konu kesin olarak uydurmadir. Istanbul'u tek kursun atmadan acaba Ingiltere , dunya'nin o zaman ki super gücü neden bize ikram etdi? Buna hic kimse dogru duzgun cevap veremiyor. 500 senede bir el degistiren bir sehirden bahsediyoruz. 

Link to post
Sitelerde Paylaş

 

Kurtulus Savasinda 9167 şehit 31173 yaralı.

15. Temmut 250 ölü. 535 kişi de yaralandı.

 

Gördük, elinde kalasnikoflu ISIDliler cikti bizim demokrasiyi kurtardi :lol:

 

 

Biraz sonra Atatürk hilafeti kaldirdi, islami yok etmeye calisti diye aglayacaksin sanirim. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...