Jump to content

Recommended Posts

Bunu diğer başlıkla bağlantılı olarak açacağım.

Şimdi bu dünyayı yorumlama / alama çabamızın birinci yapı taşı matematik, felsefe ve bilimdir. Bu böyle. Pozitivist / şüpheci ve gerçek materyalist / Ateist kişiler, dünyanın sadece matematik ve bilim ile anlaşılabileceğini savunurlar.

Mistisizm nedir?

- mesela amazon yerlisi bir ağacı kesmeden önce ağacın ruhuna dua okur. Diğerinin batıl inancı vardır, fal baktırır. Ötekinin ölüm ötesine dair inançları vardır, rüyasında kaybettiği bir yakınıyla iletişim kurduğunu düşünür. Bir diğerinin ritüelleri, mumları tütsüleri vardır. Bu ne demektir?

- Bu saydığım adamlar hasta olunca doktora gitmezler mi?

- Bazıları gitmezler. Doğru. Günümüzde çocuğu hastalanınca dua ile iyileştirmeye kalkan, çocuğu ölünce hapsi boylayan insan da vardır. Ama bu adamın hapsi boylamasının bir nedeni vardır. Mantıksız hareket etme özgürlüğü diye bir şey yoktur. Oğlanı doktor yerine şamana götürüp ölümüne yol açarsan cinayetten yargılanırsın. Bu dünya böyle.

Dinin temeli mistisizmdir. Bazı dinlerde olayı "harfiyen uygulamak isteyen" kişiler yoktur demiyorum. Ama bütün inançlarda ve mistisizmde bu böyledir. O zaman mesela o cübbeli Ahmeti kaçıralım, bi yerde bir yere bağlayalım, gelen giden V.sun, Ne olur o zaman? Ben yakalanırsam "tecavüze amettirmek" suçundan hüküm giyerim.

 bir şeye inanabilirsin. inancının ritüellerini uygulama, yaşama özgürlüğüne sahipsin. Ama ben savunmamda hakime "E o zaman dua etseydi, gelen-geçen Z.tmeseydi" dersem ne olur? - bunun için ekstra ceza alırım.

- En ciddi parapsikoloji ile uğraşanlar bile, önce tıbbi yardımı alırlar, sonra kendi örneğin "doğal iyileşme yöntemlerini" uygularlar. Yani bu dünyada kanıtlanmış gerçekler vardır. Bu alanda dinin yeri yoktur, bu alanlarda çeşitli bilim dalları konuşur. daha soyut konularda da felsefe, toplum bilimleri filan konuşur.

Din, inanç, mistisizm bu alanlarda yer almayan şeydir. Maneviyat dediğin de budur. İran'daki Şeriat mahkemelerinin ne düzeyde işlediğini ben bilmiyorum. Ama artık modern hukuk, kanıta dayalı soruşturmalar, ceza avukatları, vergi hukuku filan var. Yani bir tane sakallı hakimin karşısına çıkartarak insanların arasındaki anlaşmazlığı düzeltmek mümkün değil demiyorum. Ama bilime dayalı modern hukuk olan yerde böyle bir şey niye yapılır onu da bilmiyorum.

Neticede öznellik konusuna geliyoruz. Ki zaten dinlerin geneli de ilahi varlık ile ona inanan arasında aracıya gerek olmadığını sürekli söylerler.

Örneğin ABD anayasası sekülerdir ama gayet de teisttir. O dönemin Protestan hareketi nedeniyle "dini özgürlük" konusu üzerinde de özellikle durmuşlardır.

Bu da felsefe ile ilgili. Bu sitenin bir de felsefe bölümü olmalı.

Mantık yürütelim: Diyelim ki bir yaratıcı var. Bu yaratıcı kullarının mantıklı olmalarını, sorunlara mantıklı çözüm üretmelerini, mantıklı eylemlere girişmelerini tercih etmez mi?

- Evrende her şey mantık kurallarına göre işler. Bu yüzden Tanrı (varsa) "Öldürmeyeceksin, yalan söylemeyeceksin, hırsızlık yapmayacaksın" der. Peki Tanrı "Günde 10 vakit namaz kılacaksın, bundan sonra çalışmayacaksın, sürekli namaz kılacaksın?" der mi? - ya da birisi böyle bir şey söylese "inançlı" kimse buna inanmalı mı?

- Cevap: - Kesinlikle Hayır. Yaşar Nuri gibi kişilikler de böyle şeylerden yola çıkmışlardır. Onun döneminde (90'lı yılların ikinci kısmı) ondan birçok şey öğrendiğimi söyleyebilirim.

/Demagojiye girmeden: Bu dünyada mantıktan çıkılabilir mi? Alpha Centauri'de bir uygarlık olsa, bu uygarlıkta Pitagor'Un veya Tales'in denklemleri geçersiz olabilir mi?

- Olamaz tabi ki.

Bu yüzden bütün dini yobazlar, ne kadar yobaz olurlarsa olsunlar, hastalanınca doktora gitmelidirler.

Ve İslami Hukuk, İslami Yönetim, İslami felsefe Orta çağda vardı tamam. Ama bugün için olamaz. O zaman İslami Tıp da olsun. Arabalar/uçaklar islami olarak üretilsin. İslami Akıllı telefonlar çıksın.

Ben olayın felsefi açıdan mantıksızlığını vurguluyorum.

Mistisizm, (veya din) tanım olarak, bilim dışı konuyu ele alır. Meta fizik, yani fizik-ötesi konularla ilgilenir, çeşitli ekolleri, dalları, gelenekleri vardır.

Pozitivist adam da: "Mistisizm yoktur. Sadece bilim vardır" iddiasındadır. Bu sonuncusu çok güçlü bir iddiadır, dünya genelinde insanların %98'inin şu veya bu şekilde bir şeye inanmasının sebebi de budur.

Ama bu "inanç" (normal koşullarda) gelip de diğer pozitif bilimlerin yerine geçme iddiasında değildir, Olamaz da.

Benim iddiam budur.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bir de bu Mantık süzgecini kullanma konusu dini arayışlarda son derecede önemlidir.

Bizdeki bir takım tarikatlara, hocalara, siyasal İslam'a hatta teröre karşılık yurt dışında genç, yalnızlık çeken, ruhsal bunalımı olan insanları özellikle hedef alan, örneğin Scientology tarikatı veya bir takım UFO tarikatları gibi şeyler türemiştir. Ortalık bir takım "Guru"lardan, Kıyamet alameti habercisinden geçilmez hale gelmiştir. Bunlar bazen uyuşturucu, hipnoz, beyin yıkama gibi yöntemlerle insanları kendilerine çekip bunlardan faydalanıp, ömür boyu kullanırlar. Çoğunun başında gayet bilgili, karizmatik ama ruhsal açıdan hasta / sosyopat kişiler bulunmaktadır.

Benim tanıdığım gerçek Müslümanlar sürekli İslam'ı mantık dini olduğu için seçtiklerini ifade ederler. Fakat diğer dinlerde de anlayış farklı değildir.

- Mantık konusunu da bir Lise'de gördük. Descartes'in felsefesi vardır. Descartes açısından Tanrı = Mantık. Yaratıcı, yarattığı esere bir nevi patentini basmak için yaratığı insana mantık vermiş. Mantığın temeli de bu ünlü "düşünürüm öyleyse varım" meselesidir. Yani benim anladığım kadarıyla, felsefi açıdan hiçbir şeyimizin olmadığı dönemde, ilk sahip olduğumuz şey şüphe, dolayısıyla düşünce, dolayısıyla mantıktır. Bugün o kadar kitabın içinde bir tane Descartes'im olmadığını da fark ettim. Bu eksiği yakın zamanda tamamlayacağım.

- Dini açıdan da, yukarda sözünü ettiğim "tarikatçılığı" önlemenin yolu da mantıktır. Ben Feto gibi göstermelik olarak söylemiyorum. Diğer dinlerin içindeki bazı güzellikleri de kabul eden bir insanım. Ama burada da süzgeç her zaman mantıktır. Ben "Tanrı varsa" varsayımından yola çıkarım. Sonra "Tanrı böyle bir şey ister mi?" diye sorarım, bu ve diğer açıdan sınavı geçerse, o şey mistisizmdir / Dindir. Geçemezse batıl inanç, kötü niyetli inanç sistemi, geçersiz inanç sistemidir.

Bir de George W. Bush buralarda pek sevilmez. Ama kendisi bir keresinde "Zamanın sınavını atlatabilmiş inançlar" ifadesini kullanmıştır. Bu da doğru bir yaklaşımdır. Bir üst paragraftaki benim mantığa dayalı "sınavımı" geçebilen inançlar çoğunlukla eski ve köklü olan inanç sistemleridir.

Yani alışverişe çıkarken, ne alacağımıza da karar vermeliyiz.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...