Jump to content

Kuran'ın Çelişkilerine Örnekler 2


Recommended Posts

7 dakika önce, democrossian yazdı:

Hüre mukabil hür niye desin biiiir... :D

 

Hüre hür köleye köle dişiye dişi niye desin, hür de köle de dişi de olsa demek dururken... Bu da ikiiii! :lol: 

 

Hayır karşılık - mukabele anlamındaki "bil" ekini niye kullansın? Kısas da zaten ayniyle, eşit karşılık vermek demek! Özellikle ikişer kere hür, köle, dişi kelimelerini aralarına "bil" koyarak niye tekrarlasın?

 

Saksı? :D

 

Bu Kuran'da kadını dövün yazmıyor mu, yazıyor. Köle zırt pırt kaçmasın diye ne yapacak bu herifler? Dövecek. Döverken ters yerine gelirse ölür mü, ölebilir. Koskoca hür adama !!! kısas yapılıp öldürülmesin diye ne yapacak bu herifler? Bu pasajı yazacaklar.

 

Saksı? :D

 

Lan hadi hepsini geçtim! Kim olursa olsun demek varken niye köle, hür, dişi sayıklasın? Niye ama, niye?!! Niye sosyal statü ayrımı yapsın, niye yahu? Saksı yahu!

 

Saksı!!! :D

 

Ben senin yaptığın gibi ayet şöyle dese iyi olur diyormuyum? Ayet şunu diyor diyorum bu biir :D

.

Sanane olum anlaşıldıktan sonra; adam istediği gibi yazar... Bu ikii :D Senin gibi "uyuşuk" kafa anlamıyorsa, yazarın ne suçu var...

.

Adam iddiasını Kur'an'dan göstereceğine; şöyle demek varken niye böyle desin diyor... Oldu canım sana kaç yazar kitap yazarken sordu: "Edebi bir cümle kurucam" sence ne yazayım diye? Bu da üç :D

.

Kur'an'da kadını dövün yazmıyor... Buda dört :D

.

Lan "sığırcık" zaten ayetin başında diyor ya... "Filtrelemeyi" yapan sizsiniz...

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 1,1k
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Top Posters In This Topic

Posted Images

On 07.04.2017 at 08:56, profer said:

Öncelikle kandil ışık kaynağı anlamına gelir. Yakın gök (dünya gök)  tabiri ile kullanılması, hangi göğün kastedildiğini ve kandil diye nitelenmesi hangi anlamda kullanıldığını sizinde dediğiniz gibi çok "açık" gösteriyor zorlama bir yorum yapıyorsunuz. Gün kelimesi Kur'an'da göreceli olarak değişen şekilde de ifade edilir yani ayette 2 gün, 4 gün gibi ifadelerin geçmesi yine bilimle çelişmez çünkü Kur'an'a göre zaman "izafiidir"...

Kur'an'a göre göğün, hem evren, hemde atmosfer için kullanıldığı çok nettir mesela:

 

-İnkar edenler Evren (Gökler) ve yer birbirleriyle bitişik iken onları ayırdığımızı, her canlıyı sudan yarattığımızı görmüyorlar mı? Yine de onlar inanmayacaklar mı? [21-ENBİYA, 30]

Burada gökyüzü olarak kullanılmadığı çok açık, çünkü bir araya geçmiş şekilde olduğunda bahsediyor. Tıpkı bigbang in bize söylediği gibi... Burada diğer dikkat edilecek nokta "gök" denmiyor "gökler" deniyor yani 7 gökten hangisi gibi bir anlam çıkmaz (bütün gökler evrende dahil yani) boşuna kıvırtmaya çalışmayın...

 

-Ve Evren’i (Göğü) kuvvetimizle kurduk, muhakkak ki onu genişletmekteyiz.  [51-ZARİYAT, 47]

Burada da evren için kullanıldığı çok "açıktır" zira sizin mantığınıza göre düşünürsek , eğer bu Kur'an yazarı göğün sadece "atmosfer" olduğunu düşünüyor ve "yıldızlarıda" oraya koyuyorsa genişleyen gökte yıldızlarda uzaklaşır mantığını kavrayamamış mı? Durduk yere, "atmosfer sandığı göğün" genişlemesinden bahsediyor???

 

-Gökyüzünü(göğü) korunmuş bir tavan kıldık; onlar ise bunun ayetlerinden yüz çeviriyorlar. [21-ENBİYA, 32]

Buradada atmosfer kastedildiği açıktır. Burada "korunmuş" mevzusuna hemen diyeceksiniz işte şeytanlardan koruyormuş diye. Buda zorlama bir yorum olur neden? Çünkü "şeytan" metafiziktir gözlem dışıdır. Ama ayetin sonunda "ayetlerinden(delilerinden)" yüz çeviriyorlar diyerek bu yorumun önünüde güzelce tıkanmıştır...

 

Bide şu gece-gündüz mevzusuna gelelim. Yav arkadaş bide deney yap diyon. Hayal demi edemiyon oluşacak görüntüyü..

Buyrun bakalım sizin iddia ettiğiniz gibi mi benim iddia ettiğim gibi mi bir görüntü oluşur uzaydan bakıldığında?

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

-

 

dunya.mp4

Kuran; cahiliye'i kara cahil Muhammed'in sahip olduğu kadarıyla zamanının bilgisine, görgüsüne, gözlerine-gözlemlerine, hayallerine ve siyasetine bağlı olarak, düşünüp taşınarak, ölçüp biçerek beyninde oluşturduğu sözleri; "Bunları bana Allah söylettiriyor. Beni peygamber olarak seçti ve bana İslam dinini verdi. Bu kitap, bu dinin kitabidir." iddiasıyla dışa vurup yazdırdığı ve/veya ezberlettiği eseri niteliğinde bir cahiliye kitabıdır. Hadisleri ise, güya Allah'ın karışmadığı, bu nedenle de işkembeyi kübradan alabildiğine salladığı sözleridir. 

Kısaca; Muhammed, Allah'ın ete-kemiğe bürünüp, yeryüzüne inmiş halidir. Veya Allah'ın Muhammed'de tecelli etmesidir. Daha da kısa ve kesin olanı; Muhammed = Allah veya Allah = Muhammed.

 

Bu girişten sonra karşılıklı olarak rest çekebiliriz. Kişi iddialarını ispatlamakla mükelleftir. Özellikle işaretlediğim ayetler ve bunlarla ilgili yorumların başta olmak üzere, tüm iddialarının ve sözde ispatlarının safsatalardan ibaret olduğunu söylüyorum.

İzafiyetten ne anlıyorsun? Onu bilelim ki, ona göre kürek çekelim. Bedava tartışmak yok, kaybeden bir bedel ödeyecek.

Saçma da olsa eşitliğimiz bu: 6 yaratılış günü =  6.000  yer yılı = 13.700.000.000 evrenin yaşı

"Gün" ifadesini, ister 24 saatlik sabit bir zaman dilimi olarak kabul et, istersen başı sonu belli olmayan devir, çağ gibi kavramları kullan ve bu eşitsiz eşitliği çöz. Çöz ki, İslamın zafiyetlerinin izafiyete nasıl terfi ettiğini, evrildiğini görelim. İspat fizikle, matematikle olur; metafizikle, felsefeyle, safsatayla değil. 

 

 

Evet. her yıl için bir kuruş bedel belirleyelim ve kaybedenin ödeyeceği bedeli bulalım: 6.000 yılın bedeli 60 (altmış) TL oup, bu, kaybetmem halinde benim ödeyeceğim para. 13.700.000.000 yılın bedeli 137.000.000 (yüzotuzyedi milyon) TL olup, bu da kaybetmen halinde senin ödeyeceğin paradır.  

Var mısın, yok musun? Hodri meydan!

 

"şeytan" metafiziktir gözlem dışıdır."

Allah da metafizik ve gözlem dışıdır.

O halde Allah şeytandır.

Mantık ve felsefeniz takdire şayan, aynen devam...

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
2 hours ago, profer said:

 

Banane senden? Ne olduğunuda bilmiyorum umrumdada değil... İster müslüman ol, ister ateist cevabım değişmez.

.

Benşm tezlerime cevap ver...

.

Hararetli hararetli savunuyodun orada "öldürün" ifadesi var diye... Nerede o ifade bulamayınca yne hakarete başladın... :D

 

Ne tezi, sen bu hezeyanlarına tez mi diyorsun? Herkes görüyor, bir sen göremiyorsun ayette ne yazdığını. Bu arap dini sen de akıl makıl bırakmamış, tam mallaştırmış.

Link to post
Sitelerde Paylaş
1 minute ago, sağduyu said:

 

Ne tezi, sen bu hezeyanlarına tez mi diyorsun? Herkes görüyor, bir sen göremiyorsun ayette ne yazdığını. Bu arap dini sen de akıl makıl bırakmamış, tam mallaştırmış.

Abi adama  3 dilde gosteriyoruz yazani, hala orada yazmayan bir seyi iddia ediyor. Boyle birine nasil laf anlatilabilir ki? Ben vazgectim. Israrla yalan soyluyor ve karsidakini cildirtiyor, ayni dindarr gibi. "Kadinsa kadin" yazdigini iddia ediyor, yani orada "if-eger-idha" yazmasi gerek ama boyle bir ifade yok. Kabak gibi "bil" yani "ile" yaziyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş
8 hours ago, malta erigi said:

Sana ARTIK bir b.k soylemem

 

Siz bunu şu soruya cevaben söylüyorsunuz: "Özgüre karsilik özgür, köleye karsilik köle, kadina karsilik kadin"dan siz ne anliyorsunuz? Tamam, Arapça metinde iLE anlaminda bi var: el-hurru bi el-hurri ve el-abdu bi el-abdi ve el-unsâ bi el- unsâ. Bunu siz tercüme eder misiniz lütfen.

 

Daha özce şunu söylemissiniz: "Muho diyor ki, bir cinayet oldugunda kisas yapabilirsiniz ama bir hur adam, bir koleyi veya kadini oldururse, tutup da (o hür) adami oldurmeyin." Peki, kimi öldürelim?

 

Lütfen sakin sakin cevaplayin, "b.k" filan tenezzül etmeden. Çünkü gerçekten ögrenmek istiyorum. Ayete göre kimin öldürülecegi ile ilgili olarak müfessirler ne demis, siz ne diyorsunuz görmek ihtiyacindayim.  

 

Muhammed Esed'in açiklamasini vermistim. Alintilayayim. Belki siz de onu görmek istersiniz: 

 

Ayetin başinda geçen KISAS terimine gelince, isaret etmeliyiz ki bu terim -bütün klasik müfessirlere göre- MUSÂVAT ile hemen hemen es anlamlidir yani "bir seyi (baska bir seye) esitlemek" ve bizim örnegimizde CEZAYI SUÇA ESiTLEMEK ya da CEZAYI SUÇA UYGUN HALE GETiRMEK -ki en dogrusu ADiL KARSILIK olarak tercüme edilebilir. 

 

KISAS terimi ile baglantili olarak okundugunda "hür için hür, köle için köle, disi için disi" sartinin SINIRLI, lafzî anlamiyla alinamayacagi ve bu niyeti tasimadigi açiktir.

 

Aksi halde bu, öldürme olaylarinin çogunu, örnegin bir hürün bir köle tarafindan ya da bir disinin bir erkek  tarafindan öldürülmesini ya da tersini disarda birakir.

 

O halde yukardaki sart Kuran'da çok SIK rastlanilan eksili ifade (icaz) tarzinin bir örnegi olarak alinmalidir ve onun yalnizca bir anlami olabilir ki o da "cinayeti EGER hür bir adam islerse cezayi o hür adam görmelidir, eger bir köle islerse cezayi o köle görmelidir..." seklinde olmalidir.

 

Baska bir deyisle statüsü ne olursa olsun suçu isleyen erkek ya da disi (ve yalnizca onlar) suça uygun düsen bir sekilde cezalanmalidir. 

tarihinde Hasan Akçay tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
2 saat önce, Hasan Akçay yazdı:

 

 

Daha özce şunu söylemissiniz: "Muho diyor ki, bir cinayet oldugunda kisas yapabilirsiniz ama bir hur adam, bir koleyi veya kadini oldururse, tutup da (o hür) adami oldurmeyin." Peki, kimi öldürelim?

 

 

Müslümanın, ılımlısının da, ılımsızının da ne mal olduğunu görmek...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Çok kez yazdık, artık gına getirttiniz Müslümler...

 

"Bil" eki bizim söylediğimizden başka anlama izin vermiyor. "Hurri bil hurri" dediği zaman "hür bir kişiye karşılık hür bir kişi" anlamı çıkmak zorunda. Yani hür bir kişi var, karşılığında hür bir kişi daha var. Bunun başka yolu yok. Karşılıklılık olması için iki tane hür olması zorunlu.

 

Hür ise de köle ise de dişi ise de anlamı çıkarmanın bir yolu olmadığı gibi, böyle bir anlam için ikişer kez aralarına bil eki koyarak bu sınıfları saymaya, hem de ikişer kez söylemeye hiç gerek yok. İcaz dediğiniz şeye tümüyle aykırı olur bu. Hür ise de köle ise de dişi ise de demek isteyecek, ama aralarına bil koyarak sınıfları ikişer kez söyleyecek. Bu iddianız olanaksız.

 

Üstelik hür ise de köle ise de dişi ise de anlamına hiç ihtiyaç yok. Her kim öldürürse kısas edilir dedikten sonra hür köle dişi sayıklamak saçmalık.

 

Bu durumda iki seçeneğiniz var. Hür köleyi öldürdüyse köleye karşılık masum bir köleyi kısas etmek, ya da köleye karşı hür kısas edilmez deyip katili cezalandırmamak.

 

Seçim sizin...

 

Bu konu bundan daha apaçık artık anlatılamaz. Ama dogma beyninizi dumur ettiği için tabii yine anlamayacaksınız o başka...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Daha hür ne köle ne dişi ne, hukukta böyle statü ve cinsiyet ayrımı yapılır mı konusuna girmedik bile... Bu Kuran kepazeliktir yani, skandal... Rezalet... Cahil çöl yağmacıları hukuk düzmeye kalkışırsa olacağı bundan başka bir şey kesinlikle değil. Olacağı bu, çare yok...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Müslümanlara mercimek beyinli diye, müslüm diye sürekli hakaret eden inanç özgürlügünün katili "mercimek beyinli bilmemneian"in iletileri benim açimdan artik yok hükmündedir, okumayacagim.   

 

*

 

Muhammed Esed'in açiklamasindan ortaya çikan şudur: el hurru bil hurri vel abdu bil abdi vel unsâ bil unsâ yalnizca hur, abd, unsâ" ile SINIRLI olmayip anlamca örnegin vel tifli bil tifli vel meleket aymânu bil meleket eymân... diye devam etmektedir yani çocuga çocuk, beslemeye besleme... Bütün bunlar ve benzerleri suç islediginde ADiL KARSILIGI kendileri görürler. Kisacasi 2:178'deki hüküm odur ki statüsü ne olursa olsun suçu isleyen erkek ya da disi (ve yalnizca onlar) suça uygun düsen bir sekilde cezalanmalidir. 

 

tarihinde Hasan Akçay tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Kendiniz söylüyorsunuz, kısas eşitlik, karşılıklılık, ayniyet, aynıyla karşılık, eşit mukabele anlamlarına gelir. Lafı dolandırmakla kurtulamazsınız. Hüre karşılık hür, köleye karşılık köle, dişiye karşılık dişi suçu ile aynı eylemle, eşit karşılıkla cezalandırılır.

 

Pasaja göre katil hür, maktül köle ve kadın ise kısas yapılamıyor. Geri cahil çöl yağmacıları böyle düzmüş Kuranınızı. Vahşi, cahil, geri, insanlık dışı bir tarzda. Bitti.

tarihinde democrossian tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
8 saat önce, sağduyu yazdı:

 

Ne tezi, sen bu hezeyanlarına tez mi diyorsun? Herkes görüyor, bir sen göremiyorsun ayette ne yazdığını. Bu arap dini sen de akıl makıl bırakmamış, tam mallaştırmış.

 

Bak hala cevap veremiyorsun... Olum alakasız alakasız konuşacağına, şöyle güzel bir cevap versene, Kur'an ayetlerinden iddianı delillendir sene...

.

Dur pardon yoksa; Ayette: "öldürün" ya da "kısas yapın" gibi fiil içeren kelimeleri bulamadın mı?

Link to post
Sitelerde Paylaş
9 saat önce, malta erigi yazdı:

Abi adama  3 dilde gosteriyoruz yazani, hala orada yazmayan bir seyi iddia ediyor. Boyle birine nasil laf anlatilabilir ki? Ben vazgectim. Israrla yalan soyluyor ve karsidakini cildirtiyor, ayni dindarr gibi. "Kadinsa kadin" yazdigini iddia ediyor, yani orada "if-eger-idha" yazmasi gerek ama boyle bir ifade yok. Kabak gibi "bil" yani "ile" yaziyor.

 

Arkadaş sizin kafa uçuk mu?

.

Şu ifadenin neresi senin dediğin anlama geliyor... -> Orada "bil" eki sizin dediğiniz anlamı katmaz... "KARŞILIKLI" olmayı vurgulamak için yazılır... Burada sizin açınızdan önemli  sorun; bu karşılık bir "EYLEME" bağlanmıyor yani: Öldürün ya da kısas yapın gibi... TEK BAŞINA BİR İFADE...

.

Özgüre karşı özgür, köleye karşı köle ve dişiye karşı dişi.

.

Bu ifade bu şekilde; "Karşılıklı" olma anlamına gelir... Kısasın özelliği ney? "Karşılıklı" olması... İşte bu ifade bu "karşılıklı olma özelliğine" Dikkat çekme ifadesidir...

.

Sizin dediğiniz anlamı elde etmek için;

.

1-) Ayetin sonuna: "Öldürülür/öldürün" veya "kısas yapın" gibi bir ekin konması gerekir...  AMA "ARAPÇASINDA" BÖYLE BİR EK YOK...

.

2-) Veya Ayetin başı: "SADECE MÜSLÜMANLARA DEĞİL" Ayetin 2. kısmına da gönderme yapması gerekir...

.

.

Özetle,

bütün yukarıda saydığım nedenler.... Bu ifadenin: "TEK BAŞINA BİR İFADE" olduğunu, ayetin başına bağlanmadığını gösterir...  Dolayısıyla bu ifadeyi: "TEK BAŞINAYKEN OLAN ANLAMDA" düşünülmesi ge-re-kir....

.

İfade den sonra; herhangi bir "EYLEM" eki gelmediği için; yine sizin dediğiniz anlamda ayeti anlayabilmek için baya bir "ÇABA SARFETMEK" gerekir...

.

Çabanız takdire şayan ama; "KAFANIZI KUMA GÖMMEKTEN" farksız...

.

Ben size bir ton faktör sayıyorum, "BİL" ekide "BİL" eki tutturdunuz... Yukarıda saydıım nedenleri yanlışlayın... Ee yukarıdaki nedenleride "YANLIŞLAYAMIYORSUNUZ"

.

E o zaman niye hatanızda ısrar ediyorsunuz???

 

tarihinde profer tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
1 saat önce, democrossian yazdı:

Kendiniz söylüyorsunuz, kısas eşitlik, karşılıklılık, ayniyet, aynıyla karşılık, eşit mukabele anlamlarına gelir. Lafı dolandırmakla kurtulamazsınız. Hüre karşılık hür, köleye karşılık köle, dişiye karşılık dişi suçu ile aynı eylemle, eşit karşılıkla cezalandırılır.

 

Pasaja göre katil hür, maktül köle ve kadın ise kısas yapılamıyor. Geri cahil çöl yağmacıları böyle düzmüş Kuranınızı. Vahşi, cahil, geri, insanlık dışı bir tarzda. Bitti.

 

Arkadaş sizin kafa uçuk mu?

.

Şu ifadenin neresi senin dediğin anlama geliyor... -> Orada "bil" eki sizin dediğiniz anlamı katmaz... "KARŞILIKLI" olmayı vurgulamak için yazılır... Burada sizin açınızdan önemli  sorun; bu karşılık bir "EYLEME" bağlanmıyor yani: Öldürün ya da kısas yapın gibi... TEK BAŞINA BİR İFADE...

.

Özgüre karşı özgür, köleye karşı köle ve dişiye karşı dişi.

.

Bu ifade bu şekilde; "Karşılıklı" olma anlamına gelir... Kısasın özelliği ney? "Karşılıklı" olması... İşte bu ifade bu "karşılıklı olma özelliğine" Dikkat çekme ifadesidir...

.

Sizin dediğiniz anlamı elde etmek için;

.

1-) Ayetin sonuna: "Öldürülür/öldürün" veya "kısas yapın" gibi bir ekin konması gerekir...  AMA "ARAPÇASINDA" BÖYLE BİR EK YOK...

.

2-) Veya Ayetin başı: "SADECE MÜSLÜMANLARA DEĞİL" Ayetin 2. kısmına da gönderme yapması gerekir...

.

.

Özetle,

bütün yukarıda saydığım nedenler.... Bu ifadenin: "TEK BAŞINA BİR İFADE" olduğunu, ayetin başına bağlanmadığını gösterir...  Dolayısıyla bu ifadeyi: "TEK BAŞINAYKEN OLAN ANLAMDA" düşünülmesi ge-re-kir....

.

İfade den sonra; herhangi bir "EYLEM" eki gelmediği için; yine sizin dediğiniz anlamda ayeti anlayabilmek için baya bir "ÇABA SARFETMEK" gerekir...

.

Çabanız takdire şayan ama; "KAFANIZI KUMA GÖMMEKTEN" farksız...

.

Ben size bir ton faktör sayıyorum, "BİL" ekide "BİL" eki tutturdunuz... Yukarıda saydıım nedenleri yanlışlayın... Ee yukarıdaki nedenleride "YANLIŞLAYAMIYORSUNUZ"

.

E o zaman niye hatanızda ısrar ediyorsunuz???

Link to post
Sitelerde Paylaş
1 saat önce, democrossian yazdı:

Daha hür ne köle ne dişi ne, hukukta böyle statü ve cinsiyet ayrımı yapılır mı konusuna girmedik bile... Bu Kuran kepazeliktir yani, skandal... Rezalet... Cahil çöl yağmacıları hukuk düzmeye kalkışırsa olacağı bundan başka bir şey kesinlikle değil. Olacağı bu, çare yok...

 

Sen kadın cinayeti dediğinde... Ayrımcılık mı yapıyorsun? Ey mantığına biip senin...

.

Ayrıca önemli olan: "ADALETTİR"

.

Sen "EŞİTLİK" yaparak insanlara; zulmedersin...

.

Yani mesela sen bir erkek olarak "kadını" koruman gerekir... Bu: "ADALETTİR"

.

Ama banane onunda kolu var kendini savunsun dersen: "EŞİTLİK" yaparsın ki bu iyi bir şey değildir...

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
7 hours ago, Hasan Akçay said:

 

Siz bunu şu soruya cevaben söylüyorsunuz: "Özgüre karsilik özgür, köleye karsilik köle, kadina karsilik kadin"dan siz ne anliyorsunuz? Tamam, Arapça metinde iLE anlaminda bi var: el-hurru bi el-hurri ve el-abdu bi el-abdi ve el-unsâ bi el- unsâ. Bunu siz tercüme eder misiniz lütfen.

 

Daha özce şunu söylemissiniz: "Muho diyor ki, bir cinayet oldugunda kisas yapabilirsiniz ama bir hur adam, bir koleyi veya kadini oldururse, tutup da (o hür) adami oldurmeyin." Peki, kimi öldürelim?

 

Lütfen sakin sakin cevaplayin, "b.k" filan tenezzül etmeden. Çünkü gerçekten ögrenmek istiyorum. Ayete göre kimin öldürülecegi ile ilgili olarak müfessirler ne demis, siz ne diyorsunuz görmek ihtiyacindayim.  

 

Muhammed Esed'in açiklamasini vermistim. Alintilayayim. Belki siz de onu görmek istersiniz: 

 

Ayetin başinda geçen KISAS terimine gelince, isaret etmeliyiz ki bu terim -bütün klasik müfessirlere göre- MUSÂVAT ile hemen hemen es anlamlidir yani "bir seyi (baska bir seye) esitlemek" ve bizim örnegimizde CEZAYI SUÇA ESiTLEMEK ya da CEZAYI SUÇA UYGUN HALE GETiRMEK -ki en dogrusu ADiL KARSILIK olarak tercüme edilebilir. 

 

KISAS terimi ile baglantili olarak okundugunda "hür için hür, köle için köle, disi için disi" sartinin SINIRLI, lafzî anlamiyla alinamayacagi ve bu niyeti tasimadigi açiktir.

 

Aksi halde bu, öldürme olaylarinin çogunu, örnegin bir hürün bir köle tarafindan ya da bir disinin bir erkek  tarafindan öldürülmesini ya da tersini disarda birakir.

 

O halde yukardaki sart Kuran'da çok SIK rastlanilan eksili ifade (icaz) tarzinin bir örnegi olarak alinmalidir ve onun yalnizca bir anlami olabilir ki o da "cinayeti EGER hür bir adam islerse cezayi o hür adam görmelidir, eger bir köle islerse cezayi o köle görmelidir..." seklinde olmalidir.

 

Baska bir deyisle statüsü ne olursa olsun suçu isleyen erkek ya da disi (ve yalnizca onlar) suça uygun düsen bir sekilde cezalanmalidir. 

Metinde kimun oldurulecegi belli. Eger bir kole bir kadini oldurdugunde kissasin ne olacagi yazmiyorsa, bu kuranun sorunudur. Ben onumde yazana bakarim.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ey İnananlar! Öldürülenler hakkında size kısas farz kılındı: Hür ile hür insan, köle ile köle ve kadın ile kadın. Öldüren, ölenin kardeşi tarafından bağışlanmışsa, kendisine örfe uymak ve bağışlayana güzellikle diyet ödemek gerekir. Bu, Rabbiniz'den bir hafifletme ve rahmettir. Bundan sonra tecavüzde bulunana elem verici azab vardır.Bakara 178

 

Bu ayette,yalnızca kardeşi tarafından bağışlanabilir yazıyor.Annesi,babası bağışlayamaz öyleyse.

Kardeşi olmazsa,direk öldürülecek.

Düşünsene,iki idamlık kişi,birisinin öldürdüğü kişinin  kardeşi var,o öldüren kişiyi bağışlıyor,o kurtuluyor,diğer kişinin öldürdüğü kişinin kardeşi yok,dolasıyla onu bağışlayacak kimse yok,o direk ölüm yaptırımına çarptırılıyor.

 

Bu ne saçma ayet lan.Neresinden tutsan elinde kalır.

tarihinde Buzul tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
4 hours ago, profer said:

 

Bak hala cevap veremiyorsun... Olum alakasız alakasız konuşacağına, şöyle güzel bir cevap versene, Kur'an ayetlerinden iddianı delillendir sene...

.

Dur pardon yoksa; Ayette: "öldürün" ya da "kısas yapın" gibi fiil içeren kelimeleri bulamadın mı?

 

Sen yine cevap veremediğimi san, herkes senin kadar mal ve gerizekalı değil. Dur, ayeti bir daha koyalım ki, başka okuyanlar senin ne kadar salak olduğunu görsünler.

 

Bakara/178. Ey iman edenler! Öldürülenler hakkında size kısas farz kılındı. Hüre karşı hür, köleye karşı köle, kadına karşı kadın kısas edilir. Ancak öldüren kimse, kardeşi tarafından affedilirse, aklın ve dinin gereklerine uygun yol izlemek ve güzellikle diyet ödemek gerekir. Bu, Rabbinizden bir hafifletme ve rahmettir. Bundan sonra tecavüzde bulunana elem dolu bir azap vardır.

tarihinde sağduyu tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

"Kısas yazıldı".

 

"Hüre hür köleye köle dişiye dişi".

 

"Kardeşi affederse örfe uyun".

 

Bu üç ifade alakasız arkadaşlar. Birincide bir kayaya kazınmış olarak bulunan k,ı,s,a ve bir s daha harfleri şeklinde olan bir buluntudan bahsediliyor. Bu harflerin ne anlama geldiği anlaşılamamış. Muhtemelen Kısa Samiri diye kısa boylu bir adamdan bahsettiği tahmin ediliyor. İkinci s'den sonrası kaya yarıldığı için kaybolmuş olmalı.  Muhammet Ay'ı yararken parmağını biraz sertçe aşağı indirince kayaya da isabet etmiş!!!

 

İkinci ifadede hür ile hürün pişpirik, köle ile kölenin dama ve dişi ile dişinin konken oynaması emrediliyor.

 

Üçüncü ifadede ise diğer iki ifade ile asla ve katiyyen alakası olmamak üzere eşşek şakalarına alınmamaktan bahsediyor.

 

Müfessirlerin beyanına göre birinci ifade malum kaya yazısının bulunması üzerine nazil olmuş. Sonracıma Muhammed Safvan ile birlikte çıkagelen Ayşe'ye "çölde naaptınız kız Safvan ile?" diye sorunca Ayşe "pişpirik oynadık" demiş. Muhammed: "kölen naapıyordu o sırada?" demiş. Ayşe: "O babamla dama oynuyordu" demiş. Muhammed "ya anan kiminle ne oynuyordu?" diye sorunca Ayşe ağlamaya başlaması üzerine ayetin ikinci kısmı nazil olmuş.

 

Gel zaman git zaman Ömer havaya bakıp "yağmur yağacak allahü alem" demiş. Osman bu söze alınmış. "Geçen sene yağmura yakalanıp ıslanmamı kastediyorsun demi" diye Ömer'e küsmüş. Meğer Osman'ı sırılsıklam gören ahali ona "Ördek Osman" demeye başlamışmış! Bunun üzerine de ayetin üçüncü kısmı şakkadanak nazil olmuş.

 

Sonra Muaviye Kuran'ı bir tahta parçasına yazarken Muhammed'e "yaaa muhammed, bunları ayrı ayetler halinde yazayım değil mi, alakası yok üçünün çünkü" demiş. Muhammed "ne halt edersen et" demiş. Muaviye de kızıp düz yazmış geçmiş.

 

O zaman da işte böyle olmuş! Be adam, herife düzgünce nasıl yazacağını tarif et de... Millet kısas hüre hür köleye köle dişiye dişi yapılacakmış sanmasın! Tamam Ayşe ne yaptı Safvan'la çölde diye kafana takıldı ama işine odaklan be adam!

Link to post
Sitelerde Paylaş
10 minutes ago, democrossian said:

"Kısas yazıldı".

 

"Hüre hür köleye köle dişiye dişi".

 

"Kardeşi affederse örfe uyun".

 

Bu üç ifade alakasız arkadaşlar. Birincide bir kayaya kazınmış olarak bulunan k,ı,s,a ve bir s daha harfleri şeklinde olan bir buluntudan bahsediliyor. Bu harflerin ne anlama geldiği anlaşılamamış. Muhtemelen Kısa Samiri diye kısa boylu bir adamdan bahsettiği tahmin ediliyor. İkinci s'den sonrası kaya yarıldığı için kaybolmuş olmalı.  Muhammet Ay'ı yararken parmağını biraz sertçe aşağı indirince kayaya da isabet etmiş!!!

 

İkinci ifadede hür ile hürün pişpirik, köle ile kölenin dama ve dişi ile dişinin konken oynaması emrediliyor.

 

Üçüncü ifadede ise diğer iki ifade ile asla ve katiyyen alakası olmamak üzere eşşek şakalarına alınmamaktan bahsediyor.

 

Müfessirlerin beyanına göre birinci ifade malum kaya yazısının bulunması üzerine nazil olmuş. Sonracıma Muhammed Safvan ile birlikte çıkagelen Ayşe'ye "çölde naaptınız kız Safvan ile?" diye sorunca Ayşe "pişpirik oynadık" demiş. Muhammed: "kölen naapıyordu o sırada?" demiş. Ayşe: "O babamla dama oynuyordu" demiş. Muhammed "ya anan kiminle ne oynuyordu?" diye sorunca Ayşe ağlamaya başlaması üzerine ayetin ikinci kısmı nazil olmuş.

 

Gel zaman git zaman Ömer havaya bakıp "yağmur yağacak allahü alem" demiş. Osman bu söze alınmış. "Geçen sene yağmura yakalanıp ıslanmamı kastediyorsun demi" diye Ömer'e küsmüş. Meğer Osman'ı sırılsıklam gören ahali ona "Ördek Osman" demeye başlamışmış! Bunun üzerine de ayetin üçüncü kısmı şakkadanak nazil olmuş.

 

Sonra Muaviye Kuran'ı bir tahta parçasına yazarken Muhammed'e "yaaa muhammed, bunları ayrı ayetler halinde yazayım değil mi, alakası yok üçünün çünkü" demiş. Muhammed "ne halt edersen et" demiş. Muaviye de kızıp düz yazmış geçmiş.

 

O zaman da işte böyle olmuş! Be adam, herife düzgünce nasıl yazacağını tarif et de... Millet kısas hüre hür köleye köle dişiye dişi yapılacakmış sanmasın! Tamam Ayşe ne yaptı Safvan'la çölde diye kafana takıldı ama işine odaklan be adam!

Safvan, möminlerin annesini pilavdan yemiş :D

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...