Jump to content

Kuran'ın Çelişkilerine Örnekler 2


Recommended Posts

43 dakika önce, Buzul yazdı:

Kuranda tecavüzün yaptırımı

 

Bunun olmayışı, çok vahim sonuçlara yol açıyor İslam ülkelerinde. Tanımının yapılmış olmayışı, tecavüzün zina kapsamında ele alınabilmesine ya da cezasız kalmasına yol açabiliyor, duruma göre. Zina kapsamında ele alınması durumunda mağdur da aynı suçlu gibi cezalandırılıyor ki bunun ne kadar korkunç bir insanlık suçu olduğunu anlatmaya gerek bulunmuyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 1,1k
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Top Posters In This Topic

Posted Images

56 dakika önce, democrossian yazdı:

Peki canın gibi sevdiğin bir kızın var diyelim. Bir adamla evlendi ve adam bir gün o canın gibi sevdiğin kızını öldürdü. İslama göre ne yapacaksın? Hiç bir şey yapamazsın. Kösülüp oturmaktan başka hiç bir bot yiyemezsin.

 

Yapabileceğin bir şey yok değil. Ölümü göze alıp sen de onu öldüreceksin. Daha kurnazsan bir kiralık katile öldürteceksin. Yapabileceğin islam şeriatı açısından hiç bir şey yok. Kadın öldürdü diye hür bir adam bu geri yobaz vahşi ilkel çöl yağmacılarına göre kısas edilmez.

 

Kur'an; öldürülenler hakkında kısas yazıldı diyor... Adam Kur'an'a göre hiç bir şey yapamassın diyor...

.

Ha eğer, kocasının öldürdüğü kanıtlanamıyorsa, bu hiç bir hukukta cezalandırılamıyor... Yani en gelişmiş Hukukta bile... KIsaca kızını evlendirdiğin adamı iyi tanı benden sana tavsiye ;)

.

.

.

Link to post
Sitelerde Paylaş
1 dakika önce, democrossian yazdı:

 

Bunun olmayışı, çok vahim sonuçlara yol açıyor İslam ülkelerinde. Tanımının yapılmış olmayışı, tecavüzün zina kapsamında ele alınabilmesine ya da cezasız kalmasına yol açabiliyor, duruma göre. Zina kapsamında ele alınması durumunda mağdur da aynı suçlu gibi cezalandırılıyor ki bunun ne kadar korkunç bir insanlık suçu olduğunu anlatmaya gerek bulunmuyor.

 

Senin "islam ülkeleri" değin ülkelerin islam ülkesi olduğunu nereden çıkardın? Kur'an ile alakaları yok ki... Onlar kendi keyiflerine bir din anlayışındalar... Bu Kur'an'ı bağlamaz... Kur'an'a göre daha önce de dediğim gibi bu konuda "yaptırım" olduğu açıktır...

.

.

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
1 dakika önce, democrossian yazdı:

 

Bunun olmayışı, çok vahim sonuçlara yol açıyor İslam ülkelerinde. Tanımının yapılmış olmayışı, tecavüzün zina kapsamında ele alınabilmesine ya da cezasız kalmasına yol açabiliyor, duruma göre. Zina kapsamında ele alınması durumunda mağdur da aynı suçlu gibi cezalandırılıyor ki bunun ne kadar korkunç bir insanlık suçu olduğunu anlatmaya gerek bulunmuyor.

Yeterli,ayrıntılı bir kitap gönderen el ilah bundan nasıl söz etmez,çok ilginç bir durum 

Link to post
Sitelerde Paylaş
24 dakika önce, Rookie Explorer yazdı:

fakat yada sadece olmasının farkını ben anlayamadım.

 

Fark şu: Sadece deyince katilden başka hiç kimse affedilemez affedilecek kişi bir tek katildir anlamı çıkar. Bu da saçma bir anlam olur. Fakat deyince kısas edilecek fakat af da edilebilir anlamı çıkar.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bu saksısı çalışmayan gerinin saksısını allahı yukardan gübreleyip saksısı çalışmadıkça aşırı saçmalayacağı için ben boş boş laf eden biriyle zamanımı öldüremem. Bunların saçma bir takım çürümüş sakızları var, onları çiğner dururlar. Ezberlerinden başka bir haltları yoktur. Papağan ezberi gibi takılmış CD gibi hezeyan sayıklarlar.

 

Bu hezeyanlardan birisi de islam ülkeleri Kuranı bağlamaz ezberidir. Bağlar veya bağlamaz, onu tartışan yok ki. Ben ne yaptım, gözlemlenen durumu belirledim. Bir bağlama çektim mi, hayır. O ayrı bir konu.

 

Bu tabii ağzı uçkur düğümünden daha gevşek geriye yanıt değil, bu da Müslümler hakkında genel bir durum belirlemesi.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bakara 178e olmayan veli,varis,vasiyetle seçtiğiniz kişi gibi sözleri, sözcükleri ekleyenlerle,değişmemiştir dedikleri kitaplarını değiştirenlerle,kendi dinleriyle,kitaplarıyla ters düşen,tutarsız yavşaklarla uğraşıyoruz,var mı böyle bir şey.Var işte,Kuran yetersiz olunca,islam bağımlısı,sağı solu ayrı oynayan bazı yavşaklar,kurana olmayan sözcükler ekleyip,korunmuştur,değişmemiştir dedikleri kitaplarını değiştiriyorlar,kendi dinlerini yalanlıyorlar,sonra bu yavşaklar bir de utanmadan biz müslümanız diyorlar.Kuranın yetersiz oluşu,islamı kaybetme korkusu yaşayan,gerçek islam bu değilci,orta yolcu islam bağımlılarında yavşaklığa,pişkinliğe,yüzsüzlüğe,tutarsızlığa neden olabiliyor.İslamı kaybetme korkusu yaşayan,islam bağımlısı bir beyin,en açık çelişkileri,tutarsızlıkları bile görmezden gelebiliyor,yalan söyleyebiliyor,zırvalayabiliyor,saçmalayabiliyor,kendi diniyle ters düşse bile kendini o dinin bir üyesi olarak görebiliyor.Kutsal uyuşturucu bağımlılığı böyle bir şey işte.

 

tarihinde Buzul tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
15 dakika önce, Buzul yazdı:

Bakara 178 de olmayan veli

 

Veli sözcüğü kuranda o kadar çok kullanılır ki burada kardeşi yerine velisi demesi son derece kolaydı. Kardeşi yok, "eyvaaah! Keşke öldürmeden araştırsaymışım yaaa! Naaptım ben! Lan bunun anası babası niye böyle bir gol atıp üstüne yatmışlar! İnsan bir çocuk daha yapar be!" :lol:

 

Bu yani dindar delisini de geçecek gibi. Bunun da balataları sıyırması yakındır. O kadar aşırı saçmalıyor ki, yanıt vermeye tenezzül edilecek bir şey hiç göremiyorum hezeyanları arasında. Bu da yakında hubala bübele hiyooo kamooon dasasa demeye başlar! :lol:

Link to post
Sitelerde Paylaş
1 dakika önce, democrossian yazdı:

 

Veli sözcüğü kuranda o kadar çok kullanılır ki burada kardeşi yerine velisi demesi son derece kolaydı. Kardeşi yok, "eyvaaah! Keşke öldürmeden araştırsaymışım yaaa! Naaptım ben! Lan bunun anası babası niye böyle bir gol atıp üstüne yatmışlar! İnsan bir çocuk daha yapar be!" :lol:

 

Bu yani dindar delisini de geçecek gibi. Bunun da balataları sıyırması yakındır. O kadar aşırı saçmalıyor ki, yanıt vermeye tenezzül edilecek bir şey hiç göremiyorum hezeyanları arasında. Bu da yakında hubala bübele hiyooo kamooon dasasa demeye başlar! :lol:

Kardeşi yokmuş,keşke öldürmeden önce araştırsaymışım,ahaha:D

Öyle böyle değil,çok pişkin,yüzsüz biri bu.Ben de bunla yazışmayı kestim,çünkü islamı kaybetme korkusu yaşayan bir bağımlı,saçmalıyor,üsteliyor,yalan söylüyor,kendi diniyle bile ters düşüp,kendi dinini yalanlıyor.Bu islam bağımlısı beyne yanıt yazsan,yine gidecek saçma sapan bir yorum yazacak,sen sonra bir daha yazacaksın,sonra bir daha saçmalayacak.Boşuna soluğunu,özünü tüketip,sinir olmaya ne gerek var.En iyisi yazmamak.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Hayır ya biz de Müslüm olduk. Ama ben müslümken kıvrım kıvrım kıvranırdım yani, ne huzur vardı ne dur ne dinek. Allah nasıl böyle bir şey söyler diye geceleri uykularım kaçardı. Allah böyle bir şey söyleyemez, Emeviler Kuran'ı maalesef değiştirmişler demekten başka çıkar yol bulamamıştım müslümken.

 

Bu da huzur bulmama neden olmadı tabii, bu kez de koskoca allah dört saltanatçıya nasıl izin verir diye kıvranmaya başlamıştım. Ben bu islamdan çıkmadıkça hiç huzur bulamadım. Müslümken içimde sürekli bir şeyler yanlış diye bir his olmuştur.

Link to post
Sitelerde Paylaş
3 dakika önce, Buzul yazdı:

islamı kaybetme korkusu yaşayan bir bağımlı

 

Müslümler için en doğru teşhis budur. Bunları alacak kadar yatak kapasiteli bir klinik olsaydı bunları toplayıp bağımlılık tedavisi uygulamak gerekirdi ama sayıları da çok fazla. Elini değil neyini sallasan en az ellisine değer.

 

Bunları toplu tedavi olanaksız da, ama zaten gerek yok, bunlar kuru kalabalıktır. Başlarını çeken bir putları olmadığında darmadağın olurlar. Bunları pek de dikkate almaya gerek yok. Varsın bildiklerini okusunlar. Ellerinden geleni artlarına koymasınlar bakalım ne bot yiyebilecek en sonunda bunlar. Bunların sonu acı olacak, pek fazla da gecikecek gibi görünmüyor bu son. Uçuruma doğru hızla koşuyorlar. Koskoca vekil sandalyesini işgal etmiş bunlardan bir tanesi demedi mi liderimiz uçurumdan atlasa biz de atlarız diye! Adam ağzıyla itiraf etti. Sonları bu olacak bunların.  

 

Herkes hiç unutmasın. BOP çerçevesindeki domino etkisi Kuzey Afrika'dan yıkıla yıkıla son domino taşlarına kadar geldi. Bunu hiç kimse aklından çıkarmazsa çok iyi eder. Her şeye, bakın her şeye hazırlıklı olursanız çok iyi edersiniz.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sinema efsanesi Terminatör filminde "bu kim" diye soran Meksikalıya John Conner'ın "O mu, o Bop amca!" "demesi belleğime kazınmıştır. Terminatöre Bop denmesi acaba sadece bir tesadüf mü... Filmin o bölümünün adı da "Judgement Day" Yani kıyamet günü... Filmin en çarpıcı sloganı "No fate" yani "kader değil". Ama sonra kader olduğu anlaşılıyor! Filmin en çarpıcı felsefesi yolların kader olduğu. Yolumuzu seçerken kaderimizi yazarız.

 

Hey beee, ne efsaneydi... Cameron'ın en yakın rakibi sinema dâhisi Spielberg'e açık fark attığı muhteşem efsane... Tekrarı mümkün olmayan bir kült...

Link to post
Sitelerde Paylaş
2 saat önce, Buzul yazdı:

Profer beyinsizi,yavşağı sana buradan artık çektiri çekiyorum,zamanı geldi.Çünkü üste çıkmak için yazıyorsun,yazarken saçmalıyorsun,saçmalıyorsun çünkü bağımlısın,islamı kaybedip boşluğa düşme korkun var,kendi kafana göre sözcük,anlam ekliyorsun,değişmemiştir dediğin kuranı değiştirip,kendi dininle bile ters düşüyorsun,kendi diniyle bile ters düşebilen biriyle daha fazla yazışmanın anlamı var mı,yok,o yüzden senin gibilere en iyi çektiri çekmek,boşuna ne soluğumu tüketeceğim de,kendimi sinir edeceğim.İçinde kuşkuları boş boş konuşarak,üste çıkarak,saçmalayarak bastıracaksan,kuranın yetersizliğinin üstünü,pişkinliğe vurarak,saçmalayarak örtmeye çalışacaksan,buradan çektir git.Biz senin gibi yavşak bağımlıların,tutarsız,sağı,solu ayrı oynayan dansözlerin stres topu değiliz.Seni izliyorum,Kuranda tecavüzün yaptırımını arıyordun,profiline baktım,tecavüzün yaptırımını bulamadın,yaza yaza da bu yanıtı yazdın,tüm gece düşünmüşsündür ne yazsam da üste çıksam diye,çünkü amacın üste çıkmak,gerçeklere ulaşmak değil.Yavşaklığının simgesi olan göz kırpma emojini de alıpta çektir git,çakma müslümal profer.Senle mi uğraşacağız.

 

Ben bir kişinin saçmaladığını düşünürsem (mesela sen) o kişiye cevap veriririm. Senin gibi boşa sallayarak dışarıdan bakan kişide; "karşıdaki gerçekten de saçmalamış ki bu kişi öyle söylüyor" izlenimi bırakmaya çalışmam...

.

Ama sen bir neden sayamıyorsun... Söylediklerim saçmaysa "saçmalığı" gösterirsin... Öyle gof gof atmakla olmaz bu işler...

.

Cevap veremiyorsun hala çamurluğa yatmaya çalışıyorsun... Sonra beni çamura yatmakla suçluyorsun... Aynen iletiyorum...

.

Üste çıkmaya çalıştığım falan yok, gördüğüm kadarıyla öyle bir çabaya gerek de yok. Saçma mantıklarını deşifre eden çıkmadıysa ben ne yapayım? Bu durum sana baya "muazzam" mantıklar kuran biri zannetmeni sağlamış kendini olay o...

.

Profilime bakmışta, "Tecavüzün Yaptırımını" arıyormuşumda... Benim hangi saatler arasında yazdığım bellidir... Velev ki öyle... Bu neyi kanıtlar? Benim bütün fikirlerimi çürütmüş mü oldun?

.

.

Cevap ver, cevap kaçma, şahsıma saldırarak prim yapmaya çalıştığına göre, kimin üste çıkmaya açlıştığı da belli oluyor...

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
1 saat önce, democrossian yazdı:

Bu saksısı çalışmayan gerinin saksısını allahı yukardan gübreleyip saksısı çalışmadıkça aşırı saçmalayacağı için ben boş boş laf eden biriyle zamanımı öldüremem. Bunların saçma bir takım çürümüş sakızları var, onları çiğner dururlar. Ezberlerinden başka bir haltları yoktur. Papağan ezberi gibi takılmış CD gibi hezeyan sayıklarlar.

 

Bu hezeyanlardan birisi de islam ülkeleri Kuranı bağlamaz ezberidir. Bağlar veya bağlamaz, onu tartışan yok ki. Ben ne yaptım, gözlemlenen durumu belirledim. Bir bağlama çektim mi, hayır. O ayrı bir konu.

 

Bu tabii ağzı uçkur düğümünden daha gevşek geriye yanıt değil, bu da Müslümler hakkında genel bir durum belirlemesi.

 

İslam ülkesi diye kendini adlandıran ülkeler deseydin o zaman sende...

.

Ama kastdettiğin Kur'an'a gönderme, bunu ikimizde biliyoruz...

.

Ha eğer kasdettiğin Kur'an değilse bunu dillendir... SENDEN ÖZÜR DİLEYEYİM ;)

.

CD gibi tekrar eden sizssiniz...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Adam saçmalıklarının,zırvalarının,yalanlarının,tutarsız yazılarının düşünce olduğunu sanıyor.:DSaçmaysa,saçmalıklarımı ortaya koyun diyor.Koyuyorlar,koyuyoruz,koyarlar da her türlü,sen saçmaladığını kabul etmezsin,çünkü kabul edersen, bağımlı olduğun islamı kaybedersin.Senin sorunun tümüyle zihinsel,sen bir bağımlısın,sen hastasın.Sen bizle tartışarak,üste çıkmaya çalışıyorsun,islamı kaybetmemek için,bizi kullanıyorsun,haksız olduğun halde üsteliyorsun,yalan söylüyorsun,saçmalıyorsun,yalanlarını utanmadan pazarlıyor,satmaya çalışıyorsun,işi pişkinliğe,arsızlığa,yüzsüzlüğe vuruyorsun.O yüzden sana bir kez daha çektiri çekiyorum.Hadi şimdi çektir git islam bağımlısı,arabın diniyle kafayı bulan,algı yolları tıkanmış,utanmaz,pişkin,arsız,yüzsüz,tutarsız beyinsiz.Senle mi uğraşacağız.

 

tarihinde Buzul tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
3 dakika önce, Buzul yazdı:

Adam saçmalıklarının,zırvalarının,yalanlarının,tutarsız yazılarının düşünce olduğunu sanıyor.:DSaçmaysa,saçmalıklarımı ortaya koyun diyor.Koyuyorlar,koyuyoruz,koyarlar da her türlü,sen saçmaladığını kabul etmezsin,çünkü kabul edersen, bağımlı olduğun islamı kaybedersin.Hadi şimdi çektir git islam bağımlısı,arabın diniyle kafayı bulan,algı yolları tıkanmış,utanmaz,pişkin,arsız,yüzsüz,tutarsız beyinsiz.Senle mi uğraşacağız.

 

Geriye dönük alıntılardan bir tane örnek göster,

.

Benim mantıklarımdan çürüttüğün bir örnek,

.

Üzerine konuşalım kimin mantığı hatalıymış kimin mantığı düzgünmüş...

.

Eğer kendin yapmassan...

.

Şuan işim var çıkıcam.

.

Ama bilgisayara geri geldiğimde.

.

Tek tek kimin mantığına ne cevaplar verimiş alıntılarla göstericem

.

Bakalım, "gof gof" atmakla oluyormuymuş...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sen bir bağımlısın,sen hastasın,sen islam bağımlısı,kendi diniyle bile ters düşebilen,kendi dinini yalanlayan tutarsız bir salaksın.Aradığını kuranda bulamayınca,üste çıkmak için saçmalayan,işi pişkinliği vuran bir yavşaksın.Şimdi böyle biri,gelmiş diyor ki,beni çürüttüğün,çürüttüğünüz yer var mı.Güler misin,ağlar mısın?:DLan çektir git şuradan.

Link to post
Sitelerde Paylaş
2 hours ago, Rookie Explorer said:

 

Sayın sağduyu,

bu çeviriye göre enteresan bir durum oluşmuyor mu?

 

"ancak öldüren kimse"  demişsiniz. yani katil

 

bu durumda kısas

"her zaman öldüren kimse için geçerlidir" 

 

ayet ne diyordu?

,"hüre hür, köleye köle, kadına kadın" 

 

 

bu durumda 

ya

"kısas sadece hür hürü, köle köleyi, kadın kadını öldürdüğünde uygulanır" 

 

yada 

bu ayetin ne demek istediği tam anlaşılamıyor.

 

Saygılar

 

 

Ben ""ancak öldüren kimse"  demiyorum, çevirenler öyle çevirmiş, daha farklı çeviriler de var.

 

Ayetin ne dediğinin anlaşılamaması ya da "kısas sadece hür hürü, köle köleyi, kadın kadını öldürdüğünde uygulanır" anlamı çıkması benim sorunum değil, bu kitabı yazanların sorunu. Bu kitabı yazanlar ne demek istediklerini anlatamayacak kadar salak ve cahilse ben ne yapayım?

 

Ayetin yazılma sebebi de şuymuş:

 

1- Şa'bî dedi ki: 

"Arab Kabileleri'nden iki kabile arasında bir savaş vardı. Bu iki kabi­lenin birisinin diğerine üstünlüğü vardı. Bu sebeple dedi ki: "Bizim kölemize karşılık si­zin hür olanınızı, kadınımıza karşılık da erkeğinizi kısas edeceğiz. Bu sebeple Allah Teala bu âyeti indirdi."[168]

2- Katade'den şöyle rivayet edilmiştir: 

Câhiliye devri insanlarında zu­lüm ve şeytana itaat hüküm sürüyordu. Onlardan, güçlü olan bir kabilenin kölesini başka bir kabilenin kölesi öldürdüğünde, "buna karşılık kesinlikle hür bir adamdan başkasını öldürmeyi kabul etmeyiz" derlerdi. Diğer kabile­lerden bir kadın bunlardan bir kadını öldürdüğünde de "bunun yerine bir er­kekten başkasını öldürmeyi kabul etmeyiz" derlerdi. Yüce Allah, bu haksızlığı ortadan kaldırmak için "Hüre hür, köleye köle, kadına kadın öldürü­lür" mealindeki âyeti indirdi.[169] 

3- Saîd İbni Cübeyr'den (r. a.) İbnu Ebî Hatim anlattı:

-İslamdan biraz önce, Araplardan iki kabîle câhiliyet döneminde savaştılar. Aralarında öldürme ve yaralama vardı. Ta Müslüman oluncaya kadar, köleyi ve kadınları öldürürler, bâzısı bâzısından bir şey almazdı. İki kabileden biri diğerinden mal ve adet bakımından çoktu. Onlar bizden bir köle ölünce, onlardan bir hür, bizden bir kadın ölünce, onlardan bir erkek ölmedikçe razı olmayız diye yemin ettiler.

Onlar hakkında, Bakara: 2/178 ayeti indirildi.

 

 

2 hours ago, profer said:

 

"ARAŞTIRMA YAPMAYI" BİLMİYORSAN ÖĞRETELİM ;)

.

Hala papağan gibi tekrar ediyorsun... BAKARA 178'DE "KISAS EDİLİR" DİYE BİR İFADE YOK! 

.

"Öldürülenler hakkında kısas yazıldı(farz kılındı)" yazıyor... Dİkkat et: "ÖLDÜRÜLENLER HAKKINDA KISAS YAZILMIŞ..."

.

Sahtekarlığını bir kez daha gösterelim:

 

 

Yâ eyyuhe-lleżîne âmenû = Ey iman edenler!

 

kutibe ‘aleykumu-lkisâsu fi-lkatl(e) = Farz kılındı size kısas "ÖLDÜRMELERDE"

 

-lhurru bilhurri vel’abdu bil’abdi velunśâ bilunśâ = O Hür o hüre, o köle o köleye, o kadın o kadına

 

 

Maide 45 e bakalım birde:

 

 

Veketebnâ ‘aleyhim fîhâ enne = Yazdık Onlara(yahudilere) Onda(tevratta) muhakkak

 

nne-nnefse bi-nnefsi vel’ayne bil’ayni vel-enfe bil-enfi velużune bilużuni ve-ssinne bi-ssinni velcurûha kisâs(un) = Cana can, göze göz, buruna burun, kulağa kulak, dişe diş ve yaralara Kısas

 

 

Bu arada, Maide 45 deki bahsedilen kısas: "Tevratta" daha önce yazılmış bir hüküm... Kur'an'ın hükmü değil!

 

 

Ama; Bakara 178 deki ifade ile Maide 45 arasındaki farkı, kelime kelime yukarıdan okuyan görür...

 

Eğer; Bakara 178 deki ifade, Maide 45 deki gibi olsaydı siz haklıydınız... Ama ifadeler farklı... -_-

 

 

 

 


 

 

1. Lan gerizekalı mal, İslam dinine göre Tevrat da, Kuran da Allah tarafından indirilmiş kitap değil mi? İslam'a göre bir hüküm Allah tarafından indirilmişse hangi kitapta yazdığının ne önemi var? Put burada ben bu hikmü Tevrat'ta yazmıştım ama artık geçerli değil diyor mu?

 

Bu arada çoğu İslam alimine göre Bakara/178, Maide/45 tarafından nesh edilmiştir yani hükümsüz kılınmıştır.

 

2. Bakara/178:

 

el hurru bi el hurri          : hür hür ile
ve el abdu  bi el abdi     : ve köle köle ile
ve el unsâ  bi el unsâ    : ve kadın, dişi kadın ile, dişi ile

 

Maide/45. 

 

en nefse bi en nefsi        : cana can ile
ve el ayne bi el ayni        : ve göze göz ile
ve el enfe bi el enfi          : ve buruna burun ile
ve el uzune bi el uzuni    : ve kulağa kulak ile
ve es sinne bi es sinni    : ve dişe diş ile

 

Bakara/178 ile Maide/45 arasındaki ifade nasıl aynı değil, al, iki ayette de aynı kalıp kullanılmış.

 

Sorular hala geçerli:

 

Sorular:
 
1. Maide/45'e göre, göze can veya buruna göz kısas edilir mi?
 
2. Yukarda yürüttüğünüz mantığa bağlı kalarak, Bakara/178'e göre, erkeğe hür kısas edilir mi?

Link to post
Sitelerde Paylaş
Bir saat önce, democrossian yazdı:

 

Müslümler için en doğru teşhis budur. Bunları alacak kadar yatak kapasiteli bir klinik olsaydı bunları toplayıp bağımlılık tedavisi uygulamak gerekirdi ama sayıları da çok fazla. Elini değil neyini sallasan en az ellisine değer.

 

Bunları toplu tedavi olanaksız da, ama zaten gerek yok, bunlar kuru kalabalıktır. Başlarını çeken bir putları olmadığında darmadağın olurlar. Bunları pek de dikkate almaya gerek yok. Varsın bildiklerini okusunlar. Ellerinden geleni artlarına koymasınlar bakalım ne bot yiyebilecek en sonunda bunlar. Bunların sonu acı olacak, pek fazla da gecikecek gibi görünmüyor bu son. Uçuruma doğru hızla koşuyorlar. Koskoca vekil sandalyesini işgal etmiş bunlardan bir tanesi demedi mi liderimiz uçurumdan atlasa biz de atlarız diye! Adam ağzıyla itiraf etti. Sonları bu olacak bunların.  

 

Herkes hiç unutmasın. BOP çerçevesindeki domino etkisi Kuzey Afrika'dan yıkıla yıkıla son domino taşlarına kadar geldi. Bunu hiç kimse aklından çıkarmazsa çok iyi eder. Her şeye, bakın her şeye hazırlıklı olursanız çok iyi edersiniz.

Bu islam bağımlısı hastalar,gelip burada pişkin pişkin konuşuyorlar,işi yüzsüzlüğe,arsızlığa vuruyorlar işte.Bu tür hastaları en iyisi direk şutlamak gerekir,bu tür hastaların saçmalamasına,pişkinlik yaparak insanları sinir etmesine izin verilmemelidir.Bakıyorsun hasta,bağımlı,islamı bağımlı olduğu için savunuyor,o kadar bağımlı ki,bağımlı olduğu uyuşturucuyu kaybetmemek için,kendi dinini bile yalanlıyor,kendi diniyle bile ters düşüyor,yalan söylüyor,tutarsız.Bağımlı beyni,dinde kalabilmek için uydurduğu ne kadar şey varsa hepsini islam olarak görüyor.Öyleki değişmemiştir,korunmuştur dediği kitaba,olmayan sözcükler,sözler,anlamlar ekleyebiliyor,kitabını değiştirebiliyor.Bu tür bir bağımlı tutarlılık aramaz,dinde kalabilmek için her türlü eğip,bükmeyi yapar,yalanlar uydurur.Tutarlılık aramadığı içinde,saçmaladığının,çelişkiye düştüğünün,tutarsız olduğunun farkına varmaz,bu durumu görmezden gelir.Tutarsız olduğunu,çelişkiye düştüğünü,saçmaladığını kabul etmediği içinde bu bağımlı yavşak beyin,ben saçmalamıyorum ki,beni hadi çürütün,ben mantıklı konuşuyorum diyerekten pişkin pişkin konuşur,işi yüzsüzlüğe,arsızlığa vurur.

Link to post
Sitelerde Paylaş
On 16.04.2017 at 16:59, profer said:

Öncelikle o ayet bir çelişki örneği değil onu belirteyim... ("çelişmek" ile "bir şeyin gerçekleşme olasılığı" ve "mantıksızlık" farklı şeylerdir.)

.

Ayette neden o ifadeye takılıyorsunuz bende orasını anlamıyorum. Ayet orada Kısasa vurgu yapıyor... Köleyse köle olacak ya da kadınsa kadın olacak diye bir durum söz konusu değil... O daha çok kinayeli bir anlatım gibi duruyor... Bir tarif biçimi...

Çünkü hemen sonraki ifadeye bakın:

.

...Fakat kimin (hangi katilin) lehine, onun (maktulün) kardeşi (varisi veya velisi) tarafından bağışlanırsa, artık (yapılması gereken) örfe uymak (ve) ona (maktulün varis veya velisine) güzellikle (diyet) ödemektir...

.

Eğer öyle bir mantık olsa; affetmek ne alaka?

.

Nede olsa hüküm belli olmuş oluyor... Birde karşıdaki kişi köle öldürdü ee öldüren kişinin kölesi yoksa nasıl olacak... Dolayısıyla ayette dikkat çekilen konu "kısas". Diğer ifade ise; kısasın özelliğine kinayeli bir vurgu yapıyor... (karşılıklı olmasından ötürü) 

.

Hatta bir sonraki ayette:

.

Ey temiz akıl sahipleri, kısasta sizin için hayat vardır. Umulur ki sakınırsınız.

 

O ayete yüzyıllardır tüm islam alemi takılıyor! Hanefisi farklı yorumlamış, şafiisi farklı, berikisi farklı. Ama profer ve hasan akçay vb.. Sizler ise bunu resmen; şimdiye kadar hiç kimsenin takılmadığı, tüm islam aleminin, tüm islam tarihi boyunca istisnasız ve tek bir şekilde anlamışçasına yorumluyor, bu şekilde lanse etmeye çalışıyorsunuz. Kalkıp buna şaşırmış rolüne giriyorsunuz. Resmen tiyatro oynuyorsunuz. Yahu biraz mert olun. Malumu ilan edin. Bunun lamı cimi saklanacak yeri yok. 1400 senedir islam aleminin hatırı sayılır bir bölümü; hanefisi, şafiisi, malikisi vb..bunu farklı şekillerde anlamış,yorumlamış ve uygulamış. Nereye kadar hasır altı edeceksiniz bunu?! Anca yatsıya kadar..:)

 

Bir bölümü: bu ayetin lafzi anlamından böyle bir iey çıkmıyor, demiş. (Hanefi) Bir diğeri (Şafii, hanbeli ve maliki) ise köle ve hürü kıssasta eşit saymamışlar. Bir diğeri bakara 178'in Maide 45 ile nesh edildiğini buyurmuş. Berikisi ise "ayetten lafzi olarak bu mana çıkıyor, ama böylesi çok mantıksız, o zaman böyle demek istememiştir demiş. Şu meşhur Seyid'i kutub ise başka bir samimi yorumda bulunmuş. "178 ve 45'in uygulama alanları farklı"demiş. Yani bu işi temizlemek için ya islam tarihini silmeniz gerekiyor, ya akıl ve mantığınızı, ya da sahte bir şekilde şaşırmayı bırakmanız.

 

Ayrıca ayetteki mantığın, arkasından af gelmesi ya da gelmemesi ile değişmesi nasıl mümkün olabilir? Aradaki ilinti nedir deyiverin hele? Affetmek yasak, kıssas farzdır dese de vurgu kıssasta olabilir, tersi durumda diğer, de geçerli olabilir..Hele ki öldürülenlerde kısas farz, af ise sadece bir "opsiyon" iken? Karşıdakinin kölesi yoksa ne olacak hadisesi bizi değil, ayeti doğru düzgün yazamayan kuranı'ı bağlar. Yoksa bu da sorunca üzüleceklerimizden mi? Kuran'ın her nedense sorulduğu için affettiklerinden mi? Koskoca kuranı içinde yazanlarla değil de, eksik olanlardan yola çıkarak savunmaya ve ona anlam yüklemeye çalışmanız manidar. Kitap açık olmayınca bu çok normal..

 

On 16.04.2017 at 18:24, Hasan Akçay said:

2:178'deki ifadedir bu, ki "suçun ve cezanin sahsîligi"ni dile getirmektedir. Suçun v e cezanin sahsîligi yalnizca islamin degil çagdas hukukun da olmazsa olmazidir. Ayetten anlasildigina göre o ana kadar hüre köle, erkege disi... denerek suç hür birisi tarafindan islendigi halde ceza onun kölesine verilebiliyormus, suç bir erkek tarafindan islendigi halde ceza onun karisina verilebiliyormus. 2:178 hüre hür, köleye köle, disiye disi... diyerek bu zulme ve hukuk garabetine son veriyor. 

 

Yorum yok Hasan Bey. Neyse onu yazacaksın. "suçun ve cezanin sahsîligi"ni dile getirmektedir diyebilmen için, ayette de aynısının yazması gerekli. Bu ayetin direk kendisini yazıp, işte bu kadar açıktır diyeceksin. Açık olan kitap bunu gerektirir. Garabete son veriyor güya da; hangi köle, hangi dişi, hangi hür? Herhangi bir köle, herhangi bir dişi, herhangi bir hür...Ayrıca neden sadece insan ya da şahsilik üzerinden yazmamış da; sınıflara vurgu yapmış? Neden? Hakikaten, neden sadece "şuç şahsidir" diyememiş bu kitap? Bu ayeti lafzi olarak daha açık bir şekilde yazmak mümkün mü? Mümkün. Bitti. Nokta. Bunu ben bile yaparım. Sen de şu an bunu yapıyorsun. Konu kapanmıştır.

 

On 16.04.2017 at 21:08, Hasan Akçay said:

Kuran'in söyledikleri basit ve apaçik oldugu halde bilmemneianlar anlamazlar, anlayamazlar çünkü mercimek beyinlidirler, beyinleri yetmez. Zaten Kuran'in söylediklerini dogru anlamaya da çalismazlar. Onlarin becermeye çalistigi tek sey "Iste Kuran böyle saçmaliyor" iddiasina kilif uydurmaktir. Onun için uydurur da uydururlar, kurgular da kurgularlar. 

 

2:178'de hüre hür, köleye köle, disiye disi diye tanimlanan ilke "suç ve cezanin sahsîligi"dir ve ayette bu açik ve net bir sekilde anlatilmaktadir. Bilmemneianligin lüzumu yok, tefsirlere bakmak yeter.

 

Süleyman Ates: Ayetin amaci sadece öldürenin öldürülecegini vurgulamaktir

 

Elmalili Hamdi: Öldürülen hür karsiliginda o kâtil hür, öldürülen köle karsiliginda o kâtil köle, öldürülen disi karsiliginda o kâtil disi... kisacasi her öldürülen kimsenin karsiliginda kendi kâtili ayni sekilde öldürülür.  

 

Aylardır yazıyorum. Hem de özellikle ve bizzat sana Hasan Bey. Bu kitap bu kadar bu kadar basit ve apaçıksa derdini bize değil, 1400 yıllık islam tarihine; hanefilere, şaafilere, malikilere vb. anlatacaksın. Yaşanmışlar ve şahitler(imiz) onlar.

 

Zaten burada da kendini ele vermişsin. Bunu sağduyu da daha önce vurgulamış. Açık olan Süleyman Ateş'in yazdığıdır. Kuran'ın ki değil. İşte sen o yüzden onunkini, açık olanı getiriyorsun. Bu mevzu Ateş'in ki gibi ifade edildiği zaman daha açık mıdır? Evet. Biri kalkıp da şuç ve ceza şahsidir. Sadece şuçu işleyen kendi suçundan sorumludur dese, bunun üzerine tek laf edebilir misin? Hayır. Bunun aksini iddia edebilir misiniz? Kurandaki ifade bundan daha açıktır diyebilir misiniz? Diyebiliyorsanız deyin. Ayrıca o zaman neden kurandakinden başka bir cümleyi buraya getiriyısunuz. Kuran açıksa, sadece onun cümlelerini kullanırsınız. Ayrıca sen önce şahsilik bağlamında kendince bir çıkarım yapıp, daha sonra kendi şahsi çıkarımından haeketle ayete gönderme yaparak, kısas katili maktuledir buyuruyorsun. Ayet ise her nedense "öldürülenlerde kısas" şeklinde başlamış. Neden acaba? Vurgu sakın "fiilde" olmasın? Akabinde fillle birlikte "sınıflarda"..Çünkğ akabinde yine her nedense sınıflara vurgu yapmış. İnsana, kişiye, ya da şahisliğe değil. Ama size göre burada hürü köleyi dişiyi öylesine yazmış öyle değil mi? İlk bölümle alaka yok. Canı istemiş, keyfi gelmiş. Böyle kopuk bir ayet yazmış.

 

On 17.04.2017 at 10:25, profer said:

Ben bu iddia ettiklerimi metin üzerinden delillendirebiliyorum... Sense ağız kıvırtmalarla, çarpıtmalarla meşgulsün...

.

Gel baştan inceleyelim ayeti,

.

Ey iman edenler, öldürülenler hakkında size kısas yazıldı (farz kılındı). Özgüre karşı özgür, köleye karşı köle ve dişiye karşı dişi. Fakat kimin (hangi katilin) lehine, onun (maktulün) kardeşi (varisi veya velisi) tarafından bağışlanırsa, artık (yapılması gereken) örfe uymak (ve) ona (maktulün varis veya velisine) güzellikle (diyet) ödemektir. Bu, Rabbinizden bir hafifletme ve bir rahmettir. Artık kim bundan sonra tecavüzde bulunursa, onun için elem verici bir azab vardır. [2-BAKARA, 178]

.

Ey temiz akıl sahipleri, kısasta sizin için hayat vardır. Umulur ki sakınırsınız. [2-BAKARA, 179]

.

Ayetin başı; "Genel" bir ifadeyle "kısas farz" kılındı...

.

Sonraki ayet; "Bütün temiz akıl sahiplerine" bir hitap olarak; "kısasta hayat" var...

.

Şimdi geliyorum senin kafanı kurcalayan kısma;

BAKARA 178 İ İNCELİYORUZ:

.

Kısasın özelliği nedir? "Karşılılı" olmasıdır demi...

Yani ayrım olmamasıdır... Bu cezayı kim yaparsa yapsın ona bu kıstas uygulanacak demi...

.

Ayetteki: "Özgüre karşı özgür, köleye karşı köle ve dişiye karşı dişi"

ifadesinden sonra; "ancak bu şekilde kısas olur" diye bir ibare olmadığı gibi bu anlamı çıkaracak bir kelime de yok varsa paylaş inceleyelim...

.

Daha sonra ayetteki: "Fakat kimin (hangi katilin) lehine, onun (maktulün) kardeşi (varisi veya velisi) tarafından bağışlanırsa, artık (yapılması gereken) örfe uymak (ve) ona (maktulün varis veya velisine) güzellikle (diyet) ödemektir. "

ifadesine bakıyoruz. Eğer katledilen kişinin velisi, kardeşi vb... kimse diyet isteyerek, "af" edebiliyor... Yani ayetin bu kısmıda yine bunun: "köle ile köle" gibi bir ayrım yapmadığı sonucuna götürür... Çünkü hküm belliyse, "af" ne alaka, ne de olsa sizin mantığınıza göre; "orada bir 2. sınıf" insan vurgusu var...

.

ÖZET:

.

Ayet: "kısas sadece köleler arasında yapılır" gibi bir anlam çıkarılamayacak kadar net... Oradaki ifade; çok net bir şekilde; "kısasın özelliğine" vurgudur...

.

Çünkü hem ayetin başında "genel" ifade kullanılıyor... Hem ayet içerisinde "af" durumu beliritilmiş... Hemde sonraki ayette, yine genel ifade ile "temiz akıl sahiplerine" seslenilmiş... Ayetin bütün bu yönlerini görmezden gelip, "kelime cımbızlayacak vicdansızlığı" gösteremediğim için kusura bakma...

 

Ayetin başı genel bir ifadeyke kısas değil, genel bir ifade ile "öldürülenlerde kısas" buyuruyor. Çarpıtmayın.

Kısasın özelliği ayrım olmaması değildir. Birebirliktir. Ve kısasın vurgusu nereye ise, o noktada birebirlik. Eğer suç kiminse,cezasını o çekecek dersen vurgu şahsa, ne fiil ile şuç işlendi ise karşılığı da o fiil olacak dersen vurgu fiile olur. Her kıssas da adaletli değildir. Kısas zaten vahşiliktir. Örneğin; bir kadın erkeğe yumruk attı ise, kısas gereği erkek de kadına yumruk atacak dediğin zaman, adalet bunun neresinde? Ayrım yapmadın ama adaleti viran eyledin. Burada kısasın vurgusu fiilde demek için engel nerede? Yani fiilde kısas.. Ölüme kaşılık, ölüm. Öyle olmasa ayette öldürülenlerde diye başlamazdı. Sizin mantığınıza göre ayetin içinde öldürülenler olsa olmasa da mana aynı. Hür köle dişi olsa da olmasa da mana aynı. E o zaman bunları niye koymuş buraya birader? O zaman iki seçenek var. Daha kısa ve yalın br şekilde anlatılabilecek olanı daha fazla kelime ve kafa karıştırabilecek şekilde ifade etmek bir anlatım eksikliğidir. Bu durumda ya kuranın anlatımı eksik. Ya da her şey tam, yerli yerinde ve gerekli, bu durumda da bizim kastettiğimiz şekilde anlaşılıyor. Aşağısı sakal yukarısı bıyık. Yerinizde olmak istemezdim....

 

On 17.04.2017 at 10:47, profer said:

Söylediklerimi bak ben ne güzel, metin üzerinden anlatıyorum, sen ayette bulmak istediklerini yazdığın için, hiç bir metin üzerinden alıntı yok, referans yok... Niye ben öyle istiyorum...

.

Benim iddiam basit; eğer ayet: "2 .sınıf insan muamelesine sahipse", "af" hükmü nereden çıktı? Ayrıca, o kişinin ailesi tabii ki de affedebilir. Bırakta ona aile karar versin sen değil...

.

Ayet senin; "cımbızladığın" anlamı taşımadığı için; herhangi bir "tiksindiricilik" içermemekte...

Sen 2. sınıf bir insan olarak ördüğün kişiye? Niye "Affetmek" gibi büyük bir olayın önünü açarsın ki... Adam zaten 2. sınıf... Hüküm belli "Öldür geç" ?????

 

 

Hala daha afdan medet ummaya çalışıyorsun. Affedilecek olan kişi suçu işleyen. Onun yerine ölecek olan kişi değil. Hür adam affedilirse, onun malı olan köle de ölmekten kurtuluyor. Ya da diğer taraf der ki: la zaten ölen ölmüş, o zaman ben diyetimi alır işime bakarım. Ver bakalım bana senin köleyi..Adamın malına da zarar gelmiyor. Kazan-kazan.. Bu, bu şekilde de yorumlanabilecekken, ki uygulamada da böyle olmuşken, şark kurnazlığı ile görmezden gelmek nereye kadar kurtarır ki seni? 2. sınıf insan vurgusu var ama, senin çarpıttığın yere gitmiyor. "Hüküm belli ise, af ne alaka.." ne demektir yahu. Kısasa göre hüküm belli, opsiyonel olarak af edersen, kısas ve hükmü ortadan kalkar? Şaka mı bu? 2. sınıf insan muamelesi var. Ama affedilecek olan o değil, öldüren. Hür adam affedilince köle, yani malı ölmekten kurtulyor. Adamın "malı" da zarar görmüyor. Mis. İddianın cevabı bu kadar basit. 2. sınıf insan muamelesi ise her durumda tiksindirici. Kuranda 2. sınıf insan muamelesi meşru. Kitaba gel. Resmen ayak oyunu bu yaptığın profer. Kusura bakma ama öyle.

 

On 17.04.2017 at 19:25, profer said:

"İsterim" ifadenizin "ayetteki karşılığı" neredir bana gösterbilirmisiniz?

.

Ayette bir şey kastedildiği falan yok... Kısasın özelliği olan "karşılıklı" olma özelliği... "Edebi" bir ifade ile anlatılıyor... Bir şey isteme yada bu şekilde olacak anlamı katan bir ifade yok ayette...

 

Zaten, öldüren kişinin statusüne göre; karşıdakine ceza verilmesine "kısas" denmez. Mantıksal olarak bu başka bir şey olmuş olur...

.

Bakın ayeti renklendiriyorum:

.

Ey iman edenler, öldürülenler hakkında size kısas yazıldı (farz kılındı). Özgüre karşı özgür, köleye karşı köle ve dişiye karşı dişi. Fakat kimin (hangi katilin) lehine, onun (maktulün) kardeşi (varisi veya velisi) tarafından bağışlanırsa, artık (yapılması gereken) örfe uymak (ve) ona (maktulün varis veya velisine) güzellikle (diyet) ödemektir. Bu, Rabbinizden bir hafifletme ve bir rahmettir. Artık kim bundan sonra tecavüzde bulunursa, onun için elem verici bir azab vardır. [2-BAKARA, 178]

.

Ayetin ilk ifadesi; Genel olarak "kısas farz kılındı diyor" (Yani karşılıklı olmak zorunda ve bu bütün iman edenler için geçerli)

.

Ayetin 2. kısmı başka bir cümle, 1. kısımla bağlantılı değil... (Yukarıda anlattığım gibi; kısasın özelliği olan "karşılıklı" olmasına edebi bir dikkat çekiliyor)

.

Ayetin 3. kısmı "af yetkisinden" bahsediyor...

.

Sonraki ayete bakalım:

.

Ey temiz akıl sahipleri, kısasta sizin için hayat vardır. Umulur ki sakınırsınız. [2-BAKARA, 179] (köleye köle de ya da kadına kadında kısas yapılmasında rahmet vardır denmiyor)

.

Diğer bir nokta eğer sizin iddia ettiğiniz gibi bir ifade kastedilmiş olsa; O zaman zaten bu uygulamayı "kısas" olarak nitelemenin bir espirisi yok... Öyle bir ifade kullanılmadan direk: "köleye kaşı köleyi özgüre karşı özgürü kadına karşı kadını" öldüreceksiniz denebilirdi...

.

Ama ayett baştan aşağıya "kısas" tan bahsediyor... Ve öyle de bir durumda kısas olamayacağına göre... Ayette o ifade kesinlikle "edebi bir özellik göndermesi"...

 

Aynı ayetin içindeki ardışık iki cümleye istinaden ilk cümle ikinci ile bağlantılı değil demek için en iyi ihtimalle yüzsüz olmak lazım.

 

Marketten her aldınığızı kredi karı ile değil, nakit ödemek zorundasınız. Et, süt, orkid..

Müslüman: Ben orkid aldım ama kredi kartı ile ödeyecem.

Kasiyer: Manyak mısın sen? Orada nakit diyor.

Müslü: Ama ikinci cümlenin devamında dememiş ki..Demek ki istemiyorsunuz..(!!)

Kasiyer: Muhafızlar!

 

Öldürmenin kıssası öldürmektir. Bunu daha önce de yazdım. Bu ayette kısas "fiilde" hayat buluyor. Ve bu oldukça açık. Öldürmeye karşılık öldürünce kıssas olmuyor mu yani? Karşılıklı olmuyor mu? Elin arabı için ise hüre karşılık köle ödürmek ya da ölene kaşılık herhangi birini öldürmek zaten normal. Kaale bile almamış. Modern ve uygar insanlardan bahsetmiyoruz ki burada. Elin vahşi arabı mevzu bahis olan.

 

Savnuya bak: isterim yazmıyor. E istemem de yazmıyor be adam! Üzerine üstlük ayetin başı "öldürülenler" hakkında kısas. Neden sadece suç falan dememiş de, öldürülenler demiş? Anlam değişmiyorsa yazmasaydı ya? Öldürüldükten sonra kıssas yerine gelmiştir. Statü farkı olsun olmasın, ana hüküm gerçekleşti. Dişe diş, cana can. yaralamaya yaralama. Fiile fiil. Maide 45 sağolsun.

 

On 18.04.2017 at 08:36, profer said:

Hatta o ifadenin ayete her hangi bir "köleye karşı köle öldürme" ye benzer bir anlam katmadığını "İfadeyi ayetten çektiğinizde" anlam bozulması olmadığını görerekte teyit edebilirsiniz...

.

Yani mesela bakın "o ifadeyi" ayetten çıkarıyorum anlam bozulması olmuyor... Çünkü o ifade ayetin ne "başına" nede "sonuna" her hangi bir şekilde bağlı değil... Ayrı bir ifade, bir dikkat çekme... Yani buradan da yine o ifadenin yanlış çevrildiğini görebiliriz...

.

Bakın:

.

Ey iman edenler, öldürülenler hakkında size kısas yazıldı (farz kılındı). Fakat kimin (hangi katilin) lehine, onun (maktulün) kardeşi (varisi veya velisi) tarafından bağışlanırsa, artık (yapılması gereken) örfe uymak (ve) ona (maktulün varis veya velisine) güzellikle (diyet) ödemektir. Bu, Rabbinizden bir hafifletme ve bir rahmettir. Artık kim bundan sonra tecavüzde bulunursa, onun için elem verici bir azab vardır. [2-BAKARA, 178]

 

Bu daha da garip bir savunu. Ayetin içindeki o cümlenin ayet için hiçbir anlamı yok. Yani boşuna konmuş öyle mi? Yani fazlalık. Hemi de kuranda. Hemi de Alim-i mutlak'ın kitabında. Hemi de böyle bir beceriksizlik...E o zaman bu alim i mutlakın kitabı olamaz. Hepten gitti kitap gümbürtüye. Kaş yaparken göz çıktı. Bu konu ile ilgili sana gayet güzel bir örnek verilmiş democrossian tarafından ki ben de yukarıda çeşitlemesini yaptım. Ama nedense(!) bunları görmezden gelmişsin. Neden? Çünkü yangından mal kaçırır gibi hasır altı etmeye çalıştığın anlam bütünlüğünü tabak gibi ortaya koyuyor da ondan.

 

Ayrıca o cümleyi ayetin içinden çıkardığın zaman o cümlenin kendi başına ne gibi bir anlamı var? Bağlamdan koparınca ne anlamı kalıyor o cümlenin? Durduk yerde ortaya bir hüre hür, köleye köle, dişiye dişi cümlesi...Eee? Bu durumda sen o cümlenin tek başına ne anlam ifade ettiğini vermek zorundasın fakat bunu da yapmamışsın.

 

On 18.04.2017 at 09:17, profer said:

Benim yazıklarımı okuyormusun? Ben ayete; "o ifadenin" "köleye karşı köle öldürülecek" diye bir anlam katmadığı söylüyorum... Yoksa zaten Arapçasındaki ifadeyi direk çevirdiği için; böyle bir sorun oluşuyor... Yani Arapçasıda olsa, ayete öyle bir anlam kamıyor bu ifade...

.

"Köleyse köle, hürse hür, dişiyse dişi" anlamı katıyor...

 

Savunuya bakar mısın? Direk çevirdiği için öyle oluyor? Ya nasıl çevirecekti? Apaçık kitap direk çevrilir. Ayrıca katıyor, katıyor ki; sizin gayet normal ve sıradanmış gibi göstermeye çalıştığınız şeyi en az 3 farklı mezhep bu mevzuyu farklı anlamış 1400 sene boyunca. Tarih şahidimizdir. İşte orada. Siz milleti saf mı zannetiniz? Ha isterseniz arihi reddedebilirsiniz.

 

Ayrıca "köleyse köle.." olsa ne farkedecek..O köle herhangi bir köle olduktan sonra. Zaten köle hür ve dişi ayrımı yapıp, böyle bir faşistliği tanıyarak meşru kıldıktan sonra..?

Arkadaş işinize gelmeyince ayetleri bile kendi içinde nasıl utanmadan parçalayıveriyorsunuz...Ayetin içindeki cümlenin ayetle alakası yok demek. Buna kargalar dahi güler. Görmezden gelidğin örneklere bakarsan cevap orada.

Kısasın farz kılındığı ayet için kısas yapın denmiyor dahi demişsin ya, pes.. İkinci cümle ilk cümle ile birlikte bir anlam bütünlüğüne varıyor. Tek başına bir anlamı yok. Eğer öyle ise oraya ne pok yemeye konduğunu ve sap gibi tek başına ne anlama geldiğini göstermek zorundasınız. Hasan Bey mevzuya uyanıp bir iki deneme yapmış ama sende jeton hala düşmemiş.

 

On 18.04.2017 at 13:25, Hasan Akçay said:

Profer kardesim, Muhammed Esed'in 2:178'e düstügü 147 nolu dipnotu az önce bir daha okudum. Sizin "hürse hür, kadinsa kadın, köleyse köle" seklindeki ifadenizin orada da aynen geçtigini gördüm. Bana ilginç geldi.

 

Oradan alinti: 

 

Ayetin başinda geçen KISAS terimine gelince, isaret etmeliyiz ki bu terim -bütün klasik müfessirlere göre- MUSÂVAT ile hemen hemen es anlamlidir. Yani "bir seyi (baska bir seye) esitlemek" ve bu örnekte cezayi suça esitlemek (ya da uygun hale getirmek) -ki en dogrusu ADiL KARSILIK olarak çevrilebilir... 

 

KISAS terimi ile baglantili olarak okundugunda "hür için hür, köle için köle, disi için disi" sartinin SINIRLI, lafzî anlamiyla alinamayacagi "ve bu niyeti tasimadigi- açiktir. Çünkü bu, bir çok öldürme olaylarini, mesela bir hürün bir köle tarafindan ya da bir disinin bir erkek  tarafindan öldürülmesini ya da tersini disarda birakirdi.

 

Böylece yukardaki sart Kuran'da çok SIK rastlanilan eksili ifade (icaz) tarzinin bir örnegi olarak alinmalidir ve onun yalnizca bir anlami olabilir ki o da  "cinayeti eger hür bir adam islerse cezayi o hür adam görmelidir, eger bir köle islerse cezayi o köle görmelidir..." seklinde olmalidir. Baska bir deyisle statüsü ne olursa olsun suçu isleyen erkek ya da disi (ve yalnizca onlar) suça uygun düsen bir sekilde cezalanmalidir. 

 

Hemen hemen eş anlamlıdır yok Hasan Bey. En doğrusu böyle çevrilebilir yok. Ayete yorum katmak yok. Eğer bu kitap açıksa ayet direk yazıldığında anlamı zaten veriyor olması lazım. Aynı Süleyman Ateş'in yaptığı gibi..Suç şahsidir. Herkes kendi işlediği suçtan kendisi sorumludur. Cezayı suçun faiili çeker....Buyur, yorumlasana bu cümleyi..çevirsene..ya da eğip büksene...Ama şuncacık insan cümlesinin becerdiğini, ilahın cümlesi beceremiyor.. Muhammed Esed'in hanefi yorumu da bu ayetteki karmaşı örtemiyor maalesef. Ayetteki garabeti siz de biliyor olduğunuzdan gerek, canhıraş bir şekilde iki cümleyi birbirinden kopramaya çalışıyorsunuz. Aynı ayet içerisindeki ardışık iki cümleyi..Bu hangi akla sığar, hangi dürüstlüğe, hangi mertliğe..Neyse ki 1400 yıllık islam tarihi, alimleri ve mezhepleri bizim şahidimiz. Ortada sizin ört bas etmeye çalıştığınız şekilde güllük gülistanlık bir durum yok..

 

On 18.04.2017 at 16:53, profer said:

 

Arapçasında öyle bir ifade yok... Hatta ayetin hiç bir kısmında "öldürme" ile ilgili bir ifade yok hatta "kısas uygulayın" anlamına gelen bir ifade bile yok...

Ayet "kısas farz kılındı" diyor... "Kısası yapın" demiyor... Yani eylem içeren bir ifade bile yok...

.

Siz ayetin 2. kısmının eylem içerdiğini iddia ediyorsunuz... Bende öyle bir anlamı yok diyorum o ifadenin... Olay o...

 

Kısas farz kılındı ile kısas yapın arasındak fark nedir? Kısas farz kılındı derken ne demek istiyor?

 

On 18.04.2017 at 19:14, profer said:

Ayette sizin iddia ettiğiniz gibi bir anlam olabilmesi için;

.

1-) Ayetin başındaki ifadenin müslümanlara değil, ayetin 2. kısmına gönderme yapması gerekir...

.

2-) Veya 2 ifade arasında bağlaç olması gerekir...

.

3-) Ya da 2. ifadeden sonra; "kısas yapın" ya da "öldürün gibi" bir ekin olması gerekir...

.

Dolayısıyla Ayetin 2. kısmında kastedilen ifade: "hürse hür, köleyse köle, dişiyse dişi" olmuş olur... Edebi bir ifade...

.

Asıl saçmalayan sizlersiniz...

 

İlk cümle sonrakine nasıl gönderme yapsın be üstad? Böyle bir şey var mı? Ancak, ikinci cümle birinci cümle ile anlamlanıyor. Biriciyi pekiştirip, yönergeyi tamamlıyor. Ayetin amir hükmü resmen ikinci cümlede. Bu ayet aslen ikinci cümle için inmiş. Bütün amacı, gayesi o ama siz işinize gelmediği için ayetin içini boşaltmakta dahi beis görmüyorsunuz. Kısas ilk bu ayette mi hükmolunmuş kuranda..

Hüre hür, köleye köle, dişiye dişi..Başı sonu yok. Yüklem müklem yok..Şimdi bu cümlenin tek başına ne anlam ifade ettiğini biriniz kıvırmadan yazabilir misiniz?

 

On 18.04.2017 at 20:04, profer said:

 

2 farklı ifadenin; 2 farklı ifade olduğunun anlaşılabilmesi için noktalama işaretine gerek yoktur... Sadece bizimki gibi dillerde, bunun noktalama gibi bir özelliği vardır... Noktalama yok diye onları tek bir ifade olarak ele alamassınız...

 

Neye gerek vardır peki profer? ona gerek yok buna da yok, şuna da yok. o zaman ortada doğrulamak ya da yanlışlayabilmek için hiçbir koşul yok...Ne güzel memleket. Kafana göre aban o zaman. Ben de yazayım onca abuk şey. Bu tanrıdan geldi diyeyim. Sonra biri eleştirince de"koşul yok kardeşim" buyurup keyfime bakayım.Sıkıysa yanlışla bakalım bunu he mi?

 

On 18.04.2017 at 20:17, profer said:

.

Oradaki ifade de bir yanlışık yok... İfadenin anlamında bir yanlışlık var... Ayetin metni o ama o anlama gelmiyor... Nedeninide 500 kere mi anlatcam... Önceki iletilerime bi zahmet bakıver...

 

Bu nedir? Bu nasıl bir itirafır? Resmen malumun ilanı. Resmen oksimoron bir cümle dizisi. Kuran bu kuran. Sen neden bahsettiğimizn farkında mısın? Ayrıca 500 kere anlattığından değil. 500 kere kıvırdığından dolayı durum bu. Bu cümle daha açık yazılabilir miydi? Evet ya da hayır. Lütfen cevap ver. Sıvışma.  Sorunun ve mevzunun tam da bu olduğu yerde edebiyat diyerek ayak yapma.

 

On 19.04.2017 at 03:59, Hasan Akçay said:

Siz bunu şu soruya cevaben söylüyorsunuz: "Özgüre karsilik özgür, köleye karsilik köle, kadina karsilik kadin"dan siz ne anliyorsunuz? Tamam, Arapça metinde iLE anlaminda bi var: el-hurru bi el-hurri ve el-abdu bi el-abdi ve el-unsâ bi el- unsâ. Bunu siz tercüme eder misiniz lütfen.

 

Daha özce şunu söylemissiniz: "Muho diyor ki, bir cinayet oldugunda kisas yapabilirsiniz ama bir hur adam, bir koleyi veya kadini oldururse, tutup da (o hür) adami oldurmeyin." Peki, kimi öldürelim?

 

Lütfen sakin sakin cevaplayin, "b.k" filan tenezzül etmeden. Çünkü gerçekten ögrenmek istiyorum. Ayete göre kimin öldürülecegi ile ilgili olarak müfessirler ne demis, siz ne diyorsunuz görmek ihtiyacindayim.  

 

Muhammed Esed'in açiklamasini vermistim. Alintilayayim. Belki siz de onu görmek istersiniz: 

 

Ayetin başinda geçen KISAS terimine gelince, isaret etmeliyiz ki bu terim -bütün klasik müfessirlere göre- MUSÂVAT ile hemen hemen es anlamlidir yani "bir seyi (baska bir seye) esitlemek" ve bizim örnegimizde CEZAYI SUÇA ESiTLEMEK ya da CEZAYI SUÇA UYGUN HALE GETiRMEK -ki en dogrusu ADiL KARSILIK olarak tercüme edilebilir. 

 

KISAS terimi ile baglantili olarak okundugunda "hür için hür, köle için köle, disi için disi" sartinin SINIRLI, lafzî anlamiyla alinamayacagi ve bu niyeti tasimadigi açiktir.

 

Aksi halde bu, öldürme olaylarinin çogunu, örnegin bir hürün bir köle tarafindan ya da bir disinin bir erkek  tarafindan öldürülmesini ya da tersini disarda birakir.

 

O halde yukardaki sart Kuran'da çok SIK rastlanilan eksili ifade (icaz) tarzinin bir örnegi olarak alinmalidir ve onun yalnizca bir anlami olabilir ki o da "cinayeti EGER hür bir adam islerse cezayi o hür adam görmelidir, eger bir köle islerse cezayi o köle görmelidir..." seklinde olmalidir.

 

Baska bir deyisle statüsü ne olursa olsun suçu isleyen erkek ya da disi (ve yalnizca onlar) suça uygun düsen bir sekilde cezalanmalidir. 

 

Kuran apaçıksa olmalıdır a ne gerek var Hasan Be

 

On 19.04.2017 at 21:18, Hasan Akçay said:

Lütfen sakin olun, "tarzinizin çapi" gibi b.k gibi sözler size yakismiyor ve beni rahatsiz ediyor. Bakin sie kardesim dedim çünkü insansiniz siz, dinde kardes olmamiz sart degil ama insanlikta kardesiz. Insanca davranalim ki insan olalim.

 

Tercümenin Arapçanin uzmani olan biri tarafindan yapilmis olmasina gelince bu onun yanlis yapmayacagini göstermez. O da beserdir, beser sasar.  Ben anadili Arapça olan dil uzmanalriyla çok yazistim, aralarinda  uzmanalr da var ama içlerinde yanlis yapanlar bal gib i var, var ki kendi aralarinda anlasamiyorlar. 

 

Uzman olan birinin yanlış yapmayacağını göstermez ise, uzman olmayan senin yanlış yapmayacağını gösterir mi? Beşer, eğer yol gösterici alim-i ve kadir- mutlak olanın ilahi yöbnergesi ile şaşmaz. Şaşamaz. Bu eşyanın tabiatına ters. Hele hele uzman hiç şaşmamalı. Uzman şaşarsa sokaktaki adam ne yapsın? O zaman biz seni nasıl kaale alalım? Cümle düzgün yazılırsa beşer şaşmaz. Şaşamaz, şaştıramaz. (1) Bu kadar açık bir gerçeğin üzerini sayfalardır ört bas etme çabası içerisindesiniz. ama güneş balçıkla sıvanmaz. (1) bunu kanıtı.

 

On 20.04.2017 at 07:39, profer said:

.

Köleye karşı köle kelimesinden ne anlıyorsun? -> Dikkat et, başında sonunda hiç bir "bağlaç, fiil, ek vs." YOK...

 

Köleye karşı başka bir köle. Köleye karşı herhangi başka bir köle. Bunun üçüncü bir anlamı olamaz.

 

On 20.04.2017 at 11:43, profer said:

Yani bu ifadeden sonra biri çıkıpta; Al benim yerime kölemi öldür diyemez...

.

Çünkü; köleyse de cezayı çekecek, hürsede, kadınsa da... Kaçış yok... Kim işlediyse o.... tamam mı "sığırcık" ;)

 

Diyebilir. Net. Çünkü aksi yorum ve de hüküm için hiçbir engel yok. Demiş de zaten. 1400 sene boyunca da böyle olmuş zaten. Kimi kandırmaya, neyi ört bas etmeye çalışıyorsunuz bayım?

 

On 20.04.2017 at 18:53, democrossian said:

"Senet düzenlemek zorunludur. Taksitli satışlarda, nakit borçlandırmada ve taksitli kredilendirmede."

 

 

Profer ve Hasan Akçay, işte şu ana kadar görmezden geldiğiniz örnek bu! Cevabınızı bekleriz. İnsanları saf yerine koymak bu kadar kolay mı zannettiniz yahu?

 

On 20.04.2017 at 19:28, democrossian said:

Mal: "Aaaaa ama fiş getireceksin demediniz ki!"

Kasiyer: "Fiş ibrazı zorunludur dedim ya! Tüm iade işlemlerinde!"

Mal: "Ama sadece tüm iade işlemlerinde deyip bıraktın! Fiş ibrazı zorunlu demedin ki!" :D

Kasiyer: "Onu baştan söyledim ya!"

Mal: "Baştan niye söylüyorsun, sondan söyle! Ben biraz malım, ikisi arasında bağlantı kuramadım!"

Kasiyer: "Önemli olduğu için başta onu belirttim. Ne bileyim bu kadar da mal olduğunu!" :lol:

 

Bakın bu da görmezden geldiğiniz ikinci örnek. Hani ilk ve ikinci cümle arasında bağlantı yok ya(!) İkinci cümlesine öylesine konmuş, ya...Hasan Akçay ve Profer.

 

On 20.04.2017 at 20:00, profer said:

Bahsettiğin kitap, "roman kitabı" değil...

.

İnanç kullanıma açıktır... O yüzden "en açık" ifadeler bile, yanlış anlaşılmalara ve çarpıtmalara açıktır... Mesela siz, Kur'an'ın geçersizliğini göstermeye çalışıyorsunuz metnin ne dediği umrunuzda değil, "geleneksel islamı" savunanlar sa; "şehylerini" ya da "hadisleri" doğru çıkarmak için Kur'an'ı okuyorlar... Kısaca her 2 kesimde yine anlamak istediğini anlıyor...

.

Buradaki sorun; kimse de çıkıp, ulan bu metin ne diyor? diye sormuyor... Ateistler olarak siz bunu yaptığınızı zannediyorsunuz ama hiç alakası yok... Çok yüzeysel araştırıyorsunuz konuları... Hatta bir çok "çeviri hatasını" bulduğunuzda söylenebilir...

.

Kafan, aklın yok mu? Sen anlamadıysa bir anlayan elbet çıkmıştır...

.

Kişilerin ne dediğinin önemi yoktur... Söylenilenlerin dedili önemlidir...

.

Bahsettiğin kitabın yazarı; "acele etmeden, üzerinde düşünerek" okuyun diyor...

.

Zaten, müslümanım diyenler bile bu yüzden Kur'an'ı anlayamıyorlar...

 

En açık ifadeler yanlış anlaşılmaya açık değildir. Çarptmaya açık değildir. Uydurma. Atma. Kadiri mutlak tanrının amacı eğer üzüm yemekse, bağcıyı dövmek değilse, amir hükümlerin yer aldğı ayetleri yanlış anlaşılma ve çarpıtılmaya mahal vermeyecek şekilde düzenleyebilirdi. Tanrı bu Tanrı. Alim-i ve kadir-i mutlak. Siz neyi savunduğunuzun halen farkında değilsiniz. İnsanın aklına en fazla 3 şey gelebilir bu durumda

1) Yabu kitabı tanri değil de, arap yazdı. Ki içindeki edebi metinde de bu çıkıyor. O dönem coğrafyasınad edebi yazım eğiliminin olması tanrıyı bağlar mı? Ama arabı bağlar. Dışına çıkamaz. Sınırlı ve cahil bir insancık çünkü bu.

2) bu tanrı beceriksiz.

3) Bu tanrının niyeti üzüm yemek değil, bağcıyı dövmek.

 

On 21.04.2017 at 10:05, Buzul said:

La arkadaş,Kurandan göster bana ne yapılacağını,özgür bırakılan alan diyip kıvırıp,dansözlük yapma,tatavayı kes.Olmayan veli,vasiyet,varis gibi sözcükleri ekleyip,Kuranı değiştirme,olmayan anlamlar ekleme,kendi kafana göre yargı verme.Bakara 178i hiç ilgisi bile olmayan bakara 180 ile kurtarmaya çalışma.Bakara 180de vasiyet geçiyor da,bakara 178 ile ilgisi yok,orada varis demiyor,vasiyet yazmıyor,yalnızca kardeş yazıyor,vasiyet bıraktığı biri yazsa,haklısın diyeceğim,ama yazmıyor.

Buzul güzel yakalamış. :) Profer terlemiş.

On 21.04.2017 at 17:02, profer said:

Kur'an yeterlidir... Yeterli olmasının nedeni, sadece "açıkladıklarından" sorumlu tutuyor olması ve "açıklamadığı" konulardan sorumlu tutmamasıdır...

.

Yeterlilik tanımı bu demek...

.

Senin mantığına göre hayatta hiç bir şey yeterli olmamış olur...

.

Mesela, herkese yetecek kadar yiyeceğin bulunduğu bir ortamda, sırf sen fazladan yiyecek depolayacaksın diye "bu yiyecekler yeterli değil" demen, o yiyeceklerin yeterli olduğu gerçeğini değiştirmez ;)

 

Yeterliliğin tanımını bu şekilde koyarsan, yetersiz hiçbir şey kalmaz ortada. Buzul yine güzel yakalamış. Kuran yeterli olsa idi, islam dünyası bok içinde olmazdı. Ayrıca sorumlu tutmak bir yana,bir de fırça atıyor. Sormayın üzülmeyin. Sizden önce soranları affettik..Neden affettin afadersin? Üzülecek olan biziz sana ne? Yoksa aba altından sopa mı gösteriyon? Sormayın da kirli çamaşırlar ortaya çıkmasın diye..Gerçek bir ilahi kitap öyle yazılır ki, soru sorup da cevap alamayacağın bir koşul, durum olamaz. Ondan sonra da 1kitabın yazımı bitti, sormakta geç kaldınız .." şeklinde akla ziyan,ezik ve de zavallı bir söylemde bulunmak zorunda kalmazsın..

 

On 21.04.2017 at 17:57, Hasan Akçay said:

El hurru bil hurri vel abdu bil abdi vel unsâ bil unsâ, hür ile o hür ve köle ile o köle ve disi ile o disi. Baska bir deyisle, hür konumundaki suçlu ile o hür kisi islem görür, hukuki isleme tabi tutulur. Hür bir kisi suç islediginde cezayi o hür kisi çeker, bir köle suç islediginde cezayi o köle çeker, bir kadin suç islediginde cezayi o kadin çeker. Kisacasi kisiler hangi toplumsal konumda olurlarsa olsunlar SAHSEN sorumludurlar, eas olan ilke "suçun ve cezanin sahsîligi"dir.  

 

Dikkat edilirse bu cümlenin konusu özel olarak cinayet ve ona ESiT ceza (kisas) degildir, genel olarak suçtur yani bu cümle konu bakimindan siyak ve sibaktan farkli olup yeri gelmisken edilen bir sözdür..  

"O" nerede Hasan Bey? Biraz dürüstlük yahu. Birazcık mertlik. "O" demek istese o zamiri oraya koyardı. Bu kadar aciz mi tanrınız? ..Yeri gelmişken demek :) Bu yazdığına sen inanıyor musun? Rasyonel biri ciddiye alır mı bunu? Yer mi? Yemez.

 

Buyrun iki link veriyorum. Hasan Akçay ve Profer. Ama lütfen mümkün olduğunca okuyun. Örtbas etmeye çalıştığınız her şey orada. Farklı bir forum ama emek verilmiş.

http://turan-dursun.blogspot.com.tr/2011/12/kurandaki-ksas-ve-diyet-hukumlerinin.html

 

http://turandursun.com/forumlar/showthread.php?t=15012

 

Okuyun da,islam dünyasının sizin güllük gülistanlık kılarak örtbas etmeye çalıştığınız ayet hakkındaki hal-i pür melalini görün..

 

Vermeniz gereken en önemli cevap şu: Bu ayet daha açık yazılabilir miydi... Evet ya da Hayır. Kıvırmadan net yazın ki boyunuz ölçüsünü görebilelim. Evet ya da hayır.

tarihinde teflon tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...