Jump to content

Kuran'ın Çelişkilerine Örnekler 2


Recommended Posts

6 dakika önce, Hasan Akçay yazdı:

 

Rûm 28'in Arapçasinda kölelerinizden anlamina gelen bir ifade yok, mâ meleket eymânukum var. Ve bu ifade yeminleriniz kimi yönetiyorsa onlar demek,  örnegin bi bakima bizim örfümüzdeki "beslemeler"in konumundfa olan kimseler.

 

"Vallahi iyi bakacagim!" diye yeminler ederek bakimini üstlenmissiniz onlarin. O halde iyi bakacaksiniz. Yemin agizdan çikar, yemin yemin edeni baglar. Yemin melik olup yönetir.     

 

"Yeminleriniz kimi yönetiyorsa onlar"i köle yapip çikanlar bakin Elmalili'yi bile istismar edecek kadar gözü dönmüs birileridir. Elmalili'nin sadelestirilmemis çevirisinde köleler geçmedigi halde o birileri uydurmuslar köleleri onun çevirisine sokusturmuslar:

 

Elmalılı Hamdi Yazır: Size kendinizden bir temsil yaptı: hiç size kısmet ettiğimiz şeyde elleriniz altındaki milklerinizden ortaklarınız bulunur da onlarla siz müsavi olur kendilerinizi saydığınız gibi onları sayar mısınız? İşte akledecek bir kavm için âyetleri böyle ayırd ediyoruz.
 
Elmalılı (sadeleştirilmiş): (Allah) size kendinizden bir misal verdi: Hiç size kısmet ettiğimiz şeyde elleriniz altındaki kölelerinizden ortaklarınız bulunur da onlarla siz eşit olur, aranızda birbirinizi saydığınız gibi, onları da sayar mısınız? İşte düşünecek bir toplum için ayetleri böyle ayırdediyoruz.

aynen sözleşme yaptıklarınız... cariye değil 

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 1,1k
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Top Posters In This Topic

Posted Images

23 dakika önce, robertobaggio yazdı:

 güvendiğim insanlar

 

Güvendiğin insanlar din sömürücüsü allah satıcısı karanlık vampirlerse kara kara cehalet karanlıklarına kaldın demektir. Demek açıp Kuran ne yazıyor okuyamayacak, kan emici vampirlere soracak kadar cahilsin... Yazık sana...

Link to post
Sitelerde Paylaş
1 dakika önce, robertobaggio yazdı:

ben kur'an'a bakıyorum ondan sorumlu tutulacağımıza inandığım için diğerlerine bakmıyorum hepimiz okuyoruz işte kimimiz inanmıyor kimimiz inanıyor... bak ben şöyle düşünüyorum bu son mesajım olsun buraya felsefik olarak düşünürsek marx ne diyordu madde ezelidir eğer evren ezeli değilse o zaman tanrı ezelidir... evrenin ezeli olmadığını bu yüzyılda öğrendik ne yazık ki marx bunu göremedi :( o zaman bu evren yoktan var edilmiştir bu kanıya varıyoruz ben de kendime ve evrene bakıyorum bu evrenin bilinçli rasyonel bir varlık tarafından yaratıldığı kanısına varıyorum... kur'an'ın da insan fıtratına son derece uygun olduğunu düşünüyorum... hz muhammed'in yazamayacağını iddia ediyorum ... cariyelik vs gibi konuların da hocalar tarafından sizin gibi yorumlanmadığını görüyorum... sen hala ateist misin söylemedin :) yoksa misyoner misin ?

Koca koca yıldızlarla şeytan vuran,şeytan avlayan putun mu evreni yaratmış be ey dingil.:D

And olsun ki, yakın göğü kandillerle donattık, onları şeytanlar için taşlamalar yaptık ve şeytanlara çılgın alev azabını hazırladık.Mülk 5

Koca canis majoris ile şeytan taşlayan,şeytan vuran Allah.

:D

Link to post
Sitelerde Paylaş
1 dakika önce, democrossian yazdı:

 

Güvendiğin insanlar din sömürücüsü allah satıcısı karanlık vampirlerse kara kara cehalet karanlıklarına kaldın demektir. Demek açıp Kuran ne yazıyor okuyamayacak, kan emici vampirlere soracak kadar cahilsin... Yazık sana...

arkadaşım okuyorum muhammed suresi 4. ayeti ve cariyelerinizi fuhşa zorlamayın ayetlerini bana bunlar yeterli geliyor size gelmiyor olabilir yapacak bir şey yok kusura bakma ama ben her yeri okurum herkesi dinlerim sizi de okuyorum korkmam insanları dinlemekten ve sonunda kararı kendim veririm...

Link to post
Sitelerde Paylaş
8 dakika önce, robertobaggio yazdı:

cariyelerinizi fuhşa zorlamayın ayetleri

 

Bu ayetlerdeki rezilliği göremiyorsan nasıl bir kafa durması yaşıyorsun kim bilir... Durumun çok vahim.

 

Cariyelerle mükatebe yapmak ve özgür olmaları için bu mükatebede anlaşılan parayı ödemeleri durumunda özgür bırakmak Kuran'da yazar. Yani cariye bu parayı kazanabilmek için fuhuş yapabilir. Özgürlük için yapmak istemezse zorla yaptırmayın diyor! Ancak mükatebe bir tür zorlamadır.

 

Zaten zorlarsanız da allah affeder diyor. Zorla yaptırılan bir işten yapan suçlu değil ki affedilsin. Zorla yaptırılıyor. O halde cariye olmadığına göre affedilen, kim? Geriye zorlayan kaldı. Onu affediyor!!! Rezillik... Sen de bu rezilliği savunuyorsun.

Link to post
Sitelerde Paylaş
6 hours ago, poiuz said:

(Allah) size kendinizden bir misal verdi: Hiç size kısmet ettiğimiz şeyde elleriniz altındaki kölelerinizden ortaklarınız bulunur da onlarla siz eşit olur, aranızda birbirinizi saydığınız gibi, onları da sayar mısınız? İşte düşünecek bir toplum için ayetleri böyle ayırdediyoruz. Rum-28

 

 

Sevgili poiuz, Arapça bilmeniz sart degil. Alintiladiginiz çeviriye bakin yeter.

 

Bakin orda yeminlerinizin yönettigi garibanla sizin aranizda "size kismet ettigimiz sey (size kismet ettigimiz RIZIK)"taki esitsizlikten söz ediliyor, hukuki esitsizlikten degil. Hukuken siz ne iseniz yeminlerinizin yönettigi gariban odur, yasalar onlara da size de esit uygulanir. Örnegin onlar ve siz hirsizlik etseniz onlara da size de 5:38'deki ceza AYNEN uygulanir.  

 

Ama size Allah RIZIK kismet etmis ve ev kismet etmis ve para kismet etmis, onlar ise bes parasiz ve evsiz barksiz. Bes parasiz ve evsiz barksizlar ki iyi bakacaginiza dair yeminler ederek bakimini üstlenmissiniz onlarin. 

 

Ayette söylenen:

 

Örnegin evinizin tapusunu yeminleriniz kimi yönetiyorsa onlara devreder misiniz ve böylece size kismet edilenlerde onlarla esit hale gelir misiniz... ki Allah egemenligine birilerini ortak etsin de onlarla esit hale gelsin?

 

Ayette ŞiRK reddediliyor kardesim ŞiRK. Kölelerle, kölelikle ilgisi yok söylenenin.  

tarihinde Hasan Akçay tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
2 dakika önce, robertobaggio yazdı:

arkadaşım okuyorum muhammed suresi 4. ayeti ve cariyelerinizi fuhşa zorlamayın ayetlerini bana bunlar yeterli geliyor size gelmiyor olabilir yapacak bir şey yok kusura bakma ama ben her yeri okurum herkesi dinlerim sizi de okuyorum korkmam insanları dinlemekten ve sonunda kararı kendim veririm...

Mearic 30da yatabilirsiniz diyor,cariyelerinizle.Üstelik savaş sonrası salınma gibi bir durumda söz konusu değil.Köle ve cariyelerin özgürlükleri kendi ellerinde değildir.Efendileri izin vermedikten sonra hiçbir yere gidemezler,özgürlüklerine kavuşamazlar,alınıp,satılabilirler,bir mal gibi el değiştirebilirler.Savaş sonrası,cariyeler ve köleler özgür kalır diyememişte Allah,onların özgürlüğünü müslümlerin ellerine vermiş.Bu da hala diyor ki,savaş sonrası salınırlar.Üstelik şu var,fuhuş nedir.Fuhuş para karşılığı bir kadını,cinselliğinden yararlansın diye erkeklere pazarlamak değil midir.Fuhuşa zorlamayın diyor,siz yatamazsınız demiyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş
27 dakika önce, Buzul yazdı:

Mearic 30da yatabilirsiniz diyor,cariyelerinizle.Üstelik savaş sonrası salınma gibi bir durumda söz konusu değil.Köle ve cariyelerin özgürlükleri kendi ellerinde değildir.Efendileri izin vermedikten sonra hiçbir yere gidemezler,özgürlüklerine kavuşamazlar,alınıp,satılabilirler,bir mal gibi el değiştirebilirler.Savaş sonrası,cariyeler ve köleler özgür kalır diyememişte Allah,onların özgürlüğünü müslümlerin ellerine vermiş.Bu da hala diyor ki,savaş sonrası salınırlar.Üstelik şu var,fuhuş nedir.Fuhuş para karşılığı bir kadını,cinselliğinden yararlansın diye erkeklere pazarlamak değil midir.Fuhuşa zorlamayın diyor,siz yatamazsınız demiyor.

beyler ben yazdım yazacağımı siz de yazdınız artık tartışmanın bir mahiyeti kalmadı... buzdan sen ateist misin onu hala söylemedin he :) 

Link to post
Sitelerde Paylaş
On 23.04.2017 at 05:42, Hasan Akçay said:

 

Hanefisi, şafisi, berikisi farkli yorumlamis mi ben bilmiyorum. Farkli yorumladiklarina dair elimde kanit ta yok. Ama siz biliyorsunuz ki söylüyorsunuz, elinizde kanit var. Lütfen getirin o kanitlari.

 

Hasan Bey zaten o mesajın en sonunda iki tane link verdim ya..? Bayağı da emek verilmiş. Kaynaklar falan hep orada ..

Kaldı ki ve haddizatında bir islam tarihi yok mu? Bu islam tarihi içerisinde mezhepler yok mu? Ayrılık gayrılık yok mu? İslam dünyası tarih boyunca hep "bir" mi? Farklı yorumladıklarına dair kanıt yok da ne demek? Ortada bunca mezhep varken böyle bir söz nasıl edilebilir? Koca islam tarihini mi reddedeceksiniz..? Bu, kafayı kuma gömmek değil de nedir? Biz gözümüzün önünde, günümüzde de vuku bulandan bahsediyoruz, siz kanıt(!) getirin diyorsunuz.. Ayrıca eğer öyle ise, getirin o "alternatif" islam tarihini bize? Nerede?

 

On 23.04.2017 at 06:28, Hasan Akçay said:

Kaldi ki ben hiç "bir mezhebdeki islam"in müslümani degilim, "Kuran'daki islam"in müslümaniyim. Hanefî mezhebine ya da şafiî mezhebine ya da her hangi baska bir mezhebe bagli degilim. Çünkü Kuran dinde hiziblesmeyi ŞiRK sayiyor (Rum 31-32):

 

Allah'a yönelin, O'nu kâle alin ve salâti yerine getirin. ŞiRK erbabindan olmayin. Onlar dinlerini parça parça etti onlar, kendileri de bölündüler. Bi de her HIZiB kendi elindekiyle övünür -kulli HIZBiN ledeyhim ferihûn.

 

Mezhebli müsriklerin yorumu muteber... ama senin yorumun degil, benim yorumum degil. Öyle mi? 

  

 

Aylardır bahsetmekten dilimde tüy biten mevzuda halen kısır döngüdeyiz.

Sizin herhangi bir mezhebin müslümanı olmamanız, argümanın kendisi bağlamında kimseyi bağlamıyor. Çünkü argümanın kendisi bu. Kur'an yeterince açık değildir, apaçık değildir veyahut mahal vermiştir vb...Bunun en büyük kanıtı da islam tarihi ve halihazırda yaşanan islamdır. Kuran hizibleşmeyi şirk sayıyor da, zaten hizipleşen her bir grup kendisini hizipleşmiş kabul etmiyor ki..Her bir gruba göre diğeri sapkın ve hatalı ve bu bağlamda hizipleşmiş oluyor. Hizipleşmek kavramı durduğunuz noktaya göre değişiyor. Grubun kendisine göre ise bu hizipleşmek değil, kuranın kendisi. Asıl olan. Hatta ve hatta siz dahi bu perspektife göre hizipleşmiş durumdasınız. Onlardan değilseniz hizipleşmişsinizdir. Bunu görmek bu kadar zor mu? Hanefiye göre o imamın yorumu zaten kuranın kendisi "aslolan"..Hanefi açısından iz şu anda hanefi olmamakla aslolan kuranı yorumlayan bir hizipçisiniz. Bu forumdan "sadece kuarncıları" yerin dibine sokan kaç müslüman geçti bilir misiniz?

 

Kısaca: Siz de kendi elinizdekiyle övünüyorsunuz. Bakış açısına göre subjektif. Mesele bu. Ve kuran yeterince açık olmadığından olsa gerek, kimse net bir standart koyamadığından ötürü bu hadise 1400 senedir böylece sürüp gidiyor. Kuranın yeterince açık olmadığı ve yoruma/yanlış anlaşılmaya/çarpıtmaya mahal verdiğine dair argüman da işet tam burada hayat buluyor.

 

Yine bir türlü idrak edemediğiniz ya da idrak etmek istemediğiniz nokta bu. Kimsenin yorumu muteber falan değil!.. Bir yerlerde öyle dedi isem lütfen buyurun gösterin. Hadise herhangi bir yorumun muteber olması değil; hadise, ortada birden fazla yorumun olması durumu. Var mı, var. Apaçık olan bu gerçeği daha fazla ötelemeyin lütfen. Hasır altı olacak gibi değil. Buraya her bir müslüman gelip: "bakın kuran apaçık" şeklinde kendi anladığı yorumu getirmekten başka bir şey yapmıyor. ÖNEMLİ OLAN İSE BÜYÜK RESİM!

 

Bu kadar açık bir noktada mütabık olamayacak isek eğer, inanın siz de biz de boşuna yazıp duruyoruz.

 

On 23.04.2017 at 07:00, Hasan Akçay said:

 

Bu saçmaliklari fasulye gibi nimetten sayip nolur bana dayatmayin. Kisas şu mezhebe göre şöyle bu mezhebe göre böyle olamaz. Çünkü KISAS suça biçilen "adil karşilik"tir, "esit ceza"dir. Kisilere bagli degildir.

 

Şu linkte Kaf Sad Sad maddesini tiklayin. Arapçanin kadîm sözlüklerinde "kisas"in tanimini göreceksiniz (El-Mufredât fî Gharîb el-Kur'ân, Lisân el-Arab, Tâc el-Arûs min Cevâhir el-Kamûs...): http://www.studyquran.co.uk/PRLonline.htm

 

2:178'in Türkçesini bir daha veriyorum:

 

Iman edenler! Öldürmelerde esit ceza ilkesi yazildi size.

Hür ile hür, köle ile köle, disi ile disi...

Öldürülenin kardesi tarafindan cezanin birazi bagislanana düsen ise örfe uyup ona güzelce ödememede bulunmaktir. Allah'tan bir hafifletme ve esirgemedir bu. Hâlâ haddi asana ise aci bir azab var

 

Bu konuda da kısır döngüdeyiz.

Öldürülenler hakkında size kısas farz kılındı. Hüre hür, köleye köle, dişiye dişi (şeklinde)-(gibi)-(bağlamında)-(olacak şekilde)...

Bakın ben de kuran çevirilerinde meşhur olan şu parantezlerden kullandım. O parantezelerden herhangi birini seçip kullanabilirsiniz. Eğer kullanmazsanız, daha önce defalarca sorduğum üzere, "Hüre hür, köleye köle, dişiye dişi" tümcesinin sadece ve tek başına yüklemi öznesi osu busu olmadan tek başına ne anlama geldiğini, ne demeye oraya konduğunu, aynı ayetin içinde ardışık olarak neden arz-ı endam ettiğini açıklamak, göstermek zorundasınız. Şu ana kadar yaptığınız ise şu: yeri gelince öndeki cümle ile bağlantılı değildir buyurdunuz(sadece siz değil). Yeri gelince ise bu sefer o cümleyle ilintileyerek "o hür, o köle.." demeye getirdiniz..Böyle çelişkili iki yorumu aynı anda nasıl yapabildiğinizi ise ancak allah(!) bilir sanırım.

 

Sürekli görmezden geldiğiniz nokta şu: öldürülen köleye karşılık hür öldürdünüz. Ceza eşit oldu. Ölüm. Peki eşit ceza gerçek anlamda eşitliği getirdi mi? Açık bir "hayır"..E o zaman demek ki iş sadece fiilde bitmiyor. İş sadece cezada bitmiyor. Kişilere bağlı değildir şeklinde kesip atan tümceniz bu noktada tarumar oluyor. Bundan sonra bunu yazıp durmayın lütfen. Zaten öyle olsa idi ilk cümleyi bu şekilde koyar bitirirdi. Ama bitirmemiş. Neden? Çünkü iş fiilde bitmiyor demek ki..Çünkü kişi nerede kişi? İşte bu noktada kısasın kriterini veriyor, yönergeyi/talimatı tamamlıyor: hüre hür, köleye köle, dişiye dişi. Kısas sadece edimle değil, sahıslarla bir bütün ve ancak bu yönergeye göre tamamlandığında yerine gelmiş oluyor. Hür ölürse karşılığında bir hür, köle ölürse karşılığnda bir köle, dişi ölürse dişi..

 

Hür köle öldürünce ne olacak? Ölen köle olduğuna göre ne olacağı açık değil mi? Köleye karşılık hür öldürürsen kısas yok. Yerine gelmedi. Çünkü aralarında "statü olarak eşitlik yok" Cezada eşit statüyü gözetmezsen eğer, cezada eşitlik ilkesi yerine gelmiyor. Tabi kuran'a göre. Hiç hür ile köle eşit olur mu Hasan Bey? Nahl 75.

 

On 23.04.2017 at 07:04, Hasan Akçay said:

"Hür ile hür, köle ile köle, disi ile disi..."nin anlamini verir misiniz lütfen.

 

Daha önce de verdim yine vereyim. "Hür ile hür, köle ile köle, disi ile disi"nin anlamı "Hür ile hür, köle ile köle, disi ile disi" dir. İnsanlar ya da şahıslar değil, sosyal statüler eşittir. Eşitlenir. Vurgu şahsa değil, statüyedir. Bunu farklı bir şekilde yorumlamak imkansız. Aksini iddia edebilir misiniz? Buyrun. Sadece ama sadece bu cümleyi alın ve aksini iddia edin. En iyi ihtimalle ise böyle yorumlamanın önünde hiçbir engel yok. Kuranda "Hür ile hür, köle ile köle, disi ile disi" yazmak ile " hüre karşılık o hür, köleye karşılık o köle.." yazmanın grameri ve dilbilgisi aynı ise, arada bir fark yok ise, onu tartışalım. Yok öyle değil böyle ise bunu güzlece kabul edin, o vakit bunu oturup adam gibi tartışalım. Fark var mı yok mu? Soruyu bu şekilde sorarak ne umduğunuzu hakikaten merak etmekteyim.

 

On 23.04.2017 at 09:23, Hasan Akçay said:

 

Size sordum: "Hürrü bil hürri vel abdu bil abdi vel ünsâ bil ünnsâ"nin anlami nedir? Benim size sordugum bu soruya Muhammed Esed'in verdigi cevap iste o. Muhammed Esed'e göre bunun anlami "Cinayeti eger örnegin hür bir adam islerse cezayi o hür adam görmelidir" seklinde olmalidir. Neden bu olmalidir, onu da açiklamis: Çünkü o ifade iCAZ denen bir anlatim tarzidir. Kuran o anlatim tarzini seçip kullanmis. 

 

Muhammed Esed'in açiklamasini bir daha alintiliyorum:  

 

 KISAS terimi ile baglantili olarak okundugunda "hür için hür, köle için köle, disi için disi" sartinin SINIRLI, lafzî anlamiyla alinamayacagi ve bu niyeti tasimadigi açiktir.

 

Aksi halde bu, öldürme olaylarinin çogunu, örnegin bir hürün bir köle tarafindan ya da bir disinin bir erkek  tarafindan öldürülmesini ya da tersini disarda birakir.

 

O halde yukardaki sart Kuran'da çok SIK rastlanilan eksili ifade (icaz) tarzinin bir örnegi olarak alinmalidir ve onun yalnizca bir anlami olabilir ki o da "cinayeti EGER hür bir adam islerse cezayi o hür adam görmelidir, eger bir köle islerse cezayi o köle görmelidir..." seklinde olmalidir.

 

Baska bir deyisle statüsü ne olursa olsun suçu isleyen erkek ya da disi (ve yalnizca onlar) suça uygun düsen bir sekilde cezalanmalidir. 

 

Benim gördügüm o ki yalnizca Muhammed Esed degil nerdeyse HERKES o ifadenin anlami bu olmalidir diyor. Örnegin Süleyman Ates, Elmalili... Ama o ifadeyi siz kendi AKIL terazinize vurun ve ve lütfen açiklayin: "Hür ile o hür ve köle ile o köle ve disi ile o disi"nin anlami nedir?  

 

Tekrar kere tekrar ediyorum. Vurguladığım noktayı sürekli görmezden gelseniz bile. "Olmalıdır", "lafzi anlamla alınamayacağı"..şeklinde kelimeleri kullandığınız anda YORUM YAPMIŞ OLUYORUSUNUZ. Soruyorum: KURAN AÇIK İSE EĞER, NEDEN YORUM YAPIYORSUNUZ? Ve eğer milletin dediğinden size bize ne ise, sizi bağlamıyor ise; neden Muhammed Esed'in yorumunu, suyunun suyunu getiriyorsunuz? Esed allah mı? Esed Kuran mı? Öyle değil mi ya; siize ne Esed'den, bize ne Esed'den? Esed'in yorumu şimdi neden MUTEBER oluverdi, onu da siz deyiverin hele. Yukarda neden onunki muteber oluyr deyip, aşağıda bununkini muteber kılıveriyorsunuz. Siz hizipçi misiniz?

 

Ayrıca bu açıklama zaten çakık bir itiraf. Malumun ilanı. Resmen tam olarak kendi topuğuna sıkmak.

 

"..lafzî anlamiyla alinamayacagi ve bu niyeti tasimadigi açiktir." dediğiniz zaman, ayetin lafzi anlamının bu olduğunu açık ve seçik bir şekilde kabul etmiş oluyorsunuz öyle değil mi? Öyleyse lütfen yan çizmeden bir kez olsun cevap verin Hasan Bey: Bu ayetin lafzi anlamı nedir??

 

Lafzi anlamının bu olduğundan hareket edecek olur isek eğer; o zaman bunca zamandır ve bunca sayfadır neden hem kendiniz hem bizi uğraştırıp durdunuz? yok ikinci cümle bağlantılı değil de..Yok ikinci cümle kendi başına öyle bir cümle de...Yedik bitirdik kendimiz yahu. Bir gaz döküp yakmadığımız kaldı.

 

Son olarak: Esed'in kurduğu o ters mantık sadece Esed'i bağlar. Kuran da yazanlar ise kuran'ı. Öyle olursa bazı kişiler boş mu kalıyor? Dışarda mı kalıyor. O zaman iki seçenek var:

1) Ayeti lafzi anlmı ile alacaz. Kuranda eksik yok, olamaz. Kuran'a göre kaale alınacak üç sınıf var. Hür, köle, dişi. Bunlardan kim ölürse, yerine de "ondan" ölüyor. Açık ve net. Boş hiçbir yer, açıkta hiç kimse kalmıyor. nokta atışı.

2) Kuran doğru dürüsüt anlatmayı becerememiş. Eksik. Tanrının sözü eksik olamaz. O zaman bu tanrının sözü değil.

Şimdi iyimser bir yaklaşımla Muhammed Esed'in 3. şıkkını, yani kıvırmasını da kabul edelim. Yazandan değil, yazmayandan hareketle anlam çıkarma yöntemi. Hemi de kuranda. Duy da inanma.

 

Bu durumda dahi, Hasan Bey, zaten temel argümanın "kuranın insan yazması, ilkel ve açık olmadığı şeklinde olduğu" yerde, ilk iki seçeneği tercih etmek için ortada hiç bir engel yok. Mahal vermeyeydi ilk ve peşisıra ikinci yorumu yapamazdık dahi. Gık diyemezdik. ..Mahal vermeseydi.

 

On 23.04.2017 at 11:01, Hasan Akçay said:

 

"El hürrü bi el hürri"deki el  kelimesi zamir degil sifattir. Ingilizcedeki the gibi ve Türkçedeki o gibi. The kelimesi niteledigi ismi belirleyip bilinir hale getirir. Örnegin THE FREE "o hür"dür. Her hangi bir hür degil sözü edilen suçlu hür, O HÜR. "El hürrü bi el hürri"deki el de HÜR ismini niteleyip biliniri hale getirir. Yani "El hürrü bi el hürri"nin Türkçesi "O hür ile o hür"dür. Her hangi bir hür degil suçu islemis olan hür, o hür. Suçu islemis olan hür ile cezaya çarpilan hür. AYNI KiSi. 

 

Özür dilerim, ders verdigimi düsünüp bana ukala demeyin. Mecbur kaldim. Bi de... konu üzerinde kitap yazdim, bazi okullarda bir ara ders kitabi olarak  seçildi. Ukalalik yapmiyorum yani, biraz birikimim var.    

 

The kelimesi/artikeli nitelediği ismi belirler ama genel olarak. The house derseniz "ev"dir. Herhangi bir ev. That house derseniz "O ev" olur "Şu ev" olur.. Spesifik, işaret edilen, belirli bir ev. Yani işaret sıfatı. Yani the free "o hür" DEĞİLDİR. The free "hür"dür. Hür olandır.

 

The bold and the beautiful. Cesur ve güzel. O cesur ve o güzel DEĞİL.

 

Ayrıca cümleyi "o hüre karşılık o hür.." şeklinde kurduğunuz zaman asıl bu şekilde diğer durumları açıkta bırakıyor. Sanki her zaman hür hürü, köle köleyi öldürecekmiş gibi. Ama hüre hür köleye köle dediğiniz zaman ortada böyle bir problem kalmıyor. Çünkü öldüren değil, öldürülen üzerinden hareket ediyor. Boşta kalma ihtimali yok. Ölen bunlardan birİ olmak zorunda. İlk "hür" öldürülen, ikinci "hür", öldürülecek olan. Bu kadar net, basit ve de açık. Sizin zorlama yorumunuzla ayete tersinden kırk tane takla attırmak gerekiyor. Lafzi anlamı terk etmek, inkar etmek zorunda kalıyorsunuz. Buradan anlayın bari bir bit yeniği olduğunu.

 

On 23.04.2017 at 11:54, Hasan Akçay said:

 

Hayir. Ben Kuran'a iman ettim. Kuran ile barisigim. Ve sizin bunu hos görmenizi bekliyorum. Tamam, Kuran'a benim yaklasimim ayri, sizin yaklasiminiz ayri. Zaten AYNI olsa idi ikimiz birden islami seçmis olurduk ya da ikimiz birden ateizmi. Ben sizin ateistliginizi hos görebiliyorum, dilerim siz de benim müslümanligimi hos görebilin. Inanç özgürlügü tek tarafli degil çünkü. Kuran'a iman etmekte de etmemekte de özgür olmaliyiz. Bir birimizin inanma ya da inanmama özgürlügüne saygi göstermeliyiz. Yoksa demokrasi inancimiz sözde kalir. Bir birimize hakaretler etmeyi, sövüp saymayi, boyumuzun ölçüsünden dem vurup meydan okumayi birakmaliyiz.   

 

Bir de şunu söylediniz: "Mühkem müteşabihe kırk takla atıp da asıl cevabı veremediniz..Bari buna verin de şanınız yürüsün."

 

Güzel kardesim, muhkem ve müteşabih ayetler Âl-i Imrân 7'nin müzakeresin sirasinda ele alindi. Söylenmesi gereken orda söylendi, bitti. Onlar baskadir adil-esit ceza anlamindaki KISAS ile "hürle o hür" denerek dile getirilen SUÇUN VE CEZANIN SAHSîLiGi baska.

 

Buradan şunu anlıyorum ve bunu demekde de özgürsünüz. "Ben kuran'a iman ettim. O yüzden hayır." Mesele hoş görmek değil Hasan Bey. Ben sizin evinizin kapsını çalıp ya da telefonunuza mesaj atıp bu mevzuyu tartışmıyorum. Buralara gelen sizsiniz. Münazarayı yapan da hepimiz. O yüzden mesele hoş görmek değil. Keşke o kadar basit olsa. 16 Nisan'nda bu kitap uğruna halkın iradesi töhmet altına alındı. Hesabı dahi verilemedi, verilmedi. Bu kitap hayatımızın her noktasına etki ediyor, iliklerimize işliyor.

 

Şimdi, dürüstlüğünüze güvenerek soruyu başka bir şekilde tekrar ediyorum. Lütfen bu cümleyei kurandaki bir ayet değil de, herhangi bir cümleymişcesine ele alın: Bu ayet lafzi anlamı ile de kastettiğiniz anlamda anlaşılacak şekilde, o anlamı verecek şekilde ifade edilebilir miydi? Kuranda "hüre hür" ile " (o) hüre karşılık o hür" ün yazımı birebir aynı mıdır? "hüre karşılık o hür" dendiğinde önemli bir anlatım bozukluğu ve ifade eksikliği olduğu halde.

 

Mühkem ve müteşabih mevzusu ayetlerin dökümünü veremedğiniz noktada bitti. Şöyle farzedin: biri size kendi yazdığı bir kitabı allahın kitabı olarak dayatsa, eleştirmeye kalktığınız anda ise "olmaz, yazanların bir kısmı mühkem, bir kısmı müteşabih.." dese ve dökümü de vermeyerek eleştirilebilirliğe dair her türlü kıstası da kaf dağının arkasına gönderse, tepkiniz ve yaklaşımınız ne olurdu? Rica ediyorum biraz empati kurun. Rica ediyorum kendinizi bir an olsun, biraz olsun karşınızdakini yerine koyun.

 

On 24.04.2017 at 13:59, Hasan Akçay said:

KISAS EDiLiR yerine yanlislikla TAKAS EDiLiR yazmisim, özür dilerim. 

 

2:178'in Arapçasinda KISAS EDiLiR yok:

El hurru bil hurri vel abdu bil abdi vel unsâ bil unsâ.

Hür ile o hür, köle ile o köle, disi ile o disi.  

 

The free man with the free man, the slave with the slave, the female with the female.

 

The ve that ayracını, aradaki anlam farkını ve beraberindeki çeviri hatasını yukarıda belirttik. Sizden beklenen şimdi, ayeti bir de bu gözle irdeleyerek mertçe yorumlamanız. Ortada "o" falan yok; işaret sıfatı zamiri vb. YOK!...Ayrım ve gramer işte bu kadar net. Grameri düzgün kurarsanız, kimsye o ayeti değil çarpıtmak, yormlama imkanı dahi vermezsiniz. Cümle ne ise, anlamı da "o"dur.

 

Hasan Bey şu cümleden ne anlıyorsunuz, lütfen cevap buyurur musunuz? Lütfen ama, lütfen.

 

Quote

"Senet düzenlemek zorunludur. Taksitli satışlarda, nakit borçlandırmada ve taksitli kredilendirmede."

 

Özetle; 1400 senelik islam tarihi nasıl tezahür etmişse, halihazırda da aynısı yaşanmaya devam ediyor. Yorumlaar, yorumlar..Ayrılıklaar, gayrılıklar. Mezhepleer, hizipler..Dindarr'lar, Hasan Akçay'lar, Profer'ler, Sokullu'lar, 19'cular, Hadisçiler, sadece kurancılar.

 

Sundance'nin verdiği TCK örneği ise herşeyi pir-ü pak şekilde ortaya koyuyor. Sene 2017. Ne hürü, ne dişisi ne kölesi. İnsan yahu, "insan"...

 

tarihinde teflon tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
1 saat önce, robertobaggio yazdı:

sen de araştır... emin ol tarih bilgim iyidir :)

 

tarih bilginiz pek de sandığınız kadar iyi değil.

 

osmanlı imparatorluğu, hint okyanusunda fink atmaya 16.yyda başlıyor. Ben size 15.yyda endonezya müslümanlar tarafından kılıçla ele geçirildi dedim.

Siz daha yüzyılları bile ayırmayı başaramaz durumdasınız, ama her müslümancık gibi, kendinizi yeterli sanıyorsunuz.

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
3 hours ago, robertobaggio said:

Aynı kitapta hz muhammed'e geceleri uyumamasını gece yarısı da kalkıp namaz kılması gerektiği söyleniyor hz muhammed acaba hangi çıkarından dolayı bu ayeti yazdı :) insan için biyolojik olarak en zor olaylardan biri gece uyanmaktır hz muhammed'in her gece uyanıp namaz kıldığını bize hz aişe söylüyor zaten birçok insan da buna şahit şimdi buna ne diyeceksin bu da mı çıkar içindi 53 yaşına kadar tek eşli/bekar yaşamış biri hz muhammed 53 yaşına kadar 53 yaşından sonra zaten 9 sene yaşamış son senesinde hastaydı 8 senede birçok evlilik yaptı diye mi suçlu olacak :)

 

Bana ne be Muhammed'in kendisi için şunu yap, bunu yapma diye yazmasından? Adamın geceleri kalkıp bir puta tapınmasının insanlığa ne faydası var? İşte uyanık sahtekarlar peşindeki cahilleri böyle numaralarla kandırırlar.

 

53 yaşına kadar tabii ki tek eşli yaşayacaktı, Hatice gibi dominant bir kadınla evlenip bir de başka kadın mı alacaktı? Hatice-Muhammed evliliğinde evin reisi, mutlak hakimi Hatice'dir, Muhammed iç güveysidir. Muhammed ancak Hatice öldükten sonra azmış, aralarında 9 yaşındaki bir çocuk ve evlatlığının karısı da dahil olmak üzere 9-10 evlilik yapmıştır, bu sayıya cariyeleri ve evlenip boşandıkları kadınlar dahil değil.

 

 

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
46 dakika önce, Buzul yazdı:

Ateistim.

karl marx bile evren ezeli değilse yaratılmıştır diyor sen ne diyorsun ? felsefik olarak çok kötü bir yerde bence ateizm şu anda... tarihinin en zayıf dönemini yaşıyor felsefik açıdan gerçekten çok desteksiz bir noktadasın.  Muhammed peygamber yok hiç olmadı varsayalım ama insan en azından agnostik ya da deist felan olur... bir şeyin ezeli olması gerekmekte evren ezeli değil diyor bilim bize ,evreni allah yarattıysa allahı kim yarattı sorusunu soramayız çünkü allah yaratılmış olsa onu  yaratanı kim yarattı gibi bir soru gelecek ki bu böyle sonsuza dek süremez... 13.8 milyar yıldan beri var olan bir sey de her seyin açıklaması olamaz yani... bu çok basit bir felsefedir aslında :) evrenin yaratılmış olmasını da bugün entropi yasasıyla destekleyebiliriz ve hassas ayarlar bugün bize bunu söyler... ben sizi anlıyorum bi bakıma çünkü o kadar çok dinle ilgili saçma sapan uydurmalar vs var ki insan böyle düşünebiliyor ama bu evrenin kendi kendine var olduğu iddiası da sizin o aptal bulduğunuz insanların yaptığından daha mı zekice sence ? neyse iyi geceler 

Link to post
Sitelerde Paylaş
Bir saat önce, sağduyu yazdı:

 

Bana ne be Muhammed'in kendisi için şunu yap, bunu yapma diye yazmasından? Adamın geceleri kalkıp bir puta tapınmasının insanlığa ne faydası var? İşte uyanık sahtekarlar peşindeki cahilleri böyle numaralarla kandırırlar.

 

53 yaşına kadar tabii ki tek eşli yaşayacaktı, Hatice gibi dominant bir kadınla evlenip bir de başka kadın mı alacaktı? Hatice-Muhammed evliliğinde evin reisi, mutlak hakimi Hatice'dir, Muhammed iç güveysidir. Muhammed ancak Hatice öldükten sonra azmış, aralarında 9 yaşındaki bir çocuk ve evlatlığının karısı da dahil olmak üzere 9-10 evlilik yapmıştır, bu sayıya cariyeleri ve evlenip boşandıkları kadınlar dahil değil.

 

 

 

 

25 yaşına kadar neden evlenmedi... sizin bu yaptıklarınız niyet okumadan başka bir şey değil... su-i zan...

Link to post
Sitelerde Paylaş
49 dakika önce, robertobaggio yazdı:

karl marx bile evren ezeli değilse yaratılmıştır diyor sen ne diyorsun ? felsefik olarak çok kötü bir yerde bence ateizm şu anda... tarihinin en zayıf dönemini yaşıyor felsefik açıdan gerçekten çok desteksiz bir noktadasın.  Muhammed peygamber yok hiç olmadı varsayalım ama insan en azından agnostik ya da deist felan olur... bir şeyin ezeli olması gerekmekte evren ezeli değil diyor bilim bize ,evreni allah yarattıysa allahı kim yarattı sorusunu soramayız çünkü allah yaratılmış olsa onu  yaratanı kim yarattı gibi bir soru gelecek ki bu böyle sonsuza dek süremez... 13.8 milyar yıldan beri var olan bir sey de her seyin açıklaması olamaz yani... bu çok basit bir felsefedir aslında :) evrenin yaratılmış olmasını da bugün entropi yasasıyla destekleyebiliriz ve hassas ayarlar bugün bize bunu söyler... ben sizi anlıyorum bi bakıma çünkü o kadar çok dinle ilgili saçma sapan uydurmalar vs var ki insan böyle düşünebiliyor ama bu evrenin kendi kendine var olduğu iddiası da sizin o aptal bulduğunuz insanların yaptığından daha mı zekice sence ? neyse iyi geceler 

Evren 13.8 milyar önce oluşmuştur,eee yani.Bu evrenin yaratıldığını mı gösterir,Tanrıyı bilinmezlerde mi arayıp,bulacağız.

Üstelik,bu bilinmezlik,senin abuk subuk,saçmalıklarla dolu dininin doğruluğunu kanıtlamıyor.

Evreni yaratan Tanrı,koca koca yıldızlarla evrenin taşlandığını söyler mi,söylemez örneğin.

Bunu ancak gece göğü gözlemleyip,kayan bir şeyler gören,bunlar kesin yıldızdır diyen,yıldızların yapısı hakkında bilgisi olmayan biri söyler.

Bakar göğe bir şeyler kayıp kayıp duruyor,aha bunlar olsa olsa yıldız der,sonra fantastik ögelerle,bu gözlemi birleştirip ortaya bir masal atar.

Abuk subukluklarla,saçmalıklarla dolu dinini,kitabını bilinmezliklerle kurtaramazsın da,savunamazsın da.

Mesala sizin gibi tipler şunu görse,Allahım ne güzel yaratmış,dünyayı ne güzel bir yere yerleştirmiş, derler.

kbQLkJ.jpg

 

Ama aynı tipler şunu görmezden gelirler.

 

nRdm7N.jpg

 

Güneşin yaşanabilir,yaşanabilir bölgesine yerleşen bu gezegende,yukarıdaki de var,aha bu çölde var.Koşulların oluşması sonucu,bir yaşam ortaya çıkmış ya hani bu gezegende,hemen olmayan putlarına yamayacaklar bunu.Neymiş efendim hassas ayarlarmış,hassas ayarları rabbisi hazırlamışmış.Bu hassas ayarları ayarlayan rabbisin,yıllarca yağış almayan bu yerleri neden yaratmıştır,neden buralara da bir hassas ayar çekmemiştir,yoksa hassas ayar çekerken  kaydırma mı yapmıştır.

Gerçi benimkide soru mu,yıldızlarla şeytan taşlayan putun,burayı neden böyle yaratmıştır diyorum,olmayan şey nasıl yaratsın,o ancak masallarda koca koca yıldızlarla şeytan taşlar,şeytan avlar,göğün oturulabilecek yerine oturan,melekleri dinleyen cinleri ışınlarla,ateş toplarıyla kovalar.

tarihinde Buzul tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
On 26.4.2017 at 11:41, robertobaggio yazdı:

 sen sadece o ayete bakarsan büyük yanılgıya düşmüş olursun çünkü 'KURAN KURAN İLE AÇIKLANIR' prensibi vardır sen bir konuyu anlamak için kur'an'ın hepsine bakman gerek savaş ayetleri için de böyle kısas için de böyle ama siz ayetleri cımbızlıyorsunuz isra ve maide surelerinde 'CANA CAN' ilkesini görmemezlikten geliyorsunuz bunu neden yapıyorsun arkadaşım neden diğer ayetlere bakmıyorsun ? 

 

 

 

Hanki ayete bakmisim. Baktigim ayeti benim yazdigim iletinin neresinden sen baktin simdi anlamak mümkün degil. Alintiladigin mescaimda hic alakasi olmayan bir cevap yazmissin. Saniyorum adrese sasdi.

 

Yeri gelmisken cevaplayim yinede. Ne diyecekti sence? can karsiligi 10 devemi yazacaklardi? Elbetde canin karsilgi can olacak ama, kimin canina karsi kimin cani?! Daha bunu bile ayird edemiyorsunuz kalkmis kistas ayetine karsi bu cana can ayetini koyup, abzürd bir aciklama getiriyorsunuz. Sende aslinda güzelce aciklamissin, kuran kendi icinde aciklar diye. Cana can demis, sonrada kimin canina karsilik kimin cani alnir diyede detaylamis. Daha nasil anlatilacaksa artik pes yani.

Link to post
Sitelerde Paylaş
On 26.4.2017 at 20:34, Dindarr yazdı:

 

Sayın dindar ceviz :D

Valla ne sormuştun hakikaten bilmiyorum, hatırlayamyorum ve sizi de anlayamadım

o yüzden isterseniz tekrar sorunuzı yineliyim reflesh yapın bende ekran görüntüsünü çekiyim :Dapsasasa

 

özür dilerim cıvıdığım için

napıyım yazarken aklıma geliyor. düşünce mahsulu değil bu cıvıklığım 

neyse ne diyordum 

şey diyordum

siz tekrar sorunuzu refleshleyin bende sorunuzu özenle okuyup anlayıp cevap yazacağım teşekkürler iyi günler

gerçi akşamlar demem lazımdı

iyi akşamlar öptüm

 

Alin iste ateist sitelerinin delisi diye bosuna demiyorum. Delildir ne yapsa yeridir. Bak akli kendinden uzak dinsiz dindarrr; senin seyhin seni fena üflemise benziyor, aklin gitmis aklin. Gel seni BEDAVADAN bir üfleyim de aklin basina gelsin. Seni adam akilli sulayip bi güzel islaya islaya kirpacla döveceksinki, seyhinin üstüne serptigi pislik kalksin. Sana simdi hakaret, tehdit gibi gelebilir bu yazdiklarim ama, eger bilirsen senin icin rahmet olur rahmet. Ömrünce duaci olursun. Karar verirsen bana yaz.

 

Ha bu arada bu öpme, yalama isleri senin dilinden düsmüyor, budami seyhinin sizlere ders verme sekilleri. Dikkat et, bugün öper yarin öptürürler adami.Firsat varken kurtar kendini. Bu islerden zevk aliyorsan o baska, yazdiklarimi yok say, yalayip yutmanin tadini cikar, nede olsa pek meraklisin. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
5 saat önce, teflon yazdı:

 

Hasan Bey zaten o mesajın en sonunda iki tane link verdim ya..? Bayağı da emek verilmiş. Kaynaklar falan hep orada ..

Kaldı ki ve haddizatında bir islam tarihi yok mu? Bu islam tarihi içerisinde mezhepler yok mu? Ayrılık gayrılık yok mu? İslam dünyası tarih boyunca hep "bir" mi? Farklı yorumladıklarına dair kanıt yok da ne demek? Ortada bunca mezhep varken böyle bir söz nasıl edilebilir? Koca islam tarihini mi reddedeceksiniz..? Bu, kafayı kuma gömmek değil de nedir? Biz gözümüzün önünde, günümüzde de vuku bulandan bahsediyoruz, siz kanıt(!) getirin diyorsunuz.. Ayrıca eğer öyle ise, getirin o "alternatif" islam tarihini bize? Nerede?

 

 

Aylardır bahsetmekten dilimde tüy biten mevzuda halen kısır döngüdeyiz.

Sizin herhangi bir mezhebin müslümanı olmamanız, argümanın kendisi bağlamında kimseyi bağlamıyor. Çünkü argümanın kendisi bu. Kur'an yeterince açık değildir, apaçık değildir veyahut mahal vermiştir vb...Bunun en büyük kanıtı da islam tarihi ve halihazırda yaşanan islamdır. Kuran hizibleşmeyi şirk sayıyor da, zaten hizipleşen her bir grup kendisini hizipleşmiş kabul etmiyor ki..Her bir gruba göre diğeri sapkın ve hatalı ve bu bağlamda hizipleşmiş oluyor. Hizipleşmek kavramı durduğunuz noktaya göre değişiyor. Grubun kendisine göre ise bu hizipleşmek değil, kuranın kendisi. Asıl olan. Hatta ve hatta siz dahi bu perspektife göre hizipleşmiş durumdasınız. Onlardan değilseniz hizipleşmişsinizdir. Bunu görmek bu kadar zor mu? Hanefiye göre o imamın yorumu zaten kuranın kendisi "aslolan"..Hanefi açısından iz şu anda hanefi olmamakla aslolan kuranı yorumlayan bir hizipçisiniz. Bu forumdan "sadece kuarncıları" yerin dibine sokan kaç müslüman geçti bilir misiniz?

 

Kısaca: Siz de kendi elinizdekiyle övünüyorsunuz. Bakış açısına göre subjektif. Mesele bu. Ve kuran yeterince açık olmadığından olsa gerek, kimse net bir standart koyamadığından ötürü bu hadise 1400 senedir böylece sürüp gidiyor. Kuranın yeterince açık olmadığı ve yoruma/yanlış anlaşılmaya/çarpıtmaya mahal verdiğine dair argüman da işet tam burada hayat buluyor.

 

Yine bir türlü idrak edemediğiniz ya da idrak etmek istemediğiniz nokta bu. Kimsenin yorumu muteber falan değil!.. Bir yerlerde öyle dedi isem lütfen buyurun gösterin. Hadise herhangi bir yorumun muteber olması değil; hadise, ortada birden fazla yorumun olması durumu. Var mı, var. Apaçık olan bu gerçeği daha fazla ötelemeyin lütfen. Hasır altı olacak gibi değil. Buraya her bir müslüman gelip: "bakın kuran apaçık" şeklinde kendi anladığı yorumu getirmekten başka bir şey yapmıyor. ÖNEMLİ OLAN İSE BÜYÜK RESİM!

 

Bu kadar açık bir noktada mütabık olamayacak isek eğer, inanın siz de biz de boşuna yazıp duruyoruz.

 

 

Bu konuda da kısır döngüdeyiz.

Öldürülenler hakkında size kısas farz kılındı. Hüre hür, köleye köle, dişiye dişi (şeklinde)-(gibi)-(bağlamında)-(olacak şekilde)...

Bakın ben de kuran çevirilerinde meşhur olan şu parantezlerden kullandım. O parantezelerden herhangi birini seçip kullanabilirsiniz. Eğer kullanmazsanız, daha önce defalarca sorduğum üzere, "Hüre hür, köleye köle, dişiye dişi" tümcesinin sadece ve tek başına yüklemi öznesi osu busu olmadan tek başına ne anlama geldiğini, ne demeye oraya konduğunu, aynı ayetin içinde ardışık olarak neden arz-ı endam ettiğini açıklamak, göstermek zorundasınız. Şu ana kadar yaptığınız ise şu: yeri gelince öndeki cümle ile bağlantılı değildir buyurdunuz(sadece siz değil). Yeri gelince ise bu sefer o cümleyle ilintileyerek "o hür, o köle.." demeye getirdiniz..Böyle çelişkili iki yorumu aynı anda nasıl yapabildiğinizi ise ancak allah(!) bilir sanırım.

 

Sürekli görmezden geldiğiniz nokta şu: öldürülen köleye karşılık hür öldürdünüz. Ceza eşit oldu. Ölüm. Peki eşit ceza gerçek anlamda eşitliği getirdi mi? Açık bir "hayır"..E o zaman demek ki iş sadece fiilde bitmiyor. İş sadece cezada bitmiyor. Kişilere bağlı değildir şeklinde kesip atan tümceniz bu noktada tarumar oluyor. Bundan sonra bunu yazıp durmayın lütfen. Zaten öyle olsa idi ilk cümleyi bu şekilde koyar bitirirdi. Ama bitirmemiş. Neden? Çünkü iş fiilde bitmiyor demek ki..Çünkü kişi nerede kişi? İşte bu noktada kısasın kriterini veriyor, yönergeyi/talimatı tamamlıyor: hüre hür, köleye köle, dişiye dişi. Kısas sadece edimle değil, sahıslarla bir bütün ve ancak bu yönergeye göre tamamlandığında yerine gelmiş oluyor. Hür ölürse karşılığında bir hür, köle ölürse karşılığnda bir köle, dişi ölürse dişi..

 

Hür köle öldürünce ne olacak? Ölen köle olduğuna göre ne olacağı açık değil mi? Köleye karşılık hür öldürürsen kısas yok. Yerine gelmedi. Çünkü aralarında "statü olarak eşitlik yok" Cezada eşit statüyü gözetmezsen eğer, cezada eşitlik ilkesi yerine gelmiyor. Tabi kuran'a göre. Hiç hür ile köle eşit olur mu Hasan Bey? Nahl 75.

 

 

Daha önce de verdim yine vereyim. "Hür ile hür, köle ile köle, disi ile disi"nin anlamı "Hür ile hür, köle ile köle, disi ile disi" dir. İnsanlar ya da şahıslar değil, sosyal statüler eşittir. Eşitlenir. Vurgu şahsa değil, statüyedir. Bunu farklı bir şekilde yorumlamak imkansız. Aksini iddia edebilir misiniz? Buyrun. Sadece ama sadece bu cümleyi alın ve aksini iddia edin. En iyi ihtimalle ise böyle yorumlamanın önünde hiçbir engel yok. Kuranda "Hür ile hür, köle ile köle, disi ile disi" yazmak ile " hüre karşılık o hür, köleye karşılık o köle.." yazmanın grameri ve dilbilgisi aynı ise, arada bir fark yok ise, onu tartışalım. Yok öyle değil böyle ise bunu güzlece kabul edin, o vakit bunu oturup adam gibi tartışalım. Fark var mı yok mu? Soruyu bu şekilde sorarak ne umduğunuzu hakikaten merak etmekteyim.

 

 

Tekrar kere tekrar ediyorum. Vurguladığım noktayı sürekli görmezden gelseniz bile. "Olmalıdır", "lafzi anlamla alınamayacağı"..şeklinde kelimeleri kullandığınız anda YORUM YAPMIŞ OLUYORUSUNUZ. Soruyorum: KURAN AÇIK İSE EĞER, NEDEN YORUM YAPIYORSUNUZ? Ve eğer milletin dediğinden size bize ne ise, sizi bağlamıyor ise; neden Muhammed Esed'in yorumunu, suyunun suyunu getiriyorsunuz? Esed allah mı? Esed Kuran mı? Öyle değil mi ya; siize ne Esed'den, bize ne Esed'den? Esed'in yorumu şimdi neden MUTEBER oluverdi, onu da siz deyiverin hele. Yukarda neden onunki muteber oluyr deyip, aşağıda bununkini muteber kılıveriyorsunuz. Siz hizipçi misiniz?

 

Ayrıca bu açıklama zaten çakık bir itiraf. Malumun ilanı. Resmen tam olarak kendi topuğuna sıkmak.

 

"..lafzî anlamiyla alinamayacagi ve bu niyeti tasimadigi açiktir." dediğiniz zaman, ayetin lafzi anlamının bu olduğunu açık ve seçik bir şekilde kabul etmiş oluyorsunuz öyle değil mi? Öyleyse lütfen yan çizmeden bir kez olsun cevap verin Hasan Bey: Bu ayetin lafzi anlamı nedir??

 

Lafzi anlamının bu olduğundan hareket edecek olur isek eğer; o zaman bunca zamandır ve bunca sayfadır neden hem kendiniz hem bizi uğraştırıp durdunuz? yok ikinci cümle bağlantılı değil de..Yok ikinci cümle kendi başına öyle bir cümle de...Yedik bitirdik kendimiz yahu. Bir gaz döküp yakmadığımız kaldı.

 

Son olarak: Esed'in kurduğu o ters mantık sadece Esed'i bağlar. Kuran da yazanlar ise kuran'ı. Öyle olursa bazı kişiler boş mu kalıyor? Dışarda mı kalıyor. O zaman iki seçenek var:

1) Ayeti lafzi anlmı ile alacaz. Kuranda eksik yok, olamaz. Kuran'a göre kaale alınacak üç sınıf var. Hür, köle, dişi. Bunlardan kim ölürse, yerine de "ondan" ölüyor. Açık ve net. Boş hiçbir yer, açıkta hiç kimse kalmıyor. nokta atışı.

2) Kuran doğru dürüsüt anlatmayı becerememiş. Eksik. Tanrının sözü eksik olamaz. O zaman bu tanrının sözü değil.

Şimdi iyimser bir yaklaşımla Muhammed Esed'in 3. şıkkını, yani kıvırmasını da kabul edelim. Yazandan değil, yazmayandan hareketle anlam çıkarma yöntemi. Hemi de kuranda. Duy da inanma.

 

Bu durumda dahi, Hasan Bey, zaten temel argümanın "kuranın insan yazması, ilkel ve açık olmadığı şeklinde olduğu" yerde, ilk iki seçeneği tercih etmek için ortada hiç bir engel yok. Mahal vermeyeydi ilk ve peşisıra ikinci yorumu yapamazdık dahi. Gık diyemezdik. ..Mahal vermeseydi.

 

 

The kelimesi/artikeli nitelediği ismi belirler ama genel olarak. The house derseniz "ev"dir. Herhangi bir ev. That house derseniz "O ev" olur "Şu ev" olur.. Spesifik, işaret edilen, belirli bir ev. Yani işaret sıfatı. Yani the free "o hür" DEĞİLDİR. The free "hür"dür. Hür olandır.

 

The bold and the beautiful. Cesur ve güzel. O cesur ve o güzel DEĞİL.

 

Ayrıca cümleyi "o hüre karşılık o hür.." şeklinde kurduğunuz zaman asıl bu şekilde diğer durumları açıkta bırakıyor. Sanki her zaman hür hürü, köle köleyi öldürecekmiş gibi. Ama hüre hür köleye köle dediğiniz zaman ortada böyle bir problem kalmıyor. Çünkü öldüren değil, öldürülen üzerinden hareket ediyor. Boşta kalma ihtimali yok. Ölen bunlardan birİ olmak zorunda. İlk "hür" öldürülen, ikinci "hür", öldürülecek olan. Bu kadar net, basit ve de açık. Sizin zorlama yorumunuzla ayete tersinden kırk tane takla attırmak gerekiyor. Lafzi anlamı terk etmek, inkar etmek zorunda kalıyorsunuz. Buradan anlayın bari bir bit yeniği olduğunu.

 

 

Buradan şunu anlıyorum ve bunu demekde de özgürsünüz. "Ben kuran'a iman ettim. O yüzden hayır." Mesele hoş görmek değil Hasan Bey. Ben sizin evinizin kapsını çalıp ya da telefonunuza mesaj atıp bu mevzuyu tartışmıyorum. Buralara gelen sizsiniz. Münazarayı yapan da hepimiz. O yüzden mesele hoş görmek değil. Keşke o kadar basit olsa. 16 Nisan'nda bu kitap uğruna halkın iradesi töhmet altına alındı. Hesabı dahi verilemedi, verilmedi. Bu kitap hayatımızın her noktasına etki ediyor, iliklerimize işliyor.

 

Şimdi, dürüstlüğünüze güvenerek soruyu başka bir şekilde tekrar ediyorum. Lütfen bu cümleyei kurandaki bir ayet değil de, herhangi bir cümleymişcesine ele alın: Bu ayet lafzi anlamı ile de kastettiğiniz anlamda anlaşılacak şekilde, o anlamı verecek şekilde ifade edilebilir miydi? Kuranda "hüre hür" ile " (o) hüre karşılık o hür" ün yazımı birebir aynı mıdır? "hüre karşılık o hür" dendiğinde önemli bir anlatım bozukluğu ve ifade eksikliği olduğu halde.

 

Mühkem ve müteşabih mevzusu ayetlerin dökümünü veremedğiniz noktada bitti. Şöyle farzedin: biri size kendi yazdığı bir kitabı allahın kitabı olarak dayatsa, eleştirmeye kalktığınız anda ise "olmaz, yazanların bir kısmı mühkem, bir kısmı müteşabih.." dese ve dökümü de vermeyerek eleştirilebilirliğe dair her türlü kıstası da kaf dağının arkasına gönderse, tepkiniz ve yaklaşımınız ne olurdu? Rica ediyorum biraz empati kurun. Rica ediyorum kendinizi bir an olsun, biraz olsun karşınızdakini yerine koyun.

 

 

The ve that ayracını, aradaki anlam farkını ve beraberindeki çeviri hatasını yukarıda belirttik. Sizden beklenen şimdi, ayeti bir de bu gözle irdeleyerek mertçe yorumlamanız. Ortada "o" falan yok; işaret sıfatı zamiri vb. YOK!...Ayrım ve gramer işte bu kadar net. Grameri düzgün kurarsanız, kimsye o ayeti değil çarpıtmak, yormlama imkanı dahi vermezsiniz. Cümle ne ise, anlamı da "o"dur.

 

Hasan Bey şu cümleden ne anlıyorsunuz, lütfen cevap buyurur musunuz? Lütfen ama, lütfen.

 

 

Özetle; 1400 senelik islam tarihi nasıl tezahür etmişse, halihazırda da aynısı yaşanmaya devam ediyor. Yorumlaar, yorumlar..Ayrılıklaar, gayrılıklar. Mezhepleer, hizipler..Dindarr'lar, Hasan Akçay'lar, Profer'ler, Sokullu'lar, 19'cular, Hadisçiler, sadece kurancılar.

 

Sundance'nin verdiği TCK örneği ise herşeyi pir-ü pak şekilde ortaya koyuyor. Sene 2017. Ne hürü, ne dişisi ne kölesi. İnsan yahu, "insan"...

 

 

Sayin Teflon,

 

sizi samimi olarak tebrip etmek istiyorum. Bir konu ancak bukadar net, acik ve temiz bir uslupla izah edilebilirdi. Zevkle iletilerini okudugum nadir kisilerdensiniz. Yazdiklarinizi okudugumda biran olsun bu netlikte, anlasilir aciklamalara acaba kivirma olanagi olabilirmi diye kendime sordum, lakin aklimi inkar etmeden böyle birseyin mümkün olamayacagini görüyorum.

 

Bu denli kaliteli bilgi barindiran ve ayni zamanda akla, mantiga bire bir uyumlu yorumlari okuyunca, siz ve sizin gibi olanlarin oldugu ortamda icimden yazi yazmak bile gelmiyor. Gercekten kendinizi iyi yetistirmissiniz.

 

Bu baglamda yetenek konusunda yaniniza yaklamasamda, meziyet olarak okudugumu anlayacak kadar zeka, empati ve bilgi donanimina sahip olmakla yetiniyorum.

 

Emeginize saglik.

 

Saygilarimla...

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
7 hours ago, teflon said:

The bold and the beautiful. Cesur ve güzel. O cesur ve o güzel DEĞİL.

 

The bold and the beautiful, evet, cesur ve güzel demek olup o cesur ve o güzel anlamina gelmez. Bu gerçegi dile getirdiginiz için sizi kutlardim... eger bi de "the bold and the beautiful"daki bold ve beautiful kelimelerinin isim degil sifat oldugunu göz önünde bulundursaydiniz.

 

Ingilizcenin bir kurali:

 

Önünde the bulunan sifat -ler/lar anlamina gelir. Örnegin the bold: cesurlar (cesur olanlar), the beautiful: güzeller (güzel olanlar), the bold and the beautiful: cesur ve güzel (cesur olanlar ve güzel olanlar).  

 

2:178'deki "El hurru" ise sifat içermiyor, oradaki hur isim oldugu için el hurru o hür kisi demektir. Nitekim ifade vel abdu, vel unsâ diye devam ediyor. Abd da unsâ da isimdir ve vel abdu vel unsâ o yüzden "o köle, o disi"dir.

 

El hurru bil hurri vel abdu bil abdi vel unsâ bil unsâ: o hür kisi ile o hür kisi, o köle ile o köle, o disi ile o disi.

 

Hukuken o hür kisi ile islem görecek olan "o hür kisi"dir ya da baska bir deyisle o hür kisinin kendisi, o köle ile islem görecek olan "o köledir" ya da baska bir deyisle o kölenin kendisi, o disi ile islem görecek olan "o disi"dir ya da baska bir deyisle o disinin kendisi.  

 

Kanit olarak Ingilizce çevirilere bakmak isterseniz: http://www.islamawakened.com/quran/2/178/default.htm (Bazi mütercimler örnegin Picthall "the free"yi the freeman yaparak ifadeye açiklik getirmek ihtiyaci duymus). 

tarihinde Hasan Akçay tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Bu kıvırtmaların hiç birinin ayetinizi kurtarmaya yetmediğini ellinci kere de yazsam yine kıvırtacaksınız Müslümler. Size kıvırtmak çok yakışıyor. Yine o hür maktül için o hür katili kısas edeceksiniz diyor olur. O maktül köle için o hür katili kısas edemesiniz oluyor.

 

Heeey saksı hey! Hey gözünü sevdiğimin saksısı hey! Lan allah gübreleyeceksen gübrele şunların saksısını, ne görevini ihmal eden allah çıktın sen böyle be!

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...