Jump to content

Talak 4 ve Kur'an'ın Sübyancı Tarafı


Recommended Posts

"Kadınlarınız içinden âdetten kesilmiş olanlarla, henüz âdetini görmemiş bulunanlardan eğer şüphe ederseniz (iddetlerinin nasıl olacağında tereddüt ederseniz), onların bekleme süresi üç aydır. gebe olanların bekleme süresi ise, yüklerini bırakmaları, doğum yapmalarıdır. kim allah'tan korkarsa, allah ona işinde bir kolaylık verir."

 

 

Kotu anlamda her turlu sey var bu kitapta ...

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 106
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

19 dakika önce, Great Evil Beast yazdı:

"Kadınlarınız içinden âdetten kesilmiş olanlarla, henüz âdetini görmemiş bulunanlardan eğer şüphe ederseniz (iddetlerinin nasıl olacağında tereddüt ederseniz), onların bekleme süresi üç aydır. gebe olanların bekleme süresi ise, yüklerini bırakmaları, doğum yapmalarıdır. kim allah'tan korkarsa, allah ona işinde bir kolaylık verir."

 

 

Kotu anlamda her turlu sey var bu kitapta ...

Şeytanın avukatlığını yapalım: Henüz adet görmemiş kadınlar için niye 3 ay bekleniyor?

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 1 year later...

Kuran cahiliye döneminde cari olan boşama şekillerini kadın ve erkek hiçbir tarafın zarara uğramayacağı şekle getirerek düzeltmiştir. Cahiliye döneminde erkeğin sahip olduğu istediği sayıda boşama yapabilme ve tekrar dönebilme yetkilerini kaldırmış ve bu hakkı üç ile sınırlandırmıştır.

Kuranda kadının boşanma konusunda birçok şekilde haklarının kullanabilmesiyle tek taraflı boşama hakkının kadına verilmemesinin bütün tarih ve bölgeler için geçerli olabilecek gerekçesi şu şekilde ortaya çıkmaktadır.

Aile kurumunun oluşması, devamı ve boşanma durumunda bütün mali sorumluluklar (mehir, nafaka, mesken, boşadığında kadın ve çocukların ihtiyaçlarını karşılama, iddet süresi içinde bütün masrafları karşılama gibi )erkeğe yüklediği için kocaya böyle bir hak verilmiştir. Kadının ise ne evlenenince ne de ayrılınca karşı tarafa bir nafaka sorumluluğu bulunmamaktadır. Hukukta sorumluluklar ile haklar paralel tanzim edilir. İşte bu nedenle erkeğin bu mali sorumluluklarına binaen tek taraflı irade ile boşanma şekli olan talak yetkisi erkeğin hakkı olarak tanınmış, kadın tek taraflı değil de mahkeme veya değişik yollarla boşanmaya yetkili kılınmıştır. Yani kadın eğer boşanmak istiyorsa boşanma sebebini mahkemeye izah eder eğer sebep makulse mahkeme boşar.Bununla beraber hukuk tarafından maddi sorumluluklar tamamen erkeğe yüklendiği için tek taraflı olarak boşanma yetkisi ona verilmiştir.

 

Ailede mali sorumluluğu bulunmayan kadının talak yetkisine sahip olması halinde bu yetkiyi erkeğe zarar vererek kullanması mümkündür. Bunu hukuktaki boşluktan yararlanarak yapar. Evlilik kurumunu kurmak için neredeyse bütün mali sorumluluk erkeğin sırtından çıkmıştır. Eğer kadın hiçbir gerekçe göstermeksizin kocasını boşarsa erkek mali yönden büyük bir zarara uğramış olacak.

Eğer kadın gerçekten bir gerekçe göstermeksizin boşanmak istiyorsa bu durumda ‘muhalea’ bedelini erkeğe ödeyerek boşanabilir. Yukarıda izah ettiğimiz gibi böyle bir bedelin hikmet ve sebebi erkeğin kadın için yaptığı mehir, nafaka, düğün, nişan gibi bütün masraflar için kadın erkeğe bir bedel ödemiş olmaktadır.

Netice olarak Kuran kadının boşanma yetkisini elinden almamıştır. Kadın eğer kocası tarafından bir zulme uğruyorsa zaten mahkeme ve değişik yollarla bütün hakkını alabilmektedir. Yok bir haksızlığa uğramıyor ama yine de boşanmak istiyorsa bu durumda da boşanabilmektedir .Ama bu boşanma erkeğe mali yönden bir zarar vermemelidir.

Kadının tek taraflı olarak evliliği sona erdirme anlamındaki boşama yetkisine sahip olmayışında ki en güçlü gerekçe kadının ailede mali sorumluluğunun bulunmayışıdır.

 

Bu konuyla ilgili ayrıntılı çalışma ektedir....

Kuranda Boşanma.docx

Link to post
Sitelerde Paylaş
On 28.02.2017 at 20:20, Great Evil Beast yazdı:

"Kadınlarınız içinden âdetten kesilmiş olanlarla, henüz âdetini görmemiş bulunanlardan eğer şüphe ederseniz (iddetlerinin nasıl olacağında tereddüt ederseniz), onların bekleme süresi üç aydır. gebe olanların bekleme süresi ise, yüklerini bırakmaları, doğum yapmalarıdır. kim allah'tan korkarsa, allah ona işinde bir kolaylık verir."

 

 

Kotu anlamda her turlu sey var bu kitapta ...

Burada sübyancılık olduğunu pek sanmıyorum. Muhammed de pedofiliydi  ancak kuran da pedofili var iddiaları yanlış 

Link to post
Sitelerde Paylaş
4 hours ago, akılsızşuursuzatom said:

ayeti  yanlış  anlıyorsunuz; adetten  kesilmiş yani  adeti  bitmiş  ve de  adet  görmemiş  yani; bir  daha  ki  adet  zamanı  henüz  gelmemiş  kadınlardan  bahsediyor. 

 

Doğru anlamışız işte, sen de "adeti henüz gelmemiş kadınlar" derken küçük kız çocuklarından bahsettiğini onaylamışsın.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Bir saat önce, sağduyu yazdı:

 

Doğru anlamışız işte, sen de "adeti henüz gelmemiş kadınlar" derken küçük kız çocuklarından bahsettiğini onaylamışsın.

hayır  bir r kadın adet  olur  5  gün  içinde  bittiğini  düşünelim  adetten  kesilen  kadın  budur. 

 

adet  görmeyen  kişi de  henüz  adet  günü  gelmemiş  kişidir. yani  olayın  daha  10  yaşındaki  adet  görmeyen  kızla  alakası  yok  zaten  adet  görmeye  başlamış  (buradaki  başlamış  yanlış  anlaşılmasın; normal  adet  gören  kadından  bahsediyor)

Link to post
Sitelerde Paylaş
20 dakika önce, akılsızşuursuzatom yazdı:

hayır  bir r kadın adet  olur  5  gün  içinde  bittiğini  düşünelim  adetten  kesilen  kadın  budur. 

 

adet  görmeyen  kişi de  henüz  adet  günü  gelmemiş  kişidir. yani  olayın  daha  10  yaşındaki  adet  görmeyen  kızla  alakası  yok  zaten  adet  görmeye  başlamış  (buradaki  başlamış  yanlış  anlaşılmasın; normal  adet  gören  kadından  bahsediyor)

Ne füzel açıkladın  diyerleri beş gün gerikalan moruk meouza girmişlermi demek istiyorsun. bu aytler ne dersin.

Adama bak, Mehtap hanımı referans gösteriyor, yahu Mehtap Hanım kim be? Kim sikler Mehtap hanımı? Bir tarafta kimsenin siklemediği Mehtap Hanım, diğer tarafta her çağdan İslam alemine yön vermiş, alim kabul edilmiş adamlar. İslam alemi kimi dinler sizce?

 

Mevdudi, Tefhimu'l Kuran, Talâk/4 

Büluğa ermediği için hayız görmeyen veya bazı nedenlerle geç hayız gören ya da çok büyük bir istisna olup da hiç hayız görmeyen kadınlar, hayızdan kesilmiş kadınlar gibi talaktan sonra 3 ay iddet beklerler.

 

Kur'an'ın bu açıklamasına göre burada "Mudhale" (kocasıyla gerdeğe girmiş) bir kadının sözkonusu olduğuna dikkat edilmelidir. Çünkü eğer mübaşeret olmasaydı iddet sözkonusu olmazdı. (Bkz. Ahzab: 49) Bu yüzden henüz hayız görmeye başlamamış kızların iddetinin beyan edilmesinden anlaşıldığına göre bu yaştaki kızlarla evlenmek ve kocalarının kendileriyle cinsel ilişkide bulunması caizdir. Dolayısıyla Kur'an'ın caiz gördüğü bir davranışı hiçbir Müslüman'ın yasaklamaya hakkı yoktur.

 

Taberi, Taberi Tefsiri, Talâk/4

Âyet-i kerimede "Hiç adet görmeyenler de böyledir." buyurulmaktadır. Bundan maksat küçük yaşta evlenen ve zifafa girdikten sonra boşanan kadınlardır. Bunlar adet görmedikleri için iddetleri aylarla ölçülür; bu da 3 aydır. Nitekim Süddi, Katade ve Dehhak bu kısmı aynı şekilde izah etmişlerdir.

İmam Kurtubi, el-Camiu li-Ahkami’l-Kur’an, Buruç Yayınları: 17/437-438.

"Asla ay hali olmayanlar" ile kastedilen küçük yaştakilerdir. Bunların da iddetleri üç aydır. Buna göre haber hazfedilmiştir. Bu durumdakinin iddetinin ay hesabı ile yapılmasının sebebi bunda adetin olmayışıdır.

 

Ömer Nasuhi Bilmen, Kuran Tefsiri, Talâk/4'

Ve o kadınlar ki altmış veya elli beş yaşında oldukları için hayzdan kesilmişler veya pek genç oldukları için henüz hayz görmeğe başlamamışlardır. Eğer bunların boşandıkları vakit iddetleri hususunda şüpheye düşmüş iseniz biliniz ki onların iddetleri 3 aydır. Bu kadar müddet bekleyince kendilerini boşamış olan kocaları ile bağları tamam kesilmiş olur; artık başkaları ile evlenebilirler.

 

Seyyid Kutub, Fizilal'il Kuran, Talâk/4-

Boşanma sonrası bekleme döneminin süresine ilişkin bu sınırlandırma hayız görmeyen, bir de hamile olmayan kadınlar içindir. Hayız görmeme durumu hem hayızdan kesilmiş kocamış kadınlar hem de yaşının küçüklüğünden veya bir hastalıktan dolayı henüz hayız görmeyen kadınları kapsıyor.

 

İbn Kesir Tefsiri, Talâk/4

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
45 minutes ago, akılsızşuursuzatom said:

hayır  bir r kadın adet  olur  5  gün  içinde  bittiğini  düşünelim  adetten  kesilen  kadın  budur. 

 

adet  görmeyen  kişi de  henüz  adet  günü  gelmemiş  kişidir. yani  olayın  daha  10  yaşındaki  adet  görmeyen  kızla  alakası  yok  zaten  adet  görmeye  başlamış  (buradaki  başlamış  yanlış  anlaşılmasın; normal  adet  gören  kadından  bahsediyor)

 

Dalga mı geçiyorsun yoksa hiç Kuran'ı okumadın mı?  Normal adet gören kadınlardan diğer ayetlerde zaten bahsedilmiş.

 

2:228 -    Boşanan kadınlar, kendi kendilerine üç adet süresi beklerler ve Allah'ın rahimlerinde yarattığını gizlemeleri, kendilerine helâl olmaz. 

 

2:234 -    İçinizden vefat edip de geride eşler bırakan kimselerin hanımları, kendi başlarına dört ay on gün beklerler. İddet (bekleme) sürelerini bitirdikleri zaman, artık kendileri hakkında meşru bir şekilde yapacakları hareketten size bir günah yoktur.

 

33:49. Ey iman edenler! Mümin kadınları nikâhlayıp da, henüz zifafa girmeden onları boşarsanız, onları sayacağınız bir iddet süresince bekletme hakkınız yoktur. O halde onları (bir bağışla) memnun edin ve onları güzel bir şekilde serbest bırakın.

 

Burada henüz adet görmemiş küçük kız çocuklarından bahsediyor.

 

tarihinde sağduyu tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
1 dakika önce, sağduyu yazdı:

Burada yanıtı var buyrun

Dalga mı geçiyorsun yoksa hiç Kuran'ı okumadın mı?  Normal adet gören kadınlardan diğer ayetlerde zaten bahsedilmiş.

 

2:228 -    Boşanan kadınlar, kendi kendilerine üç adet süresi beklerler ve Allah'ın rahimlerinde yarattığını gizlemeleri, kendilerine helâl olmaz. 

 

2:234 -    İçinizden vefat edip de geride eşler bırakan kimselerin hanımları, kendi başlarına dört ay on gün beklerler. İddet (bekleme) sürelerini bitirdikleri zaman, artık kendileri hakkında meşru bir şekilde yapacakları hareketten size bir günah yoktur.

 

33:49. Ey iman edenler! Mümin kadınları nikâhlayıp da, henüz zifafa girmeden onları boşarsanız, onları sayacağınız bir iddet süresince bekletme hakkınız yoktur. O halde onları (bir bağışla) memnun edin ve onları güzel bir şekilde serbest bırakın.

 

Burada henüz adet görmemiş küçük kız çocuklarından bahsediyor.

 

Değerli kardeşimiz,

- Öncelikle şunu ifade etmek gerekir: Büluğ yaşına girdiği halde âdet görmeyen kadınlar olduğu gibi, çok geç yaşlarda âdet görenler, hatta hiç âdet görmeyen kadınlar da olabiliyor. Bu nedenle ayet, öncelikle âdet gören ve görmeyen kadınların iddet bekleme süresine açıklık getirmektedir.

- Kur’an’ın açık ifadesinden sonra, bunda tereddüt etmek mümkün değildir. Müspet ilimler, belli tecrübelere dayanarak bir sonuca ulaşıyorlar. Tarih boyunca ve bugün de olarca kızın on-on iki yaşlarında evlenmeleri bir realite olarak ortada dururken, müspet bilim adamlarının bunun aksini iddia etmeleri, her şeyden önce kendilerinin dayandıkları deneysel metotla çelişir.

- Eskiden beri çok değişik yaşta evlilikler ve zifafa girmeler söz konusudur. İslam’da bu iş, insanlara bırakılmıştır. Çünkü, altı-yedi yaş grubuyla zifafa girmenin insanlığa yakışmayan bir tutum olduğu vicdanlarda hissedilen bir gerçektir. Kaynaklarda bildirildiğine göre, kadınlar dokuz yaşında da erginlik çağına girmiş olabilir. Zifafa girmek için kadının yapısı da önemlidir. Belki de asgarî sınırı on iki yaş olarak görülebilir; on beş-on sekiz yaşı gerekli değildir. Fakat  bölgelerin örf ve âdetlerinin de bunda rolü vardır. Ancak çağımızda tıbbî açıdan, sağlığa en uygun zamanın tespit edilmesi en uygun olanıdır.

- İslam alimlerinin kabul ettiği görüşe göre, erginlik çağının tespiti, kadınlar için âdet görmek, erkekler için de ihtilamdır. Kadın için âdetin başlangıcı dokuz yaş, erkekler için on iki yaş civarıdır.  Âdet gören kadın ve ihtilam olan erkek, ergin ve mükellef kabul edilir. Bu haller görülmediği takdirde, erginlik çağı on beş yaş olarak kabul edilir.(bk. Reddu’l-muhtar, 1/306-307; Cezerî, el-Fıkhu ala’l-mezahibi’l-arbaa, 1/123-127; Zuhaylî, a.g.e, 1/456).

- Yaş itibariyle erginlik çağını kadınlar için on yedi, erkekler için on sekiz-on dokuz yaşları kabul eden alimler de vardır.(bk. Mebsut, 7/260-Şamile).

- Sıcak bölgelerde erginlik çağı ve evlenme yaşı, diğer bölgelere göre daha önceden başlar.

- Âdet görmek, artık ceninin / çocuğun barınabileceği bir ortamın hazırlandığı anlamına gelir. Bu tekvinî / biyolojik hazırlık, aynı zamanda âdet gören kadının evlenmeye müsait olduğunu gösteren ontolojik bir belgedir.

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
13 minutes ago, akılsızşuursuzatom said:

Değerli kardeşimiz,

- Öncelikle şunu ifade etmek gerekir: Büluğ yaşına girdiği halde âdet görmeyen kadınlar olduğu gibi, çok geç yaşlarda âdet görenler, hatta hiç âdet görmeyen kadınlar da olabiliyor. Bu nedenle ayet, öncelikle âdet gören ve görmeyen kadınların iddet bekleme süresine açıklık getirmektedir.

- Kur’an’ın açık ifadesinden sonra, bunda tereddüt etmek mümkün değildir. Müspet ilimler, belli tecrübelere dayanarak bir sonuca ulaşıyorlar. Tarih boyunca ve bugün de olarca kızın on-on iki yaşlarında evlenmeleri bir realite olarak ortada dururken, müspet bilim adamlarının bunun aksini iddia etmeleri, her şeyden önce kendilerinin dayandıkları deneysel metotla çelişir.

- Eskiden beri çok değişik yaşta evlilikler ve zifafa girmeler söz konusudur. İslam’da bu iş, insanlara bırakılmıştır. Çünkü, altı-yedi yaş grubuyla zifafa girmenin insanlığa yakışmayan bir tutum olduğu vicdanlarda hissedilen bir gerçektir. Kaynaklarda bildirildiğine göre, kadınlar dokuz yaşında da erginlik çağına girmiş olabilir. Zifafa girmek için kadının yapısı da önemlidir. Belki de asgarî sınırı on iki yaş olarak görülebilir; on beş-on sekiz yaşı gerekli değildir. Fakat  bölgelerin örf ve âdetlerinin de bunda rolü vardır. Ancak çağımızda tıbbî açıdan, sağlığa en uygun zamanın tespit edilmesi en uygun olanıdır.

- İslam alimlerinin kabul ettiği görüşe göre, erginlik çağının tespiti, kadınlar için âdet görmek, erkekler için de ihtilamdır. Kadın için âdetin başlangıcı dokuz yaş, erkekler için on iki yaş civarıdır.  Âdet gören kadın ve ihtilam olan erkek, ergin ve mükellef kabul edilir. Bu haller görülmediği takdirde, erginlik çağı on beş yaş olarak kabul edilir.(bk. Reddu’l-muhtar, 1/306-307; Cezerî, el-Fıkhu ala’l-mezahibi’l-arbaa, 1/123-127; Zuhaylî, a.g.e, 1/456).

- Yaş itibariyle erginlik çağını kadınlar için on yedi, erkekler için on sekiz-on dokuz yaşları kabul eden alimler de vardır.(bk. Mebsut, 7/260-Şamile).

- Sıcak bölgelerde erginlik çağı ve evlenme yaşı, diğer bölgelere göre daha önceden başlar.

- Âdet görmek, artık ceninin / çocuğun barınabileceği bir ortamın hazırlandığı anlamına gelir. Bu tekvinî / biyolojik hazırlık, aynı zamanda âdet gören kadının evlenmeye müsait olduğunu gösteren ontolojik bir belgedir.

 

 

 

Yani sana göre 9 yaşındaki bir çocukla evlenmek gayet normal. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
2 minutes ago, akılsızşuursuzatom said:

ben muteber bir dini sitenin yanıtını attım ki buradaki teist  arkadaşlar konuyu saptırmasınlar diye yoksa savunduğumdan değil 9 yaşındaki meseleyi.

 

Muteber dediğine göre savunuyorsun. Ayrıca Kuran'a göre adet görmemiş kız çocukları ile de evlenmek serbest, Talak/4'te bu ifade ediliyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş
1 dakika önce, sağduyu yazdı:

 

Muteber dediğine göre savunuyorsun. Ayrıca Kuran'a göre adet görmemiş kız çocukları ile de evlenmek serbest, Talak/4'te bu ifade ediliyor.

teistlere göre muteber yani bu forumda bile tartışılmış sorularla islamiyet sitesi her ne yazarsan yaz alakasız bir şekilde karşına çıkartılan (google tarafından ) çok tuhaf bir site o anlamda dedim.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Konu

kadınlarınızın siz kendilerini BOŞARKEN hiç âdet görmemişleri olduğuna göre

küçük kızlarla evlenmenizin caiz oluığunu öne sürebilmeniz için

ya aklı dumura uğramış birisiniz ya da şartlandıran bir eğitimle beyni yıkanmış biri 

çünkü, dikkat, anılan kadınları BOŞAMAKTASINIZ 

yani onları hiç âdet görmemişken eş alabilmeniz onları hiç âdet görmemişken BOŞAMANIZ "şart"ına bağlıdır;

boşamak varsa var o ev lilik, boşamak yoksa yok.

 

Yapılan araştırmaların ortaya koyduğuna göre

örneğin ülkemizde kızlar

12.7 yaşında ilk âdetini görüyor, 13 diyelim. 

 

Eşinizi

13'ünden önce boşayacaksınız ki

13'ünden önce eş almış olabilesiniz. 

 

Delimisiniz siz ki

bir kzı

13'ünden önce boşayayım diye

13'ünden önce eş alıyorsunuz?

 

Bu forumda daha önce müzakere edildi bu

ve bir ateist olmaz öyle şey dedi

çünkü aklı başındaydı o ateistin. 

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bir kadını (dikkat, bir kızı değil)

hiç âdet görmemişken eş alıp hiç âdet görmemişken boşamanız ancak 1 (bir) durumda mümkündür:

o kadın "âdet gecilkmesi"ne uğramış biridir.

 

Bkz delayed puberty:

http://int.search.myway.com/search/GGmain.jhtml?p2=^Y6^xdm269^S24146^tr&ptb=DCD1275D-41A6-451E-908B-2D47F6C4E47A&n=783a8b74&ind=&cn=TR&ln=tr&si=CIWvxIWKkNcCFcRAGwodLyUOIw&tpr=hpsb&trs=wtt&brwsid=e708b8ad-bf03-469e-aa0d-4e77b3ecde42&searchfor=delayed puberty&st=tab)

 

18'ine kadar ilk âdetini görmemiş olanlar

tıbben "âdet gecikmesi"ne uğramış sayılıyor

ve bunlar ağır işlerde çalışan hanımlar.

 

Örneğin

Kuran'ın indiği çağda kuyudan kovayla su çekip hurma bahçesi sulayanlar,

başının üstünde yük taşıyanlar,

sırtında odun taşıyanlar,

bu çağda balerinalar,

aletli cimnastik yapanlar...

 

Böyle bir kadını

18'inde eş alırsınız, hiç âdet görmemişken;

25'inde boşarsınız, hiç âdet görmemişken.

 

Talâk 4'te söylenen işte bu.

Link to post
Sitelerde Paylaş
1 hour ago, Hasan Akçay said:

Bir kadını (dikkat, bir kızı değil)

hiç âdet görmemişken eş alıp hiç âdet görmemişken boşamanız ancak 1 (bir) durumda mümkündür:

o kadın "âdet gecilkmesi"ne uğramış biridir.

 

Bkz delayed puberty:

http://int.search.myway.com/search/GGmain.jhtml?p2=^Y6^xdm269^S24146^tr&ptb=DCD1275D-41A6-451E-908B-2D47F6C4E47A&n=783a8b74&ind=&cn=TR&ln=tr&si=CIWvxIWKkNcCFcRAGwodLyUOIw&tpr=hpsb&trs=wtt&brwsid=e708b8ad-bf03-469e-aa0d-4e77b3ecde42&searchfor=delayed puberty&st=tab)

 

18'ine kadar ilk âdetini görmemiş olanlar

tıbben "âdet gecikmesi"ne uğramış sayılıyor

ve bunlar ağır işlerde çalışan hanımlar.

 

Örneğin

Kuran'ın indiği çağda kuyudan kovayla su çekip hurma bahçesi sulayanlar,

başının üstünde yük taşıyanlar,

sırtında odun taşıyanlar,

bu çağda balerinalar,

aletli cimnastik yapanlar...

 

Böyle bir kadını

18'inde eş alırsınız, hiç âdet görmemişken;

25'inde boşarsınız, hiç âdet görmemişken.

 

Talâk 4'te söylenen işte bu.

 

1400 yıldır bu ayet adet görmemiş kızların evlendirilmesine gerekçe olarak kullanılmış, ne anlatıyorsun sen? 1400 yıldır bu ayet yüzünden adet görmeye başlamamış kızlar evlendirirken putun ne bok yiyordu? 

 

Senin putun küçük kızların evlendirildiği bir coğrafyada ve dünyada böyle bir ayetin nasıl yorumlanacağını, nasıl anlaşılacağını bilemeyecek kadar salak mı? Bunu mu demek istiyorsun?

 

Ulan insan biraz beynini kullanır be. Bu kadar da aptallık olmaz ki. Çok mu zor bu dediklerimi düşünebilmek? Madem bu dinin tüm zamanlara ve tüm dünyaya hitap ettiğini iddia ediyorsunuz, o zaman buna göre akıl yürütün. 

 

Taberi, Taberi Tefsiri, Talâk/4

Âyet-i kerimede "Hiç adet görmeyenler de böyledir." buyurulmaktadır. Bundan maksat küçük yaşta evlenen ve zifafa girdikten sonra boşanan kadınlardır. Bunlar adet görmedikleri için iddetleri aylarla ölçülür; bu da 3 aydır. Nitekim Süddi, Katade ve Dehhak bu kısmı aynı şekilde izah etmişlerdir.

 

İmam Kurtubi, el-Camiu li-Ahkami’l-Kur’an, Buruç Yayınları: 17/437-438.

"Asla ay hali olmayanlar" ile kastedilen küçük yaştakilerdir. Bunların da iddetleri üç aydır. Buna göre haber hazfedilmiştir. Bu durumdakinin iddetinin ay hesabı ile yapılmasının sebebi bunda adetin olmayışıdır.

 

Bak, bu herifler 839-923 ve 1214-1273 tarihleri arasında yaşamış ve ayeti nasıl anlamışlar? Sen şimdi bu adamlardan daha mı iyi dini bildiğini, daha mı müslüman olduğunu iddia ediyorsun? Bu adamların tefsirlerinin, yorumlarının ulaştığı insanlar nasıl algılamış olayı acaba? Hiç bunları düşünecek akıl var mı sende?

 

Tüm insanlığa gönderildiğini iddia ettiğiniz kitaba yüzyıllardır insanlığın %99,999999'u ulaşıp okuyamamış bile. Dini bu adamların yorumlarından öğrenmek zorunda kalmışlar. Bu ne biçim bir tanrıdır ki, tüm insanlığa gönderdiğini iddia ettiği kitabı insanlığın tümüne ulaştırmayı beceremiyor, ancak sayılı bir kaç kişinin kitaba erişimi oluyor.

 

Sana daha önce de aşağıdaki soruyu sormuştum ama görmemezlikten geldin, çünkü cevap verirsen dininin nasıl bir palavra olduğunun ortaya çıkacağını biliyorsun.

 

1611 yılında yani İslam'ın ortaya çıkışından tam 1000 yıl sonra, dünyada kaç tane Kuran vardı ve kaç dile çevrilmişti? Bu varolan kitaplara insanlığın yüzde kaçı ulaşıp okumuştu?

Link to post
Sitelerde Paylaş
34 minutes ago, sağduyu said:

 

1400 yıldır bu ayet adet görmemiş kızların evlendirilmesine gerekçe olarak kullanılmış, ne anlatıyorsun sen?

 

İletinin devamını okumadım

çünkü lüzum yok.

 

Aklı dumura uğramış olanlar ve şartlandıran bir eğitimle beyni yıkananlar için

ben "Haklı olamaz onlar" diyorum,

sen "madem yüzyıllarca onlar itibar gördü haklıdır onlar" diyorsun.

 

"Güneş dünyayı dolanıyor" diyenler de yüzyıllarca itibar gördü,

haklı mıdırlar?

 

"Güneş dünyayı değil dünya güneşi dolanıyor" diyenleri cezalandıran ortaçağ Engizisyonu

haklı mıydı? 

 

Bu çağda

engizisyon kafası taşıyanlarla işim olmaz,

seninle işim olmaz. 

 

tarihinde Hasan Akçay tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
3 minutes ago, Hasan Akçay said:

 

İletinin devamını okumadım

çünkü lüzul yok.

 

Aklı dumura uğramış olanlar ve şartlandıran bir eğitimle beyni yıkananlar için

ben "Haklı olamaz onlar" diyorum,

sen "madem yüzyıllarca onlar itibar gördü haklıdır onlar" diyorsun.

 

"Güneş dünyayı dolanıyor" diyenler de yüzyıllarca itibar gördü,

haklı mıdırlar?

 

"Güneş dünyayı değil dünya güneşi dolanıyor" diyenleri cezalandıran ortaçağ Engizisyonu

haklı mıydı? 

 

Bu çağda

engizisyon kafası taşıyanlarla işim olmaz,

seninle işim olmaz. 

 

 

 

Amma okumamışsın ha? Ulan şu foruma senin kadar kof, gerizekalı, aptal birisi az gelmiştir. Bir de bu kofluğuna, aptallığına bakmadan bir bok biliyormuş gibi ukala ukala yazıp duruyorsun.

 

1611 yılında yani İslam'ın ortaya çıkışından tam 1000 yıl sonra, dünyada kaç tane Kuran vardı ve kaç dile çevrilmişti? Bu varolan kitaplara insanlığın yüzde kaçı ulaşıp okumuştu?

 

Şu kadar açık ve basit bir soruyu bile cevaplayacak cesaret yok sende, çünkü cevaplarsan ne kadar aptal ve kof olduğunun ortaya çıkacağını sen de bal gibi biliyorsun. Onun için cevaplamak yerine dansöz gibi kıvırmayı tercih ediyorsun.

 

Verdiğin dünya- güneş örneği bile senin ne kadar beyinsiz olduğunu ortaya koyuyor, o ortaçağ engizisyonu senin kafandaki adamlardan oluşuyordu, o adamlar seninle aynı hamurdandı. Din hamurundan yapılmışlardı.

 

Ayrıca falan tanrı bizden birisiyle iletişime geçti diyenler de yüzyıllarca itibar gördü ve görmeye devam ediyor, şimdi bunların itibar görmesi senin dinini haklı mı kılıyor? Sende biraz zeka olsa kendi argümanlarını çürütecek örnek vermezdin.

 

Ayrıca benim bahsettiğim şeyin o adamların haklı olup olmadığı ile alakası bile yoktu ama nerede sende bunu anlayacak zeka?

 

Burada asıl önemli olan Kuran'da neyin kastedildiği değil, asıl önemli olan insanlığa nasıl ulaştırıldığı. Bu ayet de insanlığa yüzyıllardır henüz adet görmemiş kız çocukları ile evlenmek helaldir şeklinde ulaştırılmış. İşte asıl önemli olan bu ulaştırılan yorum. İşte senin o kuş beyninin almadığı şey bu.

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...