Jump to content

Liberalizm ve Din.


Recommended Posts

6 minutes ago, ekremaktaş said:

Yazi gayet guzel. Kaynak belirttigimize gore buraya da kopyalamakta sakinca yok.

 

LİBERALİZM, DİN VE GELENEKLER

 

Türkiye’de demokrasi ve kadın hakları kadınların başörtüsü takması ile artık özdeş hale getirildiği için bazı açıklamalar yapmak kaçınılmaz oldu.

Yakınçağ tarihi bize dine teslim olan toplumların yüzlerce yıl karanlığın  içinden çıkamadığını gösterdi. Laik olmayan,  özellikle teolojik yönetimlerin daima temel insan haklarını çiğnediklerini, bilim adamlarını sanatçıları farklı düşünenleri yargıladıklarını yaktıklarını cezalandırdıklarını gördük.

Bu dinsel ortaçağ yönetim anlayışına karşı çıkan rasyonalist ideolojiler, Fransız devrimi ile başlayarak son 250 yıl içerisinde giderek toplumsal ve siyasi yaşamı dinden ayıklama politikaları geliştirdiler. Ancak komunist rejimler başta, dine tamamen karşı ve dini tamamen toplumsal yaşamdan dışlayan rejimler de son 100 yılda hüsran yarattı. Totaliter oldular.

Anglo Saxon demokrasi deneyimi, dine tamamen teslim olan rejimler gibi dini tamamen dışlayan rejimlerin de özgürlükçü ve demokratik olamadığını dünyaya kanıtladı.

 

Liberalizm dine düşman mıdır?

 

Liberal demokrasi, dine düşman değildir. Dinlerin insanlar için önemli olduğunu bilir ve siyasal düzene ve bireyasel haklara “el uzatmadıkça” dinlerle barış ve uyum içinde biraradalığı savunur.

Liberalizm için asıl kutsal olan dinler ve onların dogmaları ve sair gelenekler değil, insanların hak ve hürriyetleridir. Din liberalizm için doğrudan değil, insan hakları kapsamında dolaylı bir değerdir.

Diğer bir anlatımla liberal demokrasilerde herhangi bir din, Tanrının gerçek kelamı ve öğretisi olduğu için değil, o toplumda insanlar tarafından değer verildiği için değerlidir.

 

Dinsel pratikler ve liberalizm nerelerde çatışır?

 

Dinler doğaları gereği, metafizik dünyada mutluluk ve huzura erişte müminlerine belirli bir program, ritüeller, ahlak ve yaşam biçimi öğütlerler. Bu kurallar ve inançlar oldukça karmaşık, zahmetli uyumu disiplin ve fedakarlık gerektiren bir sistematik içerdiğinden, hemen her din kendi kurallarına uymanın asıl mutluluğu getireceğini, bu yolun dışında kalanların öbür yaşamda mükafat elde etmesinin mümkün olamayacağı ya da en azından zor olacağını vurgular.

Dinler tüm insanları değil, sadece o dine inananları kapsar ve kendi müminlerine mutluluk vaad eder. Özellikle tek tanrılı dinlerde; mümin olmayanlar, başka dinden olanlar veya ateistler “kafir”, “infidel” veya “Goyyim” dirler.. Bu da çok doğaldır. Kendi dininde cennete gitmek veya Tanrının inayetine ulaşmak için karmaşık ibadetleri, eğitimi, yaşam kısıtlamalarını kabullenmek zorunda olan ortalama müminler, bu zahmetlerin hiçbirine katlanmayan “kafir-goyyim”lerin de “cennete giden kuyruğa dışarıdan kaynak yaparak” kolayca dahil olmasına sıcak bakmayabilir, kendileri de ibadetlerini aksatabilirler!

Ayrıca dinler, biribirleri ile binlerce yıldır sıkı rekabet halindedirler.

 

Halbuki liberalizm tüm insanlar için evrenseldir. Mümin değil insan kavramından yola çıkar. Ve İmmanuel Kant’ın  meşhur ifadesi ile insan, değerini her hangi bir şey olmaktan, herhangi bir şeye sadık veya mümin olmaktan değil, bizatihi insan olmaktan alır.  Onun “ İnsana araç değil amaç gözüyle bakılması gerekir” sözü bugün tüm dünyadaki liberal demokrasilerin anayasalarının üzerine oturduğu temel düsturdur.

Buna karşılık totaliter ve cemaatçi ideolojiler ve fikirler, insana doğrudan bir değer gözüyle bakmazlar. İnsan ancak belirli bir dine/ideolojiye/rejime/liderliğe iman eder, bağlılık gösterir ve itaat ederse değer kazanır ve saygıyı hak eder. Bu inanış, yaşam kalıpları dışında kalan insanlar değersizdir, sapkındır, haindir, kafirdir, dejeneredir vs..

Liberalizm insana değer verdiği için insanların eşitliği, hukuk önünde adil yargılanmalarını sağlayacak düzen oluşturulması, kölelik ve angaryanın kaldırılması mücadelesini vermiştir.

Hemen hiçbir din, köleliği eleştirse bile köleliğin kaldırılmasını emretmemiştir. Kölelik dünyada insan hakları savunucuları tarafından kaldırılmıştır. Liberal öğretilerin gelişmesi, tüm dünyada dinsel pratiklerin de değişmesine neden olmuştur. Hemen tüm dinlerde, başka dinlerin müminlerine devletlerine düşmanlık içeren nutuklar, eğitimler zorlamalar azalmış, gidere sevgi, anlayış tolerans mesajları yoğunluk kazanmıştır. Hristiyanlık artık Kızılderileri binlerle öldüren, Afrikalıların köle yapılmasını meşru bulan, kılıcı kanlı tapınak şövalyelerin hristiyanlığı değildir.

Liberalizm her bireyin doğuştan gelen vazgeçilemez ve devredilemez hakları olduğu felsefesi üzerine oturur. Bireysel temel haklar, güncel siyasetin, çoğunluk isteklerinin süjesi olamazlar.

 

Bu konuda, liberalizmle din ve geleneklerin arasında sınırların doğru çekilmesi gerekir. Dinler ve gelenekler, evrensel insan haklarının temel ilkeleri ile çeliştikleri noktada, gerçek bir liberal insan hakların yanında yer alır. “Ama toplum öyle istiyor” olarak formüle edilen arkaik ve populist mazeretin karşısında boyun eğemez.

Özel bir inanç sistemi olan dinlerin her emir ve kuralının çağdaş hukuk ve yaşam biçimiye uyuşması mümkün değildir. Bu nedenle çağdaş liberal demokrasilerde inaç ve iman(öbür dünya, Tanrı, yaratıcıya iman bağlamında) serbest, ancak dinsel kitap, kural ve uygulamaların iman ve ibadet dışına çıkan pratikleri belirli sınırlamalar altındadır.

Geleneklere saygı gösterilmesi esastır. Ancak bugünkü değer ve bakış açımızla her geleneği koşulsuz iyi veya saygıdeğer kabul edemeyiz. İnsanlığın gelişimi ve modernleşmesi, ayni zamanda zaman içinde faydasız hatta zararlı hal gelen gelenekleri değiştirme savaşının da tarihidir.

 

SATİ, çok önemli bir örnektir. Sati Hinduların özellikle üst kastlarında binlerce sene uygulanmış bir gelenektir. Yaşlı koca öldüğünde, karısının da Ganj nehri kıyısında ölmüş kocası iel beraber diri diri yakılması törenine verilen addır. İngilizler 1829 da SAtiyi yasaklayınca Hindistan’ın her yerinde protestolar, nümayişler, isyanlar çıkmıştır. İngilizler bu isyanları zorlukla bastırmışlar buna rağmen Sati uygulaması gittikçe çok azalmasına rağmen 1950 lere kadar sürmüştür. Burada bir dilemma vardır. Demokratlık halkın çoğunun istediğinin olması ise, bir demokrat Hindistan’da Satiyi, Bengaldeş’te kadınlara baskı yapan İslami pratikleri eleştiren kadın aktivist Teslime Nesrin in yakılmasını veya yılanlara atılmasını mı desteklemelidir? (Bengaldeş halkının % 80 i bunu istemiştir!)

 

Liberalizm, evrensel bir birey tahayyülünden yola çıkar. Sonra haklarını değerini tanımladığı bu bireylerin, birbirlerinin haklarına maksimum saygıyı göstererek ve minimum kısıtlamalar ile en mutlu yaşayabilecekleri siyasal ortamı, devlet ve hukuk kurallarını araştırır.

Birey, organizmada bir hücre değil, başlı başına bir değerdir. Temel ilkesel hakları, toplumun çoğunluğu istedi diye elinden alınamaz. Çeşitli madrabazlıklarla haberleşme, adil yargılanma, özel yaşam mahremiyeti ve dokunulmazlığı, ifade özgürlüğünden mahrum bırakılamazlar.

Devlet, çağdaş dünyada güç kullanma tekelini elinde tutan temel meşru güçtür. Dinin devlet yönetimine hakim olması demek, belirli bir iman biçiminin kendi dogmasını, ibadet ve yaşam biçimi zorla topluma empoze etmesi, sadece başka dinden olnaları değil, o dinin müminlerini de polis zoruyla ibadethaneye sokabilmesi, vergi mükelleflerini inanmadıkları dini veya gelenekleri finanse etmeye zorlayabilmesi demektir.

Bu nedenle, laiklik, demokratik ve özgürlükçü bir rejimin asla vazgeçilemez şartıdır.

Demokrasi adına savaştıklarını söyleyenlerin laikliği savunanları “laikler” diye kategorize etmesi ise, traji komik bir oxi-morondan başka bir şey değildir. Birilerini laik olarak isthza ile aşağılayanlar demek ki laik değiller.. ve ayni zamanda demokratlar..! öyle mi?

Bir rejimin laik olmaması, bir dinin o ülkenin siyasal, sosyal kurum, yasa ve uygulamalarına hakim olması demektir. İnsanları kendi istekleri dışında ibadet, giyinme, yaşamaya zorlamak demektir. İnsanlardan din finansmanı için zorla vergi almak demektir.

Batının 300 yıl önce buruşturup attığı bayat reçeteleri demokrasi gereği diye ülkemizde yutturmaya çalışanları hayret ve hüzünle izliyoruz..(Kemalizmin 80 yıllık dine karşı belli miktarda hoyrat pratiği, doludizgin laiklik düşmanlığının mazereti olamaz. Kaldı ki, o eleştirilen kaba laik pratik altında iken bile Anadolu da oruç tuttuğu namaz kıldığı için dövülen işkence edilen insan örneği yoktur. Ama ramazan zamanı tost yediği, sigara veya içki içtiği için dövülen, linç edilen insan sayısı binlercedir!)

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 45
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Bir saat önce, Tabula Rasa yazdı:

Hayata bakacaksın Malta. Patronuna posta koyabilen insan gördün mü? Aynı şey.

 

Çok sevdiğim bir patronum vardı... Yalnızca ben sevmezdim onu; tüm çalışanları severdi.

 

İşyerinin bir köşesine, şöyle bir levhâ asmıştı: "Patronun, bir fıkra atlattıysa, gülmelisin; aksi durumda, istifâ etmelisin!" :rolleyes:

Link to post
Sitelerde Paylaş
erkincilik -ği
isim, ekonomi
1. isim, ekonomi Bireyin özgürlüğünü ve ekonomik güçler arasında hür yarışmayı savunan, bireyler, sınıflar ve uluslararasındaki ekonomik ilişkilere devletin karışmamasını isteyen öğreti, liberalizm, devletçilik, toplumculuk karşıtı

2. felsefe Herkese vicdan, inanç, düşünce özgürlüğü tanınmasının gerekli olduğunu savunan, hür düşünüşe bağlı dünya görüşü, liberalizm

http://www.tdk.gov.tr

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
8 saat önce, malta erigi yazdı:

Yazi gayet guzel. Kaynak belirttigimize gore buraya da kopyalamakta sakinca yok.

 

 

Uf çok güldüm... Yazı zaten başlık yazısı ve belli ki sen okumadan heyecan yapmış, dalmışsın. Liberal kardeşini uyarsaydın ya madem? Bu yazıyı kimden aldın, kim yazmış, linki nerede diye sorsaydın? Çünkü okumadın, okusan da yazının alıntı olduğunu anlamadın. Ben daha ilk satırlarda anladım, belli ki ekremaktaş da anladığı için google'da tarama yapmış ve durumu açığa çıkarmış. 

Ama sen buna rağmen anlamadığın için bir kere daha heyecan yapmış ve başlıkta zaten var olan yazıyı tekrar kopyalamışsın. Sonra da çevir kazı yanmasın.

 

Allaam, bu liberaller niye böyle oluyor ki...

 

Ortada doğrudan bir alıntı varsa yazının esas sahibini ve bulunduğu yerin linkini vermek zorunluluğu vardır, aksi çalıntı olur ve bu da pek istenen bir davranış değildir. Tremor'a duyurulur. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
1 hour ago, Türk Ateist said:

 

Uf çok güldüm... Yazı zaten başlık yazısı ve belli ki sen okumadan heyecan yapmış, dalmışsın. Liberal kardeşini uyarsaydın ya madem? Bu yazıyı kimden aldın, kim yazmış, linki nerede diye sorsaydın? Çünkü okumadın, okusan da yazının alıntı olduğunu anlamadın. Ben daha ilk satırlarda anladım, belli ki ekremaktaş da anladığı için google'da tarama yapmış ve durumu açığa çıkarmış. 

Ama sen buna rağmen anlamadığın için bir kere daha heyecan yapmış ve başlıkta zaten var olan yazıyı tekrar kopyalamışsın. Sonra da çevir kazı yanmasın.

 

Allaam, bu liberaller niye böyle oluyor ki...

 

Ortada doğrudan bir alıntı varsa yazının esas sahibini ve bulunduğu yerin linkini vermek zorunluluğu vardır, aksi çalıntı olur ve bu da pek istenen bir davranış değildir. Tremor'a duyurulur. 

Oyle degil iste. Bu intihal olayina karsi hassasim. Daha once de yaptim bunu. Sen bana gicik oldugundan bu sekilde dusunuyorsun, sakincasi yok :)

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
Şimdi, malta erigi yazdı:

Oyle degil iste. Bu intihal olayina karsi hassasim. Daha once de yaptim bunu. Sen bana gicik oldugundan bu sekilde dusunuyorsun, sakincasi yok :)

 

 

Valla gıcık olduğumdan değil, olsa onu da söylerim biliyorsun. Hele bu başlık tam da yeriyken hiç esirgemem.:)

 

Çok güldüm çok. Kendini gerçekleştiren kehanet gibi olmuş, o yüzden bir şey dememe gerek bile kalmamış. Allah Tremor'dan da senden de razı olsun. :)

Link to post
Sitelerde Paylaş
1 hour ago, Türk Ateist said:

 

Valla gıcık olduğumdan değil, olsa onu da söylerim biliyorsun. Hele bu başlık tam da yeriyken hiç esirgemem.:)

 

Çok güldüm çok. Kendini gerçekleştiren kehanet gibi olmuş, o yüzden bir şey dememe gerek bile kalmamış. Allah Tremor'dan da senden de razı olsun. :)

Kaynak gosterildigine gore artik kopyalayabiliriz yazip, tremorun eklemeleri olmadan orijinal halini kopyaladim. Olmasi gerekeni gostermeyi amaclamistim, olmamis demekki. Olay budur. Eski mesajlarimda da intihal ifsasi var. Biri komplo torilerini arakliyordu michael sikkofield blogundan. Okumadigim yaziyi ne diye kopyalayayim?

 

Ben yanildigini kabul etmeyen bir forumcu degilim ki, defalarca ettim. Sabit fikirlilik yok bende. İlla g.t olusumu gormek istiyorsan, namaz konusuna bakabilirsin. Hali ceviriye mal bulmus magribi gibi atlayip teori urettim, tercume yanis cikti. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
11 saat önce, Rhodium yazdı:
Din devleti, nasıl ki eski çağlarda ve ilkeldir. Laiklikde için ilkelliktir. Ateizmin devleti için ısrarla laiklik vurgusu yapılıyor. Bu en baştaki hatadır. Çünkü eğer bir din yok ise; din ve devlet işini ayırmaya gerek yoktur. Eğer din var ise laiklik gereklidir. Laiklik ileri dindarlıktır. Laikliklik dindarlığın maksimum seviyede gelişmiş halidir. Osmanlı bir din devleti olarak bir araba ise Türkiye laik olarak hem bir din devletidir hemde uçak gibidir. Ne garip bir teist olarak bunu savunuyorum.
 
Devlet, meta dır. Dil gibi... Devlet sadece siyasi toplum değildir. Sivil halk da devletin bir parçasıdır. Ve bu parça içinde din olmamalıdır. Ve geleceğin devletlerinde sivik toplum olarak din olmayacaktır da. Laiklik ilkelliktir.
 
Bu ilkellik; insanları devlet hapisanesine sokar. Bu hapishanede iyi yemek özgürlük değildir. Bireye hak vermek iyi yemektir. Banka, vergi, borsa arasında akan para denen nehir; tarihin en öldürücü zehridir. Engizisyon bile bundan çok daha modern bir karar. Zira bu üçgen; insanları yavaş yavaş ruhlarını zehirler, köleleştirir. Kaynakları belli zümrelerce toplar. 
 
İleride teknoloji o kadar gelişecek ki bulaşıkları robotlar yıkayacak. Ama o robotu sadece halkın %1 kullanacak. %99 u kanser olacak, bok denizinde yüzecek, askeri ücret denen koşu bandında koşup duracak. İşte teknokoji ileride bu kadar gelişecek.
 
Kimse kimseyi kandırmasın. Bu kapitalizmin gerçek yüzü içinde liberalizm şekerlerdir. Özgürlüklü şeker, demokrasili şeker, laik şeker. Karatayın tabiri ile en tatlı zehir. Yani kapital, sınıf içinde zengin zümreyi ayakta tutmak için; bireysel özgürlük, demokrasi gibi masallarına liberalizm diyoruz. 
 
Neden liberalizm ve din; kara tren yüzünden. Kara tren kömür madenidir. İşçidir. Emektir. 10 metre asfalt için harcanan petrol ile 100 km tren rayı döşersin. Kara tren eşitliktir. 
 
Ancak, bizim dindarlara sscb nedir diye soralım? Cevaplar, fakirliktir, baaşarısızlık, komünist, dinsizler, sapıklık vb cevaplar. Ama batı nedir diye soralım? Teknoloji, demokrasi, zenginlik, başarı, çağdaşlık vs. Tamam para denen kaynak aldatmacası; ile insanlığımızı bir koşu bandına aldık ama onun içine dini soktunmu! İşte keten helvası. O zaman özgürlük ve demokrasi; laiklik ve çağdaşlık; içine gönülden bağlanıyorlar. Okulda yaparken de milyarderlerin olur himmet yaparkende milyarderlerin olur. Hatta hiç fabrika açmadan da milyarderlerin olur. İşte din ve liberalizm aslında aynı şeydir. 
 
 
 
 
 
 
 

Liberalizm nedir hic anlamamissin 

Link to post
Sitelerde Paylaş
2 dakika önce, malta erigi yazdı:

Kaynak gosterildigine gore artik kopyalayabiliriz yazip, tremorun eklemeleri olmadan orijinal halini kopyaladim. Olmasi gerekeni gostermeyi amaclamistim, olmamis demekki. Olay budur. Eski mesajlarimda da intihal ifsasi var. Biri komplo torilerini arakliyordu michael sikkofield blogundan. Okumadigim yaziyi ne diye kopyalayayim?

 

Ben yanildigini kabul etmeyen bir forumcu degilim ki, defalarca ettim. Sabit fikirlilik yok bende. İlla g.t olusumu gormek istiyorsan, namaz konusuna bakabilirsin. Hali ceviriye mal bulmus magribi gibi atlayip teori urettim, tercume yanis cikti. 

 

Ben senin alıntı çalıntı konusunda hassas olduğunun farkındayım, sana da zaten hiç böyle bir imada bulunmadım. Sadece bu hassasiyeti vurgularken (ekremaktaş'a yazdığın iletide gerçekten vurgulamışsın) başlık yazısı olduğunu söylememene ve onu yeni bir yazı gibi alıp buraya yapıştırmana çok güldüm. Okumamış demek ki dedim doğal olarak. Hem madem Tremor'un yaptığı saçma şeyin farkındaydın, niye güzelce uyarmadın? Ben olsam hemen mesaj atar uyarır ve düzeltmesini isterdim mesela... 

 

Neyse, gerçekten çok komik durum. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
1 hour ago, Türk Ateist said:

 

Ben senin alıntı çalıntı konusunda hassas olduğunun farkındayım, sana da zaten hiç böyle bir imada bulunmadım. Sadece bu hassasiyeti vurgularken (ekremaktaş'a yazdığın iletide gerçekten vurgulamışsın) başlık yazısı olduğunu söylememene ve onu yeni bir yazı gibi alıp buraya yapıştırmana çok güldüm. Okumamış demek ki dedim doğal olarak. Hem madem Tremor'un yaptığı saçma şeyin farkındaydın, niye güzelce uyarmadın? Ben olsam hemen mesaj atar uyarır ve düzeltmesini isterdim mesela... 

 

Neyse, gerçekten çok komik durum. 

Linkteki yazinin ilk mesajla ayni oldugunu gostermek icin kopyaladim. Tremoru ozelden uyarabilirdim haklisin ama o esnada biraz sinirliydik. Bir tane ergen nazicilik oynayip bizi deli ediyordu, tremora patlamis oldum. Ayip etmisim aslinda.

Link to post
Sitelerde Paylaş
4 saat önce, bilgisız bi uşak yazdı:

 

Çok sevdiğim bir patronum vardı... Yalnızca ben sevmezdim onu; tüm çalışanları severdi.

 

İşyerinin bir köşesine, şöyle bir levhâ asmıştı: "Patronun, bir fıkra atlattıysa, gülmelisin; aksi durumda, istifâ etmelisin!" :rolleyes:

 

Evet. Buna ben de dikkat ettim. Patronların fıkra ve esprileri çok komik oluyor. Çok fit, yakışıklı oluyorlar ve hep genç gösteriyorlar. Her konuda da herşeyin en iyisini hep onlar biliyor.

 

Bir patronum yakın plan çekilmiş surat fotoğraflarını bana gösterip, çok manalı bakıyorum değil mi diye sordu. Hem de gözlüklü olduğum halde, bir de gözlüğümü çıkarsam... diye ekledi. Sanırım soru bana değil, yeni işe başlayan 1,80 boyundaki müştem'e idi. Nitekim daha sonra müştem bu sorunun cevabını uzun uzun kendisine verdi.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Öncelikle alıntı yaptığımı belirtmediğim için forum üyelerinden özür diliyorum.

Ama fikir hırsızlığı yaptığımı düşünmüyorum,benim de düşüncem bu yazıyla aynıdır.

Fikir hırsızlığı veya intihal,kişisel bir menfaat için yapıldıysa suç olur,böyle bir şey aklımdan geçmedi..

Saygılar..

 

tarihinde Tremor tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...