Jump to content

Cihat konusunun bana göre açıklaması


Recommended Posts

Günümüz dünyasında her türlü şiddetin kınanmasına çok alıştık. Hümanizm 'de her zaman şiddet harici çözüm üretilmesi önerilir. Ama dün akşam çok ilginç bir haber programı izledim.

 

Kamboçya'da yeni bir "yardım turizmi" ortaya çıkmış. Bir sürü insan örneğin UNİCEF'e üye olur, bazen gönüllü çalışmalara katılır. Para bağışı yapar. Lösev'de çocuklarla etkileşime geçerler, Darüşafakaya Gayrimenkul bağışlarlar.

İzlediğim haberde Kamboçyalılar bu işi sektör haline gelirmişler. Çoluğu çocuğu bir yerde toplamışlar. Zengin ülkelerden gelen tamamen vasıfsız "yardımseverler" 2-3 gün süreyle bunlara sözde öğretmenlik yapıyor. Bununla da kalmıyor. kendi kendilerine su filtreleri imal ediyorlar. sonra bu filtreleri "fakir" köylere yerleştiriyorlar. her su filtresinin (çeşmenin) üzerinde ülke bayrakları ve katılımcının adı soyadı kocaman harflerle yazılmış. 1 evin önünde 3-5 tane su filtresi/çeşme var. 5-10 gün kalıp, dotoğraf çektirip "öğretmenlik" yapıp, son çekip gidiyorlar. 10 gün sonra yeni grup geliyor. yine öğretmenlik yapıp, çeşme dikip gidiyorlar. ve bu "gönüllüler" ödeme yapıyorlar. adam başı 2000 avro filan veriyorlar. Sonra ülkelerine dönüp diktikleri çeşmenin fotoğrafını salona yerleştiriyorlar.

Habercilere göre, çeşmelerin çoğu zaten çalışmıyor. Ama daha çok para verenler "kuyu" yaptırabiliyorlar (köyün her tarafı kuyu zaten). Katılımcıların aklı o kadar. hayatında öğretmenlik yapmamış, gidip çocuklara "öğretmenlik" yapabilirim sanıyor. Marangozluk da bilmiyor. Ama "su-filtresi" imal edip köyün her tarafına diktiriyor. bu yüzeysellik çoğunun umrunda da değil. Yalancıktan da olsa kahramanlık yapıp fotoğraf çekip arkadaşlarına gösterme derdinde. Peki gönüllünün gönüllü olmak için verdiği 2000 Avro noluyor? - haberciler gidip soruyorlar. hiçbir bilgi yok. Organizasyonun şefinin cebine gidiyor. ve süper web-sitesi filan yapmışlar. görenler "Unicef'e üye olduk" filan zannediyorlar.

 

- Aynı işi Nepal'de yapmışlar. Köylerden filan çocuk kiralayıp sözde "yetimhanelere" tıkmışlar. "gönülüller" yine bunlara peşin ödeme yapıyor + facebooktaki arkadaşlarından 5000 Euro filan toplamışlar. Neymiş "masa alacaz, ilaç alacaz" filan diye topluyorlar. Ve o kadar iş yarıyormuş ki bu "yetimlerin" sayısı 10,000'lere filan çıkmış. İyi niyetli Avrupalılar, yine çok güzel web sitelerini filan görüp, buralarda 1 aylığına "çalışmaya" geliyorlar. gerçekte "yetimlerin" de hepsi figüran. Maksat "gönüllülerin" parasını kapıp adamları ülkelerine geri postalamak. Döndükten sonra da "biz yetimlere yardım ettik" sanıyorlar. gerçekte "yetimhane" patronunu zengin ediyorlar. Yaptıkları iş de tamamen zaman kaybı. Ve bunlar bu işi siyasetle bağlantılı, polise rüşvet vererek filan yapıyorlar.

- Gerçek yardım kuruluşları da uyarıyor.

1) Vasıfsız işgücü talep edenden sakının, biz hiçbirimiz bu şekilde iş yapmayız.

2) yardım kuruluşunu önce araştırın. Yardım kuruluşu diye gezen bir sürü "şirket" oluştu diyorlar.

3) Faydadan çok zararınız olur, Hiçbir ciddi yardım kuruluşu o şekilde çalışmaz. diyorlar.

 

- Kendi ülkemdeki depremzede yardımlarını cebe indirenler aklıma geliyor.

 

Sonuç: Günümüzde tabi ki bu tür eşekliklerle baş etmek için medeni yaklaşımımız var. Da bu haberi izlerken habercilerin konuştukları Kamboçyalıları nasıl dövmediklerine hayret ettim. İnsan olan bunu yapar mı? noktasına geldim. Bu anlayışımı da Kuran'daki bazı şiddet söylevlerine doğru genişlettim. Medeni olmak, bu tür konularda önce yasalara / hukuka ve diğer sistemlere güvenmek başka şey. Ama böyle şeyler yapan kişiler sizce de dövülmeyi veya şiddete maruz kalmayı hak etmiyorlar mı?

İslam'daki şiddeti de ben böyle yorumluyorum. "Savaş" bile, bazı durumlarda olabilir diye düşünüyorum. Özellikle de Kuran'ın indiği tarihlerde.

Link to post
Sitelerde Paylaş

İslam'daki cihat emirlerini "o dönemin şartlarına göre" diyerek yorumlayacak olursanız, islamı da "o dönem arap yarımadasındaki insanlar için geçerli bir din" olarak kabul etmeniz gerekecektir.

Aksi durumda bu iddianızda çelişkiye düşersiniz. ve aslında kuran'ı da inkar etmiş olursunuz. çünkü kuran'a göre islam, arap dinidir. Muhammed de arabın peygamberidir.

Herkes böyle kabul etseydi, islama daha az kişi inanırdı belki ama, daha çok insanın da saygı duyacağı bir din olurdu.

 

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
Bir saat önce, Mindsurfer yazdı:

İslam'daki cihat emirlerini "o dönemin şartlarına göre" diyerek yorumlayacak olursanız, islamı da "o dönem arap yarımadasındaki insanlar için geçerli bir din" olarak kabul etmeniz gerekecektir.

Aksi durumda bu iddianızda çelişkiye düşersiniz. ve aslında kuran'ı da inkar etmiş olursunuz. çünkü kuran'a göre islam, arap dinidir. Muhammed de arabın peygamberidir.

Herkes böyle kabul etseydi, islama daha az kişi inanırdı belki ama, daha çok insanın da saygı duyacağı bir din olurdu.

 

- Yazıya bakmamışsınız bile. Ben bunun bugün için de geçerli olduğunu, yeri gelince dayak hatta öldürmenin gerekli olabileceğini savunuyorum. Çünkü bazı insanlar olmayacak şeyler yapıyorlar.

Üstteki örnekte, hukuki mücadele veya bilgilendirme mücadelesi de bir çeşit cihattır.

Daha önceki dinlerin barış mesajları zamanla abartılmıştır. İslamiyet daha yeni olduğu için. "sol yanağını dönme, görmezden de gelme, bir şey olursa sonuna kadar mücadele et" diyor.

Hani kötülük güçlerine filan inandığım için değil. Ama eşoleşek denen bir şey gerçekten var. Yukarıda sözünü ettiğim olaya bak. Birinin işi gücü yok, sadece gösteriş ve zaman geçirme derdinde, ve parasının nereye gittiğini umursamıyor, diğeri, örneğin Nepal olayında, köylü ailelerden çocukları bazen zorla alıyorlar. "yetimhanede" teşhir için kullanıyorlar. işleri bitince şutluyorlar. Gelişmiş ülkelerden gelenler de "masa alsınlar, okula gitsinler" diye bunlara binlerce Euro para topluyor.

Dinde de, "görmezden gelmeyeceksin" diyor. "mücadele et" diyor. Çünkü konu eşşeklik olunca, adam yolunu bulmuş, sen gidip adamı içeri tıkmadan, veya buna kolay kazanç sağlamaktan vaz geçmeden, vaz geçmeyecek.

Yani felsefi olarak söylüyorum.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Malum bahar havası, çarpar, ehe ehe de olur öhö öhö de... Hemen açılıp saçılmamak lazım bahar geldi diye... Mart kapıdan baktırır. Tabi pencereden de baktırması olası. Kapıyı açmayın siz, ceyran yapar. Pencere daha iyi... Şu üstten yarım açılan pencerelerden taktırmadınız mı? Tavsiye ederim, iyi bişey... Hatta evde kedi olunca şart... Mart ayı, atlar hiç şakası yok aşağı... Kedi bu... :lol:

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...