Jump to content

Bilim vs. Din 1


Recommended Posts

OHM başlığı sen adnan hoca sloganları atasın diye açmadım. Konuyla ilgili bir şey yazacaksan yaz. Evrim teorisinin insan öldürmeyi meşrulaştıran bir teori olduğu senin zavallı aklının vardığı bir sonuçtur. Her fikir ya da bilimsel bilgi kötü niyetli insanların elinde silaha dönüşebilir. Nükleer enerji doğru kullanıldığında küresel ısınmanın önüne geçebilmemizi sağlayacak en önemli kaynak olduğu halde nükleer silahların yapılıyor olması buna bir örnektir.

Şimdi konuyla alakasız ve tamamen bilgisizce yazılmış iletilerini raporlayıp başlığı temizleteceğim. Başlıkla ilgisiz ve provakasyon amacıyla iletiler girmeye devam edersen de bir kaç gün uzaklaştırılman için elimden geleni yapacağım.

haklısın..iletilerin konu ile ilgili değil..onları sildirebilirsin..

yüksek müsadenle konu ile ilgili birşeyler eklemek istiyorum..

bilimsel olan mevcut müfredatlara bakıldığında bir ders olarak okutulan evrim kitaplkarı dışında evrim teorisi pek yer almaz zaten..

ben biyokimya dersinin hiç bir kısmında evrim ile ilgili önemli birşeyler duymadım..

sadece, şunun şöyle evrilmiş olabilceği düşünülmektedir, gibi kısa ve anlamsız cümleler kullanılır.

yani mevcut müfradatımızda evrim pek yer almıyor zaten..

sadece başlı başına bir ders olarak okutulan durumlarda bu konu gündeme getirilir. o da çoğunlukla bir yada iki dönemdir.

evrim derslerini biliyorum ve bu derslerin dindarların yaratış derslerinden pek de farklı olduğunu sanmıyorum..

ikisinin de birbirinden farkı yok..bunu bir karşılaştırma yaparak vermek istiyorum..

umarım konunun dışına çıkmam..(malum, başlığın sahibi sınır ihlalleri konusunda çok titiz)

yaratılışçılar ne der: evet çocuklar tanrı ol dedi ve oldu..herhalde ilk ders tanrının yaratma yetenekleri konusunda birşeyler anlatılarak geçer.

şimdi de evrimcilere bir bakalım..

ilk dersimi hatırlıyorum..

''evrim için en temel gereklilik birikimdir..birikimin olmadığı bir dünyada evrimden söz edilemez. canlılar çooook uzun yıllar boyunca yeni özellikler kazanırlar ve bu özellikleri biriktirerek sonraki nesillere aktarırlar..bu birikim çok uzun zaman ister..bu birikim gerçekten çok yavaş olmalıdır..vs..vs

ders devam ediyor..

evet sevgili gençler..kambriyen öncesi dönem bakteri gibi ilkel canlılardan oluşan dönemdi.kambriyen dönemde ise evrimde müthiş bir hızlanma görüldü. hatta bazı canlılar sanki birden bire ortaya çıkmıştı..ataları hiç bulunamadı.ama b u bir yanılgı olmalı. merak etmeyin evrimci kuramın rahipleri gece gündüz ellerinde tesbih dua ediyorlar..yakında bulacaklar..

ne bu şimdi..bilim mi bu..

yani böyle bir müfredat mı olur..madem pek çok açık var ne diyemilletin gözüne sokmaya çalışıyorsun..

elbette öğretilmeli..ama bir din gibi değil..bilimsel bir teori gibi..

Link to post
Sitelerde Paylaş

OHM uzmanlık alanın nedir bilmiyorum ama evrim derslerine önyargı ile girip çıktığın belli. Belki de müfredata gönülsüz olarak ayak uyduran hevessiz ve hatta evrim düşmanı bir hocanın derslerine girdiğin için böyle bir izlenim edindin. Ama durum senin zannettiğin gibi değil. Bu öğrenciler fizyoloji, histoloji, sitoloji, anatomi vs... okurken ister istemez evrim hakkında fikir sahibi oluyorlar. Evrim dersleri sadece öğrencilerin parça parça edindikleri bilgiye daha geniş bir pencereden, daha bütünlüklü biçimde bakmasını, bir bakıma tablonun tamamını görebilmesini sağlamak için veriliyor.

Anlattığın gibi evrimi dini bir inanışmış gibi servis ettikleri falan da yok. Hatta benim katılma fırsatını bulduğum evrim derslerinden birinde prof kendi tecrübeleri üzerinden doğal seleksiyon mekanizmasını gayet deneysel-gözlemsel biçimde açıklamıştı. İzole edilen böcek popülasyonlarının farklı koşuıllarda sağlıklı biçimde üremek üzere seleksiyona uğratıldıklarını ve yüzlerce jenerasyon sonra izole olan iki böcek grubu arasında üreme kabiliyetinin %40 lara kadar gerilediğini anlatmıştı. Bu iki böcek türü on binlerce yıl sonra hem genotip, hem fenotip olarak gittikçe farklılaşacak ve birbirleri ile çiftleşemez olacaklar. Bu da coğrafi koşullar yoluyla türlerdeki çeşitliliğin artmasına gayet güzel bir örnek bence.

Diğer yandan evrim sadece biyoloji ile sınırlı bir şey değil. Antropoloj, paleontoloji, arkeoloji gibi bilim dallarından da destek gören bir teori. Bu bakımdan evrim dersleri biyoloji öğrencilerine ihtiyaç duydukları bu ekstra bilgiyi sağlamak açısından gerekliliği şüğhe götürmez bir şeydir. Peki yaratılış dersleri bize dinozorlarla ilgili ne anlatabilir?

Link to post
Sitelerde Paylaş
OHM uzmanlık alanın nedir bilmiyorum ama evrim derslerine önyargı ile girip çıktığın belli. Belki de müfredata gönülsüz olarak ayak uyduran hevessiz ve hatta evrim düşmanı bir hocanın derslerine girdiğin için böyle bir izlenim edindin. Ama durum senin zannettiğin gibi değil. Bu öğrenciler fizyoloji, histoloji, sitoloji, anatomi vs... okurken ister istemez evrim hakkında fikir sahibi oluyorlar. Evrim dersleri sadece öğrencilerin parça parça edindikleri bilgiye daha geniş bir pencereden, daha bütünlüklü biçimde bakmasını, bir bakıma tablonun tamamını görebilmesini sağlamak için veriliyor.

Anlattığın gibi evrimi dini bir inanışmış gibi servis ettikleri falan da yok. Hatta benim katılma fırsatını bulduğum evrim derslerinden birinde prof kendi tecrübeleri üzerinden doğal seleksiyon mekanizmasını gayet deneysel-gözlemsel biçimde açıklamıştı. İzole edilen böcek popülasyonlarının farklı koşuıllarda sağlıklı biçimde üremek üzere seleksiyona uğratıldıklarını ve yüzlerce jenerasyon sonra izole olan iki böcek grubu arasında üreme kabiliyetinin %40 lara kadar gerilediğini anlatmıştı. Bu iki böcek türü on binlerce yıl sonra hem genotip, hem fenotip olarak gittikçe farklılaşacak ve birbirleri ile çiftleşemez olacaklar. Bu da coğrafi koşullar yoluyla türlerdeki çeşitliliğin artmasına gayet güzel bir örnek bence.

Diğer yandan evrim sadece biyoloji ile sınırlı bir şey değil. Antropoloj, paleontoloji, arkeoloji gibi bilim dallarından da destek gören bir teori. Bu bakımdan evrim dersleri biyoloji öğrencilerine ihtiyaç duydukları bu ekstra bilgiyi sağlamak açısından gerekliliği şüğhe götürmez bir şeydir. Peki yaratılış dersleri bize dinozorlarla ilgili ne anlatabilir?

evrimsel süreçlerin varlığını reddeden biri değilim..eleştiren biriyim..bu gayet normal değil mi?

mesela bahsettiğin hocanın anlattıkları seni nasıl ikna etmiş hayret..ben olsam o hoca beni dersinden çoktan atmış olurdu..

zira evrim teorisinden iğrenmemin nedelerinden biri de hocamın tavırlarıydı..sanki reddedenleri cehenneme yolayacak gibi anlatıyordu..

adam resmen teoriyi dogmalaştırmıtı..en ufak bir itirazda sözü dindarlara getirik hakaretler yağdırıyordu..

hocanın örneğine gelirsek..

bu örnek evrimi değil daha ziyade yaratılışı kanıtlar gibidir..çünkü canlıya dışarıdan bilinçli bir müdahale söz konusudur.

evrim teorisi böyle kanıtlanmaz..

bu örnek olsa olsa şunu kanıtlar: ''tanrı canlılara bilinçli müdahaleler yaparak onları evrim yoluyla geliştirir.''

istersen yazdıklarını bir daha oku:

İzole edilen (dışarıdan bilinçli müdahale-1) böcek popülasyonlarının farklı koşuıllarda sağlıklı biçimde üremek üzere seleksiyona uğratıldıklarını(bilinçli müdahale-2) ve yüzlerce jenerasyon sonra(bilinçli müdahale-3) izole olan iki böcek grubu arasında üreme kabiliyetinin %40 lara kadar gerilediğini anlatmıştı....
tarihinde OHM tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

OHM, konudan uzaklaşma çabalarını anlayabiliyorum. Esas soruya verecek cevabın olmadığı için bir takım çarpıtmalarla evrim teorisine yüklenmeye çalışıyorsun. Son defa yukarıda söylediklerine cevap vereceğim ve konuyla alakasız iletilerini raporlamaya devam edeceğim.

O böceklere yapılan müdahale yapay gibi gözükse de yapay bir müdahale değildir. Doğal müdahalelerin taklidinden ibarettir. Levha tektoniğinin adını duyan adam bile ana karadan kopan adaları bilir. Jeolojinin bir kilometre uzağından geçen insanlar geniş su kütlelerinin gerek rakım değerleri değişmesinden gerek klimatik şartlara bağlı olarak kütle kaybetmesinden dolayı birden fazla daha küçük çaplı su birikintilerine dönüştüğünü bilir. Biyoloji okuyan insan da bu bölgelerdeki canlı popülasyonlarının bu değişimlerle beraber birbirlerinden izole olduğunu ve uzun süreçlerin bu canlılar arasındaki genetik farklılıkları artırdığını bilir.

Senin yapay dediğin olay bir böcek türünü alıp iki farklı ortamda yetiştirmeye devam etmekten ibaret. Kuraklık, seller, depremler, volkanik patlamalar ve diğer felaketler hayvan sürülerini göçe zorlar. Yeni göç ettikleri yerlerde eski besin kaynaklarının aynısını bulamayabilir bu hayvanlar. Yeni besin kaynaklarıyla yetinebilecek fizyolojiye sahip olanlar hayatta kalır geri kalanı ölür. Aha sana seleksiyon. Bunda anlaşılmayacak bir durum mu var? Volkan patlamamış da bizim hoca üç beş bin böceği toplamış farklı bir ortama taşımış. Teknik olarak hiç bir fark yok aralarında...

Link to post
Sitelerde Paylaş
SORUYU TEKRAR SORUYORUM:

Yaratılış derslerinde ne okutulmalıdır?

Cevap vermeyip konuyu sulandıracak olan dindarlar hiç bulaşmasınlar...

yaratılş derslerinde ne okutulmalıdır..

1. konu: yaratılışın kanıtları nelerdir?

2. konu: yaratılış bugün de devam ediyor mu?

3. konu: yaratılış niçin mükemmellik oluşturmamıştır? tanrı varsa bu canlılardaki eksikliller bilinçli yapılmış olmalıdır.

4. konu: bilinç ile ruh arasındaki bağlantılar nedir?

5. değerlendirme soruları

6. sözlük ve index

Link to post
Sitelerde Paylaş
yaratılş derslerinde ne okutulmalıdır..

1. konu: yaratılışın kanıtları nelerdir?

2. konu: yaratılış bugün de devam ediyor mu?

3. konu: yaratılış niçin mükemmellik oluşturmamıştır? tanrı varsa bu canlılardaki eksikliller bilinçli yapılmış olmalıdır.

4. konu: bilinç ile ruh arasındaki bağlantılar nedir?

5. değerlendirme soruları

6. sözlük ve index

1. Yaratılışın kanıtları diye bir şey var mıdır? Cevapsız soruların adı kanıt mıdır? Analoji bile diyemeyeceğim bir fikir yürütme biçimini nasıl kanıt olarak sunmayı düşünüyorsunuz?

2. Aşağıdaki önermeleri bir bütün olarak ele alırsak yaratılış düşüncesine sistematik bir değer verebilir miyiz? Sistemli olmayan bir düşünce bilimsel olabilir mi?

-Canlılıkta mükemmellik varsa sebebi arkasındaki bilinçtir.

-Canlılık mükemmellik taşımıyorsa bu tasarımcının bilinçli bir müdahalesidir.

-x ile y konuları arasında çelişki göza çarpıyorsa çelişkinin arkasında tabii faktörler yerine tasarımcının kişisel tercihleri aranmalıdır.

-ve benzer önermeler...

3. "Ruh" kavramının varlığını bilimsel anlamda ispatladık, ruhu tanımladık, çalışma biçimini işleyişini çözümledik, sıra bilinç ile arasında bağlantılar kurmaya geldi... Vay be...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ohm'un kafası şöyle çalışıyor.

Böcek deneylerinde insanın bilinçli müdahaleleri var ya!

O halde doğada da böyle bir bilinçli müdahale var olmalı.

Peki o kim?

Akıllı Tasarımcı, (Çünkü doğa baskısı ve yönlendirmesinde bilinç yok.)

İşte bu kadar. Konuyu çözmüş!.

Şimdi merak ediyorum. Gerçekten böyle mi düşünüyor ohm kardeş.

İleri sürdüğü insanların bilinçli müdahalesi, aslında binlerce yılda oluşmuş evrimsel birikimin hızlandırılmış şekli olamaz mı? Bu deneyler evrimin ispatıdır şeklinde neden düşünmüyor? Zaten hocaları bu şekilde bilimsel bir yaklaşım getiriyor, ama OHM neden kabul etmiyor. Bizden önceki binlerce, milyonlarca yılın birikimleri bilimsel bir temelde başka nasıl anlatılır? Nasıl ispat edilir? Bizlerin, binlerce yıl yaşayıp; değişimleri, dönüşümleri, evrimi doğal ortamda mı tespit etmemizi istiyor.

Yüksek yapılı canlıların embriyonik safhalarını nasıl yorumluyor acaba. Örneğin; insanda veya kurbağalarda, önce kuyruk oluşmasını sonra bu kuyruğun yok olmasını ve ayakların oluşmasını, Yunuslarda önce ayakların oluşmasını sonra kaybolup kuyruğa dönüşmesini nasıl yorumluyor. Akıllı tasarımcı, ana karnında önce kuyruklu bir tasarım yapıyor sonra vazgeçip ayaklara mı dönüştürüyor? Vs.

Sevgiler.

Link to post
Sitelerde Paylaş
1. Yaratılışın kanıtları diye bir şey var mıdır? Cevapsız soruların adı kanıt mıdır? Analoji bile diyemeyeceğim bir fikir yürütme biçimini nasıl kanıt olarak sunmayı düşünüyorsunuz?

2. Aşağıdaki önermeleri bir bütün olarak ele alırsak yaratılış düşüncesine sistematik bir değer verebilir miyiz? Sistemli olmayan bir düşünce bilimsel olabilir mi?

-Canlılıkta mükemmellik varsa sebebi arkasındaki bilinçtir.

-Canlılık mükemmellik taşımıyorsa bu tasarımcının bilinçli bir müdahalesidir.

-x ile y konuları arasında çelişki göza çarpıyorsa çelişkinin arkasında tabii faktörler yerine tasarımcının kişisel tercihleri aranmalıdır.

-ve benzer önermeler...

3. "Ruh" kavramının varlığını bilimsel anlamda ispatladık, ruhu tanımladık, çalışma biçimini işleyişini çözümledik, sıra bilinç ile arasında bağlantılar kurmaya geldi... Vay be...

önce birinci konudan başlayalım..böylesi daha iyi olur.

yaratılış fikri en az evrim fikri kadar kapalı konulara sahiptir. ihtimal olarak her ikisi de birbirine yakın pozisyonda koşar gibidir.

yaratışın kanıtları ne olabilir..

1. big-bang...canlılık dışı için..bigbang bu konunun ilk ünitesi olabilir..canlılara geçmeden önce evren hakkında bilgi vermek daha doğru olur..

bigbangden öncesini bilmiyoruz.kesin bir şey söyleyemiyoruz...evrenin dışının olup olmaması konusunda da birşey bilmiyoruz..

bu durumda şu anki bilgilerimiz bize maddenin hiç yokken var olduğunu söylememizi gerektirir. bilimsel olan budur..bigbang öncesi ile ilgili çeşitli spekülasyonlar yapmak bilimi takmamakla eşdeğerdir.

elbette gelecekte bu durum yanlışlanabilir.

ama şuanki bilgilerimiz bizim daha ileri gitmemeizi engellemektedir.

2. bu üniteden sonraki ünite kambriyen devri olabilir..neden bu dönemde canlılar sanki hiç ataları yokmuş gibi birden bire ortaya çıkmışlardır.

ben bir yaratılışçı olsaydım bunu 2. ünite ıolarak seçerdim..

3.biyokimyacı prof micheal BEHE nin ortaya attığı indirgenemez komplekslik kuramı bu konunun 3. ünitesini oluşturabilir.

4. evrendeki amaçlılık düşüncesi son ünitesi olurdu bu konunun..evren neden bu kadar hassas dengelere sahip..buna insalcıl ilke adı veriliyor..

sanki evren birşeylere amaçlanmıştır. bir patlama oluyor..oysa bilinen tüm patlamalar düzensizlik oluşturur.

burada ise düzensizlik yerine dende oluşuyor..

bu konudan sonra 1. yazılıları yapardım herhalde :lol:

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bu saydıklarının hiç biri yaratılış için delil niteliğinde şeyler değil. Hele indirgenemez komplekslilik denen saçmalığın bilmin yakınından geçmesi mümkün değil. Amaçlılık da bilmin konusu olamaz. Belki felsefeciler kafa yorar buna. Ama doğada amaçlara bakarak nedenler tayin edilmez. Neden-sonuç ilişkileri gözlemlenir.

Kambriyen dönemi ise jeolojik bir devirdir. Kayaç sistemlerinin oluştuğu bu dönemde jeolojik hareketlilik canlıların coğrafi olarak izole olmasından ya da klimatik faktörlerin etkisiyle bitki popülasyonlarının, bitki popülasyonlarına bağlı olarak hayvan popülasyonlarının farklı şartlara adaptasyon ihtiyaç duymasından kaynaklı canlılığın çeşitlilik kazanması gayet normaldir. Kambriyen devri evrim teorisini destekler. Yaratılışı değil...

Link to post
Sitelerde Paylaş
Bu saydıklarının hiç biri yaratılış için delil niteliğinde şeyler değil. Hele indirgenemez komplekslilik denen saçmalığın bilmin yakınından geçmesi mümkün değil. Amaçlılık da bilmin konusu olamaz. Belki felsefeciler kafa yorar buna. Ama doğada amaçlara bakarak nedenler tayin edilmez. Neden-sonuç ilişkileri gözlemlenir.

Kambriyen dönemi ise jeolojik bir devirdir. Kayaç sistemlerinin oluştuğu bu dönemde jeolojik hareketlilik canlıların coğrafi olarak izole olmasından ya da klimatik faktörlerin etkisiyle bitki popülasyonlarının, bitki popülasyonlarına bağlı olarak hayvan popülasyonlarının farklı şartlara adaptasyon ihtiyaç duymasından kaynaklı canlılığın çeşitlilik kazanması gayet normaldir. Kambriyen devri evrim teorisini destekler. Yaratılışı değil...

kambriyen dönemi evrimcilerin kabuslarından biridir. hatta bu kabusu aşmak için yığınla araştırma yapılmıştır.

zaten yukarıda da bahsettiğim gibi her iki kuram da( yaratılış ve evrim) kapalı kutularla doludur.

amaç müfredat belirlemek değil mi?

evrimin en azılı savunucuları bile bu teorinin açıkları olduğunu kabul ederken sen tamamen gerçekmiş gibi evrimi müfredata koymaktan çekinmiyorsun..

ikimiz arasında fark yok bence

Link to post
Sitelerde Paylaş

Kendi senaryolarını yazma kardeşim. Evrim teorisinin ve destekleyicilerinin kambriyen devri ile ilgili problemleri yoktur. Evrim teorisinin çizdiği hatlar dahilinde doğal seleksiyon prensiplerine tamamen uygun bir süreçtir kambriyen devri. Siz neo-creationist misyonerlerin yalanlarıyla uyutulduğunuz için aramızdaki farkı görmekte zorlanıyorsun. Sorularım yukarıda. Bunlara cevap vereceksen ver. Vermeyeceksen daha fazla slogan dinlemek istemiyorum.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 1 month later...
Akıllı tasarımın üniversitelerde okutulmasını isteyen başka yaratılışçı yok mu? Her fırsatta evrime lanetler yağdıran o kadar çok üye vardı şimdi nerede bu arkadaşlar?

Akıllı tasarımda derslerin değişmesine gerek yok.

Evrim kelimesinin derslerden kaldırırsınız olur biter. :)

Bilim yaratıcının nasıl yarattığının gözlemlenmesidir.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 9 years later...

Yaratılış eğitimi almak için dünyanın ilk ortamının şartlarını oluşturmak lazım. Dünya ilk aşamada sıcaktı. kaos ve çarpışmalardan sonra alg tabakasının oluşması, alg varlığının çoğalması ve
oksijenin çoğalması ve atmosfer oluştuktan sonra ökaryotların evrimi ilk ders olabilir. Ama bunlar hep evrim yine. Yaratılış kuramı bile evrimsiz eğitim dili gerçekleştiremez. evrim yaratılışa da method oluyor anlayacağınız.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...