Jump to content

Alin yazisi, Kader


Recommended Posts

Belirlememişse kader diye birşeyden neden söz ediyoruz?? tmm işte doğacağımız ortama, ailemize, fiziksel özelliklerimize,ölümümüze karar veremiyoruz bunlar kaderden sayılabilir ama sonuçta biz başkalarının fiziksel özelliklerinei ailesine,ölümüne müdahale edebiliyoruz..Ben emin olmadığımı belirterek kader kader in olmadığı inancına sıcak bakıyorum..

Link to post
Sitelerde Paylaş
Eğer cennet yazıldığını bilsen nasıl yaşardın?

Eğer cehennem yazıldığını bilseydin nasıl yaşardın?

Çok ilginç bir şeye değindin.

Neden söylemiyorsa cennetlik ya da cehennemlik olduğumuzu?

Böylece daha sağlam bir imtihandan geçmiş olurduk ve her adımımızı ona göre atardık.

Ama yok.. Söylemez..

İşin civcivli kısmı kaçar.

Link to post
Sitelerde Paylaş

muhammedin duruma göre

yari geldiğinde,

yani bi konuda başarısız

olduğunda suçu allaha atma politikası,

yeri geldiğinde de kafirlerin

allah dileseydi biz inanırdık

itirazlarını,istemenin kulun elinde olduğunu

söyleyerek gögüslemesi

böyle çelişkili bi duruma sebep olmuştur.

yeri gelmiş müminlerin bi yerleri kalkmasın,

havaya girmesinller diye

herşeyi yapanın bizzat allah

olduğunu söylemiştir.

birbiri arrdınca gelen iki ayetin ilkinde

iyilik ve kötülük allahtan derken,

ikincisinde günahlar sizden kaynaklanıyor diyerek

önceki lafını unutmuş gözükmektedir.

tabi durum bu kadar basit değil,

ancak olayın özeti bu.

bu durum islam dünyasında,

ciddi bölünmelere bile yol açmıştır.

müslümanlarsa asırlardır bu çelişkili ifadeleri,

mantıklı bi hala getirmek için kafa patlatırlar. ;)

Link to post
Sitelerde Paylaş
Kaderimi ben yönlendiriyorum değil mi? Peki kaderi yaratan kim? (Bu soruya verilen her cevapta tutarsızlık bulunacağını bliyorum, kim daha az tutarsızlık yapacak merak konusudur)

kader kavramını yaratan Allah ancak kader kavramında öz irade de vardır.Öz irade kavramını yaratan kimdir yine Allah...

Öz iradenin ne olduğunu artık açıklamaya gerek duymuyorum...

Link to post
Sitelerde Paylaş

ALIN İŞTE CEVAP;)

Her yeni doğan bebek,Tanrı’nın yeni bir hayalidir.Senin kaderin,Tanrı’nın seninle ilgili kurduğu hayalden başka bir şey değildir.

Senden tek beklenen,sen olmandır.

Kendini gerçekleştirmen,aslında Tanrı’nın hayalini gerçekleştirmendir.

Onun seninle ilgili hayalini gerçekleştirmenden daha çok onu yüceltecek hiçbir şey yoktur.

Varoluş ,senin tekamül edebilmen için var olmuştur.

Yaşam, tek bir ömre sığmayacak kadar uzundur.

Yaşam,senin yaşamında açılmış yeni bir sayfadır.Yaşam,üzerinde adının yazdığı boyama kitabındır.

Çizgileri Tanrı tarafından çekilmiştir.

Yaşamak ise,kalem kutusunun içinden doğru kalemleri seçmektir.

İstediğin tüm renkli kalemler emrine amadedir.

Boyama kitaplarının ,boyanmış olarak basılmasının hiçbir manası yoktur.

Tanrı’nın senin için çizdiği çizgiler,ancak sen renklendirdiğinde anlam bulur.

Ancak,sen boyarsan o sayfa bir resim olur.

Nereyi hangi renge boyamaya karar veremediğinde,

Tanrı yanıbaşındadır.

Tanrı’nın eli senin üzerindedir ve bu iki elin doldurduğu şekiller sayfaların en güzeli olur.

Bazen ,sayfanda boyayacak yer kalmamıştır,sıkılırsın.

Bazen ,seçtiğin renklerden pişman olur,ağlarsın.

Bazen de kalemleri doğru seçer ama renkeleri çizgilerin içine bir türlü sığdıramazsın.

O an Tanrı’nın senin için yeni bir sayfa açmasının zamanıdır.

Eski sayfanı özlediğinde olur,

Ama ölüm aslında senin yeniden doğumundur.

Önceki sayfaları boyarken,kafan karışmış

Kalemi fazla bastırmış,

Kimi renklerin izlerini arka sayfaya çıkarmışsındır.

Eski izlerle dolu yeni sayfanı nasıl dolduracağını bilemediğinde,Tanrı yanıbaşındadır.

Tanrı’nın eli senin üzerindedir ve bu eski izlerle başa çıkmak

Seni daha büyük bir ressam yapacaktır.

Resim dergisinde gerçirdiğin saatler senin karmandır.

Kaderinin kayıtlı olduğu kitap,senin boyama kitabındır.

Rab,senin resim öğretmenindir.

Boyama kitabını bitirdiğinde,sen artık gerçek bir ressamsındır.

Senin resimlerini görmekten daha çok Tanrı’yı yüceltecek hiçbir şey yoktur…

[/size]

Link to post
Sitelerde Paylaş

Arkadaslar bu konularda bilgi birikimim yeterli olmadigi icin yazmiyim diyordum ama burda yazan bazi arkadaslarin bazi yazilarini gordukten sonra fikrimi degistirdim.Nasil olsa bilende yaziyor bilmeyende.Forumda yeni birseyde yok.Donup dolasip surekli ayni konular isleniyor.Forumu okumaya baslayali 2 ay kadar oluyor.Eski konu basliklarininda bir cogunu inceledim.Hep ayni seyleri gordum.

Kader konusunda dilim dondugumce cevap vermeye calisayim.Biz muslumanlar Allahin hep olduguna,hep olacagina ve herseyi bildigine inaniriz ki bunu siz ateist arkadaslarda biliyorsunuz.Herseyi bilmenin icinde gecmiste var gelecekte.Herseyi bildigine inandigimiz yaraticinin bizim sonumuzu bilmemesi mantiksizlik olmazmi?Kaldiki inancimiza gore yeryuzune gelmeyi isteyen insan.Eger insanlar yasamadan , allah tarafindan cehennemlik ve cennetlik olarak ayrilsalardi insanlar demeyecekmiydi ben dunyada yasasam boyle yapmazdim?Burda onemli olan gelecegi hicbir faninin bilmiyor olmasi.Herkes hayatini yarin hatta birakin yarini 1 dakika sonra ne olacagini bilmeden yasiyor.

Yine bircok baslik acilan konulardan biri dunyada tecavuze ugrayan cocuklar ve yasanan bir cok vahset.Tabiki akli basinda,ahlakli hickimse istemez boyle olaylari duymayi ya da gormeyi.Ama siz ateist arkadaslarinda takdir edecegi gibi dunyada herkes zengin,herkes ahlakli herkes mutlu ve huzurlu olsa yani hic sikinti cekilmese yasamanin anlami olurmuydu?

Sunu ozellikle soylemek istiyorum bazi ateist arkadaslarimiz her muslumani ayni zannediyor.Ben hicbir tarikatla alakasi olmayan,namaz kilmayan,icki icen hatta bir cok ateist arkadas gibi araplardan(kastim hepsi degil geneli) nefret eden biriyim.Ateizme karsida hic bir on yargim yok.Kimsenin inanci kimseyi enterese etmez.Ayrica bu forum icinde ateist arkadaslarin kuranin bazi ayetleriyle ilgili actigi konular gercekten biz muslumanlar tarafindan cevaplandirilamayan sorular(Tabi bu foruma katilan kurani bilen muslumanlarinda kokenini,bilgilerini bilmek mumkun degil)..Ama sizde kabul edinki biz muslumanlarin icinde nasil abuk sabuk insanlar cikiyorsa,sizlerin icindede bir okadar isi hemen geyige vuran,inananlara saygisizlik eden.konu acipta yazmis olmak icin yazan bir cok ateist arkadas var.Tabii bunun yaninda bana gore bir cokta kaliteli ateist arkadas ta mevcut. Ben size boyle bir elestiri getirdigim icin alacagim cevabi simdiden biliyorum.Diyceksinizki musluman forum sitelerine bir bak bizi 2 kelime konusturmadan ateistleri forumdan atiyorlar.E sizde onlar oyle yaparsa bizde sizi asagilamayi,saygisizlik yapmayi kendimizde hak goruruz derseniz diyecek birsey yok.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Arkadaslar bu konularda bilgi birikimim yeterli olmadigi icin yazmiyim diyordum ama burda yazan bazi arkadaslarin bazi yazilarini gordukten sonra fikrimi degistirdim.Nasil olsa bilende yaziyor bilmeyende.Forumda yeni birseyde yok.Donup dolasip surekli ayni konular isleniyor.Forumu okumaya baslayali 2 ay kadar oluyor.Eski konu basliklarininda bir cogunu inceledim.Hep ayni seyleri gordum.

Kader konusunda dilim dondugumce cevap vermeye calisayim.Biz muslumanlar Allahin hep olduguna,hep olacagina ve herseyi bildigine inaniriz ki bunu siz ateist arkadaslarda biliyorsunuz.Herseyi bilmenin icinde gecmiste var gelecekte.Herseyi bildigine inandigimiz yaraticinin bizim sonumuzu bilmemesi mantiksizlik olmazmi?Kaldiki inancimiza gore yeryuzune gelmeyi isteyen insan.Eger insanlar yasamadan , allah tarafindan cehennemlik ve cennetlik olarak ayrilsalardi insanlar demeyecekmiydi ben dunyada yasasam boyle yapmazdim?Burda onemli olan gelecegi hicbir faninin bilmiyor olmasi.Herkes hayatini yarin hatta birakin yarini 1 dakika sonra ne olacagini bilmeden yasiyor.

Yine bircok baslik acilan konulardan biri dunyada tecavuze ugrayan cocuklar ve yasanan bir cok vahset.Tabiki akli basinda,ahlakli hickimse istemez boyle olaylari duymayi ya da gormeyi.Ama siz ateist arkadaslarinda takdir edecegi gibi dunyada herkes zengin,herkes ahlakli herkes mutlu ve huzurlu olsa yani hic sikinti cekilmese yasamanin anlami olurmuydu?

Sunu ozellikle soylemek istiyorum bazi ateist arkadaslarimiz her muslumani ayni zannediyor.Ben hicbir tarikatla alakasi olmayan,namaz kilmayan,icki icen hatta bir cok ateist arkadas gibi araplardan(kastim hepsi degil geneli) nefret eden biriyim.Ateizme karsida hic bir on yargim yok.Kimsenin inanci kimseyi enterese etmez.Ayrica bu forum icinde ateist arkadaslarin kuranin bazi ayetleriyle ilgili actigi konular gercekten biz muslumanlar tarafindan cevaplandirilamayan sorular(Tabi bu foruma katilan kurani bilen muslumanlarinda kokenini,bilgilerini bilmek mumkun degil)..Ama sizde kabul edinki biz muslumanlarin icinde nasil abuk sabuk insanlar cikiyorsa,sizlerin icindede bir okadar isi hemen geyige vuran,inananlara saygisizlik eden.konu acipta yazmis olmak icin yazan bir cok ateist arkadas var.Tabii bunun yaninda bana gore bir cokta kaliteli ateist arkadas ta mevcut. Ben size boyle bir elestiri getirdigim icin alacagim cevabi simdiden biliyorum.Diyceksinizki musluman forum sitelerine bir bak bizi 2 kelime konusturmadan ateistleri forumdan atiyorlar.E sizde onlar oyle yaparsa bizde sizi asagilamayi,saygisizlik yapmayi kendimizde hak goruruz derseniz diyecek birsey yok.

ben konuyla alakalı kısmına cevap vermek istiyorum. allah sana deseki sen bunları yapacaksın cennete veya cehenneme gideceksin boşuna dünyaya göndermiyim dese sana

sen

-yok ben dünyaya gidip yaşayıp sana göstermek istiyorum mu diyeceksin

yani allahın her sözüne inanıyorsunda bu sözüne inanmiyacakmısın. çarpılırsın töbe de

Link to post
Sitelerde Paylaş
ben konuyla alakalı kısmına cevap vermek istiyorum. allah sana deseki sen bunları yapacaksın cennete veya cehenneme gideceksin boşuna dünyaya göndermiyim dese sana

sen

-yok ben dünyaya gidip yaşayıp sana göstermek istiyorum mu diyeceksin

yani allahın her sözüne inanıyorsunda bu sözüne inanmiyacakmısın. çarpılırsın töbe de

Biz muslumanlar allahin adaletine inaniyoruz.Adil olanda adaletini gosterir.Allahta bu sekilde gostermis.(Kelimeler fazla ukalaca olduysa kusura bakma benim gorusum bu)Ayrica allah sana deseki... diyorsun.Dedimi,demedimi sende bilmiyorsun.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Biz muslumanlar allahin adaletine inaniyoruz.Adil olanda adaletini gosterir.Allahta bu sekilde gostermis.(Kelimeler fazla ukalaca olduysa kusura bakma benim gorusum bu)Ayrica allah sana deseki... diyorsun.Dedimi,demedimi sende bilmiyorsun.

sende varsayımlara göre örnek verdin

"ben dunyada yasasam boyle yapmazdim" derdi insanlar diyorsun

bende çok basit bir örnekle allah senin ne olduğunu söylese inanmayacakmısın diyerek bir örnek verdim olay dedimi veya demedimi değil. pek tabi adalet diyosun allah adaletten yana diyorsun bu da tamam ama benim anlatmak istediğim allahın tek bir sözü adalet değilmidir, onun sözü yetersizmidir illa yaşayıp görmen mi gerekir.

allah sana sen daha dünyada yaşamadan cehenneme gideceğini söylese sen buna itirazmı edeceksin diyorum, ama sen adaletten bahsediyorsun olayı bu kadar karmaşık hale sokmana gerek yok. benim sorumun cevabı çok kısa evet yada hayır

Link to post
Sitelerde Paylaş
sende varsayımlara göre örnek verdin

"ben dunyada yasasam boyle yapmazdim" derdi insanlar diyorsun

bende çok basit bir örnekle allah senin ne olduğunu söylese inanmayacakmısın diyerek bir örnek verdim olay dedimi veya demedimi değil. pek tabi adalet diyosun allah adaletten yana diyorsun bu da tamam ama benim anlatmak istediğim allahın tek bir sözü adalet değilmidir, onun sözü yetersizmidir illa yaşayıp görmen mi gerekir.

allah sana sen daha dünyada yaşamadan cehenneme gideceğini söylese sen buna itirazmı edeceksin diyorum, ama sen adaletten bahsediyorsun olayı bu kadar karmaşık hale sokmana gerek yok. benim sorumun cevabı çok kısa evet yada hayır

Sordugunda varsayim uzerine bir soru zaten.Inanclar farkli.Benim inancima gore ben dunyada yasamaya gerek yok demisim cunku inaniyorum.Sen(siz yani, sahsinizi belirtmek icin siz kullanamiyorum) inanmadigina gore bana gore hayir demissin , kendine gore oyle bir ortam olmamis.Yani sana goresi bana goresi varsa varsayim.

Link to post
Sitelerde Paylaş

alllenje sen müslüman falam değilsin arkadaşım Türkiye'de senin gibi insan çok bend eyakın zamana kadar senin gibiydim.Türkiye'de yeni bir din icat edilmiş Kuran'dan ayrı işine geldiği gibi ayetler meallenmiş yok zamana uydurulmuş ,beğenilmeyen durumlarda anlayış farkı denmiş , en son başbankanda dedi yaşananları islam a mal etmeyin diye .ulem 1,5 milyar müslümanın hepsi böyle yaşıyor senin dinine inananlarda bi sorun var demekki.

Kendi kendini kandırma dostum mantığının budini kabullenmediği belli

Link to post
Sitelerde Paylaş
Arkadaslar bu konularda bilgi birikimim yeterli olmadigi icin yazmiyim diyordum ama burda yazan bazi arkadaslarin bazi yazilarini gordukten sonra fikrimi degistirdim.Nasil olsa bilende yaziyor bilmeyende.Forumda yeni birseyde yok.Donup dolasip surekli ayni konular isleniyor.Forumu okumaya baslayali 2 ay kadar oluyor.Eski konu basliklarininda bir cogunu inceledim.Hep ayni seyleri gordum.

Kader konusunda dilim dondugumce cevap vermeye calisayim.Biz muslumanlar Allahin hep olduguna,hep olacagina ve herseyi bildigine inaniriz ki bunu siz ateist arkadaslarda biliyorsunuz.Herseyi bilmenin icinde gecmiste var gelecekte.Herseyi bildigine inandigimiz yaraticinin bizim sonumuzu bilmemesi mantiksizlik olmazmi?Kaldiki inancimiza gore yeryuzune gelmeyi isteyen insan.Eger insanlar yasamadan , allah tarafindan cehennemlik ve cennetlik olarak ayrilsalardi insanlar demeyecekmiydi ben dunyada yasasam boyle yapmazdim?Burda onemli olan gelecegi hicbir faninin bilmiyor olmasi.Herkes hayatini yarin hatta birakin yarini 1 dakika sonra ne olacagini bilmeden yasiyor.

Yine bircok baslik acilan konulardan biri dunyada tecavuze ugrayan cocuklar ve yasanan bir cok vahset.Tabiki akli basinda,ahlakli hickimse istemez boyle olaylari duymayi ya da gormeyi.Ama siz ateist arkadaslarinda takdir edecegi gibi dunyada herkes zengin,herkes ahlakli herkes mutlu ve huzurlu olsa yani hic sikinti cekilmese yasamanin anlami olurmuydu?

Sunu ozellikle soylemek istiyorum bazi ateist arkadaslarimiz her muslumani ayni zannediyor.Ben hicbir tarikatla alakasi olmayan,namaz kilmayan,icki icen hatta bir cok ateist arkadas gibi araplardan(kastim hepsi degil geneli) nefret eden biriyim.Ateizme karsida hic bir on yargim yok.Kimsenin inanci kimseyi enterese etmez.Ayrica bu forum icinde ateist arkadaslarin kuranin bazi ayetleriyle ilgili actigi konular gercekten biz muslumanlar tarafindan cevaplandirilamayan sorular(Tabi bu foruma katilan kurani bilen muslumanlarinda kokenini,bilgilerini bilmek mumkun degil)..Ama sizde kabul edinki biz muslumanlarin icinde nasil abuk sabuk insanlar cikiyorsa,sizlerin icindede bir okadar isi hemen geyige vuran,inananlara saygisizlik eden.konu acipta yazmis olmak icin yazan bir cok ateist arkadas var.Tabii bunun yaninda bana gore bir cokta kaliteli ateist arkadas ta mevcut. Ben size boyle bir elestiri getirdigim icin alacagim cevabi simdiden biliyorum.Diyceksinizki musluman forum sitelerine bir bak bizi 2 kelime konusturmadan ateistleri forumdan atiyorlar.E sizde onlar oyle yaparsa bizde sizi asagilamayi,saygisizlik yapmayi kendimizde hak goruruz derseniz diyecek birsey yok.

Yine kader ve özgür irade kavramına girmişsiniz... Alim-i mutlak olan bir tanrının özgür iradeli bireyler yaratması mantıken mümkün değildir...

İrade ve kader konusunun felsefi bi facia olduğu burada defalarca izah edildi buralarda... Alim-i mutlak olan Allah tüm yaratıklarının kaderini ezelden bilmekte ise, tüm yaratıklar ve kaderleri Allah'ın zati ve değişemez bir özelliği demektir. Bu durumda Allah yaratmak zorundadır ve yaratıklar da onun ilmindekileri oynamak zorundadır. "İlim maluma tabi" bile olsa eğer malum ilimden sonra ise aslında ve esasında "malum ilme tabi" bir hale gelmektedir...

Olayın bir başka felsefi facia olan yönü ise, Kamil-i mutlak ve Alim-i mutlak bir zatın aslında değişemeyeceği ve yaratamayacağı gerçeğidir; bir şey Alim-i mutlaksa baştan ve ezelden bilir daha fazla bilemez ve daha kamil olmaz; yani statik olmalıdır ezelden... "Biz o istediği için böyle yapmıyoruz, biz böyle yaptığımız için o biliyor" söylemininin içi tamamen boş...Ezelden beri yani zatından olarak, yani biz yaratılmadan önceden beri, yani hep, yani zatından olarak o bizi ve ne yapacağımızı biliyor; çünkü biz aslında oyuz 'a çıkıyor bu söylem... Bu kader anlayışı tamamen yanlıştır ve mantıksızdır... Allah Alim-i mutlak ise daha yaratmadan tüm yaratıklarını ve yapacaklarını biliyor ise ve her şeyi tüm sonuçları ile o yoktan yaratıyor ise; yaratılanlar mesul değillerdir bu bir... Ve ikincisi onun ilminde ezelden yaratılanlar ve kaderleri kayıtlı ise o zaman tüm yaratılanlar onun zati özelliği olurlar ve bu durumda yaratılmalarına aslında gerek kalmaz... Eğer yaratılmaları daha ezelden zati özellik olarak belli ise, o zaman da Allah'ın kendi iradesi (yaratıp yaratmama iradesi) ortadan kalkmış olur...Bu durumda o da kendi ilminin kulu olur...

Kader ve özgür irade kavramının net bir şekilde çözümü yoktur islamda; çünkü bu konu felsefi ve mantıksal bir faciadır ve dinin büyük bir uydurma olduğunun en önemli kanıtlarındandır... Kader konusu yüzünden ayrılan büyük mezhepler vardır... Konuyu çözdüm sanan herkes sonunda büyük bir hüsrana uğramıştır; çünkü çözümü yoktur... Her şeyi tüm özellikleri ve tercihleri (irade) ile yoktan yaratan bir Allah varsa, yaratılanları sorumlu tutmak imkansızdır; üstelik hele bir de bu yaratıcı alim-i mutlaksa işler iyice sarpa sarmaktadır... Çünkü alim-i mutlak bir yaratıcı varsa yaratılan her şey onun ilminde ezelden beri var olmak durumundadır. Bu durumda tüm yaratılanlar yaratıcının zati özelliği olurlar...

Daha ezelden tanrı için her şey ve ne olacağı biliniyor; çünkü o Alim-i mutlak ? Yani tüm yaratılmışlar aslında onun ilminde ezelden beri varlar; olmadıkları bir zaman dilimi tanımlanamaz sanal veya gerçek anlamda... Yani aslında yaratılmış bile değiller; onun zati özelliği olarak ezelden beri varlar...

İslamda biraz olsun elle tutulur tek şeyi aslında mutezile akımı söyler (Kader yoktur, insan fillinin faili ve yaratıcısıdır ve Kur'an mahluktur) ama onu da bidat fırkası sayar ehl-i sünnet... Zaten aklı öne alan ve akla uymayan ayetleri tevil eden, hadisleri inkar eden bu akım zamanında pozitif bilimler gelişmeye başlamıştır İslam dünyasında...Aslında kader-ruh-özgür irade gibi konularda mutezile mezhebini bilmeden yorum yapmak zor... Bu konularla çok ilgisi var... Sünni görüş Abbasiler dışında islam dünyasında hep baskın olmuş ve bence bu gibi konularda hiçbir açıklaması mantıklı değil... Zaten islam dünyasında bilim ve felsefeyi de sünni görüş öldürmüştür...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Genelde yapılan tartışmalarda göreceli olarak bir çok açmazın/paradoks dönüp dolaşıp kader konusu üzerinde yoğunlaştığını görüyoruz.İnsanoğlunun kader paradoksunu kendi kapasitesi dahilinde net bir şekilde çözemeyeceğini düşünüyorum.Bu konuyu teist ve ateist mantığı üzerinden kendimce analiz etmeye çalışağım.Tabi fikirlerim sizin kafanızdaki fikirlerinize veya var ise önkabullerinize göre doğru ya da yanlış olarak değerlendirilebilir.Ancak bana göre hayatta bazı durumlar hem doğru hem yanlıştır.Kesin olarak doğru ya da yanlış diyemeyiz.Bu kabuller bize göredir yani.Kader konusu da bunlardan biridir.

Öncelikle bir teist açısından her şeyin, tüm mevcudatın Yaradıcısı vardır.Yaradıcı gerçek manada mükemmeldir, kusursuzdur, hiçbir eksiklik atfedilemez, her şeye gücü yetendir, bilgisi haricinde olan Olmayandır, bilginin kaynağı kendisidir çünkü.Dolayısı ile evrenin herhangi bir yerinde en ufak bir değişiklikten haberi olmalıdır zira o değişikliğin faili bizzat kensidir.Günümüzde insanoğlunca bilinen 4 ana kuvvetin faili teist düşünceye göre onu Yaratan dır.Evrendeki tüm hareket bu 4 ana kuvvet sayesinde gerçekleşir.Bu kuvvetlerin meydana getireceği her işin sonucu kuvvetleri Yaratan ca bilinmelidir ki kuvvetler varolmadan önceki varediliş amaçlarına ulaşabilsenler.Eğer sonuç Yaradıcı tarafından bilinemez ise kuvvetler üzerindeki değişiklik tüm mevcudatın yokluğuna sebep olabilir.Bu da yaradılış gayesinin gerçekleşmemesi demektir ki bunun bizlerce en genel tanımı eksikliktir, hatadır.Fakat Yaratıcı eksikliklerden uzaktır.Öyle ise Yaradıcı nın Yaratıcı olabilmesi için, zaten bizzat kendisi olan sebebin sonucunu önceden bilmesi gereklidir.Bu da zaman ve mekana dahil olmadığını gösterir.

Yaratıcı, zamanı ve zamanın hafızası olan maddeyi yaratmış, maddenin sonunu yine zamanla ölçülendirmiştir.Yukarıda bahsettiğimiz 4 ana kuvvetin zamana ve maddeye koyduğu bir ölçü ile yok olacağını bildirmiştir.Eğer biz şu an var isek, başlangıçtan bu yana varediliş gayemiz işliyor demektir.Tabi burada önce herşeyin bir başlangıcı olduğunu kabul etmemiz gerekir ki başlangıç ile son arasında bir amaç olabilsin.Yani şöyle sorabiliriz;eğer öleceksek neden doğuyoruz, eğer bir son var ise neden bir başlangıç yapıldı?Yani başlangıcı kabul edersek sonu, sonu kabul edersek de bir amaç olduğunu kabul etmemiz gerekir.Eğer tüm varlığın varlığı amaçsız ise bir başlangıç ve sonun olmaması gerekir.Yaratan başlangıçsız ve sonsuz ise amacın kendisidir.

Yaratıcı nın sıfatlarını kelimelerle tanıtmaya kalktığınızda, ister tanıtanın ister kelimelerin yetersizliğinden varsayın, bu sıfatlar tam manası ile anlatılamaz.Yukarıda söylediğim "eksiksizlik" kelimesi üzerinden bunu dile getirmeye çalışayım.Yaradıcı da "eksik" olmaması O nun "eksiğe" sahip olmadığını gösterir.Oysa biz insanlar Yaradan a göre eksiğiz, hatalıyız..Fakat Yaratıcı eksiksiz ve hatasızdır.Dolayısı ile bizde bulunan Onda bulunmamaktadır, bu durumdan yola çıkarak Yaratan bize göre eksiktir diyebiliriz.Ama ilk başta anlattıklarıma binaen eğer biz bunu diyebiliyorsak, var isek yani Yaratıcı eksiksiz ki varız.Bazen bu gibi durumlardan harekeketle "Tanrı kaldıramayacağı kadar yük yaratabilirmi", "Tanrı kendini yok edebilirmi" , Tanrı başka bir Tanrı yaratabilirmi?" cinsinden Yaratıcı ya eksiklik atfedilmeye yönelik sorular sorulabilir.Fakat bunlar hepsi yukarıda olduğu gibi bize göredir.Tıpkı adalet kavramında olduğu gibi..

Kader konusu direk adalet kavramı ile ilgili olduğundan Yaratan da bulunan adalet ile biz insalarda bulunan adalet kavramını karşılaştırmak herhalde asıl konunun yani kaderin anlaşılmasına yardımcı olacaktır.Yukarıda anlattığım üzere Yaratacı nın Yaratıcı olabilmesi için yaptığının sonucunu bilmesi gerekir.Bütün fiillerin çıkış noktası O dur çünkü.O halde konu çemberini biraz daha daraltıp merkeze yaklaşarak, "suçu tarif edip, bana suç işleten ve cezalandıran da O dur" dolayısı ile adil değildir diyebilirmiyiz acaba?Oysa Yaratıcı ben adilim der.

Şimdi, Yaratıcı nın bize verdiği adalet olgusuyla Yaratıcı yı suçladığımızı görmemiz gerekir.Her şeyin kaynağı Yaratıcı ise bizde ki adalet olgusunun kaynağı da O dur.Aslında O nu suçladığımız aklın ve adalet duygumuzun bizde olması Yaratıcı nın adalet anlayışının bir işaretidir.Aynı mantık ile yaşadığımız dünyada bu ölçü ile bir adalet sorgulaması gerçekleştirelim.Örneğin Hiroşima ya atılan atom bombası ile ölen insanların katilini/katillerini bulalım ve cezalandıralım.Tüm suçlu Einstein midir?Yani bombalama emrini verenin,o bombayı taşıyan uçağın,pilotun,o uçağa yakıt koyanın,o uçağın kalktığı alan personelinin.... hiç suçu yokmudur?Veya başka bir örnek ile devam edelim; bıçak ile işlenen bir cinayetin suçunu, o bıçağı üreten fabrikanın sahibine yüklemek adilmidir?Bu noktada ne Einstein ne de fabrika sahibi fiziki ve teori anlamında ürettiğinin sonuçlarını bilmiyorlardı diyebilirmiyiz?Elbette iyi ve kötü sonuçların olabileceğini biliyorlardı.

Aynı örneklerden sorgulama yaptığımız adalet mantığımızı geriye doğru devam ettirelim.Örneğin fabrika sahibini suçluyor isek ister yaratılış ister başka bir inanışa/teoriye göre fabrikatörün suçu ilk canlıya da aittir.Ve daha geriye gidelim, ilk canlının yaradılmasını/oluşmasını sağlayan sebepler ne ise suç onlarada aittir.Bu bağlamda eğer bütün bunlar olmasa idi suçta olmayacaktı demek yanlış değildir.Fakat bütün bunlar olmasa idi bunu sorgulayan bizde olmayacaktık.

Bu noktaya kadar teist bakış açısı ile kader ve adalet kavramlarını analiz etmeye çalıştım.Ateist bakış açısı ile eğer bu kavramları inceleyecek olursak buraya kadar söylediklerimizin tam tersi olması gerekir ki suç ve cezanın, iyilik ve kötülüğün olmaması hasılı bizim olmamamız lazım gelir.Gerçi ateizm düşüncesi varoluşumu açıklamaz, fakat ateizm düşüncesine sahip her bir birey bu düşünceye sahip iseler varoluş ile ilgili düşünceleri mutlaka olmak zorundadır.Yani teist düşünce yaradılışı kabul eder, ateist düşünce yaradılışı kabul etmez, fakat biz var isek yaradılışı red eden her akıllı bireyin bunun yerine mutlaka bir fikri olmalıdır.Eğer bütün bu varlığın sebebi bir nedensellik içermiyorsa, sebepsiz ise ne kader ne adalet ne de iyilik ve kötülük sorgulanamaz.Çünkü nasıl ki varlığın bir sebebi yok ise bütün bunları sorgulamanın da bir nedeni olamaz.Ama ister teist ister ateis düşücede olan akıllı bir birey varlığı sorguluyorsa bunun bir sebebi olduğunu kabul ediyor demektir.

Bu anlamda ateist düşüncenin varlığa dair sabit bir fikri olamaz demek, bu düşünceyi oluşturan bireylerin fikirlerini yok saymaktır.Oysa ateizm fikri aynı bireylerin fikirlerinden oluşur. Burada aslında fikri açıdan bir tutarsızlık söz konusudur; varlığa dair yaratıdılışın red tarafında bir fikir birliği mantıkı olarak var ise, bu reddiyeden sonra red edilenin yerine konulabilecek bir fikrin olmaması aslında şu demektir; Evet yaratılış kesin olarak yoktur, ama biz(teist/ateist) varlığımızın nasıllığını açıklayamıyoruz, öyle ise ateist için Yaratan yoktur..Bu noktada birey Yaradılış yoktur derken yokluğun ispatını bilinmezlik ile yapar.Aslında her ateist bir anlamda agnostiktir ve bu aşamayı kendi içinde geçemez.Ben bu durumu böyle gördüğümden bundan sonra ateist değil nonteist diye vasıflandırmayı uygun görüyorum.Her teistte bir anlamda agnostiktir ama bir aşama ileri geçerek teist olur..Zaten gayba inanmak teistliğin bir gereğidir.Bu noktayı fazla uzatmamak gerekir ki tartışılabilir bir konudur.Ancak açık olarak söyleyeceklerimi söylemek için bu açıklamayı yapmak durumdayım..

Bir nonteist, teistin varolduğunu kabul ettiği adaletli bir Yaratıcı nın adaletini, kendinde bulunan adalet kavramı ile sorguluyor ise, bu kavramın nereden geldiğini ve ne olduğunu ispatlamak zorundadır.Eğer bu anlamda adalet yok diyor ise yok olduğunu varsaydığı Yaradacı nın yok kabul ettiği adeletine, adeletsiz demekle adelet kavramının varlığını kabul etmiş demektir ki kendi tanımladığı adalet anlayışı ile Yaratan ı adaletsizlikle suçladığını kabul eder.Daha açık bir ifade ile biz görüyoruz, teist düşücesindeki Yaratan da görüyor, öyle ise benzeşiyoruz, teist düşüncenin ifade ettiği gibi Yaratan benzersiz değildir dediği anda kendindeki görme fonksiyonunu, görebildiği herşeyin neden ve nasıllığını ve yok kabul ettiği Yaratan ın nasıl gördüğünü açıklamak zorundadır.Fakat bu mümkün olmadığından, bana göre hiçbir zamanda mümkün olmayacaktır, genellikle bütün varoluş bir nedensizlik nedeni ile açıklanır.Fakat makul bir açıklama değildir.Zira gözlemlediğiniz herşey sebep-sonuç ilişkisi içinde varlar.

Bütün söylediklerimizi özetlersek, Yaratıcı nın bize verdiği adalet duygusu ile kaderi sorgulayabiliyor olmamız, aslında Yaratan ın nasıl bir adalete sahip olduğunun göstergesidir..Kaderi sorgulayan bir teist, Yaratıcı nın alim-i mutlak, kadir-i mutlak olduğunu bilir.Farazi olarak cehenneme atılmak üzere olan teist bir birey olarak Yaratıcı ya beni böyle yapan sensin, şimdi neden beni cehenneme atıyorsun? diye soralım.Yaratıcı size neden cehenneme attığını gösterecektir, eğer siz haklı iseniz zaten Yaratıcı adil değildir.Ama size ona itiraz edebileceğiniz aklı ve adalet duygusunu vermiştir ki size adaletini gösterebilsin.Mesala eğer Yaratan görmüyor olsa idi bizde görmüyor olacaktık.Bir teist gerçek manada teslim olmalıdır, zira kendisini Yaratan ın gücü herşeye yeter.Sizin itirazınız sonucu sizi yok etse, kadir-i mutlak sıfatı ile, ne adalet ne de varlığınız söz konusu olmayacak.Son olarak şöyle bir diyalogu hayali olarak kurmak daha faydalı olacaktır;

Birey:-Beni neden cezalandırıyorsun?

Tanrı:-Ben sana iyi ve kötüyü gösterdim, kötüyü seçersen ceza, iyiyi seçersen mükafat var dedim.Sen kötüyü seçtiğin için cezalandırılıyorsun.

Birey:-İyi ama beni dünyada iken cezalandırsaydın bir daha kötülük yapmaz burada cezaya maruz kalmazdım.

Tanrı:-Peki senin için tekrar ol diyor ve dünyayı var edip hafızanı sildikten sonra oraya yolluyorum, seçimini yap.

[bu diyalog Yaratan a göre 2.bireye göre 1. diyalogtur]

Birey:-Beni neden cezalandırıyorsun?

Tanrı:-Ben sana iyi ve kötüyü gösterdim, kötüyü seçersen ceza, iyiyi seçersen mükafat var dedim.Sen kötüyü seçtiğin için cezalandırılıyorsun.

Birey:-İyi ama beni dünyada iken cezalandırsaydın bir daha kötülük yapmaz burada cezaya maruz kalmazdım.[bu noktada birey suçu kabul etmiştir.]

Tanrı:-Peki sana daha evvel yaptığımız 1. konuşmayı hatırlatacağım, bak ve kendi hatanı kendin gör.

Birey:-Aramızda binlerce diyalog geçsede ben suç işleyeceğim, beni böyle yaratan Sensin çünkü, adaletin yok.

Tanrı:-Seni öyle yarattığımı nereden biliyorsun?

Birey:-Sen söyledin.

Tanrı:-O zaman neden 1.diyaloğumuzun birinci sorusunu Bana soruyorsun?

Birey:-O soruyu sormamı isteyen de sensin.

Tanrı:-Her şeyin Benim istediğim gibi olduğunu anlıyor ve biliyorsun değilmi?

Birey:-Evet herşey Senin istediğin gibi olur, bunu biliyor ve anlıyorum.

Tanrı:-Ben, Ben istediğim için adilim veya değilim.Beni, Benden başka hiç bir şey tam olarak bilemez.Ben adilmiyim?

Birey:-Evet, Sen adilsin..Ama bana Senin adaletini sorgulama yetisini neden verdin?

Tanrı:-İsteyerek ya da istemeyerek Bana döndürüleceksiniz..Bunu anlayıp Teslim olun diye verdim..

....

Bu diyalog uzatılabilir tabi.Fakat siz kaderi her sorguladığınızda Yaratıcı nın size bugünkü tabir ile reset atamayacağını düşünmek aslında O nun herşeye gücü yettiğine inanmamaktır.Herşeye gücü yettiğini bile bile teslimiyeti değil savaşı seçerseniz bu seçim yapabilme hakkınızın olduğunu gösterir.Fakat bu seçimi O nun yaptırdığını bile bile teslim olmamak niye?

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...