Jump to content

Sevginin Varlığı


Recommended Posts

2 saat önce, Hankah yazdı:

Hatta zikr çekmenin öneminden imam gazali kitabında ayrıca önem vermiştir.

Bunun sebebi yapılan kalbi zikrdir.Yani kuranda çokça bahsetdiği gibi

 

''Allahı çokça zikr edin''Ahzap-41

 

Yapılan kalbi zikr sonucunda lataif çakraların harekete geçmesidir.

Bu çakraların tassavufda renkleri bile vardır.Tabi hiç tevbe edip bu yola girmemiş kimsenin bunları bilmesi imkansızdır.

Yani sevginin kaynağı kan pompalayan organın içindeki lateif bir varlıktır.

Zaten Ahir zamanda olduğumuz içinde insanların çoğu bunları unutmuştur.

Konuyu biraz yerinden oynattım kusura bakmayın

 

Peki kalbin alınırsa ne olacak ? Kalbin alındı ve makineye bağlandın ?

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 53
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Sevgi, her duygumuz gibi hormonlara dayanan bir duygu ve önemli bir duygu. İnsanda hormon salgılanınca sevgi duyar diye bir şey yok diğer yandan, bu hormonun ihtiyacını doğuran ortamlarda yaşaması, yani sevgiyi öğrenmesi gerekir. Bu da erken yaştaki değerler eğitimi ile olasıdır.

 

Sevgi, tüm ilerici partilerin programında yer alması gereken bir konu. Çünkü değerleri olmayan insan soyar, çalar, çırpar ve yüreği sızlamaz bile.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sevgi şüphesizki bütün duygularımızda olduğu gibi  hormonların işleyişi ile ilgilidir.Yalnız o hormonlarada beynimizde biz emir veririz. Sevgi bütün İnsani duygularında kaynağıdır.Önce kendimizi sonrada çevremizi sevmeliyiz.Kendini sevmeyen ve kendiyle barışık olmayan çevresinide sevemez.Sevgi olmadan Özgüven Cesaret, Arzu, Akıl ve mantık , Çalışkanlık ,Saygı,Disiplin ve İdealizim yani fedakarlık  kanaatımca olamaz.Sevgi yok olduğunda bütün bu kazandığımız hasletlerde zamanla yok olacaklardır.

Link to post
Sitelerde Paylaş
3 hours ago, tarihselmaddeci said:

Sevgi, her duygumuz gibi hormonlara dayanan bir duygu ve önemli bir duygu. İnsanda hormon salgılanınca sevgi duyar diye bir şey yok diğer yandan, bu hormonun ihtiyacını doğuran ortamlarda yaşaması, yani sevgiyi öğrenmesi gerekir. Bu da erken yaştaki değerler eğitimi ile olasıdır.

 

Sevgi, tüm ilerici partilerin programında yer alması gereken bir konu. Çünkü değerleri olmayan insan soyar, çalar, çırpar ve yüreği sızlamaz bile.

Iyi diyorsun da, komunistlerin butun siyasi varligi nefret uzerine. Sadece karsi taraftakilerden degil, kendinizle ayni fraksiyondan olmayanlardan bile nefret ediyorsunuz. Nefretinize istirak etmeyeni libos-mibos diye asagiliyorsunuz. Sadece komunistler degil, butun militaristler boyle. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
3 saat önce, malta erigi yazdı:

Iyi diyorsun da, komunistlerin butun siyasi varligi nefret uzerine. Sadece karsi taraftakilerden degil, kendinizle ayni fraksiyondan olmayanlardan bile nefret ediyorsunuz. Nefretinize istirak etmeyeni libos-mibos diye asagiliyorsunuz. Sadece komunistler degil, butun militaristler boyle. 

 

Sence liberallerde böyle değil mi? Ya da muhafazakarlarda? Ya da sosyal demokratlarda... ben ilkeden bahsediyorum, her örgüt bunu programında taşıyor, uyguluyor diyemem. Örneğin kendine bir zamanlar komünist diyen PKK hakkında bunu diyemem. Ya da HDP'nin çaycısı olan örgütlerde bu var diyemem. Bu sınıfsal bir meseledir, sevgi bilincini taşıyanlar zaten bunun gereğini yerine getirir.

Link to post
Sitelerde Paylaş
21 saat önce, tarihselmaddeci yazdı:

Sevgi, her duygumuz gibi hormonlara dayanan bir duygu ve önemli bir duygu. İnsanda hormon salgılanınca sevgi duyar diye bir şey yok diğer yandan, bu hormonun ihtiyacını doğuran ortamlarda yaşaması, yani sevgiyi öğrenmesi gerekir. 

 

 

Öğrenmek.. Bu teorin hangi gözleme dayanıyor ? Bebeklikten itibaren hayatı boyunca tek bir odada kalmış bir kadını hayal et. Bu kadın hiç kimseyi görmedi, dış dünyadan tamamen izole edilmiş şekilde yaşatıldı. Hamile kalacak uygun yaşa geldiğinde kadın, bir yolla (kadının fark edemeyeceği şekilde) hamile bırakılarak çocuk doğurması sağlandı. 

 

Soru: Kadın çocuğuna ''sevgi'' duyar mı ? Yoksa bu adını bile bilip öğrenmediği duyguyu duymaz mı ? 

 

Toplumsal değerler ile konuyu karıştırmayalım. Konunun bunun ile ilgisi yok. Öğrenerek sevgi duyma işi çok farklı bir boyuttur. Öğretim olmadan sevgi duyulmaz diye bir şey yok.

Link to post
Sitelerde Paylaş
5 hours ago, NotImportant said:

 

Bu doğru değil, bilinç bu işe müdahale edemez. Aynı kalbinin çalışmasını durduramayacağın gibi. O işi de beynin yapıyor ama sana bağlı değil.

Şuur altına yerleşmişse bazı duygular haklısınız.Ancak ondada kısmende olsa geçici bir süre için  başarı sağlanabiliyor.Mesela şuuraltına tabi korkular.Zaten duygularda düşüncelerin yoğunlaşmış hali değilmi?

tarihinde yeniçeri53 tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
2 saat önce, yeniçeri53 yazdı:

Şuur altına yerleşmişse bazı duygular haklısınız.Ancak ondada kısmende olsa geçici bir süre için  başarı sağlanabiliyor.Mesela şuuraltına tabi korkular.Zaten duygularda düşüncelerin yoğunlaşmış hali değilmi?

 

Korkular genelde geçmiş deneyimlerden dolayı ortaya çıkan bir sonuç. Haliyle korkuların hormonsal etkisi sevgi ile bir değil gibi duruyor. 

 

Duygular için düşüncelerin yoğunlaşmış halidir diyemiyorum ben. Bu bana biraz yüzeysel bir bakış gibi geliyor. Mesela yoğunlaşmış düşünce tam olarak nedir ? Yada normal düşünceden farkı nedir ?

 

Benim bilgim dahilinde duyguların ortaya çıkışı, beyne gelen bir uyarı sonucunda(görsel, işitsel.....) ilgili hormonun salgılanmasının sağlanması ve bu hormonun beynin ilgili bölümünü uyarması sonucu olur. 

 

Örneklersek: Tecavüz olayının beyne iletilmesi > bunun üzerine beyin aracılığı ile ilgili hormonun salgısının sağlanması > salgılanan hormonun beynin ilgili bölümünü harekete geçirmesi (öfke duyma) 

 

Gibi.

tarihinde NotImportant tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
1 hour ago, NotImportant said:

 

Korkular genelde geçmiş deneyimlerden dolayı ortaya çıkan bir sonuç. Haliyle korkuların hormonsal etkisi sevgi ile bir değil gibi duruyor. 

 

Duygular için düşüncelerin yoğunlaşmış halidir diyemiyorum ben. Bu bana biraz yüzeysel bir bakış gibi geliyor. Mesela yoğunlaşmış düşünce tam olarak nedir ? Yada normal düşünceden farkı nedir ?

 

Benim bilgim dahilinde duyguların ortaya çıkışı, beyne gelen bir uyarı sonucunda(görsel, işitsel.....) ilgili hormonun salgılanmasının sağlanması ve bu hormonun beynin ilgili bölümünü uyarması sonucu olur. 

 

Örneklersek: Tecavüz olayının beyne iletilmesi > bunun üzerine beyin aracılığı ile ilgili hormonun salgısının sağlanması > salgılanan hormonun beynin ilgili bölümünü harekete geçirmesi (öfke duyma) 

 

Gibi.

Herhangi bir şeyi başarmada en ufak ihtimalde dahi o işde olumsuzluk düşünmeyip yapabileceğinize kaniyseniz.Bu sizdeki, Güven duygusudur.

Ama bazıları o işi ilk defa bile yasa o güven duygusu onda vardır.En ufak heyecan dahi duymaz.Ama bir başkası birçok defa o işi yaptığı halde yinede heyacanlanır nedeni güven duygusunun olmayışıdır.Ama düşüncesi doğrudur fakat bir türlü o düşünce yoğunlaşamaz. Bu sanırım Genlerden ve Hormonlardan kaynaklanıyor. Vagatonik bünyeler mesela 

Sevgi ve aşkta öyledir. Sevgi belli bir şeye karşı olan karşılıklı(Menfaat unsuru)hoşlanmadır. Ama o şeye karşı hiç bir menfaat beklemeden yine hoşlanma duyuyorsak o Aşk olur.Yani Aşk sevgideki yoğunlaşma sonucu ortaya çıkan bir idealizimdir.Misal parası ve makamı için başlarda mesleğinizi seversiniz ama zamanla Artık o mesleğinizde ne para nede makam bunların hiç birisine aldırış etmeden sevmeye başladığınızda siz mesleğinizin aşığı olursunuz .Yani sevgi bir düşünceyse aşk onun duygusudur.

tarihinde yeniçeri53 tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Bu tarz konularda, genelde "Sevgi hormonlardan geliyor" şeklinde cevap verilir. ancak bu bir açıklama değil. 
"Peki hormonlar neden sevgiyi oluşturuyor?" sorusunun cevabı burada yok !

"Evrim" dediğiniz zaman zaten gerçeği itiraf etmiş oluyorsunuz. çünkü evrim, doğanın bir çalışma sistemidir
o halde doğanın kendisinde sevgi var, bu gayet açık. Sevgi, zaten bilinen hissedilen ve yaşanan bir gerçek. 

 

İnsanı insan yapan en önemli özelliklerden biri, içindeki sevgi duygusudur.  kaldı ki, hayvanlarda da sevgi var. hatta bence bitkilerde de vardır. sevgi yaşamın bir gerçeğidir. 

Sanat, akıl ve duygunun birleşmesi sonucu ortaya çıkar. pozitif duygular olmasaydı, müzik sinema, spor... hiçbir şey olmazdı... bilimsel gelişmeler de olmaz, ve hatta aile de olmazdı. 
Sevgi olmasaydı, insan tamamen yoketmeye programlanmış bir robota dönüşürdü. dünyada hayat diye birşey kalmazdı.

 

Tarihte milyonlarca insanın katledilmesi, işkence görmesi, hayatlarının cehenneme çevrilmesi ve dünyadaki felaketlerin büyük çoğunluğu, hatta bazı hastalıklara çözüm bulunamamış olması da sevgi ve düşünce yetersizliği sonucudur.

 

Sonuçta "sevgi yoktur, zihin yanılsamasıdır" iddiası, akıl ve bilim dışı olması bir tarafa, "şehir efsanesi" bile olamayacak derecede temelsiz bir batıl inançtır, saçma bir hurafeden ibarettir.   

 

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş

1- sevgi var

2- evet, sevgi hissini veren beynin salgiladigi hormonlar. Bu su goturmez bir gercek, cunku bu hormonlari ilaclarla manipule edebiliyoruz. Yine galip bilim.

3- "neden" sorusu gecerli bir soru degil. Var iste, o kadar... olmasaydi bilemeyecektik ama var. Gecerli olmadigi gibi gereksiz de bir soru. Dogamiz boyle isliyor, farkli bir evrende belki de farkli duygular vardir. Bizdeki bu. "Nasil" sorusunun cevabini biliyoruz ve bu yeterli. "Neden" sorusu sacma metafizik yollara sokuyor insanlari.

Link to post
Sitelerde Paylaş
On 09.04.2017 at 00:45, Mindsurfer yazdı:

Bu tarz konularda, genelde "Sevgi hormonlardan geliyor" şeklinde cevap verilir. ancak bu bir açıklama değil. 
"Peki hormonlar neden sevgiyi oluşturuyor?" sorusunun cevabı burada yok !

"Evrim" dediğiniz zaman zaten gerçeği itiraf etmiş oluyorsunuz. çünkü evrim, doğanın bir çalışma sistemidir
o halde doğanın kendisinde sevgi var, bu gayet açık. Sevgi, zaten bilinen hissedilen ve yaşanan bir gerçek. 

 

 

Cevap: oluşturmuyor. Oluşan şeye sevgi adını veriyorsun. Bakış açın ters, tam olarak şuna benzer şekilde;

 

Elmalar yiyebilelim diye oluşmadılar, biz elmaları yiyebilecek şekilde geliştik. Gibi.

 

İlla bir cevap gerekliyse buradaki ortak cevap -hayatta kalmak için- denilebilir.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...