Jump to content

Ateizm ; felsefe bile olamaz


Recommended Posts

30 dakika önce, Pitaya yazdı:

Anlatin madem sizden dinleyim rastlantiyi. Bilmedigim bir sey varsa eger ben onu ögrennmekten kacinmam.

 

Tanri inanci tamamen felsefik. Kanit varmi 0? Belkide hic olmayacak bile. (Bu belkide aslinda olmadiginida kapsar).

 

olası durumların, öngörülemeyen biçimde gerçekleşmesidir rastlantı.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 113
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

3 saat önce, NotImportant yazdı:

 

Evet, ama paralel olasılıklarla da bu durumun açıklandığı söylenmiş. 

 

Zaten bu tartışmayı yakın zamanda yaptım ben. Özellikle evrendeki düzen ve ince ayar hakkında. (ki yoktur) 

 

Kısaca bu video boş hiç bir şeye cevap vermemiş. Sorum hala geçerli. 

 

 

Ilginc bir sey söyledin ve detaylarini duymak isterim acikcasi. O parantez icinde eklemis oldugunuz (ki yoktur) seyi genisletirmisiniz acaba. Birazcikta matematiksel olarak aciklarsaniz eger cok mütesekkir olurum.

 

Link to post
Sitelerde Paylaş

İyi akşamlar,

 

Forum üyesi Hanefi_Bahadir rumuzlu kişinin belli ki psikolojik sorunları var, zaten dine ve özellikle de islama bu denli inanan birinde bu tür sorunların olması çok doğal. Benim anlamadığım neden bu kadar bilinen sorunlu birinin ettiği laflara bu denli çok yanıt veriliyor? Üstüne üstlük terbiye sınırı aşılıyor. Şimdi hatırlayamadığım bir atasözü vardır kervanın yürümesi ile biten, bence bu kadarı yeter.

 

Esenlikler dilerim

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
2 saat önce, Pitaya yazdı:

Ilginc bir sey söyledin ve detaylarini duymak isterim acikcasi. O parantez icinde eklemis oldugunuz (ki yoktur) seyi genisletirmisiniz acaba. Birazcikta matematiksel olarak aciklarsaniz eger cok mütesekkir olurum.

 

 

Öncelikle düşüncelerini görmem gerek. Evrende düzen olduğu sonucuna hangi yolla ulaştın ? Sana tüm evrenin düzen içinde olduğunu gösteren şey nedir ?

Link to post
Sitelerde Paylaş
2 saat önce, NotImportant yazdı:

 

Öncelikle düşüncelerini görmem gerek. Evrende düzen olduğu sonucuna hangi yolla ulaştın ? Sana tüm evrenin düzen içinde olduğunu gösteren şey nedir ?

Vücudunda trilyonlarca hücrenin aynı anda sanki kendi aralarında anlaşmış gibi seni, bu klavyenin tuşlarına bastıran bu satırları gözüne ve beynine oradan yanıt yazmaya yani parmaklarına gönderen düzen intizam....... bu sonsuz ihtimallerin hep beraber ve sürekli gerçekleşmesi tek olan YARATICI'yı gösterir. 

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş

Anlatmaya çalıştığım şudur : İslam dini içeriden bakılarak yani müslüman beyinle anlaşılır. İlk yazı-topicteki başlıktaki yazıda bunu izah ettim. Turan Dursun'un iftiraları ve saptırmaları hatta tespit ettiğim yalanları bu mercek altında geçersizdir. Bilim ve felsefe ise sürekli gelişme ve çelişme halindedirler. Bilim hayattaki en gerçek yol gösterici olamaz. Hayatta en hakiki mürşit akıl ve vicdanla elde edilmiş ilimdir.

Link to post
Sitelerde Paylaş
16 dakika önce, Hanifi_Bahadir yazdı:

Anlatmaya çalıştığım şudur : İslam dini içeriden bakılarak yani müslüman beyinle anlaşılır. İlk yazı-topicteki başlıktaki yazıda bunu izah ettim. Turan Dursun'un iftiraları ve saptırmaları hatta tespit ettiğim yalanları bu mercek altında geçersizdir. Bilim ve felsefe ise sürekli gelişme ve çelişme halindedirler. Bilim hayattaki en gerçek yol gösterici olamaz. Hayatta en hakiki mürşit akıl ve vicdanla elde edilmiş ilimdir.

Sen hele bırak akıl,vicdan felsefeyide ensest yoluyla nasıl türediğimizi anlat?

Kardeş kardeşi nasıl becerdi?Bunu akıl ve vicdanla anlat bakalım?

Link to post
Sitelerde Paylaş
23 minutes ago, Hanifi_Bahadir said:

Siz 'bazı' ateistler; Azrail Aleyhisselam'ı karşınızda görünce mi aklınız gözünüzden vicdanınıza geçecek?

Vicdan dedigin tam olarak hangi organ oluyor? Yoksa sen de 7.yy cahili muho gibi duygularin kalpte olustugunu mu zannediyorsun?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Yapmayın, bu kadar mı aklınız gözünüze indi?

 

Bu soru Türkçe final sınavı kompozisyon sorusu olarak sorulsa böyle mi yanıtlardın?

 

Rastlantının nedenlerinin olması ; her rastlantının belli bir kader yolunu takip ettiğini ; her şeyin bir kader içinde olduğunu oluştuğunu göstermiyor mu?

Link to post
Sitelerde Paylaş
Bir saat önce, Hanifi_Bahadir yazdı:

Yapmayın, bu kadar mı aklınız gözünüze indi?

 

Bu soru Türkçe final sınavı kompozisyon sorusu olarak sorulsa böyle mi yanıtlardın?

 

Rastlantının nedenlerinin olması ; her rastlantının belli bir kader yolunu takip ettiğini ; her şeyin bir kader içinde olduğunu oluştuğunu göstermiyor mu?

Senin burada ateistlere tebliğ yaparak sevap point kasman ve hatta hür iradene tabii olan yazdıkların da zaten ezelden levh-i mahfuzda kayıtlı mıdır?
Bizim ateist olup cehenneme gideceğimiz de allah indinde daha ezelden belirli midir? Yani bizi -ll-h mı yargısı mı bizi cehennemlik yapıyor; yoksa verdiği hür iradeyle biz ateist olmak seçeneğini tercih ettiğimiz için mi kendi kendimizi cehenneme yolluyoruz? 
Ne kader yolu takibi bilmemnesi allooooo

tarihinde hemdemo tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
20 saat önce, Hanifi_Bahadir yazdı:

Vücudunda trilyonlarca hücrenin aynı anda sanki kendi aralarında anlaşmış gibi seni, bu klavyenin tuşlarına bastıran bu satırları gözüne ve beynine oradan yanıt yazmaya yani parmaklarına gönderen düzen intizam....... bu sonsuz ihtimallerin hep beraber ve sürekli gerçekleşmesi tek olan YARATICI'yı gösterir. 

 

 

 

Ben sana sormadım sende anlatacaklarımı anlayacak altyapı ve cesaret yok.

Link to post
Sitelerde Paylaş
21 saat önce, Hanifi_Bahadir yazdı:

Yapmayın, bu kadar mı aklınız gözünüze indi?

 

Bu soru Türkçe final sınavı kompozisyon sorusu olarak sorulsa böyle mi yanıtlardın?

 

Rastlantının nedenlerinin olması ; her rastlantının belli bir kader yolunu takip ettiğini ; her şeyin bir kader içinde olduğunu oluştuğunu göstermiyor mu?

 

Türkçe final sınavındaysak, beklentinizi anlarım.

 

Neden söcüğü üzerine açıklamalarımı, ileti geçmişimde, yakın zamanlar içinde bulabilirsiniz. Sanıyorum ve umuyorum ki, açıklama, beklentilerinizin boşluğunu da sizin için de ortaya koyacaktır. 

 

Rastlantı söcüğünün açıklaması ile devam edelim: 

 

Yukarda, rastlantıyı: olası durumların, öngörülemeyen biçimde gerçekleşmesidir olarak tanımladım. Hiç kafanızı bulandıracak örneklere sapmadan, gündelik yaşamdan örnek verelim:

 

yolda, uzun zamandır görmediniz bir arkadaşınızla karşılaşıyorsunuz. bu bir rastlantıdır. çünkü:

- en son görüşmeniz üzerinden çok sayıda olay geçti, o olaylar sizin o gün, o noktadan geçmenize neden oldu

- birbirinizi görmeniz, aynı zaman diliminde yaşadığınız sürece, olası

- bu olasılık, aynı şehirde, ilçede vb yaşamanızla daha da artar

 

yani, birbirinizi görmeniz olası bir durumken, bunun ne zaman, ne şekilde gerçekleşeceği her ikinizin de farklı olaylardan etkilenmeniz nedeniyle öngörülemiyorken, günün birinde karşılaşmanız, rastlantıdır.

 

burada, olaylar arkasında gizli bir el, ayak arıyor olmanız, kendinizi bir tanrı ile kandırmanızdan kaynaklanıyor. tanrı diye bir şey yok. olası olayların, rastlantısal olarak gerçekleşmesi sonucu buradayız.

 

eğer ısrarla bir tanrı peşinde koşacaksanız, onun olasılık dışı olayların arkasında aramanız gerekir ki, öyle bir şey de yoktur :)

Link to post
Sitelerde Paylaş
On 13.04.2017 at 18:44, Pitaya said:

Fizik kanunlariyla saglanilan düzen! ince ayar ve matematiksel hesaplar ve tüm bunlarin incelenebilir,arastirilabilir ve hesaplanabilir olmasi.

 

Richard Dawkins in  in everenin bir rastlanti sonucu oldugunumu düsünüyorsunuz sorusuna Hawkingin verdigi cevapta bununla ilgili aciklamalar bulabilirsiniz.

 

 

Gördüğüm kadarıyla hawking orada "so called" demiş. Yani sözümona. Ben ciddiye almadığı manasını çıkardım, yanılıyor muyum? Ayrıca bu konuları da, hawking'i de, görüşlerini de herkes biliyor. Art niyetli olmadığınız bilsem de söylemeden edemeyeceğim: bunlar kendi bilgi ve fikirleri olamayan teistlerin başkalarını şahit göstermek şeklinde kullandığı ucuz teist yöntemleri.

 

Fizik kanunları neden var? Olmaması gibi bir şans var mı? Fizik kanunları dediğiniz şey aslen madde arasındaki etkileşimler ve bizim bunu simetriler çerçevesinde çeşitli bağlamlarda idealize ederek tersinden formüle etmemiz. Tekar ediyorum, herhangi bir evren olagelmiş olduğu sürece, ister canlılığa izin versin ya da vermesin,ister şöyle ya da böyle olsun; o evrende de maddi süreçler arası etkileşimler olduğu müddetçe, tersinden okunduğunda kanunlar ortaya çıkmayacak mı? Asıl kaçınılmaz olan kanun. Onsuz bir evreni var edebilecek ise tanrı. Kanunları olmayan bir evren mi gördünüz de onlara bu kadar takıksınız? Elimizde tanrılı ve tanrısız evren referansları mı var nedir? Kanunların sağladığı düzen mi? Nerede? eğer düzenden anladığınız bu ise, başka türlü olma ihtimali yok ki..Hep bir pattern olacak. O vakit neye şaşırmaktasınız?

 

Kanundan anladığımız 3194 sayılı imar kanunu gibi bir şey olunca, tanrı ve kanun ilişkisine böylesine sakat bir şekilde bakmak normal. Kanun varsa koyucusu da var. Medeni kanun mübarek. Ama öyle değil. İnsan ve ereksel edim-süreçleri arasındaki ilişkiyi zorlama bir şekilde doğa-evrene de yaftalama çabası. Ama evrende böyle ereksel bir ilişki yok. Gösterebilen de çıkmadı.

 

Olasılık hesaplarına gelince; misal roger penrose'un, evrenin tam da böyle olması için gerekli ünlü bilmem kaç üzeri bilmem kaç şeklindeki meşhur olasılık hesabı. Ama o sadece bir hesap. Ayar değil. aritmetik. Her hesap ayar değildir. İnce ayar olması için, önce "ayar" olduğunu gösterebilemniz gerekli. Yoksa ben de elime bir çift zar alıp, sonra onu bin kere atıp, arkasından tam olarak öyle gelme olasılığını hesaplar, ortaya çıkan sonsuz küçük ihtimale binaen de "ben az önce ine ayar yaptım" der çıkarım. Olagelebilecek her bir evrenin tam da öyle olması için gerekli hesabın düşük çıkmama gibi bir şansı yok ki yahu.. Olmuş olanın olasılığı "1"dir. Hepsi bu. Oldukça engebeli yüzeyi olan bir tepeyi alın, sonra onun tam da bu şekilde olması için gerekli olasılığın hesabını yapın. Korkunç bir rakam. E onu oraya biri mi yonttu allasen? Hayır. No. Nein!

 

Ayrıca o hesap için ayrıca bir koşul daha var: o da değişkenlerin bibirinden bağımsız olması gerekliiği. Eğer ki, değişkenler birbiri ile bağımlı ise, yani birinin değeri diğerinin de değerini ya da değer aralığını belirliyorsa(günümüzdeki bir çok güncel teoriden beklenen de budur. Sicim teorisi vb.) O zaman her bir değişkeni ayrı ayrı çarpmanız gerekliliği ortadan kalkar. Bu durumda ortaya çıkacak olasılığı yeniden hesap ettiğimiz zaman çok farklı bir sonuçla karşılaşabilirisiniz. Lakin bunu şu an yapamayız. Neden: çünkü birincil kurama, herşeyin teorisine sahip değiliz.O olmadan yapılan tüm hesaplar ise spekülayondur. Hem olanın üzerinden geriye dönük hesap yaparsak ne çıkmasını bekliyoruz. Tabii ki de düşük olacaktı, başka türlüsünü mü bekliyordunuz?!! Ha bana kalırsa böyle bir evrende olma olasılığımız 1/2'dir. Orası ayrı hikaye. Kısaca gradyanda/gridde her bir düzenlilik mertebesine karşılık, onun tam bir simetrisi olan karşı durum da olacaktır. Zorunlu olarak. Böldüğünüz zaman 1/2 çıkar.

 

Kaldı ki evrene baktığımızda kanunlara boyun eğildiğini görüyoruz. En büyük kanıtı da  yine roger penrose'un hesabı. Ben diyorum ki işte tam da o olasılık hesabının bu derece düşük olması, bu evreni tanrının yaratmamış olduğuna dair en büyük delaletlerden Biridir. Çünkü ayar, hele incesi "acizlerin işidir" Ayar ne kadar inceyse, onu yapan da o kadar acizdir. Becerikli ama aciz. Aciz olduu için bu derece beceri göstermek zorunda kalmıştır. Aciz olan, bir kasayı açmak için mandalı bir o tarafa bir bu tarafa hassas hassas çevirmek zorunda kalır. Tanrı gelir çat diye açar. Ayar yoktur. Çünkü, ihitiyaç yoktur. Bu evren ayarlıysa eğer, onu tanrı değil, olsa olsa sınırlı bir yaratıcı peydah etmiştir.

 

Düzen dediğiniz nedir? Evrende aslolan kaos iken, düzen zannetiğimiz şey sadece sınırlı bir zaman dilimi içinde sınırlı bir kesit iken, bu düzen de düzen takıntısı nedir? bilmem kaç milyar yıl sonra andromeda galaksisinin samanyoluna çarpacak olması mı düzen? Afedersiniz birbirlerini düzecekler işte. Öyle bir düzen olacak karşılıklı olsa olsa.

 

Ya da mesela bundan daha düzenli olabilir miydi? Bir evrenin ve onu var eden madde-enerji arası etkileşimlerin daha düzenli bir netice vermesi mümkün müdür? Bizimkisi onun neresinde? Bunu dahi bilmez iken ne diye düzen düzen diye böbürleniyoruz? Mutlak düzen hiçliktir. İşte düzen. İlk yok ettiği şey ise tanrı.

 

Tanrı yok. Ve olamaz.

İnsan için olamaz.

Bilimsel olarak ve mantıksal olarak. Bu defalarca yazıldı bu forumda.

Kadiri mutlaklık ve alimi mutlaklık bir arada olamaz.

Tanrı varsa bile kıpırdayamaz.

Sıfatlar biribiri ile çelişir.

Termodinamik zaten yok diyor?

Determinizm zaten ayrıca imkan vermiyor.

İndeterminizm ya da kanunlar başka bir şekilde imkan veriyorsa eğer, o zaman da onlar tanrıya mutlak olur. Tanrı onlara değil.

Kanunlar imkan verdiği için var olabilen bir tanrı.

Tanrı varsa(haşa, küfre düşmeyelim) bile sizi ilgilendirmez. İlgilenemezsiniz. Aklın ve mantığın sınırları dışında. Transandent.

Sizse hala tanrı peşinde koşup duruyorusunuz.

Tanrı varsa özgür irade yok. Özgür irade zaten muhtemelen yok. Ama tanrı varsa mutlak olarak yok.

Bunu mu istiyorsunuz?

 

Zaten başka türlü olmasına imkan olmayan şeyleri; kanunları ve olasılık hesaplarını tanrıya maşa edip duruyorsunuz. Bu resmen suistimal. Dejenerasyon. Art niyetli olsa da olmasa da öyle.

 

tarihinde teflon tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
46 dakika önce, Ten Ten yazdı:

Ateizm felsefe değildir.

 

Felsefe olsaydı tanımında tanrıyı nasıl yokladığı geçerdi.

Ateizm felsefe olsaydı örneğin olguculuğun tanımı gibi olurdu.

olguculuk, -ğu    

a. fel. 1. Araştırmalarını olgulara, deneylere, gerçeklere dayayan, fizik ötesi açıklamaları kuramsal olarak olanaksız ve yararsız gören Auguste Comte'un açtığı felsefe çığırı, pozitivizm. 2. ed. Bu çığırın gerçekçilik akımını doğuran edebî eserlerde uygulanmış biçimi.

 Güncel Türkçe Sözlük 

olguculuk   İng. positivism 

Bilginin * Fr. phénomène, İng. phenomenon karşılığı Ruhbilim Terimleri Sözlüğü'nde görüngü terimi önerilmiştir. gözlenebilen olgularla sınırlı olduğunu, toplum ve felsefe sorunlarının olgulara dayanılarak ancak deneysel bilimlerin yardımıyla çözülebileceğini ileri süren öğreti.

 BSTS / Eğitim Terimleri Sözlüğü 1974


olguculuk   İng. positivism 

Araştırmalarını olgulara, gerçeklere dayayan, fizikötesi açıklamaları kuramsal olarak olanaksız, kılgılı olarak yararsız gören; deneyle denetlenmeyen soruları sözde soru olarak niteleyen felsefe doğrultusu. // Terim olarak, A. Comte'un felsefeye getirdiği bir kavramdır. Olguculuğun temel kavramı olan olgu olgucular arasında türlü anlamlarda kullanılagelmiştir; ancak hepsinin birleştiği, doğa bilimlerinin evren tasarımına ve yöntemlerine uyma zorunluluğudur. Olguculuğu dizge olarak kuran A. Comte'dur, ama Comte'dan önce D. Hume, d'Alembert ve Turgot da aynı doğrultudadırlar; başka temsilcileri: Mill, Spencer, Mach, Avenarius vb.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...