Jump to content

Ateizm ; felsefe bile olamaz


Recommended Posts

22 saat önce, Robespierre yazdı:

Geldi yine salak.

 

Bir şeyin yokluğunun delili olmaz. Bu bir felsefi önerme falan değildir. Bunu söylemek için felsefi akıl yürütmeler yapmaya gerek yoktur. Varlığı kanıtlanamayan birşey yoktur.

 

İnsan bir şeyin varlığını nasıl anlar? Duyu organları ile ve ürettiği cihazlar ile. Bu yollarla varlığı algılanamayan hiçbir şeyi var olarak kabul etmeyiz. Eğer paranoid şizofren ise, kendine hayali kahramanlar yaratıp onlarla konuşabilirsin. 

 

İnsanın normal hali depresiftir diye bir söz vardır. Ama bence insanın normal hali paranoid şizofren. Hakikaten insan beyni çok sorunlu bir organ. Sürekli olarak yaşadığı gerçek dünyayı renklendirecek bir hayali dünya arayışı içinde. Ve bunu üretmekte çok yetenekli.

Yapmis oldugunuz hatalari belirtmem gerekir.

 

• Varligi kanitlanmamis ve belkide hic kanitlanamayacak olan birseyler yok demek herseyi bilmek demektir. Bu henüz sahip oldugumuz bilgiye gore yanlis bir yaklasimdir.

• Insan birseyin varligini akli ilede anlayabilir. Misal Graviton parcaciginin var olup olmadigi kanitlanamamistir ama akil onun var olabilecegine dair hesaplar yapar ve hatta ona inandirir.Varligi algilanamayan seyler gayet tabi olabilirler ve hatta olurlar. Birinci cevaptada belirttigim gibi henüz cok cahiliz.

• Insan beyni dogru calistigi veya calistirildigi zaman cok basarilidir. Beynimize sinirlar koyabilirmiyiz? Bir süreligine evet.

 

Bir tanri kesinlikle yoktur diyebilirmiyiz? Hayir. Bir tanri kesinlikle vardir da diyemeyiz. Bu tür sorularin cevabi basit degildir. Kisi tüm bu gorsel solenin arkasinda birisinin veya birilerinin oldugunu düsünebilir. Bu su anda bildigimiz evrene uygun bir gorüstür. Yine bir diger kiside tüm tüm bunlarin gecen milyarlarca süre icerisinde rastlantisal bir  sekilde ortaya cikmis olabildigine inanabilir.

Saygilar.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 113
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

22 saat önce, Hanifi_Bahadir yazdı:

Muhatabım değilsin  malta osuruğu.

Bu sekilde olmaz. Herkes haddini bilmeli. Insanlari bu sekilde asagilamak siddettir ve siddetin hicbir formu kabul edilemez.

 

Konuya ofkeyle basladin ve yine ofkeyle devam ediyorsun. Bu sekilde tartismayi saglikli birsekilde sürdüremezsin.

 

Malta Erigi, ayni sey senin icinde gecerli.

tarihinde Pitaya tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
13 dakika önce, Pitaya yazdı:

 

• Varligi kanitlanmamis ve belkide hic kanitlanamayacak olan birseyler yok demek herseyi bilmek demektir. Bu henüz sahip oldugumuz bilgiye gore yanlis bir yaklasimdir.

 

 

Her şeyi bilmemek her şeyi bilmeyeceğiz anlamına gelmez, bilimin varlığı bize her şeyin bilinebilirliğini gösterdi.

Bugün için bilim istenen düzeyin çok altında olması veya her şeyin bilinmiyor olmasına dayanarak her şeyin bilinmeyeceği sonucu çıkmaz, zaten bilim bu gözle baksaydı bilim olamazdı...

Link to post
Sitelerde Paylaş

 

 

On 11.04.2017 at 20:55, Hanifi_Bahadir yazdı:

Değerli müslüman kardeşler ve zavallı ateist kalabalık!

 

Bu yazımda yaşanmış bir tartışmayı -bizzat turan dursun sitesinde yaşadığım tartışmayı- ana hattıyla hatta ayrıntıya girerek bu topiğe aktaracağım.

 

İster oku ister okuma beni zaten ilgilendirmiyor. Çünkü daha önce ateistlerin ifade ettiği (müslüman olduğum için) her türlü hakarete manevi olarak muhatap kaldım. Bu durumda bana her türlü hakareti yapan kişilere karşı kişisel menfaat ile yaklaşmam zaten mümkün değildir. Gene de bu tartışmanın burada yer almasını istiyorum. Tartışmada geçen kişilerden müslüman olanı benim. Ama ifadenin yumuşak algılanması için hep bayan isimleri kullandım. Serpil Müslüman, Ezgi ise Ateisttir. Başlayalım:

 

 

Müslüman Serpil ile Ateist Ezgi’nin tartışması :

Serpil: Hazreti Muhammed Aleyhissalatü vesselama inanmayan arkadaşlar üç ana başlık altında gruplanırlar. Bilim çevresi, felsefe çevresi ve Din , yani İslam çevresi. Felsefeyi adam yerine koymayacağım çünkü her felsefe zıddını doğurur ve bu neticesizlik sonsuza kadar gider. Benimse bu kadar sabrım da yok ömrüm de. Gelelim bilime. Ateizmi destekleyen bilimsel bulgu yok, dinin de bilime ihtiyacı yok, bilim sürekli kendini yanlışlayarak ve araştırma metodlarını DEĞİŞTİREREK ilerler. Ateizm sadece ve sadece bilimin seçilmiş konularının yorumlanmasıdır. Kaldı ki bilimde bir bilinmeyen, bütün bilinenleri devirecek güce sahiptir. Burada da Hazreti Muhammed Aleyhissalatü vesselama inanmayan arkadaşlar tutunamazlar. Son kategori kaldı o da İslam dininin dışından bakılarak İslam dininin ilkel bir din olduğuna hükmetmek... Gelin, Ezgi ile bunu tartışıyoruz. Siz de katılın!

 

*


Serpil:İslam dini ise ateistlerce eleştirilemez. Çünkü her din, kendi içinden bakıldığında anlaşılabilirdir. Her din kendi içinden bakıldığında tutarlıdır. Dolayısıyla İslam dinini ilgilendiren konularda, konuya dinin içinden, İslam’ın içinden bakma zorunluluğu vardır.

Ezgi: İslâm dinini eleştiren ateistler gökten zembille iniyor zaten. Hiçbiri daha önce ne müslümandı, ne tek sayfa Kuran meali okumuştu...

Serpil: İyi de aynı Kuranı okuduğumda ben niye dinsiz olmuyorum? Okurken önyargılı yaklaştıysan bunun neresi objektif Ezgi ? Ayrıca ; her din kendi içinden bakıldığında anlaşılabilir. Kim olursa olsun, dışarıdan bakan kişi ya da felsefe , dini kendi penceresinden görür.

Ezgi: O dinin inanırlarının o dini objektif olarak değerlendirebilme şansı yoktur ki. Mahkemeler neden var? Konu dışarıdan, dahil olmayan birisi gözü ile muhakeme edilsin ve karar verilsin diye... Sen hiç hırsızın kendi kendini suçsuz görmesinde mantık görüyor musun? Hırsıza göre yaptığı kendi içinde zaten tutarlı. "Paraya ihtiyacım vardı, o yüzden banka soydum. Bu arada engellemeye kalkan güvenlik görevlisini silahımla durdurdum"... Bu sebeptendir ki şahitler dinlenir, deliller toplanır ve 3. bir kişi gözü ile olay muhakeme edilir. 2- İçeriden bakan da kendi penceresinden görür. Kral kendini aptalların göremediği bir kıyafet ile giydirmiş... Oysaki alenen çıplak haberi yok. Kral birde giyinik olduğuna imanen inandı ise, gelde gülme . 

Serpil: Peki 1-Mahkemelerin doğruluk kıstası nedir? Neye göre belirlenir? Kimin tekelindedir ya da kimin tekelinde olmalıdır? 2-İçeriden bakan kendi penceresinden görmez, Tanrısının yorumundan görür ve fıkıh böyle gelişir.

Ezgi: 1-) Mahkemelerin doğruluk kıstası hergün değişen, gelişen, sürekli bir devinim içinde olan sosyal yaşantının getirdikleri olmalıdır. Belirlendiği şeyde budur. Tüm insanlığın tekelinde olmalıdır. Toplumsal yaşam ve değer yargıları her an değişirken, kişilerin statik doğruları tiranlık doğurur. Bakınız IŞİD, Muhammedin 1400 yıl sonraki reenkarnesi . 2-) Kısacası içeriden bakan hiç bir şey görmez. İçeriden bakan içinde olduğu fıkıhın dogmatiklik batağına saplanmış, sorgulamadan itaat eden bir bekçi köpeğidir. Bakınız Afganistan . "Dışarıdan bakan kendi penceresinden görür ama içerden bakan kendi penceresinden görmez. Dışardan bakanın da eleştiri hakkı yok"... Faşizme hoşgeldiniz. Aptalca argümanlarınız var derhal yanlışlanıp kendini Faşist kulvarlara çekiyor.

 

Serpil: Herşey devinim halinde olduğuna göre senin ifadene göre biz herşeyi sonsuz bakış açılarıyla ve sonuçsuz olarak değerlendirmek zorundayız. Bu ise açıkça yanlıştır.

 

Ezgi: Peki gerizekalı, o zaman sana anladığın dilden bir soru: Allah kaldıramayacağı taşı yaratabilir mi?
 

Serpil: (Bu yanıt için Varlık Avcısı’na teşekkürler) Bu sorunun beş milyon versiyonu türetilebilir. Şu soruya dikkat edelim; iki tane taş varmış. Bu taşlardan bir tanesinin özelliği, önüne gelen bütün taşları parçalamasıymış. Diğer taşın özelliği ise, önüne ne çıkarsa çıksın asla parçalanmamasıymış. Bu iki taş çarpışırsa ne olur? Dikkat edilirse burada şunu demek lazım: Hani diğer taş, önüne gelen her şeyi parçalayabiliyordu? Demek ki o taşın varlığıyla öteki taşın varlığı aynı anda söz edilemez. Yani bu soruyu soramam. Bu soru mantık hatasıdır. Yukarıdaki soru da bunun benzeridir.

Ezgi: Peki senin Allah'ın , mantıksız soru da olsa bu sorulara mantıklı yanıt veremez mi ?

Serpil: Her şeyi yaratan Allah, her boyutu yaratabilecek güce ve bilgiye sahiptir. Allah’ın büyüklüğünü kabul etmişsek , Allah ; bütün mantık ortamını oluşturacak güçtedir. Mantıksızlıklara , paradokslara dahi cevap verir. O cevap verir ama biz cevap veremeyiz. Allah , boyutlar üstüdür. Kendisini mantığımızla bildirmiştir.

 

*

*

*

 

 

 

Kıyamete kadar bu tartışma neticelenemeyecek ; yaratılış gayesi bu felsefenin. Peki ateizm bilime bilgiye dayanmıyorsa felsefe midir? Bence ateizm felsefe bile olamaz çünkü getirebildiği ya da dayandığı hiç bir delil yoktur!
 

inanç adı üstünde inanıştır . bilim ise bilmektir yani değişmez bir gerçektir . inancın doğruluğu olduğu kanıtlanamaz  kanıtlanırsa bilim olur . yani kimse dininden emin olamaz . zaten adı üstünde İNANÇ , anladın ?

Link to post
Sitelerde Paylaş
1 hour ago, Pitaya said:

Yapmis oldugunuz hatalari belirtmem gerekir.

 

• Varligi kanitlanmamis ve belkide hic kanitlanamayacak olan birseyler yok demek herseyi bilmek demektir. Bu henüz sahip oldugumuz bilgiye gore yanlis bir yaklasimdir.

• Insan birseyin varligini akli ilede anlayabilir. Misal Graviton parcaciginin var olup olmadigi kanitlanamamistir ama akil onun var olabilecegine dair hesaplar yapar ve hatta ona inandirir.Varligi algilanamayan seyler gayet tabi olabilirler ve hatta olurlar. Birinci cevaptada belirttigim gibi henüz cok cahiliz.

• Insan beyni dogru calistigi veya calistirildigi zaman cok basarilidir. Beynimize sinirlar koyabilirmiyiz? Bir süreligine evet.

 

Bir tanri kesinlikle yoktur diyebilirmiyiz? Hayir. Bir tanri kesinlikle vardir da diyemeyiz. Bu tür sorularin cevabi basit degildir. Kisi tüm bu gorsel solenin arkasinda birisinin veya birilerinin oldugunu düsünebilir. Bu su anda bildigimiz evrene uygun bir gorüstür. Yine bir diger kiside tüm tüm bunlarin gecen milyarlarca süre icerisinde rastlantisal bir  sekilde ortaya cikmis olabildigine inanabilir.

Saygilar.

 

Tanrı için "varlığı kanıtlanmamış" ifadesi kullanılamaz. Varlığı kanıtlananamış ifadesi, varlığına dair bazı belirtiler olan, ancak çeşitli fiziksel zorluklardan dolayı tam olarak kanıtlanamamış şeyler için söylenebilir. Tanrı için bu söylenemez.

 

En azından dinlerin tanımladığı tanrı kesinlikle yoktur. Bu tanrının en büyük ve tek dayanağı, o tanrının yazdığı iddia edilen bazı metinlerdir. Bu metinler hatalar ve yanlışlar ile doludur. Tanrının yapması mümkün olmayacak hataları barındıran bu kitaplar, paradoksal olarak aslında tanrının olmadığının kanıtıdır.

 

Bir iddianın "varlığı kanıtlanmamış" kategorisine sokulabilmesi için, o iddiayı ortaya sürenlerin ciddiye alınır bazı tezlerinin var olması gerekir. Ciddiye alınabilecek, önü sonu olan birkaç cümleniz olur, ilk adım atılır, sonra kanıt mevzusuna gireriz. Ama ortada hiçbir şey yok! Bir mağarada görünmeyen bir adamla konuştuğunu iddia eden birisine refere edilen, başı sonu olmayan, karma karışık bazı metinler var elimizde. Bunu esas alıp herhangi bir aksiyon yapamayız. Konu kilit+çöp.

 

Evrenin ve hayatın ortaya çıkışına dair birçok teori vardır. Bu teorilerden birini ciddiye alıp üzerinde çalışmak, kanıtlama ya da çürütme yönünde ilerlemek için bu teorilerin asgari bir yeterliliğe sahip olması gerekiyor. Her aklımıza gelen teoriyi ortaya koyup, hadi bunu tartışalım diyemezsiniz. Bazı teoriler ilk adımda çöpe gider. Dinlerin tanımladığı tanrı bu kategoridedir.

 

Sanırım agnostiksiniz ve kendi hayalinizde yarattığınız bir takım varlıkların varlığı üzerine konuşmak istiyorsunuz anladığım kadarı ile. Bunlar sizin fantazilerinizdir. Hayali arkadaşlarınız, geceleri yatağınzın altına gizlenen hortlaklar falan olabilir. Bu fantazilerinizin bizim için nasıl bir anlamı olmasını bekliyorsunuz?

Link to post
Sitelerde Paylaş
3 saat önce, Pitaya yazdı:

Yapmis oldugunuz hatalari belirtmem gerekir.

 

• Varligi kanitlanmamis ve belkide hic kanitlanamayacak olan birseyler yok demek herseyi bilmek demektir. Bu henüz sahip oldugumuz bilgiye gore yanlis bir yaklasimdir.

• Insan birseyin varligini akli ilede anlayabilir. Misal Graviton parcaciginin var olup olmadigi kanitlanamamistir ama akil onun var olabilecegine dair hesaplar yapar ve hatta ona inandirir.Varligi algilanamayan seyler gayet tabi olabilirler ve hatta olurlar. Birinci cevaptada belirttigim gibi henüz cok cahiliz.

• Insan beyni dogru calistigi veya calistirildigi zaman cok basarilidir. Beynimize sinirlar koyabilirmiyiz? Bir süreligine evet.

 

Bir tanri kesinlikle yoktur diyebilirmiyiz? Hayir. Bir tanri kesinlikle vardir da diyemeyiz. Bu tür sorularin cevabi basit degildir. Kisi tüm bu gorsel solenin arkasinda birisinin veya birilerinin oldugunu düsünebilir. Bu su anda bildigimiz evrene uygun bir gorüstür. Yine bir diger kiside tüm tüm bunlarin gecen milyarlarca süre icerisinde rastlantisal bir  sekilde ortaya cikmis olabildigine inanabilir.

Saygilar.

 

varlığı asla kanıtlanamayacak olan şeyler, yoktur. çünkü, hiçbir şekilde gözlemlenemez, ölçümlenemez şeyler, yoktur; uydurmadır.

 

bir tanrı kesinlikle yoktur diyebiliriz ve diyoruz da. tanrı tanımı, kendisi ile çelişir; bu yüzden tanrı diye bir şey yoktur ve asla da olamaz.

 

insandan üstün bir varlık belki bir yerlerde olabilir; fakat bu varlık asla tanrısal özelliklere sahip olmamakla beraber, varlığına dair en ufak bir kanıt olmadığı sürece, uydurmadan başka bir şey değildir.

 

Link to post
Sitelerde Paylaş

Biz başka tanrının çocuklarıyız..... Belki de evrendeki farklı bir türün geliştirdiği canlılarız.... Kimbilir?..

Ancak dünyaya kendi isteğimizle gelmediğimiz için kim bizi neden yargılayacak? Çünkü biz hiç bir şey talep etmedik, bize bu dikte ettirildi hepsi bu kadar...

Bu durumda din felsefesi de hiç bir şey olamaz...Nokta............................

Link to post
Sitelerde Paylaş
11 saat önce, bilgivehis yazdı:

 

Her şeyi bilmemek her şeyi bilmeyeceğiz anlamına gelmez, bilimin varlığı bize her şeyin bilinebilirliğini gösterdi.

Bugün için bilim istenen düzeyin çok altında olması veya her şeyin bilinmiyor olmasına dayanarak her şeyin bilinmeyeceği sonucu çıkmaz, zaten bilim bu gözle baksaydı bilim olamazdı...

Kullandiginiz ifadeler yanlis. Kaldiki ne dedigimi anlamamissiniz bile. Herseyi bilemeyiz ;)

Link to post
Sitelerde Paylaş
1 hour ago, Pitaya said:

Kullandiginiz ifadeler yanlis. Kaldiki ne dedigimi anlamamissiniz bile. Herseyi bilemeyiz ;)

 

Herşeyi bilemeyiz demek, bilmediğimiz herşey mümkündür anlamına gelmez.

 

Herşeyi tabii ki bilemiyoruz ama öğrendiğimiz şeyleri belli bir metodoloji ve belli disiplinler ile öğreniyoruz. Bundan sonra öğreneceklerimizi de bizi bugüne taşıyan mantık silsilesi ve bilim disiplini içinde öğreneceğiz. 

 

Şöyle izah edeyim. Önümüzde bir dağ var, arkasında ne olduğunu bilmiyoruz. O dağı aşıyoruz ve arkasında olanları görüyoruz. Sonra önümüze bir dağ daha çıkıyor. Bazı insanlar diyor ki, o dağın ardında uçan pembe filler var. Biz diyoruz ki, hayır böyle birşey yok. Çünkü böyle birşeyin varlığına işaret edecek hiçbir şey görmedik bu güne kadar. Cevap olarak şöyle diyorlar; o dağın ardını görmüyoruz, kesin konuşamazsın. Uçan pembe fillerin henüz varlığı kanıtlanmadı ama olmadığına dair kanıt da yok! 

Link to post
Sitelerde Paylaş
10 saat önce, Robespierre yazdı:

 

Tanrı için "varlığı kanıtlanmamış" ifadesi kullanılamaz. Varlığı kanıtlananamış ifadesi, varlığına dair bazı belirtiler olan, ancak çeşitli fiziksel zorluklardan dolayı tam olarak kanıtlanamamış şeyler için söylenebilir. Tanrı için bu söylenemez.

 

En azından dinlerin tanımladığı tanrı kesinlikle yoktur. Bu tanrının en büyük ve tek dayanağı, o tanrının yazdığı iddia edilen bazı metinlerdir. Bu metinler hatalar ve yanlışlar ile doludur. Tanrının yapması mümkün olmayacak hataları barındıran bu kitaplar, paradoksal olarak aslında tanrının olmadığının kanıtıdır.

 

Bir iddianın "varlığı kanıtlanmamış" kategorisine sokulabilmesi için, o iddiayı ortaya sürenlerin ciddiye alınır bazı tezlerinin var olması gerekir. Ciddiye alınabilecek, önü sonu olan birkaç cümleniz olur, ilk adım atılır, sonra kanıt mevzusuna gireriz. Ama ortada hiçbir şey yok! Bir mağarada görünmeyen bir adamla konuştuğunu iddia eden birisine refere edilen, başı sonu olmayan, karma karışık bazı metinler var elimizde. Bunu esas alıp herhangi bir aksiyon yapamayız. Konu kilit+çöp.

 

Evrenin ve hayatın ortaya çıkışına dair birçok teori vardır. Bu teorilerden birini ciddiye alıp üzerinde çalışmak, kanıtlama ya da çürütme yönünde ilerlemek için bu teorilerin asgari bir yeterliliğe sahip olması gerekiyor. Her aklımıza gelen teoriyi ortaya koyup, hadi bunu tartışalım diyemezsiniz. Bazı teoriler ilk adımda çöpe gider. Dinlerin tanımladığı tanrı bu kategoridedir.

 

Sanırım agnostiksiniz ve kendi hayalinizde yarattığınız bir takım varlıkların varlığı üzerine konuşmak istiyorsunuz anladığım kadarı ile. Bunlar sizin fantazilerinizdir. Hayali arkadaşlarınız, geceleri yatağınzın altına gizlenen hortlaklar falan olabilir. Bu fantazilerinizin bizim için nasıl bir anlamı olmasını bekliyorsunuz?

Fizik kanunlari bile tek basina bir tanrinin var olabilecegine dair sebep olarak gösterilebilir. Ama bu felsefik bir aciklamadan öteye gidememistir. En azindan simdilik.

 

Agnostik degilim. Ben herseyden birazim.

 

Saygilar.

Link to post
Sitelerde Paylaş
1 hour ago, Pitaya said:

Fizik kanunlari bile tek basina bir tanrinin var olabilecegine dair sebep olarak gösterilebilir. Ama bu felsefik bir aciklamadan öteye gidememistir. En azindan simdilik.

 

Gösterilemez. Fizik kanunları tanrının varlığına kanıt olarak gösterilemez. Nereden çıkarıyorsunuz bunları, anlamak mümkün değil.

 

Hayatında hiç paranoid şizofren gördün mü? Bu insanlar kafalarında bir çarpık gerçeklik yaratırlar ve gördükleri herşeyi kafalarındaki çarpık algının kanıtı olarak yorumlarlar. Bu bir hastalık olarak kabul edilir.

 

Tanrı diye birşeyi nereden öğrendin? Dinlerden değil mi? Peki dinleri sana anlatanlar nereden çıkardılar bu kavramı? Mağarada görünmeyen bir adam bunlarla konuştu, ondan öğrendiler değil mi? Bu işin kaynağı kimseye görünmeyen bir adamın, bazı kişilerin kulağına fısıldadıkları değil mi? Var mı başka bir şey? Ee? Niye her gördüğünü bu fantaziyi desteklemek için eğip büküyorsun? Sağlıklı bir insan davranışı mı bu?

Link to post
Sitelerde Paylaş
8 saat önce, bir_akil_insan yazdı:

 

varlığı asla kanıtlanamayacak olan şeyler, yoktur. çünkü, hiçbir şekilde gözlemlenemez, ölçümlenemez şeyler, yoktur; uydurmadır.

 

bir tanrı kesinlikle yoktur diyebiliriz ve diyoruz da. tanrı tanımı, kendisi ile çelişir; bu yüzden tanrı diye bir şey yoktur ve asla da olamaz.

 

insandan üstün bir varlık belki bir yerlerde olabilir; fakat bu varlık asla tanrısal özelliklere sahip olmamakla beraber, varlığına dair en ufak bir kanıt olmadığı sürece, uydurmadan başka bir şey değildir.

 

 

Varligi asla kanitlanamayacak seyler YOKTUR demek dürüstce bir yaklasim degildir. Belkide yoktur demis olsaniz daha bir anlasilir olur. Ölcümlenemez seyler yoktur zaten düsünülmeden söylenmis bir söz olsa gerek. Birazcik arastirma yaparsaniz eger eminim yanlis bir ifade kullandiginizi sizde kabul ediceksinizdir.

 

Schrödingerin kedisini henüz okumadiysaniz eger okumanizi tavsiye ediyorum.

Link to post
Sitelerde Paylaş
1 hour ago, Pitaya said:

 

Varligi asla kanitlanamayacak seyler YOKTUR demek dürüstce bir yaklasim degildir. Belkide yoktur demis olsaniz daha bir anlasilir olur. Ölcümlenemez seyler yoktur zaten düsünülmeden söylenmis bir söz olsa gerek. Birazcik arastirma yaparsaniz eger eminim yanlis bir ifade kullandiginizi sizde kabul ediceksinizdir.

 

Schrödingerin kedisini henüz okumadiysaniz eger okumanizi tavsiye ediyorum.

 

Varlığına dair hiçbir mantıklı veri olmayan fantazileri, henüz kanıtlanmamış bilimsel tezler ile aynı kategoriler ile bir tutmak hiç dürüstçe bir yaklaşım değil.

 

Tanrı bir fantazidir. Bir siyasi slogandır. Kanıtlanma, kanıtlanmama gibi bir pozisyonu yoktur. Mantığın, aklın, bilimin ilgi alanı dışındadır.

Link to post
Sitelerde Paylaş
2 dakika önce, Robespierre yazdı:

 

Gösterilemez. Fizik kanunları tanrının varlığına kanıt olarak gösterilemez. Nereden çıkarıyorsunuz bunları, anlamak mümkün değil.

 

Hayatında hiç paranoid şizofren gördün mü? Bu insanlar kafalarında bir çarpık gerçeklik yaratırlar ve gördükleri herşeyi kafalarındaki çarpık algının kanıtı olarak yorumlarlar. Bu bir hastalık olarak kabul edilir.

 

Tanrı diye birşeyi nereden öğrendin? Dinlerden değil mi? Peki dinleri sana anlatanlar nereden çıkardılar bu kavramı? Mağarada görünmeyen bir adam bunlarla konuştu, ondan öğrendiler değil mi? Bu işin kaynağı kimseye görünmeyen bir adamın, bazı kişilerin kulağına fısıldadıkları değil mi? Var mı başka bir şey? Ee? Niye her gördüğünü bu fantaziyi desteklemek için eğip büküyorsun? Sağlıklı bir insan davranışı mı bu?

Cevap verirken cok aceleci davraniyorsunuz ve benimle hic alakasi olmayan seyler söylüyorsunuz. Magaradan cikan bir adamin söyledigi ile tanriya inanilmaz. Inananlarda inandiklari sey konusunda dürüst degillerdir.

 

Fizik kanunlari elbetteki bir tanrinin var olabilme ihtimali icin yeterlidir. Birazcik düsünürseniz eger bunu anlayabilmeniz aslinda mümkün.

Link to post
Sitelerde Paylaş
2 dakika önce, Robespierre yazdı:

 

Varlığına dair hiçbir mantıklı veri olmayan fantazileri, henüz kanıtlanmamış bilimsel tezler ile aynı kategoriler ile bir tutmak hiç dürüstçe bir yaklaşım değil.

 

Tanrı bir fantazidir. Bir siyasi slogandır. Kanıtlanma, kanıtlanmama gibi bir pozisyonu yoktur. Mantığın, aklın, bilimin ilgi alanı dışındadır.

 

Neden söylenilenleri tanri kavrami ile kisitliyorsunuz? Varligi asla kanitlanamayacak seyler derken sadece bir tanri kavramindan bahsetmiyoruz. Rica ediyorum yorum yaparken hazir cevap yerine biraz düsünüp anlayip öyle yazin.

Link to post
Sitelerde Paylaş
1 hour ago, Pitaya said:

Fizik kanunlari elbetteki bir tanrinin var olabilme ihtimali icin yeterlidir. Birazcik düsünürseniz eger bunu anlayabilmeniz aslinda mümkün.

 

Bir paranoid şizofren ile görüşmek senin zihnini berraklaştıracaktır.

 

Mesela benim tanığım bir şizofren, dokunduğu herşeyi altına dönüştürdüğünü söylüyordu. Çok güçlü argümanları vardı. Ben ona itiraz ettikçe benim düşünemediğimi, gerçekleri görmek istemediğimi söylüyordu.

 

Subjektif yorumlarını paylaşmamı bekleme. İnanç böyle birşeydir. Sana çok mantıklı gibi görünür ama maddi hiçbir temeli yoktur.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Bir saat önce, Robespierre yazdı:

 

Bir paranoid şizofren ile görüşmek senin zihnini berraklaştıracaktır.

 

Mesela benim tanığım bir şizofren, dokunduğu herşeyi altına dönüştürdüğünü söylüyordu. Çok güçlü argümanları vardı. Ben ona itiraz ettikçe benim düşünemediğimi, gerçekleri görmek istemediğimi söylüyordu.

 

Subjektif yorumlarını paylaşmamı bekleme. İnanç böyle birşeydir. Sana çok mantıklı gibi görünür ama maddi hiçbir temeli yoktur.

Anlasilan o ki paranoid sizofreni hastaligina sahip kisi sizi bayaa bi etkilemis ki hala inanc tan bahsediyorsunuz. Neyse bu tartismanin bu sekilde daha fazla yürümeyecegi kanaatindeyim. Size bol sans ;)

Link to post
Sitelerde Paylaş
1 saat önce, Pitaya yazdı:

 

Varligi asla kanitlanamayacak seyler YOKTUR demek dürüstce bir yaklasim degildir. Belkide yoktur demis olsaniz daha bir anlasilir olur. Ölcümlenemez seyler yoktur zaten düsünülmeden söylenmis bir söz olsa gerek. Birazcik arastirma yaparsaniz eger eminim yanlis bir ifade kullandiginizi sizde kabul ediceksinizdir.

 

Schrödingerin kedisini henüz okumadiysaniz eger okumanizi tavsiye ediyorum.

 

varlığı asla kanıtlanamayacak olan şeyler, yoktur. çünkü, hiçbir şekilde gözlemlenemez, ölçümlenemez şeyler, yoktur; uydurmadır.

 

ölçülebilirlik, gözlenebilirlik tanımlarını öğrenmenizde yarar var.

 

diğer türlü: hiçbir şekilde gözlemlenemeyen ve ölçümlenemeyen, zaman yolcusu vahşi mikro eşeklerin nöronlarımızı rastgele tepmeleri sonucu, beyinlerimiz bir şeyleri yapmaya karar veriyor dediğimizde; buna yalnızca, aa evet olabilir, diyebilirsiniz. Sonrasında da bu eşeklerin maceralarını yazarız ve bunlara da aksi yönde hiçbir şey diyemezsiniz; çünkü eşeklerden bazıları rastgele değil, bilinçli olarak, kendi hikayelerini benim aracılığımla insanlara duyurmak için tepiyor olabilir.

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...