Jump to content

MUCİZELERİN DEVAMI...(2. BÖLÜM)


Recommended Posts

EVRENİN YAŞI DÜNYAMIZIN YAŞININ ÜÇ KATI

 
 
Yemin olsun, biz gökleri, yeri ve bunlar arasındakileri altı günde/evrede yarattık. Ve bize hiçbir yorgunluk dokunmadı.(Kaf Suresi 38. ayet)
 
 
De ki: "Siz, yerküreyi iki günde/evrede yaratana gerçekten nankörlük edip O'na ortaklar mı koşuyorsunuz? Âlemlerin Rabbi'dir O."(Fussilet Suresi 9. ayet)
 
 
Ayetler evrenlerin ve  evrenimizin 6 günde/evrede, dünyamızın ise 2 günde/evrede yaratıldığını söylüyor.
 
 
Yani evrenin yaşı veya yaratılış evresi, dünyamızın yaşından veya yaratılış evresinden 3 kat fazla demektir.
 
 
Günümüzde bilim de benzer bir bilgi veriyor: evrenimiz 13,5 milyar yaşında iken dünyamız 4,5 milyar yaşında diyor....
 
 
Diğer bir deyişle bilim de evrenimizin yaşının dünyamızın yaşının 3 katı olduğunu belirtiyor (4,5 X 3 = 13,5 eder).
 
 
Bana "ama bu oran sadece günümüzde geçerli" diyerek itiraz edenlere cevabım: Evrenimiz/evrenler 6 günlük evredeyken, dünya 2 günlük evredeymiş, Kuran'ın indiği dönemde evrenin yaşı dünyanınkinin 3 katı.

Ve bilimin de aynı şeyi söylemesi yeni bir mucizeyle tanıştırıyor bizi.
 
 
***
 
 
Bu arada, evrenlerin nasıl aynı anda/birlikte yaratıldığını Kuran ışığında anlattığım yazımı da tekrar paylaşayım:
 
 
 
Ve bu linkini verdiğim çalışmamda bahsettiğim ayetlerde anlatılan; yıldızların ışıktan/alevden atışlar yapması olayı da artık keşfedilmiş/görüntülenmiş olabilir:
 
 
 
Cannonballs_web_1024.jpg
 
 
Kuran'ın mucizeleri/delilleri her geçen gün daha da artan bir etkileyicilikle ortaya çıkmakta ve gözükmekte. 
 
 
Selam ve sevgiler
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 80
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Gun mu, yoksa evre veya devre mi kardesim? 

Original Arapca kelimeye basvurmak icap ediyor.

 

yaw bir suru sacmalik. ol deyip de olduran allah neden bir sureye yayiyor genesisi, yani yaratilisi. 

ha bu arada old testament in genesis bolumunde de 6 gunde yaratilistan bahseder. 

Muhammed oradan kopya cekmistir herhalde cunku muhammedin yahudi ve hristiyan hocalari vardi.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Tevrat'ın tanrısının, yedinci gün dinlendiğine ilişkin açıklama yüzünden "Tanrı da yorulur mu ki, dinlenmiş olsun? Ne biçim Tanrı?" diye eleştirilmesi üzerine, kuran'da tanrının yorulmadığı söyleniyor.

Bu arada kuranın, dünyanın küre şeklinde olduğundan haberi bile yok, yıldızları kandil zannediyor, güneşin de yıldız olduğunu bilmiyor, dünyanın güneşin etrafında döndüğünden haberi dahi yok.

Kuran da müslümanlar da bilimi sevmez...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Yazının birinci bölümü okunmamış:

 

Mucizelerin devamı...

 
Nuh Suresi     16     "Ve Ay'ı, bunlar içinde bir nur yaptı ve Güneş'i bir kandil haline getirdi."

Bilindiği üzere bu ayette Güneşin ışık üreticisi bir kozmik lamba olduğu ve buna karşılık Ay'ın sadece gelen ışığı yansıttığı gerçeğine vurgu var.

Ayrıca yine mucizevi şekilde, gökyüzündeki diğer yıldızların da birer ışık üreticisi devasa lamba olduğu söylenmekte Kuran'da:

Mülk Suresi 5 Yemin olsun ki, biz en yakın göğü kandillerle süsledik ve onları şeytanlara ateş taneleri yaptık. O şeytanlar için çılgın ateş azabını da hazırladık.

Saffat Suresi 6    Biz o yakın göğü bir süsle, yıldızlarla süsleyip donattık.

Fussilet Suresi     12     Böylece onları, iki günde yedi gök halinde takdir edip her göğe kendi iş ve oluşunu vahyetti. Ve biz, arza en yakın göğü kandillerle ve bir korumayla donattık. İşler bunlar Azîz ve Alîm olanın takdiridir.

Bu ve benzeri ayetlerde, gördüğümüz yıldızların da aslında birer güneş, veya tersine düşünecek olursak, Güneşimizin de bir yıldız olduğu söylenmekte. Ayrıca bu Güneş ve diğer yıldızların üzerinde "alev" olduğu bilgisi de açıkça sunulmakta.Hatta yıldızların üzerindeki ortamın cehennemi andırdığı bilgisine de  gönderme var...

 Çok uzağımızdaki yıldızların da  üzerinde alevler barındırdığı,  cehennemi bir ateş yapısına sahip olduğu o günlerde insanlar tarafından pek bilinen birşey değildi.

Bu arada Kuran'da yıldızlar için "necm", gezegenler için ise "kevkeb" ifadesi kullanılmaktadır.

Ayrıca tıpkı bugün bilimadamlarının söylediği gibi kıyamette bu yıldızların ışıklarını yitirecekleri ve sonlanacakları bilgisi de yine Rabbimiz tarafından bize bildirilmişti:

Mürselât Suresi  8  Yıldızların ışığı söndürüldüğü zaman

Yıldızlarla ilgili bu bilgilerden  sonra yine Kuran'ın dünyamızın yapısıyla ilgili olarak verdiği  bilgiye tekrar bakalım:

Naziat Suresi     30     Bundan sonra da yeri yayıp deve kuşu yumurtası biçiminde yuvarlattı.

Bu ayetten dünyanın tıpkı yumurta gibi geoit şeklinde yaratıldığını anlamakla birlikte, işaret ettiği bununla da sınırlı kalmıyor. Çünkü dünya yumurtaya dış görünüşünün yanı sıra iç yapısıyla da benzemektedir.

Evet yumurta ile dünya birbirine benzerdir.

Öncelikle dış görünüş açısından ele alacak olursak;

Her ikisinin de göbek kısmı yani ekvator bölümü, kutuplara nazaran daha geniştir.

Şişkin kısımdan kutuplara doğru gittikçe küçülme görülür yine her ikisinde de .

Yani şekil olarak kesinlikle parelellik vardır. Ve dünyanın bu geoid şeklini anlatmak için verilecek en iyi örneklerden biridir yumurta.





Bunun dışında YUMURTA DIŞ YAPI KADAR İÇ YAPISI İLE DE DÜNYAMIZI ANIMSATIR.

Bir yumurtanın ortasında koyu sarısı vardır.
Bu merkez sarının etrafında iyice cıvık beyaz katman(akı) vardır.
En dış kısımda ise ince kabuk vardır.

Dünyamızın da merkezinde çekirdek vardır(ki yumurtanın sarısına denk gelir görünüm ve yapı olarak)
Çekirdeğin etrafında eriyik(cıvık) manto tabakası vardır(bu da yumurtanın akına karşılık gelmektedir kabataslak)
Ve en dış kısımda ise ince yerkabuğu vardır(Bu da yumurtanın ince kabuğuna denk gelmektedir)

 
  egg.gif


Selam ve sevgiler
Link to post
Sitelerde Paylaş

Mucize filan olmasını bir kenara bırak, Kuran tam bir ilkellik ve cehalet manifestosudur.

 

Yer iki günde yaratıldı yazıyor ama, yeryüzünün düzenlenmesi, rızıkların takdiri filan derken iş dört güne uzadı yazıyor! :D Bunu da söylesenize Müslümler! İşiniz gücünüz yalan! Açın okuyun fussilet adı verilmiş bölümün hemen başlarında. Açıkça bu yazıyor. İki günde de gökler yaratıldı yazıyor. Yani altı günün ikişer günü yer ile göğü yaratmaya (eşit olarak) ayrılıyor, :D kalan iki günde yerdeki rızıklar filan düzenleniyor! Yani yerin yaratılışı gökten daha uzun sürüyor! :D

 

En iyi ihtimalle bu rızık mızık işi gökte de var dersek yerin yaratılışı daha uzun değilse de eşit sürdü yazmış oluyor! Ki bu yoruma bile yol yok, apaçık yerin yaratılmasından, dağların yerleştirilmesinden filan, yani yerden bahsettikten sonra, "fihi" yani orada rızıkları düzenledi yazıyor ki, bu durumda apaçık yer dört, gök iki günde yaratıldı oluyor. 

 

Kepazelik bitti sanmayın. Daha devam ediyor. Önce yer yaratıldı yazıyor, sonra gök! :D Tam bir cehalet manifestosu! Cahillik bu kadar açık edilir yani! Zaten kaç yerde göğün yer üzerine "bina" edildiği yazar! Bazı yerlerde de direksiz inşa edildiği yazar! Herif uzayçatı inşaatı yapıyor sanırsın, direksiz havada asılı tutuyor!!! :D

 

Komik olan Kuran'da bunların yazması değil. Bilimin olmadığı bir çağda tabii bunlar yazacak da, komik olan, bu bilim dışı hurafelere bir takım salakların inanmakla kalmayıp, bir de mucize demeleri!!! :lol:

tarihinde democrossian tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Kuran'ın yaratılış anlatımı öyle komik ki, oku oku gül, eğlencelik! Neymiş yeri iki günde yaratmış, dağlar, rızıklar filan derken (rızıklar dediği herhalde bitki hayvan filan!) iş dört güne uzamış, daha ortada gök mök yok ha, bunlar olurken! :D Böyle komik cahilce bir anlatım! Neymiş bu işler düzene girince göğe yönelip onu yerden ayırıp yükseltmişmiş! :lol: Fıkra okusam bu kadar gülmezdim! Neyse sonracıma gök de yerine yerleşip havada asılı!!! :D durunca, iş bitmiş ama rezalet bitmemiş! Bir de bu yer ile gök davarla sığır ya, buyruğuma ister istemez gelin demişmiş de isteyerek gelmişler, ha yani keçi olsa biri, inat edecekmiş! Biri keçi biri katır olsa allahın işi az daha zor olacakmış! :D İnsan yerlere yatar gülmekten yahu! Şuna mucize demezler mi!

 

Miş miş miş de muş muş muş! :lol: Evvelkilerin uyduruktan, zırvadan, terelelliden, oturuktan masalları... :lol:

Link to post
Sitelerde Paylaş
On 10.05.2017 at 03:13, Emre_1974tr said:

EVRENİN YAŞI DÜNYAMIZIN YAŞININ ÜÇ KATI

 
 
Yemin olsun, biz gökleri, yeri ve bunlar arasındakileri altı günde/evrede yarattık. Ve bize hiçbir yorgunluk dokunmadı.(Kaf Suresi 38. ayet)
 
 
De ki: "Siz, yerküreyi iki günde/evrede yaratana gerçekten nankörlük edip O'na ortaklar mı koşuyorsunuz? Âlemlerin Rabbi'dir O."(Fussilet Suresi 9. ayet)
 
 


"Bir de senden acele azap istiyorlar. Hâlbuki Allah asla va’dinden caymaz. Şüphesiz Rabbinin nezdinde bir gün, sizin saydığınız bin yıl gibidir." (Hacc 27.)

 

Bu ayet gereğince: Allah'ın/Allah Katının 1 günü = Biz insanların 1.000 yılı veya 365.000 günüdür. Bu eşitlikten, Allah'ın saniyesinden yılına, asrından milenyumuna kadar her türlü zamanının hesabını yapabiliriz. Demek ki neymiş?  Allah zamandan münezzeh değilmiş. Yeri zaten belli: "Arş." Anca gidersiniz marş marş!..

Bunu, cübbeli-cübbesiz, muhafazakar-modern, metafizikçi-fizikçi, felsefeci-safsatacı tüm müslümler ve müslükler beyinlerinin uygun bir yerine çivi -paslı olması tavsiye edilir- gibi çaksınlar. Ki bir daha, evre-devre gibi bilim dışı terimlerle eveleyip, geveleyerek saçmalamaya devam etmesinler. 

 

Gün, 24 saatlik zaman dilimidir ve zaman ölçü birimlerindendir. Fizikte temel ölçü birimi saniyedir ve saniye deyince ışık hızı akla gelir. Gün deyince ne akla gelir? Mesela deve... İşte, sizin yapmaya çalıştığınız, cahileye devrinin sembolü olan deve ve hızıyla, çağımız biliminin sembollerinden olan ışık ve hızını eşitlemeye çabalamaktan ibarettir.  Olacak şey mi? 

 

Yukarıda dediğim gibi gün, belli bir zaman dilimidir ve karşılığı da belli bir zaman dilimi olmak zorundadır. Ki Allah'ınız; "Benim bir günüm, sizin bin yılınıza denktir." diyerek noktayı koymuş zaten. Siz Allah'ınızdan iyi mi biliyorsunuz da, gökleri evrene uyduracağım diye saçma sapan hesaplar yapıyorsunuz. Hesap dediysem sözde hesap yani...

Sonuç olarak; yaratıcının bir günü, yaratıklarının 1.000 yılına eşit olduğuna göre, onun 6 günü de yaratıklarının 6.000 yılına eşit olmak zorundadır, ki zaten öyle. Evreni evrelere, devrelere ayırırken referansınız bu ölçü olmak zorunda. Bu durumda evrenin yaşını bine bölerseniz 13.500.000 adet binlik devir elde edersiniz. Bunun ilk altı bin yılı yaratılışın olup bittiği zaman dilimi olduğuna göre, evrenin oluşumunun-yaşının toleransına bile girme şansı olmayan bu komik yaratılış sayıların ne önemi olabilir. 

 
 
 
Quote

 

Ayetler evrenlerin ve  evrenimizin 6 günde/evrede, dünyamızın ise 2 günde/evrede yaratıldığını söylüyor.
 
Yani evrenin yaşı veya yaratılış evresi, dünyamızın yaşından veya yaratılış evresinden 3 kat fazla demektir.
 
 
 
 
 

 

 
 
De ki: "Siz, yerküreyi iki günde/evrede yaratana gerçekten nankörlük edip O'na ortaklar mı koşuyorsunuz? Âlemlerin Rabbi'dir O."(Fussilet Suresi 9. ayet)
 
"Ve orada, onun üzerinde sabit dağlar oluşturdu. Ve orayı bereketli kıldı. Orada (arzda) bulunanların besinlerini (rızıklarını), dileyenler için eşit olarak dört günde takdir etti." (Fusulet 10)
 
Baş tacınız kitabınızın ayetlerinden haberiniz yok, buna rağmen yorumdan öte söylemlerle ahkam kesiyorsunuz. Bu iki ayeti birlikte oku, bakalım dünya kaç günde yaratılmış. Fusulet 9'a göre; Allah, çıplak (krater halinde) yeri iki günde yaratmış. Sonra da (Fusulet 10'a göre) dağlarını, taşlarını, topraklarını, sularını, canlılarını vesairelerini 4 günde yapmış/yaratmış. Böylece 6 gün tamamlanmış oldu. Bırakın evreni, ilkel gökleri bile yok piyasada...  Konuşmasını bilmeyen Allah, yaratmayı nasıl bilecek ve yapacak.
Hadi diyelim dünyayı her şeyiyle 4 günde yarattı. Geriye kalan 2 günde devasa evreni nasıl yarattı. Hele de dünyadan başka yer/gezegen bilmeyen Allah, evreni nasıl bilir ve de yaratır?
Çıplak yeri 2 günde yaratan Allah, zaten çıplak olan diğer 8 gezegeni kaç günde yaratır? En basit hesapla 16 günde yaratır. Peki, nerede bu 16 gün?  Daha güneş sistemimizi yaratamadı. Oysa, sadece Samanyolu Galaksimizde 200 milyar yıldız/güneş sistemi var ve hala yaratılmayı bekliyorlar(!)
Anlaşıldığı üzere, gökleri evrene yükseltmeye değil, evreni göklere indirgemeye çabalayacaksınız. 
Bizim zamanımızla evrenin yaşı: 13.500.000.000 yıl =  bizim zamanımızla yaratılış süresi: 6.000 yıl = 6 yaratılış (Allah) günü. Anlaşıldığı üzere yaratılışın bir gününün karşılığı da şöyle olur: 2.250.000.000 yıl = 1.000 yıl = 1 gün.  Yaratılışın bir günü. Allah'ın gününü boş verin, o bizim evrenimizin yani zamanımızın dışında olduğu için bizi fazla ilgilendirmiyor. Her ikisi de dünya zamanı ve birimi yıl olan eşitsiz eşitliği çözüp, gerçek bir eşitlik haline getirirseniz, yukarıdaki palavralarınızı da anlamlı hale getirmiş olacaksınız. O zaman tepe tepe kullanabilirsiniz.
 
 
Quote

 

Günümüzde bilim de benzer bir bilgi veriyor: evrenimiz 13,5 milyar yaşında iken dünyamız 4,5 milyar yaşında diyor....
 
 
Diğer bir deyişle bilim de evrenimizin yaşının dünyamızın yaşının 3 katı olduğunu belirtiyor (4,5 X 3 = 13,5 eder).

 

 
Bilim ile ilimi karıştırmayın, bilimi sittir edin ama ilminize sıkı sıkı sarılın. Aksi halde cennet kerhanesinden olur, cehennemi boylarsınız. Evet, bilim öyle diyor.
Peki, ilim ne diyor? Şöyle diyor: Yaratma 6 günde oldu, 6. günü Adem yaratıldı. Adem'in yaratılış tarihi M.Ö 4.000 bin civarına rastlar, M.S. da 2.000 yıl geçtiğine göre bu sayıları toplarsak yaratılışın ve yaşamın yaşını buluruz diyor ve dolayısıyla 12.000 yıl olarak da buluyorlar. Biraz toleranslı davranır ve zorlarsak 13.500 yıl gibi en azından başlangıcı çakışan mucize:) bir sayı elde edebiliriz. Arkasını siz doldurursunuz nasıl olsa...
 
 "(4,5 X 3 = 13,5 eder)" 
 
13,5'tan 4,5 çıkarırsak ne eder? 9 eder. Yani evren 9 milyar yaşında iken dünya/güneş sistemi henüz yaratılmamış, ilim açısından ne kadar da bilimsel değil mi?
 
 
 
 

 

tarihinde ilkeli tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
2 hours ago, Emre_1974tr said:

Hayır Hac 27'de  Rabbin Katı adı verilen Ahiret Evreni'ndeki göreceli farklı zaman akışı anlatılmakta. Allah zamansız ve mekansızdır:

 

http://emre1974tr.blogspot.com.tr/2011/07/zaman-zamanszlk-ve-rabbin-kat.html

 

 

 

Demek Allah rahmetli olup, ahirete göçtü. Ne zaman, nerede, biz niye duymadık? Başınız sağ olsun, Allah rahmet eylesin:D

 

EVRENİN YAŞI DÜNYAMIZIN YAŞININ ÜÇ KATI

 
Yemin olsun, biz gökleri, yeri ve bunlar arasındakileri altı günde/evrede yarattık. Ve bize hiçbir yorgunluk dokunmadı.(Kaf Suresi 38. ayet)
 
De ki: "Siz, yerküreyi iki günde/evrede yaratana gerçekten nankörlük edip O'na ortaklar mı koşuyorsunuz? Âlemlerin Rabbi'dir O."(Fussilet Suresi 9. ayet)
 
 
"Bir de senden acele azap istiyorlar. Hâlbuki Allah asla va’dinden caymaz. Şüphesiz Rabbinin nezdinde bir gün, sizin saydığınız bin yıl gibidir." (Hacc 47.)
 
Kaf 38'e ve Fussulet 9'a göre Allah'ın zamanı olduğunu kabul ediyor ve bunu evrenin zamanına uydurmak için debeleniyorsun. Allah'ın, kendi bir gününün dünya zamanı olarak bin yıl demek olduğunu belgeleyen Hacc 47 ayetine gelince Allah'ı Ahirete göçürüp, zamandan ve mekandan münezzeh kılıyorsun. 
 
Hacc 47 ve benzeri ayetinin iniş öyküsü de ilginç: Muhammed, Müşrikleri Allah her yerdedir, size şah damarınızdan da yakındır, kıyamet yakındır, cehennem azabı korkunçtur gibi tehditlerle korkutmaya, boyun eğdirmeye çalışırken, Müşriklerin tepelerini attırıyor "Yettin gari, getir şu kıyameti de görelim, bitsin artık bu iş." diyorlar. Zorda kalan Muhammed; "Yakın dediysek o kadar da yakın demedik. Onun bir günü, bizim bin yılımız gibi. Cebrail bile ona elli bin yılda yükselir vb. demek zounda kalarak hem kendisinin, ham Allah'ının, hem de Müslümcüklerinin başına onulmaz dertler açmıştır. Acınası halinize bakarsanız bunu daha iyi anlarsınız, belki...
Cebrail'den söz etmişken; Yeri-yurdu, zamanı-mekanı, cismi kısacası ne adresi ne de kendisi belli olan, adından başka varlığı olmayan Allah denilen hayaleti, Aynı meçhul niteliklere sahip Cebrail keleği nasıl buluyor/buluşuyor da altı binini üzerinde ayet getiriyor. Bu soruya makul ve mantıklı bir yanıt verebilecek bir Müslüman olabileceğini hiç sanmıyorum.
 
Allah'ın zamanı da vardır, mekanı da vardır, sadece kendisi yoktur, bir isimden ibarettir. Allah maddi evrenin dışındaki boşlukta, hiçlikte bir hiçtir. Zamansızlık ve mekansızlık ancak ve ancak burada söz konusu olur. Tüm metafizik varlıkların alemi burasıdır. 
 
Dünya kaç günde yaratıldı? İki günde mi, dört günde mi?
Diğer gezegenlerden ne haber? 
Güneş sisteminden ne haber?
Daha neler ve ne haberler...
Bunlar, adam gibi yanıt verebilecek adamı bekler.
Karşımda böyle bir adam göremediğime göre, çok bekleyeceğim galiba...
 
 
 
tarihinde ilkeli tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
On 10.5.2017 at 22:50, Emre_1974tr said:

Yazının birinci bölümü okunmamış:

 

Mucizelerin devamı...

 
Nuh Suresi     16     "Ve Ay'ı, bunlar içinde bir nur yaptı ve Güneş'i bir kandil haline getirdi."

Bilindiği üzere bu ayette Güneşin ışık üreticisi bir kozmik lamba olduğu ve buna karşılık Ay'ın sadece gelen ışığı yansıttığı gerçeğine vurgu var.
....

 

 

Allah, göklerin ve yerin nurudur.... Nur 35

 

Hmmmm?!?

Link to post
Sitelerde Paylaş
1 hour ago, Emre_1974tr said:

 

Birader, Kur'an'da açıkça yazan kelimeleri evirip çevirip kendi kafanızda oluşturduğunuz anlama uydurmaya çalışmaya utanmıyor musunuz?

 

Kur'an sana mı yazıldı? Sen kimsin? Kur'an yeryüzünde yaşayan 8 milyar insanın hepsine hitap ettiğini iddia ediyor. Sen o 8 milyar insandan birisin. Sen ne hakla geriye kalan 7.999.999.999 insandan daha iyi anladığını iddia ediyorsun? Sana bu cüreti veren bütün bilgiler, bütün okudukların, bütün akılyürütmelerin hepsi tanrının sözü karşısında birer çöptür.

 

Kur'an sadece başka dillere çevirilebilir. Kelime anlamı ne ise, o anlamı ile çevrilmelidir. Kimse Kur'an'a dipnot düşemez, parantez içine açıklama yazamaz. Bunu yaptığınız an Kur'an tanrının sözü olmaktan çıkar, sizin sözünüz haline gelir.

 

Tanrının sözüne anlam tevili yapmak, burada mecaz var, burada aliterasyon var, yok efendim şair burda bize hüsn-ü talil yapmış falan diyemezsiniz. Neyse o. Koyacaksınız ortaya, kim ne anlarsa Kur'an odur.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Tam tersine olduğu gibi ayetlerde yazanı aktarıyorum şaşkın Robespierre,

 

Hem apaçık birinci anlamı veriyorum hem de kitapta bütünlük içinde tablo olarak sunuyorum.

 

Böylelikle sizlerin dillerinizi eğip bükerek ayetlere sembolik anlamlar vermenizin, ayet cımbızlama ahlaksızlığınızın yanlışlığını gösteriyorum.

 

Burada da halk dilindeki deyim ve ifade var, güneşin doğması gibi. Yine mecaz veya sembol yok. Yine birinci açık sözlük anlamı kullanılıyor. Ve açılımı ayrıntısıyla kitabın tamamında veriliyor.

 

Selam

tarihinde Emre_1974tr tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
 

Yazının birinci bölümü okunmamış

 

Deme, tüh...  Hidayetten mahrum kalmışız desene!

 

Bir çobanın bile rahatlıkla görebileceği basit bilgileri sen ne akılla mucize diye pazarlamaya yırtınıyorsun? Araplar sıcak yaz günlerinde güneşin kavurduğunu, gece ise Ay ışığında sıcaklık bulunmadığını görmemişlerdi, bilemezlerdi demeye hiç mi utanmıyorsun? Sakın yıldızların ateş olduğunu nerden bildiler demeye kalkma! Çocuk bile mumun uzaktan ısıtmadığını anlar. Ama parmağını tutarsan alevine, yakar.

 

Yumurta ise geoid değildir. Geoidin kutupları basık, ekvatoru şişkin olur. Yumurtanın ise ekvatoru basık, kutupları şişkindir. Devekuşunun yumurtasına deha da denmez. Yuvasına denir. Devekuşu yumurtlamadan önce yeri yayar ve düzler. Sonra yumurtalarını bu yayıp düzlediği yere dizer. Kuran'da da yeri yaydı düzledi yazmaktadır. Tıpkı bir çadırı kurmadan önce kurulacak yeri yayıp düzlemek gibi, devekuşunun yuva yapması gibi.

 

Dünyanın merkezinde yumurta sarısına hiç benzemeyen çelik bir bilye bulunur. Yumurtanın beyazı cıvık da sarısı mı sert? Nasıl bu kadar saçmalıyorsunuz? 

Link to post
Sitelerde Paylaş

Evvel zaman içinde, kalbur zaman içinde bir haham varmıs.
Bu haham günlerden bir gün cemaatine anlatmaya bașlar:
"Fakir bir oduncu ormanda yeni doğmuș bir bebek bulur ve telașlanır.
Bir baltasından bașka hiçbir seyi olmayan oduncu bu bebeğe nasıl baksın ?
Bașlamıș tanrısına yalvarıp yakarmaya.
Bu duyan tanrısı hemencecik bir mucize yaratmıș ve oduncunun memeleri büyümeye bașlamıș.
Bu sayede bebeği emzirmiș ve hayatını kurtarmıș."

Cemaatinden birisi "Haham; ben bu hikayeyi beğenmedim. Memeli bir erkege ne gerek var ki ?. Tanrı
bebeğin yanına para koysaydı ve bununla bir ebe ayarlansaydı, daha kolay olmazmıydı ?" demiș.

Haham düșünmüș, tașınmıș ve sonunda karar vermiș.
"Yanlıș!. Beleșe mucize durmușken, Tanrı neden para versin ki?!"

 

Bizimkilerin de durumu aynı hesap.
Bir taraftan bu kitabın tanrı sözü olduğunu yırtınırlar, diğer taraftan her kafadan birses
çıktığını gördüklerinde, her kelimeye sayısız yorum, ciltler dolusu açıklama getirmekten utanmazlar.
Yok efendim șu kelimenin șu anlamı, bu anlamı, yok o anlamı varmıș falan filan.
Tanrının fikrini soran yok.
Boșuna demiyoruz, dilimizde tüy bitti söylemekten "Bu kitap insan ürünü" diye.

Bu kitap evrensel değildir ve o zamanın konjüktüründe ele almak zorundasınız.
Dolayısıyle içindedeki bilgiler, bilgisizlikler o devirdeki ve o yöredeki bilinenlerdir.
Ne fazla, ne eksik.

 

tarihinde kavak tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
 

Bu kitap evrensel değildir ve o zamanın konjüktüründe ele almak zorundasınız.
Dolayısıyle içindedeki bilgiler, bilgisizlikler o devirdeki ve o yöredeki bilinenlerdir.
Ne fazla, ne eksik.

 

Eksik... Çünkü yerin çapı milattan önce 60 yılında İskenderiye'de Erastotenes tarafından ölçülmüştür. Bundan Kuran düzmececilerinin haberi yok. Yine güneşin yıllık periyodu taş devri sonlarında anıtlaştırılmıştır: Stonehenge. Bundan da kara cahil çöl yağmacılarının haberi yok. Ay takvimi kullanıyor geriler... Şimdi yine sıcaklarda akşama kadar susuz geberecekler. Kışa ne zaman gelecek yarappiiim diye göğe ağızlarını ayırıyorlar. Bu kafayla daha allah filan olmayan uzaya çoook ağız ayırır bunlar.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...