Jump to content

MUCİZELERİN DEVAMI...(2. BÖLÜM)


Recommended Posts

On 10.05.2017 at 02:13, Emre_1974tr yazdı:

EVRENİN YAŞI DÜNYAMIZIN YAŞININ ÜÇ KATI

 
 
Yemin olsun, biz gökleri, yeri ve bunlar arasındakileri altı günde/evrede yarattık. Ve bize hiçbir yorgunluk dokunmadı.(Kaf Suresi 38. ayet)
 
 
De ki: "Siz, yerküreyi iki günde/evrede yaratana gerçekten nankörlük edip O'na ortaklar mı koşuyorsunuz? Âlemlerin Rabbi'dir O."(Fussilet Suresi 9. ayet)
 
 
Ayetler evrenlerin ve  evrenimizin 6 günde/evrede, dünyamızın ise 2 günde/evrede yaratıldığını söylüyor.
 
 
Yani evrenin yaşı veya yaratılış evresi, dünyamızın yaşından veya yaratılış evresinden 3 kat fazla demektir.
 
 
Günümüzde bilim de benzer bir bilgi veriyor: evrenimiz 13,5 milyar yaşında iken dünyamız 4,5 milyar yaşında diyor....
 
 
Diğer bir deyişle bilim de evrenimizin yaşının dünyamızın yaşının 3 katı olduğunu belirtiyor (4,5 X 3 = 13,5 eder).
 
 
Bana "ama bu oran sadece günümüzde geçerli" diyerek itiraz edenlere cevabım: Evrenimiz/evrenler 6 günlük evredeyken, dünya 2 günlük evredeymiş, Kuran'ın indiği dönemde evrenin yaşı dünyanınkinin 3 katı.

Ve bilimin de aynı şeyi söylemesi yeni bir mucizeyle tanıştırıyor bizi.
 
 
***
 
 
Bu arada, evrenlerin nasıl aynı anda/birlikte yaratıldığını Kuran ışığında anlattığım yazımı da tekrar paylaşayım:
 
 
 
Ve bu linkini verdiğim çalışmamda bahsettiğim ayetlerde anlatılan; yıldızların ışıktan/alevden atışlar yapması olayı da artık keşfedilmiş/görüntülenmiş olabilir:
 
 
 
Cannonballs_web_1024.jpg
 
 
Kuran'ın mucizeleri/delilleri her geçen gün daha da artan bir etkileyicilikle ortaya çıkmakta ve gözükmekte. 
 

 

 mucizeeyi myalanlıotlar  ulam uatnamazlar peygamberin çok biz kalnım barmış onun kalbmni yıkmaşlar çok çok ksalbi pismiş cebrayil muhmedin kalbini yıyır ondan sonra düldüle aşa çıkıyırkar  yzrnzyım 50 vakit nazdab soran nusa diyormul bu ğmmeşn bu kaldıtrnaz deken  musa yardm ediyırn 5 vakşte şndşrşyır bu  mucşxe deyşldede nedşrç fazka ta-yaznajk şlşme gekmşyır

53- İki denizi (birbirine) salıp katan O'dur; bu, tatlı, susuzluğu giderici, bu da tuzlu ve acıdır. İkisinin arasında (birbirlerine karışmalarını önleyen) bir engel (berzah) ve aşılmayan bir sınır koymuştur.  su içmek sevap daha o t tatlı su deniin suyunu içrmrfim  bişlrn fsars  adresi vresimnler du içmek seveptu-ı

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 1 year later...
  • İleti 80
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

On 10.05.2017 at 03:13, Emre_1974tr yazdı:

 

 
 
De ki: "Siz, yerküreyi iki günde/evrede yaratana gerçekten nankörlük edip O'na ortaklar mı koşuyorsunuz? Âlemlerin Rabbi'dir O."(Fussilet Suresi 9. ayet)
 
 
 

 

De get ülen, arap ne bilsin yerküreyi :)

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş

Talak 12: Allah O'dur ki, yedi göğü ve yerden de onların benzerini/mislini yaratmıştır. Emir/iş ve oluş onlar arasında sürekli iner ki, Allah'ın her şeye kadir olduğunu ve Allah'ın bilgi bakımından her şeyi kuşattığını bilesiniz.

 

Şöyle demiştim:

 

Bu ayette de "yedi" kelimesini çokluk belirten ifade olarak ele alınca bize "birçok evrenin ve de mislince de yerin/gezegenin yaratıldığı" bilgisinin verildiğini görüyoruz zaten ("yedi göğü ve yerden de onların benzerini/mislini yaratmıştır"). Ve bu bağlamda yeryüzünün de gökteki gezegenlerden biri olduğu vurgusu da yapılmış oluyor tabiatiyle.

 

http://emre1974tr.blogspot.com/2016/05/goklerevrenler.html

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş

Allah yarattığı tüm insanlarla iletişime geçince haber ver. :)

Böyle saçmasapasan kelime oyunları ile mucize çıkartma.

 

7 dakika önce, EK yazdı:

Talak 12: Allah O'dur ki, yedi göğü ve yerden de onların benzerini/mislini yaratmıştır. Emir/iş ve oluş onlar arasında sürekli iner ki, Allah'ın her şeye kadir olduğunu ve Allah'ın bilgi bakımından her şeyi kuşattığını bilesiniz.

 

Şöyle demiştim:

 

Bu ayette de "yedi" kelimesini çokluk belirten ifade olarak ele alınca bize "birçok evrenin ve de mislince de yerin/gezegenin yaratıldığı" bilgisinin verildiğini görüyoruz zaten ("yedi göğü ve yerden de onların benzerini/mislini yaratmıştır"). Ve bu bağlamda yeryüzünün de gökteki gezegenlerden biri olduğu vurgusu da yapılmış oluyor tabiatiyle.

 

http://emre1974tr.blogspot.com/2016/05/goklerevrenler.html

 

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
32 dakika önce, EK yazdı:

Bu ayette de "yedi" kelimesini çokluk belirten ifade olarak ele alınca bize "birçok evrenin ve de mislince de yerin/gezegenin yaratıldığı" bilgisinin verildiğini görüyoruz zaten ("yedi göğü ve yerden de onların benzerini/mislini yaratmıştır"). Ve bu bağlamda yeryüzünün de gökteki gezegenlerden biri olduğu vurgusu da yapılmış oluyor tabiatiyle.

 

Bir cok evren ne icin yaratilmis?

Bu kadar büyük ve genisleyen bu evren neye yetmiyor?

Link to post
Sitelerde Paylaş
21 dakika önce, deadanddark yazdı:

 

Bir cok evren ne icin yaratilmis?

Bu kadar büyük ve genisleyen bu evren neye yetmiyor?

 

Örneğin; bizim evrenimiz imtihan(kendimizle yüzleşme) artı bazı küçük mükafat veya cezaları tatma yeri.

 

Rabbin Katı adı verilen ahiret evreni (İndallah) ise sonsuz yaşam için,  ebediyen hakettiğine tam kavuşman için...

 

Sonsuz güce ve imkana sahip, zamansız yüce Allah için bunları yaratmada herhangi  bir zorluk veya vakit harcama olayı yok...

 

Şükredeceğine "falanca neye yetmiyor "diyorsun. Komünistler gibinsin... Tek bir gezegen de neye yetmiyor diyebilirsin bu bakış açınla.  Ama çok şükür ki Rabbimiz farklı düşünüyor ve çok bonkör.

 

 

 

 

 

 

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
16 dakika önce, EK yazdı:

 

Örneğin; bizim evrenimiz imtihan(kendimizle yüzleşme) artı bazı küçük mükafat veya cezaları tatma yeri.

Rabbin Katı adı verilen ahiret evreni (İndallah) ise sonsuz yaşam için,  ebediyen hakettiğine tam kavuşman için...

Sonsuz güce ve imkana sahip, zamansız yüce Allah için bunları yaratmada herhangi  bir zorluk veya vakit harcama olayı yok...

Şükredeceğine "falanca neye yetmiyor "diyorsun. Komünistler gibinsin... Tek bir gezegen de neye yetmiyor diyebilirsin bu bakış açınla.  Ama çok şükür ki Rabbimiz farklı düşünüyor ve çok bonkör.

Atma Recep

Senin Arap ithali tanrın kiiiim, bonkör kiiiim?!

Neyi varsa yoksa hep malum sözde elçiyi kolllamış ve ona kanat germiş.

Sen bonkörlük görmemişsin anlaşılan.

tarihinde kavak tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
14 hours ago, EK said:

 

Örneğin; bizim evrenimiz imtihan(kendimizle yüzleşme) artı bazı küçük mükafat veya cezaları tatma yeri.

 

Rabbin Katı adı verilen ahiret evreni (İndallah) ise sonsuz yaşam için,  ebediyen hakettiğine tam kavuşman için...

 

Sonsuz güce ve imkana sahip, zamansız yüce Allah için bunları yaratmada herhangi  bir zorluk veya vakit harcama olayı yok...

 

Şükredeceğine "falanca neye yetmiyor "diyorsun. Komünistler gibinsin... Tek bir gezegen de neye yetmiyor diyebilirsin bu bakış açınla.  Ama çok şükür ki Rabbimiz farklı düşünüyor ve çok bonkör.

 

Bu put madem sonsuz güce ve imkana sahip, biz neden şükredip yeter diyelim, verdikçe versin put, bir şeyi mi eksilecek? Nedir bu puttaki bir karşılık bekleme, tapınılma, yüceltilme, övülme ihtiyacı? Nasıl bir kompleks var bu putta?

 

Bu put bu sonsuz gücü ve imkanları bir çaba harcarak mı elde etmiş sanki, havadan vermişler puta. O da hiç bir şey beklemeden versin bize. Söyle bakalım, bu put bu sonsuz gücü ve imkanı neye göre hakketmiş? Ne yapmış, ha? Kendisine bu sonsuz güç ve imkan bedavadan verilirken hangi mantıkla bizden hakketmemizi bekliyor?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Hiçbir mucizesi olmayan, tamamiyle insan eliyle yazılmış, konu bütünlüğü olmayan, başı nere sonu nere belli olmayan kitabımsı sayfalar topluluğundan günümüz teknolojisinin ortaya çıkardığı bilgileri ele alarak bişeyler çıkarabilmek adına üstünü başını parçalayacağına; "sonsuz güç sahibinin kelamını bu şekilde ve ilkel bir yöntemle bildirmesi kabul edilemez" diyebilsen sen de rahat edeceksin emin ol. Kâinatı yarat gel, sonra ölümlü birini elçi seç, (ki bu kişi 40 yaşına kadar zengin bir hatunun gölgesinde sessiz sedasız otururken ne hikmetse birden peygamberliğini ilan etmiş) sonra ona kelamını ilet, taşa kemiğe yazdır. Masal kitapları bile daha inandırıcı. Herşeyi yaratan, yoktan var eden varlık, A4 kağıdı yaratmaya gücü yetmemiş.

 

Sen de biliyorsun Emre kişisi, bu kitabın hiçbir mucizesi filan yok. Boşuna zorlama, inandırıcı değilsin. Kimse sana inanmıyor. Misyonerliği bir kenara bırakıp gerçeklerle yüzleş. İnan ben kurtuldum ve çok mutluyum. Darısı sana ne diyim.

Link to post
Sitelerde Paylaş
On 10.05.2017 at 03:13, Emre_1974tr yazdı:

EVRENİN YAŞI DÜNYAMIZIN YAŞININ ÜÇ KATI

 
 
Yemin olsun, biz gökleri, yeri ve bunlar arasındakileri altı günde/evrede yarattık. Ve bize hiçbir yorgunluk dokunmadı.(Kaf Suresi 38. ayet)
 
 
De ki: "Siz, yerküreyi iki günde/evrede yaratana gerçekten nankörlük edip O'na ortaklar mı koşuyorsunuz? Âlemlerin Rabbi'dir O."(Fussilet Suresi 9. ayet)
 
 
Ayetler evrenlerin ve  evrenimizin 6 günde/evrede, dünyamızın ise 2 günde/evrede yaratıldığını söylüyor.
 
 
Yani evrenin yaşı veya yaratılış evresi, dünyamızın yaşından veya yaratılış evresinden 3 kat fazla demektir.
 
 
Günümüzde bilim de benzer bir bilgi veriyor: evrenimiz 13,5 milyar yaşında iken dünyamız 4,5 milyar yaşında diyor....
 
 
Diğer bir deyişle bilim de evrenimizin yaşının dünyamızın yaşının 3 katı olduğunu belirtiyor (4,5 X 3 = 13,5 eder).
 
 
Bana "ama bu oran sadece günümüzde geçerli" diyerek itiraz edenlere cevabım: Evrenimiz/evrenler 6 günlük evredeyken, dünya 2 günlük evredeymiş, Kuran'ın indiği dönemde evrenin yaşı dünyanınkinin 3 katı.

Ve bilimin de aynı şeyi söylemesi yeni bir mucizeyle tanıştırıyor bizi.
 

 

EMRE SOYTARISINI İFŞAYA DEVAM 

 

Yukarda da gördüğünüz gibi bu soytarı klasik bir müslüman soytarısıdır. İşine gelen ayeti alır üzerinde oynama yapar ve mucize diye kakalamaya başlar. Fussilet 9' u okur ama devamında ki ayeti okumaz. Çünkü bu ayette söylediği metodu uygularsanız  konu tamamen mantıksız hale geliyor yani bilimsel olarak palavra.

 

Fussilet 10 O, yeryüzüne sabit dağlar yerleştirdi. Orada bereketler yarattı ve orada tam dört günde isteyenler için fark gözetmeden gıdalar takdir etti.

 

Dünya 2 evrede  yani 4.5 milyar yılda meydana geldiyse fussilet 10 a göre gıdaların oluşması 4 evrede yani 9 milyar yılda oluşmuş olmalı. 2 evre geçtikten(4.5 milyar yıl) sonra o gezegene dağlar dikiliyor sonrada bu allah denen put 4 evre daha zaman harcıyor. Yani gıda almanız için milyarlarca yıl beklemeniz lazım arkadaşlar. ? 

Link to post
Sitelerde Paylaş

Kainatın 6 günde yaratılması ve sonradan  insanın  yaratılması ve dünyaya gönderilmesi

ayetlerde yer yüzünde bir halife yaratacağım demesi  insanın en son yaratıldığı ve yaratılmadan önce adeta onun yaşayacağı mekan olan yeryüzünün tamamen hazır olduğunu gösterir
dolayısı ile hava su gıdalar bitkiler zaten yeryüzünün yaratılması ile onlarda hazırdı
6 gün eyam denmesi daha çok altı devir şeklinde geçer
Allah indinde bir gün sizin indinizde bin gün gibidir denmesi Allah indindeki günün dünya günü olmadığını ve izafi olduğunu gösterir kaldı ki gün kelimesi orjinali dünyanın kendi etrafında dönme süresidir ki daha dünya yaratılmadan ve doğal olarak dönmeden gün kelimesinden bahsedilmez 
demek ki Allah zati yaratılışta kullandığı gün daha zaman ve dünya kainat yaratılmadan bahsedilen zaman üstü  ve dünyevi olmayan bir kavramdır
tefsirlerde  bu dört gün tamamı dört gün şeklinde geçer
esasen yer ve gök 6 günde veya devirde yaratıldı demesi 2 gün gök 2 gün yer ve 2 günde yer ve gök arasındakiler yani su dağlar bitkiler v.s yaratıldı manasındadır
ha insanın yaratılması bu içindekiler arasında mıdır? ilk insanın yaratılması esnasında yeryüzünde bir halife yaratacağım demesi yeryüzünün yaratılıp hazır olduğu yani bitkisi ile güneşi ile ayı ile su yu ile hazırdır ve insanın yaratılması ise cennete ve hususi bir yaratılış ile olmaktadır.dünya ya gönderilmesi ise sonraki aşamadır.
dolayısı ile bitki ister  önce ister sonra yaratılsın fark etmez eninde sonunda 6 günde kainat ile beraber dünyada yaratılıp insan istifadesine hazırdır.
daha insan ortada olmadığı ve sonra yaratılacağı için besin vb sıkıntısı çekmeyecektir.
***
Allahın kainata devam eden yaratılışına bakıldığı vakit
ve bu yaratılışın en mükemmeli olan insan yaratılışı
bir yumurta hücresi içinde başlar.ve yumurta  rahime inene kadar zaman geçer
bu süre içinde zigot bölünür çoğalır ve rahime tutunması için belli ağırlığa ulaşması gerekir
bu süre içinde gerekli besin enerji yumurta içinde mevcuttur
tam o bittiğinde rahime ulaşmış ve yapışmış oluyor bu sefer anne kanından oksijen ve besini plesanta ile alıyor  nasıl bir ağaç kökleri ile toprak ananın derinliğine inip ordan su ve besin alıyor
o embriyo plesanta ile adeta ana rahmine kök salar ordan su besin oksijen alır
zira daha kendi kalbi akciğeri kasları gelişmemiş ve oluşmamış ki kendi kendine oksijen alsın ve kanı devaran etsin
sonra bu yavru tam akciğeri kalbi tüm hayati organları tamamlandığında kendi kendine yetmeye başlaadığında doğar dünyaya gelir 
bu esna da bu dişsiz zayıf yavru  gözleri kapalı olduğu halde Rabbani bir sevk ile memeye yapışır ve emmeye başlar 
normal yetişkinin çiğneyerek bin türlü besinden aldığı temel besinler süt içinde adeta hepsi depolanmış vaziyette bu dişsiz yavruya sunulur
yavaş yavaş dişleri kasları midesi geliştiğinde bu sefer sütten kesilir diğer ilahi besinler ler beslenmeye başlar
bu ilahi mekanizma sıralı hikmetli zamanında vaktinde ince ve dakik dizayn edilmiş iken
yaratılış sırasında insanın gıdası karıştırılabilir mi?
kaldı ki bu beslenme umum türlerde farklı şekilde hep aynı şekilde işlemektedir
balık suda kuş hava da yavrusu yumurtada arı larvası petek gözünde arı sütü ilebeslenir
yumurta büyüklüğü besini petek gözünün büyüklüğü içindeki besinler hep dengeli ölçülü
o yavrunun yumurtadan çıkma süresi ile orantılı ve hikmetli vaziyettedir.

Link to post
Sitelerde Paylaş
55 dakika önce, nogodbutAllah yazdı:

Allahın kainata devam eden yaratılışına bakıldığı vakit
ve bu yaratılışın en mükemmeli olan insan yaratılışı
bir yumurta hücresi içinde başlar.ve yumurta  rahime inene kadar zaman geçer
bu süre içinde zigot bölünür çoğalır ve rahime tutunması için belli ağırlığa ulaşması gerekir
bu süre içinde gerekli besin enerji yumurta içinde mevcuttur
tam o bittiğinde rahime ulaşmış ve yapışmış oluyor bu sefer anne kanından oksijen ve besini plesanta ile alıyor  nasıl bir ağaç kökleri ile toprak ananın derinliğine inip ordan su ve besin alıyor
o embriyo plesanta ile adeta ana rahmine kök salar ordan su besin oksijen alır
zira daha kendi kalbi akciğeri kasları gelişmemiş ve oluşmamış ki kendi kendine oksijen alsın ve kanı devaran etsin
sonra bu yavru tam akciğeri kalbi tüm hayati organları tamamlandığında kendi kendine yetmeye başlaadığında doğar dünyaya gelir 
bu esna da bu dişsiz zayıf yavru  gözleri kapalı olduğu halde Rabbani bir sevk ile memeye yapışır ve emmeye başlar 
normal yetişkinin çiğneyerek bin türlü besinden aldığı temel besinler süt içinde adeta hepsi depolanmış vaziyette bu dişsiz yavruya sunulur
yavaş yavaş dişleri kasları midesi geliştiğinde bu sefer sütten kesilir diğer ilahi besinler ler beslenmeye başlar
bu ilahi mekanizma sıralı hikmetli zamanında vaktinde ince ve dakik dizayn edilmiş iken
yaratılış sırasında insanın gıdası karıştırılabilir mi?
kaldı ki bu beslenme umum türlerde farklı şekilde hep aynı şekilde işlemektedir
balık suda kuş hava da yavrusu yumurtada arı larvası petek gözünde arı sütü ilebeslenir
yumurta büyüklüğü besini petek gözünün büyüklüğü içindeki besinler hep dengeli ölçülü
o yavrunun yumurtadan çıkma süresi ile orantılı ve hikmetli vaziyettedir.

 

Hocam kısa ve öz birşey sormak istiyorum ve kısa ve öz cevap vermeni rica ediyorum. Bütün bu olup bitenlerde Allah'ın katkısı olduğuna dair elinizde kanıt varmı? Varsa var, yoksa yok deyin lütfen. Lafı evirip çevirip uzatmayın. Yani bütün bunlar olup bitiyor, güzel de anlatmışsınız insan üremesini fakat Allah'ın bunlara neden olduğunu nerden gördünüz?

 

Konu dışı olarak da: Allah insan olmadan, hatta olan insanların da cinsel ilişkiye girmeden üremesini tasarlayamazmıydı? Benim görüşümce kabaca tabirle; erkek ve kadın olmazsa doğum olmuyor. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
2 saat önce, nogodbutAllah yazdı:

Allah indinde bir gün sizin indinizde bin gün gibidir denmesi Allah indindeki günün dünya günü olmadığını ve izafi olduğunu gösterir kaldı ki gün kelimesi orjinali dünyanın kendi etrafında dönme süresidir ki daha dünya yaratılmadan ve doğal olarak dönmeden gün kelimesinden bahsedilmez 

 

işinize gelmeyince kavramların allah indinde anlamları farklılaşıyor!

peki ya sizin savunduğunuz görüşlerin bütün anlamları allah indinde farklıysa?

izafiymiş! yani çek nereye çekebilirsen!

insanların anlaması için inen bu "apaçık" kitabın anlaşılır olması gerekmez mi?

benim anlamadığım bir kavramla allah bana niye hitap ediyor?

yani allah ayette 1 ton derse, benim de 1 tonu bilmem gerekmez mi?

allah'ın kastettiği ton farklı ise benim neye denk geldiğini bilmediğim bir ölçü birimiyle bana niye bir şeyler anlatıyor?

ben o altı günden hangi sürelerin/devirlerin kastedildiğini bilmiyorsam bana niye bir sayı veriyor?

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
On 09.09.2020 at 22:41, EK yazdı:

Sonsuz güce ve imkana sahip, zamansız yüce Allah için bunları yaratmada herhangi  bir zorluk veya vakit harcama olayı yok...

Vakit harciyor. 

Evrenin ,dünyanin yaratilmasi günler almis.

Hokus pokus deyip sapkadan tavsan cikarirken de vakit harcarsin.

Cennette gecen bir süre kaybi var ademin yasak meyvayi yemesine kadar gecen süre, sonrasinda dünyaya gönderilmesi var. Insanlarin cogalmasi ve sinavin baslamasi icin gecen bayagi bir vakit kaybi var.

Link to post
Sitelerde Paylaş
On 12.09.2020 at 18:23, nogodbutAllah yazdı:

kaldı ki bu beslenme umum türlerde farklı şekilde hep aynı şekilde işlemektedir
balık suda kuş hava da yavrusu yumurtada arı larvası petek gözünde arı sütü ilebeslenir
yumurta büyüklüğü besini petek gözünün büyüklüğü içindeki besinler hep dengeli ölçülü
o yavrunun yumurtadan çıkma süresi ile orantılı ve hikmetli vaziyettedir.

 

Allah evren ve yaşam övücü, yaşamın egemenliğinin, varlığını sürmesini isteyen ve güzelleyen bir zihnin ürünüdür. Allahın altyapısını bu putlaştırılmış düşünceler oluşturmaktadır.

 

-Evrenin ve yaşamın varlığı övülmelidir. Bunların varlığı övülmesi gereken şeylerdir.

-Muhtaç, yoksunluk çeken bedenini var edip, seni gereksinimlerini gidermeye zorlayan annenin, babanın hakkı ödenmez, onlara şükür etmelisin. Bu düşünce, mitolojide nimetleri için şükür bekleyen allaha olarak kendini gösterir. Zaten islamda allah ile birlikte, anne, babayada şükür istenir. Bakınız. Lokman 14

-Var edilişini eleştiremezsin. Yani düşün. Anneni, babanı seni var ettikleri için eleştirirsen, allahı eleştirmiş oluyorsun. Bu da seni cehennemlik biri yapıyor.

-Yaratıcıya karşı çıkılamaz. O eleştirilemez. Onun dediklerine ve yaptıklarına katılınmalıdır. Ona karşı çıkmak kötü bir durumdur, kötülüktür.

 

Yumurta içindeki yavruyu rabbim ne güzel de besliyor, bak onun rızkını veriyor diyen, hikmet diyerek zırvalayan bu kişi, sonra da besin sorunu nedeniyle bu yavrunun yuvadan atılmasını destekler ve buna neden olan rabbine tek bir eleştiride bulunmaz. Yumurta içindeki leyleği besleyen rabbin, sonra gidiyor yuvadan leylek atıyor. Tabi o da bir hikmet değil mi? Önemli olan da, yaşamın sürmesi. O yavru atılacak, diğer yavrular gelişip, büyüyecek. Sonra da onlar üreyip, başka yavruları yuvadan atacaklar. Tabi acı çekecek canlılar var edilmiş, kıyım, trajediler yaşanmış, canlılar birbirlerini parçalamış, yemiş, geçim derdi yüzünden baskı, stres yaşamışlar, intihar edecek duruma gelmişler, besinsizlikten kıvrana kıvrana ölmüşler. Bunlarda sorun yok. Yaşamın varlığını öven bu tip, aynı zamanda bunca kötülük yapmış, bunca acıya neden olmuş bu allah için de, o merhametsizlik etmez, işkence etmez diye de oksimoronca zırvalayacaktır tabi. Müslüman yalanı, tutarsızlığı, mantıksızlığı çok olan kişidir.

 

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş

Hastalıkları tedavi eden, sağlık veren insanların bu eylemlerini, bunu yapan allahtır, allah şafi adıyla sağlık veriyor, rabbim şafi adıyla tecelli ediyor diyerek, allaha üstlendirenlerin ve allaha övgü bekleyenlerin, işlerine gelmeyen insan eylemlerini ise allaha üstlendirmediklerini görürsünüz. Bir insan zarar veren bir eylem yaptığında, bir müslümanın allah ed darr adıyla zarar verdi dediğini ve bunu allaha üstlendirdiğini gördünüz mü?  İşte bunlar böyle ikiyüzlü, tutarsız kişilerdir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sanki yokken yeme, içme sıkıntımız varmış gibi, sanki muhtaç bedenleri var edip, yoksunluk içinde bırakan, gereksinimlerini gidermeye zorlayan islama göre bu allah değilmiş gibi, müslüman, pişkin ve küstah şekilde şunu der.

 

Rabbim size nimet veriyor, yoksunluklarınızı gideriyor, ona şükür edin, onu övün. O size karşı ne kadar da merhametli ve iyi.

-Besin sorunu nedeniyle acı çeken, baskı, stres yaşayan, ölen insanlar var. Bu da merhametsizlik, buna da sövülsün öyleyse.

Hayır. Sövemezsiniz, eleştiremezsiniz. Çünkü. Bu sınav. Rabbim onları açlıkla, susuzlukla sınıyor.

-Sınav diyince, ortada bir merhametsizlik varsa, bu merhametsizlik olmaktan mı çıkıyor?

 

İşte bir müslüman sınav, hikmet diyip, zırvalayarak, ilgisiz kavramları ortaya atarak, ilgisiz kavramlar arasında neden sonuç bağlantıları kurarak, allaha gelecek eleştirilerin önüne geçmeye çalışır. Müslümanlar bunu çok yaparlar. Konu merhamet çerçevesinde tartışılır. Müslüman hikmet der, sınav der, düzen bu der. Kendisi allahın kötülük, merhametsizlik yaptığını kabul etmemek için saçmalayıp, durur.

tarihinde Buzul tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
2 saat önce, Buzul yazdı:

Sanki yokken yeme, içme sıkıntımız varmış gibi, sanki muhtaç bedenleri var edip, yoksunluk içinde bırakan, gereksinimlerini gidermeye zorlayan islama göre bu allah değilmiş gibi, müslüman, pişkin ve küstah şekilde şunu der.

 

Rabbim size nimet veriyor, yoksunluklarınızı gideriyor, ona şükür edin, onu övün. O size karşı ne kadar da merhametli ve iyi.

-Besin sorunu nedeniyle acı çeken, baskı, stres yaşayan, ölen insanlar var. Bu da merhametsizlik, buna da sövülsün öyleyse.

Hayır. Sövemezsiniz, eleştiremezsiniz. Çünkü. Bu sınav. Rabbim onları açlıkla, susuzlukla sınıyor.

-Sınav diyince, ortada bir merhametsizlik varsa, bu merhametsizlik olmaktan mı çıkıyor?

 

İşte bir müslüman sınav, hikmet diyip, zırvalayarak, ilgisiz kavramları ortaya atarak, ilgisiz kavramlar arasında neden sonuç bağlantıları kurarak, allaha gelecek eleştirilerin önüne geçmeye çalışır. Müslümanlar bunu çok yaparlar. Konu merhamet çerçevesinde tartışılır. Müslüman hikmet der, sınav der, düzen bu der. Kendisi allahın kötülük, merhametsizlik yaptığını kabul etmemek için saçmalayıp, durur.

 

Yazılarını başka platformlarda paylaşsam bir sıkıntı olmaz umarım? İnsanların  bazı şeylerin farkına varıp sorgulaması ve uyanması için.

tarihinde Hubble_ tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...