Jump to content

Elitizm-Jakobenizm


Recommended Posts

Cehalet mi? Evet o..

Bezirgan bakışlı,gözlerinde cehaletin kuyularını gördüğüm insanın seviyesine ulaşıp ne anlatabilirim?

Bu halkın seviyesine nasıl inebilirim?

Kybele'yi,Marduk'u nasıl anlatılabiliriz?

Mitolojileri?Kralları,Kral Tanrı'ları ?yağma ve talanın,adaletsizliğin,eşitsizliğin nasıl ilahileştirildiğini?

Hiç bir fikirsel alt yapısı olmayan insana neyi, nasıl anlatabiliriz?

Anlarlar mı?

Ortalama bir iç anadolu köyüne gidin ve  bunları anlatın terörist diye ya sizi vururlar,ya da öldürtürler.

Aksi olamaz.

Türk halkı eğriyi,doğruyu bilmez.Cahildir.Seçim yapmayı bilmez.Tembeldir.Torpil ve rüşveti sever.Seçtiği adamlardan bu net olarak kanıtlıdır.

Halka inemiyorlarlar lafı sahtekar ve dalkavukların lafıdır.Bu halka çekiç lazımdır.Doğrulup düzelene göre çekici vurmak lazımdır.

Bu halkı lafla ikna edemezsin,bu boş bir teranedir,tepeden inme, laik ve demokratik çekiçle gerekirse yüzyıllarca kafalarına vurup eğitmen gerekir.

 

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş

Elitizm ifadesini bir hakaret olarak kullananların tek amacı cehaleti meşru hale getirmekti. Nitekim AKP iktidarı bu kutsanmış cehaletin üzerine yükseldi. AKP'nin bütün kadroları ve seçmenlerinin tek ortak sıfatı cehalettir.

 

İslamcı aydın olmaz. Bütün düşünce yapısı görünmeyen bir varlık ile konuştuğunu söyleyen bir adama dayandıran insan aydın olamaz. Ne kadar bilgili olursa olsun bir yarı cahildir. İslamcılar bir konuya çok üzülüyor. Bütün ülkeyi ele geçirdik ama bir türlü kültür sanat hayatına hakim olamıyoruz diyorlar. Olamazlar. Çünkü İslamcılar sanat yapamaz, kültür ve fikir üretemez. Yaptıkları her iş en iyi ihtimalle ikinci sınıftır. Büyük oranda beşinci sınıf iş çıkarırlar. Daha sonra gidip partilerine, dayılarına, beyinsiz barbar kitlelere kendilerini onaylatırlar. Avantadan para kazanıp öyle bir hayat kurarlar. Bunların bütün edebiyatçı namzetleri bugün belediyelerde memur olmuştur. Bunlardan sanatçı, kültür fikir insanı çıkmaz.

 

İslamcı siyasetçi olmaz. İslamcılar ilkel içgüdülere göre öbekleşirler. Siyaseti sürü liderinin peşine takılmak olarak algılarlar. İslamcı barbarların karılarını, analarını liderlerine cinsel olarak sunmaları şaşırtıcı olmamalıdır. Bütün hayvanlarda, sürü liderleri bütün dişileri dölleme yetkisine sahiptir. AKP tabanındaki kadınların sürü liderlerine karşı cinsel istek duymaları, erkeklerin karılarını sürü lideri ile nikahlama arzuları tesadüf değildir. Sürü liderlerinin dişileri dölleme hakkına duydukları saygıyı gösteriyorlar.

 

Jakobenizm kaba kitleleri yontarak içindeki insanı çıkarma sanatıdır. Bir heykeltıraşın mermer kayasını yontarak onu bir sanat eserine dönüştürmesi gibi bir iştir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bu güzel insanlar dün katledildi,oysa ki halka inmişlerdi,halk için ve halkın geleceği için savaştılar.

Peki..Finike halkı bu güzel insanlar için ayaklanacak mı?tabiki HAYIR..

Finike halkının umurunda bile olmayacaklar..Alacakları kömür ve makarna onlara yetecek.

Maalesef uğruna öldükleri bu halk, bu güzelliği ve bu can verişi bile bile idrak edemeyecek..!

 

http://www.cnnturk.com/turkiye/cevreci-cift-evinde-oldurulmus-halde-bulundu

 

http://m.milliyet.com.tr/bu-cigligi-duyan-olmadi-gundem-1668268/

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bu ulkenin gelecegi bu halka birakilamaz. Bos populizme gerek yok. Bakin Ahmet Hasim 1919'da Manisa milletvekili Refik Sevket bey'e yazdigi mektupta biraz anlatiyor anadolululari:

 


“sevgili refik,

ihtimal sana fazla yazıyorum. fakat ben bundan memnunum. bulunduğum noktalardan sana doğru uçurduğum bu mektuplarla pervaz-ı evraktan oluşmuş ve bütün mesafeler boyunca sürekli maddi ve manevi bir bağ ile kendimi sana bağlı tutmak istiyorum. iletişimimizin bu gidişatı seni bunaltıyor mu? geçen mektubumu niğde’den yazmış ve o mektubu gönderdikten sonra sancağın bütün kazalarını teftişe çıkmıştım. yirmi gün süren ve nice bağ ve bahçe safalarına rağmen ruhumda hiçbir hakikî lezzetin hatırasını bırakmayan bu devrenin sonunda bu ikinci mektubu gene niğde’den yazıyorum. gördüğüm anadolu hakkında bilmem sana ne yazayım?
öncelikle bu bölgede kimler yaşıyor? görülen harabelerin yapıcısı hangi cins yaratıktır? bunu, köy ve kasaba diye gördüğümüz renksiz harabe yığınlarına bakıp anlamak asla mümkün olmamıştır. anadolu köylüsünü sınıflandırmada karıncalar cinsine ithal etmeli fikrindeyim. gündüz ağaçsızlıktan dolayı müthiş bir güneş altında yanan ve gece en güzel yıldızlar altında bütün böceklerinin sonsuz sesleriyle uzanıp giden bu araziden herhangi saat geçilmiş olsa yalnız yiyeceğini tedarikle meşgul, “gıda” sabit fikirliliğiyle sersemleşmiş, neşesiz ve yorgun bir insaniyetin zor çalışma şartlarına tesadüf olunur. sanki cehennemî bir fırın karşısından yeni ayrılmış gibi yüzleri kıpkırmızı, dudakları çatlak, elleri kuruyup siyahlaşan bütün bu insanlar ya gıda maddesini biçmekle, ya onu taşımakla, ya onu savurmakla veyahut onu metharlarına doğru çekip götürmekle meşgul görünür. tıpkı karıncalar gibi, tıpkı karıncalar gibi…

fakat boğazlarının kârına olarak aklın bütün maharetlerini ret ve iptal eden bu adamların boğazı da memnun etmekten pek uzak bulundukları, en zenginlerinin evinde geçirilen bir gecenin sabahında, nefis bir yemek diye sofraya getirilen suyla pişmiş uğursuz bir fasulyanın barsaklarda sebep olduğu gazlar ve ıstıraplar ile uyanılıp da anlaşıldığı zaman, bu akılsız kardeşlerin maksatsız hayatına, boşa giden üstün gayretle çalışmalarına karşı derin bir elem duymamak mümkün değildir. 

refik; ankara’da, almanya imparatorunun anadolu hastalıklarını tetkik etmek üzere gönderdiği bir tıp heyetinin bazı büyük rütbeli ileri gelenleriyle görüştüm. bunlar, bir seneden beri her gelen hastayı ücretsiz muayene etmek ve mümkün olduğu kadar incelemelerini sıhhatli kişiler üzerinde (mektep talebesi gibi) yapmak suretiyle şunu anlamışlardır ki, anadolu türklerinin karınları kurtlarla yüklü ve kanları bu kurtların salgıladığı parazitlerle dolu bulunuyor. cinsi, yakın bir yok olma ile tehdit eden bu hâlin sebebi neymiş bilir misin? beslenme eksikliği. 

her ne kadar garip görünse de anadolu türkleri henüz ekmek yapımından bile habersizdirler. yedikleri mayasız bir yufkadır ki, ne olduğunu yiyenlerin midesine bir sormalı. istisnasız nakil araçları kağnıdır. ellerinde esir olan öküzler ve bu türden hayvanlar için en zalim düşüncelerin bile icâdından aciz kalabileceği -bununla beraber ağır, dar ve maksada gayr-ı salih bu âlet- hiç şüphe yok ki, taş devri keşfi ve aletlerindendir. kağnı bir araba değil, fakat, hayvana yapışıp onun hayat unsurlarına hortumunu sokan ve bu suretle kanını ve canını çeken bir canavardır. uzaktan görüldüğü zaman heyet-i umumiyesiyle bir arabadan ziyade büyük ve korkunç bir karafatma hissini veren tarihe âşina bir göz için üzerindeki uzun değneği ve ayakta duran arabacısıyla dara ve keyhüsrev devirlerine ait taşlar üstünde çizilmiş ilkel arabaları hatırlatan bu kağnıların boyunduruğu altında masum hayvanların çektiği azabı gördükçe, onu sevkeden sakin köylünün insanlar gibi bir ruhu olup olmadığından şüphe ettim. 

anadoluluların becerikliliği ancak öküz tezeğini kullanmakta ve onu kullanılmaya uygun bir hâle sokmak için buldukları çarelerin çeşitliliğinde görülür. tezeğin bu adamlar nezdindeki kıymeti hayret vericidir. sürüler meraya çıkarken veyahut akşam şehre girerken kadın ve çocuk, gözleri nurlu bir noktaya cezp edilmiş gibi, öküz kıçlarından bir saniye dikkatlerini ayırmayarak ve yüzlerce rakipten geri kalmak korkusuyla seri adamlarla koşarak, öküz götünden düşen en ufak bok parçasını toplamak üzere dirseklerine kadar bulaşık elleri ve hırstan gözbebekleri fırlamış gözleriyle yere kapanırlar. bu boklar toplanır, sepetlere doldurulur, evlere cem ettirilir ve nihayet bir altın mayası yoğurur gibi, altın gerdanlıklı genç kadınlar beyaz kollarıyla onu yoğururlar ve muntazam yuvarlaklar hâline koyup kurumak üzere duvara yapıştırırlar. anadolu’nun duvarları bu öküz pislikleriyle sıvalıdır. bütün havalarında o hoş koku solunur. yemekleri, sütleri, ekmekleri hep tezek dumanının kokusuyla ele alınmaz bir hâldedir. eski mısırlılardan ziyade anadolular apis öküzüne hürmet etmeliydi. öküz, burada hayatının genelinin zenbereğidir.

evlerine gelince, onlar da öyle: duvarlar yontulmamış alelâde taşların, çalı çırpının, leylek yuvasında olduğu gibi, gelişigüzel dizilmesinden hasıl olmuştur. baca nedir, bilir misin? dibi kırık bir testi. kızılırmak civarında, büsbütün ev inşasından da feragat ederek, toprağın maddesel özelliğinden yararlanarak dağları oymakla vücuda getirdikleri mağaralar içinde kuşlar gibi yaşarlar. nevşehir’den yarım saat beride güvercinlik adında kovuklardan oluşan bir köy vardır ki, hakikaten ancak bir güvercinlik olmaya yakışan bir köydür. anadolu, külliyen temizlikten mahrumdur. sakallı celâl’in dediği gibi en nefis bir icatları olan yoğurt bile pislik mahsulünden başka bir şey değildir. kaynamış süte kirli bir demir parçası yahut eski bir gümüş para atılsa sütün derhal yoğurda dönüşeceğini sen de bilirsin. 

anadolu, hemen bir uçtan bir uca firengilidir. anadoluların güzelliği de bozulmuştur. bir köy, bir kasaba veya bir şehrin kalabalığına bakılsa, şehrin kalabalığında o kadar topal, topalların o kadar çeşitlisi, o kadar cüce, kambur, kör ve çolak görülür ki, insan kendini eşyanın şeklini bozan dışbükey bir camla etrafa bakıyorum zanneder. bununla birlikte güzel oldukları zaman da güzelliklerinin emsalsiz olduğunu itiraf etmeli. siyah, derin ve titretici gözlerle insana bakan şalvarlı, düzgün ölçülü anadolu kadınları; sizleri nasıl unutacağım? gençleri, insanın bazen en mükemmel bir örneğini temsil ederler. fakat, bunlar, nadirlerdendir., refik.

anadolular hakkında sana daha çok yazacak şeyler varsa da mektuba gülünç bir makale süsü vermemek için bu konuyu burada kesiyorum. anadolu seyahati artık benim için nihayet buluyor demektir. bundan da üzgün değilim. … niğde teftişi son bulmuştur. iâşe heyet-i teftişiyesine girdiğim günden beri kazandırmış olduğum tutar iki bin liraya varmıştır. benim zararım ise pek çoktur. öncelikle sağlığım bozuldu. hayli keçi eti yedim. birçok da gereksiz masraflar ettim ve rahatımdan da birçok şey kaybettikten sonra yerimden de oldum. yakında, belki, üç gün sonra istanbul’a gidiyorum.''

ahmet haşim 3 eylül 1919

kaynak: güzel yazılar-mektuplar—türk dil kurumu yayınları(s.67–72) - o. karaveli, sakallı celâl, 5. baskı, 2004, pergamon yayınları, s. 45-46.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Doğayı korumak elit insanların işiydi zaten. Köylü doğayı korumaz. Köylü meyva ağaçlarını verim alabilecek şekilde budamasını yapar gider. Meyva ağacında filiz vermesi için birkaç fidan bırakır, ağacın gerisini güneşi her tarafından emecek şekilde budar. Mermer ocakları faciaları da böyle. Köylü ekmek gelen yere koşar adım gider ve gidiyor. Ağaç kesip mermer çıkarmak köylü için doğa katliamı değildir, ekmek kavgasıdır. Türkiye'de elit insanlar zamanında iyi örgütlenemedikleri için şimdi cefa çekiyorlar.

Link to post
Sitelerde Paylaş

“Cahil bir toplum, özgür bırakılıp kendine seçim hakkı verilse dahi, hiçbir zaman özgür bir seçim yapamaz. Sadece seçim yaptığını zanneder. Cahil toplumla seçim yapmak, okuma yazma bilmeyen adama hangi kitabı okuyacağını sormak kadar ahmaklıktır! Böyle bir seçimle iktidara gelenler, düzenledikleri tiyatro ile halkın egemenliğini çalan zalim ve madrabaz hainlerdir…”

Friedrich Wilhelm Nietzsche

IMG_0730.JPG

tarihinde Laik Filozof tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Güzel paylaşımlar var aslında.

 

Ama Elitizm nasıl çözüm yolu olabilir?

Elitizm demek zaten belli bir grubun (zenginlerin) Eğitime, Sağlığa, İngiltere'de Üniversite hayatına, arabalara diğer her şeye erişimleri var, diğerlerinin de yok demektir. Üçüncü dünyanın en büyük hastalığı zaten elitizmdir. "Komgo diye ülke mi var?" dersiniz, ABD üniversitelerinde okuyan bir sürü Kongolu çıkar.

Elitizmi yürütebilen ülke zaten yoktur. Rusya bile o kadar mafyaya rağmen sosyal-devlet olmaya çalışmaktadır. Çin öyledir. İran öyledir.

 

Elitizmi yürütebilen bir tek İngilizler ve Amerikalılar var. İngilizler Yarı-sosyal devlettir. Bir de İngilizler üniversiteye nasıl gidiyorlar bilmiyorum (Üniversiteler aşırı pahallı) ama bir şekilde gidiyorlar. Yani bilmiyorum.

ABD'de ise ultra-kapitalizm var. Adam gidiyor, Bankadan borç alıp okul bitiriyor. mezun olunca da taksit taksit ödüyor. + farz et ki okumak istemiyor. Gidip çalışarak parayı bulamıyor. iyice salak olsa bile gidip deniz piayadelerine katılabiliyor.

 

Malta'nın paylaşımı o yüzden güzel. Hangi dönemde, nasıl gelişti bilmiyorum. Eski Türk Devletleri (Osmanlı hariç) halkını koruyan / seven devletlerdi. Osmanlı Kanuniden sonra resmen Bizanslılaşmıştır. Atatürk ve onu gibi düşünenleri isyan ettiren de bu olmuştur. Ama alışkanlık işte, aynı Bizans felsefesi 2017'de salafizm görüntüsüne bürünüp hortlayabiliyor.

Burada: - "Hangi yaklaşım, kolaya kaçan yaklaşım?" diye soracaksınız.

 

Nietche dediğiniz adam da Hitler'in fikir babasıdır. "Alman halkı cahildir, Demokrasi Fransa'da olur ama Almanya'da olmaz" lafı edilmiş bir laftır. Unuttukları konu, demokrasi fikri 1500'lü yıllardan itibaren güç bela gelişebilmiş, "aydınlanmacı monarşi" fikrini yıkıp, bugün doğduğu topraklarda bile zor ayakta tutulan bir felsefedir. 50 kere tökezleyip, 50 kere yeniden ayağa kalkmıştır.

 

/Bu bakış açısı, çocukları döverek eğitmeye çalışan anlayışa benzer. Halkın hali ortada. Tamam. Örtülü, çirkin, ucube.

Peki zenginlerin durumu nasıl? Zenginleri konuşun. Hatta Türkiye ile sınırlamayın. Bana Amerika'nın Avrupa'nın zenginlerini anlatın mesela. Anlatın bende dinliyorum.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Koca bir ulusun idaresini cahilin iradesine devrederseniz, böyle batağa saplanırsınız işte. Seçmenlik, herkesin doğuştan yurttaşlık vesilesiyle elde ettiği bir hak olmaktan çıkarılıp, niteliğe göre kazanılan bir vasıf haline getirilmelidir. Bu ülkenin içinde bulunduğu açmazın çıkış yolu budur. Bunu yürürlüğe koymak, bir devrim demektir. Seçmenler, elit bir zümre olmalıdır(aydınlar, akademisyenler, sanatçılar veya genel olarak kültürlü ve akıllı yurttaşlar vs.)

Link to post
Sitelerde Paylaş

Hiç öyle bir zorunluluk yok. Halk cahil (okuma yazma bilmeyen) olsa bile bu sistem işleyen bir sistemdir.

Tek koşul: Kendi kafana göre düzeltmeye kalkmayacaksın. Modern TC 1970 ve 1980 askeri müdahalelerinin bir sonucudur. Kesinlikle demokrasinin kendi suçu değildir.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Düşüncelere hayret ettim. Siyaseten istenmeyen bir Akp ve bunun sonucunun halkin secimine indirgendiği düşünceler... Halkin akp yi sectigi icin cahil ilan edildigi fevkalede yalnis dusunceler bütünü görüyoruz.
 
Öncelikle cehalet bir seviye meselesi değil mi?. Referans aldiginiz noktanin altında mi? Veya hangi konu hakkinda bilgisiz bu halk? Tarih ekonomi veya fizik hakkinda bilgi sahibi olmak; cahil olmamayı yeterli kılmaz... Yine bilgi sahibi olmak iyi öğreticilik değildir.
 
Hangi insan, aydınlanma yolu var iken; cahil kalmayı yeğlerki. 10 saat hic bir tekstil atolyesinde çalıştığınızı düşünün. Yada köyde tezeği kürekle temizlediğinizi. Yada dört cocuga bir göz odada aksam yemegi hazırladığınızı... Hangi felsefeden ve hangi sanattan bahsediyoruz. Bu insanlarin azicik rahat ettiginde izledigi film belki bir sanattir. Onlar icin amac "ekonomi" rahatliktir. Cunku bu rahatlik; sizin bahsettiginiz aydinlanmanin yolu icin amac olmaktadir. Halk secimleri ile dengeyi bulmaya dogruyu aramaya calismaktadir.
 
İnsanlar aşık olduklarinda en sacma iki lafa inanir. Din ve milliyetcilik ikinci sinif da olsa inanclardan eksiltmez. Bunların anlaşılmadığını düşünüyorum.
 
En utanç verici olan ise cozum olarak zorla xyz yi dayatmak olarak gorülmesi. Bu akil almaz yaklasimi nasil bir dusunce ile vardiniz merek ediyorum dogrusu.
 
Bu topraklarki dunya medeniyetinin baslangic noktasidir. Etiden romaya, selcukludan osmanliya buyuk bir birikimin ve tecrubenin sonucu. Cahillik gibi sıfatları doğru bulmuyorum.
Link to post
Sitelerde Paylaş
14 hours ago, Rhodium said:
Etiden romaya, selcukludan osmanliya buyuk bir birikimin ve tecrubenin sonucu. Cahillik gibi sıfatları doğru bulmuyorum.

 

Cahillik en hafif ve kibar tanım bence. Hırsız olduğunu bile bile bir insana oy verene cahil demek ona gösterilen bir kibarlıktır. Gerçek hak ettiği sıfatları söylememek için cahil deniyor.

 

Bir adam düşünün, ülkeyi yönetiyor ama sürekli olarak aldatıldığını söylüyor. Kendisini aldattığını iddia ettiği insanların kafasını koparıyor, halk yine buna oy veriyor. Bu insanlara ne sıfat vereceksin?

 

Bir adam düşünün, siyasete başladığında parmağındaki alyanstan başka bir mal varlığı yok. Kendisi bu şekilde beyan ediyor. Daha sonra mal varlığı hesaplanamaz bir noktaya ulaşıyor. Normalde, yasa gereği her sene mal varlığı beyan etmesi gerekirken bunu yapmıyor. Kendi keyfine göre bu mal beyanını vermiyor. Halk buna rağmen bu adama oy veriyor.

 

Temsil ettiği siyasi görüşleri falan siktiret. Bu kalibrede bir adama oy veren insanlara ne sıfat verelim istiyorsun? Asıl hak ettikleri sıfatlar çok daha ağır. Bunun sen de farkındasın.

 

Adam diyelim ki İslamcı. Tamam, bizim tasvip etmediğimiz bir siyasi görüş ama olsun. Ulan bu mına kodumun İslamcıları içinde aldatılmayan, aldatmayan, çalmayan çırpmayan birisi yok mu? Onu bul, onun peşine takıl. Olmuyor mu?

 

Hırsızın, arsızın, çapsızın peşine takılan en ağır sıfatı hak ediyor. Beceremiyorsa gitsin seçim kuruluna, benim aklım bu siyaseti almıyor, ben oy kullanmayacağım desin pusulayı bıraksın çıksın. Böyle bir gerizekalılık olur mu? Bu gerzeklerin tercihleri bizim de hayatımızın içine sıçıyor. Saygı mı duyalım yani bu barbar sürüsüne?

 

Halk dalkavukluğunun hiç gereği yok. Mal meydanda.

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
 
Düşüncelere hayret ettim. Siyaseten istenmeyen bir Akp ve bunun sonucunun halkin secimine indirgendiği düşünceler... Halkin akp yi sectigi icin cahil ilan edildigi fevkalede yalnis dusunceler bütünü görüyoruz.
 
Öncelikle cehalet bir seviye meselesi değil mi?. Referans aldiginiz noktanin altında mi? Veya hangi konu hakkinda bilgisiz bu halk? Tarih ekonomi veya fizik hakkinda bilgi sahibi olmak; cahil olmamayı yeterli kılmaz... Yine bilgi sahibi olmak iyi öğreticilik değildir.
 
Hangi insan, aydınlanma yolu var iken; cahil kalmayı yeğlerki. 10 saat hic bir tekstil atolyesinde çalıştığınızı düşünün. Yada köyde tezeği kürekle temizlediğinizi. Yada dört cocuga bir göz odada aksam yemegi hazırladığınızı... Hangi felsefeden ve hangi sanattan bahsediyoruz. Bu insanlarin azicik rahat ettiginde izledigi film belki bir sanattir. Onlar icin amac "ekonomi" rahatliktir. Cunku bu rahatlik; sizin bahsettiginiz aydinlanmanin yolu icin amac olmaktadir. Halk secimleri ile dengeyi bulmaya dogruyu aramaya calismaktadir.
 
İnsanlar aşık olduklarinda en sacma iki lafa inanir. Din ve milliyetcilik ikinci sinif da olsa inanclardan eksiltmez. Bunların anlaşılmadığını düşünüyorum.
 
En utanç verici olan ise cozum olarak zorla xyz yi dayatmak olarak gorülmesi. Bu akil almaz yaklasimi nasil bir dusunce ile vardiniz merek ediyorum dogrusu.
 
Bu topraklarki dunya medeniyetinin baslangic noktasidir. Etiden romaya, selcukludan osmanliya buyuk bir birikimin ve tecrubenin sonucu. Cahillik gibi sıfatları doğru bulmuyorum.

Bunlar bomboş laflar, bomboş. Bu seçimlerin arkasında yatan olgu, inanılmaz bir cehalet ve embesilliktir. Bu ilkel primat yığınının yaptığı seçimler yüzünden, kaç insan öldü, kaç masum insan hapis esaretine mahkum edildi, kaç çocuk babasız kaldı, kaç öğretmen işsiz ve aç kalarak sefalete sürüklendi haberin varmı senin? Öyle bir şımardılar, öyle bir cüretkarlaştılarki bide, kalkıp da bu ülkenin tek gerçek sahipleri kendileriymiş gibi kendilerinin aksine iki şey bilen, akıl yürütebilen kim varsa ona 'hain' diye saldırıyorlar. Biz, bu alçak mahlukatlar yığınını hoş mu göreceğiz? Kendi boklarında boğulsun leş kargaları.

 

 
Siyaseten istenmeyen bir Akp ve bunun sonucunun halkin secimine indirgendiği düşünceler...

Sen mal mısın? Neye ingirgeyeceğiz, halkın seçimi tabi. 

 

 
 Veya hangi konu hakkinda bilgisiz bu halk?

Her konuda. Soruyu tersten sorman gerekiyor, kendine de sor, hangi konuda bilgilisiniz?

 

 
Tarih ekonomi veya fizik hakkinda bilgi sahibi olmak; cahil olmamayı yeterli kılmaz... Yine bilgi sahibi olmak iyi öğreticilik değildir.

Ne diyon olm sen, kendi kendine mırıldanıyorsun. 

 

 
Hangi insan, aydınlanma yolu var iken; cahil kalmayı yeğlerki.

Anadolu halkının kabaca yarısı.

 

 
10 saat hic bir tekstil atolyesinde çalıştığınızı düşünün. Yada köyde tezeği kürekle temizlediğinizi. Yada dört cocuga bir göz odada aksam yemegi hazırladığınızı... Hangi felsefeden ve hangi sanattan bahsediyoruz. Bu insanlarin azicik rahat ettiginde izledigi film belki bir sanattir.

Hiç bana kalkıp da yoksulluk üzerinden duygu sömürüsü yapma. Madem yoksullar, maden siyasi meseleleri kavrayacak bilgi birikimleri ve imkanları yok, o zaman anlamadıkları işte burunlarını sokmayacaklar. Bu kadar basit. Kendileri fakirse, kendilerini sömürerek servet edinen, refah içinde yaşayan namussuz önderlerine baksınlar ve peşlerinden sürü gibi gitmesinler. Yok, ben kendi içinde bulunduğum sefalet bataklığına başkalarını da çekeceğim, başkalarına da rahat vermeyeceğim diyorlarsa gebersinler, Rhodium. Hiç acımam, öyle azıllı bir nefretim var bu şerefsizlere. Prensip olarak sosyal yardım programlarını falan destekliyorum, ama bu itleri aradan ayıklayıp kömür&makarnaları kesilirse, açlıktan kıvrana kıvrana köpekler gibi geberirlerse hiç üzülmem, Rhodium. Hiç üzülmem bile. Bunu hak ediyorlar aşağlık yaratıklar çünkü.

 

 
Onlar icin amac "ekonomi" rahatliktir. Cunku bu rahatlik; sizin bahsettiginiz aydinlanmanin yolu icin amac olmaktadir. Halk secimleri ile dengeyi bulmaya dogruyu aramaya calismaktadir.

Bu sözlerle saçmalamanın dibine vurdun, tebrik ederim. Madem amaçları ekonomik rahatlık, o zaman (şimdiki)ekonomik politikaları rezalet olan bir hükumeti seçmesinler. Açlık sınırının altında asgari ücret, bu maaşın yükseltilmesini savunan, kendi hayat standartlarını düzeltmek için çabalayıp çırpınan solcu gruplara ''fetöcü devlet düşmanı'' damgasını vurup zulmetmesinler, Rhodium. Bu hazin ironiyi de bana açıklamaya zahmet eder misin? Sen hem sefalet içinde çırpınacaksın, hem de senin yaşam kaliteni yükseltmeye çalışanlara adice ve nankörce yükleneceksin. Bunun izahı yok.

 

 
En utanç verici olan ise cozum olarak zorla xyz yi dayatmak olarak gorülmesi. Bu akil almaz yaklasimi nasil bir dusunce ile vardiniz merek ediyorum dogrusu.

Dayatacaksın tabi, güzel sözle ve izahla adam olmayanı döve döve, eze eze adam edeceksin. Ya da hiç değilse, siyasetteki etkinliğini ortadan kaldıracaksın, tek yapabilrdikleri şeyi, düşük beceri meslekleri yerine getirmekle yetinsin vasıfsız insan sürüsü.

 

 
Bu topraklarki dunya medeniyetinin baslangic noktasidir. Etiden romaya, selcukludan osmanliya buyuk bir birikimin ve tecrubenin sonucu. Cahillik gibi sıfatları doğru bulmuyorum.

Bu topraklarda geçmişte kurulan medeniyet sayısı ile bugünkü cehalet arasında nasıl bir korelasyon kurabildin, anlamak güç. 

tarihinde Godless Crusader tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
 
Düşüncelere hayret ettim. Siyaseten istenmeyen bir Akp ve bunun sonucunun halkin secimine indirgendiği düşünceler... Halkin akp yi sectigi icin cahil ilan edildigi fevkalede yalnis dusunceler bütünü görüyoruz.
 
Öncelikle cehalet bir seviye meselesi değil mi?. Referans aldiginiz noktanin altında mi? Veya hangi konu hakkinda bilgisiz bu halk? Tarih ekonomi veya fizik hakkinda bilgi sahibi olmak; cahil olmamayı yeterli kılmaz... Yine bilgi sahibi olmak iyi öğreticilik değildir.
 
Hangi insan, aydınlanma yolu var iken; cahil kalmayı yeğlerki. 10 saat hic bir tekstil atolyesinde çalıştığınızı düşünün. Yada köyde tezeği kürekle temizlediğinizi. Yada dört cocuga bir göz odada aksam yemegi hazırladığınızı... Hangi felsefeden ve hangi sanattan bahsediyoruz. Bu insanlarin azicik rahat ettiginde izledigi film belki bir sanattir. Onlar icin amac "ekonomi" rahatliktir. Cunku bu rahatlik; sizin bahsettiginiz aydinlanmanin yolu icin amac olmaktadir. Halk secimleri ile dengeyi bulmaya dogruyu aramaya calismaktadir.
 
İnsanlar aşık olduklarinda en sacma iki lafa inanir. Din ve milliyetcilik ikinci sinif da olsa inanclardan eksiltmez. Bunların anlaşılmadığını düşünüyorum.
 
En utanç verici olan ise cozum olarak zorla xyz yi dayatmak olarak gorülmesi. Bu akil almaz yaklasimi nasil bir dusunce ile vardiniz merek ediyorum dogrusu.
 
Bu topraklarki dunya medeniyetinin baslangic noktasidir. Etiden romaya, selcukludan osmanliya buyuk bir birikimin ve tecrubenin sonucu. Cahillik gibi sıfatları doğru bulmuyorum.

 

Bunu bir başkası ile de tartıştım. Bazıları "ekonomi daha önemli, halkın karnı açsa sanatı ne yapsın?" filan derler.

Bu şöyle saçma: Medyada / siyasette halkın (ve orta sınıfların) sürekli yalanlarla, kandırmacalarla, sahte haber ile, çarpıtılmış gerçeklerle kandırılması sorunu vardır. Eğitim ve sanat bu yüzden önemli. Kaldı ki bu bile sorunu tek başına çözmez. Fransa'nın Löpencileri de genellikle alt-tabaka, cahil insanlar. Bazen bu oluyor önüne geçemezsin.

 

Ama benim vurguladığım, bu forumda da çok kızdığım. Baş örtülü, fakir olup, köyde yaşayıp, yine de sonuna kadar Atatürkçü olan insanlar var. Yani halk salak değildir. Dünyayı doğru olmak için sadece beynin olması yeterlidir.

"Müslüman şöyle, Müslüman böyle" diyorsunuz. Hiç yok öyle bir şey. Dindar olup da cumhuriyetçi olmak konusunda hepinize taş çıkartacak insanlar da var. Demokrasi bu yüzden işler. Halk salak filan değildir.

 

Bana göre sorun şu: Bazı insanlar bir yerden sonra aşağı doğru giden bir döngü içine giriyorlar. Hem de gayet eğitimli olmalarına rağmen. Öyle çok insan var. Mesela benim seneler önce iyi bir bilgisayarcım vardı. Önce fiyatlar arttı, sonra verilen işi yapamamaya ya da yapmamaya başladı. En son gittiğimde hem işi yapmadı, hem de bir sürü para aldı, bilgisayarı da atmak zorunda kaldım. Veya mesela telefonla pide sipariş ettim. adam pideyi yollamış, ayranı yollamamış (3-4 TL) parayı da cebine indirmiş. Bu birinci aşama.

İkinci aşamada mesela oyunu satıyor. "Bana kömür verene oy veririm" diyor.

Üçüncü aşamada partiye giriyor (oğlu iş bulsun, amcasının oğlu kadrolu olsun diye)

Dördüncü aşamada hepten ülkeyi satıyor. Tansu Çiller ve dönemin sağ politikacıları gibi.

 

Bunlar yüzyıllar önce tartışılmış konulardır. Mesele kafanıza bilgi sokmak değildir (Diplomalı adam bu dediğimin alasını yapıyor). Mesele bu aşağı doğru giden dögüyü kırmak, insanların bu döngüye girmemeleridir. Atatürk niye "Bütün umudum gençlerdir" demiş. Bunu demesinin sebebi nedir? - Sebep budur.

 

Onun için halka saygı göstereceksin. Sadece iş bulup ilaç parası vererek de olmaz. Bunun eğitimi, sanata erişimi, dünyaya erişimi olacak. sende bunun karşılığında, yasalarınla, hukuk devletinle bundan mafya olmamasını, terörist / hırsız olmamasını, üretmesini bekleyeceksin. Batı bunu böyle yapıyor.

 

 

 

Cahillik en hafif ve kibar tanım bence. Hırsız olduğunu bile bile bir insana oy verene cahil demek ona gösterilen bir kibarlıktır. Gerçek hak ettiği sıfatları söylememek için cahil deniyor.

 

Bir adam düşünün, ülkeyi yönetiyor ama sürekli olarak aldatıldığını söylüyor. Kendisini aldattığını iddia ettiği insanların kafasını koparıyor, halk yine buna oy veriyor. Bu insanlara ne sıfat vereceksin?

 

Bir adam düşünün, siyasete başladığında parmağındaki alyanstan başka bir mal varlığı yok. Kendisi bu şekilde beyan ediyor. Daha sonra mal varlığı hesaplanamaz bir noktaya ulaşıyor. Normalde, yasa gereği her sene mal varlığı beyan etmesi gerekirken bunu yapmıyor. Kendi keyfine göre bu mal beyanını vermiyor. Halk buna rağmen bu adama oy veriyor.

 

Temsil ettiği siyasi görüşleri falan siktiret. Bu kalibrede bir adama oy veren insanlara ne sıfat verelim istiyorsun? Asıl hak ettikleri sıfatlar çok daha ağır. Bunun sen de farkındasın.

 

Adam diyelim ki İslamcı. Tamam, bizim tasvip etmediğimiz bir siyasi görüş ama olsun. Ulan bu mına kodumun İslamcıları içinde aldatılmayan, aldatmayan, çalmayan çırpmayan birisi yok mu? Onu bul, onun peşine takıl. Olmuyor mu?

 

Hırsızın, arsızın, çapsızın peşine takılan en ağır sıfatı hak ediyor. Beceremiyorsa gitsin seçim kuruluna, benim aklım bu siyaseti almıyor, ben oy kullanmayacağım desin pusulayı bıraksın çıksın. Böyle bir gerizekalılık olur mu? Bu gerzeklerin tercihleri bizim de hayatımızın içine sıçıyor. Saygı mı duyalım yani bu barbar sürüsüne?

 

Halk dalkavukluğunun hiç gereği yok. Mal meydanda.

 

 

 

- İşte tiyatrolarda "Zübük" diye Aziz Nesinin yazdığı bir oyun vardır. (Kemal Sunal filmini de yapmıştır) Gidin izleyin bence.

 

"Bunlar bomboş laflar, bomboş. Bu seçimlerin arkasında yatan olgu, inanılmaz bir cehalet ve embesilliktir. Bu ilkel primat yığınının yaptığı seçimler yüzünden, kaç insan öldü, kaç masum insan hapis esaretine mahkum edildi, kaç çocuk babasız kaldı, kaç öğretmen işsiz ve aç kalarak sefalete sürüklendi haberin varmı senin? Öyle bir şımardılar, öyle bir cüretkarlaştılarki bide, kalkıp da bu ülkenin tek gerçek sahipleri kendileriymiş gibi kendilerinin aksine iki şey bilen, akıl yürütebilen kim varsa ona 'hain' diye saldırıyorlar. Biz, bu alçak mahlukatlar yığınını hoş mu göreceğiz? Kendi boklarında boğulsun leş kargaları."

 

- Siyah / Beyaz görmemeye çalış. Aradaki tonlara / renklere de bak biraz.

 

"Sen mal mısın? Neye ingirgeyeceğiz, halkın seçimi tabi." 

Değil şöyle değil:

1) son seçimde geçersiz oylar geçerli kabul edildi.

2) basın özgürlüğü yok. medyanın tamamı devletin elinde.

3) Eğitim sistemi zayıf. Avrupalılardaki gibi, sorgulayan, şüphelenen tartışan kesim azınlık durumunda.

4) Siyasi rüşvet var. Refah partisinden önceleri de yaygın bir uygulama idi, şimdi de gayet yasal bir uygulama.

/ Sistem kısmi olarak uygulanıyor (darbeler döneminin başlangıcından beri) bu yüzden de yarım yamalak işliyor.

 

"Her konuda. Soruyu tersten sorman gerekiyor, kendine de sor, hangi konuda bilgilisiniz? "

- Çoğu seni sulu götürüp susuz getirirler. Hiç hafife alma derim.

 

"Ne diyon olm sen, kendi kendine mırıldanıyorsun."  +

- Doğru söylüyor. Ben Lise eğitiminin tamamını yurt dışında aldım. Öyle. Sadece tarih/coğrafya değil. Okulda belli bir kültür, mesela eleştirisel düşünce / medya okur-yazarlığı öğreniyorsun. (Türkiye'deysen büyük oranda bunu öğrenmiyorsun, "türküm, doğruyum, çalışkanım" öğreniyorsun)

 

"Anadolu halkının kabaca yarısı".

- Sen de haklısın. Ama bu halka üç tane darbe yapıldı. Gencecik çocukları yazarları, aydınları katledildi. Etnik - mezhepsel çatışmalar oldu. Saçma sapan iş yapıldı. + bu halktan sürekli bir şeyler çalındı. Hepsi de bunu biliyor. O yüzden "ben böyle demokrasinin..." diyebilir. Bunun için haklı nedenleri yok diyemeyiz.

 

"Hiç bana kalkıp da yoksulluk üzerinden duygu sömürüsü yapma. Madem yoksullar, maden siyasi meseleleri kavrayacak bilgi birikimleri ve imkanları yok, o zaman anlamadıkları işte burunlarını sokmayacaklar. Bu kadar basit. Kendileri fakirse, kendilerini sömürerek servet edinen, refah içinde yaşayan namussuz önderlerine baksınlar ve peşlerinden sürü gibi gitmesinler. Yok, ben kendi içinde bulunduğum sefalet bataklığına başkalarını da çekeceğim, başkalarına da rahat vermeyeceğim diyorlarsa gebersinler, Rhodium. Hiç acımam, öyle azıllı bir nefretim var bu şerefsizlere. Prensip olarak sosyal yardım programlarını falan destekliyorum, ama bu itleri aradan ayıklayıp kömür&makarnaları kesilirse, açlıktan kıvrana kıvrana köpekler gibi geberirlerse hiç üzülmem, Rhodium. Hiç üzülmem bile. Bunu hak ediyorlar aşağlık yaratıklar çünkü."

 

- Güzel bir açıklama. Yine de sol siyaset açısından çok kapsamlı bir konu. Sen siyasi açıdan neredesin bilmiyorum. Doğru hatırlıyorsam "liberalim" demiştin.

Benim açıklamam. Bu ülkenin solcuları öldürüldü, yurt dışına kaçırıldı, işkenceye tecavüze maruz kaldılar, bazıları arabalarında patlatıldı, bazıları vuruldu (Hepsi devlet tarafında veya devletin göz yumması ile yapıldı) Bir sürü insan ölüp gitti. Bu tarih dersi.

Sen liberalsin. Tamam. Bak ama Komşu ülkede Aleksis Sipras halkını nasıl koruyor. Kemer sıkma paketini ret etti, milletin emekliliğine, sosyal güvencesine, sanat faaliyetlerine dokundurtmadı. + Almanlardan / Avrupa'dan bir sürü yeni para koparttı. Bu bir sol siyasetçidir. Türkiyede mesela benim oyvereceğim sosyalist parti yok. Sosyal-demokrata kadar vardı (eskiden) şimdi o da yok tek parti var.

Ama biz çözüm düşünürüz: Bir ülkede sağ parti işleri vardır, sol parti işleri vardır. Modern ülkeler böyle çalışıyor. ABD'de bile 4 sene demokrat, 8 sene cumhuriyetçi, filan, böyle dönüşümlü giderler. Fransa'ya bak. Aynı.

- Bizdeki demokrasinin bir tekeri kırılmış. (yaptığı yapacağını çok iyi bilen bir takın insanlar sayesinde)

Bu. Daha bunu görme aşamasına gelmek gerekiyor.

 

"Bu sözlerle saçmalamanın dibine vurdun, tebrik ederim. Madem amaçları ekonomik rahatlık, o zaman (şimdiki)ekonomik politikaları rezalet olan bir hükumeti seçmesinler. Açlık sınırının altında asgari ücret, bu maaşın yükseltilmesini savunan, kendi hayat standartlarını düzeltmek için çabalayıp çırpınan solcu gruplara ''fetöcü devlet düşmanı'' damgasını vurup zulmetmesinler, Rhodium. Bu hazin ironiyi de bana açıklamaya zahmet eder misin? Sen hem sefalet içinde çırpınacaksın, hem de senin yaşam kaliteni yükseltmeye çalışanlara adice ve nankörce yükleneceksin. Bunun izahı yok."

- Normal olan senin bu dediğin. Ama bu ülkede, ben doğmadan çok önceleri, devleti, ülkücü mafyası, PKK'lısı, herkes bunun haricinde herşeyin olması için çalıştı. Bu çalışmalarının meyvesi de AKP. Yani halka değil, Bunu yapan adamı bulup sor "sen bunu niye böyle yaptın abi / amca?" diye.

Ben şahsen bilmiyorum. Ben normal ülkelerde, örneğin Brezilya'da olanı söylüyorum.

Sağ parti ticaridir, gelişimcidir, ülkeyi ilerleticidir (yolsuzluk, rüşvet vs. de genelde bunlardadır)

Sol parti eğitim hizmetini, sağlık hizmetini, yasaların herkes için aynı olmasını, zenginlerden çok fakirlerden az vergi alınmasını filan sağlar.

90'lardaki siyasi yelpaze şuydu: 2 liberal parti, 2 sosyal demokrat parti, 1 milliyetçi parti, 1 dinci parti.

 

/Yani bir farklılık var. Ama farklılık nedir daha bu saate kadar onu çözemedim.

 

"Dayatacaksın tabi, güzel sözle ve izahla adam olmayanı döve döve, eze eze adam edeceksin. Ya da hiç değilse, siyasetteki etkinliğini ortadan kaldıracaksın, tek yapabilrdikleri şeyi, düşük beceri meslekleri yerine getirmekle yetinsin vasıfsız insan sürüsü. "

- Dayatma dönemi bitmiştir. İnönü sonrasında zaten her gelen yeni bir şey dayatmıştır. Bu bu tür insanların (senin gibi) narsistik "ben her şeyi bilirim"ci yapısından kaynaklanıyor.

Cumhuriyetin bu dediğinle alakası yoktur. Hatta bunun tam tersidir.

Yanlış anlama "AKP çok şerefli partidir" filan demiyorum. AKP'yi siz de biliyorsunuz, bende biliyorum. DÜnya da biliyor.

Önemli olan bu noktaya gelmemek idi. İsteselerdi 97'de yarım-darbe oldu. Bitirmek isteselerdi daha o dönemde bitirmişlerdi.

Ha "bu mantıkla yol alınır mı?" diye soruyorsan. Cevabı hayır.

Da dünya öyle bir yer işte. Rusya gibi, Türkiye gibi, İran gibi yerlerde birileri çıkıp "ben her şeyi biliyom, benim dediğim gibi yapın, iyi olur" diyebiliyorlar. Ülkeler de öyle ülkeler oluyor.

Kimse de dışardan gelip düzeltemiyor.

 

"Bu topraklarda geçmişte kurulan medeniyet sayısı ile bugünkü cehalet arasında nasıl bir korelasyon kurabildin, anlamak güç."

- Sadede gelsek iyi olur. Atatürk ve arkadaşları bence birçok şeyi doğru görüp doğru anladılar ve doğru işler yaptılar. Olayların sonra ters gitmesini açıkçası bende tam anlamıyorum. Soğuk savaşın etkisi mutlaka büyük oldu. Ama nedense bu halk savaştan sonra da acı çekmeye devam etti. Bunları araştırmak gerekiyor 1)

2) Dünya geneli açısından da ilginç bir dönemdeyiz. Ne döndüğünü bende her zaman anlayamıyorum.

Link to post
Sitelerde Paylaş
2 hours ago, leonardo18 said:

 

 

Hofız kendini yorup derin derin analizler yapmışsın. Hırsıza, hırsız olduğunu bile bile oy veren insan boş bir un çuvalıdır. İnsan kategorisinde görülemez.

 

Galiba hakikaten insanların içine karışıp, insan taklidi yaparak yaşayan bir alt-insan türü var.

 

Söz konusu şahsın ve ailesinin indirdiği parayı Anadolu'daki herkes biliyor. Senin benim bilmediğim detayları bile biliyorlar. Arada bu konu akıllarına geldiğinde sırtlan yavrusu gibi pis pis sırıtıp dudaklarını yalıyorlar.

 

İsmet İnönü'nün Anadolu'ya göreve gönderdiği subaylara verdiği nasihatı asla unutmamak gerekir. "Halka sakın güvenme ve arkanı dönme" demiş Paşa. Yalın ve kesin gerçek budur.

Link to post
Sitelerde Paylaş
7 hours ago, Godless Crusader said:

Bunlar bomboş laflar, bomboş. Bu seçimlerin arkasında yatan olgu, inanılmaz bir cehalet ve embesilliktir. Bu ilkel primat yığınının yaptığı seçimler yüzünden, kaç insan öldü, kaç masum insan hapis esaretine mahkum edildi, kaç çocuk babasız kaldı, kaç öğretmen işsiz ve aç kalarak sefalete sürüklendi haberin varmı senin? Öyle bir şımardılar, öyle bir cüretkarlaştılarki bide, kalkıp da bu ülkenin tek gerçek sahipleri kendileriymiş gibi kendilerinin aksine iki şey bilen, akıl yürütebilen kim varsa ona 'hain' diye saldırıyorlar. Biz, bu alçak mahlukatlar yığınını hoş mu göreceğiz? Kendi boklarında boğulsun leş kargaları.

 

Sen mal mısın? Neye ingirgeyeceğiz, halkın seçimi tabi. 

 

Her konuda. Soruyu tersten sorman gerekiyor, kendine de sor, hangi konuda bilgilisiniz?

 

Ne diyon olm sen, kendi kendine mırıldanıyorsun. 

 

Anadolu halkının kabaca yarısı.

 

Hiç bana kalkıp da yoksulluk üzerinden duygu sömürüsü yapma. Madem yoksullar, maden siyasi meseleleri kavrayacak bilgi birikimleri ve imkanları yok, o zaman anlamadıkları işte burunlarını sokmayacaklar. Bu kadar basit. Kendileri fakirse, kendilerini sömürerek servet edinen, refah içinde yaşayan namussuz önderlerine baksınlar ve peşlerinden sürü gibi gitmesinler. Yok, ben kendi içinde bulunduğum sefalet bataklığına başkalarını da çekeceğim, başkalarına da rahat vermeyeceğim diyorlarsa gebersinler, Rhodium. Hiç acımam, öyle azıllı bir nefretim var bu şerefsizlere. Prensip olarak sosyal yardım programlarını falan destekliyorum, ama bu itleri aradan ayıklayıp kömür&makarnaları kesilirse, açlıktan kıvrana kıvrana köpekler gibi geberirlerse hiç üzülmem, Rhodium. Hiç üzülmem bile. Bunu hak ediyorlar aşağlık yaratıklar çünkü.

 

Bu sözlerle saçmalamanın dibine vurdun, tebrik ederim. Madem amaçları ekonomik rahatlık, o zaman (şimdiki)ekonomik politikaları rezalet olan bir hükumeti seçmesinler. Açlık sınırının altında asgari ücret, bu maaşın yükseltilmesini savunan, kendi hayat standartlarını düzeltmek için çabalayıp çırpınan solcu gruplara ''fetöcü devlet düşmanı'' damgasını vurup zulmetmesinler, Rhodium. Bu hazin ironiyi de bana açıklamaya zahmet eder misin? Sen hem sefalet içinde çırpınacaksın, hem de senin yaşam kaliteni yükseltmeye çalışanlara adice ve nankörce yükleneceksin. Bunun izahı yok.

 

Dayatacaksın tabi, güzel sözle ve izahla adam olmayanı döve döve, eze eze adam edeceksin. Ya da hiç değilse, siyasetteki etkinliğini ortadan kaldıracaksın, tek yapabilrdikleri şeyi, düşük beceri meslekleri yerine getirmekle yetinsin vasıfsız insan sürüsü.

 

Bu topraklarda geçmişte kurulan medeniyet sayısı ile bugünkü cehalet arasında nasıl bir korelasyon kurabildin, anlamak güç. 

 

10 hours ago, Robespierre said:

 

Cahillik en hafif ve kibar tanım bence. Hırsız olduğunu bile bile bir insana oy verene cahil demek ona gösterilen bir kibarlıktır. Gerçek hak ettiği sıfatları söylememek için cahil deniyor.

 

Bir adam düşünün, ülkeyi yönetiyor ama sürekli olarak aldatıldığını söylüyor. Kendisini aldattığını iddia ettiği insanların kafasını koparıyor, halk yine buna oy veriyor. Bu insanlara ne sıfat vereceksin?

 

Bir adam düşünün, siyasete başladığında parmağındaki alyanstan başka bir mal varlığı yok. Kendisi bu şekilde beyan ediyor. Daha sonra mal varlığı hesaplanamaz bir noktaya ulaşıyor. Normalde, yasa gereği her sene mal varlığı beyan etmesi gerekirken bunu yapmıyor. Kendi keyfine göre bu mal beyanını vermiyor. Halk buna rağmen bu adama oy veriyor.

 

Temsil ettiği siyasi görüşleri falan siktiret. Bu kalibrede bir adama oy veren insanlara ne sıfat verelim istiyorsun? Asıl hak ettikleri sıfatlar çok daha ağır. Bunun sen de farkındasın.

 

Adam diyelim ki İslamcı. Tamam, bizim tasvip etmediğimiz bir siyasi görüş ama olsun. Ulan bu mına kodumun İslamcıları içinde aldatılmayan, aldatmayan, çalmayan çırpmayan birisi yok mu? Onu bul, onun peşine takıl. Olmuyor mu?

 

Hırsızın, arsızın, çapsızın peşine takılan en ağır sıfatı hak ediyor. Beceremiyorsa gitsin seçim kuruluna, benim aklım bu siyaseti almıyor, ben oy kullanmayacağım desin pusulayı bıraksın çıksın. Böyle bir gerizekalılık olur mu? Bu gerzeklerin tercihleri bizim de hayatımızın içine sıçıyor. Saygı mı duyalım yani bu barbar sürüsüne?

 

Halk dalkavukluğunun hiç gereği yok. Mal meydanda.

 

 

Bu konuda cahil halki savunmak mantikli tabiki degil. Ancak halki anlamak; pozitif veya negatif olmayi gerekli kilmaz. Halka bakış tipki biyolojiye bakış gibi olmalı. Halk bireylerden meydana geliyor. Birey nedir? Bu konuda maslowa gecmemiz gerekir.
 
Yemek icmek ile barinma ihtiyacini karsilayamamis bir bireylerden soz ediyoruz.
 
Akp %35 ile iktidara geldi. Bildigimiz gibi baraj ile sistemin cogunlugunu ele aldi. Ve bunun icinde radikal Akpliler tas catlasin %15-20 dir. Akp icinden gectigi sekli ile su halde devletin otoritesini temsil ediyor. Sisyasetin gergin olmasi; guvenlik (barinma) ve ekonomi(yeme icme) ihtiyaci halkin temel sorunudur.
 
Sizler kendinizi; bu ihtiyaclari tamamlamis bireyler olarak gordugunuzden; Akp de ne dogru ne yalnis diye bakiyorsunuz. Ve secimlerinizi buna gore yapiyorsunuz. İste hirsizlik diyorsunuz yada hapisteki yazarlar vs. Bir cok soruna bakarak Akp budur diye tanimliyorsunuz. Ancak halkin %40 lik kadar bir kismi bu tanimlamayi yapacak halde degil. 
 
Arkadaslar; halkimizin buyuk cogunlugu aç. Fakir. Yoksul. Buyuk cogunlugu, sehit haberleri, pkk sorunlari ile içli dışlı, yasiyor. Hal boyle olunca; "otoriteden yana" tavir aliyorlar. 
 
Ornegin, cok kulturlu gordugumuz japonya isvec gibi ulkelerin insanlarini bu ekenomi ve guvenlik ile 5-10 yil sorunlar icinde yasatin. Bunlarda yine otoriteden yana secim yaparlar. Bu bir beyinsel klikdir. Klik diye işler.
 
Mesela, işçi sınıfı; sermaye karsisinda sendika icin eylem yapamasini dusunun. Yine guvenlik ve aclik var ise isçiler patrona karşı eylemde olamazlar. Otoriteden yana olurlar.
 
Bu konuda, sistem ve sorunlar zamanla cozulecektir. Chp bu secimlerde iyi bir taktik uyguladi. Bunu devam ettirir ise zamanla akp oy kaybecektir. Taki radikal savunucularina kadar inerler. 
 
Butun bu sebeple Turk halki icin: cahildir mantigina siginmayin.
Link to post
Sitelerde Paylaş

Aç olmak, hırsıza oy vermenin gerekçesi olmaz.

 

Referandumda EVET diyenler ile bir konuşalım. Hiçbirinin ağzından niçin EVET dediklerine dair bir tek mantıklı söz alamazsınız.

 

Niçin evet dedin?

- Daha güçlü Türkiye olsun diye

Ne alakası var?

-??

 

Niçin evet dedin?

- PKK hayır dedi.

Senin aklın yok mu? Sen kararlarını PKK'ya göre mi belirliyorsun?

-??

 

Niçin evet dedin?

-Ak Partiliyim. Reis dedi yaptım.

Senin kabileni s..eyim!

 

Bu! Bu yazdıklarımdan başka, tek bir mantıklı söz söyleyen adam bulun getirin, ben de diyeyim ki bu beyinsiz güruh gerçekten aç olduğu için, çaresiz olduğu için oy kullanıyor.

 

Evet oyu veren kadınlara sorun, mirastan yarım oy ister misin? Dünyayı yıkar. Eşinin başka bir kadın eve getirmesini ister misin? Üstünü başını paralar. E be mına kodumun gerzeği, niye cumhuriyeti yıkacağım, medeni kanunu kaldıracağım diyen adama oy veriyorsun?

 

Bunlar basbayağı, bildiğin aptal. Hiçbir açıklaması yok.

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
 

 

Hofız kendini yorup derin derin analizler yapmışsın. Hırsıza, hırsız olduğunu bile bile oy veren insan boş bir un çuvalıdır. İnsan kategorisinde görülemez.

 

Galiba hakikaten insanların içine karışıp, insan taklidi yaparak yaşayan bir alt-insan türü var.

 

Söz konusu şahsın ve ailesinin indirdiği parayı Anadolu'daki herkes biliyor. Senin benim bilmediğim detayları bile biliyorlar. Arada bu konu akıllarına geldiğinde sırtlan yavrusu gibi pis pis sırıtıp dudaklarını yalıyorlar.

 

İsmet İnönü'nün Anadolu'ya göreve gönderdiği subaylara verdiği nasihatı asla unutmamak gerekir. "Halka sakın güvenme ve arkanı dönme" demiş Paşa. Yalın ve kesin gerçek budur.

 

- Bunun olmamasına çalışacaksın işte. Benim 3 TL'lik ayran parasını cebe indiren kebapçı çalışanını düşün. Düzen düzen değil ki. Bir tarafta lüks tüketim tavan yapıyor. Petrol zengini gibi bir sürü yeni zengin görüntüsü türedi. Diğer tarafta bazı "Atatürkçü" kişiler, Atatürkçülüğü ezici ve faşist Kenan Evren Atatürkçülüğü gibi algılıyor. Ve Halkın fakirliğini normal bir şey olarak düşünüyor. BUnun da 1300 TL gibi bir para ile ailesini geçindirme sorumluluğu var. Kime sorsan "öyleyse kendini kurtar" diyor. Adam da kendini kurtarıyor işte.

 

Sosyal devlet bunun için var. Eğitim sağlayacaksın, sağlık sağlayacaksın, işsizlik sigortası sağlayacaksın (Bunları sağlayabilmek için hayvan gibi üremeyi teşvik etmeyeceksin).

MHP'linin sorunu nedir? Duygu olarak ben de MHP'lilerle aynı fikirdeyim. Ülkeni seviyorsun. Tamam.

Peki ülkeni seviyorsan, o zaman "ben hukuk devleti istiyorum, güçler ayrılığı istiyorum, daha adil gelir dağılımı istiyorum, basın özgürlüğü istiyorum, seçim barajının düşmesini istiyorum, parasız ve birleşik eğitim sistemi istiyorum, azınlık sorunlarının medeni çerçevelerde ele alınmasını istiyorum" diyebilmen gerekir.

-Halk dediğin biziz işte. Ülkeni seviyorsan halkını da seveceksin.

 

 

 

Bu konuda cahil halki savunmak mantikli tabiki degil. Ancak halki anlamak; pozitif veya negatif olmayi gerekli kilmaz. Halka bakış tipki biyolojiye bakış gibi olmalı. Halk bireylerden meydana geliyor. Birey nedir? Bu konuda maslowa gecmemiz gerekir.
 
Yemek icmek ile barinma ihtiyacini karsilayamamis bir bireylerden soz ediyoruz.
 
Akp %35 ile iktidara geldi. Bildigimiz gibi baraj ile sistemin cogunlugunu ele aldi. Ve bunun icinde radikal Akpliler tas catlasin %15-20 dir. Akp icinden gectigi sekli ile su halde devletin otoritesini temsil ediyor. Sisyasetin gergin olmasi; guvenlik (barinma) ve ekonomi(yeme icme) ihtiyaci halkin temel sorunudur.
 
Sizler kendinizi; bu ihtiyaclari tamamlamis bireyler olarak gordugunuzden; Akp de ne dogru ne yalnis diye bakiyorsunuz. Ve secimlerinizi buna gore yapiyorsunuz. İste hirsizlik diyorsunuz yada hapisteki yazarlar vs. Bir cok soruna bakarak Akp budur diye tanimliyorsunuz. Ancak halkin %40 lik kadar bir kismi bu tanimlamayi yapacak halde degil. 
 
Arkadaslar; halkimizin buyuk cogunlugu aç. Fakir. Yoksul. Buyuk cogunlugu, sehit haberleri, pkk sorunlari ile içli dışlı, yasiyor. Hal boyle olunca; "otoriteden yana" tavir aliyorlar. 
 
Ornegin, cok kulturlu gordugumuz japonya isvec gibi ulkelerin insanlarini bu ekenomi ve guvenlik ile 5-10 yil sorunlar icinde yasatin. Bunlarda yine otoriteden yana secim yaparlar. Bu bir beyinsel klikdir. Klik diye işler.
 
Mesela, işçi sınıfı; sermaye karsisinda sendika icin eylem yapamasini dusunun. Yine guvenlik ve aclik var ise isçiler patrona karşı eylemde olamazlar. Otoriteden yana olurlar.
 
Bu konuda, sistem ve sorunlar zamanla cozulecektir. Chp bu secimlerde iyi bir taktik uyguladi. Bunu devam ettirir ise zamanla akp oy kaybecektir. Taki radikal savunucularina kadar inerler. 
 
Butun bu sebeple Turk halki icin: cahildir mantigina siginmayin.

 

- Halk tamamen salak değildir. AKP döneminde ekonomi düzelmiş, kişi başına gelir artmıştır. Yine de 2015'den beri ekonomi kötüye gitmektedir, iş adamları filan tutuklanmaktadır, turizm dibe vuruyor, işsizlik artıyor, AKP'Liler ise bunun komplo olduğunu söylüyorlar. İşin kötü yanı, tek parti rejimine geçilmiştir. Artık indirmek isteseniz de indiremezsiniz.

 

12313602_1209444552416039_2796489314840726124_n.jpg 

NİHAHAHAHA

 

 

Aç olmak, hırsıza oy vermenin gerekçesi olmaz.

 

Referandumda EVET diyenler ile bir konuşalım. Hiçbirinin ağzından niçin EVET dediklerine dair bir tek mantıklı söz alamazsınız.

 

Niçin evet dedin?

- Daha güçlü Türkiye olsun diye

Ne alakası var?

-??

 

Niçin evet dedin?

- PKK hayır dedi.

Senin aklın yok mu? Sen kararlarını PKK'ya göre mi belirliyorsun?

-??

 

Niçin evet dedin?

-Ak Partiliyim. Reis dedi yaptım.

Senin kabileni s..eyim!

 

Bu! Bu yazdıklarımdan başka, tek bir mantıklı söz söyleyen adam bulun getirin, ben de diyeyim ki bu beyinsiz güruh gerçekten aç olduğu için, çaresiz olduğu için oy kullanıyor.

 

Evet oyu veren kadınlara sorun, mirastan yarım oy ister misin? Dünyayı yıkar. Eşinin başka bir kadın eve getirmesini ister misin? Üstünü başını paralar. E be mına kodumun gerzeği, niye cumhuriyeti yıkacağım, medeni kanunu kaldıracağım diyen adama oy veriyorsun?

 

Bunlar basbayağı, bildiğin aptal. Hiçbir açıklaması yok.

 

- Sistemin bu tür zaaflarını önceden görüp düzelteceksin.

Benim bir tanıdığım trafik kazası geçiriyor. Genç bir çocuk bunun arabasına çarpıyor. 1 saat içinde aracın şöförü yerine çocuğun babasının çalışanı gelip direksiyona geçiyor. Polis kayıtlarında şöför bu adammış gibi gönüyor. İkinci aşama: Adam tazminat, hapis cezası filan talep etmiyor. "Çocuğun babası bana niye para vermiyor" diye düşünüyor. Hatta para da alamıyor. Çocuğun babası hakimi filan kafaya alıyor buna taminat bile vermiyor (niye versin?).

 

Cumhuriyetin felsefi temelleri vardır. Mesela hukuk üstünlüğü. Bu tür şeyleri kısmen gerçekleştirmek yetmez.

AB bir sürü şey istiyor. AB'Nin Türklere vize vermesi hiçbir şeyi çözmez. Hükümetin oturup da AB'nin istediği reformları hızla gerçekleştirmesi, bu birçok sorunu çözer.

Mucize olup da HP'Nin iktidara gelmesi çok iyi olur. Keşke Fransa'daki gibi iki aşamalı seçim  sistemi olsa da halk CHP ve AKP arasında karar verse.

 

Yani önce alt yapın olacak. AB uyum yasaları halkı değil, iş dünyasını, şirketleri filan rahatlatmıştır. Daha çok yapılsa ekonomi de iyiye gidecek.

Sistemi öyle bir oturtacaksın ki, gerçekten ezik, dışlanmış kişiler suç işleyecek. Diğer herkes "ben öyle bir şeyi kendime yakıştırmam" diyecek.

Tabi genel anlamda söylüyorum. Mesela Fransa'da da bir sürü skandal oluyor. Cumhuriyetçilerin adayının bir sürü skandalı açığa çıktı. ABD'de Trump seçilebilmek için Ruslarla işbirliği yaptı. Önemli olan bunları zorlaştırılması, büyük oranda önlenebilmesi, yapanların cezalandırılması.

 

Yani TR'de yazılmış şeye uyulması gibi anlayışın gelişmesi lazım. TR'nin Suriye'den tek farkı da aslında budur. Suriye'de trafik polisi bile yok örneğin. Çarparsan iki taraf kendi arasında hallediyor.

Yani bir işi ya medenide yaparsın, ya da bilimsel olmayan, ilkel yöntemle yaparsın. Bu işler böyle.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...