Jump to content

Tanrı'yı Devre Dışı Bırakan Açıklamalar


Recommended Posts

 

Maddesiz salt ve saf enerjinin olamayacağı elbette kesin bir bilgidir. Hepimiz enerji depolayabilmek için bir yayın gerginliğinden yararlandığımızı, moleküler kimyasal bağlarda enerjiyi depoladığımızı, kütle çekimine karşın bir kütleyi uzaklaştırdığımızı kesinlikle biliriz.

 

Hiç bir şey yok gibi görünen boş uzay / zaman / madde / enerji dokusunda enerji ne yolla saklanmaktadır? Elbette sicimler enerjiyi saklıyor. Boşluk enerjisi budur. Sicimler maddenin bilinen en son en küçük yapı taşlarıdır. Bunlar gerçek makroskopik sicimler gibi gergindirler. Bu gerginlikle enerjiyi saklarlar. Sicim madde değildir diye bir iddia olamaz, sicim maddenin en temel yapıtaşı. Kimse sicimleri görebilmiş değil elbette. O yüzden boş uzay diyoruz ama sicimlerle dolu. Uzay / zaman / madde / enerji dokusunu bu sicimler oluşturuyor.

 

Zaten gizemli, niteliği bilinmeyen boşluk enerjisi derken sicimlerin gözlenememiş oluşu kabul edilmiş oluyor. Bu bilgi neden tepki ve öfkeye neden olacak bir bilgi oluyor hiç anlayamadım. Bu bilgi neye, kime dokunuyor ki? Hiç kimseye... Ben bu bilgide sakınca yaratan, yasaklı bir durum hiç göremiyorum. Bu bir açıklama türü, hiç bir görüşü yerle bir filan etmiyor. Buna niye öfkelenilir, bir anlam veremedim. 

 

Sicim diye birşey yok kardeşim. Sicim varlığı kurgulanan teorik bir parçacık. Yüksek gerilimli, çeşitli şekillerde titreyen, tek boyutlu olduğu kurgulanan, fantezi aleminin kahramanı olmanın ötesine geçemeyen, yalnız kurgu bilimleri ilgilendiren, olmadığı halde olduğu iddia edilen bir oluşum... Ciddiye almak yanlış olur.

 

Enerjinin maddesiz olamayacağı da doğru değil. Madde enerjinin varlığını kanıtlıyor. Maddenin davranışlarını izleyen onun bir enerji tarafından manüple edildiğini görüyor. Ama enerji maddeyi manüple etmeden de var. Herşeyden önce maddenin kendisi enerji..

Enerjinin koruma yasası var. Maddenin koruma yasası yok. Enerji yok olmuyor. Bir şekilden başka bir şekle dönüşüyor. Madde ise bazı durumlarda önce pür enerjiye dönüşüyor. Bu enerji daha sonra başka madde türlerine dönüşüyor.. Örneğin.. Nötron diğer parçacıklardan ayrılırsa proton, elektron ve elektron anti nötrino ya bozunuyor. Bu demek değil ki nötronun içinde onlar var. Nötron iki dawn ve bir up quark'dan oluşan bir parçacık. Yalnız kalınca önce pür enerjiye dönüşüyor. pür enerji de proton, elektron ve elektron anti nötrinoya dönüşüyor. Görüldüğü üzere bir madde başka bir maddeye dönüşebildiği için maddenin koruma yasası yok diyebiliriz.

Ama enerji için bunu söyleyemeyiz. Enerji entropi yasasına tabi ve asla yok olmuyor. Bir şekilden başka bir şekle dönüşüyor ve kullanılabilirliği azalıyor. Buna entropi deniyor.

 

Boşluktaki enerji sicim enerjisi değildir. Virtual particle lar vakümdeki enerjiden sorumludurlar.

 

Sicimleri unutun.Onlar takiyonlar gibi, olmayan, olması istenen ve oldukları kurgulanan teorik parçacıklardır. Onlarla bilimsel açıklamalar yapamazsınız. Yapmamalısınız.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 80
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

İyi ama "Maddenin Son Yapı Taşları" kitabında ünlü Hollandalı fizikçi Gerarrd't Hooft en temele inildiğinde sicimler olduğunu söylüyor. Kendisini fizik otoritesi sayıyor ve söylediklerini dikkate alıyorum. Kitabı çok dikkatli şekilde satır satır okudum. Normalde hızlı okurum ama bu tür kitapların sayfasını yirmi dakikadan önce filan çevirmem. Çok güzel bir anlatımı var ve güzel de çevrilmiş. Maddenin yapısını ayrıntılarıyla formüllere boğmadan anlatıyor. Ben bu kitabı başucu başvuru kaynağım olmaktan asla çıkaramam ve sicimleri bir kenara atamam.

 

Artık küçüğün en küçüğünden bahsediyoruz. Şöyledir diye kestirip atmak çok yanlış olur. Bu kadar incenin incesinin incesi bir konuda nasıl kesin şekilde bu böyledir diye kestirip atabiliriz? Bunu yapamayız. Bu olmaz... Takyonlar bence de yok ama sicimler için aynısını asla söyleyeyemem. Yine de tartışmaya bakayım.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Tartışmayı okudum ve sicimlerden vazgeçmeyeceğim. Sicim teorisi öyle kolaylıkla yabana atılacak bir teori zaten elbette değil. Üstelik son derece açıklayıcı. Salt ve saf, hiç bir taşıyıcısı olmadan enerjinin olacağını asla kabullenemem. Böyle bir şey tümüyle olanaksız.

Link to post
Sitelerde Paylaş
 

 

Biz başlangıçtan bahsediyoruz. Evren başlangıçta mevcut bir enerjinin belirsizlik ilkesine tabi olarak genişlemesinden oluşmuştur. O enerjinin kaynağı virtual particles dır. Yalancı parçacıklardır..Bu parçacıklar 10^-21 saniye yaşarlar. Onlardan biri belirsizlik ilkesine uyarak false vacuum olmuş ve evreni oluşturmuştur.. Bizim evrenin dışında başka evrenlerin çıktığı bir boşluk olabilir. Olması da gerekir. Çünkü neden yalnız tek bir evren olsun ki? Bir evren varsa sonsuz sayıda evrenler de vardır. Olmalıdır. Onların hiç biri yoktan var olmamıştır. Kuantum fiziğine göre her alanda enerji vardır.  Kısaca tekrarlayım...

False vacuum, yönü olmayan elektrik ve manyetik alanlara benzeyen scalar alanlar içeren her kuramda ortaya çıkar. Scalar alanların şu örnekleri vardır. Standard partikül fiziğinin Higgs alanları veya spekülatif grand birleştirici teoriler gibi. Higgs alanlarında enerji yoğunluğu alan yok olsa bile kolaylıkla sıfıra inemez. 

 

 

 

Bu arada... Evrenin dışı bizi evrenin ortaya çıkışını açıkladığı için ilgilendiriyor. Evrenin dışı yoksa ve yalnız kendisi varsa, bu evren bir enerjiden oluşmamıştır. Yoktan var olmuştur. Evrenin dışı olmadığı iddiasına itiraz etmemin nedeni evrenin çıktığı enerjinin kaynağını gösterememenizdir.

Şu soruya cevap verin:

İçinde yaşadığımız evren nasıl oluşmuştur? Çıktığı kaynak nedir?

 

Evrenin nasıl oluştuğuna dair bilgim yok. Zaten bu bilgiye sahip kimsede yok ortaya atılan iddialar spekülasyondan ibaret. Başlangıcın bulunması için görelilik ile kuantum mekaniğinin birleştirilmesi gerekli.

 

Bahsettiğiniz yalancı parçacıklar evrenin bir özelliğidir. Evren dışında herhangi bir geçerlilikleri olduğuna dair bilgi yok. Hiç bir koşul altında bu evrenden bir veya bir şeylere bakarak evrenin dışı olarak iddia ettiğiniz yer hakkında çıkarımda bulunamazsınız. Bilinen her türlü fizik kuralı bu evrenin içinde geçerlidir. Bu evrenin içinde olduğumuz içinde bu evren dışında herhangi bir referans noktanız yok. 

 

Kurduğunuz mantık evren yoktan var olamaz o zaman yalancı bir parçacık olmalı ve evren bu var olup yok olan parçacıklardan ( bir şekilde ) oluşmuş, olmalı mantığı kesin değil.

tarihinde NotImportant tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Gerard't Hooft'a çok güveniyorum. Bu güvenimin nedeni, şu cümlesi: "İnsanlığın, Evren'deki yerini biraz daha iyi, özellikle hiçbir metafizik düşünceye yer bırakmadan anlamaya başlayacağı umudunu ya da hayalini taşıyorum."

 

Açıkçası Feynman'a güvenmiyorum. Çünkü bir konferansının yazıya çevrilmişini okudum ve sık sık tanrıdan gereksiz yere bahsetmesinden çok rahatsız oldum. Ne amaçla bunu yapıyor anlamıyorum ve bilmiyorum. Tanrıdan bahseden biri benim için bitmiştir. Ona bir daha asla güvenemem. Gerard Hooft, kapakta yer alan yukarıdaki ilkesine sadakatle kitap boyunca bağlı kaldı. Tanrıdan bahsetmedi. O yüzden Feynman'a güvenmiyor fakat Hooft'a güveniyorum.

 

Hooft sicim diyorsa sicimdir. Düşünür ve aklıma yatıyorsa kabul ederim. Ama Feynman bir şey diyorsa elli kere şüphelenirim.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Maddenin korunumu yok fakat enerjinin korunumu var diye bir şey de olmaz. Madde enerji toplamının korunumu var. Yani evren Büyük Yırtılma ile dağılıp parçalandığında, atomlar bile dağılıp varlıklarını koruyamadıklarında, geriye sadece karadelikler kaldığında bile, madde enerji toplamı değişmez. Ben uzay /zaman / madde / enerji dokusunun evrensiz boş uzay dokusunu oluşturduğuna inanıyorum. Bu uzayda hiç bir şey yok gibidir. Ama vardır. Çok seyrek bir doku da olsa vardır ve zamansızlık, maddesizlik, enerjisizlik diye durumlar olanaksızdır. Maddesiz salt enerji ortamı olsa, o ortamda zaman olmazdı. Zamansızlık diye bir şey yoktur. Mutlak anlamda boş uzay diye bir şey olsa mekansızlık, zamansızlık ve mutlak durağanlık, hiçlik diye bir şey olurdu. Hiçlik olanaksızdır. Hiçlik diye bir şey olamaz. Sıfır enerji, sadece madde diye bir şey zaten olamaz. Sıfır madde, salt ve saf enerji de aynı şekilde mantıksızdır.  

Link to post
Sitelerde Paylaş

Yani şöyle: İçinde gazoz kabarcığı evrenler modeli veya paralel evrenler modeli şeklinde, hangisi olursa olsun, çoklu evrenler bulunsa da bulunmasa da, bu evrenler oluşup genişleyip dağılıp yeniden oluşsalar da uzay / zaman / madde / enerji dokusu değişmeden sonsuzca varlığını sürdürüyor. Bu dokuda görünürde hiç bir şey yok gibi ama görünüm yanıltıcı. Bu dokuda saklanan gizli bir enerji var.

 

Bu, elbette sonsuzdan beri her nasılsa var olan güçlü bir zekanın evreni tasarlayıp yarattığı saçmalığı ile kıyas bile edilmez. Teistlerin bu konuda çıkacak gıkı bile yok. Vay efenim işte siz de maddeye tanrı diyorsunuz filan diye hiç öyle ötemezler düdük gibi!  

 

Çünkü kendiliğinden sonsuzdan beri güçlü ve zeki tanrı elbette çok saçma ve olamaz.  Ama sonsuzdan beri uzay / zaman / madde / enerji dokusunun olması bununla hiç aynı şey değil. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
 

 

Evrenin nasıl oluştuğuna dair bilgim yok. Zaten bu bilgiye sahip kimsede yok ortaya atılan iddialar spekülasyondan ibaret. Başlangıcın bulunması için görelilik ile kuantum mekaniğinin birleştirilmesi gerekli.

 

Bahsettiğiniz yalancı parçacıklar evrenin bir özelliğidir. Evren dışında herhangi bir geçerlilikleri olduğuna dair bilgi yok. Hiç bir koşul altında bu evrenden bir veya bir şeylere bakarak evrenin dışı olarak iddia ettiğiniz yer hakkında çıkarımda bulunamazsınız. Bilinen her türlü fizik kuralı bu evrenin içinde geçerlidir. Bu evrenin içinde olduğumuz içinde bu evren dışında herhangi bir referans noktanız yok. 

 

Kurduğunuz mantık evren yoktan var olamaz o zaman yalancı bir parçacık olmalı ve evren bu var olup yok olan parçacıklardan ( bir şekilde ) oluşmuş, olmalı mantığı kesin değil.

 

Yazılanların hiç birinin kesinliği yok. Öyle bir iddiada bulunmak anlamsız. Ben mantıklı bulduğum teorinin diğer teorilerden daha olası olduğundan çok, daha çok kabul edildiğine değiniyorum. Hepsi o kadar.. Bu teoriler için kavga etmeye değmez.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Kuantum fiziğinde parçacıkların fiziksel yapısını bilmek mümkün değildir. Bütün bilinen onların davranışlarıdır. Her parçacığın kendine özgü davranışları vardır. Onları fiziksel olarak görmek mümkün değildir.

Sicim teorisi atom altı parçacıklara bir takım fiziksel özellikler ithaf eden bir kuramdır.

Başka bir deyişle sicim, bu parçacıkların davranışlarını fiziksel yapıları ile açıklayan bir teoridir.

Parçacıkları fiziksel olarak görmek asla mümkün olamayacağından, bu teori saygınlık kazanmıştır.

Sicim teorisi bu kadarla da yetinmez. Bazı fizik kanunlarını, örneğin çekim kanununu, açıklamak için, çok boyutlara baş vurur.

Çok boyutları da görmek, gözlemlemek mümkün değildir. Onlar da sicimler gibi fiziksel olarak var oldukları kurgulanan ama asla gözlemlenmeyen yapılardır.

Bütün bunlar size sicim kuramı hakkında ne ifade ediyor? Sicim kuramına hala inanıyor musunuz?

Sicim kuramını reddetmek çok zor. Çünkü parçacıkları görmek ve boyutları saymak imkansız. Bu nedenlerden dolayı sicim kuramı hala varlığını devam ettiriyor.

Doğru olması veya olmaması sorun değil. Önemli olan parçacıkların davranışlarının sicimlerle ve çok boyutlarla açıklanabilmesi. Bu deductive (tümdengelimsel) bir yaklaşımdır. Oysa bilimde muhakeme inductive (tümevarımsal)dır....

Sicim teorisi günümüz kuantum fiziği ile bağdaşmaz. Bilimle bağdaşmaz. Güzel bir masaldır.

Link to post
Sitelerde Paylaş

 Bu başlığı birkaç gün önce aldığım aşağıdaki mesajdan dolayı açtım.. Amacım ateist olan bir genci aydınlatmak. Umarım sizler de benimle aynı amacı paylaşırsınız..

 

Haci ben 15 yaşındayım 9.sınıfa gidiyorum 1 sene öncesine kadar müslümandım ufaktım pek birşey bilmiyordum haliyle şimdide küçüğüm ama son zamanlarda çok araştırdım ve ateist oldum şuan bunu 2 arkadaşım biliyo başka kimseye söylemedim ben anneme babama bunu söylemek istiyorum kimliğimde dini islam olarak gözükmesini istemiyorum ve okulda din dersinde hoca herzaman diyo işte aiteistler ne dediğini bilmiyo inatlaşıyolar tarzında konuşuyo işte diyo hep aynı soruları soruyorlar benim bunlar hakkında kısa aklımda kalabilcek cevaplar lazımki hocayla tartışmaya girebiliyim ve anneme neden ateist olduğumu anlatabiliyim. Okuyorum senin kitaplarını ama çok uzun açıklamalar olduğu için aklımda kalmıyor bana yazdıklarımın cevabını kısa bir şekilde verebilirmisin 1.evren kendiliğinden nasıl oluştu(dünya değil uzay) 2.bu düzen nasıl oluştu. 3.ilk molekül(canlı) nasıl oluştu         

Link to post
Sitelerde Paylaş

Küçük arkadaşıma hızlı gitmemesini tavsiye ederim. Başlangıç söylemi olarak Müslüman olmak bir zorunluluk değildir, kimse Müslüman olmak zorunda değildir anlatımı fazlasıyla yeterli olacaktır. Bu gerçeği koca koca aydın geçinen kişiler bile söylemeye çekiniyor. Bu kadarı söylem olarak yaygınlaşsa, çok mesafe almış oluruz ve hatırı sayılır bir oranda insan toplu başvuru ile kimlikten dini sildirirse bu bir devrimin başlangıcı olur. Tek başımıza bunu yapmamız ses getirmeyecektir. Öncelik, Müslüman olmanın bir zorunluluk olmadığının yaygın kabul görmesi. Bunun için bile çok mesafe almamız gerekiyor. 

Link to post
Sitelerde Paylaş

Evrenle ilgili teorilerin bazıları evreni sıfırdan başlatmıyor. Ben onlarla ilgilenmek istemiyorum. Madde her zaman vardı gibi öneriler, gözlemler ve bilimsel bulgularla bağdaşmıyor. Çünkü maddenin bir enerjinin yoğunlaşmasından oluştuğunu ve zamanla giderek karmaşıklaştığını kesin olarak biliyoruz. Madde her zaman yoktu. Her zaman var olan enerjidir. Madde bu enerjiden oluşmuştur. Enerjinin koruma yasası vardır. Maddenin enerji gibi bir koruma yasası yoktur. Buna rağmen evrende ne enerji kullanılarak yok edilebilir, ne de madde yok edilebilir. Enerjinin davranışları termodinamik yasalarla ölümsüzleştirilmişlerdir. Evrende herşey, bu arada canlılık da, bu yasaların ürünüdür. Bu başlık altında evrenda canlıların nasıl ve neden ortaya çıktığını bir yaratıcı kavramına baş vurmadan açıklayacağız. Ama herşeyden önce maddeyi oluşturmamız gerekiyor. Önce bu zor sorunu açıklamalıyız.

 

Link to post
Sitelerde Paylaş

Görünürde hiç bir şeyin var gibi gözükmediği bir uzay / zaman / madde / enerji dokusu fikri bence akla ve mantığa en yakın olan. Tabii ki başka açıklamalara açık olacağız ve bu açıklamaların biri öbürünü çöpe atar gibi tavırlara girmeyeceğiz. Sonuçta göremediğimiz şeylerden bahsediyoruz. Neden açıklamanın birinin kendi aklımıza daha yatkın geldiğini, bununla ilgili acaba önyargılarımızın mı harekete geçtiğini elbette sorgulayabiliriz. Ben böyle bir duruma düştüğümü görecek olursam kesinlikle kabul ederim şahsen.

Link to post
Sitelerde Paylaş
 

 Bu başlığı birkaç gün önce aldığım aşağıdaki mesajdan dolayı açtım.. Amacım ateist olan bir genci aydınlatmak. Umarım sizler de benimle aynı amacı paylaşırsınız..

 

Haci ben 15 yaşındayım 9.sınıfa gidiyorum 1 sene öncesine kadar müslümandım ufaktım pek birşey bilmiyordum haliyle şimdide küçüğüm ama son zamanlarda çok araştırdım ve ateist oldum şuan bunu 2 arkadaşım biliyo başka kimseye söylemedim ben anneme babama bunu söylemek istiyorum kimliğimde dini islam olarak gözükmesini istemiyorum ve okulda din dersinde hoca herzaman diyo işte aiteistler ne dediğini bilmiyo inatlaşıyolar tarzında konuşuyo işte diyo hep aynı soruları soruyorlar benim bunlar hakkında kısa aklımda kalabilcek cevaplar lazımki hocayla tartışmaya girebiliyim ve anneme neden ateist olduğumu anlatabiliyim. Okuyorum senin kitaplarını ama çok uzun açıklamalar olduğu için aklımda kalmıyor bana yazdıklarımın cevabını kısa bir şekilde verebilirmisin 1.evren kendiliğinden nasıl oluştu(dünya değil uzay) 2.bu düzen nasıl oluştu. 3.ilk molekül(canlı) nasıl oluştu         

 

Cidden zor bir durum.. Arkadaşımın bu durumu ailesi ile paylaşmasını önermem. Elbette bu aile yapısına göre de değişir ancak Türkiye şartları altında düşünecek olursak muhtemelen haklıyımdır ve ailesi bu durumu yıkıcı bulacaktır ve bu düşünceden vazgeçirmek için her şeyi yapacaktır. Yani olay arkadaşımın neden böyle düşündüğünü açıklamasına kalmayacak sadece bu sapkın düşünceden kurtulması için her şey yapılmalı mantığına dönüşecek. Kısaca hala beraber yaşamak zorunda olduğun ailenle büyük bir sorun yaşamana sebep olacaksın. Ve tabi ki durumu düzeltmek için son çare yalan söyleyeceksin.  ( Işığı gördüm..... allah var...... )

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
On 14.05.2017 at 15:56, teflon said:

 

https://innotechtoday.com/michio-kaku-clears-god-discovery/

 

Dememiş. Bir teist geleneği olarak cımbızlanmış, çarpıtılmış...Buraya kadar getirmeden önce eyice araştırsan ya.

Bu adam en iyi ihtimalle bir panteist. Sicim teorisi ve çoklu evren taraftarı. Kurandaki akıllara zarar 19 sistemini(!) henüz görmemiş sanırsam.

Yalnız netteki vaziyet oldukça trajikomik..Hristiyanlar falan coşmuş akabinde kulaktan kulağa misali..

Neyse konuyu dağıtmayayım..

 

Duygusal tepkiye gerek yok o kadar. Facebookta bir ateist sayfasında tartışılıyordu, oradan copy paste yaptım.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Big Bang sırasında enerji maddeye nasıl dönüşmüştür?

Genişleme sırasında karşitı ile birlikte ilk ortaya çikan atomaltı ögenin yalnız bir tür olduğunu kabul edelim.
Bu genişlemenin ısısının son derece büyük olduğunu unutmayalım.
Genişleme başlar başlamaz bu yüksek ısı hızla düşecektir. Bu bir doğa yasasıdır.
Isı en yüksek düzeyde iken bütün enerji aynı anda maddeye dönüşemeyecektir.
Çünkü yüksek enerji yoğunluğunu hızla düşürmek mümkün değildir.
Enerjinin maddeye dönüşmesi demek bu enerji yoğunluğunun da düşmesi demektir.
Soğuma sırasında bir kısım enerji maddeye dönüşecektir.
Ancak soğuma devam edecek ve bu arada bir diğer elementer atomaltı ögeler sentez edileceklerdir.

İlk sıcaklığın derecesine bağlı olarak ısı düşerken basamak basamak çesitli elementer zerreler sentez edileceklerdir.

Onlar bugün bildiğimiz kadarıyla çesitli quark’lar, nötrinolar ve elektronlar, ya da onların öncüleridir.
Bütün evrenin ortaya çikmasi için gerekli atomaltı ögeler bir saniyenin küsürü içinde sentez edilmişlerdir.
Ama yaklaşik 300 bin yıl bir araya gelerek ilk atom olan hidrojeni oluşturamayacaklardır.

Çünkü sıcaklık son derece yüksektir.
Bu sıcaklık 3000 santigrad derecenin altına düşünce ilk atom oluşacak ve radyasyon özgürlügüne kavuşacaktır.

Bu paradigmayı biraz daha anlaşilır şekilde şöyle açıklayabilirim.

Bilindiği üzere suyun üç fazı vardır.
Isı durumuna göre onlar buz, sıvı ve gaz olarak bilinirler.
Aynı su molekülleri düşük ısıda buz olarak varlıklarını sürdürürlerken, sıcaklık yükselince önce sıvıya sonra da buhara dönüşmektedirler.
Her fazdaki su moleküllerinin davranışları da çok farklıdır.
Çok farklı davranan bu moleküller için faz değişimine uğramış oldukları söylenir.
Değişikliğe uğrayan ve değişen aynı moleküldür.

Benzer bir analoji ile Big Bang sırasında oluşan ilk ve ilkel maddenin ki doğasının ne olduğu bilinmemektedir-ısı düşmesi sonucunda çesitli fazlardan geçerek çok farklı davranabilen maddelere dönüşmüş olduğunu düşünebilirsiniz.

Soğumakta olan evrende basamak basamak çesitli maddeler oluşmuş ve bu arada bosonlar, quark’lar ve leptonlar sentez edilmişlerdir.
Onlar aynı maddeyi çesitli fazlarda simgeleyen atomaltı zerrelerden başka bir şey değillerdir.

Sıcaklığın en yüksek olduğu ilk anda ortaya çikan elementer zerreler diğerlerinden farklı olacaklardır.
Daha sonra sıcaklığın derecesine bağlı olarak ortaya çikanlarla ilk ortaya çikanlar arasındaki fark daha düşük ısılarda sentez edilmekten başka bir şey değildir.

Aynı enerji farklı bir ortamda farklı bir atomaltı zerreye dönüşmüştür.

Kuramı kurgulamaya devam edelim:

Enerjinin yoğunlaşması sırasında madde karşitı ile birlikte ortaya çikmis ve bu ikisi birbirlerini nötralize etmiştir.
Bu nötralizasyon sırasında ortaya elektromanyetik radyasyon çikmistir. Big Bang sırasında her bir milyar bir maddeye karşi, bir milyar antimadde çikmis ve bu ikisi birbirlerini nötralize etmiştir.
Çok az fazlası olan madde evrenin hakim ögesi olmuştur.
Bu yüzden bütün madde varlığını sürdürmeye devam ederken, karşitı olan anti-madde yok olup gitmiştir.

Bu kuramın çesitli varyasyonları olabilir..

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş

Benim burada ifade ettiğim görüşlerin en önemli savunucularından biri de Amerikalı fizikçi Max Tegmark. MIT de çalışan 49 yaşında bir fizikçi. Çoklu evrenler kuramının yılmaz savunucusu ve evren sayısına bir sınır konulamayacağını söylüyor.

 

Bu sınır koyamama mevzusu beyni elbette zorlayan bir durum. Bunu insanın beyni almıyor yani, bir şeyin nasıl bir sınırı bulunmaz? Beyin yakan bir durum ama zorunlu...

 

Çünkü şöyle düşünelim: Bir uzay / zaman /madde /enerji dokusu var ve bu sonsuzdan beri var. Evrenler bu dokudaki kuantal bir hareketlenme sonucu olmaya başladı. O hareketlenmeden önce doku durağandı. Sonsuzdan beri durağandı, evrenler bir andan sonra başladı.

 

İşte bunu diyemeyiz. Çünkü sonsuzdan beri durağan duran doku, niye bir zaman gelip hareketlensin? Açıkçası böyle bir başlangıç anı düşlemek beynimizin yatkın olduğu ve kabullenebileceği bir şey, ama bu olanaksız! Bir zaman gelip harekete geçecek idiyse, sonsuzdan beri niye bekledi?

 

Kabul etmek beynimiz için hiç alışık olmadığı çok zor bir durum, ama ilk diye, başlangıç diye bir şeyin olmadığı çok iyi düşünüldüğünde kaçınılmaz. Ben bunu beynime kabul ettirmek için çok çaba gösterdim. Beynim sürekli alışık olduğu bir başlangıç aradı. Onun alışık olduğu tarza göre her şey bir yerde başlamalıydı. Bir başlangıç olmalıydı. Böyle bir şeyin olmadığını kabul etmeye uzun süre yanaşmadı.

 

Yani özetle zaten sonsuzuz, ne var edildik, ne de yok olacağız. Tanrı diye bir uyduruk zımbırtıya hiç bir şekilde en küçük şekilde ihtiyacımız yok... Teistler uyduruk tanrılarını alıp en münasip gördükleri yerlerine sokup ittir olup gidebilirler. Onların zırvalarına sicim parçacığı kadar ihtiyacımız yok.

 

Ben bir gün canlıların hayatta kalmak için birbirlerini yemek zorunda olmadıkları bir evrende var olmayı başarabileceğimi umuyorum. Hayattaki en büyük ereğim, bu... Bunun için hemen şu anda yararı olsa canımı verirdim. Bu canlıların birbirini yemek zorunda olmadıkları evren de gün gelip ölecek. Belki yine canlıların birbirini yemek zorunda olduğu bir evrende gözümüzü açacağız. Olsun... Bir daha deneyecek ve defalarca başaracağız.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...