Jump to content

Kader ve Özgür İrade


Recommended Posts

Bir saat önce, mirasyedi yazdı:

Aynı şartlar altında yapay zekada aynı sonuçları verir.

 

Vermez.

 

Öğrenme amaçlı biriktirdiği veri kümesi değiştiği sürece ki sürekli değişir, aynı şartlar altında farklı sonuçlar üretebilir.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 185
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Top Posters In This Topic

Posted Images


İnsân ile Allah'ı veyâ Kâinât ile Allah'ı mutlak sûrette birbirinden ayırdığınız için mevzûyu çözemiyorsunuz.
Kader mevzûsu iki müstakill varlık anlayışıyla çözülmez.

Çözüm; tek varlık içindedir.
Çünkü varlık tektir.

Meselâ; Benim karnım doyduğu zamân Beni doyuran Allah'tır.
Fakat Benim doymamda Fırın, market, toprak ateş, yağmur, güneş ve birçok unsur etkendir.
Allah (c.c.), bu unsurlardan ayrı olarak değil, O unsurlarda açığa çıkarak beni doyuruyor.
 

Şimdi, mirasyedi yazdı:

Hiçbir şey belirleyemezsin.Nasıl ki bilgisayarlar yazılı kod dışına çıkamıyorsa insanda çıkamaz.

@EK gibi Yapay zeka örneği vermeyin.Aynı şartlar altında yapay zekada aynı sonuçları verir.

İki  insandan biri farklı davranıp cennetlik diğeri cehennemlik oluyorsa bu insandan kaynaklanmaz.

İnsanın yazılımınıda yaşadığı çevre şartlarınıda değiştiren ALLAH'tır.

Ya yazılımı yada çevre şartları değişmiştir.

 

 

 

 

 


Her insânın Hem Cennet'te Hem de Cehennemde ulaşması muhtemel iki mekânı vardır.
Her İnsânın Ya Cennette ya da Cehennemde varacağı iki menzîli vardır.

Her insânın, Cennette veyâ Cehennemde varacağı muhtemel iki mekânı yaratılmışsa, Bunlardan her birine varması, gitmesi  mümkündür.
Mümkün olduğu için bu iki mekân vardır.
Her insân için geçerli iki yerden birisine gitmesi, kulun irâdesine, tercîhine bırakılmıştır.

"İşte yaptıklarınıza karşılık size miras verilen cennet budur." (Zuhruf) 72

Rasulullah Sallallahu Aleyhi Vesellem şöyle buyurdu:
“Herkesin hem Cennette hem de Cehennemde yeri var.
Kafir müminin Cehennemdeki yerine mirasçı olur. Mümin ise kafirin Cennette ki yerine mirasçı olur.


 

Şimdi, mirasyedi yazdı:

Hiçbir şey belirleyemezsin.Nasıl ki bilgisayarlar yazılı kod dışına çıkamıyorsa insanda çıkamaz.


Donanımımın dışına çıkamayacağım durumlar elbette var.
Şu ânım için Donanımımın dışına çıkamayacağım durumlar elbette var.
Fakat Ebedî saadetim veyâ bunun zıddı gibi ewn önemli husûslar benim irâdeme, tercîhime bırakılmıştır. Allah (c.c.) İnsânı böyle yaratmış. İki Eliyle yaratmış.
İnsânı, Allah'ın ilminden başlayarak sonsuza kadar varacak ömrüyle hesâb edebiliyorsan,, Belki de Donanımım bütünüyle benim iştirâkimle oluştu...

 

Şimdi, mirasyedi yazdı:

İki  insandan biri farklı davranıp cennetlik diğeri cehennemlik oluyorsa bu insandan kaynaklanmaz.


Bütünüyle insânın kendisinden kaynaklanır. Çünkü İnsânın çevresi de kendisidir. Çevresi kendi içindedir. (Muhteşem konu, hatırlatın da anlatayım)

 

Şimdi, mirasyedi yazdı:

İnsanın yazılımınıda yaşadığı çevre şartlarınıda değiştiren ALLAH'tır.


Daha önce yazdım.
Doğum târihini Cinsiyetini Ebeveynlerini bile sen belirledin
İstihkâkın ne ise O şekilde doğdun.
Tesâdüfen doğmadın.
Kâinâtta tesâdüf te yoktur, Hatâ da yoktur.
Dünyâdaki doğumundan sonra da bu yaşına kadar biriktire biriktire geldin. Ne kadar evrimleşebildiysen o kadarsın.
Elbette kendi sürecinde ilerlerken Allah'tan hâriç bir yolculuk içinde değilsin.
Ya'nî seni değiştiren hem kendinsin hem de Allah... Çünkü Onun varlığında yüzüyorsun.
O yüzden, Evrim yolu ile yaratılış Allah'ın bir yaratmasıdır demiştik. Bu yaratmada her birey kendi görevini yapmaktadır, sen bireyin fonksiyonunu inkâr ediyorsun etme.
Daha önceki mesajlarımda birkaç kere bahsetmiştim.
Allah'ın "Ol" emrinde, sen bu emri işitmessen veyâ işittikten sonra imtisâl etmessen (harekete yönelmessen) Allah'ın yaratması gerçekleşmez.
Çünkü Yaratılışın bir yanı Allah'a bir yanı da yaratılana âiddir.
 

Link to post
Sitelerde Paylaş

Hatem hayatımda senin kadar saçmalayan bir insan görmedim. Yazdıkların baştan sona zırvalık.Bu söylediklerinin zincirlerini kırmış, rasyonel düşünebilen bir insan için hiç bir değeri yok.  Fazla arapça kelime kullanınca yazdıkların daha değerli olmuyor. 

12 dakika önce, HATEM yazdı:

Doğum târihini Cinsiyetini Ebeveynlerini bile sen belirledin

 

12 dakika önce, HATEM yazdı:

Kâinâtta tesâdüf te yoktur, Hatâ da yoktur

 

12 dakika önce, HATEM yazdı:

O yüzden, Evrim yolu ile yaratılış Allah'ın bir yaratmasıdır demiştik

 

Bu yazdıklarına aklı başında bir insan inanamaz. Hepsi uydurma

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bu arada sanırım yapay zekadan bahsedilmiş yine.

 

Hani kendisine sadece satrancın kuralları yüklenen, ve kendi kendine maçlar yaparak kendi kendine strateji, açılış ve hamleler üreten yeni nesil satranç programlarının yazılımcısı/yapımcısı insanlar dahi onların nasıl oynadığını bilmediklerini söylediler.

 

Hani diğer klasik satranç programları nasıl hamle yapar diye sorulduğunda yapımcıları "işte ağaç şeklinde bir hesaplama yöntemiyle varyantları oluşturuyor vs..." diyorlar ya. Bahsettiğim yeni nesil satranç programları için ise "bilmiyoruz nasıl hesapladıklarını ve nasıl strateji ürettiklerini" diyorlar. Ama tabii durumu kurtarmak için kendilerince yine birşeyler ileri sürüyorlar ama tahminden ibaret gerçekte.

 

Kısacası "artık onlar(yapay zeka içeren programlar) bir sırra sahip".

 

Bu arada konu dağılmasın.

 

Allah kesinlikle geleceği biliyor ve kader de bizim yapacağımız seçimler doğrultusunda daha biz yaratılmadan şekillendirildi.

 

Selam

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
12 saat önce, HATEM yazdı:


Senin elinde kalabilir çünkü anlama özürlüsünüz.
Sana göre tezat içinde olmam benim için kötü değil iyi bir şey. Dedim ya Ateistsiniz ve anlama özürlüsünüz.
Senin görevin, Benim İslâm bakımından tezat içinde olduğumu gösterebilmek.
Nutuk çekmeyi Nâra atmayı bırak, Buyur göster.

 

Sayın HATEM,

Sürekli sordum size fakat bana Mevlana dediniz, hadis dediniz.

 

12 saat önce, HATEM yazdı:

 

Hakk Teâlâ Peygamberimizi Kendi nûrundan,,
Bütün Kâinâtı da Peygamberimizin Nûrundan yarattı.

 

 

Bu nedir şimdi?

Sİz de vahiy falan mı aldınız?

Sonra da nara atmayı bırak diyorsunuz :)

 

Masallara meraklısınız diye size islam alimlerinden biri -hatta tüm alimlerin kaynak olarak aldıkları- Mukatil-Bin-Süleymanın  bakara-30 için bir tefsirini alıntıladım.

 

Sonra baş tarafından Âdem'e rûh üflendi. Rûh onun içinde gidip geldi, cesedinin yarısına, göbeğe ulaşınca acele edip oturmak istedi. İşte, İnsan çok acelecidir (el-İsrâ, 17/11) buyruğu bunu anlatmaktadır. Rûh yine onda ilerlemeye devam edip ayak parmaklarına ulaşınca, oradan dışarı çıkmak istedi, fakat çıkacak yer bulamadı. Tekrar başa döndü ve burun deliklerinden dışarı çıktı. Burun deliklerinden dışarı çıktığı için de aksırdı. Âdem de, “Elhamdulillâh” dedi-ki bu, onun söylediği ilk söz idi- aziz ve çelil olan Rabbi de ona, “Yerhamukellâh” diye karşılık verdi ve ilave etti: “İşte seni bunun için yarattım: Hamdimle Beni teşbih ve takdis ediyorsun.” Böylece Yüce Allah'ın rahmeti, Âdem'e ulaşan ilk şey oldu.

 



 

Link to post
Sitelerde Paylaş
On 18.02.2020 at 12:43, sağduyu yazdı:

Bakara-25. İman edip salih ameller işleyenlere, kendileri için; içinden ırmaklar akan cennetler olduğunu müjdele. Cennetlerin meyvelerinden kendilerine her rızık verilişinde, "Bu (tıpkı) daha önce (dünyada iken) bize verilen rızık!" diyecekler. Halbuki bu rızık onlara (dünyadakine) benzer olarak verilmiştir. Onlar için orada tertemiz eşler de vardır. Onlar orada ebedi kalacaklardır.

 

Bakara-39. İnkâr edenler ve âyetlerimizi yalanlayanlara gelince, işte bunlar cehennemliktir. Onlar orada ebedî kalacaklardır.

 

Sadece şu iki ayet seni yalanlamaya yeter.

sayın sağduyu tercümede ebedi diye çevrilen kelime ebedi manasında değil uzun süre manasındadır

وَالَّذ۪ينَ كَفَرُوا وَكَذَّبُوا بِاٰيَاتِنَٓا اُو۬لٰٓئِكَ اَصْحَابُ النَّارِۚ هُمْ ف۪يهَا خَالِدُونَ۟ bakara 39

 

وَبَشِّرِ الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ اَنَّ لَهُمْ جَنَّاتٍ تَجْر۪ي مِنْ تَحْتِهَا الْاَنْهَارُۜ كُلَّمَا رُزِقُوا مِنْهَا مِنْ ثَمَرَةٍ رِزْقًاۙ قَالُوا هٰذَا الَّذ۪ي رُزِقْنَا مِنْ قَبْلُ وَاُتُوا بِه۪ مُتَشَابِهًاۜ وَلَهُمْ ف۪يهَٓا اَزْوَاجٌ مُطَهَّرَةٌ وَهُمْ ف۪يهَا خَالِدُونَ  bakara 25:

 

 

halid veya halit anlamında kırmızı renkli kelimeler uzun süre manasındadır

malum ebedi kelimesi de arapçadır ve enlamı sonsuz sınırsız sonrası olmamak manasındadır

hem halid hem ebedi kelimelerinin peş peşe aynı ayette kullanıldığı yerlerde vardır

ancak tek başına halide ebedi manası verenler olduğu gibi çoğunluk uzun süre manası verir

mealler direkt orjinal manayı vermekte yetersiz kalıyor.tefsirler daha uzun anlatabilirler.

 

bu konu ile alakalı daha önceki mesajım:

 

"

Müminun Suresi, 103:

"وَمَنْ خَفَّتْ مَوَاز۪ينُهُ فَاُو۬لٰٓئِكَ الَّذ۪ينَ خَسِرُٓوا اَنْفُسَهُمْ ف۪ي جَهَنَّمَ خَالِدُونَۚ

Tartıları hafif gelenler ise, kendilerine zarar vermiş olanlardır. Onlar cehennemde ebedî kalacaklar."

***

ilahiyat öğrencisi değil demiştim galiba haklıyım.

esasen bir çok meal de de ne yazık ki halidun(kırmızı kelime) ebedi manasında kullanılmıştır.

Kur'an-ı Kerim de ebedi ve halid kelimeleri ayrı ayrı geçer.islam alimleri halid hulud kelimesine  ebedi manasında sonsuz dememiş uzun süre demişlerdir.

meşhur arapça gelin tacı tacu'l arus isminde ki arapça sözlükte h-l-d kelimesi  yaşı çok olmasına rağmen saçı beyazlaşmamış siyah kalmış veya çok yaşlı olduğu halde dişleri dökülmemiş  olanlar için kullanılması bile bunun sonsuz ebedi manası değilde uzun süre manası olduğu şüphe götürmek kati gerçektir.

yine dağlar ve taşlar içinde  havalid kullanılır.biliyoruz ki taşlar ve dağlarda uzun süre yerlerinde kalmalarına rağmen ebedi ve sonsuz değiller.

o yüzden 23:103 ayeti tercümei bu manada yanlıştır.

aşağıda ki tacu'l arus sözlüğünden h-l-d maddesinde bir kısımdır:

 

" image.png.8904576f031e6ed027d341268968478d.png"

 

 

tarihinde nogodbutAllah tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

batı özgürlüğü serbestiyet manasında kullanmış  ve bir başıboşluk manasıda verilmiştir

bizde bunun yerine hurriyet kullanılmıştır.

 

aslında batı freedom ve liberty kavramlarını farklı kullanır

"“Liberty is a condition that arises from free people living together in society. Liberty is a social condition. Freedom is the inner philosophical and psychological condition.”

 

liberty bizde hurriyet anlamına gelir 

 

freedom içsel bir şey iken liberty dışsal bir şeydir ve kanunlara sosyal normlara tabiidir

 

yer yer çatışır liberty ile freedom

 

bir kişiyi hapsedersen liberty yani özgürlüğünü elinden alabilirsin ancak freedom yani özgür iradesini  iman ve düşünceisni elinden alamazsın buna gücün yetmez

zira dışsal bir şey ile içsel olana müdahele yetersizdir

 


statue of Liberty özgürlük heykeli dir freedom heykeli değildir zira freedom içseldir kalıba heykele dökülmez

abide-i hurriyet anıtı dersin 

 

hz bilali habeşi hurriyeti yoktu yani fiziksel manada köle idi

ancak freedom yani içsel özgürlüğü vardı Allaha iman ediyodu bunu seçti 

 

nasıl olur ki dıştan fiziksel manada kuşatılmış köle olan bir adam imani manada özgür ve hürr kalabiliyor?

 

hz yusuf  

12 : 33: " 

قَالَ رَبِّ السِّجْنُ اَحَبُّ اِلَيَّ مِمَّا يَدْعُونَن۪ٓي اِلَيْهِۚ وَاِلَّا تَصْرِفْ عَنّ۪ي كَيْدَهُنَّ اَصْبُ اِلَيْهِنَّ وَاَكُنْ مِنَ الْجَاهِل۪ينَ

Yûsuf, “Ey Rabbim! Zindan bana, bunların beni dâvet ettiği şeyden daha sevimlidir. Onların tuzaklarını benden uzaklaştırmazsan, onlara meyleder ve cahillerden olurum” dedi."

 

**

zindan senin fiziksel özgürlüğünü elinden alır 

ancak içsel kalbi imani özgürlüğün orda da devam eder.

 

nice zindanda özgürler vardır

nice dışarda mahkumlar vardır

hapisten çıktıktan sonra :özgürlüğüne kavuştu denir

bu daha çok hurriyet liberty manasında fiziksel özgürlüktür

ruhi kalbi özgürlüğe kelepçe kement vurulamaz.

 

**

islam ile bilal habeşi hürr oldu yani hem freedom and libert açısından serbest oldu

fıtri olan da budur.iç ve dış uyumlu mutabık olursa  huzur  meydana gelir

 

 

 

tarihinde nogodbutAllah tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

 

Ne ârıza bi şeysin sen ya
Ateist kadar da mı kafan çalışmıyor.
Alıntılanan O iki âyette Ebed Lafzı geçmiyor diye neyi kanıtlamış oldun? Onlarca âyet-i Kerîmede Cehennemlikler hakkında Ebed lafzı kullanılıyor.
Sağduyunun sorduğu asıl soruda bir cevâbın olmadığı hâlde seni gevezelik yapmaya iten nedir? Bu Hırsın kaynağı nedir?
 

Link to post
Sitelerde Paylaş
8 hours ago, nogodbutAllah said:

sayın sağduyu tercümede ebedi diye çevrilen kelime ebedi manasında değil uzun süre manasındadır

 

Yani ne cehennemdekiler ne de cennettekiler sonsuza kadar cehennem ve cennette kalmayacaklar, uzun süre kaldıktan sonra ne olacaklar? Yer mi değiştirecekler yoksa yok mu edilecekler?

 

Dikkatini çekerim, ebedi kelimesi hem cennetlikler hem de cehennemlikler için kullanılıyor. Gerçi benim asıl merak ettiğim kısım bu değil, bir insana inanmamak nasıl ebediyyen yakılmayı gerektiren bir suç oluyor? Bu saçmalığı nasıl aklınıza, mantığınıza, vicdanınıza, adalet anlayışınıza sığdırıyorsunuz, böyle bir anlayışı nasıl kabullenebiliyorsunuz?

Link to post
Sitelerde Paylaş
40 dakika önce, sağduyu yazdı:

 

Yani ne cehennemdekiler ne de cennettekiler sonsuza kadar cehennem ve cennette kalmayacaklar, uzun süre kaldıktan sonra ne olacaklar? Yer mi değiştirecekler yoksa yok mu edilecekler?

 

Dikkatini çekerim, ebedi kelimesi hem cennetlikler hem de cehennemlikler için kullanılıyor. Gerçi benim asıl merak ettiğim kısım bu değil, bir insana inanmamak nasıl ebediyyen yakılmayı gerektiren bir suç oluyor?

 

Cennet ve içindekiler sonsuza dek var olacak. Cehennem ise içindekilerle sonlanacak. Cennettekiler ilk ölüm dışında ölüm tatmayacaklar. Ama cehennemdekiler tadacaklar. Ayet cımbızlamadan bütünlük içinde okuyun Kitabı. Cennet ve nimetleri için sonsuz ve kesintisizlik ifadeleri var ama cehennem için bu ifade yok.

 

Diğer soruna gelince, bu 2 günlük dünyada yaptıklarımızdan daha çok, Allah eğer biz sonsuza dek dünyada yaşasaydık bile neyi yapacağımızı bildiğinden cennete veya cehenneme atılıyoruz. Yani senin sonsuz seçimin etken bunda. Bu dünyada ise 2 günlük temsili özet bir kendinle yüzleşme yaşatılıyorsun. Yazılarımda anlattım.

 

Ve yine Allah bizim sonsuz seçimimizi bildiğinden kimini doğrudan cennette de yaratır veya kimini bebekken bu dünyadan alıp cennete koyar.

 

Suçun ispata ihtiyacı vardır ama masumiyetin ispata ihtiyacı yoktur. Bu yüzden cehennemlikler mutlaka belli bir yaşa kadar yaşar ve kendi kötülüklerine tanık olarak kendileriyle yüzleşirler. Ahirette itiraz hakları kalmaz.

 

Ayrıca bu dünya bazı küçük ceza veya mükafatların da yaşandığı yerdir. Örneğin firavun toplamda kötü biri olmasına rağmen erdemli yanları da vardı. İyi yanlarının ödülünü bu dünya yaşamının bazı kesim ve bazı alanlarında aldı.

 

 

tarihinde EK tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
Şimdi, sağduyu yazdı:

 

Yani ne cehennemdekiler ne de cennettekiler sonsuza kadar cehennem ve cennette kalmayacaklar, uzun süre kaldıktan sonra ne olacaklar? Yer mi değiştirecekler yoksa yok mu edilecekler?

 


O zevzek, Ebed kelîmesinin mutlak sonsuzluk ifâde ettiğini düşünüyor. Bunu da yukarıda yazmış. ( sonsuz sınırsız sonrası olmamak ) Demiş.
Cehennem ve azâbına, "sonsuz sınırsız sonrası olmamak" anlamı yükleyen birisine;
Cehennem "Yer mi değiştirecekler, yoksa yok mu edilecekler?" diye bir soru sorulması zâten abes.
Cehennemlikler ve azâbı hakkında bir çok âyet-i kerîmede Ebed lafzı zâten geçiyor.
Yaptığı, yersiz, hâlid-Ebed açıklaması zevzeklikten başka değil.
Ek, Nogot, h. akçay, bunlar sizin Cehenneme girmeniz için çalışıyor, benden söylemesi...
Bunların yanlışları sizin ateist kalmanıza hizmet ediyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş

 

Kur'an-ı Kerim de inanmayanların kalbleri taş gibi ve daha fazla sertleştiğinden bahsedilir

veya kalblerinin mühürlendiği anlatılır ve adeta ölü gibi ifadelendirilir

ölü kişi de üzerinde ne kadar süre geçerse geçsin  söz uyarı ikaz dinleyemez

adeta ölmüş eşek kurttan korkmaz gibi bir durum yani cehennem azabı ölüm korkusu bir nevi ona tesir etmez demektir

anlatsan da anlatmasanda uyarsanda uyarmasan da birdir değişmezler denir

yine cehennem yakıtı insanlar ve taşlardır denir

bazı tefsirlerde bu taşların taptıkları putlar olduğu ve bunlar ile birlikte narda yanarlar denir

 

bu tabii küfrün son haline gelenler içindir

yoksa inkar edip sonra iman edenler çoktur  son halin ne olacağını kimse bilmez

 

taş gibi donuk ve tüm şartlara rağmen şeklini kalıbını varlığını koruyan bir nesneye küfrün benzetilmesi adeta şuna benzer

 

beton yaş iken şekillendirilir donduktan sonra şekle girmez kalıbını aynen korur.

bu yüzden sonsuz ömür verilse bu küfür üzerine sabit kalacağına değişmeyeceğine işarettir

sonsuz ömürde inkarda sonsuz olacağı için  sonsuz inkara sonsuz azab adildir mutabıktır haktır

 

sayın EK nın dediği gibi cennetin ebedi cehennemin ise geçici olacağını söyleyenler çoktur.

bu konuda yine Kur'an ayetleri referans verilir ancak cehennemin ebedi olacağını söyleyenlerde yine delilerini ayetlerden getirmektedir

 

gazalinin bazı hadislerden ölümün bir koç şeklinde getirilip boğazlanacağı ifadesi ahirette ölümün olmayacağını ve ebedi hayat olacağını söylerer

yine bazı ayetlerde cehennem dekiler için ne ölürler ne dirilirler denmesi onların azab içinde baygın yada uyuşmuş olduklarını acıyi hissetmeyeceklerini söyleyenlerde vardır ki

bu azınlık bir gruptur

 

bazı şeyler beşeri sistemde bile zamana bağlı değildir

misal bir kişi boğulmakta olan birisini kurtarır kurtarma belki 5 dakika kısa bir süredir ancak

kurtulan kişi ömrü boyunca ona minnetar kalır

veya birisi diğerine bir düşmanlık yapar misal hayatına kast etmeye çalışır süresi belki bir anlıktır

ancak niyeti öldürmek olduğu için o kişi ömür boyu ona düşmanlık besler

 

burda görüyoruz ki süre değil niyet önemlidir

niyette süre olmamaktadır.

 

 

tarihinde nogodbutAllah tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
16 hours ago, HATEM said:


O zevzek, Ebed kelîmesinin mutlak sonsuzluk ifâde ettiğini düşünüyor. Bunu da yukarıda yazmış. ( sonsuz sınırsız sonrası olmamak ) Demiş.
Cehennem ve azâbına, "sonsuz sınırsız sonrası olmamak" anlamı yükleyen birisine;
Cehennem "Yer mi değiştirecekler, yoksa yok mu edilecekler?" diye bir soru sorulması zâten abes.
Cehennemlikler ve azâbı hakkında bir çok âyet-i kerîmede Ebed lafzı zâten geçiyor.
Yaptığı, yersiz, hâlid-Ebed açıklaması zevzeklikten başka değil.
Ek, Nogot, h. akçay, bunlar sizin Cehenneme girmeniz için çalışıyor, benden söylemesi...
Bunların yanlışları sizin ateist kalmanıza hizmet ediyor.

 

Onlar olsa da olmasa ben hep ateist kalacağım, ateist kalmamam için aklımı, mantığımı yitirmem lazım. 1400 yıl önce yaşamış bir arap bedevisinin deli saçması iddialarına inanmadığım için sonsuza kadar yakılacağımı sanacak kadar ahmak ve enayi değilim.

Link to post
Sitelerde Paylaş
16 hours ago, EK said:

 

Cennet ve içindekiler sonsuza dek var olacak. Cehennem ise içindekilerle sonlanacak. Cennettekiler ilk ölüm dışında ölüm tatmayacaklar. Ama cehennemdekiler tadacaklar. Ayet cımbızlamadan bütünlük içinde okuyun Kitabı. Cennet ve nimetleri için sonsuz ve kesintisizlik ifadeleri var ama cehennem için bu ifade yok.

 

Diğer soruna gelince, bu 2 günlük dünyada yaptıklarımızdan daha çok, Allah eğer biz sonsuza dek dünyada yaşasaydık bile neyi yapacağımızı bildiğinden cennete veya cehenneme atılıyoruz. Yani senin sonsuz seçimin etken bunda. Bu dünyada ise 2 günlük temsili özet bir kendinle yüzleşme yaşatılıyorsun. Yazılarımda anlattım.

 

Ve yine Allah bizim sonsuz seçimimizi bildiğinden kimini doğrudan cennette de yaratır veya kimini bebekken bu dünyadan alıp cennete koyar.

 

Suçun ispata ihtiyacı vardır ama masumiyetin ispata ihtiyacı yoktur. Bu yüzden cehennemlikler mutlaka belli bir yaşa kadar yaşar ve kendi kötülüklerine tanık olarak kendileriyle yüzleşirler. Ahirette itiraz hakları kalmaz.

 

Ayrıca bu dünya bazı küçük ceza veya mükafatların da yaşandığı yerdir. Örneğin firavun toplamda kötü biri olmasına rağmen erdemli yanları da vardı. İyi yanlarının ödülünü bu dünya yaşamının bazı kesim ve bazı alanlarında aldı.

 

 

 

Bir tanrının bizzat kendisinin yarattığı bir varlığa kendi tasarladığı şekilde çalıştı diye kızıp köpürmesi, sonra da hırsını alamayarak bir de işkence edip yakması kadar saçma bir şey olabilir mi? Ulan bu kadar bir mal ve aynı zamanda da sapık, manyak bir tanrıyı nasıl bir zihin tasarlar? Hadi eskiden kendine peygamber diyen çarpık zihinli insanlar bu deli saçması iddiayı ortaya atıp cahil insanları kandırmışlar, ya senin gibi ahmaklara ne demeli? Bu açık gerçeği gösterdikten sonra hala bu deli saçmasına nasıl inanabiliyorsunuz?

Link to post
Sitelerde Paylaş
7 saat önce, sağduyu yazdı:

Onlar olsa da olmasa ben hep ateist kalacağım, ateist kalmamam için aklımı, mantığımı yitirmem lazım.


Kâinât ve kendin hakkındaki bilgilerin,, Trilyonda birini bile bilmediğin hâlde ateistlik konusunda sâbit kalacağını düşünmen ve bunu istemen,,
Senin ne kadar geri kafalı ve yobaz birisi olduğunu ve akıl, mantık sâhibi olmadığını gösteriyor.
Anlamamış olabilirsin tekrâr ediyorum; Damla kadar bilgin yok (Bilgimiz yok), Deryâya ipotek koyuyorsun.
Sende akıl falan yok, kendini aldatma

Allah'ın isteği ve hidâyetiyle müşerref olmuş mü'minler ise Mutlak gerçeğe (Hakk'a) İmân yoluyla erdirilmiş olmalarını tereddütsüz bilmelerine rağmen,
Senin gibi geleceklerine yobazca ipotek koyamazlar, Derler ki;
"Rabbim! Gerçekten bana mülk verdin ve sözlerin yorumunu öğrettin. Ey gökleri ve yeri yaratan! Dünyada ve ahirette benim velimsin.
Canımı müslüman olarak al ve beni iyilere kat.
” (Yûsuf 101)
 

 

7 saat önce, sağduyu yazdı:

 

1400 yıl önce yaşamış bir arap bedevisinin deli saçması iddialarına inanmadığım için sonsuza kadar yakılacağımı sanacak kadar ahmak ve enayi değilim.


Bilakis, Kesinlikle ahmak ve Enâyisin. Kendi aleyhine çalışıyorsun. Peygamberler rahmettir ve bütün insânların lehine çalışırlar.

Konunun 1400 yıl Önce'ye dayanmadığını,
Hangi çağda ve nerede olursan ol âid olduğun yere seni postalamanın, Kâinâtın bir görevi olduğunu belirtmiştim.
Tartışmayı sürdüremediğin için buradan biraz devâm edeyim

Konunun özü, Peygamberlerle ilgili olmaktan çok daha çok,, Seninle ilgilidir. Kendinle ilgilidir.
Peygamberler veyâ son peygamber, Bir Ölçü dür bir referanstır. Ölçünün sana bir etkisi olmaz ki?

Onlar (Peygamberler) nasıl ölçü ve referans oldular? sorusu önemli bir soru olurdu.
MâlesefTartışmayı devâm ettiremediğin için bu önemli konuları açıklayamamıştım..
Senin bir Yanma durumun olacaksa konunun ölçüyle değil bizzat senle (veyâ bizle) ilgisi vardır.

Sen kendine ne yaptın da Cehennem için bir yakıt oldun (veyâ Allah korusun, biz...(Sonumuzun ne olacağını Allah bilir))
Ölçü, sonuçta yakıt olmaya müsâit olanı ve olmayanı ayırd etmek içindir. Meselâ Ölçü, yakıt olabilecek bir odunu bir demir yapamaz, Demiri de bir odun yapamaz.

Allah'ın bizi yaratmasında ve her ân yaratmasında bizim melekler ve ma'denler gibi yüzde yüz edilgen olmadığımızı belirtmiştim.
"Yaratılışın büyük bir kısmı biz kullara âiddir" demiştim. Biz her ân kendimizi sürekli inşâ ediyoruz.
Daha doğrusu biz talep ederiz, Allah uygun görürse "Ol" der, Biz "Ol" hükmüne imtisâl ederiz ve Allah (c.c.) belki sâniyenin onbinde birinde bizi inşâ eder, yaratır.
Taleplerimize göre her ân inşâ eder.
Allah'ın varlığında "Biz her ân kendimizi sürekli inşâ ediyoruz" dememiz de doğrudur.
Bu sayısız inşâlar netîcesinde,, Ba'zı insânlar Cehenneme müsâit bir yakıt ve Ba'zı insânlar da Cennete müsâit bir nûr hâline geliyorlar.

Kınanacak bir varlık aranıyorsa  bu, kendimizden başkası değildir. Salyalar saçmaya hırlaya gerek yok...
 

 

7 saat önce, sağduyu yazdı:

Bir tanrının bizzat kendisinin yarattığı bir varlığa kendi tasarladığı şekilde çalıştı diye kızıp köpürmesi, sonra da hırsını alamayarak bir de işkence edip yakması kadar saçma bir şey olabilir mi?


Olamaz, Gerçekten Çok saçma...
Düşünsene Allah Kendisine itâatten hiç ayrılmayan melekleri mineralleri atomları yaratmış ve onlara azâb edecekse gerçekten çok saçma olur.

İnsânların ve cinnlerin tasarlanan bir robot olmadığını kaç kere anlatmamız lâzım, anlaman için?
Tasarlanmış olsa bile bu tasarlanma sürecine insânın yüzdeyüz dâhil olduğunu kaç kere ifâde etmemiz lâzım, papağan gibi aynı i'tirâzları yapmaman için.

Yaratılışta etkin olduğumuza dâir kendi kendimizi inşâ ettiğimize dâir, Benim anlattıklarımın,,
Kur'âna uygun olmadığını düşünüyorsan, Kur'âna uygun olduğuna dâir açıklama yapmamı istemek yerine
Hem algındaki gerçek dışı Kur'ân algısına hem de bana karşı çıkmanın mantığı nedir?
Benim anlattıklarımın Kur'âna uygun olmadığını düşünsen, zâten bana karşı çıkamassın.
Hâlindeki bu farklı bozukluğu bilmem anlatabiliyor muyum?
Sanki sen gerçeğin nerde olduğunu biliyorsun ve "bu dünyâdaki gâvurluk yapma fırsatımı, özgürlüğümü dibine kadar kullanırım" der gibisin.
Ve şimdiye kadar elde etmiş olduğun betonlaşmış birikimler, senin Akıl ve mantık kaideleri içersinde yol almana izin vermiyor.

Allah nasîb ederse, "Ateistler nasıl kurtulur" diye bir yazı yazmam lâzım.

tarihinde HATEM tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
10 hours ago, HATEM said:

Olamaz, Gerçekten Çok saçma...
Düşünsene Allah Kendisine itâatten hiç ayrılmayan melekleri mineralleri atomları yaratmış ve onlara azâb edecekse gerçekten çok saçma olur.

İnsânların ve cinnlerin tasarlanan bir robot olmadığını kaç kere anlatmamız lâzım, anlaman için?
Tasarlanmış olsa bile bu tasarlanma sürecine insânın yüzdeyüz dâhil olduğunu kaç kere ifâde etmemiz lâzım, papağan gibi aynı i'tirâzları yapmaman için.

Yaratılışta etkin olduğumuza dâir kendi kendimizi inşâ ettiğimize dâir, Benim anlattıklarımın,,
Kur'âna uygun olmadığını düşünüyorsan, Kur'âna uygun olduğuna dâir açıklama yapmamı istemek yerine
Hem algındaki gerçek dışı Kur'ân algısına hem de bana karşı çıkmanın mantığı nedir?
Benim anlattıklarımın Kur'âna uygun olmadığını düşünsen, zâten bana karşı çıkamassın.
Hâlindeki bu farklı bozukluğu bilmem anlatabiliyor muyum?
Sanki sen gerçeğin nerde olduğunu biliyorsun ve "bu dünyâdaki gâvurluk yapma fırsatımı, özgürlüğümü dibine kadar kullanırım" der gibisin.
Ve şimdiye kadar elde etmiş olduğun betonlaşmış birikimler, senin Akıl ve mantık kaideleri içersinde yol almana izin vermiyor.

Allah nasîb ederse, "Ateistler nasıl kurtulur" diye bir yazı yazmam lâzım.

 

Bir tanrı her şeyi biliyorsa, kendi tasarladığı şeyin nasıl çalışacağını bilmez mi? Her şeyi bilen bir tanrı nasıl kendi tasarladığının dışında çalışacak bir şey yaratacak?

 

10 hours ago, HATEM said:

Tasarlanmış olsa bile bu tasarlanma sürecine insânın yüzdeyüz dâhil olduğunu kaç kere ifâde etmemiz lâzım, papağan gibi aynı i'tirâzları yapmaman için.

 

Anlamadım, insan tasarlanma sürecine nasıl %100 katılıyor, bu hayali tanrı kendisini tasarlarken şu kısmı şöyle yap, bu kısmı da böyle yap falan mı demiş? Ne saçmalıyorsun?

 

10 hours ago, HATEM said:

Ve şimdiye kadar elde etmiş olduğun betonlaşmış birikimler, senin Akıl ve mantık kaideleri içersinde yol almana izin vermiyor.

 

Kendini ve bütün dincileri çok iyi tanımlamışsın. Sana biçilen rolün dışına asla çıkamıyorsun. Bu tarif ettiğin kişi sensin aslında.

 

10 hours ago, HATEM said:

Bilakis, Kesinlikle ahmak ve Enâyisin. Kendi aleyhine çalışıyorsun. Peygamberler rahmettir ve bütün insânların lehine çalışırlar.

 

Bir tanrının insanların içinden bazılarını seçip diğer insanları da sen bu insanlara inanmıyorsun diye sonsuza kadar yakmasındaki saçmalığı göremeyecek kadar ahmak mısın? Bir insan böyle salakça bir kurguya hangi mantıkla inanır?

 

10 hours ago, HATEM said:

Kâinât ve kendin hakkındaki bilgilerin,, Trilyonda birini bile bilmediğin hâlde ateistlik konusunda sâbit kalacağını düşünmen ve bunu istemen,,
Senin ne kadar geri kafalı ve yobaz birisi olduğunu ve akıl, mantık sâhibi olmadığını gösteriyor.
Anlamamış olabilirsin tekrâr ediyorum; Damla kadar bilgin yok (Bilgimiz yok), Deryâya ipotek koyuyorsun.
Sende akıl falan yok, kendini aldatma

 

"Bana inanmayan herkesi bir tanrı sonsuza kadar yakacak." diyen bir arap bedevisine iman etmek geri kafalılık ve yobazlık olmuyor mu? Bu arap bedevisinin kıçından salladığını anlayacak kadar zeka yok mu sende?

Link to post
Sitelerde Paylaş
On 20.02.2020 at 00:07, John_Ahmet yazdı:

 

Vermez.

 

Öğrenme amaçlı biriktirdiği veri kümesi değiştiği sürece ki sürekli değişir, aynı şartlar altında farklı sonuçlar üretebilir.

Farklı sonuçlar üretemez.

Öğrenme amaçlı biriktirdiği veri kümesine verileri çevre koşullarından alıyor.

örneğin satranç programı oynadığı hamleleri daha önce oynadığı kişilerden topladığı veri kümesine göre belirler.

Ayrıca öğrenme işlemi içinde algoritma vardır.O algoritmayı kendisi oluşturmamıştır.

Özgür iradesi varmış izlenimi vermek için olası hamleleri random sayı üretecine göre oynatırlar.

Random sayı üreteci insandan  bağımsızdır.

Random sayı üretecide  tanrı varsa tanrıya,yoksa doğaya bağımlıdır.

Herşeye hakim olan yöneticisi olan ALLAH  dan bağımsız çalışan bir şey olamaz.

@EK  ikidebir bu satranç programı örneğini verip duruyor.

 

Alıntı

şems süresi 7,8,9- Nefse ve onu düzgün bir biçimde şekillendirip ona kötülük duygusunu ve takvasını (kötülükten sakınma yeteneğini) ilham edene andolsun ki, nefsini arındıran kurtuluşa ermiştir.

 

insan süresi 30-Allah dilemedikçe siz dileyemezsiniz. Kuşkusuz Allah, bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.

 

 

tekvir süresi 29- Alemlerin Rabbi Allah dilemedikçe siz dileyemezsiniz.
 

 

 

 

ALLAH herkese eşit akıl,zeka,hafıza,güç vb şeyler  vermiyor.

Çevre koşulları,hormonlar doğduğu yer bile etkiliyor.

Eşit yaratılsaydı aynı koşullarda eşit davranırdı insanlar.

insanların özgür iradesi yoktur.

İnsanların kötülüğe iyiliğe meyillerini ALLAH belirler.

Koronavirus bile her insanı aynı etkilemiyor.

uyuşturucu sigara alkol  bağımlılığı bile genetik.

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
8 saat önce, mirasyedi yazdı:

Farklı sonuçlar üretemez.

Öğrenme amaçlı biriktirdiği veri kümesine verileri çevre koşullarından alıyor.

 

Sen yapay zeka çalışmalarını ve bu konudaki eşsiz ürünleri sadece satranç ve go programlarından ibaret olduğunu mu sanıyorsun?

Canlılar bile her zaman aynı koşullarda aynı şekilde davranmazlar. Dolayısıyla sınır bilimin ürettiği yapay zekalı sistemlerde klasik otomasyon makinelerinden çok farklıdır ve yapay nöral ağlara sahiptir bu da pek çok konudaki biriktirdiği veriler değişime uğrarken öyle random için saate falan bağımlı değildir. Random yerine amaca uygun doğru eylemi gerçekleştirmek için şartlar aynı bile olsa biriktirdiği veri kümesini ve anlık verileri baz alır ve dolayısıyla aynı sonuçları üretmez. Üretirse bu sadece tesadüf olarak görülebilir. Veri kümesi böyle olmasına yol açmıştır. Bu konuda bir deney yapılırsa bu rahatlıkla fark edilir. Aynı şartlarda sandığınız gibi bir kolerasyon oluşmayabilir. Zaten aynı sonuçları üretiyorsa bu yapay zekalı bir sistem değil, basit otomasyondur.

tarihinde John_Ahmet tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...