Jump to content

Bir Tanrının varlığının veya yokluğunun anlamı nedir?


Recommended Posts

  • İleti 114
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

 

 

Videoyu henüz izlemedim. 

 

Beynin çalışma biçimini anlamak için elektronların hareketini gözlemlememize gerek var mı ? Mesela bilgisayarları ele alalım, çalışma biçimleri son derece basittir elektrik akımı geçerse bir tepki verir geçmez ise başka bir tepki verir 1-0 gibi. Herhangi bir hareket okuma söz konusu değildir. Çünkü bilgisayarların çalışması sonuca dayalıdır. Çıkarıma bağlı değildir. 

 

Açıkçası şuan bu bilgisayarda herhangi bir yerdeki arama özelliğini kullanarak yüz binlerce bilgiyi önüme dökebilirim ama bunun sadece elektrik akımına 2 şekilde tepki veren bir sistemle nasıl olduğu konusunda en ufak bir fikrim bile yok. Çünkü dışarıdan baktığın zaman bu karmaşanın içinden çıkamazsın. 

 

Evrende şuan ki fizik anlayışı ile 4 temel kuvvet vardır. Her madde bu 4 temel kuvvete göre hareket eder ama oldukça karmaşığız. 

 

Şimdi sence bir beyin, bilgisayardan farklı mı çalışıyor ? Temel çalışma biçimini soruyorum, sence nesi farklı ?

 

Peki tam bir cevap vereyim. Ama ne kadar tatmin olacaksın emin değilim.

 

Beynin çalışma biçimini anlamak için, elektronların nasıl davrandığını bilmene gerek yok. Ancak beynin bir kararı alırken geçirdiği ve karar aşamasına gelirken gönderdiği sinyalleri önceden tespit edebilmen için elektronların hareketini önceden bilmen gerekiyor ki, şu noktaya kadar bunun imkansız olduğunu anlatmaya çalışıyorum.

 

CPU'nun 1 veya 0 tepkisi vermesinin bir önemi yok, sen "man in the middle" araya giren adam olarak bu veriyi önceden anlamaya çalıştığında elektriksel akımın düzenini bozuyorsun, yani veriyi anlamsızlaştırıyorsun. Bunun sebebi yukarıda kuantum fiziğinden verdiğim örneklerde mevcut.

 

Bir beyin, şu anki anlamı ile bilgisayardan farklı çalışıyor. Bizler 1 ve 0 olarak işlem yapmıyoruz, proteinlerin, nöronların, sinepslerin ve kimyasalların farklı etkilerine göre tepki veriyoruz.

 

Bizim beynimiz günümüz bilgisayarından oldukça komplike diyebiliriz.

 

tarihinde Xargoth tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
2 hours ago, Xargoth said:

 

Sadece bir yetersizlik söz konusu değildir. Bir bebek olarak bir insanoğlunun şahit olduğu bir olaya istinaden nöronlarında oluşmuş olabilecek bir veriye göre ileride bir kararının nasıl etkilenmiş olacağını hesaplayabilen bir model veya sistemi teorik olarak ortaya koyar mısınız?

 

Böyle bir sistem teorik olarak mümkün değil. Bu gösterildi.(penrose) Kadir-i mutlak bir tanrı hariç tabii :) O bu hesabı da yapar. Ama o vakit özgür irade gümler.

Diyeceğim şu ki; buradan nereye varacaksınız? Hesaplanamıyorsa "iradi" midir? Özgür müdür? Sistem ve beraberinde irade ya determistik ya da indeterminist olmak durumunda..Özgürlüğü hangi yoldan giderek yok edelim istersiniz?

 

2 hours ago, Xargoth said:

 

Hay hay..

 

İnsan beyni elektriksel akımlarla çalışır. Buda elektronların etkisi olduğunu gösterir.

 

Elektronlar, kuantum mekaniği kapsamındadır. 

 

Bir elektronu incelemeye çalışmak, elektronun süperpozisyondan çıkarak bizim gözlem cihazımıza göre pozisyon almasına sebep olur. 

 

Tabi birde, quantum fiziği, zamansal simetri özelliği gösterir.

 

 

Burada özgürlüğün ya da özgür iradenin formülasyonu mu var? Nerede? Bu iş nereden itibaren ve nasıl "iradi" oluyor, formülasyonu verir misiniz?

 

Ayrıca çift yarık deneyi ve sonuçları ile ilgili yorumlar halen bir spekülasyon. Burası net. Kopenhag yorumuna mı gidelim, diğerinie mi, yoksa başkalarına mı..?

Da, yine "buradan nereye varacaz" sorunu ortaya çıkıyor? Yani, eee?

Makro evrende de durum böyle mi? Ara sıra gökten şilep falan mı düşüyor? Ay, biz bakmadığımız zaman orada değil mi? Ya da neden hep "orada"? Aynı yerde?

 

1 hour ago, Xargoth said:

 

Bilim neden sorusunu değil. Nasıl sorusunu cevaplar. Bu temel felsefeyi bilmeden bilimden cevap beklemek oldukça yersiz.

 

Nasıl sorusu burada senin için gayet net açıklanmış, ve parçacıkların rastgele hareketi bütün deterministik felsefeyi yerle bir etmeye yeter de artar bile.

 

Determinizm ile herşeyi açıklayabilmen gerekirken. Atomların neden böyle davrandığını açıklayamayan sen, kendi felsefenin bundan dolayı doğru olması gerektiğini savunan yine sen.

 

Burada bir çelişki olduğunu görüyor olmalısın.

 

MAkro evren deteministik. Biz de onun bir parçasıyız? Dün gece yerde yatıp, ertesi sabah gökte kalktığınız oldu mu? Genel olarak ne demeye çalışıyorsunuz? İndeterminizm var ve bu bizi özgür kılıyor gibisinden mi?

 

12 minutes ago, Xargoth said:

 

Peki tam bir cevap vereyim. Ama ne kadar tatmin olacaksın emin değilim.

 

Beynin çalışma biçimini anlamak için, elektronların nasıl davrandığını bilmene gerek yok. Ancak beynin bir kararı alırken geçirdiği ve karar aşamasına gelirken gönderdiği sinyalleri önceden tespit edebilmen içib elektronların hareketini önceden bilmen gerekiyor ki, şu noktaya kadar bunun imkansız olduğunu anlatmaya çalışıyorum.

 

CPU'nun 1 veya 0 tepkisi vermesinin bir önemi yok, sen "man in the middle" araya giren adam olarak bu veriyi önceden anlamaya çalıştığında elektriksek akımın düzenini bozuyorsun, yani veriyi anlamsızlaştırıyorsun. Bunun sebebi yukarıda kuantum fiziğinden verdiğim örneklerde mevcut.

 

Bir beyin, şu anki anlamı ile bilgisayardan farklı çalışıyor. Bizler 1 ve 0 olarak işlem yapmıyoruz, proteinlerin, nöronların, sinepslerin ve kimyasalların farklı etkilerine göre tepki veriyoruz.

 

Bizim beynimiz günümüz bilgisayarından oldukça komplike diyebiliriz.

 

 

Konunun detayı ayrı mevzu ama; özgürlük ve irade, iradilik, irade edebilmek bunun neresinde? Beynin alacağı kararlar halihazırda dahi önceden büyük oranda öngörülebiliyor. İlerde bu iş ne noktaya gelebilir ayrı mesele..

 

Bizler, beynimiz; tam olarak nerede ve hangi noktada özgür oluyoruz? Bunun için süreci "iradi olarak" etkileyebilmemiz gerekli. Fizik kurallarında bir malfunction. Karar alana kadar geçen sürede "biz" ya da "ben" neredeyiz?

 

Özgür olduğumuz iddiası tamamen bir spekülasyon.

Link to post
Sitelerde Paylaş
 

 

Peki tam bir cevap vereyim. Ama ne kadar tatmin olacaksın emin değilim.

 

Beynin çalışma biçimini anlamak için, elektronların nasıl davrandığını bilmene gerek yok. Ancak beynin bir kararı alırken geçirdiği ve karar aşamasına gelirken gönderdiği sinyalleri önceden tespit edebilmen için elektronların hareketini önceden bilmen gerekiyor ki, şu noktaya kadar bunun imkansız olduğunu anlatmaya çalışıyorum.

 

CPU'nun 1 veya 0 tepkisi vermesinin bir önemi yok, sen "man in the middle" araya giren adam olarak bu veriyi önceden anlamaya çalıştığında elektriksel akımın düzenini bozuyorsun, yani veriyi anlamsızlaştırıyorsun. Bunun sebebi yukarıda kuantum fiziğinden verdiğim örneklerde mevcut.

 

Bir beyin, şu anki anlamı ile bilgisayardan farklı çalışıyor. Bizler 1 ve 0 olarak işlem yapmıyoruz, proteinlerin, nöronların, sinepslerin ve kimyasalların farklı etkilerine göre tepki veriyoruz.

 

Bizim beynimiz günümüz bilgisayarından oldukça komplike diyebiliriz.

 

İşte sırf bunları yazma diye oraya bir  '' Temelde '' kelimesi sıkıştırdım. 

 

Sence bir bilgisayarla buzdolabı aynı şey mi ? HAYIR 

 

Ama çalışma şekilleri TEMELDE aynı. 

 

1 ve 0 dediğin şey elektrik var mı yok yok mu demektir. Anlat bana nöronlar elektrik akımını iletemedikten sonra hormonun etki etmesinin anlamı nedir ? Ürünü götürecek yol yoksa kurye ne işine yarayacak.

 

►Olayı hiç karmaşıklaştırmamalıydım. 

 

- Bak buzdolabı çalışıyor. 

+ Hayır bilemezsin, buzdolabı elektrik akımı ile çalışır. Elektrik demek elektron demek, elektronlar belirsizlik ilkesi temelli parçacıklar olduğu için buzdolabının çalışıp çalışmadığını bilemezsin.

 

 

İşte sen bunu söylüyorsun. Bense veriyi anlamak için kuantum boyutun da incelemeye gerek yok diyorum. 

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sırf Temel kelimesini anlatmak için 4 temel kuvvet konusuna girdim. Her şey yeterince temelde aynı şeydir zaten ve sadece 4 kuralla çalışır. (insanlığın bildiği kadarıyla)  Sonra gel de kolaysa özgür irade var de.

tarihinde NotImportant tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
 

İşte sırf bunları yazma diye oraya bir  '' Temelde '' kelimesi sıkıştırdım. 

 

Sence bir bilgisayarla buzdolabı aynı şey mi ? HAYIR 

 

Ama çalışma şekilleri TEMELDE aynı. 

 

1 ve 0 dediğin şey elektrik var mı yok yok mu demektir. Anlat bana nöronlar elektrik akımını iletemedikten sonra hormonun etki etmesinin anlamı nedir ? Ürünü götürecek yol yoksa kurye ne işine yarayacak.

 

►Olayı hiç karmaşıklaştırmamalıydım. 

 

- Bak buzdolabı çalışıyor. 

+ Hayır bilemezsin, buzdolabı elektrik akımı ile çalışır. Elektrik demek elektron demek, elektronlar belirsizlik ilkesi temelli parçacıklar olduğu için buzdolabının çalışıp çalışmadığını bilemezsin.

 

 

İşte sen bunu söylüyorsun. Bense veriyi anlamak için kuantum boyutun da incelemeye gerek yok diyorum. 

 

Planck zamanı aralığında bu soruyu sorduğunda alacağın cevap anlamlı olur. Bunu bir düşün derim.

 

İnsan beynini açık ve kapalı devreye kadar indirgemek senin problemin. Bir işlemcide milyarların üstünde transistör olduğunu da hatırlatmakta fayda var. Buzdolabı ile nasıl bir benzerlik kurduğunu bilemiyorum.

 

Ama sorunu beğendim. Araya girip elektronların ulaşıp ulaşamayacağını bilemezsin demişsin. Çok mantıklı, aynı zamanda zeki olduğunu düşünürken oldukça da salakça.. Ben elektriğin ulaşıp ulaşmamasının bir önemi olduğunu söylemiyorum. Elbette sonuçta elektronlar diğer tarafa ulaşıyor. Ancak formasyonları değişiyor. 

 

Bu da şu anlama geliyor, formasyonların değişmesi demek, verinin okunmaz hale gelmesi demek.

 

Bence bir konuda dalga geçmeden önce, dönüp bir şey biliyormusun bir kendini sorgula derim.

Link to post
Sitelerde Paylaş
 

 

Böyle bir sistem teorik olarak mümkün değil. Bu gösterildi.(penrose) Kadir-i mutlak bir tanrı hariç tabii :) O bu hesabı da yapar. Ama o vakit özgür irade gümler.

Diyeceğim şu ki; buradan nereye varacaksınız? Hesaplanamıyorsa "iradi" midir? Özgür müdür? Sistem ve beraberinde irade ya determistik ya da indeterminist olmak durumunda..Özgürlüğü hangi yoldan giderek yok edelim istersiniz?

 

 

Burada özgürlüğün ya da özgür iradenin formülasyonu mu var? Nerede? Bu iş nereden itibaren ve nasıl "iradi" oluyor, formülasyonu verir misiniz?

 

Ayrıca çift yarık deneyi ve sonuçları ile ilgili yorumlar halen bir spekülasyon. Burası net. Kopenhag yorumuna mı gidelim, diğerinie mi, yoksa başkalarına mı..?

Da, yine "buradan nereye varacaz" sorunu ortaya çıkıyor? Yani, eee?

Makro evrende de durum böyle mi? Ara sıra gökten şilep falan mı düşüyor? Ay, biz bakmadığımız zaman orada değil mi? Ya da neden hep "orada"? Aynı yerde?

 

 

MAkro evren deteministik. Biz de onun bir parçasıyız? Dün gece yerde yatıp, ertesi sabah gökte kalktığınız oldu mu? Genel olarak ne demeye çalışıyorsunuz? İndeterminizm var ve bu bizi özgür kılıyor gibisinden mi?

 

 

Konunun detayı ayrı mevzu ama; özgürlük ve irade, iradilik, irade edebilmek bunun neresinde? Beynin alacağı kararlar halihazırda dahi önceden büyük oranda öngörülebiliyor. İlerde bu iş ne noktaya gelebilir ayrı mesele..

 

Bizler, beynimiz; tam olarak nerede ve hangi noktada özgür oluyoruz? Bunun için süreci "iradi olarak" etkileyebilmemiz gerekli. Fizik kurallarında bir malfunction. Karar alana kadar geçen sürede "biz" ya da "ben" neredeyiz?

 

Özgür olduğumuz iddiası tamamen bir spekülasyon.

 

Teflon, cevap veremedim, ben basit bir adamım..

 

Ne demek istediğini anlaşılır ve basit bir şekilde paylaşırsan, tartışmaya katılmayı isterim, ancak şu an yorgunum ve decrpytion işlemleri ile uğraşamayacağım.

Link to post
Sitelerde Paylaş
7 hours ago, Xargoth said:

 

1- Fizik kanunlarına göre, ve deterministik bir yaklaşım ile böyle olduğu söylenebilir. Ancak özgürlük, matematiksel olarak hesaplayabilmenin bittiği yerde başlar. Bir insanın davranışlarını o insanın yaşadıklarını, o gün aldığı kimyasalları, vücuduna nüfus etmiş bir bakteriyi bilmeden nasıl hesaplayabilirsin?

 

2- İkinci satırın iletinin geneline ne kattığını anlamadım. (İkinci satırın ne kattığını, cevabımı okuduktan sonra anladım, ama pek orjinal iletinin avantajına olmamış.)

 

3- Düşünce deneyinin varsayımlarına göre;

 

- Çocuk olmaz ise, oyuncak olmaz. Varlığı çocuğa bağlıdır, hareketleri çocuğa bağlıdır.

- Çocuğun varlığına veya yokluğuna inanmak birşey ifade etmez. Tekrar etmek gerekirse oyuncağın hareketleri çocuğa bağlıdır. Çocuğu ekstra memnun edecek birşey yapma kabiliyetinde değildir.

 

--

 

Bir yere varmak istediğini tahmin ediyorum. Ancak ilk varsayımları daha detaylı planlamalısın. Mantık yürüterek yukarıdaki sonuçlar çıktı çünkü.

Bana özgür olduğunu kanıtla.

Link to post
Sitelerde Paylaş
 

 

Kolumu kaldırmak istiyorum ve hop kaldırıyorum. Özgür değilsem bunu nasıl yapabiliyorum?

Olay bu kadar basit aslında. Karmaşıklaştırmaya gerek yok.

Aynen katılıyorum.

 

Özgür irade ne demektir?

 

''kişinin eylemlerini, arzu, niyet ve amaçlarına göre kontrol altında tutabilme ve belirleme gücüdür. Kişinin belli eylem ya da eylemleri gerçekleştirmede ser­gilediği kararlılık; belli bir durum karşısın­da, gerçekleştirilecek olan eylemi, herhangi bir dış zorlama ya da zorunluluk olmaksı­zın, kararlaştırma ve uygulama gücü; eyle­me neden olan eylemi başlatabilen yetidir.''

 

Kısacası laf salatası yapmaya gerek yok.

Link to post
Sitelerde Paylaş
52 minutes ago, vitamin said:

 

Kolumu kaldırmak istiyorum ve hop kaldırıyorum. Özgür değilsem bunu nasıl yapabiliyorum?

Olay bu kadar basit aslında. Karmaşıklaştırmaya gerek yok.

Belkide yok ,bilemiyorum eskisi kadar polemiğe girmeyi sevmiyorum artık .seninle de bayadır tartışmadık 

Link to post
Sitelerde Paylaş
 

kuantum mekaniğinde açık sistem için .sisteme dahil olan rastgelelik belirli noktalardan olacağı ve bu noktalarin plank anını aşması gereken durumlar için kütle çekimi ve ışık hızı eşitliğinin olduğu bölgelerden olacağı için stabildir. Bu durumlar da evren içinde başlangıç olarak indeterminist olsada evrende determine olmasi gerekeceği için etki tepki yasasına en az bir fizik kuralini kullanarak uyacaktir.

 

 

Merhaba,

 

Bu cümlede neden bahsettiğin anlaşılmıyor. Açarsan, duruşunu anlayarak doğru cevap verebilirim.

 

Ayrıca, etki - tepki yasasına uymayan durumlar deneyler ile kanıtlanmıştır. "Delayed Choice Quantum Eraser" deneyi olarak geçer. Araştırabilirsin.

 

Kısacası, parçacıklar bir ekrana çarpmadan önce, gelecekte bir detektör tarafından algılanıp algılanmayacaklarını bilir, ve dalga veya parçacık davranışını gelecekteki bu duruma göre belirler.

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
53 minutes ago, Xargoth said:

 

 

Merhaba,

 

Bu cümlede neden bahsettiğin anlaşılmıyor. Açarsan, duruşunu anlayarak doğru cevap verebilirim.

 

Ayrıca, etki - tepki yasasına uymayan durumlar deneyler ile kanıtlanmıştır. "Delayed Choice Quantum Eraser" deneyi olarak geçer. Araştırabilirsin.

 

Kısacası, parçacıklar bir ekrana çarpmadan önce, gelecekte bir detektör tarafından algılanıp algılanmayacaklarını bilir, ve dalga veya parçacık davranışını gelecekteki bu duruma göre belirler.

 

 

Etki tepki yasasına uymayan bir durum senin için var olamaz.

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
 

İster buna gecikmiş secim deneyi de ,ister çift yarık deneyi yada aspect deneyi bir dalga fonksiyonunun boyu ve genişliğini etki olmaksızın bilemezsin.

 

Verdiğin cevapların istisnasız tamamı subjektif ve dogmatik. Ben öyle diyorum, o zaman öyle kabul edeceksin tadında. Ne bir örnek, ne bir kaynak var. 

 

Ayrıca, bildiklerini de yanlış biliyorsun, Dalganın boyu ölçüldüğünde genişliği, genişliği ölçüldüğünde boyu bilinemez demek istiyorsun. 

 

Ki bu da yanlış, elektron spin yönü dikey ölçüldüğünde yatay, yatay ölçüldüğünde dikey olarak ölçülemez. İlk ölçüm ikinci ölçüm sonucunu bozmuştur çünkü.

 

Ve son olarak, bütün bunların konumuz ile bir alakası da yok, ne yazık ki.

 

 

tarihinde Xargoth tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...