Jump to content

Bir Tanrının varlığının veya yokluğunun anlamı nedir?


Recommended Posts

On 03.06.2017 at 18:24, Xargoth said:

Tartışmak isteyen cevabını yazıyor. İstemeyen yazmıyor zaten. Burası da bir forum ansiklopedi değil. Anlaştık mı?

Burada sonuna kadar haklisin valla. Bana da aynisini yapiyorlar, actigim basliklarin cogunu tavanarsina atip siliyorlar.

 

Yoneticileri bile forumun ne demek oldugunu bilmiyorlar(;

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 114
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

 

 

Yok hakaret etmiyim etmiyim diyorum ama bakalım ne kadar dayabilecem. Sen gel aynı şeyleri döndür döndür söyle. Sonra tepki yiyince hakaret et. 

 

Saygısız, şerefsizin tekisin işte, foruma dadanmış çocuksun, alınmayacaksın kardeşim.

 

Sanki dedik ki adama bütün forumu oku. Beyin zayıf, küçük olunca böyle oluyor. Git anana baban uğraşsın senle.

 

Sanırım 10 saniye dayanabilmişsin. 

 

Hormonlar değil mi? Çok yaramazlar..

 

Ama birşeyi anlamadım, konuyu tartışmayan, tartışmaya gerek bile olmadığını söyleyip duran, sürekli neden bu forumda bilmemne zaman yazılan şeyleri yazdığımı sorgulamak dışında şuraya adam akıllı bir katkı yapmayan senin amacın benim canımı sıkmak değil miydi?

 

Ayrıca dikkatini çekerim, benim yaptığım ve söylediğim herşey senin dünyanda önceden belirlenmiş, elçiye zeval olmaz arkadaşım. O kadar küfüre falan gerek yok.

Link to post
Sitelerde Paylaş
 

Tamam işte o zaman ateistim diye sahtekarlık yapmayacaksın. Agnostikim diyeceksin. Bu agnostik söylemi... Tipik bir agnostik işte budur. Oyuncak için çocuğun varlığı veya yokluğu fark etmez. Agnostiğin tipik söylemi... Budur işte. Kavramları niye yerinden kaydırıyor ateistim filan diye iddia ediyorsunuz.

 

Şu forumda kavramları doğru düzgün yerine oturtmak, yanlış kullanımlarını önlemek için gösterdiğim çaba, Müslümlerle uğraşmaktan fazla. Müslümü mat etmek su içmekten kolay. Ama kavramların yerinden kaydırılmasını, yanlış kullanımını önlemek çok çaba istiyor.

 

Ateistim der, agnostik çıkar. Deistim der, Müslüm çıkar. Agnostikim der, deist çıkar.

 

Ben de yanlış algılamış olabilirim.

 

Bu mesajı kime gönderdiğin belli olmuyordu.

Link to post
Sitelerde Paylaş
 

 

Ben de yanlış algılamış olabilirim.

 

Bu mesajı kime gönderdiğin belli olmuyordu.

 

Nasıl yani, oyuncak için çocuğun varlığı veya yokluğu önem taşımaz diyen kim, nasıl belli değil? Bunun apaçık olduğunu sandığım için alıntıya gerek duymamıştım. Bunu savunan apaçık belli. Galiba sen iyi okumuyorsun bana kalırsa. Bir de zaten alıntılarda isim çıkmıyor, yazmak zorunda kalıyorum filan... O yüzden nasılsa apaçık belli diye üşenmiştim.

 

Şimdi şöyle bak: Bir ileti alıntısızsa, ya ortaya, herkese yazılmıştır, ya da başlık hakkında yazılmıştır. Böyle yani durum.

tarihinde democrossian tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
 

 

Nasıl yani, oyuncak için çocuğun varlığı veya yokluğu önem taşımaz diyen kim, nasıl belli değil? Bunun apaçık olduğunu sandığım için alıntıya gerek duymamıştım. Bunu savunan apaçık belli. Galiba sen iyi okumuyorsun bana kalırsa. Bir de zaten alıntılarda isim çıkmıyor, yazmak zorunda kalıyorum filan... O yüzden nasılsa apaçık belli diye üşenmiştim.

 

Şimdi şöyle bak: Bir ileti alıntısızsa, ya ortaya, herkese yazılmıştır, ya da başlık hakkında yazılmıştır. Böyle yani durum.

 

Bu cevabı ben verdim. Ancak düşünce deneyinin parametrelerine göre bu sonuç çıkıyor diyerekte ekledim. Benim şahsi düşüncelerim değil yani.

 

Bunu yanlış anlamış olabilirsin dedim. Burada büyütülecek bir durum yoktu ortada.

 

Ancak burada büyük bir gizem var, bu mesajı bana mı yazdın? Yoksa bana yazmadın mı?

Çünkü önce bana yazmadığını söyledin. Sonra yazını bu cevabı verene yazdığını söyledin.

 

Benim dışımda sadece elektra sanırım benzer birşey paylaştı. Orjinal ileti birşey paylaşmadı bile sadece bir düşünce deneyi ve sorular vardı.

 

Bu paradokstan kurtar bizi lütfen.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Haydaaa... Bu ne yahu! Yahu bilader, başlığı açan ne diyor, bu başlığın açılış amacı ne? Başlığın ana fikri ne? Yeter ama yahu! Hay hay ile tay tay mı öğreteceğiz ülen? İnsanın sabrını da taşırma ama. Açıklıyorum, yapılmadık bir açıklama bırakmıyor, apaçık söylüyorum, hâlâ açıklama istiyorsun. Bu ne yahu! Başlık yazısına yanıt verdim diyorum, anlaman mı kıt bilader, yeter ama artık yahu!

Link to post
Sitelerde Paylaş

Şimdi denebilir ki başlıkta bir yargıya varılmıyor, bir soru soruluyor. Bu soruya verilmiş yanıtlar var.

 

Fakat başlık yanıtı peşin verilmiş bir soru içeriyor. O bakımdan yanıtladım. Oyuncağın özgür iradesi olmadığı belirtilerek, oyuncak için çocuğun varlığının yokluğunun söz konusu olmayacağı vurgulanıyor. Soru görünümlü bir yargı var. Soru zaten yanıtın ne olduğu hakkında peşin yargıya varılmış şekilde soruluyor.

 

Neyse tabii anlaşılamayabilir, tereddütler olabilir ama açığımı bulmuş gibi manevra yapmaya çabalamasından rahatsız oldum Xargoth'un. Bir açık verse de yakalasam diye ağzını açmış bekliyor gibi bir tavrı var, rahatsız edici. Burada açık aramak ve yakalamak için bakışmıyoruz yahu, fikir alışverişinde bulunuyoruz. 

Link to post
Sitelerde Paylaş

 

 

 

Değil mi ya? Ne gerek(!) var bu konuya ilişkin yapılmış onca deneye meneye..

 

 

Üstteki ifade burası için de geçerli.

 

Zaten bu tanım sorunlu..compatibilist tanım..

Arzu ve niyetlerin ne kadar kontrol altında ve belirlenebilir ki, sonrasının bir önemi olsun?

Sonrası öncesinin uşağı işte, tabii ki kararlı olacak. Aksi takdirde "vay arkadaş" derdik belki..

Dünya kupası finalinde maradonuna'nın penaltıyı atmayı istememesi mümkün mü? Ya dai istememeyi irade etmesi?

Tabi kararlı olacak, hem de eşşekler gibi.

 

Eyleme neden olan eylemi başlatabilen yeti..neresinden itibaren başlatabiliyorsun bu mereti hele?

Silsileyi yokluktan sen mi başlatıyorsun?

Arzularını mı belirliyorsun? Hayır. Onlar seni belirliyor.

Kontrol altında mı tutuyorsun? Aslen mücadele ediyorsun.

 

Laf salatası addedilen bir şey üzerine lakırdı etmeye gerek yok zaten.

Özgür irade mevzusunun laf salatası olduğunu bilim dünyasına ilan edelim, herkes rahatlasın. Bunca saflık yeter değil mi ama?

Özgür irade konusu,salata diyen mi var ........

Özgür irade yok diye laf salatası yapanlara sözüm.

Özgür iraden yoksa,neye bağlısın onu da açıklaman gerek.

Allah mı seni yönlendiriyor,yoksa başka tanrın mı?

İnsan vücudunda tabi ki irade dışı eylemler var,

mesela yediğin yemeği sen istesen de istemesen de miden öğütecek.

İstesen de istemesen de bok imal edeceksin.

 

Ama bu ve bunun gibi şeyler dışında,özgür irade vardır.

Mesela şu yazıyı özgür irademle yazıyorum,

mesela sana küfürlü de yazabilirim,ama bunu yazmamam bir şeye bağlı değil,beni engelleyecek bir şey yok.

Anlayacağın özgür irade yok diye laf salatası yapanlar,hangi gücün kendilerini yönlendirdiğini de

açıklamak zorundadır.

Gerisi laf salatasıdır.

 

tarihinde strong tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Başlığı açana bende cevap verdim.

 

Altta paylaşayım;

----

1- Fizik kanunlarına göre, ve deterministik bir yaklaşım ile böyle olduğu söylenebilir. Ancak özgürlük, matematiksel olarak hesaplayabilmenin bittiği yerde başlar. Bir insanın davranışlarını o insanın yaşadıklarını, o gün aldığı kimyasalları, vücuduna nüfus etmiş bir bakteriyi bilmeden nasıl hesaplayabilirsin?

 

2- İkinci satırın iletinin geneline ne kattığını anlamadım. (İkinci satırın ne kattığını, cevabımı okuduktan sonra anladım, ama pek orjinal iletinin avantajına olmamış.)

 

3- Düşünce deneyinin varsayımlarına göre;

 

- Çocuk olmaz ise, oyuncak olmaz. Varlığı çocuğa bağlıdır, hareketleri çocuğa bağlıdır.

- Çocuğun varlığına veya yokluğuna inanmak birşey ifade etmez. Tekrar etmek gerekirse oyuncağın hareketleri çocuğa bağlıdır. Çocuğu ekstra memnun edecek birşey yapma kabiliyetinde değildir.

 

--

 

Bir yere varmak istediğini tahmin ediyorum. Ancak ilk varsayımları daha detaylı planlamalısın. Mantık yürüterek yukarıdaki sonuçlar çıktı çünkü.

 

-----

 

Bu da senin cevabın;

 

Tamam işte o zaman ateistim diye sahtekarlık yapmayacaksın. Agnostikim diyeceksin. Bu agnostik söylemi... Tipik bir agnostik işte budur. Oyuncak için çocuğun varlığı veya yokluğu fark etmez. Agnostiğin tipik söylemi... Budur işte. Kavramları niye yerinden kaydırıyor ateistim filan diye iddia ediyorsunuz.a

 

Şu forumda kavramları doğru düzgün yerine oturtmak, yanlış kullanımlarını önlemek için gösterdiğim çaba, Müslümlerle uğraşmaktan fazla. Müslümü mat etmek su içmekten kolay. Ama kavramların yerinden kaydırılmasını, yanlış kullanımını önlemek çok çaba istiyor.

 

Ateistim der, agnostik çıkar. Deistim der, Müslüm çıkar. Agnostikim der, deist çıkar.

 
-----
 
Aradaki tarz ve tavır farkını incelemende ve üstünde düşünmende fayda var. Çünkü bu tavrınla, nasıl bir cevap almayı bekliyorsun bilemiyorum.
 
Burada bir eleştiri falan da yapmıyorsun. Sadece kesin ve net yargılar var. Bu cevabı bana verip vermemende de hiçbir önem taşımıyor. Sonuçta bu üslupla yazıyorsun ve bende buna cevap veriyorum.
 
Diğer yandan, bu kadar yazıdan sonra, benim ilk mesajımda verdiğim cevap ile aynı cevabı veriyorsun. Sorular bu sonuca götürüyor. Aynı şey, ama aradaki farka bak ve düşün derim. 
Link to post
Sitelerde Paylaş
22 minutes ago, Xargoth said:

Başlığı açana bende cevap verdim.

 

Altta paylaşayım;

----

1- Fizik kanunlarına göre, ve deterministik bir yaklaşım ile böyle olduğu söylenebilir. Ancak özgürlük, matematiksel olarak hesaplayabilmenin bittiği yerde başlar. Bir insanın davranışlarını o insanın yaşadıklarını, o gün aldığı kimyasalları, vücuduna nüfus etmiş bir bakteriyi bilmeden nasıl hesaplayabilirsin?

 

2- İkinci satırın iletinin geneline ne kattığını anlamadım. (İkinci satırın ne kattığını, cevabımı okuduktan sonra anladım, ama pek orjinal iletinin avantajına olmamış.)

 

3- Düşünce deneyinin varsayımlarına göre;

 

- Çocuk olmaz ise, oyuncak olmaz. Varlığı çocuğa bağlıdır, hareketleri çocuğa bağlıdır.

- Çocuğun varlığına veya yokluğuna inanmak birşey ifade etmez. Tekrar etmek gerekirse oyuncağın hareketleri çocuğa bağlıdır. Çocuğu ekstra memnun edecek birşey yapma kabiliyetinde değildir.

 

--

 

Bir yere varmak istediğini tahmin ediyorum. Ancak ilk varsayımları daha detaylı planlamalısın. Mantık yürüterek yukarıdaki sonuçlar çıktı çünkü.

 

-----

 

Bu da senin cevabın;

 

Tamam işte o zaman ateistim diye sahtekarlık yapmayacaksın. Agnostikim diyeceksin. Bu agnostik söylemi... Tipik bir agnostik işte budur. Oyuncak için çocuğun varlığı veya yokluğu fark etmez. Agnostiğin tipik söylemi... Budur işte. Kavramları niye yerinden kaydırıyor ateistim filan diye iddia ediyorsunuz.a

 

Şu forumda kavramları doğru düzgün yerine oturtmak, yanlış kullanımlarını önlemek için gösterdiğim çaba, Müslümlerle uğraşmaktan fazla. Müslümü mat etmek su içmekten kolay. Ama kavramların yerinden kaydırılmasını, yanlış kullanımını önlemek çok çaba istiyor.

 

Ateistim der, agnostik çıkar. Deistim der, Müslüm çıkar. Agnostikim der, deist çıkar.

 
-----
 
Aradaki tarz ve tavır farkını incelemende ve üstünde düşünmende fayda var. Çünkü bu tavrınla, nasıl bir cevap almayı bekliyorsun bilemiyorum.
 
Burada bir eleştiri falan da yapmıyorsun. Sadece kesin ve net yargılar var. Bu cevabı bana verip vermemende de hiçbir önem taşımıyor. Sonuçta bu üslupla yazıyorsun ve bende buna cevap veriyorum.
 
Diğer yandan, bu kadar yazıdan sonra, benim ilk mesajımda verdiğim cevap ile aynı cevabı veriyorsun. Sorular bu sonuca götürüyor. Aynı şey, ama aradaki farka bak ve düşün derim. 

Dostum ben bir deterministim bence beni anlamıyorsun yada yanlış anlıyorsun , ben bunu söylemem

 

"Çocuk olmaz ise, oyuncak olmaz. Varlığı çocuğa bağlıdır, hareketleri çocuğa bağlıdır.

- Çocuğun varlığına veya yokluğuna inanmak birşey ifade etmez. Tekrar etmek gerekirse oyuncağın hareketleri çocuğa bağlıdır. Çocuğu ekstra memnun edecek birşey yapma kabiliyetinde değildir."  

 

Bu düşünce deneyinde fizik kuralları dahilinde  bir tanrı fikrinin saçmalığıni ortaya koydum.

 

Çünkü oyuncak için çocuğun varlığı bir anlam ifade etmez .

Yada kolundaki saat için senin hicbir anlamın yok . 

Link to post
Sitelerde Paylaş
20 hours ago, vitamin said:

Nedensellik de aynı şekilde laf salatasıdır. Bir açıklama değildir.

Nereden başlatıyorsun nedenselliği? Ondan öncesi neden değil mi?
B olayının nedeni A olayıdır demek evrenin geri kalanını dışlamak demektir. Yani, evren var olmadan A olayı B olayının nedeni olabilir demektir. Nedensellik o nedenle sakattır.

 

 

Nereden başlatıyoruz?

Konu bağlamında başlangıç olarak bize bu evren yeterli.

Uzay zamanın beraberinde başladığı, zaten kendisi ile birlikte bir bütün olduğu.

Berisi false vacuum'dan, planck zamanı ve ötesince eşelenir eşelenmez ayrı konu.

Bu başlığın konusu değil en azından.

Neticede yokluktan varlığa geçiş ve bir başlangıç için mantıksal bir zorunluluk yok.

Nedensellik ise bu limtisiz döngünün içerisinde.

 

Ayrıca gündelik hayatında yaşadığın gayri-nedensel deneyimlerin nedir?

Önce su içip sonra susadığın ya da bunun türevleri deneyimlerin mi oldu?

Ya da kuantum tünellemeye falan dair anomaliler mi yaşıyorsun?

Akşam salondaki koltuğun, sabah banyodan mı çıkıyor?

Sen bakmadığın zaman evin kalanı yok mu?

Quantum silme deneyi uyarınca senin suratına baktığımda geçmişine de müdahale etmiş mi oluyorum?

Ne kadarına..? Makro dünyadaki karşılığı, cürmü nedir bunun?

 

Evrenin geri kalanını dışlamaktan kastın nedir?

Araba çarptı hasan öldü.

Hasan araba çarptığı için öldü.

Şimdi evrenin geri kalanını dışlamış mı oldum?

Nedensellik tüm evrenle bilikte bir bütün.

 

Nedensellik yoksa ne var?

Daha önce buyurduğun üzere cevabı senin adına vereyim:

Evren probabilistic/olasılıksal.

Yani önce bir irade gerekli. Yani bilinç esas. Daha temel olan bilinç.

Eyi de bilinç de maddeye muhtaç. Çift yarık deneyine göre dahi böyle.

Bilinç deyip durduğun şey sadece "etkileşim" de olabilir. İrade diye dayattığın şey.

Çok küçük olan (foton-elektron vb.) direk ve spesifik olarak hedef alınmadıkça etkileşmiyor, etkileşemiyor. Çökmüyor.

Büyük olanın ise böyle bir şansı yok. Süperpozisyonu çökmüş olmak zorunda.

 

Araba çarpma sesi gelip de arkamıza bakmadığımız vakit ölü ya da diri olduğunu bilmediğimiz hasan bir olasılık bulutu olarak mı geziyor ortalıkta?

E Hasan'ın bilinci ne oluyor bu durumda..

Makro dünya ile ilgili örnekler abartı olabilir ama idare edin. Öteki türlü keyifli olmuyor :)

 

Ha buraya şerh düşülsün; özgür iradeyi savunabilmeyi mümkün kılan yaklaşımlardan biri bilinç temelli, olasılıksal yaklaşım. Nedensellik çöp ya da sakat olmak durumunda.

Ama en azından bir case/dava koyuyor ortaya. Özgür irade vardır deyip duranların hemen hepsi bunun yakınından dahi geçemiyor.

Çift yarık deneyi ve indeterminizm ile birlikte benim devreler yanma eğilimi gösterdiği için bazı şeyleri ıskalıyor olabilirim..Olmayabilirim de..

 

Gerçek özgür irade, ancak maddenin ve nedenselliğin değil; bilincin ve iradenin esas olduğu bir alemde vücut bulabilir. Burası doğru.

Link to post
Sitelerde Paylaş
 

Fizik kanunlarına gore etkiye tepki veren bir biyolojik robotuz,özgür değiliz .

 

Özgür olmayan bu robotu bir oyuncağa benzetelim. Her hareketini oyuncaklarıyla oynayan çocuğun belirlediği bir oyuncak olsun 

 

Bu oyuncak için çocuğun var veya yok olmasının anlamı nedir? 

Bu çocuğun varlığına veya yokluğuna inanmak ne ifade eder ?

 

 

 

Hala aynı zırvaları anlatıyor salak. 

 

Oyuncağın "ben" algısı, bilinci vs vs yok. Bilinci yok.

 

Daha önce de söyledim, özgür irade denen şeyi, doğada Tanrı arar gibi arıyorsunuz. Müslümanın kafasından en ufak bir farkı yok bu kafanın.

Özgür irade doğada kaya gibi, bakteri gibi, ornitorenk gibi ya da insan tarafından üretilmiş oyuncak gibi bekleyen bir şey değil.

Ama sende bunu anlayacak kafa yok. Zekan acayip donuk senin, bunu tartıştığın her konuda görmek mümkün, hatta çok kolay.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bu kafa ağır hastalıklı kafadır, gerçeklik algısı bozulmuş, bitmiş kafadır.

 

Adam kalkmış diyor  ki açıkça "Biz insanlar özgür değiliz, birer robotuz, bu halde bir Tanrı'nın var veya yok olması, ona inanmak veya inanmamak anlamlı değildir."

Yani bütün bu işleri boşverelim gitsin... Tanrı'yı karşısına bir rakip gibi alıyor, sonra da kendisinin iradesiz bir robot olduğuna hükmedip sözde anlamsızlaştırıyor.

 

Hasta kafa bu. Sanki Tanrı inanmayanın umurunda. Sanki millet oturup Tanrı düşünüyor.

Biz neyi tartışıyoruz, derdimiz ne, Tanrı denen saçma salak inanç dünyada nelere maloluyor, insanlık bu aptalca inanç nedeniyle nelere maruz bırakmış kendini, hepsini boşver. 

Hasta kafa işte. Tanrı'ya takmış kafayı, hasta zihniyle fikir ürettiğini sanıyor.

Her şey sanal... Baştan sonra her şey. 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
 

Araba çarptı hasan öldü.

Hasan araba çarptığı için öldü.

Şimdi evrenin geri kalanını dışlamış mı oldum?

Nedensellik tüm evrenle bilikte bir bütün.

 

Araba çarptı ve Hasan öldü ilişkisinin, arabanın frenleri tutmadığı için Hasan öldü, yol kaygan olduğu için araba duramadı ve Hasan öldü, arabanın sürücüsü süratli gittiği için Hasan öldü, Hasan yoldan geçerken dikkatsiz davrandığı için öldü gibi ilişkilerden üstün bir tarafı yok. Hepsi birer neden.

Sen sadece bir ilişkiyi seçip onu neden yapıyorsun. Oysa ki sayısız nedenler üretilebilir...

Tek bir ilişkiyi neden yaptığın için diğer durumları dışlamış oluyorsun. Sanki arabanın çarpması ve Hasan'ın ölümü dışında evrenin geri kalanında olup bitenlerin etkisi yokmuş gibi. Oysa her şey birbirini etkilemekte ve o an tüm bu evrenin işleyişinin ürünü. Tek neden var o da evren. Diğer nedenler algılarımızın ürünü. Olup biten arasında korelasyonlar oluşturarak birini seçiyoruz...

Link to post
Sitelerde Paylaş
22 hours ago, Xargoth said:

Sebep : Üzerine su döküldü.

 

Sonuç : Peçete ile üzerini temizledin.

 

Soru : Önünde 4 farklı peçete eşit aralıklarla ve eline eşit mesafelerde duruyor. Hangi peçeteyi seçtiğin sebebe bağlı mı? Sebep ile ilişkisi ne kadar geriye gidiyor? Hangi deneyiminden dolayı hangi peçeteyi seçtiğini kim nasıl bilebilir veya hesaplayabilir?

 

Değil mi?

4 peçete birbirinin aynı fonksiyona sahip olsa dahi, en azından konumları farklı.

Fark olması yeterli.

Belki de bilinç altın sağcı solcu oluşuna dair bir eğilimi dahi koşulluyor olabilir..ya da bundan dolayı tam tersini.

Zaten olmazsa özdeş, tek olurlar.

 

Burada farklı bir durum daha olabilir bilemiyorum.

Belki bu tip, sebebin baskınlığının ve belirleyiciğilinin azaldığı durumlarda

Beyin belki de random seçenek komutunu açıyor olabilir.

Random seç!

Sen de random seçiyorsun.

Ama böyle olsa dahi bu olayın bütünü değil.

 

Hesaplanamzlığın özgür irade için kaçınılmaz koşullardan bir olduğunu daha önce bu konuya ilişkin açtığım bir başlıkta ben de belirtmiştim.

Hesaplanabilirse, öngörülebilirse özgür irade yok demektir.

Ama bu yeterli mi, ya da doğası nasıl olmalı?  O hesaplanamazlık senin iradene nerede ve nasıl yer açıyor?

Tamamı nedensel olarak biribirine bağımlı bir sürecin hesaplanamaz olması onu indeterminist kılar mı? Hayır.

Peki bizi nasıl özgür kılar? Başından beri sorduğum bu.

Önüne gelen: "bak çift yarık deneyi. İşte özgür irade", "bak kuantum, işte özgür irade" vb. deyip duruyor ama bunu az biraz da somutlaştırabilen kimse yok.

Vitamin'in uğraşları dışında.

 

Hesaplanamaz ama hesaplanamazlığının nedeni "irade" olmalı, iradi olmasından dolayı hesaplanamaz ve öngörülemez olmalı. Tamamı ile o kişiye bağlı olduğu, onda başlayıp bittiği için. Keyfi olduğu için.

Hesaplanamazlığın evrenin doğasında, ontolojik olarak mevcudiyeti yeterli değil.

Yeterli sayıda topa sahip bir bilardo masasında ilk topa vurulduktan sonraki sürecin hesaplanamaz hale gelmesi, bilardo toplarının özgür iradesi olduğu anlamına gelmiyor.

Bunun için vitamin'in savladığı tarzda bir model gerekli. Sadece hesaplanamazlık değil. Ki o eksik ve çelişkileri ile birlikte açıklanmaya muhtaç.

 

İnsan örneğinde ise bilardo toplarına ilk vuran biz değiliz. Hatta çarpışmalar başladıktan sonra devreye giriyoruz. Ve hatta bittikten sonra devreye giriyoruz. Hal böyle iken nasıl oluyor da özgür oluyoruz?

Şu aşamada dahi aldığımız kararların önemli ölçüde önceden öngörülebildiği bir beyne sahibiz. Beynin %100'ü çözüldüğü zaman ne aşamaya gelineceği ise meçhul.

 

Nöron nöronu, o nöron başka bir nöronu ateşliyor. Bu süreci başlatan biz değiliz. Resmen işin belli bir noktasından sonra devreye giren, ya da iş bittikten sonra açıklama yapan basın sözcüsü gibiyiz. (Bilinç) Bir de Notimportant'ın da defaatle belirttiği gecikme durumu var.

 

Daha nasıl anlatılır bilmiyorum.

Konunun bu kadar sinir ve hırs yapılacak bir mevzu olduğunu ise hiç zannetmiyorum.

Elin bilim adamı hiç hırs-mırs gurur yapmıyor, gidiyor üzerine deneyler yapıyor.

Elimi kolumu kaldırıyorum deyip oturmuyor.

Şüphe etmeyi ve anlamaya çalışmayı bir hastalık olarak da görmüyor.

 

 

 

 

tarihinde teflon tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
 

Dostum ben bir deterministim bence beni anlamıyorsun yada yanlış anlıyorsun , ben bunu söylemem

 

"Çocuk olmaz ise, oyuncak olmaz. Varlığı çocuğa bağlıdır, hareketleri çocuğa bağlıdır.

- Çocuğun varlığına veya yokluğuna inanmak birşey ifade etmez. Tekrar etmek gerekirse oyuncağın hareketleri çocuğa bağlıdır. Çocuğu ekstra memnun edecek birşey yapma kabiliyetinde değildir."  

 

Bu düşünce deneyinde fizik kuralları dahilinde  bir tanrı fikrinin saçmalığıni ortaya koydum.

 

Çünkü oyuncak için çocuğun varlığı bir anlam ifade etmez .

Yada kolundaki saat için senin hicbir anlamın yok . 

 

Bu durumda democrossian dan özür diliyorum. Çünkü dostum sen cidden agnostiksin, ateist değil.

 

Ortaya koyduğun düşünce, tanrı fikrinin saçmalığını belirtmiyor. Sadece var veya yok olmasının bir anlam ifade etmediğini söylüyor. Bu da agnostik düşüncenin tanımı zaten. Ateizm değil.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...