Jump to content

Bir Tanrının varlığının veya yokluğunun anlamı nedir?


Recommended Posts

Determinizmin özgür iradenin olmadığı anlamına geldiğini kim nerden çıkarıyor? Determinizm öyle bir şey demez. Determinizmin gerekircilik ilkesi, saksıdaki bitkinin yaşaması için su, karbondioksit ve güneş ışığı olmasının üç zorunlu ve vazgeçilemez şart olduğunu söyler. Bu gerekirciliktir. Bunlardan birisi eksik olursa bitki ölür. Sen eğer iradeni kullanır bu üç şarttan birini eksik bırakırsan, su vermezsen, karanlık yere veya fanus içine koyarsan bitki ölür. Bu tamamen senin iradenle olan bir sonuçtur. Bitkinin yaşaması, sana bağlı. Senin iraden bitkiyi yaşatır veya öldürür.

 

Apandisin iltihaplandıysa iradenle ameliyat olur hayatta kalırsın. İradenle ameliyat olmayı reddeder ve ölürsün. Hayatta kalmak veya ölmek senin iradene bağlı. Yemek yemez, su içmezsen ölürsün. Senin dışındaki nedenselliği kontrol edememen bir şeyi değiştirmez. Dünyaya çapı kilometrelerle ölçülen bir cisim çarparsa da hepimiz ölürüz. Çarpmasını da önleyemeyiz. Bu hiç bir şeyi değiştirmez. Her şeyi kontrol zaten edemeyiz. Kontrol edebildiğimiz oranda irademiz işe yarar. Bu da determinizmin belirlenimcilik ilkesi. Determinizm ne zaman demiş belirleyemeyeceğimiz hiç bir şey yoktur diye? Hangi yıl, hangi gün hangi saatte öleceksin bir belirle bakalım demezler mi? Bu kadar basit bir soruyla yıkılıp gidecek ilke mi olur? Demek belirlenimcilik, ne var ne yok her şeyi belirleriz demek değil. Böyle bir iddia olamayacağı için yoktur. Deterministler kafayı yemedi olamayacak bir ilke koysunlar. 

 

Mutlak determinizme inanabilmek için tanrıyı varsaymak şarttır. Tanrı olmadığı için de mutlak bir determinizm, yoktur. Neymiş determinizm belirsizlik ilkesi bulununca yıkılmış. Bu son derece saçma bir iddia. Determinizm hiç bir zaman demedi ki bizim belirleyemeyeceğimiz hiç bir şey yoktur diye? İnsanlar niye kanser olur hâlen tam kesin bilmiyoruz. Nedenselliği çok karmaşık. Eee, deterministler insanların niye kanser olduğunu biliyoruz ama söylemiyoruz işte, kıllık değil mi maksat mı diyorlardı! Belirsizlik olmadığı bir zaman hiç olmadı ki? Ne demek belirsizlik ilkesi bulundu yahu!  

 

Şuna benzer yani, suyun kaldırma kuvveti bir yasadır ve kesin belirlenebilirdir. Suda ne batar ne yüzer, matematik bir kesinliktedir. Ama suda yüzen bir jilet görürsen, suyun kaldırma kuvveti haricinde bir yasa daha keşfetmen gerekmekte sadece. O da sıvılardaki yüzey gerilimi. Belirsizlik demek, keşfedilecek yeni yasalar, kuvvetler, alanlar, parçacıklar demek, başka bir şey değil. 

 

Kuantumdaki parçacık türü sayısı, insanı dehşete düşürecek kadar fazladır. Üstelik bunları görme şansınız da sıfır. Ünlü kuantumcu Enrico Fermi "ben bunun böyle olduğunu başından bilseydim botanik okurdum" demiştir. E yani iki baktık ettik, tamam ya, anlaşıldı, bu buymuş şu da şuymuş mu olacaktı yok da bu kuantum! Elbette belirsizlik olacak. Hayır sürpriz mi yani, iki bakıp edince hemen neyin ne olduğunu anlamayı mı bekliyorduk acaba?

 

Ben anlamıyorum bu kafayı, yani hani Lokman hekim ölümsüzlük reçetesini bulup yazmışmış da köprüden geçerken mübarek, aaah ah işte zekiler böyle salak da oluyor, suya düşürüvermiş kağıdı, su alıp götürmüş! Lan sağlam bir yere koyaydın a Lokman hekim olacak salak! Bu mudur yani, her şey bu kadar basit olacaktı zannedenler mi var acaba!

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 114
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

3 minutes ago, Strong Agnostik said:

O kadar sey anlatiyorsun, biri cikip "kolumu istedigimde kaldiriyorum, demekki ozgur irade var" diyor. Bir digeri "saksiya su koymazsan cicek olur, iste onu secmek senin ozgur iradendir" diyor. Ondan sonra niye cok dalga geciyorsun diyorlar ahahahah

Kendi postumda bak ben izliyorum gülüyorum sende gül .

Link to post
Sitelerde Paylaş

Kim ne anlatmış yahu? :D Hani nerde? Şeytan "ben göremeyeceeem ben göremeyecem" diye dizlerini dövmüş! :D "O kadar üfürüyoruz üfürüyoruz saçma sapan millet nefesin kokuyor diyor başka bir şey demiyor yahu!" demek isterken klavyenin azizliği işte... :lol: Şu klavyenin yerine bir şey icat edemediler bir türlü! :lol: Dokunmatik tuşludan da beter! :D

Link to post
Sitelerde Paylaş
 

ogrendiklerim de var

 

Ne güzel bak, ahlaklı bir davranış!!! Ama işte ahlak yok deyince bir çuval inciri berbat ediyorsun.

 

Bak  dostum, bu güzel davranışın için sana böyle hitap ediyorum. Ahlak kelimesini ben de sevmem, aslında demek istediğimizi de karşılamıyor. Çünkü ahlak "hulk" veya "halk" fakat bunlar sert h ile okunur, neyse bu Arapça kelimeden gelir. Yaratma kökünden, yaratılış demek. Bunun yaratılışı böyle anlamında. Lanet de bir kelimedir, hem h sert okunur, hem k. İkisi de... H yi sert hırıldatarak halaka dersen yarattı olur. Boğazını sıkarak halaka dersen traş etti olur. Hiç bir şey yapmadan hepsini düz söyler heleke dersen yok oldu olur. Böyle lanet kıl bir kelime. (Arapçada a e fark etmez.)

 

Neyse işte, kısacası etik daha uygun sözcük. Şimdi... Etik olmadan oturup iki kelam edemeyiz. Bunu anlaman gerek. Oturup iki kelam, çok değil, iki kelam etmenin etik ilkeleri vardır. Bu olmadan iki kelam edemeyiz. Bunu anlıyor musun. Bunu mutlaka anlaman lazım. Etik yoktur dediğin anda biter yani, iki kelam konuşma şansı yoktur.

 

Etik olmadan bırak iki kelam etmeyi, caddede karşılaşmanın ve geçip gitmenin bile bir yordamı filan bir şeyi yoktur. Bunu mutlaka anlaman lazım. Anlamışsındır. Anlamaman olanaksız. Bu etik (veya ahlak neyse) yoktur lafını kesin bırakacaksın! Hiç bir şeyi tanrının yaratması gerekmez. Zaten olmadığı için yaratamaz. Tanrı hiç bir şey yaratmadı. Evet ahlakı biz yarattık, beğenemedin mi? Biz niye yaratmayalım? Biz yaratınca niye tu kaka olsun? Bir şeyi illa ki tanrı olacak o mu yaratacak?  

 

Bir güzellik yaptın, bu iletiyi yazdım. "Ama ahlak yok ki" filan dersen yanıt vermem. O iş orda biter. Kendi kendine konuşursun.

Link to post
Sitelerde Paylaş
28 minutes ago, democrossian said:

 

Ne güzel bak, ahlaklı bir davranış!!! Ama işte ahlak yok deyince bir çuval inciri berbat ediyorsun.

 

Bak  dostum, bu güzel davranışın için sana böyle hitap ediyorum. Ahlak kelimesini ben de sevmem, aslında demek istediğimizi de karşılamıyor. Çünkü ahlak "hulk" veya "halk" fakat bunlar sert h ile okunur, neyse bu Arapça kelimeden gelir. Yaratma kökünden, yaratılış demek. Bunun yaratılışı böyle anlamında. Lanet de bir kelimedir, hem h sert okunur, hem k. İkisi de... H yi sert hırıldatarak halaka dersen yarattı olur. Boğazını sıkarak halaka dersen traş etti olur. Hiç bir şey yapmadan hepsini düz söyler heleke dersen yok oldu olur. Böyle lanet kıl bir kelime. (Arapçada a e fark etmez.)

 

Neyse işte, kısacası etik daha uygun sözcük. Şimdi... Etik olmadan oturup iki kelam edemeyiz. Bunu anlaman gerek. Oturup iki kelam, çok değil, iki kelam etmenin etik ilkeleri vardır. Bu olmadan iki kelam edemeyiz. Bunu anlıyor musun. Bunu mutlaka anlaman lazım. Etik yoktur dediğin anda biter yani, iki kelam konuşma şansı yoktur.

 

Etik olmadan bırak iki kelam etmeyi, caddede karşılaşmanın ve geçip gitmenin bile bir yordamı filan bir şeyi yoktur. Bunu mutlaka anlaman lazım. Anlamışsındır. Anlamaman olanaksız. Bu etik (veya ahlak neyse) yoktur lafını kesin bırakacaksın! Hiç bir şeyi tanrının yaratması gerekmez. Zaten olmadığı için yaratamaz. Tanrı hiç bir şey yaratmadı. Evet ahlakı biz yarattık, beğenemedin mi? Biz niye yaratmayalım? Biz yaratınca niye tu kaka olsun? Bir şeyi illa ki tanrı olacak o mu yaratacak?  

 

Bir güzellik yaptın, bu iletiyi yazdım. "Ama ahlak yok ki" filan dersen yanıt vermem. O iş orda biter. Kendi kendine konuşursun.

Hala ahlak yok 

Gen bencildir sadece çıkarlar konuşur.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ahlak bir yanılgı, niye yanılgılara bu kadar takılıyorsunuz ki.

 

Yok demekte doğru değil, uygulanan bir his veya düşünce gerçektir. Doğru soru ahlak neden vardır veya neden olmalıdır şeklinde olmalı.

 

Toplumsal düzen ve denge için mi mesela.. ? Evet bu geçerli bir sebep ama bu sadece insanlar için etkili bir durum. Haliyle ahlak bir ortak öznelliktir. (yani nesnel)

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
 

Bir atomun bile degisiklik yaratacagi eylemlerden nasil sorumlu olabilirsin. Kontrolunde olmayan her etkenin olusturacagi eylemi sen ozgur irade olarak mi tanimliyorsun?

Mesele bir atomun A veya B durumunda olmasının getirdiği sonuç değil, atomun A veya B de olmasını sağlayan ne? Eğer A veya B durumunda olmasını etkileyebiliyorsan sonrasında oluşacak olaylardan sorumlu tutulabilirsin.

 

A veya B durumunu alacağı kesinlikle bilinebilir mi? Kuantum fiziği bunun kesinlikle bilinemeyeceğini ancak A veya B olabilme olasılıklarından bahseder.

A veya B durumunu almasına etkimiz var mı? Bu etkinin doğası nedir?

Kuantum fiziğinin Kopenhag gibi bazı yorumlarında süje-obje arasındaki etkileşimin A veya B durumundan birini aldırdığı savunulmaktadır.

Sübjektivite atomlardan oluşmadığı için bir irade olasıdır.

Konu temelde varlığın temeline gider. O nedenle günlerce tartışsak da bir sonuç çıkmaz.

Link to post
Sitelerde Paylaş
 

Mesele bir atomun A veya B durumunda olmasının getirdiği sonuç değil, atomun A veya B de olmasını sağlayan ne? Eğer A veya B durumunda olmasını etkileyebiliyorsan sonrasında oluşacak olaylardan sorumlu tutulabilirsin.

 

A veya B durumunu alacağı kesinlikle bilinebilir mi? Kuantum fiziği bunun kesinlikle bilinemeyeceğini ancak A veya B olabilme olasılıklarından bahseder.

A veya B durumunu almasına etkimiz var mı? Bu etkinin doğası nedir?

Kuantum fiziğinin Kopenhag gibi bazı yorumlarında süje-obje arasındaki etkileşimin A veya B durumundan birini aldırdığı savunulmaktadır.

Sübjektivite atomlardan oluşmadığı için bir irade olasıdır.

Konu temelde varlığın temeline gider. O nedenle günlerce tartışsak da bir sonuç çıkmaz.

 Meseleye sadece bu acidan bakarsan tabiki sonuca ulasamazsin. Sonucun a veya b durumunda olmasini etkileyebiliyor olman, ozgur irade sahibi olmani saglamaz ki. Bu etkilerin hepsinde kontrol sahibi olmalisin. Kaldi ki sen bir atomun bile sonucu degistirebildiginden bahsediyorsun. Etkenlerden bazisinda soz sahibi olman, ortaya cikan eylemin sorumlulugunu sana yuklemez.

Link to post
Sitelerde Paylaş
16 hours ago, NotImportant said:

Ahlak bir yanılgı, niye yanılgılara bu kadar takılıyorsunuz ki.

 

Yok demekte doğru değil, uygulanan bir his veya düşünce gerçektir. Doğru soru ahlak neden vardır veya neden olmalıdır şeklinde olmalı.

 

Toplumsal düzen ve denge için mi mesela.. ? Evet bu geçerli bir sebep ama bu sadece insanlar için etkili bir durum. Haliyle ahlak bir ortak öznelliktir. (yani nesnel)

 

Ahlak ortak bir öznelliktir. Beğendim, cuk oturuyor. :) İleride yüksek müsaadenle kullanabilirim bunu..

 

Bundan sonrasını genel olarak yazıyorum:

 

Ahlak neden vardır ya da neden olmalıdır sorusu, canlılık neden yemek yer, enerji alır vb...demek kadar abes bir nevi. (Eleştiri amaçlı yazmıyorum. Genel olarak)

Canlılık enerji alır, ya da enerjiye dönüştüreceği şeyi, çünkü aksi durumda "canlılık olmaz".

Canlılığın olup olmamasının ne önemi var? Yok.

Ama bunun da bir önemi yok, çünkü doğal seçilim ve süreç ve buna bağlı davranışlar (canlılığın insanlığa kadar olan kısmı için) sürece ilişkin edinilen bilgiden bağımsız olarak işliyor ve determine ediyor. Hiç bir canlı ya da amip "aman da yemek yiyeyim yoksa ölürüm giderim, halbüsü ben çok önemliyim..." diye yemiyor. Canlılığın devamına dair seçilim değeri olan davranış bu. Diğerleri zaten ortada olmadığı için, geriye bu kalıyor.

 

Ahlak da bu minvalde hayat buluyor. Şimdi geriye dönüp de "ahlak toplum için, toplum da insan için ama insanın bir önemi var mı sanki.." diye sorgulamanın önemli bir manası yok. Çünkü olan olmuş, biten bitmiş ve "kaçınılmaz olan", bu. Doğal seçilim böyle determine etmiş, böyle buyurmuş.

 

Eğilimlerimiz mevcut. Onlara ortak bir mütabakatla koyduğumuz öznel etiketin ismi ise ahlak. Ortak bir öznellik. Genel geçer değil. Aslen olmak zorunda da değil. Ama ahlakın kaynağı çokça tartışıldığı üzere dinler minler falan da değil. Biziz. O vakit, zaten insan ürünü olan dinlerin içine ahlak en başta nasıl geldi diye sorarlar o zaman adama.

 

Ahlak mevzusunun; estetik, ahlak ve vicdan şeklindeki 3 anahtar kelime bağlamında ve birlikte irdelenmesi durumunda, resmi zeminine oturacağını zannediyorum. Vicdan ve estetik ne kadar gerçekse, ahlak da o kadar işte.

 

Yine genel olarak yazıyorum: Fakat bu başlık hem tanrı sorgusunun anlamı, hem özgür irade, hemi de ahlak mevzusunu bir arada kaldırmaz. Ahlak konusunda konuşmaya doymadıysak eğer; bence bunun yeri yeni bir başlık, ana sayfada kaplayacağı yer ise en fazla fazladan bir satırdan ibaret olur.

tarihinde teflon tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
 

 

Ahlak ortak bir öznelliktir. Beğendim, cuk oturuyor. :) İleride yüksek müsaadenle kullanabilirim bunu..

 

Bundan sonrasını genel olarak yazıyorum:

 

Ahlak neden vardır ya da neden olmalıdır sorusu, canlılık neden yemek yer, enerji alır vb...demek kadar abes bir nevi. (Eleştiri amaçlı yazmıyorum. Genel olarak)

Canlılık enerji alır, ya da enerjiye dönüştüreceği şeyi, çünkü aksi durumda "canlılık olmaz".

Canlılığın olup olmamasının ne önemi var? Yok.

..........

 

İstediğin gibi kullanabilirsin teflon :)

 

Dediklerine katılıyorum. 

 

Abes dediğin kısmada katılıyorum, zaten amaç onu vurgulamaktı. Nedeni sorgulanamaz çünkü sorgulanacak bir şey yok.

 

Bak güzel demişsin '' Canlılığın olup olmamasının ne önemi var? Yok. '' Evet yok, olmadığı için ahlakın temellendirilemediği ve yok olduğu varsayılıyor. Halbuki temellendirme gibi gerekliliği yok ki onun.  Kitlesel bir kabul işte o kadar, gerçek bitti.

 

 

tarihinde NotImportant tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...