Jump to content

Popülizm ve Marksizm !


Recommended Posts

Arada hiçbir yakınlık yok.

 

Marksizm köklü bir siyasal projedir. Aynı zamanda siyaseti çözümleme ve tarihi yorumlama metodları sunar.

 

Popülizm ise, halkın sorunlarının suistimal edilmesi demektir aslında. Halkın sorunlarını çözecekmiş gibi davranıp siyasal güç elde etmek demektir.

 

Popülizm herhangi bir sorunu çözmek için hiçbir reçete sunmaz. Sadece sorunları suistimal eder. Marksizm ise tamamen farklı bir ekonomik ve toplumsal düzenin kurulabilmesi için gerekli olan yaklaşımlara sahiptir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Populizm, sivil toplumun siyasi topluma; halkin sesini ifade etmesidir. (Halkcilik ilkesinde halk, siyasi toplumun efendisidir ki farkli seyler yani)

 

Marksizm; maddenin degismedigini savunan metafizikcilere itirazdan baslar. (Gunumuz de entropi zaten bunu kanitlar) Sonra maddenin varligini savunan maddecilige itiraz ederek maddenin oznemizdeki manasina gelir. (Sosyoloji psikoloji vb ) Buradan mananin dindeki oznelliginden cikip toplumdaki farkliligina gelir. (Yazlikcilar, siyah koleler, yahudi gocmenler, otomobil iscileri, iktidar, sovalyeler vb). Bu fark ile yoneten ve yonetilen ayrimi ile siniflari olusturur. Tarih dil ve ekonomi (siyaset degil) bu hali ile felsefenin konusu olur.

Bu sekli ile toplumun seviyelerinin aciklanmasidir. Ornegin sosyalizmde devlet vardir ama komunizmde devlet yoktur.

 

Marksizm bir sonuctur. Marksizme itiraz vs yapilamaz bu tipki yercekimine itiraz etmek gibidir. Marksizme itiraz ediliyorsa o durum zaten marksizmdeki bir alt seviyede olma halidir.

 

Aslinda marksizm bana gore evrimsel bir surec fakat tanimi olusumundan 10 asir once yapilmis.

Link to post
Sitelerde Paylaş
 

Populizm, sivil toplumun siyasi topluma; halkin sesini ifade etmesidir. (Halkcilik ilkesinde halk, siyasi toplumun efendisidir ki farkli seyler yani)

 

Marksizm; maddenin degismedigini savunan metafizikcilere itirazdan baslar. (Gunumuz de entropi zaten bunu kanitlar) Sonra maddenin varligini savunan maddecilige itiraz ederek maddenin oznemizdeki manasina gelir. (Sosyoloji psikoloji vb ) Buradan mananin dindeki oznelliginden cikip toplumdaki farkliligina gelir. (Yazlikcilar, siyah koleler, yahudi gocmenler, otomobil iscileri, iktidar, sovalyeler vb). Bu fark ile yoneten ve yonetilen ayrimi ile siniflari olusturur. Tarih dil ve ekonomi (siyaset degil) bu hali ile felsefenin konusu olur.

Bu sekli ile toplumun seviyelerinin aciklanmasidir. Ornegin sosyalizmde devlet vardir ama komunizmde devlet yoktur.

 

Marksizm bir sonuctur. Marksizme itiraz vs yapilamaz bu tipki yercekimine itiraz etmek gibidir. Marksizme itiraz ediliyorsa o durum zaten marksizmdeki bir alt seviyede olma halidir.

 

Aslinda marksizm bana gore evrimsel bir surec fakat tanimi olusumundan 10 asir once yapilmis.

Cevaplarsaniz size birkac sorum var :)

 

1) Marksizm'in tabanini ateizm mi olusturur ?

2) Popülizm ile Atatürk'un Halkcilik ilkesinin farklari nelerdir ?

3) Komunizm sosyalizmden sonraki asama midir ?

Link to post
Sitelerde Paylaş

1)

Kalasa baktiginda aklina ne gelir? Gercekte atomik baglarla isik taneciklerinin sana gosterdigi dikdirtgenler prizmasi. Oysa aklina ates gelebilir. Yada agir bir cisim gelebilir.

 

Kalas onceden bir agacti. Kalas islenip kesildiginde masa olur. Masa kullanip eskidiginde kirilip yakilir.

 

Bunlar daha cok tasavvufun temeli gibi hissettiriyor bana. Her neyse.

 

Bilgisayar gibi dusunursek ateizm bilgiyi rom gibi kullanir. Yani bilgi kalici olarak islenerek Tanri yoktur sonucuna cikar.

 

Marksizm de ise bilgiyi ram gibi kullanir. Tanri yoktur veya vardir fonksiyonundan bagimsizdir bence. Benim fikrime gore marksizmin ateizmle iliskisi yoktur.

 

2) Halkcilik ilkesi bir devlet yonetim seklidir. Ornegin fabrika iscisi ile vali yan yana geldiginde; vali iscinin hizmetkaridir. Saygi duyulmasi ve gozetip korunmasi gereken vali degil iscidir. Ayaga kalkip ceketini ilikleyecek olan validir. Kamu harcamasi valinin sahsina yapilamaz makamina yapilir. Bu makama kutsallik atfedilmesi icin de degildir makamin islevselligi icindir. 

 

Populizm ise zaten halkcilik olmayan bir devlet seklinde olusur. Sadece sivil toplumu olabilen gelismis devlette mumkundur. Ornegin isciler ile vali karsi karsiya geldiginde medyanin "vali iscilerin sorunlarini cozmelidir" heberine populizm denebilir.

 

3) evet sonraki asamadir. Sosyalizm devlet olarak marksizmdir. Komunizm ise birden cok devletin veya tum devletlerin varligidir. Kuba devlet olarak sosyalisttir. Ancak sscb turk cjmhuriyetleri, ukrayna vb bir cok devletin bir arada oldugu komunizmdir.

Link to post
Sitelerde Paylaş
57 minutes ago, Photon said:

Cevaplarsaniz size birkac sorum var :)

 

1) Marksizm'in tabanini ateizm mi olusturur ?

2) Popülizm ile Atatürk'un Halkcilik ilkesinin farklari nelerdir ?

3) Komunizm sosyalizmden sonraki asama midir ?

 

1) Marksizmin tabanını maddecilik oluşturur. Marks, toplumun ve tarihin işleyişini açıklamada çok önemli tezler getirmiştir. Darwin'in biyolojide yaptığını toplumsal yaşamın temelini açıklamada yapmıştır. Ama, Darwin'in fikri sonraki dönemlerde sürekli eleştirel süzgeçlerden geçerek geliştirel seyir izlerken, aynı şey marksizme kısmet olmamış, marksizm dogmalar yığınına döndürülmüş, kuramın farklı yönlerini eleştirenler burjuva uşağı ve hain ilan edilmiştir. Yazık edilmiştir marksizme. Burjuvazi marksizmi marksistlere boğdurtmuştur. Gerçi darvinizme de benzer istismar denemeleri olmuşsa da (sosyal darvinizm mesela) darvinizm bu badireleri atlatmıştır.

 

2) Çok iyi yanıt veremem buna. Kemalizme yakın arkadaşlar yanıtlasın.

 

3) Komünizm, yani sınıfların olmadığı toplum iki aşamadır. Her iki aşamada da sınıflar ve devlet yoktur. İlk aşamanın adı sosyalizmdir. Sosyalizmde üretimin paylaşımı emeğe göredir. Bu aşamada, sınıflar ortadan kalkmış olsa da, kafa ile kol emeği, kır ile kent, kadın ile erkek arasındaki sosyal eşitsizlik gibi sorunlar henüz aşılamamıştır. Onların aşılmasıyla komünizmin ikinci aşamasına varılır. En azından plan böyledir. Biraz cennete varma öyküsüne benziyor, ama fena plan da değil hani. En azından, daha etkileyicisini görmedim :).

Link to post
Sitelerde Paylaş
7 hours ago, Photon said:

1) Marksizm'in tabanini ateizm mi olusturur ?

 

Cevap için bana da izin var mı?

 

Marksizm'in tabanını ateizm oluşturmaz. Marksizmin amacı kapitalizmi anlamak ve ona karşı bir toplumsal model geliştirmektir. Esas olarak Marksizm kapitalizme karşı, eşitlikçi bir toplum kurma bilimini ve yöntemlerini içerir. 

 

Marksistler genelde ateisttir ancak mücadelelerini ateizmi yaygınlaştırmak amacı ile yapmazlar. Ateizm bir hedef değildir. Halka ateizm dayatılmaz. Ancak Marksizme dayalı devletlerde dinlerin örgütlenmesi yasaktır. Din bireysel alan ile sınırlandırılmıştır.

 

Sovyetler Birliği'nde illüzyon gösterisi yapmak serbestti. Ancak illüzyonistler gösterinin sonunda yaptıkları hileyi açıklamak zorunda idi. Metafizik bir gücü olduğunu iddia edenler bunu kanıtlamaya zorunda idi. Metafiziği savunmanın her türü yasaklanmıştı.

 

7 hours ago, Photon said:

2) Popülizm ile Atatürk'un Halkcilik ilkesinin farklari nelerdir ?

 

Popülizm günümüzde olumsuz anlamda kullanılan bir kelimedir. Dünya üzerinde yerleşmiş olan ekonomik ve finansal sistemin dışında herhangi bir sistem önerenleri karalamak amacı ile kullanılır.

 

Popülizmi negatif anlamda kullananlar özetle şöyle demek isterler; dünya üzerinde kurulu olan ekonomik sistem, uygulanabilecek tek sistemdir. Bu sistemin mağdur ettiği toplumlar ve toplum kesimleri olabilir ama mağdur edilenlere hak vermek iddiası ile yapılan her girişim, aslında kısa süreli bir iyileşme sağlar ve sonuçta daha büyük bir soruna sebep olur. Popülizm böyle bir içeriğe sahip. Yani eğer yerleşik sistemin dışına çıkmak istiyorsanız; ya halkın sorunlarını suistimal ediyorsunuz ya da irrasyonel hayaller peşinde koşuyorsunuzdur. Dünya üzerinde uygulanan sistem tek yoldur. Kıpraşmayın. Tecavüze uğruyorsunuz, keyfini çıkarmaya çalışın. Dedikleri bu.

 

Atatürk'ün halkçılık ilkesi, halktan yana ekonomik programlar uygulamak demek. Bunun başarılı, somut uygulamaları vardır. Sümerbank ve Etibank dünya literatürüne girmiş, başarılı devlet işletmeleridir. Atatürk şeker fabrikaları kurmuştur. Şeker fabrikası kurmak çok mantıklı bir girişimdir. Hem ziraat hem hayvancılık hem de sanayiyi aynı anda besleyen zekice bir hamledir. Atatürk'ün kurduğu şeker fabrikaları hala ülkeye fayda sağlıyor. Atatürk kaliteli kumaş üretebilmek için Ankara'ya uygun, kaliteli yün veren keçiler araştırmış ve Angora yününün yaratılmasını sağlamıştır.

 

Atatürk'ün halkçılık ilkesi, halkın geniş kesimleri için uzun süreli ve somut faydalar doğurmuştur. Dolayısı ile negatif anlamda kullanılan popülizm kavramı ile ilgisi yoktur.

Link to post
Sitelerde Paylaş
 

Maksizm bir dindir. Tabular ve dogmalarla dolu, ateizm boşluğunda boğulan kitleleri ''kontrollü muhalefet'' olarak toplamak için kullanılan bir araçtır. Marksizm ateist liboşların afyonudur.

 

Popülizm halkçılıktır.

 

Kardeş sen yıllardır bu forumdasın.

 

Ancak merak ettiğim, neden daha aktif değilsin?

Link to post
Sitelerde Paylaş
4 hours ago, ad hominem said:

Maksizm bir dindir. Tabular ve dogmalarla dolu, ateizm boşluğunda boğulan kitleleri ''kontrollü muhalefet'' olarak toplamak için kullanılan bir araçtır. Marksizm ateist liboşların afyonudur.

 

Popülizm halkçılıktır.

 

Marksizm olmasaydı şimdi bir tekkede bitini ayıklıyordun!

Link to post
Sitelerde Paylaş
 

 

Marksizm olmasaydı şimdi bir tekkede bitini ayıklıyordun!

 

Abi bence bu kadar iddialı,cüretkar olmamalısın.

 

Ukalalık yapıyorsam kusura bakma.

Link to post
Sitelerde Paylaş
2 hours ago, seremın said:

 

Abi bence bu kadar iddialı,cüretkar olmamalısın.

 

Ukalalık yapıyorsam kusura bakma.

 

Hayır Seremın. Az bile söyledim.

 

Marksizm Aydınlanma'nın dişi ve tırnağıdır. Her manada. Hem tutunma, hem de yırtıp parçalama anlamında Marksizm insanlığın önünü açan en önemli buzkırıcıdır.

 

Fransız Devrimi'ne kadar, Avrupa ortaçağ yaşıyordu. Bugün içinde yaşadığımız dünyayı yaratan şey Fransız Devrimi'dir. Napolyon Bonapart Fransız Devrimi'ni silah zoru ile bütün Avrupa'ya yaydı. Ancak Napolyon toplumun derinlerine nüfuz edecek bir felsefeye sahip değildi. Aydınlanma ve modern çağ değerlerini, geniş halk kitlelerine yaygınlaştıran Marksizm olmuştur.

 

Fransız Devrimi'nin meşhur olayı nedir? Marie Antoinette'e atfedilen "ekmek bulamıyorsa pasta yesinler" sözüdür. Bu söz aslında Fransız Devrimi'nin sınıfsal bir temeli olduğunu gösterir. Peki bu Fransız Devrimi sınıf savaşını merkeze koyarak bir felsefe geliştirebildi mi? Hayır. Bunu Marksizm başarmıştır. 

 

Türkiye'de Aydınlanma değerlerini Anadolu'nun en ücra köşelerine götüren düşünce yine Marksizm olmuştur. Kemalist kadrolar daha CHP iktidarında havlu atıp gericiliğe taviz vermeye başladılar. Köy enstitülerini kapatan CHP'dir. Oysa 2000'lerin ilk yıllarına kadar Anadolu'nun en ücra köşelerine kadar Aydınlanma, akılcılık, eşitlikçilik, kadın hakları gibi en temel insanlık değerlerini canı bahasına Marksistler savundu ve yaygınlaştırdı. Bunun hakkını vermek lazım.

 

Sen kendini Kürt olarak görüyorsun. Her ne kadar PKK'ya karşı gibi görünsen de, aslında PKK'nın bir dönem Marksist argümanları sahiplenmesinin senin üzerinde etkileri vardır. PKK ilk baştan itibaren pür milliyetçi bir hareket olsaydı, emin ol ki sen daha muhafazakar bir insan olurdun. Marksizm farkında olmasan da, senin de düşüncene katkı sağlamıştır. Sadece sen değil, bugün kendini Kürt olarak gören herkes bu etkiden payına düşeni almıştır.

Link to post
Sitelerde Paylaş
On 13.6.2017 at 07:57, Robespierre said:

 

Cevap için bana da izin var mı?

 

Marksizm'in tabanını ateizm oluşturmaz. Marksizmin amacı kapitalizmi anlamak ve ona karşı bir toplumsal model geliştirmektir. Esas olarak Marksizm kapitalizme karşı, eşitlikçi bir toplum kurma bilimini ve yöntemlerini içerir. 

 

Marksistler genelde ateisttir ancak mücadelelerini ateizmi yaygınlaştırmak amacı ile yapmazlar. Ateizm bir hedef değildir. Halka ateizm dayatılmaz. Ancak Marksizme dayalı devletlerde dinlerin örgütlenmesi yasaktır. Din bireysel alan ile sınırlandırılmıştır.

 

Sovyetler Birliği'nde illüzyon gösterisi yapmak serbestti. Ancak illüzyonistler gösterinin sonunda yaptıkları hileyi açıklamak zorunda idi. Metafizik bir gücü olduğunu iddia edenler bunu kanıtlamaya zorunda idi. Metafiziği savunmanın her türü yasaklanmıştı.

 

 

Popülizm günümüzde olumsuz anlamda kullanılan bir kelimedir. Dünya üzerinde yerleşmiş olan ekonomik ve finansal sistemin dışında herhangi bir sistem önerenleri karalamak amacı ile kullanılır.

 

Popülizmi negatif anlamda kullananlar özetle şöyle demek isterler; dünya üzerinde kurulu olan ekonomik sistem, uygulanabilecek tek sistemdir. Bu sistemin mağdur ettiği toplumlar ve toplum kesimleri olabilir ama mağdur edilenlere hak vermek iddiası ile yapılan her girişim, aslında kısa süreli bir iyileşme sağlar ve sonuçta daha büyük bir soruna sebep olur. Popülizm böyle bir içeriğe sahip. Yani eğer yerleşik sistemin dışına çıkmak istiyorsanız; ya halkın sorunlarını suistimal ediyorsunuz ya da irrasyonel hayaller peşinde koşuyorsunuzdur. Dünya üzerinde uygulanan sistem tek yoldur. Kıpraşmayın. Tecavüze uğruyorsunuz, keyfini çıkarmaya çalışın. Dedikleri bu.

 

Atatürk'ün halkçılık ilkesi, halktan yana ekonomik programlar uygulamak demek. Bunun başarılı, somut uygulamaları vardır. Sümerbank ve Etibank dünya literatürüne girmiş, başarılı devlet işletmeleridir. Atatürk şeker fabrikaları kurmuştur. Şeker fabrikası kurmak çok mantıklı bir girişimdir. Hem ziraat hem hayvancılık hem de sanayiyi aynı anda besleyen zekice bir hamledir. Atatürk'ün kurduğu şeker fabrikaları hala ülkeye fayda sağlıyor. Atatürk kaliteli kumaş üretebilmek için Ankara'ya uygun, kaliteli yün veren keçiler araştırmış ve Angora yününün yaratılmasını sağlamıştır.

 

Atatürk'ün halkçılık ilkesi, halkın geniş kesimleri için uzun süreli ve somut faydalar doğurmuştur. Dolayısı ile negatif anlamda kullanılan popülizm kavramı ile ilgisi yoktur.

 

Çok güzel açıklamşsın.

Teşekkürker.

 

Küçük bir ilave.

 

Kölelik sistemini, feodalizmin sonlandırdığı gibi kapitalizmi de sosyalizm sonlandıracaktır. Ve sonra komunizm gelecektir çünkü basitten karmaşığa varmak, aşağıdan yukarıya çıkmak doğanın bir kanunudur. Kaçınılmazdır!

der Marx.

Ve devam eder.
İşçi sınıfının "devlet aygıtına" sahip olması yetmemeli, devlet aygıtını(bürokrasi ve askeri yapıyı) kırmalı/yok etmeli, bir devrim yapmalı!
 

Link to post
Sitelerde Paylaş
 

İşçi sınıfının "devlet aygıtına" sahip olması yetmemeli, devlet aygıtını(bürokrasi ve askeri yapıyı) kırmalı/yok etmeli, bir devrim yapmalı!
 

 

:o

 

Bürokrasi yıkılırsa tek adam yönetimi olur.

 

devlet aygıtı yıkılırsa en basit belediye hizmetlerini bile alamazsınız.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Marksizm tanımız az çok tutuyor. Yine de bir "kömünist Manifesto" alıp okumanızı öneririm. Biraz kulaktan dolma gibisiniz o konuda.

 

Popülizmi bilmemeniz de biraz endişe verici. Bir sürü internet sözlüğü var. Beni mi kafaya alıyorsunuz diye düşünüyorum da galiba gerçekten bilmiyorsunuz.

 

Popülizm kelime anlamı olarak halkçılığa yakındır. Ama halkçılığın tam tersidir. "Ben halkçıyım" diyerek milletten oy toplamaya çalışan ve seçildikten sonra sadece belirli bir zümreye hizmet eden ve halka da bir yandan "ben sizin için buradayım" diyen adam popülisttir. Yani popülist demek "yalancı / sahtekar" demektir. Halka gaz vermeyi iyi bilen fakat halk için bir şey yapmayan adam popülisttir.

 

"Popülizmin yükselişi" Milletin bir ülkede iyice mallaşması, Irkçı / faşist / Dinci / koyu liberallere oy vermesi demektir. Popülist'in seçmen kitlesi (burada olduğu gibi) temel siyasi terimleri bilmez. Marksizmi zaten bilmez. Siyasetin temelini oluşturan sınıf mücadelesini de bilmez. Allah bilir, Amerika bilir, Milliyetçilik bilir, adam dövmeyi bilir, Kazara okuma yazma öğrenmiş bir geri zekalı düşünün, İnternetteki popülistler böyle varlıklardır. Hepsi maldır. Nefesinizi harcadığınıza değmezler. He He deyip geçeceksin, hatta destekleyeceksin, ki seçilip ülkeyi kendilerine benzetebilsinler. Böylece atraksiyon olur. Zaman geçmiş olur.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Osmanliya karsi emperyalizmin saldirisinda 1. Dunya savasinda; Marksizmin karsi olusunu topluma anlatmak gerekiyor. 

 

Genel olarak fransiz devrimi ile milliyetcilik akimi yukseldi. Bu sebeple Bulgarlar libyalilar vb bagimsizlik pesinde kostular diye bir Tarih algisi olusturuldu. Birde buna; kominizm esittir dinsizlik algisi eklenildi. Ayrica milliyetcilik fasizm ve ulusalcilik arasinda seviyesel farklarla marksizm surekli asaglandi. 

 

Fransiz devriminin ana konusu halkcilik ve esit vatandas mucadelesidir. Osmanli avrupa savasi esasen Fransiz devriminden onceki iktidarlarin kendi halkini artik somurememesi sonucu gozunu Osmanliya dikme halidir.

 

Turkiye Cumhuriyetinin kurulmasida; savasarak somurme devrinin Dunyada kapanmasidir. Halkilik ilkeside buradan dogar. Ataturk ilkeleri tarih ve tecrubelerin sonucudur. 

 

Yeni donemde ise; liberal ekonomi ve terorizm adi altinda savasmadan islam ulkelerinin kaynaklarini yasiyoruz. Neden "arap bahari" "demokrasi". Neden araplarin devrimi olamiyor? 

 

Yine Turk muslumanlari devlet ekonomisi ve sisyasi hareketinde bu kadar sig ve zayif? 

 

Butun bunlarin cevabi Marksizmdir.

Link to post
Sitelerde Paylaş
8 hours ago, leonardo18 said:

Marksizm tanımız az çok tutuyor. Yine de bir "kömünist Manifesto" alıp okumanızı öneririm. Biraz kulaktan dolma gibisiniz o konuda.

 

Komünist Manifesto mu? Eyvaah!

 

Komünist Manifesto 168 sayfalık bir kitapçıktır. Hatta daha ziyade bir broşür sayılır.

 

Marksizmi anlamak için Das Kapital cilt 1 (875 sayfa), Das Kapital cilt 2 (512 sayfa), Das Kapital cilt 3 (912 sayfa), Grundrisse - Ekonomi Politiğin Eleştirisi İçin Ön Çalışma (618 sayfa) başta olmak üzere onbinlerce sayfa kitap okumanız gerekir. Kapital ve Grundrisse Marksizm'in ekonomiyi çözümlemek için yazdığı bilimsel kitaplarıdır. Marksizm'in güncel politikaya bakışını anlamak için Marks'ın Fransız Devrimi'ni incelediği kitapları (Louis Bonaparte'in 18 Brumaire'i, Fransa'da Sınıf Savaşımları 1848-1850) gibi kitapları okumak gerekir. Ayrıca tarih ve felsefe yaklaşımlarını anlamak için de binlerce sayfa okuma yapmanız gerekir. Bunun üzerine Marksist partilerin pratikleri, sınıf mücadeleleri tarihi ve benzeri içerikte birçok okuma yapmakta fayda vardır.

 

Yani Leo, Komünist Manifesto'yu geçeli çok oldu be birader. Fiili komünistlik "kariyerim" 30 seneyi aştı Leo. Ne Komünist Manifestosu?

 

9 hours ago, leonardo18 said:

"Popülizmin yükselişi" Milletin bir ülkede iyice mallaşması, Irkçı / faşist / Dinci / koyu liberallere oy vermesi demektir.

 

Yook. O iş öyle değil. Halk sistemden rahatsız olunca marjinal uçlara yönelir. Sol güçlü olursa sola gider orada çözüm arar. Sol güçsüz, mesajsız, umutsuz olunca sağa yönelir. Sağa yönelişteki amaç, kendisini düdükleyip duran sisteme karşı bir çare aramaktır. Sağın bir de uyuşturucu bir tarafı vardır. Eski hikayeleri parlatıp durur, güçten falan bahseder. Üzerine basılıp inletilen insanları boş hayallerle avutur.

 

Senin gibi sol-liberaller halkın çizdiğiniz çerçevenin dışına çıkmasını şaşkınlıkla ve büyük bir korku ile izliyor. Öyle ya, muhalefet edilecek konular belli, eşcinsel hakları için, çiçek böcek için, hayvan hakları için mücadele edin edecekseniz. Ekonomik sistemi -haşa- sorgulamak da neymiş? Nasıl rahatsız olunabilirmiş o yüce sistemden! Fransa'da LePen'in adına "aşırı sağ" yaftası yapıştırırsınız, kan dökücü, cani finans kapitalin ruhsuz köpeği Macron'u bağrınıza basarsınız. Sonra da şaşırırsınız. Aaa, halk niye aşırı sağa yöneliyor ayol! Bi komünist manifesto mu okusam acaba? 

Link to post
Sitelerde Paylaş
 

 

Komünist Manifesto mu? Eyvaah!

 

Komünist Manifesto 168 sayfalık bir kitapçıktır. Hatta daha ziyade bir broşür sayılır.

 

Marksizmi anlamak için Das Kapital cilt 1 (875 sayfa), Das Kapital cilt 2 (512 sayfa), Das Kapital cilt 3 (912 sayfa), Grundrisse - Ekonomi Politiğin Eleştirisi İçin Ön Çalışma (618 sayfa) başta olmak üzere onbinlerce sayfa kitap okumanız gerekir. Kapital ve Grundrisse Marksizm'in ekonomiyi çözümlemek için yazdığı bilimsel kitaplarıdır. Marksizm'in güncel politikaya bakışını anlamak için Marks'ın Fransız Devrimi'ni incelediği kitapları (Louis Bonaparte'in 18 Brumaire'i, Fransa'da Sınıf Savaşımları 1848-1850) gibi kitapları okumak gerekir. Ayrıca tarih ve felsefe yaklaşımlarını anlamak için de binlerce sayfa okuma yapmanız gerekir. Bunun üzerine Marksist partilerin pratikleri, sınıf mücadeleleri tarihi ve benzeri içerikte birçok okuma yapmakta fayda vardır.

 

Yani Leo, Komünist Manifesto'yu geçeli çok oldu be birader. Fiili komünistlik "kariyerim" 30 seneyi aştı Leo. Ne Komünist Manifestosu?

 

- Selam. "Capital" kitabının kısaltılmış versiyonu vardır (300 sayfa filan). Kendine güvenen kişi bence önce onu okumalıdır. Onun dışında üşenmeyip Kapital'in tamamını okuyan kişilere de büyük saygım var. Eğer okuduysan belki bize de açıklayabilirsin. İktisatçı olmayan biri bu kitapları anlar mı?

Şizofren bir tanıdığım vardı. Çocuk eline alıp ansiklopedileri kitap gibi okurmuş.

O yüzden bizim açımızdan Komünist manifesto yeterli diye düşünüyorum. Bir de sinemalarda "Genç karl Marks" filmini kaçırmayın derim. Komünist düşüncenin 1840'lı yıllarda ortaya çıkışını anlatıyor (o dönemde ortaya çıkan diğer sol ideolojilere de filmde değiniliyor.

Manifesto kısa ve özdür. çoğu insan 2-3 kere filan okur. Bence öyle yapmak daha iyi.

 

 

Yook. O iş öyle değil. Halk sistemden rahatsız olunca marjinal uçlara yönelir. Sol güçlü olursa sola gider orada çözüm arar. Sol güçsüz, mesajsız, umutsuz olunca sağa yönelir. Sağa yönelişteki amaç, kendisini düdükleyip duran sisteme karşı bir çare aramaktır. Sağın bir de uyuşturucu bir tarafı vardır. Eski hikayeleri parlatıp durur, güçten falan bahseder. Üzerine basılıp inletilen insanları boş hayallerle avutur.

 

Senin gibi sol-liberaller halkın çizdiğiniz çerçevenin dışına çıkmasını şaşkınlıkla ve büyük bir korku ile izliyor. Öyle ya, muhalefet edilecek konular belli, eşcinsel hakları için, çiçek böcek için, hayvan hakları için mücadele edin edecekseniz. Ekonomik sistemi -haşa- sorgulamak da neymiş? Nasıl rahatsız olunabilirmiş o yüce sistemden! Fransa'da LePen'in adına "aşırı sağ" yaftası yapıştırırsınız, kan dökücü, cani finans kapitalin ruhsuz köpeği Macron'u bağrınıza basarsınız. Sonra da şaşırırsınız. Aaa, halk niye aşırı sağa yöneliyor ayol! Bi komünist manifesto mu okusam acaba? 

 

- Ben soruna pratik yaklaştım. Bugün denk geldiğim bir taksici Kılıçdaroğlu'nun İstanbul'a yürüme eyleminden konuyu açınca tipik yorumlar yapmaya başladı. Sinirlenebileceğimi anlayınca konuyu değiştirdi.

/Hitler ve Musolini de bir çözüm arayışının sonunda meydana geldiler. İran da çözüm arayışının neticesinde oluştu. Size kimse "çözüm aramayın" demiyor. Ama çözüm aradığınız yer neresi? - Popülizm orada başlıyor.

-Komünistler'e destek olunursa, bunlar devleti, ekonomiyi, sermayeyi devletleştirirler. Sonunda gerçekten halk için çalışırlar. Doğu bloğu ülkelerinde eğitim / sağlık masrafı yoktu. Aklına esen devletin parasıyla okula gidebiliyordu. Ücretsiz sanat / tiyatro gösterileri vardı. Yani komünizm (iyi ve kötü özellikleri bir yana) halka elini gerçekten uzatır. Chavez'de mesela fakir semtlerde sağlık hizmetlerini geliştirmiştir.

Peki Trump ne yaptı? - Obama-Care ve Cop 21 iklim konferansını 1 hafta içinde kaldırdı. Trump "halkı seviyor", ama halkın anasını belleyip sadece zenginlerin çıkarlarını müdafa ediyor. Popülizm budur.

 

- Macron'u çok iyi bilmiyorum. Ben de artık belli bir dönemin insanıyım. Macron da yenilikçi bir insandır. Ama temsil ettiği şeyi anlayacak kadar araştırma yapmadım.

 

"Sistemin değişmesi" ne demektir?

- Şeriat ya da Refah Partisi gelirse, sistem değişir. Doğru. Ama ne ölçüde ve ne yönde değişir?

Gacıları kapatıp, dini yobazlığı destekleyip Medya ve eğitim sistemini kişisel gücünü arttırmak için kullanınca, benim açımdan işler iyiye değil kötüye gitmiş olur. Ben mesela parasız ve laik/bilimsel eğitim istiyorum (örnek). Benim menfaatim bu yönde. Peki popülist/faşist parti benim bu menfaatimi savunuyor mu? savunmuyor mu?

Veya ikinci örnek. TC'nin batıya yaklaşma politikalarının benim için faydalı olacağına inanıyorum. Uyum yasalarını filan destekliyorum. Mevcut siyasal oluşum bunu yapıyor mu? - tersini yapıyor.

Yani popülizm Yalan içerir. "Bunu yapmaya geldim" diyip, milleti kafaya alıp, kendi bildiğini okumak, ve cahil kitlenin (güce saygı duyduğu için) bunu yine de desteklemesidir. Yani faşizm benzeri bir çılgınlıktır. toplu histeridir. Mantıksızlıktır.

 

- Löpen O'nun önde gidenidir. İki dereceli seçim sistemi olmasa o değil, babası Fransa'da 90'Lı yıllarda seçilip Fransa'Yı Türkiye'ye çevirecekti. Darbe marbe diyenler var. Yapılırsa baraj düşürülmeli ve iki dereceli seçim sistemi olmalı. En azından 21 yy ortalarından sonraya kadar da bu böyle olmalı. Yoksa yine uğraşırız yok RP idi yok Ata-Cami idi. burda ben ölüyom adam adil düzen, kataristan, şeytani güç peşinde. Olmasına olur, da ülke kalkınamaz.

 

/ Sorgulama farklı bir düzeydir. Bir de sorgulayan insanları öldüre öldüre bitiren sizsiniz. Bari "sorgulayacaksan benim gibi sorgula" filan deyin de karizmanız artsın.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...