Jump to content

Meton döngüsünün Kuranda sayısal olarak karşılığı


Recommended Posts

2018 ocakta 2 dolunay var.

Şubatta yok

Martta yine 2 dolunay

Ve gelecek aylarda birer dolunay.

Toplam 13 dolunay!!!

 

Doğrusu, ayların sayısı Allah yanında on iki aydır,...

 

"EN AZ" diye birşey de yazmıyor!

Teorine uydurabilmek için sen eklemişsin!!

 

 

Kadir gecesi bin dolunaydan daha hayırlıdır.

 

Bir geceyi dolunayla kıyaslamak yazının içeriğini mantıksızlaştırıyor. Şehr kelimesinin (bir çok diğer kelimeler gibi) başka dillerden alıntı olduğunu ve Süryaniceden "seher" kelimesinden geldiğini düşünürsek cümle anlam kazanıyor;-)

 

 

 

---------------------

 

Antiateistin dediği 27 gün de tam doğru değildir. 

27 gün 7saat ve 43 dakikadır.

Aynı meton döngüsünün tam 19 yıl olmadığı gibi, Allah virgülden sonraki sayıları ya bilmiyor ya da hesaplayamıyor.

Hani nerde kaldı evrendeki " ince ayar"?

 

Kitaptaki sayıları kafanıza göre bölüyorsunuz, çarpıyorsunuz, topluyorsunuz istediğiniz sayı çıkana kadar.

30 günden 12 ay 360 gün eder ama nedense gün sayısı (zorlamayla) 365 güne denk getirilir. Birden güneş takvimi baz alınır. Vs.

Hatta 19:74ü 1974 yapıp bunu matematiksel(!) mucize diye yutturursunuz.

Ama bu kafadan hesaplar astronomide işlemiyor!!!

 

Ayrıca Kuranda Nuhun adı 40 küsür kere, İsanın adı 20 küsür kere, Musanın adı 100ün üzerinde geçerken Muhammedin adı sadece bir kaç kere geçmektedir!!!

Bunu sayısal/ matematiksel mucizenizin(!) neresine koyuyorsunuz???

 

Allah herhalde bu matematiksel mucizeli kitaba peygamberlerinin isimlerini anlamsızca yerleştirmedi!

Neden Muhammedin adı bu kadar az tekrarlanıyor? Bunların 19/sayısal mucizesiyle(!) bir ilgisi yok mu?

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 264
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Bu başlıkta ortaya atılan tek üzerinde durulacak konu, ay'ın dünya etrafındaki dönüş sayısı. İlk bakışta bunun ay'ın evreleri ile aynı olacağının düşünülmesi doğal olduğu için, (ben de önce öyle düşündüm) 27 kere kamer demenin sadece denk geliş olmadığını düşündüğümüzü, bunun kodlanmış olduğunu kabul ettiğimizi varsayacağız.

 

Tabii ki bununla Kuran'ı allah adında bir tanrının yazdığını düşünmeyeceğiz. Bunu düşünmemiz için bir neden göremiyorum. Bu bir kod ise, bu rakam nerden araklanmış olabilir? Tabii ki Sümer'den. Bu olası. Sümerler çok ayrıntılı gözlemler yaparlardı ve elbette din adamları tarafından yapılırdı bu gözlemler. Bilimci diye bir kimseler yoktu. Her bilgi din adamlarının tekelindeydi.

 

Şimdi bu adamlar ay'ın evrelerine takılmadan ay'ın doğuş batışlarını gözlemleyerek bu bilgiyi elde edebilirler. Bu o kadar kolay değil. Çünkü ay bazen zayıf evrede olduğu, bazen hava bulutlu olduğu için zor gözlemlenebilir. Ama bu kesin bir olanaksızlık oluşturmuyor. Israrlı gözlemlerle ay'ın doğuş batışlarını belirlemek olanak dışı değil. Eğer saat olsaydı, yani mekanik, ibreli bir saat, o zaman kolaydı. Bir kum saati iş görür mü, bilemiyorum. Kum saati ile Erastotenes milattan önce dünyanın çapını doğru olarak ölçtü. Bulutsuz berrak hava ve kum... Yani çöl. Çöller bayağı işe yaramışlardır ve yarıyorlar. Cam milattan önce bilindiği için kum saatini Sümerler biliyor muydu bilmiyor muydu kesin bir şey söyleyemem ama olanaksız değil. Ayrıca kum saatinin şart olmadığını, ısrarlı devamlı gözlemlerin bu işi halledeceğini tekrar vurgulayayım. Sümerlerin pil yapmayı bildiği çok büyük olasılık. Kalıntı var. Pilden başka hiç bir şeye benzemiyor bu kalıntılar ve pile ise aşırı derecede benziyor.

 

Ay'ın dünya etrafında dolanma süresini ölçmenin zor olduğunu kabul etmek elbette gerekiyor. Ama bu olanaksız değil. Israrlı ve devamlı gözlemlerle bu bilgi elde edilebilir. Ki Sümerler gözlemde oldukça iyiydiler.

 

Din adamları hazırladıkları kutsal metinlerde zaten rakamsal kodlar kesinlikle kullanırlardı. Bu, kutsal metinleri tekellerinde tutmaları, başka yetkisiz kişilerin kutsal metin yazıp bunu tanrılar söyledi dememeleri için zorunludur. Harf - rakam kodları milattan çok önce, yazının bulunuşunun akabinde icat edilmiştir. Çünkü sayıları ifade etmek için (Romen rakamlarında olduğu gibi) yakın zamanlara kadar harfler kod olarak kullanılmıştır. Tabii sadece V I X gibi harflere değil, bütün harflere rakamsal değerler atamak hemen akla gelebilecek bir şey.

 

Dolayısıyla din adamları sınıfı, din üzerindeki tekel egemenliklerinin sürdürülebilir olması için bu kodlamaları her kutsal metine uygulamışlardır. Harf rakam kodlaması daha milat olmadan Kabbala tarikati ile iyice doruk noktasına ulaşmıştır.

 

Milattan öncesine ait mekanik bir hesap makinesi bile bulunmuştur. Geç taş devrinden başlayarak milada kadar insanlık oldukça fazla bilgi elde etmeyi başarmıştır. Günümüz teknolojisinin basit temelleri bu zaman zarfında atılmıştır.

 

Sonuç olarak 27 kere kamer demek, denk geliş değil ise ve kod ise, bu kodlama olanaksız değil. Mucize de değil bu nedenle. Mucize ne olur, güneşin milyarlarca yıldızdan biri olduğu ve bu milyarlarca yıldızın galaksiyi, galaksilerin de evreni oluşturduğu bilgisi birkaç yüzyıl öncesi için bile mucizedir. Olanaksız, budur. Bunu birkaç yüzyıl önce bilen birisinin olması olanaksız.

 

Böyle bir bilgi getirirseniz evet bu bir mucize, çünkü olanaksız derim, yani kelimenin arapça anlamı ile söylersem reddetmekte aciz kalırım. Bunun mucize olduğunu reddetmek olanaksız olurdu çünkü. Bu bilgiyi atıyorum 8. yüzyılda diyelim, bilen birinin olması tamamiyle olanaksız.

 

Tabii böyle bir mucize bulunup gösterilirse de bu yine tanrı veya allah işte her neyse olmaz. Uzaylıların dünyayı ziyaret etmiş oldukları düşünülür. Tanrı olanaksız olduğu için tanrı diye bir olasılık tam ve net sıfırdır.

tarihinde democrossian tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
28 minutes ago, democrossian said:

Bu başlıkta ortaya atılan tek üzerinde durulacak konu, ay'ın dünya etrafındaki dönüş sayısı. İlk bakışta bunun ay'ın evreleri ile aynı olacağının düşünülmesi doğal olduğu için, (ben de önce öyle düşündüm) 27 kere kamer demenin sadece denk geliş olmadığını düşündüğümüzü, bunun kodlanmış olduğunu kabul ettiğimizi varsayacağız.

 

Tabii ki bununla Kuran'ı allah adında bir tanrının yazdığını düşünmeyeceğiz. Bunu düşünmemiz için bir neden göremiyorum. Bu bir kod ise, bu rakam nerden araklanmış olabilir? Tabii ki Sümer'den. Bu olası. Sümerler çok ayrıntılı gözlemler yaparlardı ve elbette din adamları tarafından yapılırdı bu gözlemler. Bilimci diye bir kimseler yoktu. Her bilgi din adamlarının tekelindeydi.

 

Şimdi bu adamlar ay'ın evrelerine takılmadan ay'ın doğuş batışlarını gözlemleyerek bu bilgiyi elde edebilirler. Bu o kadar kolay değil. Çünkü ay bazen zayıf evrede olduğu, bazen hava bulutlu olduğu için zor gözlemlenebilir. Ama bu kesin bir olanaksızlık oluşturmuyor. Israrlı gözlemlerle ay'ın doğuş batışlarını belirlemek olanak dışı değil. Eğer saat olsaydı, yani mekanik, ibreli bir saat, o zaman kolaydı. Bir kum saati iş görür mü, bilemiyorum. Kum saati ile Erastotenes milattan önce dünyanın çapını doğru olarak ölçtü. Bulutsuz berrak hava ve kum... Yani çöl. Çöller bayağı işe yaramışlardır ve yarıyorlar. Cam milattan önce bilindiği için kum saatini Sümerler biliyor muydu bilmiyor muydu kesin bir şey söyleyemem ama olanaksız değil. Ayrıca kum saatinin şart olmadığını, ısrarlı devamlı gözlemlerin bu işi halledeceğini tekrar vurgulayayım. Sümerlerin pil yapmayı bildiği çok büyük olasılık. Kalıntı var. Pilden başka hiç bir şeye benzemiyor bu kalıntılar ve pile ise aşırı derecede benziyor.

 

Ay'ın dünya etrafında dolanma süresini ölçmenin zor olduğunu kabul etmek elbette gerekiyor. Ama bu olanaksız değil. Israrlı ve devamlı gözlemlerle bu bilgi elde edilebilir. Ki Sümerler gözlemde oldukça iyiydiler.

 

Din adamları hazırladıkları kutsal metinlerde zaten rakamsal kodlar kesinlikle kullanırlardı. Bu, kutsal metinleri tekellerinde tutmaları, başka yetkisiz kişilerin kutsal metin yazıp bunu tanrılar söyledi dememeleri için zorunludur. Harf - rakam kodları milattan çok önce, yazının bulunuşunun akabinde icat edilmiştir. Çünkü sayıları ifade etmek için (Romen rakamlarında olduğu gibi) yakın zamanlara kadar harfler kod olarak kullanılmıştır. Tabii sadece V I X gibi harflere değil, bütün harflere rakamsal değerler atamak hemen akla gelebilecek bir şey.

 

Dolayısıyla din adamları sınıfı, din üzerindeki tekel egemenliklerinin sürdürülebilir olması için bu kodlamaları her kutsal metine uygulamışlardır. Harf rakam kodlaması daha milat olmadan Kabbala tarikati ile iyice doruk noktasına ulaşmıştır.

 

Milattan öncesine ait mekanik bir hesap makinesi bile bulunmuştur. Geç taş devrinden başlayarak milada kadar insanlık oldukça fazla bilgi elde etmeyi başarmıştır. Günümüz teknolojisinin basit temelleri bu zaman zarfında atılmıştır.

 

Sonuç olarak 27 kere kamer demek, denk geliş değil ise ve kod ise, bu kodlama olanaksız değil. Mucize de değil bu nedenle. Mucize ne olur, güneşin milyarlarca yıldızdan biri olduğu ve bu milyarlarca yıldızın galaksiyi, galaksilerin de evreni oluşturduğu bilgisi birkaç yüzyıl öncesi için bile mucizedir. Olanaksız, budur. Bunu birkaç yüzyıl önce bilen birisinin olması olanaksız.

 

Böyle bir bilgi getirirseniz evet bu bir mucize, çünkü olanaksız derim, yani kelimenin arapça anlamı ile söylersem reddetmekte aciz kalırım. Bunun mucize olduğunu reddetmek olanaksız olurdu çünkü. Bu bilgiyi atıyorum 8. yüzyılda diyelim, bilen birinin olması tamamiyle olanaksız.

 

Tabii böyle bir mucize bulunup gösterilirse de bu yine tanrı veya allah işte her neyse olmaz. Uzaylıların dünyayı ziyaret etmiş oldukları düşünülür. Tanrı olanaksız olduğu için tanrı diye bir olasılık tam ve net sıfırdır.

 

Bildiğim kadar en eski takvim türü budur. (Geç)Taşdevrinden sonra, insanlar hala avcı iken kullandıkları takvimdir.

27 günlük aylarla, 13 ay, bir ay yılıdır. 

Daha çok göçebe topluluklar kullanıyordu. Eski hintlilerin m.ö yazdığı 'Rgveda"de ayın 27 (kuranda da geçen) "duraklama noktaları" yazar. Çinlilerinde bu takvimi kullandığı bilinir.

 

 

tarihinde poiuz tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Democrossian,

 

Tek bu değil ki, Kuran'da yığınca böyle ilginç veri var. 

 

19 sistemi ise zaten başlı başına bir olay.

 

Ayrıca bir şeyin önceden bilinmesi o verinin önemini azaltmıyor bence.

 

Sonuçta bir yığın yanlış veri içerisinden doğrunun seçilmesi ve Kuran'a kodlanması takdir edilmeli.

 

Yani en iyi örnek sensin mesela bu konuda. 27 yerine 29 sanıyordun. Hem de bu çağda.

 

Ha benimde senden bir farkım yok. Bana biri sorsaydı bir ay 30 gün olduğu için 30 derdim. 

tarihinde ANTİATEİST tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

 

Quote

Doğrusu, ayların sayısı Allah yanında on iki aydır,...

"EN AZ" diye birşey de yazmıyor!

 

 

Insaf kardesim,

insaf.

 

Kendin test edip onaylamissin

(2018"de) 13 dolunay olduğunu.

 

Hala sunu yazmiyor

bunu yazmıyor diyorsun.

 

Bi de

12'den az dolunayli bi yıl göster

bana. Hadi. 

 

1 güneş yılında bazan

ornegin 2015'te, 2018'de

13 dolunay oldugu

Allah'in gerçeğidir.

 

Allah'in 

1 yilda

11 dolunay bulundugunu,

13 dolunay bulunmadigini soyledigi ise

Allah'a iftira.

 

Çünkü

bir insanin soylemedini

söyledi demek 

nasıl o insana iftira ise

Allah'in soylemedigini

söyledi demek te Allah'a iftiradir. 

 

Allah 13 olmaz de-mi-yor.

 

 

tarihinde Hasan Akçay tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Biraz peygamberinizin "Hadi günesi batidan dogur" demesi gibi olus.)

 

Bak arkadasim

"12'den az dolunayli bi yıl göster bana. Hadi". diyerek olan durumu anlatiyorsun.

ama bu Allahin yazdigi degil. Sen olan durumu kitaba uydurmaya calisiyorsun.

 

2+2=4

5 degil, 7 9 15 degil demek gerekmez.

Allah katında ayların sayısı on ikidir.

13, 15 20 30 degildir demek gerekmez

Allah’ın dosdoğru kanunudur.

 

 

Şüphesiz Allah’ın gökleri ve yeri yarattığı günkü yazısında, Allah katında ayların sayısı on ikidir.  Bunlardan dördü haram aylardır. İşte bu, Allah’ın dosdoğru kanunudur. Öyleyse o aylarda kendinize zulmetmeyin. Fakat Allah’a ortak koşanlar sizinle nasıl topyekûn savaşıyorlarsa, siz de onlarla topyekûn savaşın. Bilin ki Allah, kendine karşı gelmekten sakınanlarla beraberdir.

Haram ayları ertelemek , ancak inkârda daha da ileri gitmektir ki bununla inkâr edenler saptırılır. Allah’ın haram kıldığı ayların sayısına uygun getirip böylece Allah’ın haram kıldığını helâl kılmak için haram ayı bir yıl helâl, bir yıl haram sayıyorlar. Onların bu çirkin işleri, kendilerine süslenip güzel gösterildi. Allah, inkârcı toplumu doğru yola iletmez.

 

7.yy. Arabistaninda bir yil, 12 ay sürer

ve her 2-3 yilda bir ay ekleyerek günes takvimine uydurulurdu.

Allah bunu begenmiyor, haram aylari kaydiriliyor diyor vs.

Gökleri ve dünyayi "yarattigi gün" (daha olusmamis) aya göre takvim düzenlemesi de güzel olmus:-)

 

 

Artik orda yazani gör.

gördügünü yaziya uydurmaya calisma.

Gercekleri gör.

 

Iyi günler :)

Link to post
Sitelerde Paylaş
 

Democrossian,

 

Tek bu değil ki, Kuran'da yığınca böyle ilginç veri var. 

 

19 sistemi ise zaten başlı başına bir olay.

 

Ayrıca bir şeyin önceden bilinmesi o verinin önemini azaltmıyor bence.

 

Sonuçta bir yığın yanlış veri içerisinden doğrunun seçilmesi ve Kuran'a kodlanması takdir edilmeli.

 

Yani en iyi örnek sensin mesela bu konuda. 27 yerine 29 sanıyordun. Hem de bu çağda.

 

Ha benimde senden bir farkım yok. Bana biri sorsaydı bir ay 30 gün olduğu için 30 derdim. 

 

ortada doğru, yanlış ve kodlama bulunmuyor. genel olarak sayılardan hangisi denk gelirse, ona uygun bir şey arıyorsunuz.

 

kuranda 27 kere yer alması -eğer varsa böyle bir şey- 27 kere yazılmış olmasından başka bir anlama gelmiyor. eğer bir anlama geliyor diyorsanız: sizin üstün zekalı kuran yazarı, kendisini sayılara kaptırınca, şu tür saçmalıkları gözden kaçırmış olmalı:

 

enam 96

O, sabahı aydınlatandır. O, geceyi dinlenme zamanı, güneş ve ayı (vakitlerin tayini için) birer hesap ölçüsü kılmıştır. İşte bu, azîz olan (ve her şeyi) pek iyi bilen Allah'ın takdiridir.

 

güneş ve ayın görevi vakit ölçüsü olmakmış. :D ilahi arap...

 

ya şunlar?

 

Fatır 13

Allah, geceyi gündüzün içine sokar, gündüzü de gecenin içine sokar. Güneşi ve Ay’ı da koyduğu kanunlara boyun eğdirmiştir. Her biri belirli bir vakte kadar akıp gitmektedir. İşte bu, Allah’tır, Rabbinizdir. Mülk yalnızca O’nundur. Allah’ı bırakıp da ibadet ettikleriniz, bir çekirdek zarına bile hükmedemezler.

 

Zümer 5

Gökleri ve yeri hak ve hikmete uygun olarak yaratmıştır. Geceyi gündüzün üzerine örtüyor, gündüzü de gecenin üzerine örtüyor. Güneşi ve ayı da koyduğu kanunlara boyun eğdirmiştir. Bunların her biri belli bir zamana kadar akıp gitmektedir. İyi bilin ki O, mutlak güç sahibidir, çok bağışlayandır.

 

allah - lan oğlum ayetler eksik kalmış, 26 çıktı. ne yapacağız?

cebrail - bir tanesini azıcık değiştirip yeniden yaz kanka

allah - yerler mi?

cebrail - yediririz...

 

27 sayısı, tıpkı bulduğunuz 19lar gibi, rastgele denk düşmüş bir sayı. bir şeylere denk gelmiyor. hele ki anlam çıkartmaya çalıştığınız şeylerin içeriklerindeki kepazeliklere bakınca, hiçbir şeye denk gelmedikleri güneş ve ay kadar göz önündedir.

Link to post
Sitelerde Paylaş
 

 

ortada doğru, yanlış ve kodlama bulunmuyor. genel olarak sayılardan hangisi denk gelirse, ona uygun bir şey arıyorsunuz.

 

kuranda 27 kere yer alması -eğer varsa böyle bir şey- 27 kere yazılmış olmasından başka bir anlama gelmiyor. eğer bir anlama geliyor diyorsanız: sizin üstün zekalı kuran yazarı, kendisini sayılara kaptırınca, şu tür saçmalıkları gözden kaçırmış olmalı:

 

enam 96

O, sabahı aydınlatandır. O, geceyi dinlenme zamanı, güneş ve ayı (vakitlerin tayini için) birer hesap ölçüsü kılmıştır. İşte bu, azîz olan (ve her şeyi) pek iyi bilen Allah'ın takdiridir.

 

güneş ve ayın görevi vakit ölçüsü olmakmış. :D ilahi arap...

 

ya şunlar?

 

Fatır 13

Allah, geceyi gündüzün içine sokar, gündüzü de gecenin içine sokar. Güneşi ve Ay’ı da koyduğu kanunlara boyun eğdirmiştir. Her biri belirli bir vakte kadar akıp gitmektedir. İşte bu, Allah’tır, Rabbinizdir. Mülk yalnızca O’nundur. Allah’ı bırakıp da ibadet ettikleriniz, bir çekirdek zarına bile hükmedemezler.

 

Zümer 5

Gökleri ve yeri hak ve hikmete uygun olarak yaratmıştır. Geceyi gündüzün üzerine örtüyor, gündüzü de gecenin üzerine örtüyor. Güneşi ve ayı da koyduğu kanunlara boyun eğdirmiştir. Bunların her biri belli bir zamana kadar akıp gitmektedir. İyi bilin ki O, mutlak güç sahibidir, çok bağışlayandır.

 

allah - lan oğlum ayetler eksik kalmış, 26 çıktı. ne yapacağız?

cebrail - bir tanesini azıcık değiştirip yeniden yaz kanka

allah - yerler mi?

cebrail - yediririz...

 

27 sayısı, tıpkı bulduğunuz 19lar gibi, rastgele denk düşmüş bir sayı. bir şeylere denk gelmiyor. hele ki anlam çıkartmaya çalıştığınız şeylerin içeriklerindeki kepazeliklere bakınca, hiçbir şeye denk gelmedikleri güneş ve ay kadar göz önündedir.

 

Kepazelik bir değil, bin değil... şunlar da varmış

 

Lokman 29

 

Görmedin mi ki, Allah, geceyi gündüzün içine ve gündüzü de gecenin içine sokuyor. Güneşi ve ayı da koyduğu kanunlara boyun eğdirmiştir. Her biri (kendi yörüngesinde) belli bir zamana kadar akar gider. Şüphesiz Allah, işlediklerinizden hakkıyla haberdardır.

 

Araf 54

 

Şüphesiz sizin Rabbiniz, gökleri ve yeri altı gün içinde (altı evrede) yaratan ve Arş’a kurulan, geceyi, kendisini durmadan takip eden gündüze katan, güneşi, ayı ve bütün yıldızları da buyruğuna tabi olarak yaratan Allah’tır. Dikkat edin, yaratmak da, emretmek de yalnız O’na mahsustur. Âlemlerin Rabbi olan Allah’ın şanı yücedir.

 

rad 2

Allah, gökleri gördüğünüz herhangi bir direk olmadan yükselten, sonra Arş’a kurulan, güneşi ve ayı buyruğu altına alandır. Bunların hepsi belli bir zamana kadar akıp gitmektedir. O, her işi (hakkıyla) düzenler, yürütür, âyetleri ayrı ayrı açıklar ki Rabbinize kavuşacağınıza kesin olarak inanasınız.

 

Sizin allahın pili erken bitmiş, çevirip çevirip aynı şeyleri koymuş 27 oldurana kadar demek ki. işte mucize...

 

allah - oğlum pilim bitti lan, kaç oldu?

cebrail - bakayım.. 8...14...19... 23... kanka 4 tane daha sıkman lazım, mucize eksik kalır

allah - öf ya...

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş

Numeroloji yada algıda seçicilik konularında ben sizden daha titizim. 

 

Fakat neyin tesadüf yada neyin bilinçli olduğunu da ayırt edecek aklım var.

 

Evrendeki her şeyin matematiksel bir karşılığı var bu sebeple Kuranın matematiksel bir örgüye sahip olması evreni de Kuranı da aynı yazardan çıktığını gösteriyor.

 

İnancı delil ile süsleyen ve günümüze kadar geçerliliğini sürdüren dünyadaki tek kitap Kurandır.

 

Ve bunlar son derece net, tesadüfe yer vermeyecek kadar tartışmasız veriler. 

 

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
 

Tek bu değil ki, Kuran'da yığınca böyle ilginç veri var.  

 

Bu kodlamaların kaynağını yeterince açık ve net belirttim. Sen din adamları tekelinin nasıl bir şey olduğunu bilmiyorsun. Bunlar her türlü bilgiyi tekellerinde tutuyor ve aralarında şifreliyorlar, yerine göre yazı öğrenmeyi bile avama yasak ediyorlardı. Sümerlerin en büyük başarısı bu yazı yazma işini kutsal din adamlarına özel bir ayrıcalık olmaktan çıkarıp, halka yazı yazmayı öğretmeleridir. Ama tabii kutsal metinleri hazırlama ve bunları kodlama işini asla tekellerinden bırakmadılar. Öyle ki kodlanmadan yazılmış bir metnin ehil olmayan ellerden çıktığını hemen anlayacak durumdaydılar.

 

Sen din adamlarının yaptığı kodlamaları allah yaptı sanıyorsun. Senin yanılgıların bununla bitmiyor. Sen bu Kuran'ın Muhammed diye bir adamın eseri olduğunu zannediyorsun. Kendi yazmadı da katiplere yazdırdı, neyse... Kafasından yazdırdı ya da Allahtan aldığı vahiyleri yazdırdı, bu da fark etmez. Böyle bir şeyler yok, Muhammed diye biri de büyük olasılıkla yok. Böyle bir adamın yaşamış olması olasılığı son derece düşük, yaşamış olabilir mi, ha, belki... Kesin yaşamamıştır diyemem. Nasrettin hoca da belki yaşamıştır yani, Anadolu'da espirili bir sürü hoca yaşamıştır, bunlardan birinin adı belki de Nasrettin'dir ben nerden bileyim!

 

Kuran kesinlikle adamın birinin şöyle veya böyle eseri değildir. Neyse uzatmayayım, benim ay evreleri ile dönüş süresini ilk anda farksız zannetmemin zerre kadar önemi yok. Ben gök gözlemcisi değilim. Benim işim bu değil. Ama Sümer din adamlarının işi buydu. Her gün ve gece gök gözlemi yapmak onların rutin işiydi. Bize göre göğün nesini gözleyeceksin, hep aynı. Güneş, ay yıldızlar doğup doğup batıyor işte, buna yıllarca bakacak ne var? Ama işte onlara göre öyle değil. Sümerler yıldızlar ile gezegenleri ayırt tabii ettiler ve gezegenleri son derece dikkatle izlediler. Ay'ı izlemeleri zaten kaçınılmaz.

 

Kutsal metinlerde her şey evet kodludur. Bu milattan çok öncesine ait bir dini gelenek. Misal Nuh mu dedi. Bir efsane yazıyorlar değil mi. Masalın kahramanı Nuh. İşte tufan bilmem ne... Bunu öyle rasgele yazmıyorlar. Nuh kelimesi örneğin, sayısal kodlu bir kelimedir. 950 sene yaşadığı iddiası ile sayısal paralelliği vardır. Öyle kafadan atılıp ne olsun adı, Nuh olsun denmemiştir. Bunlar bizim çözebildiklerimiz.

 

Bu işi en iyi Kabbala'cılar bilir. Kabbala halen yaşamaktadır. Tevrat'taki kodlar hakkında zaten bir sürü efsane var. Üstelik bu Kabbala bu işi hâlâ esrarengiz ve gizli bir şifre olarak tutmakta, aynen eski din adamları gibi. 

 

Eski adamları çok abartanlar yanılıyor. Yok işte günümüz teknolojisinden ilerdelerdi filan saçmalıyorlar. Ama eski adamları çok da küçümsememek lazım. Dediğim gibi, geç taş devrinden milada kadar insanlık oldukça önemli bilgilerin temellerini atmıştır. Yani Erastotenes dünyanın çapını doğru olarak ölçmüş, daha da ne olsun? Adamın hazır eli değmişken galaksileri keşfedecek hali yoktu! 

Link to post
Sitelerde Paylaş
 

allah - oğlum pilim bitti lan, kaç oldu?

cebrail - bakayım.. 8...14...19... 23... kanka 4 tane daha sıkman lazım, mucize eksik kalır

allah - öf ya...

 

:lol: Aynen... Espirili bir şekilde konuyu çok iyi özetlemişsin. Herifler sayıyı tutturacağız diye evirip çevirip bir daha, bir daha yapıştırmışlar. Maksat sayı tutsun, torba dolsun! :D İçerik ne;

 

"Ne anlatıyoruz biz burda millete kanka ya?"

 

"Ya salla gitsin içeriği kanka, ne anlatacaz işte ay güneş cart curt. Maksat milleti kerizlemek değil mi!"

 

"Ama tabi bizden başka kimse bu kodları bilip kutsal metin yazmaya kalkışmamalı"

 

"E illa ki kanka! Yoksa din tekelimizden gider, ondan sonra böyle ekmek elden su gölden nasıl yaşayacağız? Biz de gidip tarlada çalışmak zorunda kalırız o zaman!"

 

"Bak abi şu pamuk eller sabanı nasıl tutsun? Kalem tutan el saban tutar mı yahu!"

 

"Tabüü aaabüü... İlla ki!" :D

Link to post
Sitelerde Paylaş
 

Allah katında ayların sayısı on ikidir.

Haram ayları ertelemek , ancak inkârda daha da ileri gitmektir ki bununla inkâr edenler saptırılır. Allah’ın haram kıldığı ayların sayısına uygun getirip böylece Allah’ın haram kıldığını helâl kılmak için haram ayı bir yıl helâl, bir yıl haram sayıyorlar. Onların bu çirkin işleri, kendilerine süslenip güzel gösterildi. Allah, inkârcı toplumu doğru yola iletmez.

 

7.yy. Arabistaninda bir yil, 12 ay sürer

ve her 2-3 yilda bir ay ekleyerek günes takvimine uydurulurdu.

Allah bunu begenmiyor, haram aylari kaydiriliyor diyor vs.

 

Şunu anlatamadık, havanda habire su dövüyor Müslüm, ondan sonra da sabrım taşıp mercimek fasülye bakliyat konularına girdim mi kötü ben oluyorum! :lol: Hayır şunda anlamayacak ne var yahu, bak sen de ne güzel anlatmışsın! Yüzelli kere anlatıyorsun, aynı terane devam edince nohut mercimek bakliyata tabi girerim, tazesi olmayınca ne yapacaksın da! Hayır beşyüzelli kere mi anlatacağız yahu!

 

Asıl ramazanın kaymasının ve mevsim mevsim gezmesinin sorumlusu müslümler! Bunlar peydahlanana kadar Araplar ayları kaydırıp işi ayarlıyorlardı. Bunlar çıktı mertlik bozuldu. İleri güçleri yalan dolan. Geldiler bir boktan anlar gibi her şeye el koydular, bir mirası düzgün taksim edemeyen andavallar! Oturmuş Kuran yazıyorlar! Yok ay kaydırmak haram, yok bilmem naapmak haram!

 

Bunlara ipin ucunu veren var ya... Kara kara günlere kalır. Daha millet farkında değil ipin ucunu puştun eline verdiğinin... Farkında olacaklar ama geç olacak. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
 

Eski hintlilerin m.ö yazdığı 'Rgveda"de ayın 27 (kuranda da geçen) "duraklama noktaları" yazar. Çinlilerinde bu takvimi kullandığı bilinir.

 

E yani... Daha da ne diyelim artık ben ne bileyim yahu... Sanırsın galaksileri keşfetmiş geriler... Ay burnunun dibinde dönen şey yahu... E bi zahmet ona da bakmış olsunlar artık yahu!

 

Şimdi bu eski adamlar mutlaka ayın dönüşü ile evreleri arasında bir uyuşmazlık olduğunu anlamışlardır. Yer sabitse, güneşle ay da bu sabit yerin etrafında dönüyorsa, bu farklılığın olmaması gerekir, bunu anlamamış olmaları olanaksız. Bunu anladılar ama nedenini çözemediler. Belki de bu, ay'ın esrarlı gizemlerinden biri olarak görülüyordu.

 

Hatta kim bilir, Kopernik, Kepler filan belki de bundan ilham almışlardır, jeton bu sayede düşüp ayrıntıları araştırmışlardır. Bu bana mantıklı geliyor. Yoksa öyle 17. 18. yüzyıl, 19 yüzyıl bile olsa yahu, bir insanın dünyanın güneş etrafında döndüğünü düşünmesi kolay bir iş değil.

 

İşte şeytan ayrıntılarda gizlidir sözü ve düşünen, bu neden böyle diye kafa yoran insanlığın öncüsü büyük beyinler...

 

Tycho Brahe katıksız bir tanrıcı gök bilimcisiydi. Şimdi allahı var ama, çok çalıştı. Geceleri senelerce uykusuz kaldı. Notlar yazdı. Çizimler yaptı. Bu çizimler notlar bugün İtalya'da müzede. Adamın allahı var, çok çalışmış. Tanrıcı ama ellerinden öpüyorum, saygılarımı sunuyorum.  Tanrının bir gizemini çözdüm zannedip kendinden geçen heyecanlı bir adamdı. Bir düelloya girişip bir kılıç darbesiyle burnundan olmuştu. Böyle atak, heyecanlı tipik bir İtalyan.

 

Ama bıraktığı notları Kopernik ve Kepler'in çok işine yaradı. Bütün gezegenlerin hareketlerini tek tek ve çok ayrıntılı gözlemleyip kaydetmişti. Emeğine sağlık Brahe... Tanrıcının tekiydin ama emeğine son derece saygı gösteriyor, seni saygıyla anıyorum. Yaptığın gözlemler harikaydı, geceleri gündüz edip çalıştın çabaladın. Emeğin ak pak olsun. Büyüksün.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Aslında Brahe küresel bir evren yapısı tasarlıyordu. Fakat yaptığı gözlemler bir türlü dairesel yörüngeleri sonuç vermiyordu. O engin merakı ve tanrının mükemmel evrenini somut kanıtlama aşkı ile bütün gezegenlerin yörüngelerini inanılmaz bir çaba ama, basbayağı bildiğin çıkardı. Hepsinin az veya çok eliptik olduğunu anlayınca büyük bir hayal kırıklığına uğradı. Mükemmel yaratan tanrı, ona göre iç içe kürelerden oluşan dünya merkezli kristal bir evren yaratmış olmalıydı. Katman katman yedi tane kristal küre...

 

Onun tanrının evrenini açıklamaya çalıştığını bilen kilise, ona dokunmadı. Fakat onca çabası boşa gidince ne düşündü, tanrıya küstü mü bilmiyorum. Takma burun kullanmak zorunda olması zaten canını sıkıyordu. Saçma sapan bir iddia için eline kılıç alıp vuruşmuş ve cahil bir adam gibi basit mevzular için burnundan olmuştu.

 

Notlarını ve çizimlerini gelecek gök bilimcilere vasiyet etti. Ölürken tanrıya hâlâ inanıyor muydu bilmiyorum. Soğan katmanları gibi yedi kat kristal gökleri kanıtlayacağından çok emindi ama olmadı... 

Link to post
Sitelerde Paylaş

Neyse, Brahe'a bu kadirşinaslığı gösterirken, farkında olmadığım bir konunun, yani ay evreleri ile ay yörüngesi arasındaki zaman farkının farkındalığını sağladığı için antiateist de olsa, e herkes de ateist olacak değil tabii, o da öyle ne yapalım, kendisine teşekkür ediyorum. Ben şu güne kadar ay evreleri ile ayın yörüngesini tamamlaması aynı süredir diye zannediyordum. Çok mu önemli, değil ama işte şeytan ayrıntılarda gizli... Bazen küçük bir ayrıntı dünyayı değiştirebilir.

 

Üstelik kontrol de ettim yazmadan ama internette bir çok kaynak da bu ayrımın farkında değil. E vikiyi de kapattı bu... Neyse viki az buz bir kaynak değil. Mutlak doğru değil ama bu tür hatalar pek olmaz vikide. Şu bilgi çağında... Bayram da geldi ama bayramlık ağzımı yine de açmayayım. Ondan sonra mercimekçi bakliyatçı oluyoruz.

 

Walking Dead yani... Aynısı... O kadar söyleyeyim. Aynısının tıpkısının benzeri! Bunların içinde hayatta kalmaya çalışıyoruz zombi olmadan... Sen de zombi ol diye yedi koldan toplu saldırıyorlar.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Dolunaylarin dizisi 12 dolunaydir

Iddet es-şuhur isna asere sehr

 

Allah'in 9:36'da söylediği bu

ama birileri

bundan şu çıkarimi yapiyor:

 

Allah

bazan 13 olur demiyor.

O halde

Allah cahil, Allah bilmiyor.

 

Tipki 

insanlar et yerler

diyen bir ADAM

gibi. 

 

Bak bak

bazan meyva yerler demiyor.

O halde

ADAM cahil, adam bilmiyor.

 

Bak güzel arkadaşım

Allah ta biliyor ADAM da,

bilmeyen kim, cahil kim

iyi düşün. 

.

tarihinde Hasan Akçay tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Her olayi Sümerlere baglamak baymadi mi arkadaslar.

 

Artik Sümerlerin tarihte yer almasinin tek amacinin ateislere malzeme cikarmak olduguna inanmaya baslayacagim.

 

Onu sumerler biliyordu, yok sunu sumerler yapti zaten...

 

Adamlarin yazitlarini daha bu yüzyilda kesfettik ama masallah 6. yüzyilin cahil cülaha toplumu sümerci kesilmis.

 

Yok 5000 yildir sözlü aktariliyormuş..hee yedik bizde. Şunu şurasinda 100 sene önce söylenen bir söz bile siyah iken beyaza evriliyor. Nedense o sözler de  20. yuzyilda yaşayanlar dişinda herkese ulaşmiş.

 

Peygamber donemindeki cahilligin ne boyutlarda oldugunu gormek icin hadislere bakmaliyiz, 5bin yil önce yaşamis ve kuvvetle muhtamel kimsenin bi haber oldugu sümerlere degil.

 

Hadisler evet uydurma ama o dönemin durumunu yansitan tarihi verilerdir.

 

Sümerleri övüyorsunuz...

 

Peki adama demezler mi sen sumerlerden kat ve kat daha fazla teknoloji ve bilgiye sahip bir toplumda yaşiyorsun, ustelik bilgiye ulaşmak icin elinin altinda internetin bile var iken Ay'in Dunya etrafindaki donusunu bilmiyorsun.

 

Tek sen degil, eminim cogu kisi bilmiyor bunu.

 

Ayrica rica ederim. Ben de 27 günü bilmiyordum, Kuran sağ olsun ikimize de öğretmiş oldu bunu. Gerçi ben Kuran'i yillardir inceleyen biri olduğum için senden çok önce biliyordum o ayri konu.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sen gök gözlemcisi değilsin.

 

Ben de değilim.

 

Ve tabii ki Muhammed'de değil.. İsa'da, yada Nuh'da değil. 

 

Bu adamlar azınlık olarak çoğunlukları karşılarına almış kişiler. 

 

Bu tarz ilimlere ilgi duysalar bile başlarını kaldırıp uğraşabilecekleri ne zamanları vardı ne de ortamları müsaitti.

 

Ayrıca bir insan 27 Kamer kelimesini neden kodlar. Muhammed peygamber çıkıp ağzıyla söyleyebilirdi. 

 

Fakat sizin işin bu soru anlamsız.

 

Siz zaten Muhammed adında birinin yaşamadığını ve Kuran'ın insanlar tarafından farklı zamanlarda oluşturulduğuna inanıyorsunuz. 

 

19 sistemi bu iddiayı tokatlıyor, o ayrı bir konu.

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...