Jump to content

Kuran'ın Tanrı'sının bedduaları ve görüş değiştirmesi


Recommended Posts

Bazı konular hakkında makalelerimiz:

 

-Kuran'ın Tanrı'sının bedduaları

-Kuran'ın tanrısı görüş değiştiriyor

 

 

 

Kuran' ın Tanrısının Bedduaları

 

Bilindiği gibi "beddua"nın anlamı "kötü dua"dır. Türkçesi : İlenme ya da ilenç.

 

Aşağı durumda olan bir kimse, yukarıda olan birinden bir şey istediğinde, bir dilekte bulunduğunda "dua" denir buna. Kötü olanına da "beddua". Bu dilek yöneltildiği zaman, birinin kötü duruma düşmesi istenir. Bunu sağlaması için yukarıda olan birisinden, üstün bir güçten dilenir.

 

İnsanların "tanrı"dan, "üstün bir güç"ten dilekte bulunmaları doğal. Ama "tanrı"nın dilekte bulunmasına gelince, anlaşılır gibi değil. "Tanrı" her gücün , her şeyin üstünde görüldüğüne göre hangi üstün güçten dilekte bulunur? Gelin işin içinden çıkın!

 

Kuran'daki tanrının beddualarını akla uygun bir biçimde yorumlamaya çalışan Kuran yorumcuları çok zorlanırlar, işin içinden çıkamazlar bir türlü.

 

Kuran tanrısı en başta insan denen varlığa beddua eder:

 

 

-"Canı çıksın o insanın, o ne nankördür."(Abese, ayet 17)

 

Böyle bir beddua kimin için yapılır? Kuşkusuz düşman için. Demek ki Kuranın tanrısı insanı da düşman görüyor.

 

Sonra inanmazlardan özellikle kimilerini seçer, onlara beddua eder. Örneğin yahudileri, hıristiyanları:

 

-"Onları (yahudileri, hıristiyanları) Allah yok etsin!"(çev. Diyanet, Tebe, ayet: 30)

 

Allahın kendisi "Allah onları yok etsin!" diyor. Şaşılacak şey değil mi?

 

 

 

Tüm kafirlere, özelliklede bir kesimine:

 

-"And olsun ki ey inkarcılar ! Siz aykırı görüştesiniz! Bundan dönebilecek kimseler döndürülür. Boş sanıda bulunan, bilgisizliğe saplanıp kalanların canları çıksın! (çev. Diyanet, Zariyat, ayet: 8-11)

 

 

-"Ey Muhammed! Onlara baktığın zaman, cüsseleri hoşuna gider. Konuşurlarsa sözlerini dinlersin. Tıpkı sıralanmış kof kütükler gibidirler. Her çığlığı kendi aleyhlerine sayarlar. Onlar düşmandır. Onlardan çekin Allah canlarını alsın Nasılda aldatılıp döndürülüyorlar!" (çev. Diyanet, Münafıkün, ayet: 4 )

 

Burada da Allah, münafıklar için beddua ediyor.

 

-"Çünkü o düşündü, ölçtü, biçti! Canı çıkası ne biçim ölçtü biçti! Canı çıkası sonra yine ne biçim ölçtü biçti! (çev. Diyanet, Müddessir, ayet: 18-20)

 

 

Hadislerde, Kuran yorumlarında belirtildiğine göre, burada kınanan, beddua edilen kişi, Muğire Oğlu Velid'dir. (Bkz. F.Razi, 30/198-202) Aynı kişi için Kalem suresinde de sövgüler yer almış, en sonunda "piç" anlamında "zenim" denmiştir. (Bkz. Kalem, ayet:8-13, Celaleyn, 2/230 ve öteki tefsirler).

 

- "Ebu Leheb'in elleri kurusun! Ok olsun malı ve kazndığı kendisine fayda vermez. Alevli ateşe yaslanacaktır. Karısı da, boynunda bir ip olduğu halde ona odun taşıyacaktır." (çev. Diyanet, Tebbet, surenin tamamı)

 

"...elleri kurusun!" yerine, "iki eli kurusun " diye çevrilirse, ayetteki aslına daha uygun düşer.

 

Tanrı'nın burada beddua ettiği "Ebu Leheb", Muhammed'e inanmadığı için ve düşman sayıldığı için Tanrı beddua ediyor.

 

 

Görüş Değiştiren Tanrı

 

Bakara suresinin 106. ayetinin, Diyanet'in resmi çevirisindeki anlamı:

 

"Herhangi bir ayetin hükmünü yürürlükten kaldırır veya unutturursak, onun yerine daha hayırlısını veya onun benzerini getiririz. Allah'ın her şeye kadir olduğunu bilmezmisin?"

 

Çeviride "ayetin hükmünü" deniyorsa da, aslında "hüküm" yer almıyor. Yani doğrudan "ayetin kendisinin yürürlükten kaldırılmakta olduğu"ndan sözediliyor ayette.

 

 

Demek ki Kuran'ın "Tanrı"sı, yukarıdaki ayette şunu diyor:

 

-Zaman zaman ayet yürürlükten kaldırırız.

 

-Kimi zaman ayeti unuttururuz da...

 

-Bir ayeti yürürlükten mi kaldırdık ya da unutturduk mu; ya "daha hayırlısı"nı önünüze getiririz; ya da benzerini.

 

-Bilesin ki "Tanrı"nın gücü herşeye yeter.

 

Burada kimi ayetin yürürlükten kaldırıldığı, kiminin ise untturulduğu çok açık biçimde anlatılıyor. Yerine konanlardan kiminin daha hayırlı, kimininse benzeri olduğu da...

 

Ayet yürürlükten kaldırma, değiştirme

 

Nahl Suresinin 101. ayetinin anlamı:

 

"Biz bir ayeti, bir başka ayetin yerine koyup değiştirdiğimiz zaman -ki, Tanrı ne indireceğini iyi bilir-dediler ki :"Sen, yalnızca bir uydurmacısın. Hayır, onların çoğu bilmez."

 

Burada anlatılan bir ayet, bir başka ayetin yerine konuyor. Biri yürürlükten kaldırılırken diğeri yürürlüğe sokuluyor. Bakara suresinde de, burada da "Tanrı": "Biz yapıyoruz bunu" diyor.

 

"Nesh", Kuran'daki çelişkilere, Kuran yorumcularınca bulunan bir açıklama biçimidir. Hadislerdeki çelişkiler için de "nesh" ileri sürülerek açıklama getirilir.

 

Enfal suresinin 65.ayetinde "Ey Peygamber! İnanırları, öldürüşmeye (savaşa) kışkırt!" dendikten sonra şöyle deniyor:"Sizin sabırlı 20 kişiniz, onlardan 200 kişiyi yener. Sizin 100 kişiniz, kafirlerden 1000 kişiyi yener. Çünkü onlar anlamayan topluluktur."

 

"Tanrı" burada, inanırları, kendilerinden sayıca 10 kat daha çok olan inanmazları yenecek güçte olduklarını açıkça bildiriyor. Ama daha sonra görüş değiştirmiştir. Bakın ne diyor:"Şimdi Tanrı sizden (yükü) hafifletti. Bildi-anladı (alimellahu)ki, sizde bir güçsüzlük vardır. Sizin sabırlı 100 kişiniz, onlardan (yalnızca) 200 kişiyi yener. Sizin 1000 kişiniz, Tanrı'nın izniyle, onların 2000 kişisini yener. Tanrı, sabredenlerle birliktedir. (Enfal, ayet:66 )

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 6 months later...

Beddua kısmı gayet açık.Kur’an-ı Kerim uslübü zaten böyledir.Allahu Teala bazen birinci ağızdan konuşur gibi ayetleri indirmiştir.Ama ayetlerin geneli sanki 3. bir kişi konuşuyor gibidir.Bunun Türkçe çeviriyle alakası var mı yok mu bilemem.

 

Savaş olayına gelince ikinci ayette Allah sizden yükünüzü hafifletti diyor farkındaysan.Oradaki yükü hafifletme ne demektir diye düşünseydin keşke.Savaş durumunda taktik icabı hariç düşmandan kaçmak haram kılınmıştır.Enfal 15-16. ayetler:

“Ey müminler! Toplu halde kâfirlerle karşılaştığınız zaman onlara arkanızı dönmeyin. (Korkup kaçmayın).”

“Tekrar savaşmak için bir tarafa çekilme veya diğer bölüğe ulaşıp mevzi tutma durumu dışında, kim öyle bir günde onlara arka çevirirse muhakkak ki o, Allah'ın gazabını hak etmiş olarak döner. Onun yeri de cehennemdir.”

Görüldüğü gibi savaştan kaçmak haramdır.Şayet ilk ayete göre müslümanlar düşmanları kendilerinden 10 kat fazla olsa bile kaçmadan savaşmakla yükümlü oluyorlar.Ancak Allahu Teala bizdeki zaafı bildiği için yükümüzü hafifletiyor.İkinci ayet ile artık düşman en fazla 2 katımız iken savaşmakla yükümlü tutuluyoruz.

 

Bu arada Nahl 101’de nesh ayetlerini duyan kafirlerin sen uydurmacısın diyecekleri zaten belirtilmiş.Bu konuda birşey söylememe gerek yok zaten.Herşeyin en doğrusu Allahu Teala bilir.

 

tarihinde BBG tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
2 saat önce, BBG yazdı:

Şayet ilk ayete göre müslümanlar düşmanları kendilerinden 10 kat fazla olsa bile kaçmadan savaşmakla yükümlü oluyorlar.Ancak Allahu Teala bizdeki zaafı bildiği için yükümüzü hafifletiyor.İkinci ayet ile artık düşman en fazla 2 katımız iken savaşmakla yükümlü tutuluyoruz.
 

 

allah ilk ayeti indirirken sizdeki zaafı bilmiyormuş. sonradan durumu öğrenince şartları hafifletmiş.

 

ne kadar uyduruk bir tanrı hayal etmişsiniz. bir de güya her şeyi hakkı ile bilen tanrıymış bu.

Link to post
Sitelerde Paylaş
1 dakika önce, bir_akil_insan yazdı:

 

allah ilk ayeti indirirken sizdeki zaafı bilmiyormuş. sonradan durumu öğrenince şartları hafifletmiş.

 

ne kadar uyduruk bir tanrı hayal etmişsiniz. bir de güya her şeyi hakkı ile bilen tanrıymış bu.

 

Bak şimdi şu sorunu düzgün sorup cevabını beklemek yerine hakaret ederek alaycı şekilde söylüyorsun.Allahu Teala tabiki ilk ayeti indirirkende zaafımızı biliyordu.Ancak biraz düşünmek lazım.Biz Allahu Teala’nın böyle ifadeleri ile dinde bize sağladığı kolaylıkları görebiliyoruz.Hatta bu savaş ayeti için şu denebilir bir müslüman gruptan karşısındakki düşmanı kendisinin 2 katından fazla ise bile kendie güveniyorsa Allah’ın izniyle savaşı kazansın.Ama eğer 2 katından fazla olduğu için geri dönerse Allahu Teala bu grubu sorumlu tutmayacak.Buna benzer durum gece namazı için geçerlidir.Gece namazını önce Allahu Teala farz kılmıştır.Ancak sonradan bunu nesh etmiştir.Biz buradan gece namazının önemini anlıyoruz ama kılmayınca da Allahu Teala’nın rahmetiyle günaha girmiyoruz.

Link to post
Sitelerde Paylaş
9 dakika önce, BBG yazdı:

 

Bak şimdi şu sorunu düzgün sorup cevabını beklemek yerine hakaret ederek alaycı şekilde söylüyorsun.Allahu Teala tabiki ilk ayeti indirirkende zaafımızı biliyordu.Ancak biraz düşünmek lazım.Biz Allahu Teala’nın böyle ifadeleri ile dinde bize sağladığı kolaylıkları görebiliyoruz.Hatta bu savaş ayeti için şu denebilir bir müslüman gruptan karşısındakki düşmanı kendisinin 2 katından fazla ise bile kendie güveniyorsa Allah’ın izniyle savaşı kazansın.Ama eğer 2 katından fazla olduğu için geri dönerse Allahu Teala bu grubu sorumlu tutmayacak.Buna benzer durum gece namazı için geçerlidir.Gece namazını önce Allahu Teala farz kılmıştır.Ancak sonradan bunu nesh etmiştir.Biz buradan gece namazının önemini anlıyoruz ama kılmayınca da Allahu Teala’nın rahmetiyle günaha girmiyoruz.

 

tanrınız bunu bu şekilde en başından söylemeyi beceremediği için dönüp dönüp ayet gönderdi diyorsunuz.  allah bize şunu söylemeye çalışıyor diye açıkladığınız her ayet, allahınızın bir defada bir şey anlatmayı beceremediği anlamına geliyor.

 

oysa ki allahınız aslında istediği zaman çok çok iyi anlatabiliyor. ahzab 50 üzerine hiçbir tartışma olduğunu sanmıyorum. muhammed figürünün kimleri düzebileceği açık biçimde tane tane, bir defada anlatılmış.

 

ama konu işinize gelmeyen başka şeyler olunca, ya allah onu demek istemedi aslında deyip çıkıyorsunuz. çok ilginç değil mi bu ?

Link to post
Sitelerde Paylaş
44 dakika önce, bir_akil_insan yazdı:

 

tanrınız bunu bu şekilde en başından söylemeyi beceremediği için dönüp dönüp ayet gönderdi diyorsunuz.  allah bize şunu söylemeye çalışıyor diye açıkladığınız her ayet, allahınızın bir defada bir şey anlatmayı beceremediği anlamına geliyor.

 

oysa ki allahınız aslında istediği zaman çok çok iyi anlatabiliyor. ahzab 50 üzerine hiçbir tartışma olduğunu sanmıyorum. muhammed figürünün kimleri düzebileceği açık biçimde tane tane, bir defada anlatılmış.

 

ama konu işinize gelmeyen başka şeyler olunca, ya allah onu demek istemedi aslında deyip çıkıyorsunuz. çok ilginç değil mi bu ?

 

Ben ayetler üzerine düşün diyorum.İkinci ayette üzerinizden yükü kaldırıyor diyor.Yani normalde olacak olan yükü Allahu Teala üzerimizden kaldırıyor.Zaten bunu anlamamana şaşmıyorum.Nahl 101’de inkarcıların nesh ayetlerine karşı çıkacağını Allahu Teala bize bildirmiş.

 

Biz bir âyeti değiştirip yerine başka bir âyet getirdiğimiz zaman -ki Allah, neyi indireceğini gayet iyi bilir- onlar Peygamber’e, “Sen ancak uyduruyorsun” derler. Hayır, onların çoğu bilmezler.”

Link to post
Sitelerde Paylaş
Bir saat önce, BBG yazdı:

 

Ben ayetler üzerine düşün diyorum.İkinci ayette üzerinizden yükü kaldırıyor diyor.Yani normalde olacak olan yükü Allahu Teala üzerimizden kaldırıyor.Zaten bunu anlamamana şaşmıyorum.Nahl 101’de inkarcıların nesh ayetlerine karşı çıkacağını Allahu Teala bize bildirmiş.

 

Biz bir âyeti değiştirip yerine başka bir âyet getirdiğimiz zaman -ki Allah, neyi indireceğini gayet iyi bilir- onlar Peygamber’e, “Sen ancak uyduruyorsun” derler. Hayır, onların çoğu bilmezler.”

Ya gerçekten nasıl bilmiş müslümanlarda zaf olduğunu pes doğrusu:lol:Ön görüsü olmayan tanrı. hani herşeyi bilirdi geleceyi bilir yanındaki levhi mazufta herşey yazılıydı  buda çöpe gitti. Ayrıca ganimet paylaşım sırasında yine allah sözünde duramıyor. KURANDA ne çok çelişki.Allah ganimeti ne yapacak bunu bile müslüman düşünmez ganimetin içinde  maldan pardan hariç cartiye kölede dahildir cariyeyi alleh becercekmi onuda sorgulamaz müslümanlar.

 

Enfal 65. Ey Peygamber! Müminleri savaşa teşvik et. Eğer sizden sabırlı yirmi kişi bulunursa, iki yüze (kâfire) galip gelirler. Eğer sizden yüz kişi olursa, kâfir olanlardan bin kişiye galip gelirler. Çünkü onlar anlamayan bir topluluktur.

 

Enfal 66- Şimdi, Allah sizden (yükünüzü) hafifletti ve sizde bir za'f olduğunu bildi. Sizden yüz sabırlı (kişi) bulunursa, (onların) iki yüzünü bozguna uğratır; eğer sizden bin (kişi) olursa, Allah'ın izniyle (onların) iki binini yener. Allah, sabredenlerle beraberdir.

 

 

Enfal/1. Sana ganimetler hakkında soruyorlar. De ki: “Ganimetler, Allah’a ve Resûlüne aittir. O hâlde, eğer mü’minler iseniz Allah’a karşı gelmekten sakının, aranızı düzeltin, Allah ve Rasûlüne itaat edin.”


 

Enfal/41. Bilin ki, ganimet olarak aldığınız herhangi bir şeyin beşte biri mutlaka Allah’a, Peygamber’e, onun yakınlarına, yetimlere, yoksullara ve yolculara aittir. Eğer Allah’a; hak ile batılın birbirinden ayrıldığı gün, (yani) iki ordunun (Bedir’de) karşılaştığı gün kulumuza indirdiklerimize inandıysanız (bunu böyle bilin). Allah, her şeye hakkıyla gücü yetendir

tarihinde güven tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
2 saat önce, BBG yazdı:

 

Ben ayetler üzerine düşün diyorum.İkinci ayette üzerinizden yükü kaldırıyor diyor.Yani normalde olacak olan yükü Allahu Teala üzerimizden kaldırıyor.Zaten bunu anlamamana şaşmıyorum.Nahl 101’de inkarcıların nesh ayetlerine karşı çıkacağını Allahu Teala bize bildirmiş.

 

Biz bir âyeti değiştirip yerine başka bir âyet getirdiğimiz zaman -ki Allah, neyi indireceğini gayet iyi bilir- onlar Peygamber’e, “Sen ancak uyduruyorsun” derler. Hayır, onların çoğu bilmezler.”

 

 

ayetler üzerine düşünebiliyor olsaydınız şunları sorguluyor olmanız gerekirdi:

- bize yükü veren kim? allah

- bizden yükü alan kim? allah

- allah yükü niye veriyor? bizim yükü sırtlanabileceğimizi düşünüyor

- allah yükü niye alıyor? anlıyor ki o yükü kaldıramazmışız

- allah her şeyi hakkıyla biliyorsa, kaldıramayacağımızı en başından bilemiyor mu ki sonradan anlayıp yükü kaldırıyor?

 

burada verdiği emri geri alan bir tanrı var. bu gülünç tanrı, bunu defalarca tekrarlıyor. örneğin peygamberden bir şey isteyeceğiniz zaman para verin diyor. sonra da ya vermediniz mi? e neyse bari tövbenizi kabul ettim diyor.

 

kuranın gülünçlükleri bitmiyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş
On 16.01.2018 at 14:07, BBG yazdı:

 

Ben ayetler üzerine düşün diyorum.İkinci ayette üzerinizden yükü kaldırıyor diyor.Yani normalde olacak olan yükü Allahu Teala üzerimizden kaldırıyor.Zaten bunu anlamamana şaşmıyorum.Nahl 101’de inkarcıların nesh ayetlerine karşı çıkacağını Allahu Teala bize bildirmiş.

 

Biz bir âyeti değiştirip yerine başka bir âyet getirdiğimiz zaman -ki Allah, neyi indireceğini gayet iyi bilir- onlar Peygamber’e, “Sen ancak uyduruyorsun” derler. Hayır, onların çoğu bilmezler.”

Boşa kürek sallamayın ayrıca bambasit şeyleri öngördü diye ilahlahştirmaktan bıkmadınız mı ? Geçen gene kuran 'ın allaha ait olduğun kanıtını izlettiler hoca diyorki fatiha da siradel ( yol demek ) kullanılması çok ince bir iştir çünkü çoğulu yoktur tektir diyor . Artık herkes kuran da güzel bir şey görmeye mucize çıkarmaya o kadar aç ki artık

 

Tabu can çekişiyor 

 

Turan Dursun

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 2 weeks later...

Yarattığı kullarını seven Tanrı neden beddua eder? 

 

Kuran’ın ayetlerinin günlük olaylara göre şekillendiği gayet açık. Ama hocalara sorsan cımbızlıyorsunuz, bütün olarak değerlendirmeliyiz, hangi olay üzerine gelmiş ona bakmalıyız derler. Böyle söylemeleri de Kuran’ın insan yapısı olduğunu ortaya koyuyor. Apaçık ve çelişmez olduğu ayetlerinde belirtilmiş olan, 6000 küsür ayetin hangi birinin ne üzerine indiğini mesleği din hocalığı vs. olmayan insan nasıl inceleyebilir. Kaldı ki islam coğrafyasının da okuma yazma oranları ortada. 

Link to post
Sitelerde Paylaş

Kendi yarattıklarını ayrıştırıp ve onların yok olmasını isteyecek ve kendisi beddualar eden bir allaha asla inanmıyorum.Çünkü yaratıcı insanları ayrıştırmaz ama bu ayrıştırıyor.Yok müşrikler puta tapıp allaha ortak koşuyormuş ama aynı allah biz isteseydik tüm insanları ümmet yapardık kuranda ayet var.Neyse semavi dinler Tanrıyı alçaltıcıyor,çünkü yaratıcı bana inanmıyorsun seni cehenneme atacağım gibi çocukça şeylerle uğraşmaz.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...