Jump to content

İslam`da canlıların ruhu-hayaleti yoktur


Recommended Posts

İslam`da insana ait ölümsüz ve tanrısal parça ruh inancı yoktur.

Yaratılan her şey maddidir. Hatta cinler ve melekler bile (örneğin cinler ateşten yaratılmışlardır).

Cennet ve cehennem de farklı fizik yasalarına sahip diğer evrenlerdedir ve sapına kadar maddedir.

Ruhçu öğretinin İslam dünyasına uydurma hadisler ve tasavvuf öğretileriyle sızması sonucunda bugün Müslümanlar uydurma ruhlar âlemine iman ettirilmektedir. Hatta Kuran`ı tercüme derken ayetlerde "nefs, can" geçen yerlerde "ruh" denilerek çeviriler bile çarpıtılmıştır.

Kuran`da gerçekten ruh diyen ayetler "vahiy"den ve de bu vahyi ileten Cebrail adlı vahiy meleğinden bahsetmektedir.

Yani Kuran`da;

Ruh = Vahiy
Ruh = Vahiy meleği

Kuran`a göre kabir azabı veya mükâfatı yoktur. Hemen hemen herkes kıyamet sonrası, mahşer gününde tekrar yaratılacak ve sonsuz yaşamlarına kavuşacaklardır.

Yalnız dikkat ederseniz hemen hemen herkes dedim. Çünkü Kuran`a göre istisna insanlar var. Bu konuda bazı yazarlar güzel tespitlerde bulunmuşlardır.

Kimdir bu ayrıcalıklı insanlar? Bunlar Firavun gibi günahkârlıkta çok aşırıya giden büyük günahkârlarla, şehitler gibi sevap kazanmada çok ileri seviyede olan cennetlik insanlardır.

Firavun gibi günah işlemede çok aşırı bir seviyede ileri giden insanlar daha kıyamet beklenmeden cehennemde yaratılarak daha şimdiden ateşte yanmaya başlamışlardır. Ahirette ise cezalarını daha şiddetli bir şekilde çekmeye başlayacaklardır:

- Ateş; onlar, sabah akşam ona karşı sunulur dururlar. Kıyamet kopacağı gün de: "Tıkın firavun ailesini en şiddetli azaba!" (denilir). (Mümin Suresi 46. Ayet )

Burada firavun ve ailesinin şimdiden sürekli ateşe atıldığı, kıyamet sonrası ise asıl azaba atılacağı söyleniyor. Yanı bunlar şimdiden beden olarak cehennemde yaratılmışlardır.

Diğer uç gurup ise iyilikte çok ileriye gidenlerdir. Bunlar da kıyamet beklenmeden şimdiden cennette bedenen tekrar yaratılmışlar ve mükâfatlandırılmaya başlanmışlardır. Bunlara örnek olarak şehitleri verebiliriz:

-Sakın Allah yolunda öldürülenleri ölmüşler sanmayın! Aksine onlar hep hayattadırlar, Rablerinin katında rızıklandırılırlar.

-Allah’ın kendilerine lütfundan verdiği mutlulukla sevinç duyarlar ve arkalarından şehit olarak kendilerine katılmamış olan mücahitler hakkında: "Onlara hiçbir korku yok ve onlar üzüntü de duymayacaklardır. " müjdesinde bulunurlar. (Ali İmran suresi 169-170)

Burada da açıkça ayetler, şehitlerin kanlı ve canlı bir şekilde yani bedenen cennette şimdiden yaşamaya başladıklarını ve nimetler içinde olduklarını söylüyor.

Sakın Allah yolunda öldürülenleri ölmüşler sanmayın! Aksine onlar hep hayattadırlar, Rablerinin katında rızıklandırılırlar.

-Allah’ın kendilerine lütfundan verdiği mutlulukla sevinç duyarlar ve arkalarından şehit olarak kendilerine katılmamış olan mücahitler hakkında: "Onlara hiçbir korku yok ve onlar üzüntü de duymayacaklardır. " müjdesinde bulunurlar. (Ali İmran suresi 169–170)

Bu ayetler bile ruhlar âlemi safsatasını yerle bir etmeye yeterlidir.

Eğer insanların ruhu olsaydı, tüm insanlar öldükten sonra yaşıyor olacaktı ve ayet "herkes canlıdır aslında " falan derdi.

Ama öyle demiyor. Şöyle diyor:

-Sakın Allah yolunda öldürülenleri ölmüşler sanmayın! Aksine onlar hep hayattadırlar, Rablerinin katında rızıklandırılırlar.

Yani "sadece şehitler gibi istisna insanlar kıyamet öncesi yaşayabiliyorlar. " Çünkü diğer insanlar ölüler ve kıyameti bekliyorlar ikinci yaratılış için. Ve ruhları olmadığından cansızlar.

Ama şehitler şimdiden cennette yaratıldıklarından (Rabbin katı), diğer insanlardan farklı olarak şimdiden ikinci yaşamlarına başlamış bulunuyorlar. Kıyametten sonra kendilerine katılacak diğer insanları da bekliyorlar.

Yine insanların ruhu olmadığına Kuran`dan delil vermeye devam edelim:

Yasin 51–52: Sûra üfürülmüştür! Bak, işte kabirlerden, Rablerine doğru akın akın gidiyorlar. Şöyle diyecekler: "Vay başımıza gelene! Kim kaldırdı bizi mezarımızdan? Rahman`ın vaat ettiği işte bu! Peygamberler doğru söylemişler. "

Eğer bu insanlar öldükten sonra ruhlar âleminde yaşamaya devam etselerdi, bu âlemde yaşayacakları binlerce ve hatta belki de milyonlarca yıl boyunca ahiretin gerçek olduğu acı gerçeğini yudum yudum özümsemiş olacaklardır.

Ama hayır, bu insanlar dünyada öldükten sonra ilk defa kendilerine geliyorlar ve büyük bir şaşkınlık içinde "meğerse doğruymuş" gibilerinden bir şeyler söyleyerek büyük bir şok yaşıyorlar.

Çünkü ruhsal yaşam diye bir şey yok. Onlar vefat ettikten sonra kıyamete kadar cansız bir şekilde beklediler ve uyandıklarında yani ikinci yaratılışlarında da acı gerçeği gördüler.


Bazı insanların şimdiden cennete girdiğine bir diğer delil olarak şu ayetleri de verelim:

Yasin Suresi(20-29):
Kentin öbür ucundan bir adam koşarak gelip şöyle dedi: "Ey topluluk, bu elçilere uyun!"
"Sizden herhangi bir ücret istemeyenlere uyun. Onlardır doğruyu ve güzeli bulanlar. "
"Beni yaratana ne diye kulluk etmeyecek mişim ben? Ve sizler de O`na döndürüleceksiniz. "
"O`ndan başka tanrılar mı edineyim ben? Eğer Rahman bana bir zorluk/zarar dilerse onların şefaati benden hiçbir şeyi savamaz; beni kurtaramazlar. "
"Bu durumda ben elbette ki açık bir sapıklığın içine düşerim. "
"Ben, sizin Rabbinize iman ettim, artık dinleyin beni!"
"Gir cennete!" denildi. Dedi: "Kavmim bir bilebilseydi?
Ki Rabbim beni affetti; beni, ikram edilenlerden kıldı. "
Biz onun ardından kavmi üzerine gökten bir ordu indirmedik, indirecek de değildik.
Olan, sadece korkunç titreşimli bir sesti. Ve bir anda sönüverdiler.

*************

Eğer kıyametten sonraki cennete girişten bahsetseydi, o zaman o adamın toplumu zaten onu görüyor olurdu. Ama hemen ölümünden sonra bedenli olarak cennete giriyor, diğerleri ise daha yeryüzünde olduğundan ve/veya henüz dirilmediğinden, "kavmim, Allah`ın beni affedip cennetine aldığını bilebilseydi" demekte.

*************

RUM

55. Saat gelip kıyamet koptuğu gün, günahkârlar dünyada bir saatten başka kalmadıklarına yemin ederler. Onlar işte böyle çevriliyorlardı.
56. İlim ve iman verilenler ise şöyle dediler: "Yemin olsun, siz, Allah`ın Kitabı gereğince yeniden dirilme gününe kadar kaldınız. İşte bu, yeniden dirilme günüdür. Fakat siz daha önceden bilmiyordunuz. "

Eğer bu günahkarlar ruhlar aleminde binlerce veya milyonlarca yıl azaplar içinde yaşamış olsalardı, o zaman onlara bekleme süresi kısa gelmek bir yana dursun tam tersine olduğundan da uzun gelecekti.

Ama görüldüğü üzere, dirildikleri andan itibaren kendilerine ilk defa geliyorlar ve dünyadaki bekleme sürelerinin çok kısa olduğuna yemin ediyorlar.

Ayrıca ilim ve iman içinde olanlar onlara şöyle diyor: "Yemin olsun, siz, Allah`ın Kitabı gereğince yeniden dirilme gününe kadar kaldınız. İşte bu, yeniden dirilme günüdür. Fakat siz daha önceden bilmiyordunuz. "

Yani hem "siz kıyamet gününe kadar beklediniz" diyorlar hem de "siz daha önce bunu bilmiyordunuz" diyerekten onların bilinçlerinin ilk defa yerine geldiğine vurgu yapıyorlar.

Bu arada Kuran'da ruh kelimesi sadece tekil olarak geçmektedir. Ruhun çoğulu olan "ervah"  kelimesi ayetlerde asla geçmez. Bu da ruhların olmadığına dair bir başka sağlama, kanıt daha sunmaktadır bizlere.

İNSANA AİT RUH İNANCININ YAPTIĞI BOZGUNCULUKLAR

1.İnsana ait tanrısal parça ruh inancı insanların rableştirilmesinin kapısını ardına kadar açıyor ve bunun sonucunda kutsal insanlar, tapınılan sefil ruhbanlar ortaya çıkıyor.

2.İnsana ait ruh inancından dolayı çoğu insan tekâmül safsatasına inanıyor. Ve bu yüzden acı çekip olgunlaşacağına inandığından kendine zulmediyor veya başına bir musibet geldi mi bunu iyi bir şey zannedip kurtulmak için şevkli davranmayabiliyor. Hâlbuki Kuran'a göre başımıza gelen musibetler hiç de hayra alamet değildir ve günahlarımızdan dolayı bir uyarıdırlar.

3.İnsana ait ruh inancından dolayı insanüstü bir varlık olabileceğine inanan ruhbanlar dünya nimetlerine sırt çevirerek kutsallaştığına inanıyorlar. Bu sapkınlığı bir erdem olarak görüyorlar. Hatta kimisi cennet nimetlerini bile istemiyor ve ilahlaşmaktan başka bir şeyi gözü görmüyor(birlenme inancı).

4.İnsana ait tanrısal parça ruh inancından dolayı ölümün güzel bir şey olduğu zannediliyor. Çünkü bu inanca göre ruh bedene hapistir ve ölüm ruhun özgürlüğüne kavuşması-birlenmesi demektir. Bu hastalıklı düşüncenin sonucunda ne yazık ki insan hayatına verilen önem azalabiliyor ruhlara inanan insanlarda.

5.Yine insana ait ruh inancından dolayı birçok insan reenkarnasyona inanıyor. Bu da her dirilişte bambaşka bir yaratık olunacağı anlamına geliyor. Ve bu da farkında olunmasa da ölen kişinin bir daha geri gelmemek üzere yok olması demektir. Çünkü başka bir bedende başka bir kişilikte hatta başka cinsiyet veya türde dünyaya geleceksen sürekli, ölünce şu anki sen bir daha oluşmamak üzere yok olacak demektir. Yani tam bir materyalist inanca bürünüyor işin derinine inince.

6.Ruh ikizi inancı görülüyor birçok ruhçu öğretide... Bunun sonucunda yalnızca ruh ikiziyle birlikte olan insanın tekâmül edip mutlu olabileceği safsatasına inanılıyor. Bu da cinselliği çaktırmadan yasaklama-kısıtlama hinliğini içeriyor.

7.İnsana ait ruh inancı ve tekâmül safsatası aslında günah işlemenin gerekli olduğu yanlış inancına da götürüyor insanları. Çünkü tekâmül için dünyaya gelen ruh günah işleyip acı çekmeli ki mükemmelliğe giden yolda olgunlaşabilsin deniliyor. Bu inanç kabala öğretisiyle Museviliğe, tasavvuf öğretisiyle de İslam dünyasına sokuşturulmuştur.

8.İnsana ait ölümsüz ruh inancı, bedenli yeniden yaratılıp ahirette maddi yaşayacağımız gerçeğini bazı kimselere inkâr ettiriyor. Ruhçular maddeyi küçümsedikleri hatta bazıları iğrendikleri için sonsuz yaşamın bedenli değil de ruh olarak olabileceğini söyleyiveriyorlar. Kutsal kitaplardaki maddi sonsuz yaşamı anlatan ayetlere sembolik anlamlar yükleyerek dolaylı yoldan inkâr ediyorlar.

9.Yine bazı ruhçular Allah'ın yarattığı bu maddi evrene şükretmek bir yana dursun,ona "leş" diyerek hakaret ve nefretlerini kusuyorlar.Allah'ın bizim için yarattığı güzelliklere nefret ve hainlik içinde olabiliyorlar.Kendi uydurdukları madde ötesi aleme tapınıyorlar ve ona ulaşmak için çırpınıyorlar.

10.Ruhun tekâmülü inancı sonucunda kişisel ve toplumsal bazda ayrımcılık-üstünlük meselesi ortaya çıkıyor. Kimi insanlar kimi insanlardan üstün kabul edildiği gibi kimi ırklar da diğer ırklardan üstün tutulabiliyorlar. Bazı ruhçular sarışın renkli gözlü insanın tekâmül etmiş üstün insanı temsil ettiğine inanırlar. Hatta Hitler’in zalimliklerinin arkasında bile bu ruhçu-ırkçı sapma vardır. Büyük ruh adlı varlıktan medyumlar aracılığıyla aldığı direktifler doğrultusunda bilenen çılgınlıklarını yapmıştır Hitler.

11.Ruhlara inanan insan cinlerin aldatmalarına daha yatkın oluyor. Ruh çağırma seanslarında ya şarlatanların yalanlarına kanıyorlar ya da cinlerin ruh kılığında söyledikleri yalanlara... Yakınlarının veya hayatta olmayan ünlü insanların ruhlarıyla görüştüğünü sanan kimseler, bu celselerde aldıkları bilgileri mutlak doğru zannedip yoldan çıkabiliyorlar.


Selam ve sevgiler.

 

http://emre1974tr.blogspot.com.tr/2011/07/islamda-canllarn-ruhu-hayaleti-yoktur.html

Link to post
Sitelerde Paylaş

aynı ayetleri kullanarak kuranda kabir azabı veya mükafatı olduğunu, canlıların da ruhları olduğunu anlatanlar için tıklayınız

https://sorularlaislamiyet.com/blog/kabir-azabi-var-midir-bununla-ilgili-kuranda-ne-gibi-ayetler-bulunmaktadir-kabir-azabi-var-ise

 

beğenmeyen olursa, bunlar da sitenin takımı:

https://sorularlaislamiyet.com/altpanel/yazarlar_editorler

 

islam ne gülünç saçmalıklar bütünü; görece aklı başında koca koca insanlar, aynı zırvalara inanıp, başka başka sonuçlara ulaşıyorlar.

 

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş

Doğru belirleme. Doğruyu söyleyene daima doğrusun derim. Bak ilk defa doğru söyledi. İslamda ruh inancı yoktur.

 

Yoktur da, bu islam için bir artı sağlıyor mu, hayır. Ruh inancı olmamakla islam bir şey kazanmıyor. Olsa da çok bir şey kaybetmezdi. Bunun bir artısı eksisi filan yok yani, olsa ne, olmasa ne.

 

İslamda öyle incelikli filan şeyler olmaz zaten. İslam düz, banal, basit, adi ve bayağı bir dindir. Hiç bir incelikli düşünce ile yaratılmamıştır. Eşşeğin peşinde gidersen ne olacağı belli. Mis gibi parfümler kokacak değil. Böyle elbette, islam din baronlarınca süslenen yaldızlanan satışa sunulan adi bir maldır. Kalitesizdir ama süsle boyayla yaldızla kalitesizliği kamufle edilip kakalanır.

 

Bu din baronları allah ezelde ruhları yaratıp ben rabbiniz değil miyim diye sordu filan diye uyduruk masallar anlatırlar, halbuki Kuranda hiç öyle bir şey yazmaz. Kuran'daki anlatım o kadar adi, o kadar banal, o kadar cahilce ve düz, odun gibi bir anlatımdır ki bu din baronları bunu süslemeye mecburdurlar, yoksa satamazlar.

 

Kuran'da allahın ademoğullarının !!! bellerinden !!! zürriyetlerini !!! çıkarıp !!! sorduğunu :lol::D:lol::D yazar! Yuh artık çüşşşş diyeyim daha da ne denir ne bileyim. Herif ademoğullarının bak sen hele bellerinden vay canına zürriyetlerini oha çıkarıyor, çüşşş! Artık ben buna bir şey denilebilirse de bilemiyor, bir şey demiyorum. Bu zırvalamaya bir şey demek de pek akıl karı olmaz. Alenen zırva bir safsata!

Link to post
Sitelerde Paylaş

Emre kardeşim, yazıyorsun ediyorsun ama malesef burdaki arkadaşlar olarak fazlasıyla donanımlıyız.Bu hikayelerle, etki yaratacıgın bir kitle yok. Önce sizler kendi aranizda kurani anlayip sonuc çıkarın.Daha kendi içinizde çelişki içindesiniz.Ayrıca bu kadar kasmayın kendinizi, neden mi ?

 

ŞURA 7 :

Diyanet Vakfı Meali

Şehirlerin anası (olan Mekke'de) ve onun çevresinde bulunanları uyarman ve asla şüphe olmayan toplanma günüyle onları korkutman için, sana böyle Arapça bir Kur'an vahyettik. (İnsanların) bir bölümü cennette, bir bölümü de çılgın alevli cehennemdedir.   

 

Yusuf suresi 2:

 
Biz onu, anlayasınız diye, Arapça bir Kuran olarak indirdik.

 

 

O donemin IQ seviyesiyle anlaşılabilen bir kitap inmis hemde arapça..Aradan yıllar geçti ama sizler hala bişey anlamamişsınız.Hala farkli anlamlar, yok sifreler, yok kuran okuma metotlari farklıymış. Sizin savunacak yeriniz kalmıyor. Biraz daha zaman lazım görecem sizi. 

 

tarihinde Taykob tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 3 weeks later...

Ruhla ilgili bir soruya cevabım

 
İslam'da canlıların ruhu-hayaleti olmadığını çalışmamda ayetlerle göstermiştim.
 
Şimdi bu konuyla ilgili bana gelen soruyu ve altına verdiğim cevabı da aktarıyorum;

Başka bir forumda Shaban nikli katılımcı sordu:

QUOTE
Hocam, farzedelim dünyada mükemmel bir klonlama ve senin beynindeki hatıralarını vs yi içeren tüm bilgiyi başka bir beyne kopyalama teknolojileri olsun. Senin aynını klonladılar ve beynindeki bilgiyi aynen o klonuna aktardılar. Yani senin madde olarak aynını yarattılar. Sonra sana dedilerki, sen kopyanda zaten yaşamaya devam edeceksin."

Kabul eder misin? Yerinde olsam ben etmem, çünkü o klon sen değilsin, tamamen başka biri. Ne onun yediği pirzolanın tadını alırsın, ne de onun etini yakan ateşin acısını hissedersin.

İşte ruh kavramı bence burdan geliyor. Eğer Allah beni ödüllendirmek yahut cezalandırmak için tekrar diriltecekse, o ben olmalıyım, beni temsil eden başka bir varlık değil. Aksi durumda ben bugün, ahirette başka bir varlığın mutlu yaşaması için bir anlamda kendimi belli şeylerden mahrum eden bir enayi durumuna düşerim.İşte bu yüzden benim hiç yok olmayan bir parçam olmalı ki, yarın ahiretteki ceza yada ödülün muhatabı olsun.

Keza İsra 85'te Allah peygabere "sana ruhtan sorarlar, deki bu konuda bana çok az ilim verilmiştir" diyor. Herhalde peygambere vahyi ya da cebraili sormuyorlar, bildiğimiz ruh olayını soruyorlar. Eğer ruh diye bir şey olmasa Allah, o eskilerin masalıdır der geçer, ama öyle demiyor.

Bilmiyorum dediklerim hakkında ne düşünürsün ?

vesselam


CEVABIM

Senin bahsettiğin "canının bedenle bütünleşmesi sonucu ortaya çıkan nefsin".

Hayır, ahiretteki yaratılış senin kopyan değil, sen olacaksın.

Ama bu nefsin, tek başına var olabilen ve düşünebilen varlık falan değil.

Yaşam enerjisinin(ki o da elektrik gibi maddidir) bedenle buluşması sonucu yine sana özgü nefsin ortaya çıkacak.


Senin sen olman için, içine bir hortlağın girmesi gerekmiyor.

Tam tersine, onun olmaması gerekiyor.

Yoktan nasıl yaratıldıysan ve bu "sen" olduysan, yine aynı şekilde olacak



Verdiğin ayette vahiy ve ilgili melekten bahsediliyor.

Ama yine ortada hortlakla ilgili bir soru falan yok.

Fakat hadis veya İncil gibi başka kaynakların etkisi altında kalırsan, ruhları soruyor zannedersin.

Kuran'da özel isim olarak Ruh(vahiy meleği) hep tek başına geçer.

Hiçbir insana ait falan değildir. O da senin benim gibi bir kuldur ve görevi de vahyi iletmektir.

Bir de şu ayetler de konuyla bağlantılı:

KAF

2 İş sanıldığı gibi değil! Kendilerine içlerinden bir uyarıcı geldi diye şaştılar da şöyle dediler o küfre batanlar: "Acayip şey bu!"

3 Ölünce mi, biz toprak olunca mı? Çok uzak bir dönüştür bu."

4 Toprağın onlardan neyi eksilttiğini pek iyi bilmişizdir biz. Her şeyi saklayıp koruyan bir Kitap var katımızda.

İnkarcılar, öldükten sonra bedenlerinin tamamiyle yok olacaklarını düşünüyorlar.

Ama 4. ayette onlara gerekli cevap veriliyor.

Parmak uçlarına kadar tüm bilgiler kayıtlıdır ve yeni yaratılışta yine "aynı insanlar" olarak var olacaklardır.

*********

Bu dünyadaki bedenin de sürekli yenileniyor. Her 8 yılda bir falan tüm hücrelerin yenilenmiş oluyor. Son araştırmalarda, bugüne kadar yenilenmediği düşünülen beyin hücrelerinin bile yenilendiği iddiaları var.

Yani 10 yıl önceki bedeninden hiçbir kırıntı yok şu anda.

Seni sen yapan, senden bir parçanın kalması değildir.

Seni sen yapan, Allah'ın gözünde senin sen olmandır.

Allah'ın sana yüklediği değer ve bireyselliktir.

Bir zaman makinasına atlayıp geçmişe gidebilsen kendinin eski haline ulaşacaksın. Ama ortada bir sorun olacak, 2 tane sen olmuş olacaksın. Bir zamanda yolculuk yapan, bir de geçmişe gittiğinde karşılaştığın sen.İki tane Şaban yanyana gelmiş olacak.

Ama Allah seni birey olarak yarattığından, sen yine benliğinden birşey kaybetmemiş olacaksın.

İkizler, kopyalama olayı başkadır, bu bambaşka...

Allah seni birey olarak yaratmış ve seni biliyor.

Seni sen yapan parçan-molekülün vs. değil, budur.

Selam ve sevgiler.
 
Link to post
Sitelerde Paylaş
 

 

 

Kuran'da allahın ademoğullarının !!! bellerinden !!! zürriyetlerini !!! çıkarıp !!! sorduğunu :lol::D:lol::D yazar! Yuh artık çüşşşş diyeyim daha da ne denir ne bileyim. Herif ademoğullarının bak sen hele bellerinden vay canına zürriyetlerini oha çıkarıyor, 

Kadının yumurtasını spermle birleştirip öyle sorması gerekiyor,Tek başına sperm iman edemez ha ha..

Tabi o zamanlar kadınlar kuluçka makinesi olarak görülüp,doğacak çocuğun sadece erkeğin sperminden oluştuğunu düşünüyorlar..Kadın oositinden bi haberler ,işin garibi Allah'da bi haber..

tarihinde Beelzebub tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
 

Kadın oositinden bi haberler

 

:lol: Cahillik ki ne cahillik! Ya bir kere zürriyyetin belde ne işi var? Sonra Ademin oğullarıyla oluyor mu o iş, onlardan biri, sadece doğacak çocuğunun genetiğinin yarısına sahip! Bir sonraki neslin genetik kombinasyonu daha zaten oluşmamış bile! Neyi kimden nerden bulup da nasıl soruyorsun kara cahilin dibi allah! Oluşacak bütün genetik kombinasyonu bilir ezeli ilmiyle diye zırvalasalar bile yine olmaz, daha ortada soru soracak bir şey yok ki neden kimden soruyorsun? Oluşacağı bilmekle olmuyor ki!

 

Hayır şimdi işin komik yanı, Müslümler bunun olanaksızlığını düşünemezler. Onlara göre allah için olanaksız diye bir şey yoktur. Sonsuz güçlü ya, buna da gücü yeter! Ne sorun söylersen söyle, sonsuz güç olunca önemsizdir onlara göre! Allah bir çaresini bulur! :lol:

 

Ademin oğullarının belleri zürriyet ambarı, kızları da tarla! Kafaya bak! Bütün zürriyet bellerde gizli! Cahil kafanıza daha da ne diyelim cahil çöl yağmacıları! Kabahat sizde değil, sizin adınız hıdır, o devirde elinizden gelen budur da... Bu bilgi çağında daha hâlâ sizin bu cahilce zırvalarınızı savunanlara ne demeli! :lol:

 

Hayır şimdi bu anlatımdan insan genetiğine allaha inanma geni eklendiğine dair bir şey çıkarılabilse, o da yok! Zürriyeti çıkarıyor, soru sorup yanıt alıyor, geri yerine koyuyor cahiller! Şöyle bir şey olsa olurdu:

 

"Muhakkak biz (Siz kimsiniz ulan! Kaç kişisiniz! :D ) insan türünün inşaa planına bize iman etmesinin şifrelerini yazmışızdır. Bizim ilmimiz her şeyi kuşatandır. O yüzden bize iman etmeyen, bizim yaratışımıza isyan etmiş olur."

 

Böyle bir ifade olur da, haaa len bak inşa planı diyor, genetikten bahsediyor, şifreleme diyor, genetik kodlamadan bahsediyor desek! Şu Kuranı var ya okurken "böyle olmaz len cahiller" deyip baştan yeni düzgün bir Kuran yazası geliyor ha insanın! :D

Link to post
Sitelerde Paylaş

İslam bir Arap dinidir belki ama, bir vakümde değil, yörede yaygın olan Hristiyanlıktan ve Yahudilikten esinlenerek ortaya çıkmıştır. Bu süreç sırasında bu dinlere ait temel ilkeler ve ritüeller ya modifiye edilerek adapte edilmişlerdir, ya da tamamiyle reddedilmişlerdir. Örneğin İsa'nın çarmıha gerildiği reddedilmiştir. Kutsal ruh kavramı da reddedilen kavramlardan biridir. Önce yörede sapkın Hristiyanlığı pratik eden bir din belirmiştir. Bu dinde kutsal ruh yoktur. Daha sonra birkaç yüzyıl içinde bu sapkın Hristiyanlık İslam'a evrilmiştir. Kutsal ruh kavramını reddeden sapkın İslamdan şimdiki İslam ortaya çıkmıştır...

 

http://haci-haci.typepad.com/islambir_ateistin_kalemin/

Link to post
Sitelerde Paylaş
 

Yav şu tür İslamcilar turedi forumda son zamanlarda . Modlar bir el atın . Onune gelen dadaniyor .

Bu İslamcıların varlığı ateistlerin savlarını savunmaları için iyi bir fırsat.. Savınızı diğer görüşleri yasaklayarak savunmamalısınız.

Link to post
Sitelerde Paylaş

İslam'da olmadıkları halde oldukları farzedilen inançların bazıları paganizmden, diğerleri ise Hristiyanlık ve Yahudilikten intikal etmişlerdir.

Zayıf hadislerden biri olan Mesih kavramı onlardan biridir.. Kur'an'da yoktur. Mesih kavramının kökeni Hristiyanlıktır. Bu kavram Şiiliğe son imam şeklinde girmiştir. Ona Mehdi de denir. Şu anda Hristiyanlar İsa'nın gelmesini beklemektedirler..

Emre'nin işlediği konuların bazıları açıkça Hristiyanlıktan adapte edilmişlerdir. Hristiyanlıkta olup da Kur'an'da olmayan  kavramlar İslam'ın başlangıcına ışık tutar.

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 5 months later...
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...