Jump to content

Rabbimizin sorular sormasındaki amaç


Recommended Posts

Kuran'da Yaratıcımızın kullarına sorular sorduğunu görmekteyiz. Bundan dolayı bazı insanlar "Allah zaten herşeyi bilmiyor mu, neden soruyor?" şeklinde itirazlar dile getiriyor.

Yüce Rabbimiz elbette herşeyi biliyor. Hatta gelecekte olacakları bile...

Soru sormasının nedeni öğrenmek değil, kullarına hakettiklerini vermek ve yaşatmaktır.


Bir soru illa ki öğrenmek için sorulmaz.

1- O kişiye hakettiği bir deneyimi yaşatmak için de sorulur.


2- İfadeyi güçlendirmek, düşündürmek, mesaj vermek vb. amaçlar için de sorular sorulur.


Bu bir yana, Allah zaten bu 2 günlük özet imtihan hayatında bizlere hakettiklerimizi yaşattırıp, bizi kendimizle yüzleştiriyor. Ahiret hayatının kendisi böyle "sonucu Allah tarafından bilinen sorular" üzerine kurulu.Dünya yaşantısı bu doğrultuda zaten. Çünkü zaten yüce Rabbimiz, biz bu dünyada sonsuza dek yaşasaydık ne yapacağımızı gayet iyi biliyor ve bunu özetleyen 2 günlük örnek bir imtihan hayatı yaşatıyor. "Kader ve Özgür İrede" başlıklı çalışmamda bunun çözümlemesini ayetler ışığında yapmıştım.

Bakara 260

Hani İbrahim de şöyle yakarmıştı: "Rabbim, göster bana, nasıl diriltiyorsun ölüleri?" "İnanmadın mı?" diye sordu. "İnandım, dedi, ancak kalbimin tatmin olması için ..." Allah dedi ki: "Kuşlardan dört tane al, onları kendine ısındırıp alıştır. Sonra her dağın üstüne onlardan bir parça koy. Sonra da onları çağır. Koşarak sana geleceklerdir. Bil ki Allah Azîz'dir, Hakîm'dir.

Tüm bunlar insanları gerçeklerle ve kendileriyle yüzleştirme planına hizmet eden deneyimler. Ve sorular da bunun bir parçası. Bu sayede ahirette itiraz hakkın da kalmıyor.

A'raf Suresi 12 Allah buyurdu: "Sana emrettiğimde secde etmeni engelleyen neydi?" İblis dedi: "Ben ondan hayırlıyım. Beni ateşten yarattın, onu çamurdan yarattın."

Burada yine Rabbimiz yarattığı varlığa hakettiği deneyimi yaşatıyor.

İblis'in kötülerden olduğunu biliyordu ve bunun açığa çıkması gerekiyordu. Ne söylenirse yapıyordu bugüne kadar İblis ama Adem'e secde şıkkını karşısına çıkartırsa bunu yapmayacağını bildiğinden Allah, bu imtihanı karşısına çıkarttı.

Yani kalbindeki kötülükle yüzleştirilip aleyhinde gerekli delil açığa çıkarılmış oldu.

İblis de olayın hemen devamında tuzağa düşürüldüğünü anlıyor ve şöyle diyor:

16. Dedi: "Beni azdırmana yemin ederim ki, onları saptırmak için senin dosdoğru yolun üzerine kurulacağım."

İblis "beni azdırmana karşılık" derken işte bu tuzağa düşürülmekten bahsediyor. Çünkü İblis'in özgür iradeyle neyi yapmayacağını ve nerde gerçek yüzünü göstereceğini iyi bildiğinden Allah, bu İblis'in kötülüğünü sergileyeceği imtihanı karşısına çıkartıp zalimliğini sergilemesini sağladı.

Kısacası Rabbimiz burada aslında yine sorusunu birşey öğrenmek için değil, tam tersine birşey öğretmek ve deneyimletmek için soruyor. Yani hakettiğine kavuşturuyor...



Sebe-40. Hepsini topladığı gün meleklere, 'Şunlar mı size tapıyordu?' der.

Sebe-41. Dediler ki, 'Sen yücesin, velimiz (dostumuz) onlar değil, Sensin. Hayır, onlar cinlere tapıyorlardı. Çokları onlara inanıyordu.'

İşte yine burada da aslında Allah bilmediği birşeyi sormuyor, zaten en iyi O biliyor.

Yine Kullarına hakettikleri deneyimi yaşatıyor.

Ayrıca bu ayetlerde cinlerin-şeytanların nasıl melek , ruh vs. kılığında insanları saptırdığını da anlatmakta, insanları bu oyunlara karşı uyarmakta.




Maide Suresi 116 Allah şunu da söyledi: "Ey Meryem oğlu İsa! Allah'ın yanında beni ve annemi de iki tanrı olarak kabul edin diye insanlara sen mi söyledin?" İsa dedi: "Hâşâ! Tespih ederim seni. Hakkım olmayan bir şeyi söylemek benim haddime değildir. Eğer onu söylemişsem sen onu elbette bilirsin. Sen benim içimde olanı bilirsin ama ben senin zatında olanı bilmem. Çünkü sen, evet sen, gaybları çok iyi bilensin!"

Yine aynı şekilde Rabbimiz, burada İsa Peygambere merak amaçlı sormuyor, cevabı bildiği gibi, İsa'nın ne cevap vereceğini de kelimesi kelimesine zaten biliyor.


Ayrıca Yaratıcımızın ifadeyi güçlendirmek, kullarını düşündürmek amaçlı sorduğu sorulara örnekler:


ENBİYÂ
(30) İnkar edenler, göklerle yer bitişikken, bizim onları ayırdığımızı ve diri olan her şeyi sudan meydana getirdiğimizi görmediler mi? Hâlâ inanmayacaklar mı?



FATIR SURESİ

27. ALLAH`ın gökten bir su indirdiğini görmedin mi? Onunla çeşitli renklerde ürünler çıkarırız. Hatta dağlarda bile beyaz, kırmızı veya rengarenk katmanlar vardır. Bazı yollar ise siyahtır.

28. Aynı şekilde, insanlar, hayvanlar, çiftlik hayvanları da çeşitli renklerdedir. Bundan dolayıdır ki kulları arasında ALLAH`ı gereği gibi sayanlar bilim adamlarıdır. ALLAH Üstündür, Bağışlayandır

TUR SURESİ
35. yoksa onlar hiçbir şeysiz mi yaratıldılar? yoksa bizzat kendileri mi yaratıcıdır?

36. yoksa gökleri ve yeri onlar mı yarattı? Hayır, onlar gerekli bilgiye ulaşamıyorlar!

37. yoksa Rabbinin hazineleri onların yanında mı? yoksa güç ve egemenlik sahibi onlar mı?

***

Dediğim gibi, yüce Rabbimizin bu dünyada bizleri imtihan etmesi de aslında O'nun açısından sonucu bilinen bir "kulları kendileriyle yüzleştirmedir". Bu sayede hem kulların ahirette itiraz hakkı kalmıyor, hem de bazı küçük ceza ve mükafatları daha bu dünyada tatmış oluyorlar.

Konunun daha iyi anlaşılabilmesi için ayrıca "kader ve özgür irade" başlıklı çalışmama da göz atabilirsiniz.

Selam ve sevgiler

 

http://emre1974tr.blogspot.com.tr/2011/07/rabbimizin-sorular-sormasndaki-amac.html

Link to post
Sitelerde Paylaş
 

Hani İbrahim de şöyle yakarmıştı: "Rabbim, göster bana, nasıl diriltiyorsun ölüleri?" "İnanmadın mı?" diye sordu. "İnandım, dedi, ancak kalbimin tatmin olması için ..." Allah dedi ki: "Kuşlardan dört tane al, onları kendine ısındırıp alıştır. Sonra her dağın üstüne onlardan bir parça koy. Sonra da onları çağır. Koşarak sana geleceklerdir. Bil ki Allah Azîz'dir, Hakîm'dir.
 

Hikayenin saçmalığına bak..

İbrahim karşısına Allah'ı almış sohbet ediyor,yine de tatmin olmuyor..Allah'ı sorguya çekiyor..

Adam Allahı görüp konuşmasına rağmen hala tatmin olmamış işte.. lamı cimi yok..

Absürdlüğe bak..

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
 

Hikayenin saçmalığına bak..

İbrahim karşısına Allah'ı almış sohbet ediyor,yine de tatmin olmuyor..Allah'ı sorguya çekiyor..

Adam Allahı görüp konuşmasına rağmen hala tatmin olmamış işte.. lamı cimi yok..

Absürdlüğe bak..

 

 

 

o saçmalıkta şöyle ilginç bir şey var:

 

- ibrahim soruyor: nasıl diriltiyorsun ölüleri - yöntem sorusu

- allah anlatıyor yöntemi :

  - kuş al

  - kendine ısındır

  - öldür(?) ve dağıt

  - çağırınca gelecek

 

allah ibrahime aha böyle yapıyorum diye yöntemini anlatıyor. yöntemin içinde kendine ısındırmak var.

 

- eğer ibrahim kuşları kendine ısındırmamış olsa, kuşlar yine canlanacak mı? 

     büyük olasılıkla öyle... çünkü ısındırmak, ibrahime dönmeleri ile ilgili olsa gerek.

 

- diğer türlü, kuşları canlandıran tanrı, kuşların ibrahime dönmesini sağlayamaz mı?

     tanrısallık bunu gerektirir. ama kuşları kendine ısındır dediğine göre; canlanmaları, bu tanrıdan bağımsız olsa gerek. demek ki canlanmaları zaten normal olan şey. 

 

- ısındırmak söz konusu olduğuna göre, dönmeleri ibrahime ısınmalarına bağlı, tanrının sağlayabileceği bir şey değil

   demek ki zaten işin içinde tanrısal büyüler yok, ölü kuşlar yok

 

burada bana daha çok bir madrabazlık var gibi görünüyor. sanki daha çok benim mucizem var, aha bu kuşlar ölü ama bakın çağırınca gelecekler diye kendini pazarlayan, işinin sırrını da bir başkasına - belki çırağına - öğreten bir gözbağcının hikayesini alıp, ibrahim diye yedirmişler gibi görünüyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş
20 hours ago, Emre_1974tr said:

Bu bir yana, Allah zaten bu 2 günlük özet imtihan hayatında bizlere hakettiklerimizi "yaşattırıp", bizi kendimizle yüzleştiriyor.

 

Nasıl da oksimoron bir cümle, nasıl da oksimoron bir mantık!

 

Hakketmediklerimizi yaşatsa "hayır öyle değil" diyebilecez mi ki sanki? .Tersini düzünü nereden bilecez? Referansımız ne? Ne yaşattıysa onu yüzleşme kabul edecez mecburen. Herif bize bunu yüzleştirme diye yutturmaya çalışıyor yahu yüzsüz yüzsüz. Eşyanın tabiatına, yüzleşmenin kelime anlamına, mantığına aykırı. Recep ivedik mantığı.

 

Bir de çözümlemesini(!) yapmış haspam. Recep İvedik çözümlemesi..

tarihinde teflon tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Dünyada Müslümler kadar saçmalayan kimse kaldı mı merak ediyorum. Yedi yaşında çocuğu lösemi olup gözlerinin önünde mum gibi eriyen anne, bunu hak etti. Ama bu şanssızlığa uğramayan anne hak etmedi! O yüzden onun çocuğu lösemi oldu, bunun ki olmadı! Her şey hak etmeye bağlı! 

 

Sizin mantığınıza eşşekler işesin! Daha da ne diyeyim ne bileyim. Ne desen az geliyor, ya hiç bir şey demeyeceksin, ya basacaksın küfürü. Başka bir yol bilen varsa söylesin de biz de bilelim.

Link to post
Sitelerde Paylaş
 

Hayır, Allah'ı görmüyor, sadece konuşuyor.

İbrahim görüntülü arama yapmış,senin rabbin telefonu açmamış,sadece konuşalım demiş..

Belki saçı,başı dağınıktı ayıp olur diye öyle çıkmak istemedi,kimbilir?

Bilemiyoruz..

Şaka bir yana..

Şizofrenik bir hikaye diyorsun yani,bunu çoktan biliyoruz zaten..Niye itiraf ettin ki?

tarihinde Beelzebub tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Senin ibrahimin tanrısıyla sohbet etti sonra bunu kitaba yazdı, sen de o kitabı okudun, peki inanman için bir kanıt var mı elbette senin geri zekalı beyninden başka kanıt yok ama sen sanki o olayın içinde yaşamış gibi buraya aktardın ateist forumda da bi güzel teblig yaptın, işte biz sizlere geri zekalı dediğimiz zaman kızıyorsunuz, maalesef burada yaptığınız başka bir şey değil...

Link to post
Sitelerde Paylaş
 

aha bu kuşlar ölü ama bakın çağırınca gelecekler diye kendini pazarlayan, işinin sırrını da bir başkasına - belki çırağına - öğreten bir gözbağcının hikayesini alıp, ibrahim diye yedirmişler gibi görünüyor.

 

Bu çok yaygın ve eski bir numaradır. Normalde öleceği bir yere koyulan kuşun canlı çıkarılması.

 

Prestij filminde de vardı ya böyle bir şey. Kuşun gerçekten de öldüğünü ama illüzyon yapıp başka benzeyen bir kuşu canlı çıkardığını izleyicilerden sadece bir çocuk farkedip ağlamaya başlıyordu. Hatta illüzyonistlerin bu numaraları aşıp kendi hayatlarını ortaya koydukları numaralara geçmeleri ve daha çok heyecan yaratmayı amaçlamaları da filmin ana konusuydu zaten.

 

Bu yüzden kuşu öldürüp ya da öldü gösterip aaa bakın ölmemiş demek çok eski bir numara olmalı.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...