Jump to content

Zaman-zamansızlık ve Rabbin Katı


Recommended Posts

Yaratıcımız varlık olarak zamansız ve mekansızdır. Bu zaman ve mekanı yoktan yaratmıştır.

Ama yönetici-gözlemci olarak(dışarıdan) hem tüm mekan noktalarındadır, hem de tüm zaman noktalarında...

geçmiş...................................şimdi.............. ..............................gelecek


Biz ise sadece şimdi noktasındayız ve ileri noktalara doğru yolculuk yapıyoruz.

Ama Rabbimiz böyle bizim gibi bir noktadan ileriye doğru yolculuk falan yapmıyor.

Geçmiş,gelecek,şimdiki zaman gibi kavramlar bize ait.

O'nun için böyle bir yolculuk yok.

Her zaman noktasını gözlemlemekte ve yönetmektedir.

Oraya gitmesine,yolculuk yapmasına gerek yoktur.

Çünkü tıpkı geçmişte olduğu gibi aynı anda gelecektedir de, ve yine tıpkı şu andaki noktamızda da olduğu gibi....

İnsanlara "zamansızlık" denilince akıllarına, sanki sadece kol saatinin çalışmasının durduğu ama diğer unsurların aynen devam ettiği bir yaşam şekli falan geliyor. Hayır, zamansızlık yukarıda anlattığım gibi, bizim hayal dahi edemeyeceğimiz bambaşka bir durumdur. Geçmiş, gelecek, şimdiki an diye ayrı ayrı kavramların olmaması demektir.

Nasıl ki Rabbimiz mekansız olduğundan, kainatın dışındadır, evrenimizde yolculuk etmez ama dışarıdan yönetici olarak her mekan noktasında ve iş-oluştadır biliyoruz; işte yine aynı şekilde zamansız olan Rabbimiz, yine varlık olarak zamanın dışındadır ama yönetici-gözlemci olarak her zaman noktasında vardır.

Eğer bir zaman makinesine binecek olsak, geleceğe ve geçmişe gittiğimizde, yine Allah'ın o zaman dilimini de yönettiğini fark edecektik. Ayrıca zaman makinesinin içindeki zamanı da...

Ama yine vurgulayalım;

"Varlık" olarak Allah hiçbir şeyin içinde değildir ve tüm yarattıklarından ayrıdır.

Zaman ve mekan dışıdır.

Zamanın ve mekanın içinde olanlar bizleriz. Zaten bizler için yaratıldı bunlar da...

Ve Rabbimiz tüm yarattıklarından ayrı olduğu için, yarattığı hiçbirşey O'nun bir parçası veya yansıması olmadığından ortak koşmak büyük günahtır.

112 - İhlas Suresi

3. Ne doğurmuştur O, ne doğurulmuştur!

4. Hiç kimse onun dengi ve benzeri olmamıştır, olamaz!

Konuyu buradan, Kuran'daki "Rabbin katı" ifadesine getirmek istiyorum.

Kuran'da Rabbin katı ifadesi 2 anlamda kullanılmaktadır diye düşünmekteyim.

1- Allah'ın nezdinde-gözünde anlamında...

2- İçinde sonsuzluk yurdunun da bulunduğu ahiret evreni anlamında kullanılmaktadır


Kuran'da Rabbin katı ifadesi , bizimkinden farklı fizik yasalarına sahip ahiret evreninin adıdır yani aynı zamanda. Mesela bizim evrenimizden farklı olarak yaşam daimidir orada ve yaşlanma, maddenin bozulması söz konusu değildir.

Ve bu Rabbin Katı'nda zaman bizimkine göre farklı akmaktadır:

-Gerçekten, senin Rabbinin katında bir gün, sizin saymakta olduklarınızdan bin yıl gibidir. (22 Hac Suresi, 47)

Rabbimiz zamansız olduğuna göre burada "Allah'ın nezdinde" anlamında değil de, "ahiret evreni" anlamında kullanılmaktadır Rabbin Katı ifadesi. Bizim dünyamızda bin yıl geçerken, Rabbin Katı'nda sadece bir gün geçmektedir.

Şüphesiz yüce Allah bu mekanı da yoktan var etmiştir. Ama isim olarak "Rabbin Katı" adını vermiştir yarattığı bu yere. Tıpkı "Allah'ın Arşı", "Allah'ın kulu" veya "Allah'ın elçisi" gibi bir tanımlamadır aslında...

Hac Suresi 47 Senden aceleyle azabı istiyorlar: Allah, vaadine asla ters düşmez. Şu da bir gerçek ki Rabbinin katındaki bir gün, sizin saymakta olduğunuzun bin yılı gibidir.

Bakara Suresi 112 İş onların sandığı gibi değil!Kim güzel davranışlar sergileyerek yüzünü Allah!a teslim ederse, Rabbi katında ödülü vardır onun.Korku yoktur böyleleri için; tasalanmayacaklardır onlar...

Ali İmran Suresi 15 De ki: “Bu sayılanlardan daha iyisini size haber vereyim mi?Sakınıp korunanlar için, Rableri katında, altlarından nehirler akan, içinde sürekli kalacakları cennetler, tertemiz eşler ve Allah’tan bir hoşnutluk olacaktır. Allah, kulları en iyi biçimde görmektedir.”

En'am Suresi 127 Rableri katındaki huzur ve esenlik yurdu onlarındır. İşler oldukları ameller yüzünden O, onların Velî'si oluvermiştir.

A'raf Suresi 206 Rabbinin katında olanlar, büyüklük taslayıp O'na kulluktan yüz çevirmezler; O'nu tespih ederler ve yalnız O'na secde ederler.



Cennet ve cehennem şimdiden varlar ve bazı istisna insanlar kıyamet beklenmeden orada bedenen yaratılarak ceza veya mükafatlarını yaşamaya başlamışlardır(bilindiği üzere diğer insanlar diriliş ve hesap için kıyameti bekleyecekler) Örnek vermek gerekirse:

-Sakın Allah yolunda öldürülenleri ölmüşler sanmayın! Aksine onlar hep hayattadırlar, Rablerinin katında rızıklandırılırlar.


-Allah'ın kendilerine lütfundan verdiği mutlulukla sevinç duyarlar ve arkalarından şehit olarak kendilerine katılmamış olan mücahitler hakkında: "Onlara hiçbir korku yok ve onlar üzüntü de duymayacaklardır." müjdesinde bulunurlar. (Ali imran suresi 169-170)


Bu ayetlere göre;

1- Diğer vefat etmiş insanlar gerçekten ölü iken(dirilmeyi beklerken), şehitler onlardan farklı olarak canlıdırlar .

2- Rabbin katında(ahiret evreninde) nimetler içinde yaşıyorlar

3- Cennette konuşurlarken hala dünyada olan ve/veya öldükten sonra henüz diriltilmemiş insanlar hakkında müjde veriyorlar (sonra onlar da cennete katılacaklar anlamında sözler söylüyorlar)

Yalnız burada dikkat edilmesi gereken nokta, şu an cennette(Rabbin Katı'nda) bulunan insanlar da bizim gibi bedenli, yani maddi olarak canlılar. Zaten Kuran'a göre ruhlar alemi, ruhsal yaşam diye birşey yoktur. Ahiret yaşamı da bedenendir. Hatta melekler ve cinler de dahil olmak üzere tüm yaratılmışlar maddidir zaten(örneğin biz topraktan yaratıldıysak, cinler de ateşten yaratılmışlardır) Bu konuyla ilgili olarak yine benim "İslam'da canlıların ruhu-hayaleti yoktur" başlıklı yazımı okuyabilirsiniz.


ZARİYAT
22. Sizin, rızkınız da göktedir, tehdit edildiğiniz şey de.

HADİD
21. Rabbinizden bir bağışlanmaya ve genişliği gökler ve yer kadar olan bir cennete koşun. ALLAH'a ve elçisine inananlar için hazırlanmıştır. Bu, ALLAH'ın dilediğine ve/veya dileyene verdiği lütfudur. ALLAH Büyük Lütuf sahibidir.

Cennetin genişliği gökler ve yer kadar denilmekte. Yani başka bir deyişle bizim kainatımız kadar büyük olduğuna işaret edilmekte cennetin. Bu da sonsuzluk yurdunun, kendi fizik yasalarına sahip başlı başına bir evren olduğunun kanıtlarındandır yine. Yani söz konusu olan yer bir bahçe veya kent büyüklüğünde değil, gezegenleri ve gökleriyle içinde yaşadığımız alem kadar devasa bir boyutta.

Kısacası, "Rabbin Katı" yine Allah'ın yoktan var ettiği bir mekanın adıdır. Sonsuzluk yurdu o evrendedir, şimdiden sakinleri vardır ve diğerlerini beklemektedir.

Selam ve sevgiler.

 

http://emre1974tr.blogspot.com.tr/2011/07/zaman-zamanszlk-ve-rabbin-kat.html

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 1 month later...
  • İleti 67
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

 

Nasıl ki Rabbimiz mekansız olduğundan, kainatın dışındadır, evrenimizde yolculuk etmez ama dışarıdan yönetici olarak her mekan noktasında ve iş-oluştadır biliyoruz; işte yine aynı şekilde zamansız olan Rabbimiz, yine varlık olarak zamanın dışındadır ama yönetici-gözlemci olarak her zaman noktasında vardır.

Kainatın dışında olmak mekansız olmak mı oluyor?

Yöneticilik yapan bu rabbin nereye el atmış en son?

Yazdıklarınızın kendi içinde çelişip çelişmediğini bile idrak edemiyorken buraya gelip saçma sapan laflar ederek cehaletinizi gösteriyorsunuz sadece.

Link to post
Sitelerde Paylaş

 

On 11.08.2017 at 12:52, skeptikal said:

Mekanı yok, zamanı yok. Sen şuna kısaca yok desene. Yoktan var olmayı mantıksız bulanların böyle absürd şeyleri kabul etmesi de ayrı bir çelişki.

Mekân ve zaman... Bunlardan önce yokluk mu vardı? Bu kadar varlık, yokluktan kendi kendine mi ortaya çıkıverdi?

Link to post
Sitelerde Paylaş
 

 

Mekân ve zaman... Bunlardan önce yokluk mu vardı? Bu kadar varlık, yokluktan kendi kendine mi ortaya çıkıverdi?

Evet. Sezgilerine uymayabilir, mantıksız gelebilir. Ama bilim bunu gösteriyor. Tanrıyı gösteriyor mu? Hayır. Benim anlatmaya çalıştığım şey, konu varlığın başlangıcı olduğu zaman nasıl akıl yürütürsek yürütelim, bütün sonuçlar absürd çıkıyor. Bir şey yoktan nasıl var olabilir? Akıl almıyor. Ama yoktan var olmadıysa, başlangıcı olmayan bir şey nasıl var olabilir? Bunu da akıl almıyor. Biri diğerinden daha mantıklı değil. Ama teistler akıllarının almadığı tanrıyı kabul edebilirken akıllarının almadığı yoktan var olma mekanizmasını kabul etmiyor, bu da onların çelişkisi. O zaman senin fikrin de akıl dışı sen niye tanrıyı kabul etmiyorsun dersen yokluğunun kanıtı olduğu için.

Link to post
Sitelerde Paylaş
 

Tanrı sadece Kur'an'ın iddiası mıdır? Kur'an'ı hiç görmemiş birisi Tanrı'ya inanmaz mı?

 

İnansa bile kuran'ın tanrı için belirlediği özelliklere inanmaz. zaten evreni ve insanı planlayan birileri olsa bile, bunun tanrı olması için hiçbir gereklilik yok.

Sonsuz güçte, ölümsüz ve tek olan... aynı zamanda milyonlarca yıl sonra işkence ile adaleti sağlayacağını iddia eden ve insanları kölesi yapmak için yaratmış olan bir tanrı, sadece ilkel inançlarda olabilir.       

 

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sevgili skeptikal, 

7 hours ago, skeptikal said:

Ama bilim bunu gösteriyor

Bilim hiç bir şekilde Tanrı'nın yokluğuyla varlığıyla uğraşmaz.

 

Yokluk derken, insan aklının kavrayabildiği kadarıyla isimlendirdiği bir şey olarak hayal etmek lazım, yokluğun üstünde de bir süper akıl neden olmasın?Var mı bir delilin?

Üstelik, hangi şeyi geriye götürürsen götür,en başta yokluktan varolmak var!

Kendi kendine mi?!

Link to post
Sitelerde Paylaş
7 hours ago, Mindsurfer said:

 

İnansa bile kuran'ın tanrı için belirlediği özelliklere inanmaz. zaten evreni ve insanı planlayan birileri olsa bile, bunun tanrı olması için hiçbir gereklilik yok.

Sonsuz güçte, ölümsüz ve tek olan... aynı zamanda milyonlarca yıl sonra işkence ile adaleti sağlayacağını iddia eden ve insanları kölesi yapmak için yaratmış olan bir tanrı, sadece ilkel inançlarda olabilir.       

 

Birinci paragraftan anladığım kadarıyla, sen ''Tanrı yoktur'' demiyorsun,sadece o planlayıcıya Tanrı demiyorsun.

İşkence-kölelik falan filan... Nerden çıkartıyorsunuz bunları?!

Link to post
Sitelerde Paylaş
On 11.08.2017 at 12:17, mmmrkl said:

Zamandan-mekandan bağımsız olması, Kâinat'ın kanunlarının dışında olduğunu göstermez mi?

 

Zamandan mekandan bağımsız olmak nedir, ne demektir? Böylesine afaki bir cümle herşeyi hallediyor mu sizin kafanızda. Aklınıza yazık vallahi.

Ayrıca kitabınıza göre durum böyle değil. Tanrı katındaki zaman ölçeklenmiş.

 

Her şeyi bir yana bırakalım ki, bu tanım/yaklaşım tanrıyı insan aklının erimi, erişimi dışına çıkarır.

 İnsan aklının erişimi dışındaki bir şeyle ilgili olarak o insanı ne sorumlu tutabilir, ne de hesap sorabilirsiniz..

Tanrıya neden inanmadığına şaşıramazsınız dahi. Az önce insan aklının dışına çıkardınız çünkü.

 

Tanrınızı bilimin insan aklı ve rasyonalitenin kıskacından kurtaracam diye aslen yok etmektesiniz.

 

1 hour ago, mmmrkl said:

Sevgili skeptikal, 

Bilim hiç bir şekilde Tanrı'nın yokluğuyla varlığıyla uğraşmaz.

 

Yokluk derken, insan aklının kavrayabildiği kadarıyla isimlendirdiği bir şey olarak hayal etmek lazım, yokluğun üstünde de bir süper akıl neden olmasın?Var mı bir delilin?

Üstelik, hangi şeyi geriye götürürsen götür,en başta yokluktan varolmak var!

Kendi kendine mi?!

 

Occam'ın usturası vardır, bilir misiniz? Hem ezeli hem de sonsuz akla/kudrete sahip olması mı, yoksa sadece ezeli olması mı?

Ayrıca yokluk bir insansı bir yanılsama sadece. Mantıksal bir zorunluluk değil. Başlangıcın olması da bir gereklilik ya da zorunluluk değil.

Yani en başta yokluktan varolmak diye bir ön kabul yok. Sadece bir yanılsama var.

 

1 hour ago, mmmrkl said:

İşkence-kölelik falan filan... Nerden çıkartıyorsunuz bunları?!

 

Şuradan olabilir mi mesela, ne dersiniz :)

 

NİSÂ-56: Ayetlerimize küfredenleri şüphesiz ateşe sokacağız. Derileri yanıp döküldükçe, azabı tatmaları için onları başka derilerle değiştireceğiz. Gerçekten, Tanrı güçlü ve üstün olandır, hüküm ve hikmet sahibidir.

tarihinde teflon tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

islam edebiyatı içinde zamansızlık ve mekansızlığın ne zaman kullanılmaya başlandığını merak ediyorum. 

 

uzay-zaman konusu ortaya atılıncaya kadar, hiçbir müslümanın tanrısını zamandan ve uzaydan ayrı tutmaya çalışmadığını sanıyorum.

Büyük olasılıkla, uyduruk tanrılarının hayatın gerçeklerine uymadığı her durumda olduğu gibi, uzay-zaman konusu anlaşılınca tanrılarını gerçeklerden kaçırmak uğruna söylemlerini değiştirmeye başlamışlardır.

 

aslında dinler tarihini vb araştırırken, keşke birileri bu söylem değişikliklerinin ne zaman ortaya çıktığını da araştırabilse.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sayın arkadaşlar,

19 hours ago, teflon said:

Zamandan mekandan bağımsız olmak nedir, ne demektir? Böylesine afaki bir cümle herşeyi hallediyor mu sizin kafanızda. Aklınıza yazık vallahi.

Ayrıca kitabınıza göre durum böyle değil. Tanrı katındaki zaman ölçeklenmiş.

Zaman ve mekândan bağımsız derken, insanla aynı ortamda değerlendilemeyeceği, insanoğlunda olan gücün çok üstünde olduğu kastediliyor.

Bin yıl, ellibin yıl...gibi ifadeler de Tanrı katındaki ölçekleme değil, insanlar seviyesinde bir anlaşılabilirlik olsa gerek.

 

20 hours ago, teflon said:

Her şeyi bir yana bırakalım ki, bu tanım/yaklaşım tanrıyı insan aklının erimi, erişimi dışına çıkarır.

 İnsan aklının erişimi dışındaki bir şeyle ilgili olarak o insanı ne sorumlu tutabilir, ne de hesap sorabilirsiniz..

Tanrıya neden inanmadığına şaşıramazsınız dahi. Az önce insan aklının dışına çıkardınız çünkü.

 

Vahiy sayesinde, Tanrı kendisini insanlara tanıtmıyor mu?

 

20 hours ago, teflon said:

Tanrınızı bilimin insan aklı ve rasyonalitenin kıskacından kurtaracam diye aslen yok etmektesiniz.

 

Bilimin ulaştığı herbir bilinmezlik, Yaratıcı'nın bir âyetini ortaya çıkmasıdır; niçin Tanrı'yı yoketmek olsun?!

 

20 hours ago, teflon said:

Occam'ın usturası vardır, bilir misiniz? Hem ezeli hem de sonsuz akla/kudrete sahip olması mı, yoksa sadece ezeli olması mı?

Ayrıca yokluk bir insansı bir yanılsama sadece. Mantıksal bir zorunluluk değil. Başlangıcın olması da bir gereklilik ya da zorunluluk değil.

Yani en başta yokluktan varolmak diye bir ön kabul yok. Sadece bir yanılsama var

Doğru; yokluk bir insansı bir yanılsama sadece, bence yokluktan önce Tanrı vardı, sence varlık hep var mıydı?!

 

20 hours ago, teflon said:

Şuradan olabilir mi mesela, ne dersiniz :)

 

NİSÂ-56: Ayetlerimize küfredenleri şüphesiz ateşe sokacağız. Derileri yanıp döküldükçe, azabı tatmaları için onları başka derilerle değiştireceğiz. Gerçekten, Tanrı güçlü ve üstün olandır, hüküm ve hikmet sahibidir.

Küfredenler derken, saldırganlara bir hitap olsa gerek, çünkü İslâm'da saldırmayana saldırlmaz, fikirleri başka diye.

Link to post
Sitelerde Paylaş
 








112 - İhlas Suresi

3. Ne doğurmuştur O, ne doğurulmuştur!

4. Hiç kimse onun dengi ve benzeri olmamıştır, olamaz!













Hac Suresi 47 Senden aceleyle azabı istiyorlar: Allah, vaadine asla ters düşmez. Şu da bir gerçek ki Rabbinin katındaki bir gün, sizin saymakta olduğunuzun bin yılı gibidir.







 Allah yolunda öldürülenleri ölmüşler sanmayın! Aksine onlar hep hayattadırlar,






ZARİYAT
22. Sizin, rızkınız da göktedir, tehdit edildiğiniz şey de.


Cennetin genişliği gökler ve yer kadar

 

 

Okadar yazmışın hangisine cevap veelim yahu senin allahın neden bu kadar övünüyor götü boklu insan havan yartış sayalım bu kadar övünmenin sebebi ne sakat yartıklarınıda saymıyorum otomotiye bağlamış kendisi 8 melekle even turuna çıkmış.ALHINIDA doğuran vardır hiç birşey kendi kendine olamaz iyneyi masayı kim yapmış bi,r ustası vardır müslümanca cevap veyim dedim. muhmmed atmış allah yolunda ölenler ölmezmiş muhmmed alsın bu şehitleri girsin orata doğuyu düzltsin madem ölmediler. rızık gökten geliyormuş muhmmed ne bilsin petrolin aştının yerden çıktığını.cennetin genişliyi gökler yerler kadar diyor senin allahın sen gelmiş Allahının ayetini düzeltmeye kalkıyorsun sen bir kafirsin. ayet ortada göremiyen  okumayan varmı?

Link to post
Sitelerde Paylaş
 

Sevgili skeptikal, 

Bilim hiç bir şekilde Tanrı'nın yokluğuyla varlığıyla uğraşmaz.

 

Yokluk derken, insan aklının kavrayabildiği kadarıyla isimlendirdiği bir şey olarak hayal etmek lazım, yokluğun üstünde de bir süper akıl neden olmasın?Var mı bir delilin?

Üstelik, hangi şeyi geriye götürürsen götür,en başta yokluktan varolmak var!

Kendi kendine mi?!

Heisenberg belirsizlik ilkesi çok küçük zaman dilimleri içinde enerjinin yoktan var olabileceğini gösteriyor. Yani evet kendi kendine. Her şeyin bir sebebi olması gerekmiyor ki. Tanrının kendisini ortaya çıkaran bir sebep olmadan var olabileceğine inanıyorsunuz, evren için neden aynı şeye inanmıyorsunuz?

Yoktan var olmak mümkün değildir çünkü yoktan var olan bir şey gözlemlemedik diyorsunuz.

Fakat aynı mantığa göre yaratıcının bir şey ortaya çıkardığını da gözlemlemedik, öyleyse o da doğru olmamalı?

Straw man yaptıysam kusura bakma genel görüşü eleştiriyorum.

Süper aklın mantıklı olmamasından ziyade varsa bile teizmin "tanrı" anlayışı olamayacağına dair delil var. Tanrının tanımındaki özellikler çelişki gösterdiği için. Bu biraz da tanrıyı nasıl tanımladığınıza bağlı ama dinlerdeki tanımını göz önünde bulundurursak evet var olması mümkün değil, en azından çelişkileri açıklanana kadar.

Tanrı zamansızdır diyorsunuz. Zamansız bir varlık için değişim yoktur. Değişim varsa zaman da vardır. Düşünmek, farkındalık, dileme, hepsi bir eylemdir. Eylemler değişim gerektirir, dolayısıyla zaman da gerektirir. Zamansız bir varlık değişmeyen bir statükoda bulunacağına göre nasıl eylemde bulunabilir? Bunu eleştiriyordum en başta, yoktan var olmaya mantıksız derken Tanrı'yı çelişkilere boğacak özellikler atfediyor teistler.

Link to post
Sitelerde Paylaş
19 hours ago, skeptikal said:

Heisenberg belirsizlik ilkesi çok küçük zaman dilimleri içinde enerjinin yoktan var olabileceğini gösteriyor. Yani evet kendi kendine. Her şeyin bir sebebi olması gerekmiyor ki. Tanrının kendisini ortaya çıkaran bir sebep olmadan var olabileceğine inanıyorsunuz, evren için neden aynı şeye inanmıyorsunuz?

Yoktan var olmak mümkün değildir çünkü yoktan var olan bir şey gözlemlemedik diyorsunuz.

Fakat aynı mantığa göre yaratıcının bir şey ortaya çıkardığını da gözlemlemedik, öyleyse o da doğru olmamalı?

Straw man yaptıysam kusura bakma genel görüşü eleştiriyorum.

Süper aklın mantıklı olmamasından ziyade varsa bile teizmin "tanrı" anlayışı olamayacağına dair delil var. Tanrının tanımındaki özellikler çelişki gösterdiği için. Bu biraz da tanrıyı nasıl tanımladığınıza bağlı ama dinlerdeki tanımını göz önünde bulundurursak evet var olması mümkün değil, en azından çelişkileri açıklanana kadar.

Tanrı zamansızdır diyorsunuz. Zamansız bir varlık için değişim yoktur. Değişim varsa zaman da vardır. Düşünmek, farkındalık, dileme, hepsi bir eylemdir. Eylemler değişim gerektirir, dolayısıyla zaman da gerektirir. Zamansız bir varlık değişmeyen bir statükoda bulunacağına göre nasıl eylemde bulunabilir? Bunu eleştiriyordum en başta, yoktan var olmaya mantıksız derken Tanrı'yı çelişkilere boğacak özellikler atfediyor teistler.

Sevgili skeptikal,

Bu yazdıkların hep evren dahilinde bulunan ve evrenin işleyiş yasalarına tâbi olan bir tanrı düşünmenden kaynaklanıyor, klasik fizik kuralları da, kuantum fizik kuralları da(ya da belirsizlikleri de)bir kanun koyucuyu gösteriyor.

 

Sanki şu âyette olduğu gibi:

 

''O yarattı, düzene koydu, takdir etti de,doğru yolu gösterdi. (Alâ suresi 2)

 

Dinler dememek lazım, çünkü birtek din var; diğerleri hep insan elinin karıştığı, insanın bozduğu,aslını yitirmiş din.

Link to post
Sitelerde Paylaş
 

Bunlar Allah'ın insanlara öğütlediği bir dua olamaz mı?! Bunda şaşılacak ne var ki!

Alay, aciz insanlara yakışır, çok ayıp.

 

apaçık bir kitaptan iki farklı görüş çıkıyor. bunlardan biri olan sizinki de

olamaz mı? gibi bir olasılık içeriyor. yani siz de emin değilsiniz apaçık kitapta allahın ne demeye çalıştığından.

 

sizce de bir sıkıntı yok mu burada? kitap apaçıksa, burada ne demeye çalıştığını, kimin konuştuğunu açık biçimde biliyor olmanız gerekmez mi?

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...