Jump to content

Zaman-zamansızlık ve Rabbin Katı


Recommended Posts

Just now, Mindsurfer said:

"Rabbimiz" "Allahın kulları" gibi kelimeler bile köleliği ifade eder. yarattıklarının kendisine kölelik yapmasına muhtaç bir tanrı !!?

Bence hiç öyle bir anlam çıkmaz, kasden çarpıtıyorsun.

 

Just now, Mindsurfer said:

"Köleleriniz sizinle nasıl eşit olamıyorsa, ben de eşit olamam" gibi örneklemeler yapacak kadar, cahil cühela bir tanrı bozuntusunun evreni yarattığını iddia etmek, tüm evrene ve insanlığa hakarettir.

Hayır,  sadece  insanlara anlama kolaylığı olsun diye misal getiriyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 67
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Just now, güven said:

En basitinden kuranın allahı ne diyor. bence  köleliye girme islamda kölelik tescilidir.

MdR7Oc.jpg

Sevgili güven,

'kölelik'in çağrıştırdığı başka, 'Allah'a kulluk' çok başka, âyetin manasını kasden çarrpıtmışlar.

 

Alttaki hadise gelince, araştır, doğru olmadığını bulursun. Hadislerin çoğu güveniilmezdir; delil olarak kabul edilemez.

Link to post
Sitelerde Paylaş
 

Soru aynı, dolayısıyla cevap ta aynı olur.

teflon gerekli itirazı yapmış aslında, ben de aynısını yazacaktım. sizin çelişkiyi açıklamıyorsunuz gördüğüm kadarıyla, "aklın almaz" diyip geçiştiriyorsunuz. peki aklınızın almadığı yaratıcıya inanabiliyorsanız, aynı şekilde size saçma gelen yoktan var olma fikrine neden inanmıyorsunuz? birinin mantıklı öbürünün mantıksız olduğunu iddia etmek çelişki olur. "üç kenarlı çember olabilir, onu sizin aklınız almaz. ama hiç yoktan bir şey var olur mu yav" demeye benziyor sizinki. halbuki "yoktan bir şey varolmaz" fikri tümevarımdır, yanlışlanamaz değildir. oysa tanımında çelişki barındıran şeyler, "evli bekâr" gibi, imkansızdır.

"allahın varlığına akılla değil sezgilerle ulaşılır" yazmışsınız. benim sezgilerim bana merhametli olduğu iddia edilip kendisine inanmayanları sonsuza kadar yakan varlığın saçma olduğunu söylüyor, o ne olacak? şimdi allah bana bu sezgileri ona ulaşayım diye vermişse, suçlu ben miyim? benim vicdanım böyle saçma bir şey için insanlara sonsuz işkence eden bir varlığın iyi olamayacağını söylüyor. sezgilerim allahın yokluğuna işaret ediyor, mantığım zaten alâ.

İnanmamak kötü, niçin? Bunca olağanüstülüğe, bunca âyet, işarete rağmen, hâlâ üstün bir gücü kabul etmemek,edememek kötü olsa gerek.

Kötü olacaksa bile sonsuza kadar yakacak kadar kötü mü? Böyle bir varlığa tapmaya haysiyetiniz izin veriyor mu gerçekten?

Bütün evreni bir kitap olarak düşünüp yorumluyorum öncelikle, tıpkı Kur'an'ın istediği gibi.

Sana bir âyet yazayım, yani kopyalıyayım Diyanet'ten:

 

Yahut (inkârcıların küfür içindeki hâlleri) derin bir denizdeki karanlıklar gibidir. (Bir deniz ki) onu dalga üstüne dalga kaplıyor, üstünde de bulutlar var. Karanlıklar üstüne karanlıklar. İnsan, elini çıkarsa neredeyse onu bile göremez. Kime Allah nur vermezse, onun için nur diye bir şey yoktur. (Nur 40)

 

O günkü insanlar derin denizlerdeki karanlığı nereden bilecekler? Çok ilginç;belki de hayatında(bırak derin denizi!) bir deniz bile görmemiş insanların döneminde varolan Kur'an'da geçiyor bu!

Belli ki siz bayat mucize iddialarına kanmışsınız. dinsizdeistin bloguna göz atmanızı öneririm. http://dinsizdeist.blogspot.com.tr

Ben iki buçuk metre dalsam ışık baya azalıyor. Haliyle mal değilsem tabiki de denizlerin dibinin karanlık olduğunu akıl edebilirim. Bundan mı mucize çıkarıyorsunuz gerçekten? Sezgileriniz sizi mantıksız, zoraki açıklamalara götürüyor. Mantığınıza sarılın. Ayrıca denizi bilmiyor falan değiller, kuranda denizle ilgili, mucize falan olmayan bir sürü ayet denizle haşır neşir olmasalar bile denizlere dair duyumlar aldıklarını gösteriyor.

Kaldı ki kuranda net bilimsel hatalar vardır. Yıldızların kaydığı sanılır. Göğün dünyadan sonra düzenlendiği sanılır. Bunları görmemişsiniz belli ki. Bariz bilimsel hataları göz önünde bulundurunca mucize iddilarına ateistlerin verdiği cevaplar doğru oluyor otomatik olarak.

Link to post
Sitelerde Paylaş
 

Sevgili güven,

'kölelik'in çağrıştırdığı başka, 'Allah'a kulluk' çok başka, âyetin manasını kasden çarrpıtmışlar.

 

Alttaki hadise gelince, araştır, doğru olmadığını bulursun. Hadislerin çoğu güveniilmezdir; delil olarak kabul edilemez.

 KİMİN NE DERDİ VAR AYETİ KASTEN ÇARPISIN. Bir ayeti islam alami oturupta ahanda ayet anlamı budur diyemiyorlar herkes  farklı yormluynlarda çarpıtanda müslümanladır. kurda kölelik yok demek kurana küfür etmektir. hadise  sende bak. hadis muhmmedin veda hutbesi.


  peygmberin hutbesi
bir soy iddia eden soysuz, yahut efendisinden başkasına intisaba kalkan nankör, Allah'ın gazabına, meleklerin lanetine ve bütün müslümanların ilencine uğrasın!

Link to post
Sitelerde Paylaş

 

 KİMİN NE DERDİ VAR AYETİ KASTEN ÇARPISIN. 

Çünkü inanmamak için âyetlere binbir takla attıranlar var.

 

Bir ayeti islam alami oturupta ahanda ayet anlamı budur diyemiyorlar herkes  farklı yormluynlarda çarpıtanda müslümanladır.

Dünya üzerindeki insan sayısı kadar yorum olsa bile normal, bir o kadar da beyin var çünkü, az çok farklı yorum oluyor, herkes aynı düşünsün mü bekliyorsun?

 

Hadise gelince;

bir soy iddia eden soysuz, yahut efendisinden başkasına intisaba kalkan nankör, Allah'ın gazabına, meleklerin lanetine ve bütün müslümanların ilencine uğrasın!

evet hz. Muhammed'in sözüdür, haklısın; fakat bu, İslam olana  değil, hâlâ cahiliye âdetini sürdürmek isteyenlere hitaptır; biliyorsunki İslam'ı kabul edenler kadar etmeyenler de vardı(r).

 

İslâm köleliği  kabul etmez.

 

tarihinde mmmrkl tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
 

 

 KİMİN NE DERDİ VAR AYETİ KASTEN ÇARPISIN. 

Çünkü inanmamak için âyetlere binbir takla attıranlar var.

 

Bir ayeti islam alami oturupta ahanda ayet anlamı budur diyemiyorlar herkes  farklı yormluynlarda çarpıtanda müslümanladır.

Dünya üzerindeki insan sayısı kadar yorum olsa bile normal, bir o kadar da beyin var çünkü, az çok farklı yorum oluyor, herkes aynı düşünsün mü bekliyorsun?

 

Hadise gelince;

bir soy iddia eden soysuz, yahut efendisinden başkasına intisaba kalkan nankör, Allah'ın gazabına, meleklerin lanetine ve bütün müslümanların ilencine uğrasın!

evet hz. Muhammed'in sözüdür, haklısın; fakat bu, İslam olana  değil, hâlâ cahiliye âdetini sürdürmek isteyenlere hitaptır; biliyorsunki İslam'ı kabul edenler kadar etmeyenler de vardı(r).

 

İslâm köleliği  kabul etmez.

 

 

hayallerde yaşıyorsunuz. islamın kölelik ile en ufak bir derdi yoktur. çünkü islam köleci arapların dinidir.

 

diğer yandan: dünyada matematik üzerine tartışan kimseyi bulamazsınız, on milyarlarca beyin gelmiş geçmiş olsa da. çünkü matematik, herkes tarafından, son derece basit kurallar ile iyi tanımlanmış bir protokol üzerinden yürür. kimse tartışmaz. 

 

bir tanrı uydurmuşsunuz. bu tanrı, evrende iyi işleyen her şeyin yaratıcısı diyorsunuz. ama aynı tanrı, herkes tarafından aynı şekilde anlaşılan bir tanecik cümle bile edemiyor?!

 

bakın:

- tanrınız, matematiği yaratmış ve kimse matematik üzerine tartışmıyor; herkes aynı şekilde anlıyor.

- tanrınız, kuranı yazmış ve kimse bir şey anlamıyor; herkes kafasına göre yorumluyor.

 

bu apaçık bir göstergedir ki: bunlardan en az birisi, tanrınız tarafından yaratılmamış. bu durumda:

- eğer matematik, tanrınız tarafından yaratılmamışsa: kendiliğinden ve son derece tutarlı biçimde varolabilen bir evren var demektir. bu durumda kuranın tüm iddiaları, tanrınızın varlığı da dahil olmak üzere, çöptür

- eğer kuran tanrınız tarafından yaratılmamışsa: inancınızın tamamı, tanrınız da dahil olmak üzere, uydurmadır. çünkü tanrı inancınızın kaynağı kitabınızdır ve kitabınızı yazanlar insanlardır

 

her iki durumda da, tanrı inancınızın uydurma olduğu görülüyor

Link to post
Sitelerde Paylaş
 

 

 KİMİN NE DERDİ VAR AYETİ KASTEN ÇARPISIN. 

Çünkü inanmamak için âyetlere binbir takla attıranlar var.

 

Bir ayeti islam alami oturupta ahanda ayet anlamı budur diyemiyorlar herkes  farklı yormluynlarda çarpıtanda müslümanladır.

Dünya üzerindeki insan sayısı kadar yorum olsa bile normal, bir o kadar da beyin var çünkü, az çok farklı yorum oluyor, herkes aynı düşünsün mü bekliyorsun?

 

Hadise gelince;

bir soy iddia eden soysuz, yahut efendisinden başkasına intisaba kalkan nankör, Allah'ın gazabına, meleklerin lanetine ve bütün müslümanların ilencine uğrasın!

evet hz. Muhammed'in sözüdür, haklısın; fakat bu, İslam olana  değil, hâlâ cahiliye âdetini sürdürmek isteyenlere hitaptır; biliyorsunki İslam'ı kabul edenler kadar etmeyenler de vardı(r).

 

İslâm köleliği  kabul etmez.

 

Tanrınızın bir kitabı okutamıycak kadar aczmi demek istiyorsun yav tanrının neden herkes anlamıyor farklı yoular çıkıyor hani kuran herşeyi ap açık hiç hatasız kuranda anlatmış diyor bu allahınızı inkar demektir.islamda o kadar beyin yok kusura bakma eyer kurana inanıyorsan kurnda düşünmek bile yasak sadece inanma var o kadar beyin olsada düşünemz sorgulayamz sorgularsan dinden çıkarsın. sen kuranı okuduysan bunları bilmen lazım.gelelim hadise beni resim yüklmek zorunda bırakıyorsun ne alaksı var cahiliye döneminde turmuşunuz cahiliye dönemi örnek cahiliye döneminde oğluğunun karısını yatağa atana yüzüne bile bakmazlardı zaten olcak şeyde deyil demek neymiş cahiliye dönemi islamdan önce daha ahlaklıydı. müslümanın işi ne hep yalan konuşmak çamur atmak yok kızları diri diri gömüyorlardı öyle olsaydı 3-4 evlenin diyebilrmiydi muhmmed kensininde bir düzüne karısı olurmuydu islamın şartı beş diyorsunuz külüyen yalan 6 cısı iftira atmak ve yalan konuşmaktır. şimdi arşivlerim kayboldu resim yüklemek istemiyordum mecburen yüklüyücem yalanınızı göstermek için. islamda zaten süslü püslü şeylere muhmmedin arap putunu jipen resimlerde göstermeyi çok sever bendi  sizleri mutlu etmek için asıyorum bu resmi. bakalım cahiliye döneminemi hitap ediyor. cahiliye dönemine hitap ediyorsa onların peygamberidir size ne tabi şakayla karışık  sizin iddalarınaza cevaptır yazdığım son yazdıklarım.W807VV.png

Link to post
Sitelerde Paylaş
Just now, bir_akil_insan said:

hayallerde yaşıyorsunuz. islamın kölelik ile en ufak bir derdi yoktur. çünkü islam köleci arapların dinidir.

Zanda bulunuyor, laf salatası yapıyorsun hep. Bak sana bir ayet yazayım:

 

Savaşta) inkâr edenlerle karşılaştığınız zaman boyunlarını vurun. Nihayet onları çökertip etkisiz hale getirdiğinizde bağı sıkı bağlayın (sağ kalanlarını esir alın). Artık bundan sonra (esirleri) ya karşılıksız ya da fidye karşılığı salıverin. Savaş sona erinceye kadar hüküm budur...(Muhammed 4)

 

Bu âyet'e göre, savaşta esir almak yasaklanıyor ve köleliğiin kaynağı kurutuluyor.

 

19 minutes ago, bir_akil_insan said:

 

diğer yandan: dünyada matematik üzerine tartışan kimseyi bulamazsınız, on milyarlarca beyin gelmiş geçmiş olsa da. çünkü matematik, herkes tarafından, son derece basit kurallar ile iyi tanımlanmış bir protokol üzerinden yürür. kimse tartışmaz. 

Buna bir itiiraz yok ki! Niçin yazdın anlamadım.

 

27 minutes ago, bir_akil_insan said:

bir tanrı uydurmuşsunuz. bu tanrı, evrende iyi işleyen her şeyin yaratıcısı diyorsunuz. ama aynı tanrı, herkes tarafından aynı şekilde anlaşılan bir tanecik cümle bile edemiyor?!

Bu senın zannın, hakikattan birşey ifade etmez;

1400 yıllık bir Kitap, dil farklı,coğrrafya farklı, kültür farklı....dün yazılmış roman değilki!

 

22 hours ago, bir_akil_insan said:

kendiliğinden ve son derece tutarlı biçimde varolabilen bir evren var demektir.

İşte mantıksız olan bu! Madde böylesine tutarlı, akıllı olabilir mi?!

Link to post
Sitelerde Paylaş
 

Zanda bulunuyor, laf salatası yapıyorsun hep. Bak sana bir ayet yazayım:

 

Savaşta) inkâr edenlerle karşılaştığınız zaman boyunlarını vurun. Nihayet onları çökertip etkisiz hale getirdiğinizde bağı sıkı bağlayın (sağ kalanlarını esir alın). Artık bundan sonra (esirleri) ya karşılıksız ya da fidye karşılığı salıverin. Savaş sona erinceye kadar hüküm budur...(Muhammed 4)

 

 

Ne merhamtli allahınız varmış boyunlarını vurun diyor bu gün ışide aynısını yapıyor. sağ kalanları esir alın diyor sen esirlik burda birmiş diyorsun ne güzel dinmiş bu. bu kadar vahşi bir din yok. bir güzel ayetde ben asayım tam oldun.

 

Maide/33. Allah ve O'nun Resûl'ü ile harp edenlerin ve yeryüzünde fesat ve bozgunculuk çıkarmaya çalışanların cezası, ancak öldürülmeleri veya çarmıha gerilmeleri ya da ellerinin ve ayaklarının çapraz kesilmesi veya bulundukları yerden sürülmeleridir. Bu onların dünyadaki rezilliğidir. Ve ahirette ise, onlara “büyük azap” vardır.

Link to post
Sitelerde Paylaş
On 23.08.2017 at 02:56, skeptikal said:

eflon gerekli itirazı yapmış aslında, ben de aynısını yazacaktım. sizin çelişkiyi açıklamıyorsunuz gördüğüm kadarıyla, "aklın almaz" diyip geçiştiriyorsunuz. peki aklınızın almadığı yaratıcıya inanabiliyorsanız, aynı şekilde size saçma gelen yoktan var olma fikrine neden inanmıyorsunuz? birinin mantıklı öbürünün mantıksız olduğunu iddia etmek çelişki olur. "üç kenarlı çember olabilir, onu sizin aklınız almaz. ama hiç yoktan bir şey var olur mu yav" demeye benziyor sizinki. halbuki "yoktan bir şey varolmaz" fikri tümevarımdır, yanlışlanamaz değildir. oysa tanımında çelişki barındıran şeyler, "evli bekâr" gibi, imkansızdır.

'Yoktan birşey varolmaz' derken maddeyi kasdediyorum, Tanrı'yı değil!

 

On 23.08.2017 at 02:56, skeptikal said:

"allahın varlığına akılla değil sezgilerle ulaşılır" yazmışsınız. benim sezgilerim bana merhametli olduğu iddia edilip kendisine inanmayanları sonsuza kadar yakan varlığın saçma olduğunu söylüyor, o ne olacak? şimdi allah bana bu sezgileri ona ulaşayım diye vermişse, suçlu ben miyim? benim vicdanım böyle saçma bir şey için insanlara sonsuz işkence eden bir varlığın iyi olamayacağını söylüyor. sezgilerim allahın yokluğuna işaret ediyor, mantığım zaten alâ.

Bunun bence bir korkutma olduğunu yazmıştım sanırım.

 

On 23.08.2017 at 02:56, skeptikal said:

Belli ki siz bayat mucize iddialarına kanmışsınız. dinsizdeistin bloguna göz atmanızı öneririm. http://dinsizdeist.blogspot.com.tr

Tamam,göz atacağım.

 

On 23.08.2017 at 02:56, skeptikal said:

Ben iki buçuk metre dalsam ışık baya azalıyor. Haliyle mal değilsem tabiki de denizlerin dibinin karanlık olduğunu akıl edebilirim.

İki buçuk metre dalmakla, ikibin metre aşağının zifiri karanlık olduğunu bilemezsin; deniz dibiini, belgesellerde falan, gördüğün için aklın sana böyle söylüyor, görrmeyen kimse için bunu söyleyemeyiz, hele o günün Mekke insanı için.

 

On 23.08.2017 at 02:56, skeptikal said:

Kaldı ki kuranda net bilimsel hatalar vardır. Yıldızların kaydığı sanılır. Göğün dünyadan sonra düzenlendiği sanılır. Bunları görmemişsiniz belli ki. Bariz bilimsel hataları göz önünde bulundurunca mucize iddilarına ateistlerin verdiği cevaplar doğru oluyor otomatik olarak.

'Kayan yıldız' tabiri yok mu? Kayan meteor' mu desin? İbareler insanın anlayışına göre yazılmış.

Göğün dünyadan sonra düzenlendiği sanılır.'demişsin, Atmosfer Dünya'dan önce mi vardı?

 

tarihinde mmmrkl tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
19 hours ago, güven said:

anrınızın bir kitabı okutamıycak kadar aczmi demek istiyorsun yav tanrının neden herkes anlamıyor farklı yoular çıkıyor hani kuran herşeyi ap açık hiç hatasız kuranda anlatmış diyor bu allahınızı inkar demektir

Hayat sürekli değişir; 1400 yıl öncesinin hayat şartlarna göre yorumlanmalı, bugünün şartlarıyla dünü bile yorumlayamazsın, bu, çelişki olur.

 

19 hours ago, güven said:

eyer kurana inanıyorsan kurnda düşünmek bile yasak sadece inanma var o kadar beyin olsada düşünemz sorgulayamz sorgularsan dinden çıkarsın. sen kuranı okuduysan bunları bilmen lazım.

Aksine, Kur'an düşünmeyi,tefekkür etmeyi,tezekkür etmeyi tedebbür etmeyi, aklını kullanmayı... teşvik ediyor.

 

19 hours ago, güven said:

gelelim hadise beni resim yüklmek zorunda bırakıyorsun ne alaksı var cahiliye döneminde turmuşunuz cahiliye dönemi örnek cahiliye döneminde oğluğunun karısını yatağa atana yüzüne bile bakmazlardı zaten olcak şeyde deyil demek neymiş cahiliye dönemi islamdan önce daha ahlaklıydı. müslümanın işi ne hep yalan konuşmak çamur atmak yok kızları diri diri gömüyorlardı öyle olsaydı 3-4 evlenin diyebilrmiydi muhmmed kensininde bir düzüne karısı olurmuydu islamın şartı beş diyorsunuz külüyen yalan 6 cısı iftira atmak ve yalan konuşmaktır

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
 

'Yoktan birşey varolmaz' derken maddeyi kasdediyorum, Tanrı'yı değil!

Tanrı da "bir şey" değil midir?

Tanrı yoktan mı var olmuştur? Bu yazdığından bu sonuç çıkıyor.

 

 

Bunun bence bir korkutma olduğunu yazmıştım sanırım.

Yani evreni yaratan zat ruhani arayıştakilere güzel cevaplar vermek yerine "bana inanmazsanız yakarım haa" diye korkutmayı seçiyor ve siz buna inanıyorsunuz :D "yemeğini yemezsen çöpçü abiler seni götürür bak haa" :D freudun dediği gibi saçma bir "baba figürü" olmaktan ileri gitmiyor demek ki sizin tanrınız. Sadece kötüleri "korkutmayı" da seçebilirdi ama onun yerine inanmayanları korkutmayı seçmiş. Gerçi inanmamak çok kötü bir yaramazlık dimi. Yanarız haa.

Her şeyi bilmiyor muydu bu tanrı? Öyleyse bu tehditlerinin mantıklı insanları dinden uzaklaştıracağını bilebilirdi. Beni dinin masal olduğuna ikna etmeye yetiyor mesela. Yoksa bilmiyor muymuş her şeyi.

 

iki buçuk metre dalmakla, ikibin metre aşağının zifiri karanlık olduğunu bilemezsin; deniz dibiini, belgesellerde falan, gördüğün için aklın sana böyle söylüyor, görrmeyen kimse için bunu söyleyemeyiz, hele o günün Mekke insanı için.

1 metre dalınca yüzeye göre az aydınlık.

2 metre dalınca biraz kararıyor.

2.5 metrede daha da karanlık.

Burdan "denizlerin dibi karanlıktır" gibi bir sonuç çıkarmanın çok zor olduğunu mu sanıyorsun? Sen zor olan açıklamayı seçiyorsun. "Basit bir akıl yürütme yapılmış" yerine "bu bilgi tanrı olmadan bilinemez." İnsanların o dönemde akıl yürüterek bulabilecekleri şeyler mucize değildir. Sen sadece inanmak istiyorsun.

 

'Kayan yıldız' tabiri yok mu? Kayan meteor' mu desin? İbareler insanın anlayışına göre yazılmış.

Göğün dünyadan sonra düzenlendiği sanılır.'demişsin, Atmosfer Dünya'dan önce mi vardı?

 

Nedense bilimsel hatalara gelince hep "mecaz" ya da "tabir" ama mucizelere gelince öyle olmuyor :D

Göğün düzenlenmesinin sonra olması olayı Fussilet 11-12 de geçiyor ve "7 kat gök" yerden sonra düzenlenmiş.

Yedi kat göğün atmosfer olduğunu mu düşünüyorsun gerçekten?

Nuh 15: ‘Görmediniz mi, Allah yedi göğü tabaka tabaka nasıl yaratmıştır?’

Nuh 16: Onların içinde ayı bir nur kılmış, güneşi de bir çerağ yapmıştır.

Demek ki kurana göre ay ve güneş atmosferdeymiş

Dur tahmin edeyim, bu da mecaz. Ama denizin dibindeki karanlıklar mecaz değil, tabisii. :D 

tarihinde skeptikal tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
3 hours ago, güven said:

Ne merhamtli allahınız varmış boyunlarını vurun diyor bu gün ışide aynısını yapıyor. sağ kalanları esir alın diyor sen esirlik burda birmiş diyorsun ne güzel dinmiş bu. bu kadar vahşi bir din yok. bir güzel ayetde ben asayım tam oldun.

Sevgili kardeşim,

âyet'e ilave yaparak çarpıtmışsın, böyle düzenbazlığa tevessül etmek çok ayıp!

Âyet 'esirleri salıverin' diyor; sen ise 'sağ kalanlarını esir alın' diye uydurma bir ilave yapmışsın; sonra da dürüst olmaktan bahsediyorsun(uz).

Link to post
Sitelerde Paylaş
3 hours ago, güven said:

Maide/33. Allah ve O'nun Resûl'ü ile harp edenlerin ve yeryüzünde fesat ve bozgunculuk çıkarmaya çalışanların cezası, ancak öldürülmeleri veya çarmıha gerilmeleri ya da ellerinin ve ayaklarının çapraz kesilmesi veya bulundukları yerden sürülmeleridir. Bu onların dünyadaki rezilliğidir. Ve ahirette ise, onlara “büyük azap” vardır.

'Çarmııha gerlmeleri' yok orda uydurma yine!, âyet 'asılmaları' diyor.

Bu âyet bir önceki âyet'in devamııdır, Eski Ahit'te yazılı hükmü  ihbar  ediyor. Asıl Kur'an'ın hükmü ise bunun devamında şöyle anlaşılması gerekir:

Eğer kötülük çıkarmaktan ve meşru sistemi yıkma girişiminden el çekerler ve davranışlarıyla kanuna bağlı ve barışsever iyi vatandaşlar olduklarını gösterirlerse, pişmanlıklarından önce suçlardan birini işlemiş bile olsalar, âyet'te geçen cezalardan hiçbirinin kendilerine verilmeyeceği anlamı yatmaktadır.

Link to post
Sitelerde Paylaş
2 hours ago, skeptikal said:

Tanrı da "bir şey" değil midir?

Hayır.Yaratanı  yarattığı ile aynı kefeye koyamazsın,

 

2 hours ago, skeptikal said:

 

Tanrı yoktan mı var olmuştur? Bu yazdığından bu sonuç çıkıyor.

Nasıl çıkatrııyorsun? Bana da anlat.

 

2 hours ago, skeptikal said:

Yani evreni yaratan zat ruhani arayıştakilere güzel cevaplar vermek yerine "bana inanmazsanız yakarım haa" diye korkutmayı seçiyor ve siz buna inanıyorsunuz :D "yemeğini yemezsen çöpçü abiler seni götürür bak haa" :D freudun dediği gibi saçma bir "baba figürü" olmaktan ileri gitmiyor demek ki sizin tanrınız. Sadece kötüleri "korkutmayı" da seçebilirdi ama onun yerine inanmayanları korkutmayı seçmiş. Gerçi inanmamak çok kötü bir yaramazlık dimi. Yanarız haa.

Tabiki. Bu bir eğitiim şekli değil  midir? Ebeveynler çocuklarını  böyle korkutmazlar mı, en istemediği ile? Hayatın içinde bunu görmüyor muyuz?

 

2 hours ago, skeptikal said:

Her şeyi bilmiyor muydu bu tanrı? Öyleyse bu tehditlerinin mantıklı insanları dinden uzaklaştıracağını bilebilirdi. Beni dinin masal olduğuna ikna etmeye yetiyor mesela. Yoksa bilmiyor muymuş her şeyi.

Sana verilen bir irade var, yapacağını seçmek senin elinde, Allah karışmıyor.

 

2 hours ago, skeptikal said:

1 metre dalınca yüzeye göre az aydınlık.

2 metre dalınca biraz kararıyor.

2.5 metrede daha da karanlık.

Burdan "denizlerin dibi karanlıktır" gibi bir sonuç çıkarmanın çok zor olduğunu mu sanıyorsun? Sen zor olan açıklamayı seçiyorsun. "Basit bir akıl yürütme yapılmış" yerine "bu bilgi tanrı olmadan bilinemez." İnsanların o dönemde akıl yürüterek bulabilecekleri şeyler mucize değildir. Sen sadece inanmak istiyorsun.

Bunu bu zamanda düşüünüyorsun; o zamanki insanlar cinleri, canavarları...hayal ediyorllardı.

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
 

Zanda bulunuyor, laf salatası yapıyorsun hep. Bak sana bir ayet yazayım:

 

Savaşta) inkâr edenlerle karşılaştığınız zaman boyunlarını vurun. Nihayet onları çökertip etkisiz hale getirdiğinizde bağı sıkı bağlayın (sağ kalanlarını esir alın). Artık bundan sonra (esirleri) ya karşılıksız ya da fidye karşılığı salıverin. Savaş sona erinceye kadar hüküm budur...(Muhammed 4)

 

Bu âyet'e göre, savaşta esir almak yasaklanıyor ve köleliğiin kaynağı kurutuluyor.

 

Buna bir itiiraz yok ki! Niçin yazdın anlamadım.

 

Bu senın zannın, hakikattan birşey ifade etmez;

1400 yıllık bir Kitap, dil farklı,coğrrafya farklı, kültür farklı....dün yazılmış roman değilki!

 

İşte mantıksız olan bu! Madde böylesine tutarlı, akıllı olabilir mi?!

 

yazdığım iletiyi tekrar bir bütünlük içinde okursanız, sanıyorum ki daha iyi anlayabilirsiniz. ne yazık ki, parça parça alıp, kendinizce yanıtlar vermişsiniz.

 

özetle: evrenin yansıması olan matematik, kimsenin tartıştığı bir konu değildir. evreni yaratan tanrınızın kitabınızdakiler ise kimsenin uzlaştığı bir konu değildir. demek ki, tanrınız üzerine uzlaşılacak bir şey yazmaktan acizdir. demek ki evrenin tanrınız ile ilgisi yoktur. demek ki tanrınız, uydurmadır.

 

yazdığınız ayeti bile anlamamışsınız. pislik dolu bir ayet. inanmayanları öldürün, öldürmediklerinizi esir alın, esir aldıklarınızı da ister para karşılığı, ister parasız salın diyor.

amaç islamın gücünü yaymaktır. öldürmediklerinizi de salın ki, gitsin başkalarına durumu anlatsınlar diyor. burada köleliğin kaldırılması ile ilgili hiçbir şey yok. sanki iyi bir şey gibi satmaya çalıştığınız ayetin içinde adam öldürmek, boyun vurmak var. ama köleliği kaldırmış sevgi dini diyorsunuz. kafanızla ilgili çok derin sorunlarınız var.

 

müslümanlar için öldürün ve esir alın  sözcüklerinin hiçbir ağırlığının olmaması ne kadar da ilginç? bu yüzden ışıd kolaylıkla kafa kesip, çocuk düzerken; tatlı su müslümanları da yaa onların islamla ilgisi yok ki diyor. ışid için öldürmenin bir ağırlığı yok; tatlı su müslümanı için de öldürmenin bir karşılığı yok, bu yüzden öldürmek ya da esir almak denilen şeyin ışidin yaptığı ile aynı şey olduğunu kafası almıyor. günün birinde bu tatlı su müslümanlarının kafasına dank ettiği zaman, aa öldürmek bu muymuş dedikleri zaman suratlarını görmek isterim.

Link to post
Sitelerde Paylaş
On 17.08.2017 at 16:10, mmmrkl said:

Bunlar dayanaksız kuru lâflar, gerçekliği yok, sonsuz olduğunu söylüyorum zâten.
İnsan zihninin içinde olması gerektiğini niçin, neye dayanarak söylüyorsun? '...öyle olsa bile...' diyorsun, bu bir çelişki!
Sistemin içinde niçin illâki olması gerekiyor?...

Dayanaksız? Gerçekliği yok? ...Pardon?! Bunları, oralarda bir yerde başsız zamansız mekansız sonsuz kadiri ve alimi mutlak bilinçli yani masalsı bir şeyin var olduğunu iddia eden ve bütün hayatını bunun üzerine kuran sen mi söylüyorsun??? Dayanaksız ve gerçekliği yok olan tam olarak o olmasın sakın? Öyle olsa bile kısmı koşullu bir varsayım, nasıl çelişki oluyor?

Yani resmen "kafamız almasa ne olacak yahu" demeye getiriyorsun..farkında msın? Yazdığın şeyin abesliğinin farkında mısın? Başından beri bunu anlatmaya çalışıyoruz ama, en güzel sen ifade etmişsin açıkça işte..

Dayanağı ya gerçekliği olmayan şey nedir? Kuru kuru, ipsiz sapsız yazma. Buyur; aklımız, zihnimiz, mantığımız ve bilim orada işte. Bizim; doğayı, olguları, şeyleri algılamak anlamak ve anlamlandırmak için, kanıt ve ispat için, çıkarımlar için kullandığımız alet çantası, bu. Bunlar.  Senin iddian bunların her biri açısından "geçersiz", "anlamsız"...Yok. Tanrının ihtimali üzerine düşündüğümüz vakit dahi beynimiz geçersiz işlem yürütüyor. Sen örneğin bir işletim sisteminin, misal Windows'un anlayamayacğı bir program dilinde (hatta bir program dili dahi olamayacak)bir şey getirip, sonra Windows'un bunu algılamasını ve çalıştırmasını bekliyorsun. Algılamaz. Ve çalışmaz. Var olan tek işletim sistemi buysa eğer, programlar da ona uyumlu olmalı. Biz de bu getirdiğin şey program falan değil, anlamsız birşey diyoruz. Denilebilecek tek şey bu çünkü. Ötesi yok. Bu kadar basit. Ya bunun karşısına bir şey koy. Ya da kabul et kenara çekil.

İnsan zihnine sığması gerekir. Çünkü ancak bu şekilde ona ulaşabiliriz değil mi? Başka nasıl olacak bu iş? Ortada bir sınav ve imtihan, sorumluluk varsa eğer, tanrı varsa eğer; algılanabilir ve idrak edilebilir olmalı ki önce onu algılayalım, peşisıra ona göre tavır alalım.

Tanrı şu durumda yoktur. Ve olamaz da. Eğer varsa bile(haşa diyelim) insan zihni ve algısı için yoktur. Ben en başta sıfatları birbiri ile çelişen bir şeyi neden var kabul edeyim bana söyler misin? Önce tanrı diye bir kelime uydurup, keyfe keder ve hiçbir dayanağı olmayan bir tanım yapıp, sonra içini dışını mantık dışı şeylerle doldurmuşsunuz, sonra ona inanmamızı bekleyip bir de şaşırıyorsunuz. Şaşırmayın, bize hakkımızı verin. Pozisyonumuzda hiçbir tutarsızlık ve ceza gerektirecek hiçbir kabahat yok.

Quote
Quote

Tanrı'yı ispatlamak çabası boşuna, Tanrı, klasik, bilimsel methotlara sığmaz, bilime sığmaz,Tanrı aşkındır; ancak sezgilerle, kişisel olarak kabul edilebilir.
Bilimin de bir tanrı olup olmadığını ispatlamak gibi bir uğraşısı da yok zâten.
İnanmamak kötü, niçin? Bunca olağanüstülüğe, bunca âyet, işarete rağmen, hâlâ üstün bir gücü kabul etmemek,edememek kötü olsa gerek.
'Olsa gerek' sözünü kullanıyorum, çünkü bu kişisel yorumumun bu olduğunu vurgulamak için.
'Kitap nerede kaldı' demişsin, Kitap'ı yorumluyorum zâten,okumasam nasıl yorumlarım?!

 

Tanrı oraya buraya sığmaz, sezgi ve kişisel dediğin vakit itirafı da yapmış oluyorsun zaten. Aynı şeyleri söylüyoruz, fakat sen sonuçları üzerine düşünmeyi reddediyorsun. Nedir şimdi bizim kabahatimiz? Sezgilerimizi dayanak almamak mı? Sezgileri bir doğruluk kriteri olarak almamızı gerektirecek şey nedir? Orada bilim ve mantık dururken, alt mertebesi ile, sezgilerle neden hareket edelim? İnsanlık tarihinde sezgileri ile hareket eden büyük düşünürlerin dahi düştüğü yanılgılar ortada iken. Tavsiyen ve aslen eleştirin de bu mudur? Mantığı ve bilimi, yani aklı ve tüm enstrümanlarını bir kenara bırakın, sezgilere yönelin..Bu mudur? Hele senin kitabın dahi sözde bile olsa akledin, akletmez misiniz der iken? Kitabın akıl, akıl da bunu diyor. Kitabın akıl diyor, sen akıl dışı diyorsun.

 

"Kötü olsa gerek" de ne demek? Sen kendinden emin değil misin? Ya da kitabından, hatta Allah'ından..Değilsin tabii, çünkü senin de aklına pek yatmıyor. Çünkü verilebilecek şöyle hem makul hem de kapı gibi bir cevap yok. Sana verdiğim "Gerçekleri görebilseydin.." başlığının ilk mesajını okudun mu? Okurdsan daha iyi anlayacak, okuduklarına direk cevap verirsen daha iyi anlaşacağız.

 

Quote
Quote

 

Bütün evreni bir kitap olarak düşünüp yorumluyorum öncelikle, tıpkı Kur'an'ın istediği gibi.

Sana bir âyet yazayım, yani kopyalıyayım Diyanet'ten:

 

Yahut (inkârcıların küfür içindeki hâlleri) derin bir denizdeki karanlıklar gibidir. (Bir deniz ki) onu dalga üstüne dalga kaplıyor, üstünde de bulutlar var. Karanlıklar üstüne karanlıklar. İnsan, elini çıkarsa neredeyse onu bile göremez. Kime Allah nur vermezse, onun için nur diye bir şey yoktur. (Nur 40)

 

O günkü insanlar derin denizlerdeki karanlığı nereden bilecekler? Çok ilginç;belki de hayatında(bırak derin denizi!) bir deniz bile görmemiş insanların döneminde varolan Kur'an'da geçiyor bu!

 

 

 

Sorulanlara cevap vermekten kaçınıyorsun. Ama yine de ben senin yazdıklarına "direkt" olarak cevap vermeye devam edeyim.

Evreni kitap olarak düşünmek nedir hacım? Ben kitaptan değil, aklımdan, aklımla başlıyorum olaya. Sense aklını ipotek etmiş olduğun kitapla. Yoksa senin aklın " aklını bırak, önce kitapla başla" mı diyor? Hayır bunun için dahi önce aklını kullanman lazım ki, sen aklını kullandığın vakit, önce onu bir kenara bırakıyorsun. Hayret verici bir çelişki yumağı.

 

İnkarcılar akıllarını; mantığı ve bilimi kullandıkları için mi karanlıktalar? Yoksa teistler mi sezgilerin(!) karanlığında? Allah nur vermezse olmaz demek, zaten direk kendi topuğuna sıkmak demek. Derin denizin karanlık olduğunu bilmek için dibine girmek gerekiyor, biraz akıl yürütmek, kafayı çalıştırmak yeterli değil mi bunun için? Ne yani kandillerle aydınlatıldığını mı düşünmeleri gerekiyordu? Ayrıca kuranın zaten seleflerinden bir alıntı olduğu bilinmekte. O tarihe değin insanlığın biriktirdiği bir kültür birikimi de yok değil. Kuran'da mucize olduğunu zannettiğiniz hemen her şeyin zaten önemli bir bölümü neredeyse antik çağda bulunmuş durumda..Astronomisine kadar. Forumda defalarca tartışıldı, yazıldı. Aç bak. Oradan ekmek çıkmaz zorlama boşa. Ayrıca hadise bu mudur yani; kuranda derin deniz yazıyor, o zaman hurraaa islama cumburlop! Yeter ki derin deniz yazsın. Akıl makıl mantık hak getire berisinde ne gerek var!

 

Quote

Cennet-cehennem, insanları korkutmak için var bence ve mahiyetleri hakkında yorum yapılabilir, acaba gerçekten bir mekân mı yoksa bir hâli mi temsil ediyorlar? Emin değilim. Ama gerçeklikleri hakkında şüphem yok, hayatımızın içinde de acı-tatlı yaşamıyor muyuz?

 

O uslamlamaya yine cevap vermeden geçmişsin. Vermek mümkün değil zaten haklısın. Konu da orada kapanıyor aslında, deneyen altında kalır.

 

Doğru, cehennem tehdit için var. Ne güzel değil mi, tanrı ve tehdit. Benim dahi kullanmaktan imtina edeceğim aşağılık ilkel bir yöntem. Tehditkar bir tanrıya inanıyorsunuz. Kadir-i mutlak ama tehditkar. Kadiri mutlaklık sıfatının arkasından gelen böylesişne bir ilkellik ve acziyet. Hayatın içindeki acı tatlıdan cehenneme nasıl ve ne şekilde varıyorsun? Kendine ve düşünce şekline dönüp şöyle bir bakıp da hiç mi şaşırmıyorsun?..Ben ne halt ediyorum, bu nasıl düşünmektir, aslen düşünmek midir yoksa düşünmemek midir falan diye?

 

Ve konuyu hasır altı etme. Nereden çıkardınız tehdidi dedin. Biz de geldik kapı gibi bir ayet verdik. Cevabı halen bekliyoruz.

 

On 17.08.2017 at 16:19, mmmrkl said:

Evet, benim yorumum; herkesin bir yorumu olmalı, sen hiç yorum yapmaz mısın okuduğun şey hakkında?

 

 

Omamalı. Mevzu bahis olan Kadir-i mutlak bir tanrının eseri olan, zamanlar üzeri ve "son" kitapsa eğer, yoruma mahal vermemeli. Yorumlama dediğin şey açıklamaya ve anlamlandırmaya dair bir girişim ise eğer -ki sizlerin yaptığı bu- bu tarz yorumlar eksikliğe, açığa dair yapılır. Ancak bir eksiklik ya da açık varsa yapılması lazım gelir. Eksik yoksa yorum da yoktur. İnsanlar dahi yoruma mahal vermeyen metinler yazabilmektedir. Adam sana şurada "şu" yazmış, üzrine yorumun nedir demiyor ki; şurada ne yazıyor, ne demek istiyor diyor. Sen kalkmış yoruma geçiyorsun. Ne yorumu? Orada "ne yazdığını" söyle. Yorum yapma. Kitap apaçıksa olacak olan budur zaten. Yok değilse işte senin gibi "yorum yapmak zorunda kalırsın" ..

 

Kuranın en büyük mucizesi bu olabilirdi. Yoruma mahal vermemek. Onca farklı tefsir, onca mezhep..Onca ayrılık gayrıılık, savaş, bölünmüşlük..Durum böyle olsaydı eğer hakikaten şapka çıkarabilir, buna şaşırabilirdim. Dünyanın her yerindeki her bir müslüman tam olarak "aynı" şeyi söylüyor. Muazzam bir şey. Ama durum öyle değil. Hiç değil.  ...Hiç mi düşünmezsin; bu kitap samimi inanırlarını dahi nasıl böyle ayrı düşürebiliyor diye? Hiç mi, yahu hiç mi şüphe etmezsin? İnsana bok atma sakın. Kadiri mutlak olanın insanı da hesaba katmış olması gerekir "son" kitabı yazarken. Bunu şuncacık insan dahi yapabiliyorken..

 

On 19.08.2017 at 11:00, mmmrkl said:

Hlç Kuranı okumadıın mı, 'akıl etmez misiniz,hiç ddüşünmez misiniz....'gibi ibarelri   hiç ğörmedin mi?! Kuran aklını kulllanmaya çağıran bir kitaptır..

 

Tefsir diye birşey duymadın mı hiç?! Piyasada binlerce var.

 

Bazıları Hz. Peygamber'e (s.a) ne dünyalık işler için pratik bir fayda taşıyan, ne de manevî yücelişe yol açacak olan yersiz gereksiz sorular sormaya alışmışlardı. İşte bu ayet bu tür soruların sorulmasını yasaklamaktadır. 

Tefsirlerde daha çok ayrıntı var, kopyala- yapıştır yapmııyayım şimdi.

 

Kuran akıl et diyor, sen ise akıl değil sezgi et diyorsun. Bu ne yaman bir çelişkidir? Kuran akıl et diyor; akıl ettiğin zaman akıl, mantık ve bilim ise tamamı ile aksini söylüyor. Akıl et dediğin şey akıl dışı, akılda yeri yok diyor. Ki sen de kabul ediyor, sezgiye gel diyorsun..Bu ne menem bir çelişkidir? Biz de çağrıya uymuş oluyor ve aklımızı kullanıyoruz işte. Aynı şeyi söylüyoruz, ama sen sonuçları üzerine düşünmeyi reddediyorsun.

 

Kitap inerken sor, sonra sorma da ne demek yahu? Sırsak yazacak mıydın? Sormasak yazmayacak mısın? Ayırca kitabı yazan sonsuz kudretteyse eğer, kitap tamamlandığı vakit geriye soracak bir şey kalmamış olması gerekir öyle değil mi? Ayrıca orada mıydın, kimin ne sorduğunu nereden biliyorsun? E madem gereksiz, o zaman neden bağışlayıp, ondan muaf tutuyorsun? Demek ola ki bir hüküm gerektiriyor bunlar..Demek ola ki pratikte de bir karşılığı var bunların. Hem neden cevaplara üzülecez? Resmen orası ayrı burası ayrı onuyor surenin..

 

Misal köle edinmenin cezaı nedir kuranda? Ya da tecavüzün? Ya da sübyana tecavüzün? Sübyancılığın kıstası nedir kuranda öncelikle? Cevaplar üzecek mi bizi şimdi? Bence cevapsızlık sisi üzecek, ondan sorma diyor. Bu surenin açık meali şudur: kitap eksiktir.

 

6 hours ago, mmmrkl said:

Zanda bulunuyor, laf salatası yapıyorsun hep. Bak sana bir ayet yazayım:

 

Savaşta) inkâr edenlerle karşılaştığınız zaman boyunlarını vurun. Nihayet onları çökertip etkisiz hale getirdiğinizde bağı sıkı bağlayın (sağ kalanlarını esir alın). Artık bundan sonra (esirleri) ya karşılıksız ya da fidye karşılığı salıverin. Savaş sona erinceye kadar hüküm budur...(Muhammed 4)

 

Bu âyet'e göre, savaşta esir almak yasaklanıyor ve köleliğiin kaynağı kurutuluyor.

 

Buna bir itiiraz yok ki! Niçin yazdın anlamadım.

 

Bu senın zannın, hakikattan birşey ifade etmez;

1400 yıllık bir Kitap, dil farklı,coğrrafya farklı, kültür farklı....dün yazılmış roman değilki!

 

İşte mantıksız olan bu! Madde böylesine tutarlı, akıllı olabilir mi?!

 

Zanda bulunmakla itham etmişsin ama, baştan aşağıya zan üzerinden giden sensin şu ana kadar. Öyle olsa gerekler, yorumlar..Yorumlar da aslen bir zan değil midir? Bence sen önce bir aynaya bak.

 

İnkar edenin boynunu vurmak da ne demek? Neyi inkar? Etmese vurulmayacak mı? Boynunu direk vur diyor resmen; merhamet falan hikaye. Etkisiz hale getir metir falan yok. Direk vur. Hem savaş kelimesi neden parantez içerisinde orada? Barış dinine gel.

 

İslamda savaş ganimeti var. Açık ve net. Bunu allah ve muhammed bizzat taahhüt etmiş. Güzel de motivasyon. Sonuçta oralarda dötü bırakmak da var değil mi?..Nassı motive edecen bu adamları? Böyle. Yoksa bu ayet ilgili diğer ayetleri geçersiz hale mi getiriyor? Kuranda geçersiz ayet? Olur mu canım, öyle değildir herhalde(!)..Şimdi o esir fidyeyi kabul etmezse ne olacak? Ödeyemezse ne olacak? Ayrıca bu işin bedava da olabileceğini bilen esir fidyeyi neden kabul etsin? Ayrıca eğer kölelik yasaklanmışsa, ortada köle ve kölelik kurumu falan kalmamış demektir. Olmayan şeyin fidyesi olur mu hiç? Kuranda nerede kölelik yasaklanmıştır diyor? Kuranda yasak olan şey haramdır. Haramın da cezası vardır. Köleliğin cezası nedir? Ota moka ceza kesen kuran, buna da bir şekil yapmamış mı?

 

Tam aksine kölelik bir ceza ödül aracı, tehdit unsuru olarak kullanılmış. Bir meta. Şunu yaparsan bir köle azad et. Neden? Çünkü "mal"..Şunu yaparsan malından gider haa..cıss..Yapmazsan gitmez. Köle boku yedi. E kölelik kalmıştı hani? Nasıl özgür olacak bu?

 

1400 yıllık kitap bahanesi kadiri mutlak için vız gelir tırıs gider. Sonsuz kudrette olan 1400 milyon yıllık kitabı dahi ip gibi dizer. Sonra kalkıp da "o zamanın şartlarında düşünmek lazım.." demek zorunda bırakmaz adamı..Dansöz gibi kıvırttırmaz. Küçük düşürtmez.

 

Madde böylesine tutarlı akıllı mıdır da ne demek? Kel alaka..

Yaıyoz yazıyoz ama boşa yazıyoz. Sizleri bir türlü "gerçekten" düşündüremiyoruz..

Link to post
Sitelerde Paylaş
3 hours ago, mmmrkl said:

'Çarmııha gerlmeleri' yok orda uydurma yine!, âyet 'asılmaları' diyor.

Bu âyet bir önceki âyet'in devamııdır, Eski Ahit'te yazılı hükmü  ihbar  ediyor. Asıl Kur'an'ın hükmü ise bunun devamında şöyle anlaşılması gerekir:

Eğer kötülük çıkarmaktan ve meşru sistemi yıkma girişiminden el çekerler ve davranışlarıyla kanuna bağlı ve barışsever iyi vatandaşlar olduklarını gösterirlerse, pişmanlıklarından önce suçlardan birini işlemiş bile olsalar, âyet'te geçen cezalardan hiçbirinin kendilerine verilmeyeceği anlamı yatmaktadır.

 

Öteki ayetin başına parantez içinde savaş koyunca uydurmna değil, bu uydurma he mi..Hayır öyle yazsa ne olacak, yazmasa ne olacak. Ayet zaten yeterince vahşi, vandal. Çarmıh değil asılmakmış! Oh içimiz rahatladı be!

 

Önceki ayetin devamı deyince sanki her şeyi çözmüş oluyormuşsunuz gibisinden bir "zan" var sanırım sizlerde :)..Önceki ayet dedik tamam kurtardık. Ayrıca dediğin şekilde, "ne halt ederseniz edin pişman olunda af olacak.." vb. şeklinde bir anlam falan yok. Ne alaka? Meşru sistem ne? "Güç"le ve zorbalıkla gelen sistem meşru mudur mesela? Meşru sistemi nerenden koydun oraya ayrıca. Zan üstüne zan. Görende şirinlik muskası bir ayet sanacajk maie 33'ü. Kurandaki en trezil ve savunulması zor ayetlerden bir olduğu halde hemi de..Fesat ve bozgunculuğun kıstası nedir ayrıca? Bir kıstası olmadığından olsa gerek, meşru sistem kanun manun sayıklayıp duruyorsun..

 

Ayete bak yahu; direk öldürülmeleri, çapraz kesilmesi..Resmen mafya babası ya da sayko kabile reisinin el kitabı. Her halta tehdit ceza savuran kuran; köleliğe, sübyancılığa, bir de tecavüze gık diyememiş. Hep yandan yandan kastetmiş(!)..Yersen..

tarihinde teflon tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...