Jump to content

Kurana göre güneş


Recommended Posts

  • 9 months later...
  • 2 weeks later...
On 27.06.2017 at 01:05, budamı yazdı:

Yusuf 4 :  Diyanet İşleri: Hani Yûsuf, babasına “Babacığım! Gerçekten ben (rüyada) on bir yıldız, güneşi ve ayı gördüm. Gördüm ki onlar bana boyun eğiyorlardı” demişti. Bu ayetle ilgili müslüman arkadaşlara 2 sorum var 1 . Güneş zaten yıldız değilmi 2 . 11 gezegen ?

 

1- Kur'an yanılıyordur belki. Veya Güneş'i insan hayatına daha etki ettiği için özel tutuyordur. Emin değilim.

 

2- 11 yıldız diyor zaten.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 3 years later...

yusuf 4: " اِذْ قَالَ يُوسُفُ لِاَب۪يهِ يَٓا اَبَتِ اِنّ۪ي رَاَيْتُ اَحَدَ عَشَرَ كَوْكَبًا وَالشَّمْسَ وَالْقَمَرَ رَاَيْتُهُمْ ل۪ي سَاجِد۪ينَ
Hani Yûsuf, babasına “Babacığım! Gerçekten ben (rüyada) on bir yıldız, güneşi ve ayı gördüm. Gördüm ki onlar bana boyun eğiyorlardı” demişti"

arapçada yıldız necm  نجم.Ancak bu ayette 11 yıldız diye tercüme edilen kısımda necm yani yıldız geçmiyor.Onun yerine gezegen manasında kevkeb كَوْكَبًا  geçer.


Haklı olarak güneşte yıldız değil mi ve diğer 11 yıldız neden ayrılmış dendiğinde daha çok tercüme ve meallerde bu mana çıkarılabilir.Aslında güneş yıldız olduğu halde biz ona güneş deriz.Yani güneş bize diğer yıldızlardan daha yakın bizim adeta lambamız sobamız bizi ısıtır ışıtır.Ayda diğer uydulardan farklı bize yakın adeta gece lambası ve takvim gibi halden hale girerek geceyi romantik nuru ile aydınlatır.
Ramazan hilal ile başlar hilal ile biter.Hicri takvim zaten kameri takvimdir.


necm yıldız daha çok ışığı ile görünen parıldayan demektir ki ışık kaynağı manası var.
Kevkeb daha çok ışığı yansıtarak görünen demektir.Aslında bitkilerin çiçeklenmesi filizlenmesine de bu ad verilmiş.Adeta bitkilerde üzerine düşen güneş ışığı sayesinde büyür çiçeklenir ve görünürler.
Ayrıca kevkeb gözün beyazı içinde kullanılmış.Gözün ışığı alıp yansıtmayan siyah kısmı yani mercektir.O yüzden siyah görünür.
Beyaz ise üzerine düşen ışığı tamamen yansıtır.Bu yüzden  güneş ışığını tamamen geçiren saydam mercek aksine üzerine düşen ışığı tamamen yansıtan beyaz kısma kevkeb demesi eski kadim arapçasözlüklerde bu mana verilmesi Kur'an da kullanılan gezegen anlamındaki kevkeb kelimesine uygunluğu harikuladedir.
Aslında merceğin üzerine beyaz katarakt oluşması da kevkeble anlatılır zira bu sefer ışık merceğe girmeden bu beyaz katarakt tabakaya çarpıp geri yansır ve göz görmeyi sağlamaz.Bir nevi gözün beyazı gibi olur ki zaten gözün beyazına da kevkeb deniyor.
Yine geceleri nemin yoğunlaşması ile damla halinde yaprakların otların üzerine düşen damlalara denir ki gece ay ışığını yansıtan bu yuvarlak damlalara da kevkeb denir ki aslında tüm bu manalar bize kevkebin katiyen dış bir ışığın üzerine düşmesi ile yansıtma ile parıldayan şeylerdir ki gezegenler ve uyduları hep bu şekilde görünürler.


mantarlara da kevkeb ismi verilmiş sanırım yine beyaz olmalarından ve ışığı yansıtıp  görünmelerinden kaynaklanıyor.Esasen rüya da görülenler çoğunlukla sembolik ve mecazidir yani tevil ve tabir edilmesi gerekir.Rüya tabirleri var .


Yusufun gördüğü rüyanın tevili şöyle yapılmış:Güneş babası ay annesi 11 gezegen ise bunlar etrafında dönen gezegenler gibi olan yusufun kardeşleri.
Şimdi 1.derece de yakınlarımız var 2. derece yakınlıklarımız var:Anne ve babamız en yakınımız
bize en çok ısınan bizimde kendilerine ısındığımız bunlardır adeta ay ev güneş gibi.
kardeşler ise adeta güneş ten ışık alan gezegenler gibi bize biraz daha uzak ve soğuklar.
Bir kardeş anne baba gibi evladını sevemez.


zaten bu yüzden anne baba  1 derece akraba iken kardeşler 2.derece akrabadır yani daha uzaktırlar.
zaten akraba kelimesi yakın anlamındaki karib kelimesinden türemiş.Zaten dilimizde akraba yerine yakınlarımız  da deriz.
Bu yüzden güneş bize göre en yakın akrabadır ay yine öyle anne ve baba gibidir.
diğer yıldızlar ve gezegenler bize uzaktır bir sıcaklığını görmüyoruz.


yıldızların renkleri yüksek sıcaklıktan düşüğe doğru sıralandığında maviden kırmızıya doğru gittiği görülür.
Nitekim güneş batarken en son görünen renk kırmızıdır kızıldır.
Ve güneşimizde kırmızı deve dönüşüp sönecektir.


Ayetlerde yıldızlar için ışığını kaybedip sönecekler denirken


" وَإِذَا النُّجُومُ انْكَدَرَتْ"   انْكَدَرَتْ kelimesi kökü ْكَدَر bu saf şeffaf bir şeyin bulanıklaşması kararması  güneş ve gezegenlerin renklerinde katı kesif bulanık bir renk değişimi olacağı açıktır.
yıldızlar  adeta gezegene dönüşecek ışıklarını kaybedecek renkleride değişecek.
gezegen anlamında ki kevkebler için zaten ışığı olmadığı için sönecek denmiyor ayrılıp dağılacak:
"وَإِذَا الْكَوَاكِبُ انْتَثَرَتْ"
yani aynen tesbih boncuklarının ipi kopup dağılmaları gibi anlatılıyor.


yine 6:76 " فَلَمَّا جَنَّ عَلَيْهِ الَّيْلُ رَاٰ كَوْكَبًاۚ قَالَ هٰذَا رَبّ۪يۚ فَلَمَّٓا اَفَلَ قَالَ لَٓا اُحِبُّ الْاٰفِل۪ينَ


Üzerine gece karanlığı basınca, bir yıldız gördü. “İşte Rabbim!” dedi. Yıldız batınca da, “Ben öyle batanları sevmem” dedi."
Hz ibrahim güneş içinde efele kullanmış.Her ne kadar güneş için kullanmış ise de kadim sözlüklerde bunun öncelikle ay için sonr gezegenler yani kevkeb için kullanıldığı açıktır.
Tabii güneş için gurub etti denir.Yani battı.Oysa ay gezegenler batmaz kaybolurlar.Yani ayın hilal hali ve karalık halide vardır ki ışık almadığı için kaybolur.Güneşin batması bunun gibi değildir.
sözlüklerde efele:


 " أُفٍّل
{أَفلَ القَمرُ، وَكَذَلِكَ سائرُ الكَواكِب" anlamı:ay ve benzer şekilde diğer gezegenlerin ışıksızlıktan kaybolması.
Her ne kadar mealde yıldız denmiş se de orjinali kevkebdir.
kaybolan ışığını kaybeden ay gezegen gibi cisimlerdir bunlar yansıma ışık ile görünürler.
Yıldızlar ise kaybolmazlar sabitttirler ışığı kendindendir.Bakınız güneşin şekli değişmez ay halden hale girer.Ay dan dünyada aynen ay gibi ışık aldıkça açıya göre şekli değişir.


Ayetlerde kaybolma sönme batma anlamındaki  اَفَلَ  sözlüklerde baktığımızda ilk kullanımı ay içindir veya gezegenler içindir.


Şu video da kevkeb ve necm farkı yani gezegen seyyare ile necm yıldız farkı anlatılıyor:
Bir talebe soru soruyor diğeri ona cevap veriyor sanırım bir öğrenci bir öğretmen demek daha doğru:
Öğrenci şu gökteki yıldızlara bak ne güzel diyor
diğer gökte gördüğün her şey yıldız değildir  diyor
diğeri:Semaya bak yıldız dışında bir şey görüyormusun
diğeri:tabii ki şu gökteki nokta venüs zühre gezegenidir demekte.
böylece gezegen kevkeb ile necm yıldız farkını açıklıyor:

 

 

 

 

tarihinde nogodbutAllah tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
2 saat önce, nogodbutAllah yazdı:

yusuf 4: " اِذْ قَالَ يُوسُفُ لِاَب۪يهِ يَٓا اَبَتِ اِنّ۪ي رَاَيْتُ اَحَدَ عَشَرَ كَوْكَبًا وَالشَّمْسَ وَالْقَمَرَ رَاَيْتُهُمْ ل۪ي سَاجِد۪ينَ
Hani Yûsuf, babasına “Babacığım! Gerçekten ben (rüyada) on bir yıldız, güneşi ve ayı gördüm. Gördüm ki onlar bana boyun eğiyorlardı” demişti"

arapçada yıldız necm  نجم.Ancak bu ayette 11 yıldız diye tercüme edilen kısımda necm yani yıldız geçmiyor.Onun yerine gezegen manasında kevkeb كَوْكَبًا  geçer.


Haklı olarak güneşte yıldız değil mi ve diğer 11 yıldız neden ayrılmış dendiğinde daha çok tercüme ve meallerde bu mana çıkarılabilir.Aslında güneş yıldız olduğu halde biz ona güneş deriz.Yani güneş bize diğer yıldızlardan daha yakın bizim adeta lambamız sobamız bizi ısıtır ışıtır.Ayda diğer uydulardan farklı bize yakın adeta gece lambası ve takvim gibi halden hale girerek geceyi romantik nuru ile aydınlatır.
Ramazan hilal ile başlar hilal ile biter.Hicri takvim zaten kameri takvimdir.


necm yıldız daha çok ışığı ile görünen parıldayan demektir ki ışık kaynağı manası var.
Kevkeb daha çok ışığı yansıtarak görünen demektir.Aslında bitkilerin çiçeklenmesi filizlenmesine de bu ad verilmiş.Adeta bitkilerde üzerine düşen güneş ışığı sayesinde büyür çiçeklenir ve görünürler.
Ayrıca kevkeb gözün beyazı içinde kullanılmış.Gözün ışığı alıp yansıtmayan siyah kısmı yani mercektir.O yüzden siyah görünür.
Beyaz ise üzerine düşen ışığı tamamen yansıtır.Bu yüzden  güneş ışığını tamamen geçiren saydam mercek aksine üzerine düşen ışığı tamamen yansıtan beyaz kısma kevkeb demesi eski kadim arapçasözlüklerde bu mana verilmesi Kur'an da kullanılan gezegen anlamındaki kevkeb kelimesine uygunluğu harikuladedir.
Aslında merceğin üzerine beyaz katarakt oluşması da kevkeble anlatılır zira bu sefer ışık merceğe girmeden bu beyaz katarakt tabakaya çarpıp geri yansır ve göz görmeyi sağlamaz.Bir nevi gözün beyazı gibi olur ki zaten gözün beyazına da kevkeb deniyor.
Yine geceleri nemin yoğunlaşması ile damla halinde yaprakların otların üzerine düşen damlalara denir ki gece ay ışığını yansıtan bu yuvarlak damlalara da kevkeb denir ki aslında tüm bu manalar bize kevkebin katiyen dış bir ışığın üzerine düşmesi ile yansıtma ile parıldayan şeylerdir ki gezegenler ve uyduları hep bu şekilde görünürler.


mantarlara da kevkeb ismi verilmiş sanırım yine beyaz olmalarından ve ışığı yansıtıp  görünmelerinden kaynaklanıyor.Esasen rüya da görülenler çoğunlukla sembolik ve mecazidir yani tevil ve tabir edilmesi gerekir.Rüya tabirleri var .


Yusufun gördüğü rüyanın tevili şöyle yapılmış:Güneş babası ay annesi 11 gezegen ise bunlar etrafında dönen gezegenler gibi olan yusufun kardeşleri.
Şimdi 1.derece de yakınlarımız var 2. derece yakınlıklarımız var:Anne ve babamız en yakınımız
bize en çok ısınan bizimde kendilerine ısındığımız bunlardır adeta ay ev güneş gibi.
kardeşler ise adeta güneş ten ışık alan gezegenler gibi bize biraz daha uzak ve soğuklar.
Bir kardeş anne baba gibi evladını sevemez.


zaten bu yüzden anne baba  1 derece akraba iken kardeşler 2.derece akrabadır yani daha uzaktırlar.
zaten akraba kelimesi yakın anlamındaki karib kelimesinden türemiş.Zaten dilimizde akraba yerine yakınlarımız  da deriz.
Bu yüzden güneş bize göre en yakın akrabadır ay yine öyle anne ve baba gibidir.
diğer yıldızlar ve gezegenler bize uzaktır bir sıcaklığını görmüyoruz.


yıldızların renkleri yüksek sıcaklıktan düşüğe doğru sıralandığında maviden kırmızıya doğru gittiği görülür.
Nitekim güneş batarken en son görünen renk kırmızıdır kızıldır.
Ve güneşimizde kırmızı deve dönüşüp sönecektir.


Ayetlerde yıldızlar için ışığını kaybedip sönecekler denirken


" وَإِذَا النُّجُومُ انْكَدَرَتْ"   انْكَدَرَتْ kelimesi kökü ْكَدَر bu saf şeffaf bir şeyin bulanıklaşması kararması  güneş ve gezegenlerin renklerinde katı kesif bulanık bir renk değişimi olacağı açıktır.
yıldızlar  adeta gezegene dönüşecek ışıklarını kaybedecek renkleride değişecek.
gezegen anlamında ki kevkebler için zaten ışığı olmadığı için sönecek denmiyor ayrılıp dağılacak:
"وَإِذَا الْكَوَاكِبُ انْتَثَرَتْ"
yani aynen tesbih boncuklarının ipi kopup dağılmaları gibi anlatılıyor.


yine 6:76 " فَلَمَّا جَنَّ عَلَيْهِ الَّيْلُ رَاٰ كَوْكَبًاۚ قَالَ هٰذَا رَبّ۪يۚ فَلَمَّٓا اَفَلَ قَالَ لَٓا اُحِبُّ الْاٰفِل۪ينَ


Üzerine gece karanlığı basınca, bir yıldız gördü. “İşte Rabbim!” dedi. Yıldız batınca da, “Ben öyle batanları sevmem” dedi."
Hz ibrahim güneş içinde efele kullanmış.Her ne kadar güneş için kullanmış ise de kadim sözlüklerde bunun öncelikle ay için sonr gezegenler yani kevkeb için kullanıldığı açıktır.
Tabii güneş için gurub etti denir.Yani battı.Oysa ay gezegenler batmaz kaybolurlar.Yani ayın hilal hali ve karalık halide vardır ki ışık almadığı için kaybolur.Güneşin batması bunun gibi değildir.
sözlüklerde efele:


 " أُفٍّل
{أَفلَ القَمرُ، وَكَذَلِكَ سائرُ الكَواكِب" anlamı:ay ve benzer şekilde diğer gezegenlerin ışıksızlıktan kaybolması.
Her ne kadar mealde yıldız denmiş se de orjinali kevkebdir.
kaybolan ışığını kaybeden ay gezegen gibi cisimlerdir bunlar yansıma ışık ile görünürler.
Yıldızlar ise kaybolmazlar sabitttirler ışığı kendindendir.Bakınız güneşin şekli değişmez ay halden hale girer.Ay dan dünyada aynen ay gibi ışık aldıkça açıya göre şekli değişir.


Ayetlerde kaybolma sönme batma anlamındaki  اَفَلَ  sözlüklerde baktığımızda ilk kullanımı ay içindir veya gezegenler içindir.


Şu video da kevkeb ve necm farkı yani gezegen seyyare ile necm yıldız farkı anlatılıyor:
Bir talebe soru soruyor diğeri ona cevap veriyor sanırım bir öğrenci bir öğretmen demek daha doğru:
Öğrenci şu gökteki yıldızlara bak ne güzel diyor
diğer gökte gördüğün her şey yıldız değildir  diyor
diğeri:Semaya bak yıldız dışında bir şey görüyormusun
diğeri:tabii ki şu gökteki nokta venüs zühre gezegenidir demekte.
böylece gezegen kevkeb ile necm yıldız farkını açıklıyor:

 

 

 

 

Yani aslında çok derin bir bilgelik ve gizem saklı ha?
:D :D :D

Link to post
Sitelerde Paylaş
4 saat önce, nogodbutAllah yazdı:

yusuf 4: " اِذْ قَالَ يُوسُفُ لِاَب۪يهِ يَٓا اَبَتِ اِنّ۪ي رَاَيْتُ اَحَدَ عَشَرَ كَوْكَبًا وَالشَّمْسَ وَالْقَمَرَ رَاَيْتُهُمْ ل۪ي سَاجِد۪ينَ
Hani Yûsuf, babasına “Babacığım! Gerçekten ben (rüyada) on bir yıldız, güneşi ve ayı gördüm. Gördüm ki onlar bana boyun eğiyorlardı” demişti"

arapçada yıldız necm  نجم.Ancak bu ayette 11 yıldız diye tercüme edilen kısımda necm yani yıldız geçmiyor.Onun yerine gezegen manasında kevkeb كَوْكَبًا  geçer.


Haklı olarak güneşte yıldız değil mi ve diğer 11 yıldız neden ayrılmış dendiğinde daha çok tercüme ve meallerde bu mana çıkarılabilir.Aslında güneş yıldız olduğu halde biz ona güneş deriz.Yani güneş bize diğer yıldızlardan daha yakın bizim adeta lambamız sobamız bizi ısıtır ışıtır.Ayda diğer uydulardan farklı bize yakın adeta gece lambası ve takvim gibi halden hale girerek geceyi romantik nuru ile aydınlatır.
Ramazan hilal ile başlar hilal ile biter.Hicri takvim zaten kameri takvimdir.


necm yıldız daha çok ışığı ile görünen parıldayan demektir ki ışık kaynağı manası var.
Kevkeb daha çok ışığı yansıtarak görünen demektir.Aslında bitkilerin çiçeklenmesi filizlenmesine de bu ad verilmiş.Adeta bitkilerde üzerine düşen güneş ışığı sayesinde büyür çiçeklenir ve görünürler.
Ayrıca kevkeb gözün beyazı içinde kullanılmış.Gözün ışığı alıp yansıtmayan siyah kısmı yani mercektir.O yüzden siyah görünür.
Beyaz ise üzerine düşen ışığı tamamen yansıtır.Bu yüzden  güneş ışığını tamamen geçiren saydam mercek aksine üzerine düşen ışığı tamamen yansıtan beyaz kısma kevkeb demesi eski kadim arapçasözlüklerde bu mana verilmesi Kur'an da kullanılan gezegen anlamındaki kevkeb kelimesine uygunluğu harikuladedir.
Aslında merceğin üzerine beyaz katarakt oluşması da kevkeble anlatılır zira bu sefer ışık merceğe girmeden bu beyaz katarakt tabakaya çarpıp geri yansır ve göz görmeyi sağlamaz.Bir nevi gözün beyazı gibi olur ki zaten gözün beyazına da kevkeb deniyor.
Yine geceleri nemin yoğunlaşması ile damla halinde yaprakların otların üzerine düşen damlalara denir ki gece ay ışığını yansıtan bu yuvarlak damlalara da kevkeb denir ki aslında tüm bu manalar bize kevkebin katiyen dış bir ışığın üzerine düşmesi ile yansıtma ile parıldayan şeylerdir ki gezegenler ve uyduları hep bu şekilde görünürler.


mantarlara da kevkeb ismi verilmiş sanırım yine beyaz olmalarından ve ışığı yansıtıp  görünmelerinden kaynaklanıyor.Esasen rüya da görülenler çoğunlukla sembolik ve mecazidir yani tevil ve tabir edilmesi gerekir.Rüya tabirleri var .


Yusufun gördüğü rüyanın tevili şöyle yapılmış:Güneş babası ay annesi 11 gezegen ise bunlar etrafında dönen gezegenler gibi olan yusufun kardeşleri.
Şimdi 1.derece de yakınlarımız var 2. derece yakınlıklarımız var:Anne ve babamız en yakınımız
bize en çok ısınan bizimde kendilerine ısındığımız bunlardır adeta ay ev güneş gibi.
kardeşler ise adeta güneş ten ışık alan gezegenler gibi bize biraz daha uzak ve soğuklar.
Bir kardeş anne baba gibi evladını sevemez.


zaten bu yüzden anne baba  1 derece akraba iken kardeşler 2.derece akrabadır yani daha uzaktırlar.
zaten akraba kelimesi yakın anlamındaki karib kelimesinden türemiş.Zaten dilimizde akraba yerine yakınlarımız  da deriz.
Bu yüzden güneş bize göre en yakın akrabadır ay yine öyle anne ve baba gibidir.
diğer yıldızlar ve gezegenler bize uzaktır bir sıcaklığını görmüyoruz.


yıldızların renkleri yüksek sıcaklıktan düşüğe doğru sıralandığında maviden kırmızıya doğru gittiği görülür.
Nitekim güneş batarken en son görünen renk kırmızıdır kızıldır.
Ve güneşimizde kırmızı deve dönüşüp sönecektir.


Ayetlerde yıldızlar için ışığını kaybedip sönecekler denirken


" وَإِذَا النُّجُومُ انْكَدَرَتْ"   انْكَدَرَتْ kelimesi kökü ْكَدَر bu saf şeffaf bir şeyin bulanıklaşması kararması  güneş ve gezegenlerin renklerinde katı kesif bulanık bir renk değişimi olacağı açıktır.
yıldızlar  adeta gezegene dönüşecek ışıklarını kaybedecek renkleride değişecek.
gezegen anlamında ki kevkebler için zaten ışığı olmadığı için sönecek denmiyor ayrılıp dağılacak:
"وَإِذَا الْكَوَاكِبُ انْتَثَرَتْ"
yani aynen tesbih boncuklarının ipi kopup dağılmaları gibi anlatılıyor.


yine 6:76 " فَلَمَّا جَنَّ عَلَيْهِ الَّيْلُ رَاٰ كَوْكَبًاۚ قَالَ هٰذَا رَبّ۪يۚ فَلَمَّٓا اَفَلَ قَالَ لَٓا اُحِبُّ الْاٰفِل۪ينَ


Üzerine gece karanlığı basınca, bir yıldız gördü. “İşte Rabbim!” dedi. Yıldız batınca da, “Ben öyle batanları sevmem” dedi."
Hz ibrahim güneş içinde efele kullanmış.Her ne kadar güneş için kullanmış ise de kadim sözlüklerde bunun öncelikle ay için sonr gezegenler yani kevkeb için kullanıldığı açıktır.
Tabii güneş için gurub etti denir.Yani battı.Oysa ay gezegenler batmaz kaybolurlar.Yani ayın hilal hali ve karalık halide vardır ki ışık almadığı için kaybolur.Güneşin batması bunun gibi değildir.
sözlüklerde efele:


 " أُفٍّل
{أَفلَ القَمرُ، وَكَذَلِكَ سائرُ الكَواكِب" anlamı:ay ve benzer şekilde diğer gezegenlerin ışıksızlıktan kaybolması.
Her ne kadar mealde yıldız denmiş se de orjinali kevkebdir.
kaybolan ışığını kaybeden ay gezegen gibi cisimlerdir bunlar yansıma ışık ile görünürler.
Yıldızlar ise kaybolmazlar sabitttirler ışığı kendindendir.Bakınız güneşin şekli değişmez ay halden hale girer.Ay dan dünyada aynen ay gibi ışık aldıkça açıya göre şekli değişir.


Ayetlerde kaybolma sönme batma anlamındaki  اَفَلَ  sözlüklerde baktığımızda ilk kullanımı ay içindir veya gezegenler içindir.


Şu video da kevkeb ve necm farkı yani gezegen seyyare ile necm yıldız farkı anlatılıyor:
Bir talebe soru soruyor diğeri ona cevap veriyor sanırım bir öğrenci bir öğretmen demek daha doğru:
Öğrenci şu gökteki yıldızlara bak ne güzel diyor
diğer gökte gördüğün her şey yıldız değildir  diyor
diğeri:Semaya bak yıldız dışında bir şey görüyormusun
diğeri:tabii ki şu gökteki nokta venüs zühre gezegenidir demekte.
böylece gezegen kevkeb ile necm yıldız farkını açıklıyor:

...

 

Sen şimdi burada nasıl bir mesaj vermeye çalıştın? 

Tipik bir müslümanın tipik bir savunma reaksiyonu. Yahu, bir cümleyi geçtim tek bir kelimeden bile bazen romanlar yazacak kadar kendinizden geçiyorsunuz. Halbuki Musevilerin masallarından araklanmış olan bu masalın orijinalini okumak neden hiç aklınıza gelmez?

Mesela Genesis 37´de bu masalın hasını bulursun. Git azıcık Eski Ahit´i oku ki dört dörtlük masal nasıl yazılırmış, kendin gör. Oradaki masallar sizin kitabınızdaki gibi karman çorman anlatılmaz. Orada gezegenlerden bahsedilmez; güneş, ay ve 11 yıldız diye geçer.

 

 

 

Orijinalında yıldızlardan, güneşten

tarihinde kavak tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...