Jump to content

Mülkiyet Üzerine


Recommended Posts

Hür teşebbüs ve yaratıcı rekabete dayalı bir kapitalizm hiçbir zaman olmadı. 1929 Krizine kadar nispeten rekabete açık bir ortam vardı. 1929 sonrası kapitalizmin bütün iddiaları çökmüştür.

 

Bugün batıda ya tekeller ya da gizli devlet işletmeciliği vardır. Saf liberallerin hayal ettikleri düzen, romantik komünist ya da anarşistlerinkinden farklı değildir. Boş, çocukça hayaller bunlar.

 

Batı kapitalizmi tamamen ordunun gücüne dayanır. Batı para birimlerinin değerini, o ülkelerin üretim gücü ve yaratıcılığı değil orduları korur. Çin'in elinde trilyonlarca ABD doları vardır. Piyasaya salıp, doların değerini düşürmesinler diye ABD onları zorla geri alıp yerine devlet tahvili veriyor. Çin o parayı verip, hiçbir işe yaramayan devlet tahvillerini ABD ordusu ile savaşmamak için alıyor. 

 

Çin 5000 yıllık bir devlet geleneğine sahiptir. 500 yıllık uygarlığı olan, uyduruk Anglo Sakson barbarlarını idare ediyor. Haracını veriyor, huzuru satın alıyor. Bu durumun liberal sayıklamalarda bir karşılığı var mı?

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 109
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

 

 

Kesinlikle çökmez diyemem ama biraz şekil değiştirir. Ekonomi sosyal politikalarla da direkt ilişkili olduğu için dünyanın gittiği yere bakınca kısa vadede daha da vahşileşecek gibi. Bizim istediğimizse kapitalizmin sosyal devlet, sosyal haklar gibi değerleri mutlaka temel alması, kontrol edilmesi. Liberal ekonomi taraftarlarıysa "laisseiz faire, laissez passer"ci. Devlet kontrol ettiğinde her şeyin daha da kötü olacağına inanıyor ve vahşi kapitalizmi destekliyorlar. Bu bana hep "Ulusların kendi kaderini tayin hakkı" safsatası gibi bir şey olarak görünmüştür hep.

Kısaca, sosyal devlet iyidir, yoksulu gözetmek ve kollamak zorundadır ki zenginin kölesi olmasın. Bizim ülkede şu anda herkes köle, beyaz yakalılar da dahil olmak üzere hemen herkes mobbing'e maruz kalıyor, hiç kimse kendini güvende hissetmiyor. Düşünsene, defansif tıp bir şey gelişti ülkede. Tarih kitaplarının klişesi olan "Halk ağır vergiler altında eziliyordu" cümlesi çok keskin ve acımasız biçimde tekrar ediyor.

 

Bende Rawlstan etkilenmiş biri olarak sosyal devlet taraftarıyım. 

 

Ama bir şey soracağım, bu tip bir devletin varolabilmesi için topluma ve ekonomiye müdahale etmesi gerekli. O halde devlet, lobi yapan çıkar grupları lehine müdahalelerde bulunmazmı? Bu durumda bütün bir toplum bir çıkar grubu tarafından ezilmez mi?

Link to post
Sitelerde Paylaş
1 hour ago, Liberte von Skepticus said:

Bende Rawlstan etkilenmiş biri olarak sosyal devlet taraftarıyım. 

 

Ama bir şey soracağım, bu tip bir devletin varolabilmesi için topluma ve ekonomiye müdahale etmesi gerekli. O halde devlet, lobi yapan çıkar grupları lehine müdahalelerde bulunmazmı? Bu durumda bütün bir toplum bir çıkar grubu tarafından ezilmez mi?

 

Nasıl bir çıkar grubu? Kapitalist bir grup tarafından mı? Peki ama devlet müdahale etmese o kapitalist grup zaten toplumu ezmiyor mu?

 

Kapitalist ekonomi son derece dengesiz ve kırılgandır. Bunu iktisat teorisyenleri (Marks değil de şu an bu teorinin sahibini hatırlayamayacağım) şöyle açıklar; üretim araçlarının üretim hızı ile tüketicilerin o ürünleri talep etme esnekliği birbirini tutmaz. Yani arz ile talep arasında her zaman bir açı olacaktır. Bu durumda ya arz fazlası ya da talep fazlası oluşacaktır. Her iki hal de tehlikeli ve acılı sonuçlar doğurur.

 

Kapitalist ekonomi dümensiz bir gemi ile açık denizlere açılmak demektir. Nereye gittiğini bilemezsin, karşına bir tehlike çıktığında ne yapacağını bilemezsin. Birkaç kişi filikalara atlar kendini kurtarır ama gemi batmaktan kurtulamaz. 

 

Marksizmi metafizik olmak ile suçluyorsun ya, Adam Smith'in görünmeyen el teorisi vardır. Ona göre serbest girişim ekonomiyi dengede tutmak için yeterlidir. Ekonomideki dalgalanmaları piyasanın görünmeyen eli dengeye getirecektir der. Bu görünmeyen el tam bir metafizik metafordur. Kapitalist ekonomi defalarca ağır bunalımlar yaşamıştır ama o görünmeyen el gelmemiştir.

 

Pür serbest girişime dayalı ekonomi bir hayaldir ve zaten mümkün de değildir.

Link to post
Sitelerde Paylaş
 

Bende Rawlstan etkilenmiş biri olarak sosyal devlet taraftarıyım. 

 

Ama bir şey soracağım, bu tip bir devletin varolabilmesi için topluma ve ekonomiye müdahale etmesi gerekli. O halde devlet, lobi yapan çıkar grupları lehine müdahalelerde bulunmazmı? Bu durumda bütün bir toplum bir çıkar grubu tarafından ezilmez mi?

 

Bulunur, bulunuyor da. AKP yıllardır yapıyor bunu. Ondan önce de vardı, muhafazakar liberal yönetimlerin hepsi de günlük, gecelik, saatlik yasalar çıkarıp birilerini zengin ediyordu. Ama AKP ile tavan yaptı bu iş. 

 

Bunu önlemek mümkün. Sistem sağlam kurulur, kurumlar birbirini doğru düzgün denetler ve adalet mekanizması doğru çalışırsa kimse bir grubu zengin edemez, etmez. 

Ekonomik modeli kapitalizm olan çok başarılı sosyal devletler var Avrupa'da. Ne emeklisi aç ne işçisi, ne de iktidara göre zenginleşen gruplar değişir. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
 

Ek

 

Insanin kendine sahip olmasi. Kolelik ve mulkiyet. Bunlar anlamlari belli seylerdir. Burada algi bozukluguna gerek yok. Otenaziye kadar gideriz.

 

Insan benligi ben kendime sahibim. Dusunuyorum oyle ise varim. Vb.

 

Arkadaslar kapital oyle bir canavardir ki; her seye bir karsilik bulur. Hatta mulkuyeti tanimlarken kendinin bile bir ederi ve bir karsiligi olmalidir. Buradaki ince nokta kendine sahip cik. Bu isin aldatma kismi. Kendinizi kendiniz ile aldatmayin.

 

Eger bir cocuk. Oyuncaginin kendine ait oldugunu hissetmiyorsa; Onu arkadaslari ile paylasmaz. Hemen aglar veya arkadasina saldirir. Kendinin oldugunu biliyorsa paylasir ve arkadaslari ile oynar. 

 

Iste mulkiyet size bir karsilik bicer; kendiniz veya mallariniz gercekten sizin degil diye icinize isletir. Bunu garantilemek icin tapunuz paraniz arabaniz eviniz iyi maasli isiniz olmasini bir mankurt gibi insan onurunuzdan cikarsiniz. Iste oynayamamanin paylasamamanin nedeni budur. Mutsuzluklarin saldirganlillarin sebebi budur.

 

Dunya uzerinde mulkiyet kavrami olmadiginda hapisanelerede ihtiyac kalmayacaktir.

 

 

Bende Ek: Ursula Leguin, "Mülksüzler"

 

Çok sevdiği ve bu konularla doğrudan alakalı bir romandır.

Link to post
Sitelerde Paylaş
 

Dun gece haberlerde Tarkan'in 20 gun icin, milyonlar aldigini soyluyorlardi. Dusun, adam 1 ay konser veriyor ve milyonlar aliyor. O parayi bankaya koysa, faizi ile omrunun sonuna kadar cok rahat yasayabilir. Ayrica, yaptigi tek sey, sarki soylemek. Hicbir yarari yok aslinda. Tamam, egleniyoruz, eglenmeye de ihtiyacimiz var, ama cok daha yararli isler yapan kisiler 1 milyon lira bile kazanmiyor.

 

Biz bunlari bilmiyor muyuz saniyorsunuz? En mantikli sistemi bulmaya calisiyoruz, kapitalizm cok iyi demiyoruz.

 

- Türkiye'deki düzen daha yerine oturmamıştır. ABD'de de sanatçılar çok para kazanıyor. Yalnız onlarda şu var: "Eğlence" olayının düzeyi de daha yüksek. Bizde çok yararsız/gereksiz dizi çevirip (20 senelik Kurtlar vadisi gibi) para kazanabiliyorsun. Onlarda, örneğin X-Files diye bir dizi vardı. Voleyi vuramadın mı dizi tümden bitiyor. Hiç de uzatmıyorlar. Sanatçılar da öyle. Mesela Jennifer Lopez'i düşün. Yenilik yaratamadın mı 3-4 senede unutuluyorsun.

 

- Tarkan'ın "yalarım-yutarım" devri 90'ların sonları idi. Sonra zaten kendisi çekildi. Şimdi "1 milyon toplayabiliyor" diyorsun.

 

Ve: Haluk Levent gibi, hala ciddi potansiyeli olan sanatçılar var. 2 senedir bekliyorum Ankara'ya ne zaman gelecek? diye, o da sanki çekilmiş gibi görünüyor.

 

/Yani bu senin ülkenle ilgili. kapitalizm yüzünden değil.

 

Türk Ate + Libertée:

"Bunu kapitalizm sağlıyor. Peki nasıl sağlıyor? Piyasa mekanizması ile. Piyasa mekanizması mülkiyet kurumu sayesinde talebi karşılayan kişileri ödüllendirir ve karşılamakta başarısız olan kişileri zarar ettirerek cezalandırır. Buda bireylerin insanlığın ihtiyaç ve isteklerini tespit edip onları tatmin etmesi için bir teşviğin olduğu manasına gelir. Paranın ve mülkiyet kurumunun olmadığı bir dünyada insanları neyle teşvik edeceksin? Patates? Cennet?"

 

- Şu anda sosyalist teoriye girmiş durumdayız. Bu konuda yazılmış kitaplar var. Teorinin bir yönü şöyledir:

1) İnsan zaten çalışmayı / üretmeyi / Aktif olmayı seven bir varlıktır. Kapitalistler insanın doğuştan tembel olduğunu, kendi haline bırakırsan onun çalışmayacağını iddia ederler. Tıp'ta ise, örneğin akıl hastanelerinde bile insanların çalışmaları, aktif olmaları, bir şeyler üretmelerinin faydası kanıtlanmış bir şeydir. Yani Ödül/Ceza sistemi olmasa da insanlar üretirler.

- Tabi teoride bu böyle: Sosyalist ülkelerde (maalesef), Lenin döneminden sonra üretim ciddi şekilde azalmış, insanlar tembelliğe alışmıştır. Bu konu daha çok irdelenebilir.

2) Artık makineler var. Marks'ın en önemli dayanağı da budur. İnsan gücüne olan ihtiyaç azalmaktadır. Üretimin %90'ını zaten makineler üstlenmiştir. Sermaye sahibi kişiler daha az insan çalıştırarak daha çok verim elde ediyorlar. Gelişmiş ülkelerde bile gençler sokaklarda geziyor.

3) Para zaten bir yerden sonra kalkacaktır.

 

Libertée:

 

- Diğer söylediklerine katılıyorum. Ama ben olaya biraz da tarihsel bakıyorum. Her şey zenginin zengin, fakirin fakir kalması için tasarlanmış. Kaynakların kıt olması neredeyse güvenceye alınmış. Avrupa'da nüfus sabitlenmiş durumda, Kapitalistler dışarıdan göçmen alarak durumu dengelemeye çalışıyorlar. Bu da bir çeşit israftır. Bir sürü gencin işi yok. Diğer taraftan çok sınırlı sayıdaki elit kesim parayı nasıl kullanacaklarını bile bilmiyorlar. O kaynaklara yazık değil mi? Yiyebileceğin yemek elin kadardır. Hiçbir zaman "ben zenginim, elimin 3-4 katı kadar yiyeceğim" diyemezsin. Yani söylenenlere katılıyorum. Ama denge unsurunu atlarsan, yine komple sosyalizme dönmek zorunda kalırız. Liberaller de bu noktayı anlamıyorlar işte.

 

 

 

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
1 hour ago, investor said:

Mesajlarinda yazdiklarina gore zengin degilsin. Buradan birine 2 dairesi var diye zengin p.ci diyordun.

 

Ya, benim hakkımda efsane falan uydurmayın göktengri aşkına. Ben kimseye öyle bir ifade kullanmam. Hele de öyle bir sebepten.

 

Teknem yok ama teknesi olan arkadaşlarım var. Geçmişte sevgililerimizi alıp o teknelerde tatil yapardık. Artık yaşlandım, teknede sıkılıyorum.

Link to post
Sitelerde Paylaş
 

 

Ya, benim hakkımda efsane falan uydurmayın göktengri aşkına. Ben kimseye öyle bir ifade kullanmam. Hele de öyle bir sebepten.

 

Teknem yok ama teknesi olan arkadaşlarım var. Geçmişte sevgililerimizi alıp o teknelerde tatil yapardık. Artık yaşlandım, teknede sıkılıyorum.

Pardon. Zengin bebesi demissin. Neden aklimda oyle kaldi, bilmiyorum. Genelde zengin p.ci filan derler ya, galiba ondan.

 

Hatta ne demissin, biliyor musun? "Gotunde 20 liralik kotla kapitalizmi savunan gerzekler var".

 

Bu soz sana ait. Burada gerzek olan, sensin. Kapitalizm sistemini, bir fakir savunamaz mi? O kadar beyinsizsiniz ki, kisisel dusunup, ona gore elestiri yapiyorsunuz.

 

Bu sozunu gordugum iyi oldu. Seninle bir daha ne kapitalizm hakkinda, ne de baska bir konu hakkinda tartismam. Akilci elestiri yapabilecek kapasitede degilsin.

tarihinde investor tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
1 hour ago, investor said:

Yaslandigin icin unutmussun. Ali Agaoglu'nun yaptigi dairelerdi galiba, 2 dairesi var diye zengin p.ci dedin adama.

 

Zengin p.ci dememişimdir. Demişsem de başka bir sebebi vardır. İki dairesi olan adama zengin p.ci denir mi? Bak yakın zamanda zenginin tanımını yaptım. Minimum 10 milyon TL olması lazım. Aşağısına zengin demem. Zengin olduğu halde p.clik yapmayana da zengin p.ci demem.

Link to post
Sitelerde Paylaş
 

Hür teşebbüs ve yaratıcı rekabete dayalı bir kapitalizm hiçbir zaman olmadı. 1929 Krizine kadar nispeten rekabete açık bir ortam vardı. 1929 sonrası kapitalizmin bütün iddiaları çökmüştür.

 

Bugün batıda ya tekeller ya da gizli devlet işletmeciliği vardır. Saf liberallerin hayal ettikleri düzen, romantik komünist ya da anarşistlerinkinden farklı değildir. Boş, çocukça hayaller bunlar.

 

Batı kapitalizmi tamamen ordunun gücüne dayanır. Batı para birimlerinin değerini, o ülkelerin üretim gücü ve yaratıcılığı değil orduları korur. Çin'in elinde trilyonlarca ABD doları vardır. Piyasaya salıp, doların değerini düşürmesinler diye ABD onları zorla geri alıp yerine devlet tahvili veriyor. Çin o parayı verip, hiçbir işe yaramayan devlet tahvillerini ABD ordusu ile savaşmamak için alıyor. 

 

Çin 5000 yıllık bir devlet geleneğine sahiptir. 500 yıllık uygarlığı olan, uyduruk Anglo Sakson barbarlarını idare ediyor. Haracını veriyor, huzuru satın alıyor. Bu durumun liberal sayıklamalarda bir karşılığı var mı?

Hür teşebbüs ve yaratıcı rekabete dayalı bir kapitalizm hiçbir zaman varolmadı. Zira devletler serbest piyasa önünde ki en büyük engellerdir. Ancak yinede kısmi olarak varlık gösteren piyasanın neler yapabileceğini gösterdi. Anglo-sakson dünya serbest piyasa ideolojisinin neler yapabileceğinin kanıtıdır. 

 
1929'dan itibaren keynesyen talep yönetimi uygulandı.  Ancak 1970-1980'li yıllarda keynesyenizm hiçbir işe yaramamaya başladı. Öyle ki keynesyen devletlerde piyasa verimsizleşmeye başlamıştı. Hem daha az kişi çalışıyor hemde işletmelerin kârı azdı. Piyasanın verimini arttırmak için devlet enflasyonu ve vergileri azaltma yolunamı girmeliydi yoksa hala refah harcamalarını devam ettirerek hatta genişleterek yoksulları ve düşük ücretlileri savunmalı -ve dolayısıyla piyasanın daha fazla içine etmelimiydi? Buna sosyal demokrasinin krizi deniyor. O dönemde ki yeni sıkıntıların üstesinden Hayek ve Friedmanın neoliberal politikaları geldi. 

 
Keynesyenizmin sebebi ekonomide politikaların temelinde devlet olmasıydı yani devletin ekonomide güçlü bir aktör olarak varlık göstermesiydi. Ancak iktisadi küreselleşme devletlerin ekonomide ki "güçlü aktör" olma vasıflarını yitirmesine sebebiyet verdi zira ekonomi artık ulusal çapta değil, küresel çapta ele alınabiliyordu. Bundan ötürü ulusal ekonomi devlet tarafından kontrol edilemez hale geldi. Zaten günümüzde de kuzey kore gibi açık hava ceza evleri dışında ekonomiyi yönetmeye çabalayan yok. Çinde maonun ölümünden beri piyasa reformları gerçekleştiriliyor örneğin. 

 
Batı kapitalizmini ayakta tutan şey olağanüstü olan gelişme potansiyeli. ABD'nin sadece California eyaletinin bilmem kaç tane devletin ekonomisini katlamasının sebebi bu. Kaldı ki farzedelim batı kapitalizmini ayakta tutan şey ordu. Batının, özelde de abd ordusunun dünyada hayvani bir askeri üstünlüğe sahip olmasını sağlayan şey ne? Allahmı verdi bu üstünlüğü, üstün teknolojiyi ve olağanüstü altyapıyı? Yine piyasa. 

 
Ha buarada, abdnin şahin politikacılarının ya çılgın muhafazakarlar, ya da daha çılgın muhafazakarlar olduklarını unutmayalım. Ha bu heriflerin hiç faydası olmazmı insanlığa? Olur. Kuzey kore rejimini yıkarlarsa gayette olur. 

 

Var. Herifler kapitalistleştiği için küresel düzenle uyum sağlamaya çalışıyor. Nasıl ama?

tarihinde Liberte von Skepticus tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
1 hour ago, Liberte von Skepticus said:

 Ha buarada, abdnin şahin politikacılarının ya çılgın muhafazakarlar, ya da daha çılgın muhafazakarlar olduklarını unutmayalım. Ha bu heriflerin hiç olmazmı insanlığa? Olur. Kuzey kore rejimini yıkarlarsa gayette olur. 

 

Belki de KDHC onların kokuşmuş düzenini yıkar! Neyse. Bunu gülelim diye yazdım. Ama er geç yıkılacaksınız.

Link to post
Sitelerde Paylaş
 

 

Nasıl bir çıkar grubu? Kapitalist bir grup tarafından mı? Peki ama devlet müdahale etmese o kapitalist grup zaten toplumu ezmiyor mu?

 

Kapitalist ekonomi son derece dengesiz ve kırılgandır. Bunu iktisat teorisyenleri (Marks değil de şu an bu teorinin sahibini hatırlayamayacağım) şöyle açıklar; üretim araçlarının üretim hızı ile tüketicilerin o ürünleri talep etme esnekliği birbirini tutmaz. Yani arz ile talep arasında her zaman bir açı olacaktır. Bu durumda ya arz fazlası ya da talep fazlası oluşacaktır. Her iki hal de tehlikeli ve acılı sonuçlar doğurur.

 

Kapitalist ekonomi dümensiz bir gemi ile açık denizlere açılmak demektir. Nereye gittiğini bilemezsin, karşına bir tehlike çıktığında ne yapacağını bilemezsin. Birkaç kişi filikalara atlar kendini kurtarır ama gemi batmaktan kurtulamaz. 

 

Marksizmi metafizik olmak ile suçluyorsun ya, Adam Smith'in görünmeyen el teorisi vardır. Ona göre serbest girişim ekonomiyi dengede tutmak için yeterlidir. Ekonomideki dalgalanmaları piyasanın görünmeyen eli dengeye getirecektir der. Bu görünmeyen el tam bir metafizik metafordur. Kapitalist ekonomi defalarca ağır bunalımlar yaşamıştır ama o görünmeyen el gelmemiştir.

 

Pür serbest girişime dayalı ekonomi bir hayaldir ve zaten mümkün de değildir.

Sakin ol şampiyon, ben zaten sosyal devlet taraftarı olduğumu söyledim. Ama müdahaleci bir devletin tehlikesini ifade etmek istedim. Kendi kaynaklarıyla varlık gösteren bir kapitalistinmi yoksa devletin kaynaklarını arkasına almış bir kapitalistinmi daha tehlikeli olacağını komünistinden liberaline, marslısından reptilianına herkesin vereceği cevap "devletin kaynaklarını arkasına almış olan" olacağından şüphem yok. Burada dikkat çektiğimde buydu. Kapitalistleri frenlemek için devleti savunanların devletin melekler tarafından yönetilmediği gerçeğinden yola çıkarak kaş yapayım derken göz çıkartması olası. 

 
Kapitalist ekonominin dengesine dengesizliğine bişey demem ancak kırılganlığına sözü geçen ekonomik sistemin en dinamik, bukalemun gibi olan sistemlerden biri olmasıyla cevap veririm. 

Kapitalist bir ekonomi sayızı dümeni ve milyonlarca kaptanı olan bir gemiyle denize açılmak gibi. Zira gemi bir şekilde kendini toparlıyor. 

 
Metafiziğin anlamı bile belli değil zaten, onu geç. Metafizik derken "doğaüstünü" kastettiğini varsayarsak marksizmin metafizik olduğunu iddia etmedim. Zaten kimsede böyle bir şey söyleyemez. Nereden uydurdun bunu?

 
Kendinde söyledin. Bir "metafor". Karmaşık şeyleri açıklamak için benzetmeler kullanılması "dünya" adı verilen gezegende ki "homo sapiens" adlı türün sık sık yaptığı bir şey. Kaldı ki sen markete gittiğinde istediğin şeyleri bulmanın sebebi andromeda galaksisinden gelme şekil değiştiren kapitalist kertenkelelerin beynini okuması veya her yerde seni gözetlemeleri değil piyasanın işlemesinin böyle olmasından dolayıdır. 

 
Krize girmeyen ekonomi mümkün değildir, onu söyleseydin keşke. 

 
Ayrıca devletler varolduğu sürece serbesr piyasa diye bir şey olmaz, katılıyorum. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
 

Ayda 1500 lira alan bir kişinin iş kurabileceğini düşünüyor musun?

İnsanlar çalışmaktan etrafa bakamıyorlar. "Akıllı" olup zengin olacak kaç kişi çıkabilir böyle bir toplumdan?

 

 

Robespierre,

 

Sen neden kapitalizme bu kadar dusmansin? Yoksa kendi geminle denize acilip, kadinlarla alem yapamadin diye mi? Haha.

 

- Bu da ayrı bir mesele. Ben kimseye "çalışmayın, zengin olmayın" demiyorum. orta sınıf olup sürekli şikayet edeceğine başarılı ol, güzel bir hayat yaşa, bu daha mantıklı.

 

Yalnız şu var: Mesela eğitim. Fransa'daki düzgün semtlerdeki devlet okulu Türkiye'nin en iyi özel okulundan daha iyi. Yani sürekli "kendin pişir kendin ye" yapma şansımız yok.

 

Şirket kurarsan sana adam lazım. Zeki gençler parası olmadığı ve ÖSS'yi kazanamadıkları için okuyamazsa bu iş olmaz. ABD'de bile 1950'lere kadar Üniversite parasızmış. Şimdi sektör oldu. Parayı basan (çocuğu aptal olsa bile) çocuğunu mühendis yapabiliyor. Sonuç: Mühendis olmanın da anlamı kalmıyor, ODTÜ mezunlarını sağda solda dil kursunda filan görüyorum.

 

İkinci örnek: 90'larda "paran yoksa hastaneye giremezsin" denildi. O yılları kaçınız bilir bilmiyorum. Ama parasız insan resmen tedavi olamıyordu. Bu konuda haberler filan yapılırdı. Sonuç: Tayyoş diye bir adam çıkıp halkın zaten hakkı olan sağlık hizmetlerini geliştirdi, Karşılığında da halkın kahramanı oldu, 100 yıl sonra fakir kesim adamı "kahraman başbakan"  olarak hatırlayacaklar.

 

- Yani Liberalizm, Evet. Kişisel başarı, ona da evet. Da hangi noktaya kadar?

Mesele özel okul değil. veririm parasını yollarım. Ama benim için prensip meselesi, hem kaliteli hem ücretsi ilk öğrenim ve üniversite eğitimi istiyorum.

Neden? - Çünkü mesela çocuğu özel okulla yollarsan o orada züppeleşir. Halkından uzaklaşır. Başarıya dayalı birleşik eğitim daha mantıklı. O şekilde olması daha iyi.

Liberal bunu çözebilir mi?

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...