Jump to content

Lüks israf değildir


Recommended Posts

Kuran'da israf haram kılınmaktadır. Bunu da Müslümanlar çok iyi bilir. Buraya kadar her şey çok iyi ama işin içine bir kelime katarak Kuran'da yasaklanmayan bir şey de çaktırmadan yasaklanmaya kalkılır pek çok kişi tarafından.

Bu da "lüks”tür. Kuran’da övülen Davut ve Süleyman peygamberlerin anlatıldığı örnek hayatlarında bolca kullandıklarını gördüğümüz lüks ve konforu, Kuran’ın hedeflediği bu güzellikleri sanki israfmış gibi göstermeye çalışılmıştır ve bunda da başarılı olunmuştur.

Hemen pek çok Müslümanın kafasına lüks=israf inancı yerleştirilmiştir ne yazık ki. Hâlbuki israfın lüks ile doğru değil ters orantısı vardır çoğu kez. Lüks ve kalitenin arttığı yerde, sağlamlık, kalıcılık artar ilk olarak. Örneğin çoğunlukla kaliteli ve pahalı eşyalar çok daha dayanıklı olur ve uzun vadede ucuz eşyalardan daha ucuza gelir. Çünkü o lüks malzeme veya eşyadan bir tane tüketinceye kadar, adisinden 2–3 tane tüketirsiniz çoğu kez(kaliteli ve pahalı ayakkabılarla ucuzlarını düşünün).Bu yüzden bir Çin atasözü " ben ucuz mal satın alacak kadar zengin değilim" der.

Ucuz ve kalitesiz malın zararı her zaman mal kaybıyla da sonuçlanmaz. Bu mallar insan sağlığı ve veya hayatına da mal olabilir. Kalite ve lüksün arttığı yerlerde ise güven daha fazladır.

Bunun yanı sıra lüks olan şeyler, daha az tüketime başka yönlerden de vesile olurlar. Örneğin halka açık bir tuvalette son teknolojinin kullanıldığını düşünelim. Her şey otomatik, elinizi musluğun ağzına uzattığınızda su otomatik olarak akıyor, elinizi çektiğinizde yine lazer sistemi sayesinde otomatik olarak suyun akışı kesiliyor. Bu su israfını engellediği gibi, elinizi değmediğiniz için hijyen de sağlanıyor ve oradan mikrop kapma ihtimaliniz azalıyor. Aynı şekilde sabunluktan sıvı sabun da otomatik olarak elinize dökülüyor, yine el değmeden ellerinizi makinede kurutuyorsunuz... Bütün bunlar israfı ve hastalığı engelliyor.


Ama bu konfor ve lüksün olmadığı bir tuvalette ise hem israf hem hastalıklı ortam artıyor. Özellikle buradan sarılık virüsü olan hepatit b kapma ihtimaliniz söz konusu...

Kuran'da lüks ve konfor kesinlikle israf veya haram olarak gösterilmez, tersine bir güzellik olarak görülür ve hedeflenir. Dediğim gibi peygamberlerin Kuran'daki hayatlarında bunun örneklerini görebiliriz(saraylar, köşkler, heykeller, sanat eserleri, bilimsel ve teknolojik yenilikleri teşvik etmek, her iş ve hizmette iyiyi, kaliteyi, sağlamlığı ve kolaylığı hedeflemek, hayatı kolaylaştırmak ve güzelleştirmek...).

İnsan ihtiyacı bir tek yaşamı devam ettirecek şeylerden ibaret değildir. Yeme içme, barınma ve cinsel ihtiyaçlarının yanı sıra, sanat, bilim ve vb. ihtiyaçları da vardır. Bu da Allah'ın kullarında görmek istediği lüksü ve zenginliği doğurmaktadır.

Bu yüzden pahalı da olsa bir sanat eseri satın almak(eğer maddi durumunuz buna müsaitse) israf falan değildir. Veya hayatı kolaylaştıracak kaliteli ve sağlam teknolojik eşyalar satın almak da günah değil tersine sevap listesine girer.

Ayrıca altın gibi lüks maddeleri kullanmak da israf değildir.Yine tersine bunları kullanmamak israftır.Tabiatta insanın hizmetine sunulmuş bir güzelliği kullanmamak bu zenginliğin bir işe yaramaması, yani heba edilmesi demektir.Düşünün, bir meyvenin tüketilmesi mi israftır yoksa o meyvenin tüketilmeyip çürümeye bırakılması mı…?

Allah bir Kuran ayetinde evrende yarattığı bütün güzellikleri bizim için yarattığını ve bunlardan yararlanmamızı ister. Ve yine ayette bu helal nimetleri size kim haram kılabilir der.

Zaten lüks malzeme veya hizmet tüketimi olmasa üretim diye bir şeyin olması mümkün değil.

Eğer insan sadece hayatta kalmasını sağlayacak şeyleri satın alsaydı o zaman, ne beyaz eşya, ne otomobil ne de diğer konfor üretim fabrikaları olacaktı. Sadece tarım ve küçük işletmeler var olacak, bu da sadece güzelliklerin israfına değil, aynı zamanda fakirlik ve işsizliğe de yol açacaktı.

Yine insanlar sadece hayatta kalacak kadar tüketseydi ne güzelim oteller, ne de tatil köyleri olacaktı. Bu da yine işsizliği ve fakirliği arttıracaktı. Bugün söylendiği gibi, sadece turizm potansiyelimiz bile bizi olağanüstü zengin bir ülke yapabilir...

İşte bu güzellikleri değerlendirmek değil, değerlendirmemek israftır. Onlardan bolca yararlanmamak yazık etmektir. Onları çöpe atmaktır.

İsraf bir şeyi tüketmek değil, tersine tüketmeyip heba olmasını, boşa gitmesine neden olmaktır. Örneğin suyu boşa akıtırsanız bu israftır. Ama onu kullanırsanız israfın tam karşıtı bir hareket yapmış olursunuz.

İslam dünyasında yeniden Kuran'a yöneliş sayesinde bu lüks-israf ilişkisi yeniden yorumlanmalı ve gerçek görülmelidir. Uydurma hadisler ve kökeni İslam dışı olan öğretiler yüzünden bugün Müslüman ülkelerin çoğu sefillik, gerilik ve israfın pençesindedir.

Buna karşılık değiştirilmiş kutsal kitaplara sahip olan Yahudi ve Hıristiyanlar, o değiştirilmiş kitaplarının değil de Kuran'ın prensipleri doğrultusunda yaşayarak bilimin, teknolojinin, konforun, sanatın, doğal güzelliklerin kısaca lüksün tadını çıkarmaktalar. Tüketim ve üretim had safhada…

Diğer yandan da tüketimin olmadığı ülkeler zenginleşmek bir yana gittikçe daha da kuruyor ve fakirleşiyorlar. Zaten lüksün günah olarak görüldüğü bir yerde sefillikten başka bir şeyin oluşması da söz konusu değildir.

Selam ve sevgiler.

 

http://emre1974tr.blogspot.com.tr/2011/07/luks-israf-degildir.html

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 78
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Edip Yüksel benim bu yazıma şu karşılığı vermişti 19.Org forumunda:

Sevdim bu "aykiri" yazini. Luks ve israf arasindaki fark ile ilgili benim bir sorum olacak. Aydinlatsan sevinirim.

Diyelim ki Emre adinda yasalara uygun calisan zengin bir isadami bir sanatcinin bir haftada bitirdigi bir taploya bir milyon dolar oduyor (Pikasso'nun bir tablosu gecenlerde acik arttirmada yuz milyon dolardan fazlasina satti). Diyelim ki bu zengin isadaminin yasadigi kentte karinlarini doyurmak konusunda zorluk ceken aileler; ayakkabilari delik cocuklar; evinde yakit olmayan yaslilar var...

Emre, bir sanatcinin bir haftalik emegini bir milyon dolar ile odullendirmekle ayni zamanda suna da sebep olmadi mi?:

Omur boyu kazanamiyacaklari parayi bir haftada kazanma ihtirasiyla, bazi ciftcilerin ciftciligi terkederek, sanatci olmasina yol acarak ekmek fiyatlarinin artmasina ve ac insanlarin sayisinin artmasina yol acmayacak mi?

Tabi, sanatci enflasyonunun bir sure sonra ciftcilere farkli bir mesaj verecegini ileri surerek bu olumsuz etkinin omrunun kisa olacagini ileri surebilirsin. Ne var ki, piyango biletlerine gosterilen ragbeti dusununce sanatci olma hevesiyle geleceklerini fakru zararete mahkum eden yuzlerce ciftci cocugu gozumun onune geliyor...

Ote yandan:

Gecim sıkıntısı icinde yari ac yari ciplak yasayan, hastalarini doktora goturemiyen, ilac bulamiyan insanlar Emre'nin bir milyon dolari bir tabloya harcadigini isitince ne olacak? Bu bir milyon dolarin en az on aileyi sefaletten kurtarabilecegini ve yirmi otuz cocuga saglikli bir ortamda ogrenim ve ogretim imkani bahsedebilecegini dusunduklerinde Emre'nin etrafindaki insanlara, topluma olan saygisini sorgulamayacaklar mi? Bu toplumda baris ve adaletin konumu ne olacak? Bu toplumda hirsizlik, soygun ve benzeri olaylar artmayacak mi? Bu toplumda "zenginler insafsiz. oyleyse fakirler nicin ahlakli davransin?" diye dusunen fakir cocuklari cogalmayacak mi?

Yasadigi kentin banliyolerinde yasayan ailelerin sıkıntılarına arkasini donup duvarina asili bir milyon dolarlik tabloyu zevkle seyrederek rahat uyuyan isadami Emre'nin insafi ve vicdani sorgulanmaz mi?

Senin laser isikli tuvalet musluguna diyecegim yok; zira yararli bir islevi var. Ama, laserli musluk ile bir miyon dolarlik tablo, saglam ve kullanisli bir mobilya ile kutuda saklanan mucevherat ayni kategoriye girmiyor gibi...

Cevabini ve aciklamani merak ediyorum. Sorulari iyi ifade edemedim; ama umarim ne demek istedigimi anlamissindir.

Selam ve sevgilerimle,
Edip


*********************

Benim ona cevabım şu şekilde olmuştu:

"Omur boyu kazanamiyacaklari parayi bir haftada kazanma ihtirasiyla, bazi ciftcilerin ciftciligi terkederek, sanatci olmasina yol acarak ekmek fiyatlarinin artmasina ve ac insanlarin sayisinin artmasina yol acmayacak mi?"

Bu mantıkla baktığımızda ,daha evvele gitmemiz gerekiyor;Emre'nin bu kadar çok parayı kazanması çiftçilerin çiftçiliği terkederek Emre'nin hayatta izlediği yolu izlemeye başlamasına vesile olması gerekiyor.Hatta tüm meslektekilerin bunu yapması gerekir o zaman.Ve yine bu mantığa(size) göre bütün kısa sürede insanı zengin eden meslekler veya oluşumlar(icadlar yapmak vb.) olumsuz olarak görülmeli.Örneğin Edip Yüksel insanlığı ebola ve aids gibi ölümcül hastalıklardan koruyacak,bu hastalıkları yok edecek buluşlara imza atar ve bu sayede trilyoner olur çıkar kısa sürede.Bu kötü müdür?


"Gecim sıkıntısı icinde yari ac yari ciplak yasayan, hastalarini doktora goturemiyen, ilac bulamiyan insanlar Emre'nin bir milyon dolari bir tabloya harcadigini isitince ne olacak? Bu bir milyon dolarin en az on aileyi sefaletten kurtarabilecegini ve yirmi otuz cocuga saglikli bir ortamda ogrenim ve ogretim imkani bahsedebilecegini dusunduklerinde Emre'nin etrafindaki insanlara, topluma olan saygisini sorgulamayacaklar mi? Bu toplumda baris ve adaletin konumu ne olacak? Bu toplumda hirsizlik, soygun ve benzeri olaylar artmayacak mi? Bu toplumda "zenginler insafsiz. oyleyse fakirler nicin ahlakli davransin?" diye dusunen fakir cocuklari cogalmayacak mi?"

Şimdi bu zengin işadamı,parayı harcamayıp kasasında tutunca veya banka hesabında tutunca birşey olmuyor da ,bir sanatçıya aktarınca yani zenginliğini başkasıyla paylaşınca mı kötü olacak?Burada Emre parayı yok etmiyor ki,sadece başkasına veriyor.Eğer bu parayı tablo karşılığında değil de,karşılıksız olarak verseydi alkışlayacaktınız.Bir emeği ve güzelliği ödüllendirdi diye daha da saygın olmuştur benim için.Bu bir ahlaksız değildir kesinlikle .Tersine güzel bir davranışta bulunmuştur.



"Yasadigi kentin banliyolerinde yasayan ailelerin sıkıntılarına arkasini donup duvarina asili bir milyon dolarlik tabloyu zevkle seyrederek rahat uyuyan isadami Emre'nin insafi ve vicdani sorgulanmaz mi?"

Tabii ki sorgulanır.Zaten böyle davranılmalı diyen yok ki....İnsan elinden geldiğince etrafındakilere, hatta günümüz teknolojisi sayesinde tüm insanlığa hizmet ve yardımlarda bulunmalı.Eğer müslümansa zekat ve benzeri hayırlarını işler,insanların sıkıntılarını gidermek ve/veya hafifletmek için herşeyi yapar.Ama bunları yaparken de tamamiyle elindekileri tüketmez.İşte bu noktadan sonra gücü yetiyorsa bahsettiğiniz pahalı tabloyu da alır.Dediğim gibi bu parayı kasasında tutmasından daha hayırlıdır.

"Senin laser isikli tuvalet musluguna diyecegim yok; zira yararli bir islevi var. Ama, laserli musluk ile bir miyon dolarlik tablo, saglam ve kullanisli bir mobilya ile kutuda saklanan mucevherat ayni kategoriye girmiyor gibi..."

Tabii lüks ve kullanışlılık göreceli kavramlardır.Bence bu saydıklarınız aynı kategorinin farklı örnekleri.Bundan 20 yıl önce bir evde(hatta çoğu kimseler için günümüzde bile) hem renkli televizyonun,hem internetin,hem arabanın ve diğer tüm teknolojik konforun birarada bulunması bir aşırılık olarak görülmekteydi.Ama bugün için neredeyse evlerde bilgisayarla yönetilen jakuzilerin olması bile normal kabul edilmeye başlandı.Hatta cep telefonları fakir insanların bile günlük ihtiyacı haline geldi.

Mücevher ve sanat eserlerinin değeri de bence bize kattıklarıyla önemlidir.Yani bizi mutlu ediyorsa,bize birşeyler katıyorsa o parayı hakediyorlardır ve israf değildir.



"Cevabini ve aciklamani merak ediyorum. Sorulari iyi ifade edemedim; ama umarim ne demek istedigimi anlamissindir.

Selam ve sevgilerimle,
Edip"

Yo hayır, çok iyi ifade etmişsiniz.

Selam ve sevgiler.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Yeni teknoloji ürün, lüks ürün demek değildir. Dayanıklı, yıllarca minimal bakım ile çalışan alet edevat da lüks değildir. Onlar dayanıklı, kaliteli ürünlerdir. Lüks ile sanat eserinin çok para etmesinin bir alakası yok, o arz talep ile ilgili bir konu.

 

Lüks israf mıdır? Ne tür israf olduğuna bağlı. Lükse harcanan para israf değildir, çünkü para yok olmaz, başkasının eline geçer. Piyasada para akışı sağlanır, üreticiye de, perakendeciye de iş gücü sağlama fırsatı doğurur. Ama krokodil çanta bir canlının keyif için yaşam hakkının israf edilmesidir mesela.

 

Dediğim gibi, lüks ürünlerden bahsetmiyorsunuz. İstisnalar hariç, lüks ürünler sürekli kullanım ile çabuk yıpranırlar, bakımları ve tamirleri çok pahalıya çıkar, ve satın alındığı anda müthiş değer kaybederler. Yani lüks ürünün avantajlarını saymaya kalkarsanız "hava atmak", ya da "haz duymak"dan öteye gideceğini sanmıyorum. Bu nedenle yazınızda bir takım aklıma yatmayan örnekler olsa da asıl sorun başlıkta olduğu için yalnızca ona odaklanmayı tercih ettim. Sevgilerle...

 

TDK Sözlüğü:

lüks

  1. Giyimde, eşyada, harcamada aşırıgitme, gösteriş, şatafat. 
  2. Gösterişli, şatafatlı. 
  3. Gerekli olanın sınırlarını aşan. 
  4. Aydınlatma ölçü birimi (kısaltmasıLx). 
  5. Hava basınçlıbir tür petrol lâmbası.
tarihinde AdvanceSpark tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Kıyamet için de sözlüğe bakarsan evrenin yok oluşu falan yazıldığını görürsün. Ama ayetlerde kıyamet yeniden diriliş anına verilen isimdir.

 

Lüks için de aynı şekilde hatalı tanım yapılmakta ülkemizde.

 

Yani sözlüğe bakarsanız birçok hatalı kullanım, önkabul var.

İşte bu yerleşmiş hatalı düşünceleri aşmak için gerçekleri anlatıyoruz burada.

Başka bir örnek, "inanç" ve "bilgi" konusudur mesela...

Gerçekte bilgi de inançtır. Ama sözlüklerde bunu gerçeği bulamazsın. Genelde "zan" hüsnü kuruntu" , "tahmin" ile karıştırılır "inanç".

Ama bu durumun hiç de böyle olmadığını gösterdik:

 

http://emre1974tr.blogspot.com.tr/2011/07/bilgiler-bile-birer-inanctr.html

Link to post
Sitelerde Paylaş

Lüks her dilde aşırıya kaçan, gösterişli anlamındadır. Konforlu olarak da tanımlanır. Argümanınızı yanlış kelime üzerine kurmuşsunuz, suçu Türkçe'ye atıyorsunuz. Opel, Renault satan galeri üzerine lüks otomobil yazdı diye, uyanık müteahhit "Lüx" Daireler yazdı diye her kaliteli ürün lüks olmaz. Bentley, Rolls-Royce, Maybach gibi otomobiller lükstür. Mercedes'in S sınıfı, BMW'nin 7 serisi lükstür.

 

Bütün bu lüks otomobiller çok sık arıza çıkarmaları ve uzun vadede hem kaybettikleri değer, hem de çıkardıkları masraf ile savunduğunuz kalite ve dayanıklılık ilkelerini yıkarlar.

 

Umumi tuvalette son teknoloji, ısıtan, yıkayan, masaj yapan, kurutan, sonunda da güzelce sifonu çekip koku sıkan nefis buluş iyi düşünülmüş tuvalettir. Fonksiyoneldir, lüks değildir. Lazer dediğiniz de fotoseldir, Türkçe'ye yanlış girmiş demeyin, şimdiden uyarayım.

 

Altın, lüks değildir. Son yüzyılda bize yutturulan itibari para konseptine kadar 5000 yıldır para olarak kullanılmaktaydı. Bugün de bir yatırım aracıdır. Altını para ya da yatırım aracı özelliklerinden koparıp altın kaplama tuvalet kapağı yaparsanız, evdeki uyduruk klozeti lüks bir tuvalete çevirebilirsiniz. O lükstür. Arap şeyhlerinin som altından klozet kapağı yaptırdığı hikayelerini duymuşsunuzdur, o hikayeleri uyduranlar hayatında altın külçe tutmamışlardır, o klozet kapağı yerinden kalmaz, düşürürseniz de klozeti çatlatır. Kaplamadır.

 

Din ile ilgili lüksün israf olduğu meselesi nereden geliyor bilmiyorum ama lüks israf değildir. Alan memnundur, satan memnundur, istihdam sağlanmıştır, birileri sofraya yemek koymuştur. Gücü yetmeyenin başkası da alamasın diye uydurduğu bir hikayedir muhtemelen, bence üzerine bu kadar kafa patlatmaya gerek yok.

 

İnanç ve bilgi tezinize de katılmıyorum. Beni lütfen düşman bellemeyin, sohbet edip tartışıyoruz. İnanç, bilgiye dayalı olmaz. Tahmine ve zanna dayalıdır. Bilgi mutlak olandır, ve inanılmaya gereksinim duymaz. Yanlış bilgi de aslen bilgi değildir. Bu nedenledir ki inanan kişi zihnini her türlü saçmalığa karşı korumasız bırakır. Gerçekleri görüp kabul eden kişi ise bilgi üzerinden yol alarak aldanmaz, aldatılamaz. Benim görüşüm bu yönde. Amerikalılar aya ayak bastılar mı? Tabi ki. Komplo teorisyenleri bazen gereğinden fazla evde oturup pizza ve kola ile beslendikleri için böyle şeyler yumurtluyorlar.

tarihinde AdvanceSpark tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Hayır her dilde lüks bu anlama gelmiyor.

 

Kaldı ki öyle bile olsaydı, tıpkı "bilgi ve inanç" kelimelerinde veya "kıyamet" kelimesinde olduğu gibi sözlüklerde evrensel bir hata sözkonusu olurdu ve onu düzeltmeye çalışırdık.

 

Lüks aşırılık veya gösteriş değildir.

 

Kimi namazı bile gösteriş için kılıyor olabilir ve Kuran böyle yapanı eleştirir.

 

Amaç başka birşeydir.

 

Ama namaz veya lüks, veya insanlara yardım etmek gösteriş değildir aslında.

 

Selam

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ve tekrarlayalım, bilgi denilen şey deneyler veya diğer kanıtlarla oluşan kuvvetli inançtır.

 

Mesela adınız Tarkan diyelim. Adınızın bu olduğuna inanıyorsunuz demektir. Hem de kuvvetli bir imanla. Ama yarın belki aileniz size falanca sebepten dolayı gerçek adınızı sizden sakladığını açıklayıp, isminizin aslında Mahmut olduğunu söyleyecektir. Bu sefer de delillere bakıp inancınızı yine belirlersiniz (Tarkan veya Mahmut).

 

Veya yarın falancanın size yemeğe geleceği söylense, bu haberi veren kaynak sizi ikna etmişse (mesela anneniz söylemiştir veya gelecek kişinin kendisi telefon açıp söylemiştir size vs.), bu sizin için bilgidir, yani delile dayalı inandığınız şey haline gelir.

 

Tüm bilimsel bilgi denilen inançlar da böyle. Kurulun size söylediğini kabul edersiniz, inanırsınız veya inanmazsınız. Deliller sizi ikna eder veya etmez. Sonuçta inançtan başka bir şey yok ortada.

 

Siz zan tahmin, veya hüsnü kuruntu ile inancı birbirine karıştırıyorsunuz. Hayır inanç inanmaktır, kabul etmektir. ister delile dayalı olsun, ister olmasın.

 

Tüm bilgiler de inançtır.

 

Selam

tarihinde Emre_1974tr tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Lüks hangi dilde kaliteli ve dayanıklı anlamlarına geliyorsa paylaşın, bilgim olsun. Türkçe argüman yaparken filanca dildeki kelime anlamını kullanıyorsanız böyle tepkiler ile karşılaşabilirsiniz. Bu normal.

 

Bilgiye gelince, bilimsel bilgiden bahsediyorsunuz ki anlamı sabittir. Ama örnekleriniz bilginin farklı tanımlarını kullanarak değişkenlik gösteriyor, yani tutarsızlık var. İlk tanı ile sabitlenen bilgi vardır, geleneksel bilgi vardır, bunların bilimsel kanıtları yoktur, ama bilgi diye nitelendirilirler. Bilimsel dediğiniz anda iş değişir.

 

İnsana verilen isim, insan ölene kadar sayısız kez değişebilir. Mesela benim için sizin isminiz ne olursa olsun, şu anda Emre_1974tr'dir. Yarın çıkıp da "benim adım aslında Emre!" derseniz :smashfreak: sizi istediğiniz isimle çağırırım. Bu bilimsel bilgi değildir, nüfus cüzdanınızla belgelenmiş isminiz de keyfi olarak mahkeme kararı ile değişebilir.

 

Yemeğe geleceğinize inandırıldığınız örnek, sizin de söylediğiniz gibi inanmak ile ilgili olup gerçekleşene ya da gerçekleşmeyene kadar bilgi sıfatı edinmez.

 

Hipotez, teori gibi bilimsel olan fakat kanıtlanamamış, bilgi düzeyine çıkamamış onca dahiyane fikir var. Darwin Teorisi'ni hepimiz biliriz, güzel bir örnektir, bilimsel bilgi değildir. Teoridir. Savunanlar her ne kadar sofistike, bilim ve kanıtlar ile konuşur gibi görünseler de aslen inanç üzerinden yürürler. Bir şeyin size mantıklı gelmesi bilimsel olarak kanıtlanmış bilgi olduğunu göstermez. Sevgiler...

Link to post
Sitelerde Paylaş
 

Hayır her dilde lüks bu anlama gelmiyor.

 

Kaldı ki öyle bile olsaydı, tıpkı "bilgi ve inanç" kelimelerinde veya "kıyamet" kelimesinde olduğu gibi sözlüklerde evrensel bir hata sözkonusu olurdu ve onu düzeltmeye çalışırdık.

 

Lüks aşırılık veya gösteriş değildir.

 

Kimi namazı bile gösteriş için kılıyor olabilir ve Kuran böyle yapanı eleştirir.

 

Amaç başka birşeydir.

 

Ama namaz veya lüks, veya insanlara yardım etmek gösteriş değildir aslında.

 

Selam

 

 

 

 

luxury: the state of great comfort and extravagant living.

 

https://translate.google.com/#auto/en/luxury

 

tanım uydurmuşsunuz. lüxün kalite ile ilgisi bulunmuyor. 

Link to post
Sitelerde Paylaş

Kelimelere takılmak yerine yaşamdan örnek vermek konu başlığı açısından daha yararlı olur.

Lüks, kalite, moda,, sağlamlık, kullanışlılık, çağdaşlık, temel ihtiyaçlar, yoksulluk, fakirlik bunlar yaşamda olan olgulardır ancak kendiliğinden olan doğal olgular değil, sisteme adabte edilmiş yaşam biçimleridir.

Bu yüzden lüks veya kalite ya da yoksulluk çözümü kelimelerde değil sistemin kendisindedir, sisteme kimin müdahale ettiğiyle orantılıdır. 

Halk dediğimiz çoğunluk sadece kendisine verildiği kadarıyla yaşar ve bu da yoksulluktur, azınlık ise çoğunluktan aldığı kadarıyla ihtişam kurar veya lüks içinde yaşar.

Çoğunluk dediğimiz kesim toplu olarak atılım yapmadığı müddetçe lüks denen özelllik azınlığı mutlu etmekten öteye gitmez.

Bu da her şeyden önce bilgi ile mümkündür, bilginin olmadığı yerde toplumun lüks veya kaliteli yaşam standardına kavuşması mümkün değildir.

Bu anlamda konuda bahsedilen lüks yaşam önerisi kendini kandırmaktan ibarettir...

Link to post
Sitelerde Paylaş
 

Kelimelere takılmak yerine yaşamdan örnek vermek konu başlığı açısından daha yararlı olur.

Lüks, kalite, moda,, sağlamlık, kullanışlılık, çağdaşlık, temel ihtiyaçlar, yoksulluk, fakirlik bunlar yaşamda olan olgulardır ancak kendiliğinden olan doğal olgular değil, sisteme adabte edilmiş yaşam biçimleridir.

Bu yüzden lüks veya kalite ya da yoksulluk çözümü kelimelerde değil sistemin kendisindedir, sisteme kimin müdahale ettiğiyle orantılıdır. 

Halk dediğimiz çoğunluk sadece kendisine verildiği kadarıyla yaşar ve bu da yoksulluktur, azınlık ise çoğunluktan aldığı kadarıyla ihtişam kurar veya lüks içinde yaşar.

Çoğunluk dediğimiz kesim toplu olarak atılım yapmadığı müddetçe lüks denen özelllik azınlığı mutlu etmekten öteye gitmez.

Bu da her şeyden önce bilgi ile mümkündür, bilginin olmadığı yerde toplumun lüks veya kaliteli yaşam standardına kavuşması mümkün değildir.

Bu anlamda konuda bahsedilen lüks yaşam önerisi kendini kandırmaktan ibarettir...

 

ne yazık ki yazdıklarınızı sonuna kadar okumak olanak dışı. çünkü yola çıkışınızda sorun var.

 

başlığı ve ilk iletiyi sözcükler üzerine kurmuşsunuz ve bu sözcükler aslında sandığınız anlama gelmiyor diye bir dolu yazmışsınız.

 

şimdi sözcüklerin tam olarak sandığımız anlamlara gelen sözlük karşılıklarını verdiğimizde, yukarda belirttiğim sözü ederek başlıyorsunuz.

 

yani kendi savınızı geçersiz kılıyorsunuz. bu yüzden gerisini okumanın bir anlamı kalmıyor.

 

Link to post
Sitelerde Paylaş

Hacı'nın kusuruna bakmayın arkadaşlar, birkaç gün saçmalamasa dili şişer zaten...

 

Dediğim gibi lüks aşırılık falan değildir, bu hastalık görüş insanların zihinlerine bilinçli olarak yerleştirildi. Dünyada kimlerin bunu sistemli bir şekilde gerçekleştirdiğini ise yazılarımı takip edenler bilir.

 

Sadece mallarda değil, yemekten sağlığa, karakterden insan ilişkilerine kadar her alanda lükse, zirveye ulaşmak en güzelidir.

 

Zaten cennet de lüksün zirvesidir her anlamda ve açıdan.

 

Ve her dilde aynı anlamda kullanılmaz, bunu da unutmayın. fakat öyle bile olsaydı değişen bir şey olmazdı, insanların yanlış bir inanç üzerinde olduğunu gösterip doğrusunu yazıyorum.

 

Bilgi konusuna gelecek olursak, isterse bilimsel olsun, isterse adınızın ne olduğu olsun, tüm bilgiler istisnasız inançtır. Ya da gözünüzle tanık olduğunuz bir olay olsun yine ortada inançtan başka bir şey yok. Eldeki delil sizin o yönde inanmanızı sağlamıştır. Bakın bir şeyin inanç olması onun gerçek dışı olduğu anlamına falan gelmiyor, alakası yok. Gerçeğe iman da inançtır.

 

Elinizdeki deliller tersini gösterinceye kadar o yönde inancınızı sürdürürsünüz. Deliller zıttını gösterirse bu sefer inancınız ters yönde olur.

 

Bilim kurulu denilen topluluk da kendi inançlarını paylaşır sizinle. Ama o bilimadamları size bilerek yanlış düşünceler de aşılayabilir veya eldeki verileri yanlış yorumladıkları için yine yanlış inançlar aktarabilirler.

 

Kısacası ne alanda olursa olsun bilgi inançtan başka bir şey değildir. Onun gerçek olduğunu düşünmeniz, kabul etmeniz veya ret etmeniz inancınızdır.

 

Selam

 

 

 

tarihinde Emre_1974tr tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
 

 

ne yazık ki yazdıklarınızı sonuna kadar okumak olanak dışı. çünkü yola çıkışınızda sorun var.

 

başlığı ve ilk iletiyi sözcükler üzerine kurmuşsunuz ve bu sözcükler aslında sandığınız anlama gelmiyor diye bir dolu yazmışsınız.

 

şimdi sözcüklerin tam olarak sandığımız anlamlara gelen sözlük karşılıklarını verdiğimizde, yukarda belirttiğim sözü ederek başlıyorsunuz.

 

yani kendi savınızı geçersiz kılıyorsunuz. bu yüzden gerisini okumanın bir anlamı kalmıyor.

 

İşte yine bir bilgi mahsuru ile karşılaştık :)

Bilgiyi var eden yaşamdır, dolayısıyla kelimeler ve anlamları yaşam içinde oluşur, bu yüzden kelimeler herkese göre farklı anlama kaçabilir, bunun için kelimeler yerine çözüme daha kolay ulaşmak için bizzat yaşamın kendisinden gidin diye bir öneride bulundum.

Ama bunu anlamadan kendinize göre bir önyargı postaladınız, umarım bu defa sonuna kadar okursunuz...

Link to post
Sitelerde Paylaş
 

Hacı'nın kusuruna bakmayın arkadaşlar, birkaç gün saçmalamasa dili şişer zaten...

 

Dediğim gibi lüks aşırılık falan değildir, bu hastalık görüş insanların zihinlerine bilinçli olarak yerleştirildi. Dünyada kimlerin bunu sistemli bir şekilde gerçekleştirdiğini ise yazılarımı takip edenler bilir.

 

Sadece mallarda değil, yemekten sağlığa, karakterden insan ilişkilerine kadar her alanda lükse, zirveye ulaşmak en güzelidir.

 

Zaten cennet de lüksün zirvesidir her anlamda ve açıdan.

 

Ve her dilde aynı anlamda kullanılmaz, bunu da unutmayın. fakat öyle bile olsaydı değişen bir şey olmazdı, insanların yanlış bir inanç üzerinde olduğunu gösterip doğrusunu yazıyorum.

 

Bilgi konusuna gelecek olursak, isterse bilimsel olsun, isterse adınızın ne olduğu olsun, tüm bilgiler istisnasız inançtır. Ya da gözünüzle tanık olduğunuz bir olay olsun yine ortada inançtan başka bir şey yok. Eldeki delil sizin o yönde inanmanızı sağlamıştır. Bakın bir şeyin inanç olması onun gerçek dışı olduğu anlamına falan gelmiyor, alakası yok. Gerçeğe iman da inançtır.

 

Elinizdeki deliller tersini gösterinceye kadar o yönde inancınızı sürdürürsünüz. Deliller zıttını gösterirse bu sefer inancınız ters yönde olur.

 

Bilim kurulu denilen topluluk da kendi inançlarını paylaşır sizinle. Ama o bilimadamları size bilerek yanlış düşünceler de aşılayabilir veya eldeki verileri yanlış yorumladıkları için yine yanlış inançlar aktarabilirler.

 

Kısacası ne alanda olursa olsun bilgi inançtan başka bir şey değildir. Onun gerçek olduğunu düşünmeniz, kabul etmeniz veya ret etmeniz inancınızdır.

 

Selam

 

 

 

 

Bilgi, inanç değildir, bilgiyi kendinize göre saptırmayın. İnanç, gözle görülmeyen ve genelde takdiri ilahi olarak adlandırılan dinsel bir terimdir.

Bilgi ise gözle görülen, testlerden geçirilen, kanıtlara dayalı ve varsayıma dahi yer vermeyen somut örneklerdir, belki bazen az-buçuk tahmin olabilir ki, bazı bilgilere tahminlerle ulaşılabiliyor...

Lüks, özel olmadığı müddetçe güzel bir şeydir, ancak kapitalizm diye bir sistem olduğu müddetçe lüks yaşam özelden dışarı çıkamaz, bu yüzden kapitalistlere has olan bir yaşam biçimini halka önermek için önce onu özelden alma yolunu anlatmalısınız. Örneğin küçük bir kesime bağımlı ekonomiden kurtulmanın yollarını daha sonra lüksü anlatın...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Hayır işte bu kabulünüzün yanlışlığını anlatıyorum.

 

Zanla inancı birbirine karıştırıyorsunuz.

 

Gözünüzle gördüğünüz şey sizin inancınızdır, hem de çok kuvvetli bir inancınızdır.

 

Onun gerçek olduğuna tüm kalbinizle inanıyorsunuz.

 

Ama belki yarın elde edeceğiniz delil o gün gördüğünüz şeyin öyle olmadığına ikna edecek size bu sefer inancınız başka yönde olacaktır.

 

Bir şey kanıta dayalı olunca inanç olmaktan çıkmıyor, tam tersine , çok daha kuvvetli bir inanç oluyor.

 

Artık çok daha şiddetli bir şekilde inanıyorsunuz demektir.

 

Tabii yarın deliller tersini gösterirse bu inancınızı bırakıp başka bir inanca sahip olursunuz.

 

Selam

Link to post
Sitelerde Paylaş
 

İşte yine bir bilgi mahsuru ile karşılaştık :)

Bilgiyi var eden yaşamdır, dolayısıyla kelimeler ve anlamları yaşam içinde oluşur, bu yüzden kelimeler herkese göre farklı anlama kaçabilir, bunun için kelimeler yerine çözüme daha kolay ulaşmak için bizzat yaşamın kendisinden gidin diye bir öneride bulundum.

Ama bunu anlamadan kendinize göre bir önyargı postaladınız, umarım bu defa sonuna kadar okursunuz...

 

 

:D önyargı değil, göz yanılgısı. niyeyse sizi emre_1974tr sanmışım. bu yüzden, ilk iletinizle çelişiyorsunuz diye yazmıştım. yaşlılık işte...

 

emre_1974tr olmadığınz için, yanıtım sizin için geçerli değil; çünkü çelişki oluşturmuyor bu durumda.

 

emre_1974tr'den de özür dilerim, yazmadığı bir şey için ona yüklenmişim.

tarihinde bir_akil_insan tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...