Jump to content

Recommended Posts

Öncelikle Cevap vermeden Sizlere bildirmek istedim, İnternetim sorunluydu Elhamdulillah Rabbim bu güne kısmet etdi bugun duzeldi artık Tebliğ'e devam tam gaz!.

 

Sorumuz bu olsun;

 

 Allah daha henüz Dünya'yı, İnsanı Yaratmadan, henüz Peygamber gelmemişken, her şeyi zaten biliyordu. Eğer Allah çoğunluğun Cehenneme gideceiğini biliyorsa, neden İnsanları yarattı, bu sadistik (acıdan zevk alan) değil midir ?

 

Bir İnsan bile Cehenneme gitse Allah hayal kırıklığına uğrar mı?  Allah Asla hayal kırıklığına uğramaz.

 

Allah sadist midir?, Sorunun cevabına gelince;

   
Ben bir okula başladım diyelim, Bir Öğretmen adil ise ve sınav esnasında 2+2=? diye soruyor diyelim, Öğrenci, Öğretmenin önünde "5" diye cevaplasa, Öğretmen müdahale edip"4" yazabilir. Sence öğretmenin bu yanlış cevabı sınav sırasında düzeltmesi doğru mudur?, Öğretmen 5'i 4 yaparsa diger öğrenciler ne düşünür sence? Adaletsizlik değilmi simdi diyebilirsiniz : Ama bu şekilde olmak zorunda değil olaylar, başka bir şekilde de yaratabilirdi, bu verdiğiniz kısıtlı bir örnek. 

 

Ama sen diyorsun ki, öyle birşey yaratılsın ki hata yapmasın. Allah zaten melekleri yarattı bunun için. Allah Melekleri Yarattı ve Melekler asla Allah'ın emirleri dışına çıkamaz. Ama İnsanoğlu Meleklerden daha üstün bir varlıktır. Meleklerin özgür iradeleri yoktur ama İnsanda vardır. Melekler iyidirler ama en üstün yaratılmış varlık değillerdir. İnsanlar özgür iradeleriyle Allah'ın emirlerine ya uyarlar ya da uymazlar. Eğer İnsan isen ve emirlere uymazsan Cehenneme gidersin, Eğer uyarsan Meleklerden de üstünsün. Çünkü Meleklerin özgür iradeleri yoktur, ve zaten Allah'ın emirlerine uyarlar ve şaşılacak birşey yoktur. İnsanoğlu daha üstün bir varlıktır o yüzden Allah özgür irade vermiştir insanlara, Allah her şeyi bilir çünkü Gaybın ilmi O'ndadır, Allah Geleceği bilir ve bu bağlamda Allah özgür iradeye sahip insanları yaratmıştır, buradaki suç insanındır Allah'ın değil.  

 

Şimdi, Hangisi daha iyi Allah'ın emirlerine uyan bir melek mi yoksa insan mı daha üstündür sence ? 

 

Diyebilirsin, Bana göre eğer ikinci bir seçeneğim olsa Melek olmak isterdim.

 

O yüzden Allah A'RAF Surersi 172. Ayette der ki;

 

 Bir de Rabbin ( ezelde ), Ademoğullarından, sulblerinden zürriyetlerini alıp da onları kendilerine karşı şahit tutarak: "Ben sizin Rabbiniz değil miyim?" dediği vakit, onlar da, "Evet, Şahit olduk (ki Rabbimizsin)" demişlerdi Böyle yapmamız kıyamet günü, "Biz bundan habersizdik" dememeniz içindir.

 

HAŞR Suresi 21. Ayette der ki;

 

 Biz, bu Kur'anı bir dağın üzerine indirseydik, andolsun ki sen onu Allah korkusundan saygı ile başını eğmiş, çatlamış parça parça olmuş görürdün. Bu misaller yok mu? İşte Biz, onları insan için düşünsünler diye veriyoruz.

 

 

Ahzab Suresi  72. Ayette der ki;

 

Biz emaneti, göklere, yere ve dağlara teklif ettik de onlar bunu yüklenmekten çekindiler, (sorumluluğundan) korktular. Onu insan yüklendi. (Bununla beraber onun hakkını da tam olarak yerine getiremedi.) Doğrusu o çok zalim, çok cahildir.

 

 Ben ve Sen cahiliz burda...

 

Diyebilirsin, Bana kimse sormadı, Adem ve Havva'ydı onlar.

 

Hayır kardeşim, Kur'an der ki;
 
 Her insanoğluna soruldu. Sonra da sildirdi, yani hatırlayamayacağımız şekilde. Kur'an'a göre, Allah soruyor bize, İnsan olursan Meleklerden daha üstün olabilirsin, ya da daha aşağı. yani Allah insanoğluna sordu ve Kur'an diyor ki insanoğlu cahillik yaptı. sen ve ben, ikimiz yani. Bizler cahiller olarak bu testi seçtik. Bu test süresince Allah'ın emirlerini takip edenler Meleklerrden üstündür. eğer Allah'ın emirlerine uymazsan Meleklerden daha aşağı olursun. Ben ve sen bu seçimi yaptık. Şimdi diyorsun ki, Hatırlamıyorum. Tabiki de hatırlamayacaksın. Ben de hatırlamıyorum. Ama ben Kur'an'a inanıyorum, hesap gününde Allah diyor ki:  Hiçbir insan Allah'ın adateletine itiraz edemez. Tek diyeceiğimiz; Allah'ım bize bir şans daha ver, ama Allah diyecek ki; artık çok geç!. Kısacası hiç kimse Allah'ın adaletine itiraz edemeyecek, bu yüzden sadece bir şans daha isteyecekler, eğer itiraz olsaydı şans istemezlerdi, Allah ise" çok geç " diyecek.
Allah bize bu dünyada o şansı veriyor zaten, hata yaptığında telafi etmen için süren var burda. Allah affeder böylece, tekrar hata yaparsın sonra, ama öldüğünde geriye dönüş yoktur. Soruya hitaben, neden Allah insani yarattı? Çünkü daha üstün bir yaratılış bu. Her insan, sen de dahil, kabul etmek zorundasınız ki, özgür iradesi olan bir varlığı yaratmak, özgür iradesi olmayanı yaratmaktan daha üstündür. Hatırlamıyorum diye bana karşı söylediniz diye "varsayıyorum" haklısın tabiki, ama öldükten sonra tekrar dirildin ya o zaman hatırlayacağını söyleceksin. "BİZ" bunu seçtik, eğer seçmeseydik sorabilirdin neden insan olarak yaratıldığını. Bu durumda Allah'a hata isnad ederdin. ama Allah kendi Kur'an'da söylüyor, dağlara sorduğunu ama biz insanlar bu yükü yüklendik. hatırlamaya geri dönelim eğer Hatırlasaydık bu bir sınav olmazdı. 

 

Düşün Öğretmen sana birşey öğretiyor, sana kitabı veriyor, ama test zamanı alıyor, eger verseydi bu sınav olmazdı.

 

Sınavdan sonra eve gidip kontrol edebilir misin edemez misin ? 

 Cevap : Kesinlikle

peki Sınav zamanı kontrol edebilir misin ?

  Cevap : Hayır 

İşte sınavımız şuan hala sürüyor kardeşim, bitince kontrol edersin. Öğretmenim ben hatırlamıyorum kitabı verir misiniz dersen vermez tabiki de (Sınav olurken). Sınav zamanı bunu yaparsan kopya sayılır. Sınav bittiği zaman hatırlamıyorsan hala gidip Allah'a bunun mantıksız olduğunu sorabilirsin. Ancak Kur'an diyor ki: Tek bir insan bile adalete itiraz edemeyecek. Kur'an tek doğru kitaptır Elhamdulillah.

  Bu sorunun ilk kısmını cevaplıyor. ilk kısmı yani Allah'ı bir sadist diye göstermen.  

 

Allah asla sadist(acı vermekten zevk alan) değildir.

 

Örneğin, tıp fakültesine başladım, öğrencilerin hepsinin tıbba girmesini istiyorum Kaç öğrenci tıp fakültesine giriyor sence? Neredeyse %5 gibi bir oran giriyor. belki %1 dir. 

Neden tıp fakültesine %1 oranında öğrenci giriyor ? 

çünkü seçilmesi lazım. Allah'ta cenneti yaratmıştır. Derecelendirmiştir. Firdevs Cennetine herkes gidemez.

Diyelim, Neden gidemez? diye sordun

Bende sana bi soru sorayım, Neden herkes tıbba giremez? 

Çünkü bu insan kapasitesiyle alakalıdır, eğer insanlar gidebilseydi giderlerdi. değil mi. 

işte biz bu şekilde yaratıldık. Aynı şekilde, herkes doktor olamaz, kapasiteyle alakalı, ve herkes Firdevs Cennetine gidemez, Allah'ın sana verdiği kapasiteyi kullanman lazım. Eğer Allah'ı dinlemezsen gidemezsin. Eğer dinlersen Cennete gitmek çok kolay. Eğer zekanı kullanırsan çok kolay ve eğer kendine karşı dürüstsen. Eğer Zeki değilsen bile Cennet'e girebilirsin sadece dürüst olman yeterli. Allah farklı seçenekler vermiştir bizlere. O'nu nasıl takip edeceğimizle alakalı. Bazı insanlar kendini zeki sanarlar, ben de onlara daha zeki olduklarını söylerim. Zeki insan, Siyah veya Beyaz da olsa bunun apaçık doğru olduğunu görecektir.  Francis Bacon der ki: Az bilim insanı ateist yapar ama derinlemesine bilim yapmak Allah'a inanmanı sağlar. Bu yüzden Allah sadist demem, bu testi seçen bizler cahiliz derim. Allah değil ! Allah sana seçenek sundu çünkü. Ne olmak istediğimizi biz seçtik, bu yüzden Allah değil bizler sorumluyuz. Allah sadist değil, ama biz cahiliz. Kur'an bunu söyler, Hesap gününde İnşaAllah ben de sende göreceğiz bunu.

 

İnşaAllah Cennete gidersem Allah'a bana insan olma seçeneğini sunduğu için şükredeceğim Eğer gidersek tabi, ama kaybedersek kendimi lanetleyeceğiz. 

 

 

İnşaAllah Allah sadistmidir sorusunu cevapladığıma inanıyorum. Allah tümünüze Hidayet nasip etsin Kalplerinize İman nasip etsin. Amin. İyi günler

 

 

 

 

 

 

 

 

  

 

 

 

 

 

 

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 41
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

 

 Her insanoğluna soruldu. Sonra da sildirdi, yani hatırlayamayacağımız şekilde.

 

Şu zırvaladığının ne kadar saçma sapan bir zeka özürlülük olduğunu da göremiyorsan, seni insan sanıp laf anlatmak bile enayilik olur. Şu komik zırvaya bak yahu! Şunu laf diye nasıl yazabiliyorsun, anlamak çok güç. Sen şu unuttuğun sana verdiğim on milyon borcu bir havale ediver bakayım. IBAN: UK48 1289 0000 5600 0001 6756 34. Sakın geciktirme.

Link to post
Sitelerde Paylaş
 

Şu yazımı okursan konuyu öğrenebilirsin:

 

http://emre1974tr.blogspot.com.tr/2013/11/kotuluk-problemine-cevap.html

 

Selam

Burdaki yazı saçma sapan küçüxük çocuklar öldürülüyor,  tecavüze uğruyor. Senin demene göre bunlar allahın imtihanı. Saçmalıyorsunuz.böyle bir konu çocuğunuzun başına gelse (gelmesini istemem) oturup allah imtihan etti,  o yüzden 3 kişi tecavüz edip öldürdü mü diyeceksin? 

Link to post
Sitelerde Paylaş

Allah:Bana niye tapmadın?

 

X:Sana niye tapayım,derdin ne?Tapılmaya ihtiyacın mı var?

 

Allah:Sen aşk tanrıçasına tapmışsın..!

 

X: Evet taptım,O aşk ve güzelliğin en yücesidir,hiç bir insanı senin gibi bölmez,kutuplaştırmaz,birbirine kırdırmaz..kıskandın mı?

 

Allah:Kıskanmadım desem yalan olur..

 

X:Tek ve rakipsiz değilmisin?Kıskançlık niye?

 

Allah:Hakikaten niye yahu?Hiç aklıma gelmedi bu bak..Olmayan şeyi niye kıskanıyorum ben?Neyse..(Bu x,beni iyi bozdu ha,bunu kesin yakmalıyım..)

 

Allah:Günah defterine bakıyorum şirk koşmak dışında kötülüğün yok,hiçbir insanın,hatta hayvanın bile canını incitmemişsin..

 

X:Evet yok,hayatım boyu resim ve güzel sanatlarla uğraştım,eğitim verdim,kimsesiz ve aç çocukların eğitim ve beslenme sorunlarını çözmeye çalıştım,böyle mutluydum..

 

Allah: Yanacaksın..şirk koşmuşsun onu affetmem..Bana tapacaktın,gerisi boş..

 

X:Beni yak tamam ama ilk önce kendini yak,bu sadistlik,narsistlik ve kıskançlıkla tanrı olsan ne yazar..İyi ki tapmamışım sana..

 
Link to post
Sitelerde Paylaş
 

 

Şu zırvaladığının ne kadar saçma sapan bir zeka özürlülük olduğunu da göremiyorsan, seni insan sanıp laf anlatmak bile enayilik olur. Şu komik zırvaya bak yahu! Şunu laf diye nasıl yazabiliyorsun, anlamak çok güç. Sen şu unuttuğun sana verdiğim on milyon borcu bir havale ediver bakayım. IBAN: UK48 1289 0000 5600 0001 6756 34. Sakın geciktirme.

 

 

 

Şimdi, Allah insanlara görme, işitme gibi duyular vermiştir değil mi.

 

Kabirde Azap gören kişilerin cığlıklarını duyamamamız Büyük bir nimettir. ya duysaydık Kabre koydun Anneni Babanı Kardeşini Teyzeni vs. Bunlar'da Allah'ı inkar ediyordu diyelim, Koydun bu akrabanı kabre, Allah'ta kulaklarını açtı Feryatlarını kabre koyar koymaz duyarsın. Ne yemen kalır ne uyuman Hayattan lezzet alamazsın Hadisle teyid edeyim;

 

Allah'a yemin olsun, benim bildiğimi siz bilse idiniz az güler, çok ağlardınız, yataklarda kadınlarla telezzüz etmezdiniz, yollara, çöllere dökülür, (belanızı defetmesi için) Allah'a yalvar yakar olurdunuz. [(Tirmizî, Zühd 9, (2313); İbnu Mâce, Zühd 19, (4190).]

 

Bu Dünyada bir İnsanın En çok lezzet aldığı iki şey;

1. Yemek

2. Eş

Kadın Kocasından lezzet alır Erkek'te karısından lezzet alır. Allah bizi birbirimize düşkün yaratmıştır. Peygamberimiz Gördüğüm şeyler görseydiniz diyor. bakın işitmekten bahsetmiyorum Görmek işitmekten cok daha büyük bir yakin demektir. Hz. Muhammed (S.A.V) neleri gördü Mahşer gününü gördü Cenneti gördü Cehennemi gördü azab edilen insanları gördü. Benim bu gördüklerimden bir kısmını görseydiniz ne yemeklerden lezzet alırdınız, ne hanımlarınızdan lezzet alabilirdiniz. Lezzet biterdi. İşte Allah'ın bazı şeyleri bize bu dünyada sınırlı olarak vermesi bir nimet değil midir. Bakın Yüce Allah bunun gibi Görme duyumuzu sınırlamış ve herşeyi görmemizide engellemiştir. İşitmeyi olduğu gibi görmemizide engellemiştir. Buda bizler için bir nimettir.

 

    Sofraya oturduğunuzda tabağın içindeki yemekteki bakterilerin hepsinin haraketlerini gördüğünüzü düşünün, o yemeğe elinizi surmez hızla sofradan kalkardınız.

 Bilirsiniz her yemekte ve her içecekte bakteri vardır yani mikroplar canlı gözle görülmeyecek kadar küçük tohumlar.

 

Sofraya oturdun bakteriden daha büyük olan kurtçuklar, Kurtçuklar gözle görülür, Elma'nın içine girmiş olan kurtçuk Sineğin içine girmiş olan kurtçukları bilirsiniz. Beyaz beyaz minik minik, çürümüş Et'in içindeki kurtçukları görürsünüz tiksinti vericidir. Sofraya bi oturdun Hanım akşam önüne yemeği getirmiş, Bi baktın tabağa, içinde kurtçuklar var yüzlerce kurtçuk yermisin o yemeği. Hanıma dersin bu nedir ya. Bunun gibi Bakterileri görebilseydin o Yemeği  yer miydin, Yemezdin Allah gözünü sınırladı. Ya o gözünle kabirde yatanları görseydin Hayat biterdi sınav biterdi imtihan biterdi gece gündüz anlını secde'den kaldırmazdın. İşitme ve Görme duyumuza bu sınırları koyan Allahımız, Hafıza kuvvetimizede bi sınırlama koymuştur. Tıpkı işitme ve görme gibi Allah hafızamızın bir kısmını kullanmayı bize nasip etmiş. Tamamını nerde kullancaz İnşaAllah Cennette orda unutmak yok. Ama burda bir kısmını kullanabiliyoruz.

 

  Mesala 2 3 yaşından önceki halimizi yani bebekliğimizi hatırlayamayız. Bunun yanında Anne karnında geçen Ruhumuzun ufurulme safhalarınıda hatırlayamayız tüm bu verdiğim örneklede olduğu gibi hatırlayamadığımız bir meselede Ruhlar Aleminde Allaha verdiğimiz o sözdür. Peki ezeli ervah'ta verdiğimiz bu sözü yani Rabbimizin sorduğu soruyu ve cevabımızı hatırlayabilseydik nolurdu. O zaman imtihan biter, Dünyadaki herkes iman eder ve bir sınavada gerek kalmazdı.

 

Halbuki Allah Hanginizin daha güzel amel yapacağını sınamak için ölümü ve hayatı yaratandır. Buyurarak sadece iyi Amel yapanları Cennetine koymak için ölümü ve hayatı yarattığını bize bildiriyor.

--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

 

 

Ya madem sildirdiyse nasıl hatırlıyorsunuz?? Ulan saçmalamakta sınır tanımıyorsunuz.. 

 

Biz o anı hatırlamıyoruz ki A'raf suresi 172. Ayette Allah sorduğunu haber veriyo. o yuzden

 

---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

 

 

Aptal zakir naik konuşmasından alıntı yapmışın birde hey Allahım ya

 

kötü söz sahibinindir.

 

 öncelikle İslam'ı biz biyerlerimizden uyduramayız, Din'i bilen Alim'lerden öğreniyoruz alimler Fıkıh bilir İslam Hakkında herşeyi bilir. ben İslamı anlatmayı;

 

Cübbeli Ahmet Hoca, Nihat Hatipoğlu, Mustafa Karataş, Zakir Naik, Necmettin nursaçan, Ömer döngeloğlu gibi hocalardan öğrendim. Alimlerin sohbetinden alıntı yapılır. yani kendim birşey uretemem.

 

Nihat hatipoğlu diyodu : Ateistler Allah'a inanmıyo ama dara düştüğümü Allah'ım dermiş :D sende bak hey Allahım diyosun bi açıdan mutlu oldum diyebilirim.

 

-----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

 

 

Hiç bişeyden haberi olmayan bebeklerin katledilmeleri?? ALLAHIN haberi yok mu? Küçük kızların tecavüze uğramaları?? Allahın haberi yok mu? var.. Allah bunu ibret olsun diye mi yapıyor?? Yokk bence açıkça sadistlik yapıyor.. 

 

Cevap 1:

Allah insanları imtihan etmek üzere yaratmıştır. Bu imtihanın adalet anlayışına uygun olması için, imtihana tabi tuttuğu herkese iyi ile kötüyü fark edecek bir akıl, istediğini yapabilecek bir özgür irade vermiştir. Delilerin, çocukların ve iradesi dışında zorlanarak bir kötülüğü yapan kimselerin sorumlu tutulmamasının anlamı da budur.

Eğer Allah adam öldürmek isteyenin elinden tutup engellese, bir kız çocuğuna tecavüz edip öldüren kimseye mani olsa, ortada imtihan diye bir şey kalmaz. O zaman imtihanı kaybedecek kimse kalmaz. Bu durumda imtihanın bir anlamı kalmaz.

Bu sebeple, ortada aklı başında insanların özgür iradeleriyle yaptıkları kötülüklerin faturasını Allah’a çıkarmak yerden göğe bir haksızlık ve adaletsizliktir.

Adalet demek, aynı zamanda her şeyi dengede tutmak demektir. Evrenin milyarlarca bölümü, ünitesi, sisteminin harika bir düzen içinde, harika bir dengede varlıklarını sürdürmekte olduklarına göre, ortada Allah’ın sonsuz bir adaleti vardır.

Ayrıca, Hz. Âdem’den beri bir çok zalimi tokatlayan bir adaletin, bir çok masumu kurtaran bir merhametin varlığını gösteren binlerce olay tarihçe sabittir. Ancak bu dünyadaki imtihan sebebiyle ve bu dünyanın adaletin tamamen tecellisine kabiliyeti olmadığı için, bunun başka bir yerde tecelli etmesi gerekir.

Bu sebeple, haşrin varlığına en büyük delillerden biri olan Allah’ın adaletine saldırmak, pek yakında bizi de yakalayacak olan ölümden sonra o adaletin peçesinden kimse bizi kurtaramaz.

Haksızlığa uğrayanlara cennet gibi bir mükâfatın verilmesi bile onlar için bir bir huzur temin etmez manasına gelen itiraz ise ne ilmen ne aklen kabul edilen bir şey değildir.

Çünkü bugün haksızlığa uğrayan yüzlerce insan tıbbi bir terapi sonucunda iyileşiyorlar. Keza, bilerek veya bilmeyerek bir kimsenin sakat kalmasına sebep olan insanlar tarafından maddi bazı imkanlar sağlanmak suretiyle bir derece onların huzuruna katkı sağlandığı kabul edilmektedir.

Şimdi hiçbir yönüyle kıyaslanamaz bir farkla ebedi bir cennet hayatını vermek, her türlü manevi yarayı iyileştirecektir. Bir saat içinde işkence yapılarak zalimce öldürülmesine mukabil, milyarlar sene en mutlu bir hayatı temin etmek, ölümsüz bir yerde sonsuza dek sürecek bir mutluluk temin etmek, şüphesiz bütün dünyadaki sıkıntıları unutturacak bir mükâfattır.

Kaldı ki, her şeye gücü yeten Allah cennete koyduğu insanlardan sıkıntı verecek bütün hatıraları silebilecektir. Bütün yaraları tedavi edebilecektir. Huzurun yeri olan cennette huzursuzluk unsurlarına asla yer vermeyecektir. Bu konuda bir çok ayet ve hadis vardır.

Cevap 2:

İmtihan geniş bir yelpazede sürmektedir. Bazen doğrudan kişi imtihana tabi tutulur ve ona göre başına bazı şeyler gelir. Bazen de başkasının imtihanından dolayı o da o imtihanın içinde bir figür olarak yer alır.

- Örneğin, bir adam bir adamı öldürse, buradaki imtihan yalnız katil olan adama yöneliktir. Çünkü öldürülen maktulün imtihanı diye bir şey söz konusu olamaz.

Bunun gibi, küçük yaşta, daha sorumluluk çağına gelmemiş bir kızın tecavüze uğraması onun imtihanı değil, mütecaviz olan o şerefsiz kimsenin imtihanıdır.

- Önemle vurgulanması gereken bir hakikat da şudur ki: hiç bir günah bizzat Allah tarafından imtihana konu edilmez. Çünkü Allah, küfre razı olmadığı gibi, günahların işlenmesine de razı değildir.

“Eğer inkâr edecek olursanız bilin ki Allah sizden müstağnidir, hiç kimseye ve hiçbir şeye ihtiyacı yoktur, ama kullarının küfre / inkâra sapmalarına razı olmaz.” (Zümer, 39/7)

mealindeki ayet ve benzerlerinde bu gerçeğe işaret edilmiştir.

Peki imtihan nasıl olur?

İmtihan iyi insanlarla kötü insanları birbirinden ayırt etmek için yapılır. Bu sebeple, imtihanın eşit şartlarda adil bir şekilde cereyan etmesi için, imtihana tabi tutulan bütün insanlara akıl ve özgür bir irade verilmiştir. Bu özgür iradenin kullanılması insanın kendi sorumluluğundadır. Ancak imtihanın olabilmesi için onun olumlu ve olumsuz yanlarının olması gerekir. Çünkü kazananların yanında kazanmayanlarında olması gerekir. Bunun için Allah, örneğin konumuzda olduğu gibi, insanlarda şehvet duygusunu yaratmış ve onlara “sakın gayr-ı meşru yolda bunu kullanmayın” diye emretmiştir. İmtihanın malzemesi: şehvet duygusu ve karşı cinslerin varlığıdır. Gayr-ı meşru bir şekilde bu şehveti tatmin etmek ise, bu imtihanın bir sonucudur.

Bu sebeple, diyebiliriz ki, bir küçük kıza tecavüz etmek imtihan değildir. İmtihanın malzemesi olan şehvet duygusunu yanlış kullanan bir kimsenin elde ettiği olumsuz imtihan sonucudur.

- Tabii ki bu konuda erkek için söz konusu olan bu “şehvet imtihanı” olumsuzlukla sonuçlanmış ve o adam imtihanı kaybetmiştir. Ancak, bu imtihanın olumsuz yan etkilerinden o kız çocuk da etkilenmiş olabilir ve hayatında bazı zihinsel sıkıntılar çekebilir. Fakat, o da şunu düşünmelidir ki, rızası dışında başına gelen hiç bir günahtan dolayı kendisi sorumlu değildir. Ve başkasının kaybettiği bu imtihanın yan etkilerinden dolayı kendisine sevaplar yazılır. Belki bu olumsuzluk hayatının geri kalan kısmında daha dikkatli olmasını ve  bazı günahlardan daha fazla uzak durmaya gayret etmesini sağlar. Bu da onu “bazı şerlerde hayır var” düsturuna mazhar eder.

- Bu incelikler bilinmediği için -örneğin- küçük bir kıza yapılan tecavüz, o çocuğun bir imtihanı gibi algılama yanlışına düşülmektedir. Bu defa: “Küçük bir çocuğun ne suçu var, ne diye imtihana tutulmuş?” gibi altından çıkılmaz sorulara zemin hazırlanır. Oysa bizim söylediğimiz hakikat anlaşılırsa, bu gibi olumsuz sorular zihnimizde yer etmez, olanlar da gider.

 

--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

 

 

Şu yazımı okursan konuyu öğrenebilirsin:

 

http://emre1974tr.blogspot.com.tr/2013/11/kotuluk-problemine-cevap.html

 

Selam

 

bu kardeşi boşverin. 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş

 

 

 

Bu Dünyada bir İnsanın En çok lezzet aldığı iki şey;

1. Yemek

2. Eş

Ancak senin gibi vizyonsuz, hayat görüşü sığ,bastırılmış duygularla hayatını geçiren insanların istedikleridir.Bizler çok farklı şeylerden lezzet alabiliyoruz. Abazalık içinize işlemiş.. 

 

 

Biz o anı hatırlamıyoruz ki A'raf suresi 172. Ayette Allah sorduğunu haber veriyo. o yuzden

Hani Rabbin (ezelde) Âdemoğullarının sulplerinden zürriyetlerini almış, onları kendilerine karşı şahit tutarak, “Ben sizin Rabbiniz değil miyim?” demişti. Onlar da, “Evet, şahit olduk (ki Rabbimizsin)” demişlerdi. Böyle yapmamız kıyamet günü, “Biz bundan habersizdik” dememeniz içindir. 

 

Burda söylediğin olaydan bahsetmiyor. Diyeceksin tevsirler var ama kuran tevsirlere bakın demiyor. Hatta tam tersine, enam 114, ankebut 51, belirttiği gibi başka bi kitaba ihtiyaç duymuyor.Siz beyin fakirleri aslında allahın sözlerine karşı geliyorsunuz tevsirlere bakarak. Yanacaksınız.. 

 

 

 

 

 

 

 öncelikle İslam'ı biz biyerlerimizden uyduramayız, Din'i bilen Alim'lerden öğreniyoruz alimler Fıkıh bilir İslam Hakkında herşeyi bilir. ben İslamı anlatmayı;

 

Cübbeli Ahmet Hoca, Nihat Hatipoğlu, Mustafa Karataş, Zakir Naik, Necmettin nursaçan, Ömer döngeloğlu gibi hocalardan öğrendim. Alimlerin sohbetinden alıntı yapılır. yani kendim birşey uretemem.

 

Nihat hatipoğlu diyodu : Ateistler Allah'a inanmıyo ama dara düştüğümü Allah'ım dermiş :D sende bak hey Allahım diyosun bi açıdan mutlu oldum diyebilirim.

Saydığın kişileri kendinden üstün görmen bile,  basit apaçık gönderrilmiş kuranı anlayamayacak kadar düşük bir zekaya sahip olduğunu gösterir. Bu kitap bu şahıslara inip sizi aydınlatacaklar diye bir ayet göremiyorum.Kuranı anlamak için alim olmaya gerek yok.. 

 

 

 

 

Delilerin, çocukların ve iradesi dışında zorlanarak bir kötülüğü yapan kimselerin sorumlu tutulmamasının anlamı da budur.

Eğer Allah adam öldürmek isteyenin elinden tutup engellese, bir kız çocuğuna tecavüz edip öldüren kimseye mani olsa, ortada imtihan diye bir şey kalmaz. O zaman imtihanı kaybedecek kimse kalmaz. Bu durumda imtihanın bir anlamı kalmaz.

Kız çocugun olur da tecavüz ederlerse,  sen de imtihan deyip gayet normal karşılarsın. Bir soru daha ya küçük kıza tecavüz eden akli dengesi bozuk biriyse?? O zaman Allah kimi imtihan ediyor?? 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Bu sebeple, diyebiliriz ki, bir küçük kıza tecavüz etmek imtihan değildir. İmtihanın malzemesi olan şehvet duygusunu yanlış kullanan bir kimsenin elde ettiği olumsuz imtihan sonucudur.

Bir adamın imtihanı için suçsuz bir kızı malzeme yapıosun. Ne kadar iğrenç bir durum. 

 

- Tabii ki bu konuda erkek için söz konusu olan bu “şehvet imtihanı” olumsuzlukla sonuçlanmış ve o adam imtihanı kaybetmiştir. Ancak, bu imtihanın olumsuz yan etkilerinden o kız çocuk da etkilenmiş olabilir ve hayatında bazı zihinsel sıkıntılar çekebilir. Fakat, o da şunu düşünmelidir ki, rızası dışında başına gelen hiç bir günahtan dolayı kendisi sorumlu değildir.

Evet masum kız tecavüze uğradı ve allah ona günah yazmıyor.ertesi gün normal hayatına devam edebilir. 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Görüldüğü gibi  kuranın insan haklarıyla uyuşmadığı, kadınların sex oyuncağı gibi görüldüğü, tecavüzün imtihan sayıldığı ve sadece zekasız insanların inandığı bir dinsiniz. İnanlar bile kuranı yeterli bulmuyor ki bu şarlatan alimlere ihtiyaç duyuyor. 

 

 

tarihinde Taykob tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
 

 

Sorumuz bu olsun;

 

 Allah daha henüz Dünya'yı, İnsanı Yaratmadan, henüz Peygamber gelmemişken, her şeyi zaten biliyordu. Eğer Allah çoğunluğun Cehenneme gideceiğini biliyorsa, neden İnsanları yarattı, bu sadistik (acıdan zevk alan) değil midir ?

 

Bir İnsan bile Cehenneme gitse Allah hayal kırıklığına uğrar mı?  Allah Asla hayal kırıklığına uğramaz.

 

Allah sadist midir?, Sorunun cevabına gelince;

   
Ben bir okula başladım diyelim, Bir Öğretmen adil ise ve sınav esnasında 2+2=? diye soruyor diyelim, Öğrenci, Öğretmenin önünde "5" diye cevaplasa, Öğretmen müdahale edip"4" yazabilir. Sence öğretmenin bu yanlış cevabı sınav sırasında düzeltmesi doğru mudur?, Öğretmen 5'i 4 yaparsa diger öğrenciler ne düşünür sence?

 

 

Bu nasıl benzetmede hatalar var hemen hataları düzeltelim ve adaletsizlik var mı yok mu görelim.

 

►Öğretmen öğrencileri yaratamaz bu açığı ortadan kaldırıyor ve öğrencileri öğretmenin yarattığını var sayalım.

 

►Ne yazık ki dünyada herkes eşit şartlar altında '' sınava '' sokulmuyor. Halbuki sınıfta herkes öğretmenin önünde aynı soru ve aynı şartlar altındadır.

 

Şimdi konumuza dönelim ve benzetmeyi tamamlayalım 

 

Bir öğretmen düşünün öğrencilerini kendi yarattı sonra kimine ingilizce öğretirken kimine türkçe hatta bazısına ise kimya öğretti. Kalan küçük bir azınlığa ise matematik öğretti. 

Sonra hepsini kimyadan sınava soktu....Kimisini sınıfta kimisini yemekhanede soktu..... Şimdi bu adil midir ? Hayır değildir peki hepsine aynı dersi öğretip o dersten aynı yerde sınav yapsaydı doğru olur muydu ? Yine olmazdı çünkü yanlış yapana cehennem var ve tüm öğrencileri sen yarattın, bu durumda kimisini cehenneme gitmesi için yarattın. 

 

►Ayrıca gidecek birileri var ki allah cehennemi yaratmış. Gidecek birileri olduğu zaman yaratırım cehennemi dur bakalım bir dememiş. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
 

Allah sadist midir?, Sorunun cevabına gelince;

   
Ben bir okula başladım diyelim, Bir Öğretmen adil ise ve sınav esnasında 2+2=? diye soruyor diyelim, Öğrenci, Öğretmenin önünde "5" diye cevaplasa, Öğretmen müdahale edip"4" yazabilir. Sence öğretmenin bu yanlış cevabı sınav sırasında düzeltmesi doğru mudur?, Öğretmen 5'i 4 yaparsa diger öğrenciler ne düşünür sence? Adaletsizlik değilmi simdi diyebilirsiniz : Ama bu şekilde olmak zorunda değil olaylar, başka bir şekilde de yaratabilirdi, bu verdiğiniz kısıtlı bir örnek. 

 

 

Doğru örnekleme şu şekilde olabilir....; bu öğrenci sınavda 2x2 sorusunu "5" diye cevapladı.... yanındaki öğrenci gelip "kafir aşağılık sapık" dedi, tehdit ve hakaretlerle düşmanlığını ilan etti.

öğretmen de, diğer öğrencilere "bunu sakın dost edinmeyin, ondan haraç kesin, "2x2=5" demekten vazgeçmezse öldürün" dedi...

öğretmen, bununla da kalmadı, sınav bittikten sonra öğrenciyi kalorifer dairesine indirip diri diri bağırta bağırta yaktı.... diğer öğrencilere de bunu seyrettirdi...

Diğer öğrenciler de vicdansızca "iyi ki bize bunu yapmadın" diyerek hocalarına teşekkür ettiler....

Ayrıca öğretmen şunu dedi...; "öğrencilerime bu işkenceyi yapmak için zaten baştan yemin etmiştim. çünkü ben çok merhametliyim !"

 

Şimdi böyle bir sınav olabilir mi..... ve bu örneğin kuran'da bahsedilene göre, bir abartısı var mıdır....?

Kuran'ı dürüstçe okuyan biri gayet iyi bilir ki, bu örneklemenin fazlası yok, eksiği var!  

 

 

 

tarihinde Mindsurfer tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

"Her insanoğluna soruldu"

Yani allah ıssız adadaki yamyam kabile mensubuna da sormuş önceden: "bak yer ve dağlar falan yemedi, sen imtihanı kabul ediyor musun?". o da evet demiş. ama o ne bilsin, hayvan gibi yaşayıp ölmüş ve imtihanı geçememiş, cayır cayır yanmış. ama allah sadist değil. evet.

aynısını bazı namaz vakitlerinin girmediği kutuplarda yaşayan eskimolara da sormuş ha. tüh, neyse onlar da ısınır biraz. 

şimdi bunlar sorumlu değil diyeceksen, o zaman bir daha düşün, her insana mı sorulmuş? bana sorsa hayır derdim çünkü. kabul etmiyoruz biraderim, sanki çok meraklıyız 80 yıl yaşayıp sonsuza kadar yanmaya. Sorduysa bile hayat konusunda spoiler vermeyip hile yapmış.

tarihinde skeptikal tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
On 11.07.2017 at 00:00, AteistlereCevabıVerenİSLAM said:

Sorumuz bu olsun;

 

 Allah daha henüz Dünya'yı, İnsanı Yaratmadan, henüz Peygamber gelmemişken, her şeyi zaten biliyordu. Eğer Allah çoğunluğun Cehenneme gideceiğini biliyorsa, neden İnsanları yarattı, bu sadistik (acıdan zevk alan) değil midir ?

 

Ben bir okula başladım diyelim, Bir Öğretmen adil ise ve sınav esnasında 2+2=? diye soruyor diyelim, Öğrenci, Öğretmenin önünde "5" diye cevaplasa, Öğretmen müdahale edip"4" yazabilir. ....................................

 

(Seni alttaki yazıyı atlamayasın diye alıntıladım kandıralı)

 

1 hour ago, Mindsurfer said:

 

Doğru örnekleme şu şekilde olabilir....; bu öğrenci sınavda 2x2 sorusunu "5" diye cevapladı.... yanındaki öğrenci gelip "kafir aşağılık sapık" dedi, tehdit ve hakaretlerle düşmanlığını ilan etti.

öğretmen de, diğer öğrencilere "bunu sakın dost edinmeyin, ondan haraç kesin, "2x2=5" demekten vazgeçmezse öldürün" dedi...

öğretmen, bununla da kalmadı, sınav bittikten sonra öğrenciyi kalorifer dairesine indirip diri diri bağırta bağırta yaktı.... diğer öğrencilere de bunu seyrettirdi...

Diğer öğrenciler de vicdansızca "iyi ki bize bunu yapmadın" diyerek hocalarına teşekkür ettiler....

Ayrıca öğretmen şunu dedi...; "öğrencilerime bu işkenceyi yapmak için zaten baştan yemin etmiştim. çünkü ben çok merhametliyim !"

 

Şimdi böyle bir sınav olabilir mi..... ve bu örneğin kuran'da bahsedilene göre, bir abartısı var mıdır....?

Kuran'ı dürüstçe okuyan biri gayet iyi bilir ki, bu örneklemenin fazlası yok, eksiği var!  

 

Notimportant'ınkiyle birlikte taşı gediğine oturtan iki analoji..Elinize sağlık.

Ama ben ufak bir ekleme yapmak, çeşitlendirmek istiyorum..

 

1-) Bu benzetmede olsa olsa 2x2=4 diyen öğrenci, "5" diyen ise tanrıdır.

 

Öyle ya; formel mantık ve bilim, yani tüm araç ve gereçleri ile birlikte akıl: "Tanrı yok din yalan" diyor. Yani 2x2=5 olamaz.

İddia sahibi bir masal kitabı ise tanrı vardır, ben ondan geldim diyor. Yani 2x2=5

İddia sahibi ya da öğretmen: evrim, bilim yalan diyor.

Öğrenci, aklına yatmayan ve yatmaması da gayet doğal olan şey için cezalandırılıyor. Hem de ne cezalandırmak.

 

2-) Ayrıca 2x2=4 analojisi başka bir açıdan da yanlış.

 

İddia edilen şey, sınanan şey, ya da imtihanın konusu, 2x2=4 benzeri açık bir gerçek değil.

Öyle olsa bu açık bir bilgi olurdu. "Bilmek" olurdu. O zaman da ortada inanç olmaz, inanca yer kalmaz, imtihan falan da hikaye olurdu.

Müslüman aklı zaten analoji/benzetme yapmayı becermiyor ama, ısrarcı olacaklarsa eğer, sınanan şeyin özgül ağırlığını da buna göre ayar etmeleri gerekir.

Analojiyi bu şekilde kurmak kadar, onu bu haliyle "tanıyarak" cevap vermek demek, ona hakettiğinden çok daha fazla paye biçmek demektir.

Bir analojiye dahi hakkettiğinden fazlasını vermeyelim. (Ki üstteki iki mesajda da hakettiğinden fazlası verilmemiş.)

 

Öğretmen, kesin olarak bilinmesi mümkün olmayan, inanca yer bırakacak, ancak sadece ve her nedense inanmanın doğru cevap kabul edildiği soru ya da sorular soracak. Sormalı.

Öğrenci ise sadece ve sadece inandığı ya da inanmadığı için geçecek ya da kalacak.

Sınavın ön kabul ve de ön koşulu şu: inanmak iyi, inanmamak kötüdür.

Sınavdaki tek soru ise şundan ibaret, inanıyor musun, inanmıyor musun?

 

Sınav şöyle olmalı mesela:

Öğretmen der ki: kapının arkasında 10 tonluk fil var. İnanıyorsan huri, inanmıyorsan kıllı nuri..

..........................

 

1 ve 2 no.lu maddelerin toplamı ise "sadistliği" veriyor. Diktatörlük ve sadistlik.

 

tarihinde teflon tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
 

 

 

 

Şimdi, Allah insanlara görme, işitme gibi duyular vermiştir değil mi.

 

Kabirde Azap gören kişilerin cığlıklarını duyamamamız Büyük bir nimettir. ya duysaydık Kabre koydun Anneni Babanı Kardeşini Teyzeni vs. Bunlar'da Allah'ı inkar ediyordu diyelim, Koydun bu akrabanı kabre, Allah'ta kulaklarını açtı Feryatlarını kabre koyar koymaz duyarsın. Ne yemen kalır ne uyuman Hayattan lezzet alamazsın Hadisle teyid edeyim;

 

Allah'a yemin olsun, benim bildiğimi siz bilse idiniz az güler, çok ağlardınız, yataklarda kadınlarla telezzüz etmezdiniz, yollara, çöllere dökülür, (belanızı defetmesi için) Allah'a yalvar yakar olurdunuz. [(Tirmizî, Zühd 9, (2313); İbnu Mâce, Zühd 19, (4190).]

 

Bu Dünyada bir İnsanın En çok lezzet aldığı iki şey;

1. Yemek

2. Eş

Kadın Kocasından lezzet alır Erkek'te karısından lezzet alır. Allah bizi birbirimize düşkün yaratmıştır. Peygamberimiz Gördüğüm şeyler görseydiniz diyor. bakın işitmekten bahsetmiyorum Görmek işitmekten cok daha büyük bir yakin demektir. Hz. Muhammed (S.A.V) neleri gördü Mahşer gününü gördü Cenneti gördü Cehennemi gördü azab edilen insanları gördü. Benim bu gördüklerimden bir kısmını görseydiniz ne yemeklerden lezzet alırdınız, ne hanımlarınızdan lezzet alabilirdiniz. Lezzet biterdi. İşte Allah'ın bazı şeyleri bize bu dünyada sınırlı olarak vermesi bir nimet değil midir. Bakın Yüce Allah bunun gibi Görme duyumuzu sınırlamış ve herşeyi görmemizide engellemiştir. İşitmeyi olduğu gibi görmemizide engellemiştir. Buda bizler için bir nimettir.

 

    Sofraya oturduğunuzda tabağın içindeki yemekteki bakterilerin hepsinin haraketlerini gördüğünüzü düşünün, o yemeğe elinizi surmez hızla sofradan kalkardınız.

 Bilirsiniz her yemekte ve her içecekte bakteri vardır yani mikroplar canlı gözle görülmeyecek kadar küçük tohumlar.

 

Sofraya oturdun bakteriden daha büyük olan kurtçuklar, Kurtçuklar gözle görülür, Elma'nın içine girmiş olan kurtçuk Sineğin içine girmiş olan kurtçukları bilirsiniz. Beyaz beyaz minik minik, çürümüş Et'in içindeki kurtçukları görürsünüz tiksinti vericidir. Sofraya bi oturdun Hanım akşam önüne yemeği getirmiş, Bi baktın tabağa, içinde kurtçuklar var yüzlerce kurtçuk yermisin o yemeği. Hanıma dersin bu nedir ya. Bunun gibi Bakterileri görebilseydin o Yemeği  yer miydin, Yemezdin Allah gözünü sınırladı. Ya o gözünle kabirde yatanları görseydin Hayat biterdi sınav biterdi imtihan biterdi gece gündüz anlını secde'den kaldırmazdın. İşitme ve Görme duyumuza bu sınırları koyan Allahımız, Hafıza kuvvetimizede bi sınırlama koymuştur. Tıpkı işitme ve görme gibi Allah hafızamızın bir kısmını kullanmayı bize nasip etmiş. Tamamını nerde kullancaz İnşaAllah Cennette orda unutmak yok. Ama burda bir kısmını kullanabiliyoruz.

 

  Mesala 2 3 yaşından önceki halimizi yani bebekliğimizi hatırlayamayız. Bunun yanında Anne karnında geçen Ruhumuzun ufurulme safhalarınıda hatırlayamayız tüm bu verdiğim örneklede olduğu gibi hatırlayamadığımız bir meselede Ruhlar Aleminde Allaha verdiğimiz o sözdür. Peki ezeli ervah'ta verdiğimiz bu sözü yani Rabbimizin sorduğu soruyu ve cevabımızı hatırlayabilseydik nolurdu. O zaman imtihan biter, Dünyadaki herkes iman eder ve bir sınavada gerek kalmazdı.

 

Halbuki Allah Hanginizin daha güzel amel yapacağını sınamak için ölümü ve hayatı yaratandır. Buyurarak sadece iyi Amel yapanları Cennetine koymak için ölümü ve hayatı yarattığını bize bildiriyor.

--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

 

 

Biz o anı hatırlamıyoruz ki A'raf suresi 172. Ayette Allah sorduğunu haber veriyo. o yuzden

 

---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

 

 

kötü söz sahibinindir.

 

 öncelikle İslam'ı biz biyerlerimizden uyduramayız, Din'i bilen Alim'lerden öğreniyoruz alimler Fıkıh bilir İslam Hakkında herşeyi bilir. ben İslamı anlatmayı;

 

Cübbeli Ahmet Hoca, Nihat Hatipoğlu, Mustafa Karataş, Zakir Naik, Necmettin nursaçan, Ömer döngeloğlu gibi hocalardan öğrendim. Alimlerin sohbetinden alıntı yapılır. yani kendim birşey uretemem.

 

Nihat hatipoğlu diyodu : Ateistler Allah'a inanmıyo ama dara düştüğümü Allah'ım dermiş :D sende bak hey Allahım diyosun bi açıdan mutlu oldum diyebilirim.

 

-----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

 

 

Cevap 1:

Allah insanları imtihan etmek üzere yaratmıştır. Bu imtihanın adalet anlayışına uygun olması için, imtihana tabi tuttuğu herkese iyi ile kötüyü fark edecek bir akıl, istediğini yapabilecek bir özgür irade vermiştir. Delilerin, çocukların ve iradesi dışında zorlanarak bir kötülüğü yapan kimselerin sorumlu tutulmamasının anlamı da budur.

Eğer Allah adam öldürmek isteyenin elinden tutup engellese, bir kız çocuğuna tecavüz edip öldüren kimseye mani olsa, ortada imtihan diye bir şey kalmaz. O zaman imtihanı kaybedecek kimse kalmaz. Bu durumda imtihanın bir anlamı kalmaz.

Bu sebeple, ortada aklı başında insanların özgür iradeleriyle yaptıkları kötülüklerin faturasını Allah’a çıkarmak yerden göğe bir haksızlık ve adaletsizliktir.

Adalet demek, aynı zamanda her şeyi dengede tutmak demektir. Evrenin milyarlarca bölümü, ünitesi, sisteminin harika bir düzen içinde, harika bir dengede varlıklarını sürdürmekte olduklarına göre, ortada Allah’ın sonsuz bir adaleti vardır.

Ayrıca, Hz. Âdem’den beri bir çok zalimi tokatlayan bir adaletin, bir çok masumu kurtaran bir merhametin varlığını gösteren binlerce olay tarihçe sabittir. Ancak bu dünyadaki imtihan sebebiyle ve bu dünyanın adaletin tamamen tecellisine kabiliyeti olmadığı için, bunun başka bir yerde tecelli etmesi gerekir.

Bu sebeple, haşrin varlığına en büyük delillerden biri olan Allah’ın adaletine saldırmak, pek yakında bizi de yakalayacak olan ölümden sonra o adaletin peçesinden kimse bizi kurtaramaz.

Haksızlığa uğrayanlara cennet gibi bir mükâfatın verilmesi bile onlar için bir bir huzur temin etmez manasına gelen itiraz ise ne ilmen ne aklen kabul edilen bir şey değildir.

Çünkü bugün haksızlığa uğrayan yüzlerce insan tıbbi bir terapi sonucunda iyileşiyorlar. Keza, bilerek veya bilmeyerek bir kimsenin sakat kalmasına sebep olan insanlar tarafından maddi bazı imkanlar sağlanmak suretiyle bir derece onların huzuruna katkı sağlandığı kabul edilmektedir.

Şimdi hiçbir yönüyle kıyaslanamaz bir farkla ebedi bir cennet hayatını vermek, her türlü manevi yarayı iyileştirecektir. Bir saat içinde işkence yapılarak zalimce öldürülmesine mukabil, milyarlar sene en mutlu bir hayatı temin etmek, ölümsüz bir yerde sonsuza dek sürecek bir mutluluk temin etmek, şüphesiz bütün dünyadaki sıkıntıları unutturacak bir mükâfattır.

Kaldı ki, her şeye gücü yeten Allah cennete koyduğu insanlardan sıkıntı verecek bütün hatıraları silebilecektir. Bütün yaraları tedavi edebilecektir. Huzurun yeri olan cennette huzursuzluk unsurlarına asla yer vermeyecektir. Bu konuda bir çok ayet ve hadis vardır.

Cevap 2:

İmtihan geniş bir yelpazede sürmektedir. Bazen doğrudan kişi imtihana tabi tutulur ve ona göre başına bazı şeyler gelir. Bazen de başkasının imtihanından dolayı o da o imtihanın içinde bir figür olarak yer alır.

- Örneğin, bir adam bir adamı öldürse, buradaki imtihan yalnız katil olan adama yöneliktir. Çünkü öldürülen maktulün imtihanı diye bir şey söz konusu olamaz.

Bunun gibi, küçük yaşta, daha sorumluluk çağına gelmemiş bir kızın tecavüze uğraması onun imtihanı değil, mütecaviz olan o şerefsiz kimsenin imtihanıdır.

- Önemle vurgulanması gereken bir hakikat da şudur ki: hiç bir günah bizzat Allah tarafından imtihana konu edilmez. Çünkü Allah, küfre razı olmadığı gibi, günahların işlenmesine de razı değildir.

“Eğer inkâr edecek olursanız bilin ki Allah sizden müstağnidir, hiç kimseye ve hiçbir şeye ihtiyacı yoktur, ama kullarının küfre / inkâra sapmalarına razı olmaz.” (Zümer, 39/7)

mealindeki ayet ve benzerlerinde bu gerçeğe işaret edilmiştir.

Peki imtihan nasıl olur?

İmtihan iyi insanlarla kötü insanları birbirinden ayırt etmek için yapılır. Bu sebeple, imtihanın eşit şartlarda adil bir şekilde cereyan etmesi için, imtihana tabi tutulan bütün insanlara akıl ve özgür bir irade verilmiştir. Bu özgür iradenin kullanılması insanın kendi sorumluluğundadır. Ancak imtihanın olabilmesi için onun olumlu ve olumsuz yanlarının olması gerekir. Çünkü kazananların yanında kazanmayanlarında olması gerekir. Bunun için Allah, örneğin konumuzda olduğu gibi, insanlarda şehvet duygusunu yaratmış ve onlara “sakın gayr-ı meşru yolda bunu kullanmayın” diye emretmiştir. İmtihanın malzemesi: şehvet duygusu ve karşı cinslerin varlığıdır. Gayr-ı meşru bir şekilde bu şehveti tatmin etmek ise, bu imtihanın bir sonucudur.

Bu sebeple, diyebiliriz ki, bir küçük kıza tecavüz etmek imtihan değildir. İmtihanın malzemesi olan şehvet duygusunu yanlış kullanan bir kimsenin elde ettiği olumsuz imtihan sonucudur.

- Tabii ki bu konuda erkek için söz konusu olan bu “şehvet imtihanı” olumsuzlukla sonuçlanmış ve o adam imtihanı kaybetmiştir. Ancak, bu imtihanın olumsuz yan etkilerinden o kız çocuk da etkilenmiş olabilir ve hayatında bazı zihinsel sıkıntılar çekebilir. Fakat, o da şunu düşünmelidir ki, rızası dışında başına gelen hiç bir günahtan dolayı kendisi sorumlu değildir. Ve başkasının kaybettiği bu imtihanın yan etkilerinden dolayı kendisine sevaplar yazılır. Belki bu olumsuzluk hayatının geri kalan kısmında daha dikkatli olmasını ve  bazı günahlardan daha fazla uzak durmaya gayret etmesini sağlar. Bu da onu “bazı şerlerde hayır var” düsturuna mazhar eder.

- Bu incelikler bilinmediği için -örneğin- küçük bir kıza yapılan tecavüz, o çocuğun bir imtihanı gibi algılama yanlışına düşülmektedir. Bu defa: “Küçük bir çocuğun ne suçu var, ne diye imtihana tutulmuş?” gibi altından çıkılmaz sorulara zemin hazırlanır. Oysa bizim söylediğimiz hakikat anlaşılırsa, bu gibi olumsuz sorular zihnimizde yer etmez, olanlar da gider.

 

--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

 

 

bu kardeşi boşverin. 

 

Ya ben hayatımda böyle sapkın bi yazı görmedim.okuyorum sonra bi daha okuyorum gerçek mi bu diyorum.yok ölüleri duysaydık yok bişeyler görseydik çölde koşardık.yok tecavüz eden olmasa nasıl imtahan olur. Kötülük olmazsa olmaz falan..

 

Bak kardeşim allah kime neyi ispatlamaya çalışıyor..bi cehenneme gerek var mı mesela.yap o zaman dünya yi herkesi mutlu yap kötülük yaratma öldüğünde cennette devam et yada 1000 kişi yarat onları öldürmede cennette kontrollü yaşasınlar.yani illa bi kötülük yapan ödül falan gerek yok.allah kime neyi ispatlıyor.o zaman kibirin kralını yapıyor..şeytan açık ara önde götürüyor olayı.bak eğer bu hikayeler inançlar falan doğru olduğuna inansam şeytana taparım.böyle taşak kimsede yok.allaha atarlanıyosun sonra hodri meydan diyosun.bide öyle bi güce öyle bi anda yapıyosun ki osursa parçan bulunmaz?.cennet allahın mekanı, kendine mekan ayarlıyosun cehennem diye.allahın inananları kendi kafasına göre takılıyor ve müslümanların %95 İ zır cahil. (Sübyancılıktan tutta Deve sidiğine kadar sınırsız mallık)

Dünya nüfusunun 5te 1 falan, onunda yarısından fazlası müslüman ama karı bulsun kayar içki olsun içer.sonra tövbe ederiz diye allahı keriz yerine koyar..şimdi söyleyin şeytan mi daha delikanlı ve işinin ehli allah mi.??

tarihinde Kubilay5000 tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
On 11.07.2017 at 00:00, AteistlereCevabıVerenİSLAM said:

 Allah daha henüz Dünya'yı, İnsanı Yaratmadan, henüz Peygamber gelmemişken, her şeyi zaten biliyordu. Eğer Allah çoğunluğun Cehenneme gideceiğini biliyorsa, neden İnsanları yarattı, bu sadistik (acıdan zevk alan) değil midir ?

 

Bir İnsan bile Cehenneme gitse Allah hayal kırıklığına uğrar mı?  Allah Asla hayal kırıklığına uğramaz.

 

Allah sadist midir?, Sorunun cevabına gelince;

   
Ben bir okula başladım diyelim, Bir Öğretmen adil ise ve sınav esnasında 2+2=? diye soruyor diyelim, Öğrenci, Öğretmenin önünde "5" diye cevaplasa, Öğretmen müdahale edip"4" yazabilir. Sence öğretmenin bu yanlış cevabı sınav sırasında düzeltmesi doğru mudur?, Öğretmen 5'i 4 yaparsa diger öğrenciler ne düşünür sence? Adaletsizlik değilmi simdi diyebilirsiniz : Ama bu şekilde olmak zorunda değil olaylar, başka bir şekilde de yaratabilirdi, bu verdiğiniz kısıtlı bir örnek.

...............

Diyebilirsin, Bana göre eğer ikinci bir seçeneğim olsa Melek olmak isterdim.

 

O yüzden Allah A'RAF Surersi 172. Ayette der ki;

 

 Bir de Rabbin ( ezelde ), Ademoğullarından, sulblerinden zürriyetlerini alıp da onları kendilerine karşı şahit tutarak: "Ben sizin Rabbiniz değil miyim?" dediği vakit, onlar da, "Evet, Şahit olduk (ki Rabbimizsin)" demişlerdi Böyle yapmamız kıyamet günü, "Biz bundan habersizdik" dememeniz içindir.

 

Diyebilirsin, Bana kimse sormadı, Adem ve Havva'ydı onlar.

 

Hayır kardeşim, Kur'an der ki;
 
 Her insanoğluna soruldu. Sonra da sildirdi, yani hatırlayamayacağımız şekilde. Kur'an'a göre, ...hatırlamaya geri dönelim eğer Hatırlasaydık bu bir sınav olmazdı. 

 

Düşün Öğretmen sana birşey öğretiyor, sana kitabı veriyor, ama test zamanı alıyor, eger verseydi bu sınav olmazdı.

 

Sınavdan sonra eve gidip kontrol edebilir misin edemez misin ? 

 Cevap : Kesinlikle

peki Sınav zamanı kontrol edebilir misin ?

  Cevap : Hayır 

İşte sınavımız şuan hala sürüyor kardeşim, bitince kontrol edersin. Öğretmenim ben hatırlamıyorum kitabı verir misiniz dersen vermez tabiki de (Sınav olurken).

 

Örneğin, tıp fakültesine başladım, öğrencilerin hepsinin tıbba girmesini istiyorum Kaç öğrenci tıp fakültesine giriyor sence? Neredeyse %5 gibi bir oran giriyor. belki %1 dir. 

Neden tıp fakültesine %1 oranında öğrenci giriyor ? 

çünkü seçilmesi lazım. Allah'ta cenneti yaratmıştır. Derecelendirmiştir. Firdevs Cennetine herkes gidemez.

Diyelim, Neden gidemez? diye sordun

Bende sana bi soru sorayım, Neden herkes tıbba giremez? 

Çünkü bu insan kapasitesiyle alakalıdır, eğer insanlar gidebilseydi giderlerdi. değil mi. 

işte biz bu şekilde yaratıldık. Aynı şekilde, herkes doktor olamaz, kapasiteyle alakalı, ve herkes Firdevs Cennetine gidemez, Allah'ın sana verdiği kapasiteyi kullanman lazım. Eğer Allah'ı dinlemezsen gidemezsin. Eğer dinlersen Cennete gitmek çok kolay. Eğer zekanı kullanırsan çok kolay ve eğer kendine karşı dürüstsen. Eğer Zeki değilsen bile Cennet'e girebilirsin sadece dürüst olman yeterli. Allah farklı seçenekler vermiştir bizlere. O'nu nasıl takip edeceğimizle alakalı. Bazı insanlar kendini zeki sanarlar, ben de onlara daha zeki olduklarını söylerim. Zeki insan, Siyah veya Beyaz da olsa bunun apaçık doğru olduğunu görecektir.

İnşaAllah Cennete gidersem Allah'a bana insan olma seçeneğini sunduğu için şükredeceğim Eğer gidersek tabi, ama kaybedersek kendimi lanetleyeceğiz.

 

 1-)Okul somuttur. Ya zorunlu eğitim icabıdır, ya da yüksek öğretim şeklinde opsiyonel. Yani kişi herşeyin farkında ve kabulündedir. Ortada ise "gerçek" bir okul vardır. Tecrübe edilmiş.

 

Yani benzetmeniz ilk koşulu karşılamıyor. Somut ve gerçek bir okul+sınava karşılık, soyut bir sınav iddiası getiriyorsunuz. Tecrübe edilmemiş. Edilme şansı da yok. Somut bir gerçeğe karşılık soyut bir iddia. Bunların ikisi biribirine eşit değil. Sizinki daha rüştünü dahi ispatlamamış vaziyette. Yani bir yere "başladığımız" falan yok. iddianızı temellendirmek adına başka bir iddia kullanıyorsunuz. Olay kurgunuz eşleşmiyor

 

2-) Öğretmen insan, öğrenciler de öyledir. Yani sınırlıdır. Sınav da bunun için yapılır. Emin olmak için. Anlamak için. Bu ikisinden herhangi biri kadiri ya da alim-i  mutlaksa, sınava gerek kalmaz. Çünkü mutlak kadir ya da alim olan öğretmen "öğretir".. Net, eksiksiz, mutlak öğretir. Öğrenciden bağımsız. Onun öğrettiği öğrencinin 2x2=5 yazmak gibi bir ihtimali olmadığı için, sınava da gerek yoktur. Mutlak tanrının karşısına, aciz öğretmeni koyuyorsunuz. Ayıp.

 

Benzetmeniz ikinci koşulu da karşılamıyor. Eşleşmiyor. Aktörler ve nitelikleri de eşleşmiyor. Sınırlı ve kısıtlı beşeriyatın, sınırlı ve kısıtlı olduğu için yapmak zorunda olduğu eylem ve kurgulardan  yola çıkarak, sınırsız ve mutlak olanı anlamamızı, onunla bu yolla benzeşim kurmamızı istiyorsunuz. Haliyle hem çuvallıyor, hem de tanrınızı küçük düşürüyorsunuz. Öğrenci öğretmen arasındaki acziyete dayalı ilişkiye indirgeyerek. Aktörler, nitelikler ve sıfatlar da eşleşmiyor. Benzetmenizin geçerli olabilmesinin tek yolu, ancak hiçbir noktasında mutlakiyet barındırmaması olabilir.

 

3-) Okul ve sınavlar niçin vardır? Ademoğlunun hem "doğru" öğrenmesini sağlamak, hem de sınıflandırmak için. Acı ama gerçek. Öğretmen eğer herkese sınav içerisinde cevapları verir ve onları doğru düzgün öğrenmeden veyahut yanlış bilgi ile mezun ederse, bu öğrenicinin hayrına olmayacaktır. Çünkü o bilgileri aynı zamanda ilerideki hayatında kullanmak üzere öğreniyor. Öğretiliyor. Yani ortada geleceğe yönelik bir amaç, bir dayanak var. Okulun ve sınavın meşruiyeti de bir bakıma burada yatıyor. Peki tanrının şu sözde sınavı bu amacı, ya da bu minvalde herhangi bir amacı karşılıyor mu? Hayır. Dünyadaki sınavın bir amacı var. Zorunlu. İnsanların düzeneği değiştirme şansı yok. Ahiretle ilgili sınavın amacı ise keyfiyet üzerine kurulu. Tanrı bir ödül koymuş, insanlar da kafatası avcısı gibi bu ödülün peşinden koşuyorlar. Başka yolu olabilirdi, hiç olmayabilirdi, ama tanrı bunu zorunlu kılmış. Üzerine üstlük cevabı da keyfi: inanmak.

 

Benzetmeniz amaçsal dayanağı da karşılamıyor. Dünya sınavı neticesinde öğrendiğimiz bir şey yok. Öyle olsa dahi onu ahirette kullanmak gibi bir durumumuz olamaz. Yani burada da bir eşleşme yok. Beşeriyatın aciz hayatının getirdiği okul-sınav zornluluğu ile tanrınınki bir mi? O vakit nasıl bir bağlantı kurmamızı bekliyorsunuz?

 

4-)Kadir-i ve alim-i mutlak bir tanrı ile özgür irade aynı anda varolamaz. Bu konu defalarca tartışıldı. Eğer yaratan "kadir i mutlak"  ise, ondan başka suçlu olamaz. Alim-i mutlak ise, ondan başka suçlu olamaz. Ancak kadir-i ve alim-i mutlaklığı olmadığı yerde insan sorumlu tutulabilir ve belki suçlu olabilir. Yakın tarihte yazmış olduğum ufak bir pasajı kopyalıyorum:

 

Zannediyorsunuz ki, allahın sonsuz ilimle bir nevi geleceği biliyor olması üzerinden dönüyor herşey..

 

Sen alim-i mutlak bir mühendissen eğer, yaptığın robot ve yazılımın ne yapacağını görmek ya da bilmek için geleceği görmene falan gerek yok. Çalıştırmadan önce de bunu bilirsin. Mühendis onu nasıl yaptıysa "öyle" çalışır. Mühendis ise onu "nasıl yaptığını" mutlak olarak "bilir".

 

Nasıl yaptığını mutlak olarak bildiğin ve senin yaptığın şekilde çalışan şeyden hesap soramazsın.

 

5-) Ve evet bize sorulmadı kardeşim. işin bu en can alıcı noktalarından birine "yazıldı ama silindi" şeklinde cevap vermek, lütfen kusura bakma ama karşındaki ile açıkca taşşak geçmek demektir. Aslen açıkça bu soruya bir cevabınızın olmadığının itirafıdır. Aynı örneği ben de vereyim: yanına gelip sana daha önce 1 milyon lira vermiştim ama kafanı çarptın unuttun, ya da ben unutturdum. Şimdi bana o parayı ver, belki ilerde hatırlarsın ya da öldükten sonra hatırlayacan desem ne dersin? Muhtemelen "senin anan güzel mi".. İşte biz de bu komik savununuz karşısında onu diyoruz kardeşim. Öğretmenin defteri alması ile sınav bilgisini, geçmişini silmek aynı şey mi be adam? Hoca resmen sana sınavı, okulu, okula kaydını falan unutturuyor..ben burda ne arıyorum deyince de "sus sınavdasın" diyor..Ne defteri kardeşim, ne defteri...

 

6-) Neden tıp fakültesine %5 öğrenci giriyor? Çünkü tıp fakülteleri sınırlı. İnsanların kapasitesi de sınırlı. Tıp fakülteleri ve insanlar sınırlı. Tanrı ve cenneti de öyle mi? Yine aynı hataya düşüyor, benzetmeniz her yönü ile karavana bir atış oluşunu göremiyorsunuz..

 

Beşeriyatın acziyetinden kaynaklı bir örnekten yola çıkarak, mutlakiyetin hakimi olan tanrı ve onun sınavı ile empati kurmamızı bekliyorsunuz. Benzetmeniz sadece tanrı ve onun cenettinin sınırlı olması durumunda geçerli olabilir. Yine karavana ..Yine karavana.

 

Herkes doktor olamaz. Ama "dünyada" olamaz. Sınırların, kısıtların ve acziyetin olduğu yerde. Tanrı kadiri mutlak. Muktedir olmadığı hiçbirşey yok. İsterse herkesi eşit kılar, yine de dünya üzerinde "işleyen" bir düzen kurabilirdi. Herkesin "olmak istediğini olabildiği" ama işleyen bir dünya. Dünyada dahi böyle bir eşitliği kurabilecek tanrının, ahireti ve cennetinde bu yok öyle mi?

 

Kafayı kendisine inanılması ya da inanılmaması ile bozmuş bir tanrının sınavı. Bütün tatava bunun için ha, yanlış anlamayın..kapasite falan hikaye..

 

Kapasiteymiş; inanmak için kapasite gerekmez, hatta inanmanın nasıl bir kıymeti olabilir? İnanmak kendini aşağılamaktır. Kesinliğin olmadığı yerde eksikliğe biat etmek, boyun eğmektir. Kesinliğin olmadığı yerde aslolan ise şüphe etmek, inanmamaktır. Başkaldırmaktır. Asıl kapasite bunun için gereklidir.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...