Jump to content

Recommended Posts

Ya dostlar boşuna uğraşıyorsunuz  (2 grup içinde geçerli)..yani müslüman kardeşler siz kendinizi müslüman mi zannediyosunuz. Asıl müslümanlar güneyde kafa kesiyorlar.islam o yani.gerçek islam orda.gidin orda dini yaşayın savaş ganimeti cariyeler falan.sonra patlat kendini direk brazzers bekliyor diğer tarafta..dinler kadar saçma uydurma şeyler yok..hep aynı hikaye zamanında peygamber kurgulamış kafasına geleni bana bi yorgan verin deyip yatıp sonra insanlara sıkmış..mesela alevilik inancında peygamber yaşarken ali yi kendi halefi seçmiş hatta ölüm döşeğindeyken benden sonra ümmet birbirine girmesin diye açık olsun diye bana kağıt kalem verin demiş yazılı olsun insanlar arasında güç savaşı olmasın demiş ama yazana kadar ölmüş.şimdi iyide kendinden sonra kim hükmedicek olayını yazalım diyen adam allahın kitabını yazalım dememiş.kitap haline getirilmesinden tutunda evrensel olan kitapta kişiye özel kendi yada hanımlarından başkasını ilgilendirmeyen bi dünya ayet var.yani inanmak için körkütük bağnaz olmak ve düşünme modunu kapamak gerek..

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 166
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

 

:D oradaki fesat öldürme anlamında;

 

“İşte bundan dolayı İsrâiloğullarına şöyle yazmıştık: 'Bir cana kıymaya veya yeryüzünde fesat çıkarmaya karşılık olmaksızın kim bir kimseyi öldürürse bütün insanları öldürmüş gibi olur. Kim de bir canı kurtarırsa bütün insanların hayatım kurtarmış gibi olur.' Şüphesiz peygamberlerimiz onlara apaçık deliller getirdiler. Ama bundan sonra da onların çoğu yeryüzünde taşkınlık göstermektedirler.” (Maide, 5/32)

 

 

 

o senin kuruntun:)) oradaki fesat bildiğin fesat anlamında. ayet zaten iki opsiyon sunuyor. 1) kısas, 2) yeryüzünde fesat çıkarma. 2:191'de bu daha açık anlatılıyor.

 

kitabın yazarı 5:33'te de  "allah'a ve resulüne savaş açma" durumunu  gündeme taşıyıp epey iç açıcı cezalar düzenliyor maşallah:))

 

bu söylediklerimin uygulaması zaten hadislerde mevcut. muhammed aleyhine şiir okuyan bir kadın islam toplumu arasında  fitne çıkardığı için muhammedin emriyle öldürüyor.

 

yani tevil taklası atacağın bir alanın yok. boşuna uğraşma.

 

senin özlediğin islam toplumunda ifade özgürlüğü diye bir şey olamaz.. ki öyle bir toplumda radikalleşme kaçınılmazdır. ifade özgürlüğü sanma ki sadece ateistler yok, seni gibi tatlı su müslümanları için de ifade özgürlüğü olmaz. yerleşik düzene biraz aykırı bir yorum getirdiğin anda müslüman olmana rağmen önce mürted ilan edilirsin sonra da toplumda fitne çıkardığın için bıçağı boynunda görürsün.

 

türkiyede azıcık sekülerizmin etkisi ile açılmış beyinleriniz ile bence dua edin de kur'an sünnet bağlamında bir şeriat bu topraklara gelmesin. sizde onun yükünü çekecek iman yok:)

Link to post
Sitelerde Paylaş
 

Ya dostlar boşuna uğraşıyorsunuz  (2 grup içinde geçerli)..yani müslüman kardeşler siz kendinizi müslüman mi zannediyosunuz. Asıl müslümanlar güneyde kafa kesiyorlar.islam o yani.gerçek islam orda.gidin orda dini yaşayın savaş ganimeti cariyeler falan.sonra patlat kendini direk brazzers bekliyor diğer tarafta..dinler kadar saçma uydurma şeyler yok..hep aynı hikaye zamanında peygamber kurgulamış kafasına geleni bana bi yorgan verin deyip yatıp sonra insanlara sıkmış..mesela alevilik inancında peygamber yaşarken ali yi kendi halefi seçmiş hatta ölüm döşeğindeyken benden sonra ümmet birbirine girmesin diye açık olsun diye bana kağıt kalem verin demiş yazılı olsun insanlar arasında güç savaşı olmasın demiş ama yazana kadar ölmüş.şimdi iyide kendinden sonra kim hükmedicek olayını yazalım diyen adam allahın kitabını yazalım dememiş.kitap haline getirilmesinden tutunda evrensel olan kitapta kişiye özel kendi yada hanımlarından başkasını ilgilendirmeyen bi dünya ayet var.yani inanmak için körkütük bağnaz olmak ve düşünme modunu kapamak gerek..

 

 ahhahaaa:)) on numara tespit vallahi.

Link to post
Sitelerde Paylaş
 

kendinden sonra kim hükmedicek olayını yazalım diyen adam allahın kitabını yazalım dememiş.

 

Muhammed öyküsünde buna benzer çok saçma tutarsızlıklar var. Bu herif hiç yaşamamış bence. Yaşamış gibi gösteren masallar düzmüşler ama onlar da tutarsız.

 

Hayır şimdi Hudeybiye musalahası, krallara gönderilen davet mektupları kağıda yazılıyor, ama Kuran taşa kemiğe tahtaya bilmem ne bota yazılıyor! Bu ne saçma sapan tutarsızlık yahu! Kağıt mı yoktu, Mısır'dan hediye cariye gelince cariye istemem bana kağıt gönderin diyeymiş? Yok sana anca cariye göndeririz kağıt vermeyiz derlerse parşömen yaptıraymış?

 

Saçma sapan uyduruk bir sürü masal... Nasıl bir yalanlar çukuru yahu!

tarihinde democrossian tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
 

Kur'an-ı Kerim gayet açık bir şekilde başkasını öldürmeyi yasaklar ve şöyle buyurur:

"Hak bir sebep olmadıkça, Allah’ın haram kıldığı canı öldürmeyin." (İsra, 17/32)

 

Kardeş sen biraz önce foruma katıldığında hadisleri savunmuyor muydun?

 

Muhammed'in veda hutbesini yok mu sayıyorsun şimdi?

 

Dinden çıkanı öldürmenin farz olduğunun anlatıldığı, Buhari'nin hadislerini red mi ediyorsun?

 

Ayetlerin anlamlarını yumuşatarak Kuran'da yok diyorsun da, o ayetlerin şimdiye kadar ki uygulamasının temeli hadislerde öldürmek farz diyor. Daha dün milleti yanlış yönlendirmekle suçluyordun, şimdi aynısını kendin yapıyorsun.

 

Ne oldu dünden bugüne? Ateist forum mu dokundu?

tarihinde Sundance tarafından düzenlendi
İmla
Link to post
Sitelerde Paylaş

23:6

KADIN erkek bütün inananlara sesleniyor.

 

Apisarasını 

erkek te saklar,

kadın da.  

 

Apisarasini

"yemini kimi yönetiyor o"na

erkek te açar, 

kadın da. 

 

O halde

yemini kimi yönetiyor o

eğer erkeğin disi kolesi (cariyesi) ise

kadının da erkek kolesidir.

 

Eğer 

inanan bi erkegin cariyesi (?) ile nikahsiz yatması caizse

inanan bi kadının da erkek kolesi ile nikahsiz yaması caizdir.

 

Prof A Bayindir:

 

23 :6'dan o hüküm çıkarsa

bu hüküm de çıkar. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
 

Emre Sorun Cevaplanmıştır.

Anlman için illaki örneklermi sunlalım hiçmi kafan basmıyor. benim Annem idrar yolarından rahtsız 3 defa amaliyat oldu çaresi yok 2 dakikada bir tuvalte gitmek zorunda  belki bunuda bilmesin idrar tuzlu idrar yolu yara yakıyor kadını duramıyor  tuvalte gitsede yapamıyor şimdi idrar kesesinin şekilinide anlatmayım   idtarını yapamıyor anca  yurt dışından getirdiyimiz bir sontayla idrarını yapabiliyor o sontayıda elin gavuru yapmış size ait deyil bu kadın durmadan tuvalte gidiyor nasıl abdes alıp namaz kılacak. birde dikatimi çeken bir olay var müslüman müslümana destek çıkıyor dinin çok doğruysa neden başkasından onylama beklentisi içindesiniz. islamın özeliyi bu neden dinden çıkanı öldürün diyorlar çünkü tarftar toplamdan olmaz madem çok imanlısın imanın çok kuvetli neden müslüman olmayanı veya müslümanığı terkedeni öldürüyorsunuz yoksa imaanınız allahınızdan şüpenizmi ver

Link to post
Sitelerde Paylaş
 

Agnostic kardeşim, 23:6'da ya da deniyor, ve demiyor.  Apisarani yalnızca 1 (bir) kişiye açabilirsin, o da senin nikahlı edindir ki olağan nikahı esindir ya da yemin nikahli esin ama mutlaka nikahlı esin.

 

Okuduklarinizi dikkatli okuyun

 

 

nikahlı eş.. yemin nikahlı eş.. :/ 

 

yemin nikahı da ne oluyor?

 

ayrıca, diyelim ki bir hediye çeki kazandın ve üzerinde "bu çek ile elektronik eşyalar alamazsınız ama masa veya sandalye alabilirsiniz."  yazıyor.

 

bu cümleden iki anlam çıkar;

1) elektronik eşya alınamaz. sadece masa, sadece sandalye alınabilir.

2) elektronik eşya alınamaz. masa ve sandalye alınabilir.

 

iki şekilde anlaşılacak bu cümleyi, bu cümlenin muhatabı olan dönemin arapları nasıl anlamış ve uygulamış diye baktığımızda 2. seçenek öne çıkıyor. demek ki o ayette sadece eş, sadece ma meleket eymenukum yok.. hem eş, hem de ma meleket eymanukum var.

 

 

 

23:6

KADIN erkek bütün inananlara sesleniyor.

 

Apisarasını 

erkek te saklar,

kadın da.  

 

Apisarasini

"yemini kimi yönetiyor o"na

erkek te açar, 

kadın da. 

 

O halde

yemini kimi yönetiyor o

eğer erkeğin disi kolesi (cariyesi) ise

kadının da erkek kolesidir.

 

Eğer 

inanan bi erkegin cariyesi (?) ile nikahsiz yatması caizse

inanan bi kadının da erkek kolesi ile nikahsiz yaması caizdir.

 

Prof A Bayindir:

 

23 :6'dan o hüküm çıkarsa

bu hüküm de çıkar. 

 

kur'andan hadisleri rivayetleri çekip çıkarır  ve kitabı tüyü yolunmuş kuşa çevirirseniz ondan her anlamı çıkarmanız olasıdır. sonuçta lügatlardaki kelime anlamları bitmez. her kelimenin onlarca anlamı var..  eğer, o anlamlar işinizi görmezse harekesini değiştirir okursunuz..  hareke de işinize yaramazsa kelimeye etimoloji ameliyatı çeker yeni anlamlar uydurursunuz.. bunun sonu yok ki. 

 

bu yüzden rivayetler ve hadisler olmadan kur'an an-la-şı-la-maz.

 

 

tarihinde Agnostik Ludingirra tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
 

Anlaman için illaki örneklermi sunlalım hiçmi kafan basmıyor. benim Annem idrar yolarından rahtsız 3 defa amaliyat oldu çaresi yok 2 dakikada bir tuvalte gitmek zorunda  belki bunuda bilmesin idrar tuzlu idrar yolu yara yakıyor kadını duramıyor  tuvalte gitsede yapamıyor şimdi idrar kesesinin şekilinide anlatmayım   idtarını yapamıyor anca  yurt dışından getirdiyimiz bir sontayla idrarını yapabiliyor o sontayıda elin gavuru yapmış size ait deyil bu kadın durmadan tuvalte gidiyor nasıl abdes alıp namaz kılacak. birde dikatimi çeken bir olay var müslüman müslümana destek çıkıyor dinin çok doğruysa neden başkasından onylama beklentisi içindesiniz. islamın özeliyi bu neden dinden çıkanı öldürün diyorlar çünkü tarftar toplamdan olmaz madem çok imanlısın imanın çok kuvetli neden müslüman olmayanı veya müslümanığı terkedeni öldürüyorsunuz yoksa imaanınız allahınızdan şüpenizmi ver

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
 

 

Kardeş sen biraz önce foruma katıldığında hadisleri savunmuyor muydun?

 

Muhammed'in veda hutbesini yok mu sayıyorsun şimdi?

 

Dinden çıkanı öldürmenin farz olduğunun anlatıldığı, Buhari'nin hadislerini red mi ediyorsun?

 

Ayetlerin anlamlarını yumuşatarak Kuran'da yok diyorsun da, o ayetlerin şimdiye kadar ki uygulamasının temeli hadislerde öldürmek farz diyor. Daha dün milleti yanlış yönlendirmekle suçluyordun, şimdi aynısını kendin yapıyorsun.

 

Ne oldu dünden bugüne? Ateist forum mu dokundu?

Sen daha Hz.Muhammed (S.A.V)'ın veda hutbesini bilmiyorsun bi aç oku bakım ne yazıyor.

 

İrtidat dinden dönme demektir. Buna göre mürted ise, daha önce inandığı bütün mukaddesâtı inkâr eden insandır. Ve bu insan bir bakıma Müslümanlara ihanet etmiştir. Bir kere ihanet eden, her zaman ihanet edebilir. Onun için de bazılarına göre mürtedin hayat hakkı yoktur. Ancak fıkıh âlimlerinin sistematize ettiği şekle göre, mürted hangi meseleden dolayı irtidat ettiyse, evvelâ ona o mesele en ince teferruatına kadar anlatılıp izah edilecektir. Belli bir süre takibe alınarak, takıldığı hususlarda iknaya çalışılacaktır. Bütün bunların fayda vermediği zaman da artık o insan İslâm bünyesinde bir ur ve çıban başı olduğu tebeyyün edince de ona göre muamele yapılacaktır. Ne var ki, hiçbir mü'min, bir başkasının irtidadı karşısında alâkasız kalamaz. Zira İslâm'ın mürüvvet anlayışı buna manidir. Belki hâdiseyi duyan her mü'min, şuurundaki seviyeye göre böyle bir irtidat hâdisesi karşısında üzülür ve ızdırap duyar. Ama tebliğ adamının ızdırabı herkesten daha derindir. Çünkü insanların hidayeti, onun varlık gayesidir. 

 

İşte Halid b. Velid (r.a)'in başından geçen bir hâdise karşısında Allah Resûlü (s.a.s)'nün hâlet-i ruhiyesi. Hz. Halid, dinin irtidat mevzuundaki prensiplerini değerlendirmede acele davranıp bir infazda bulunur. Bu haber Allah Resûlü (s.a.s)'ne ulaşınca çok üzülür ve ellerini kaldırarak: "Allah'ım Halid'in yaptığından sana sığınırım" diyerek Cenâb-ı Hakk'a ilticada bulunur.

Allah Resûlü (s.a.s)'nün bu hassasiyeti, etrafındakilerde de aynı şekilde ma'kes bulmuştur. Mesela Yemame'den dönen birisine, Hz. Ömer (r.a) ciddî birşeyin olup olmadığını sorar. Gelen zât, ciddî ve önemli birşeyin olmadığını, sadece içlerinden birinin irtidat ettiğini söyler. Hz. Ömer (r.a) heyecanla yerinden doğrulur ve, "Ona ne yaptınız?" diye sorar. Adam, "Öldürdük" deyince, Hz. Ömer (r.a) aynen Allah Resûlü (s.a.s) gibi bir iç geçirir ve adama hitaben, "Onu bir yere hapsedip bir müddet bekletmeli değil miydiniz?" der. Sonra da ellerini kaldırır ve Rabbine karşı şu niyazda bulunur: "Allah'ım, kasem ederim bunlar bu işi yaparken ben yanlarında yoktum. Ve yine kasem ederim, duyduğum zaman da yaptıklarından hoşnut olmadım."

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
 

 

Kardeş sen biraz önce foruma katıldığında hadisleri savunmuyor muydun?

 

Muhammed'in veda hutbesini yok mu sayıyorsun şimdi?

 

Dinden çıkanı öldürmenin farz olduğunun anlatıldığı, Buhari'nin hadislerini red mi ediyorsun?

 

Ayetlerin anlamlarını yumuşatarak Kuran'da yok diyorsun da, o ayetlerin şimdiye kadar ki uygulamasının temeli hadislerde öldürmek farz diyor. Daha dün milleti yanlış yönlendirmekle suçluyordun, şimdi aynısını kendin yapıyorsun.

 

Ne oldu dünden bugüne? Ateist forum mu dokundu?

hani ole murtedi Hz.Muhammed'in veda hutbesine dayandıramazsın ki orda ole birşey yazmıyor sen once bi araştır tamammı adam kandırmaktan insanları cehenneme girmesi için çok uğraşıyosun ya birazda cahilliğini gider aç bakayım oku veda hutbesini 

Link to post
Sitelerde Paylaş
 

Anlman için illaki örneklermi sunlalım hiçmi kafan basmıyor. benim Annem idrar yolarından rahtsız 3 defa amaliyat oldu çaresi yok 2 dakikada bir tuvalte gitmek zorunda  belki bunuda bilmesin idrar tuzlu idrar yolu yara yakıyor kadını duramıyor  tuvalte gitsede yapamıyor şimdi idrar kesesinin şekilinide anlatmayım   idtarını yapamıyor anca  yurt dışından getirdiyimiz bir sontayla idrarını yapabiliyor o sontayıda elin gavuru yapmış size ait deyil bu kadın durmadan tuvalte gidiyor nasıl abdes alıp namaz kılacak. birde dikatimi çeken bir olay var müslüman müslümana destek çıkıyor dinin çok doğruysa neden başkasından onylama beklentisi içindesiniz. islamın özeliyi bu neden dinden çıkanı öldürün diyorlar çünkü tarftar toplamdan olmaz madem çok imanlısın imanın çok kuvetli neden müslüman olmayanı veya müslümanığı terkedeni öldürüyorsunuz yoksa imaanınız allahınızdan şüpenizmi ver

Sürekli devam eden abdest bozucu hallere özür denir. Meselâ, idrarını tutamama, devamlı gaz çıkarma, sık sık burnu kanama, yarasından devamlı su akma gibi haller, birer özür hâlidir. Kendisinde bu gibi abdest bozucu bir özür bulunan kimseye ise, sâhib-i özür (özür sâhibi) veya ma'zur (özürlü) denir.

Kişinin özürlü sayılabilmesi için, abdest bozucu bir hâlin, tam bir namaz vakti boyunca devam etmesi, yani, abdest alıp namaz kılacak kadar kısa bir süre dahi olsun kesilmemesi şarttır. Bu, özrün başlamasının şartıdır. Bundan sonra da, her namaz vaktinde, en az bir kere aynı hâl ortaya çıkmalıdır. Bu da özrün devamının şartıdır.

Özür sâhipleri için, dînimiz büyük bir kolaylık göstermiştir. Bunların abdestleri, abdest bozucu özürleri devam ettiği halde bozulmaz. Bu halde iken namazlarını kılarlar. Abdest bozucu kan, irin, idrar gibi akıntıların kirlettiği yeri tekrar temizlemekle de mükellef tutulmazlar. Çünkü, bu kirler temizlendikten hemen sonra yeniden vâki olmaktadır.

Meselâ, devamlı idrarı gelen bir kimsenin, abdestini idrar akıntısı bozmadığı gibi, gelen bu idrarın kirlettiği yeri yıkamak mecburiyeti de yoktur. İdrar kirletmesi mevcut olduğu halde namazını kılar.

Dînimizin özür sâhiplerine sağladığı bu kolaylığa karşı, onların da dikkat edecekleri bazı hususlar vardır

-----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

 

Bir kişi mürted oluyo ya dinden dönüyo, Dinden çıkmasına sebeb olan sorunları giderilir sonunda hayata devam eder. yaptığı şeyden pişmanlık duyarak Allah'a tevbe eder.

 

İnşaAllah sorunuzu cevapladığıma inanıyorum. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
 

 

 

yönetiminiz altında derken köle cariyeden mi bahsediyor?

 

Hayir,

"yeminleriniz kimi yönetiyor (kime meliklik ediyor) ise onlar"dan söz ediyor -mâ meleket eymânukum.

Bi bakima bizim kültürümüzdeki "besleme"lerin konumunda olan kimseler.

 

Sizin için kendi öz çocuklariniz ne ise odur onlar

yani onlarin ailesi sizsiniz. 

Öyle ki 18 yaşindan küçük iseler ancak sizin izninizle yani AiLELERiNiN iZNi iLE evlenebilirler -Bi iZN i EHL iHiNN (4:25). 

 

Evlenmek için sizden izin almak zorunda olan

öz çocuklariniz ne kadar cariyeleriniz iseler 

"yeminlerinizin meliklik ettigi kimseler" o kadar cariyelerinizdir. 

 

sakın çocuk dememe (deme?), ergen diyor.

 

Çocuktan da küçük,

bebek onlar bebek.

Ellezîne lem yeblugûl hulume minkum - hiç ihtilam görmemis olanlariniz,

örnegin kiz iseler hiç âdet görmemis olanlariniz.

 

yav şimdi ergen çağına girmeyen karı kocayı çıplak seyredebilr demek.

 

Mümkün degil.

Bakin odaniza girmek için izin alacak onlar,

izinsiz giremezler ki sizi çiplak görebilsinler.

Mümkün degil.

.

 

https://sorularlaislamiyet.com/namaz-kac-vakittir-nur-suresi-58-ayette-namazin-uc-vakit-oldugu-ifade-edilmiyor-mu-ey-inananlar

Namaz kaç vakittir? Nur Suresi 58. ayette namazın üç vakit olduğu ifade edilmiyor mu? "Ey inananlar, emriniz altında çalışanlar ve sizden henüz erginliğe ermemiş olanlar üç kez izin almalıdırlar: Sabah namazından önce, öğle vaktinde dinlenmek için..."

 
 
 

 

Cevap

Değerli kardeşimiz,

"Ey iman edenler! Elinizin altındakiler ve henüz yetişkin çağa ermemiş olanlarınız, şu üç vakitte yanınıza girmek için sizden izin istesinler: sabah namazından önce, öğle vakti dinlenmek için elbiselerinizi çıkardığınız zaman, bir de yatsı namazından sonra. Bunlar sizin için üç mahremiyet vaktidir. Bunların dışında ne sizin için, ne de onlar için bir günah yoktur; serbestçe birbirinizi dolaşabilirsiniz. Allah size âyetlerini böyle açıklıyor. Zira Allah her şeyi bilir, her şeyi hikmetle yapar." (Nur, 24/58)

Gerek erkek, gerek kadın bütün müminler! Elleriniz altında bulunanlar ve sizden henüz erginlik çağına girmemiş olanlar odanıza girmek için izninizi istesinler, yani onlara böyle öğretiniz ve emrediniz. Yukardaki "istiynâs" yani geldiğini farkettirme emri hür ve erginlik çağına erenler hakkında idi. Buradaki izin isteme ise el altındaki köle ve cariyelerle, henüz erginliğe ermiş olmayan hür çocuklar, yani sabîler hakkındadır. Bir de bunların ki her defasında değil üç kere, yani üç vakitteki birincisi sabah namazından önce, çünkü yataktan kalkıp giyinmek zamanıdır. İkincisi ve öğle sıcağında elbisenizi soyunduğunuz sırada ki kaylûle, yani gündüz uykusu vakti, üçüncüsü ve yatsı namazından sonra, yatmak için soyunulduğu zamandır ki, sizin için üç avret vaktidir. Örtünmenizin ihlal edilmiş olduğu, eksikli bulunduğunuz üç gedik vaktinizdir. Herkes için olmasa bile genel olarak böyledir. Bu ihtar, izin istemenin sebebini açıklar. Bundan dolayı izin istemelidir. Peki amma, niçin her

Burada bir başka ömek, "Bunlar sıkça yanınıza girip çıkan, birbirinizle ilişki içinde olduğunuz kimselerdir." gerekçesiyle açıklanmaktadır. Köle, câriyekimselerle, henüz ergenlik çağına gelmediği için daha ziyade evde, ana babanın yanında bulunan çocukların, birbirlerinin yanına girip çıkarken, üç vakit dışında izin almalarına gerek görülmemektedir. Bu üç vakitte karı koca veya . İbn Abbas'a göre bu âyet geldiğinde müminler yokluk içindeydiler, evlerinde ne kapı vardı ne perde ne de bölme.  üç vakitte karı kocanın üstlerine geldiklerinde onları uygunsuz vaziyetlerde görebiliyorlardı. Bunun için eve girerken izin almaları emredildi. Sonra Allah  (Ebu Bekir İbnü’l-Arabi, III, 1396)

sabiler kim  onlardamı müslüman? demek öylen sıcağında bikiniyle geziyorlar namazı klıp tekrar devap cıbıltak kalmaya birde ne perde var ne bölme ne zil nasıl izin istiyecekler gelip onları işbaşında yakalıycaklar sonra izin istiyecekler. niye bu günleri ön  görememiş artık ebeviyen tuvalet banyosu var allah dmek öngörüzüsmüş.  Köle cariye varmı okuyan karar versin size laf  anlatmak çok zor islam alimleri burda ne demiş? Allah hep möminleri yokluk içerisinde yartmış yartamayda devam ediyor.
 

Link to post
Sitelerde Paylaş
 

Sen daha Hz.Muhammed (S.A.V)'ın veda hutbesini bilmiyorsun bi aç oku bakım ne yazıyor.

 

İrtidat dinden dönme demektir. Buna göre mürted ise, daha önce inandığı bütün mukaddesâtı inkâr eden insandır. Ve bu insan bir bakıma Müslümanlara ihanet etmiştir. Bir kere ihanet eden, her zaman ihanet edebilir. Onun için de bazılarına göre mürtedin hayat hakkı yoktur. Ancak fıkıh âlimlerinin sistematize ettiği şekle göre, mürted hangi meseleden dolayı irtidat ettiyse, evvelâ ona o mesele en ince teferruatına kadar anlatılıp izah edilecektir. Belli bir süre takibe alınarak, takıldığı hususlarda iknaya çalışılacaktır. Bütün bunların fayda vermediği zaman da artık o insan İslâm bünyesinde bir ur ve çıban başı olduğu tebeyyün edince de ona göre muamele yapılacaktır.

 

 

 

vay beee, dinden çıkan birini katletmek için ne kadar da makul sebepler.. adamlar haklı ya, mürted  öldürülmeli. dinden çıkınca ihanet etmiş oluyor. ur oluyor, çıban oluyor.. kafalara gel :D 

 

nobel ödüllü fizikçi steven weinberg üstat boşuna şunu demedi;

din, insan haysiyetine bir hakarettir. din olsa da olmasa da iyi insanlar iyi şeyler, kötü insanlar kötü şeyler yapar. ama iyi insanların kötü şeyler yapabilmesi için din gereklidir.

Link to post
Sitelerde Paylaş
 

Sürekli devam eden abdest bozucu hallere özür denir. Meselâ, idrarını tutamama, devamlı gaz çıkarma, sık sık burnu kanama, yarasından devamlı su akma gibi haller, birer özür hâlidir. Kendisinde bu gibi abdest bozucu bir özür bulunan kimseye ise, sâhib-i özür (özür sâhibi) veya ma'zur (özürlü) denir.

Kişinin özürlü sayılabilmesi için, abdest bozucu bir hâlin, tam bir namaz vakti boyunca devam etmesi, yani, abdest alıp namaz kılacak kadar kısa bir süre dahi olsun kesilmemesi şarttır. Bu, özrün başlamasının şartıdır. Bundan sonra da, her namaz vaktinde, en az bir kere aynı hâl ortaya çıkmalıdır. Bu da özrün devamının şartıdır.

Özür sâhipleri için, dînimiz büyük bir kolaylık göstermiştir. Bunların abdestleri, abdest bozucu özürleri devam ettiği halde bozulmaz. Bu halde iken namazlarını kılarlar. Abdest bozucu kan, irin, idrar gibi akıntıların kirlettiği yeri tekrar temizlemekle de mükellef tutulmazlar. Çünkü, bu kirler temizlendikten hemen sonra yeniden vâki olmaktadır.

Meselâ, devamlı idrarı gelen bir kimsenin, abdestini idrar akıntısı bozmadığı gibi, gelen bu idrarın kirlettiği yeri yıkamak mecburiyeti de yoktur. İdrar kirletmesi mevcut olduğu halde namazını kılar.

Dînimizin özür sâhiplerine sağladığı bu kolaylığa karşı, onların da dikkat edecekleri bazı hususlar vardır

-----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

 

Bir kişi mürted oluyo ya dinden dönüyo, Dinden çıkmasına sebeb olan sorunları giderilir sonunda hayata devam eder. yaptığı şeyden pişmanlık duyarak Allah'a tevbe eder.

 

İnşaAllah sorunuzu cevapladığıma inanıyorum. 

  sınav eşit haklara sahip olmakla olmuyormu? oluyor dimi. ama allhın adeletine öyle bir şey yok. ben namaz kılmak istemiyorum bende anem gibi olmak yada bir çocuk olarak ölüp cennte gitmek isterdim nedir bu adam kayırma. ayrıca sınav felan  islam yalanıdır islam şartı 5 diyorlar 6ncısı yalan konuşmak senin Aeap putu Allah ben ana kitabımda yazmışım demiyormu nerde kaldı sınav ben bunu söylerken kime söylediyiminde farkındayım okusanda işline gelmez takla üzerine takla atarsın

Link to post
Sitelerde Paylaş
 

  sınav eşit haklara sahip olmakla olmuyormu? oluyor dimi. ama allhın adeletine öyle bir şey yok. ben namaz kılmak istemiyorum bende anem gibi olmak yada bir çocuk olarak ölüp cennte gitmek isterdim nedir bu adam kayırma. ayrıca sınav felan  islam yalanıdır islam şartı 5 diyorlar 6ncısı yalan konuşmak senin Aeap putu Allah ben ana kitabımda yazmışım demiyormu nerde kaldı sınav ben bunu söylerken kime söylediyiminde farkındayım okusanda işline gelmez takla üzerine takla atarsın

altıncısı yalan konuşmak mı :D 

 

Şimdi kardeşim Anneniz, Allah şifa versin. bir özrü bulunmakta. ama sizin Elhamdulillah yok namaz kılmak farzdır. Allah kolaylık sağlamıştır 50 vakit namazı 5 vakite düşürmüş ve 5 vakit kılan 50 vakit namaz kılmış gibi oluyor, biz daha 5 vakite zor dayanıyorsak 50 vakit olsa napacaktık Allah bilir. ve ek olarak Cennette namaz değil orada Tesbih vardır 

 

- Ubudiyet (kulluk), Allah’ın yaptığına razı olmak; ibadet ise, Allah’ın razı olduğu şeyi yapmaktır. İbadet; namaz, oruç gibi belli bir takım şekillerle gösterilir, ubudiyet ise, insanda daimî bulunması gereken bir durumu ifade eder. Bu zaviyeden baktığımızda, insan için cennette ibadet olmadığını, fakat ubudiyet manasının devam edeceğini söyleyebiliriz.

- Cennette güneş olmadığına göre (İnsan, 76/13), gece-gündüz de olmaz. Oysa, dediğiniz gibi, bir hadiste “sabah-akşam” tabiri kullanılmıştır.

Nitekim, Buharî'nin rivayet ettiği bir hadiste,

“Cennet ehlinin kalpleri bir tek kalp olarak çarpar, hepsi de sabah-akşam Allah'ı tespih ederler.” (Buharî, Bed'u'l-Halk, 8)

diye ifade edilmiştir. Bu hadisten kaynaklanan iki soruya da şöyle cevap verilebilir:

- Hadiste söz konusu olan tespih, cennette zorunlu olarak yapılması gereken bir görev değildir. Cennet ehli bunu, çok yakından tanıdıkları, sonsuz lütuf ve ikramlarını gördükleri Rablerine karşı -büyük bir lezzet ve keyif alarak- içten duydukları vicdanî bir hazla yapacaklar. Nitekim, Müslim'in bir rivayetinde

“Cennet ehline -nefes alma işinin ilham edilmesi gibi- tespih ve tekbir ilham edilecektir.” (Müslim, cennet, 18-19)

denilmiştir. Nefes almak ne kadar zevkli ise, cennette Allah'ı tespih etmek de o kadar zevklidir. (bk. İbn Hacer, ilgili hadisin şerhi)

- Hadiste geçen “sabah-akşam” ifadesi, insanların alışık olduğu bir zaman dilimi ölçüsüyle bir miktarı göstermeye yöneliktir. (bk. İbn Hacer, a.g.e) Yoksa akşam karanlığı olacağı anlamında değildir; devamlılığı ifade etmek içindir.

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
 

 

 

vay beee, dinden çıkan birini katletmek için ne kadar da makul sebepler.. adamlar haklı ya, mürted  öldürülmeli. dinden çıkınca ihanet etmiş oluyor. ur oluyor, çıban oluyor.. kafalara gel :D 

 

nobel ödüllü fizikçi steven weinberg üstat boşuna şunu demedi;

din, insan haysiyetine bir hakarettir. din olsa da olmasa da iyi insanlar iyi şeyler, kötü insanlar kötü şeyler yapar. ama iyi insanların kötü şeyler yapabilmesi için din gereklidir.

Nedir fıkıh mecazi müteşabih NAKARAT kuranda bu Allah baya komik muzip  birde masalcı yalancı birisymiş tufan yalanı gibi vs. bir yerde okumuştum muhammet savaşırkan ordu demi,yelimde kabilesinin arkasında  savaşı izliyormuş  bir mömin gelmiş muhmmede sormuş bizim Allah hiç gülermi  muhmmed evet güler demiş neye güler demiş mömin sen şimdi savaş zırhlarını çıkar buraya bırak  halala diyerek düşmana saldır adam saldırır düşmana tabiki mefta oluyor ondan önce muhmmed o adamın zırhlarını üzerine giyer korkusundan  Allah adamı müslüman yapacağına kafir etsin herşeyi onlar üretiyor  müslümanda onu kulanıyor hani kafir malı günahtı şu an yazdığınız bilgisayar kafir malıdır burda yazamakla cennetemi gideceksiniz be münafıklar

Link to post
Sitelerde Paylaş

Peygamberimiz korkak değildir.

 

Şecaat ve necdet kelimeleri Peygamberimiz (asv)'ın cesaret ve kahramanlığını en güzel ifade eden kelimelerdir.

Şecaat: Dinî ve dünyevî hukukunu korumak için canını dahî verecek derecede gösterilen bir yiğitlik olarak tarif edilir.

Necdet: Korku ve dehşet veren bir hâdise anında ve olağanüstü haller karşısında sabır ve sebat göstererek soğukkanlılığını koruyup, endişeye kapılmadan sakin bir şekilde hareket etmektir.

Bu hasletlerden her ikisi de Peygamberimiz (asv)'de tam ve mükemmel manada bulunuyordu.

O, insanların en cesuru, en yüreklisi, en kahramanı ve en yiğidi idi. Gençliğinden itibaren hayâtının bütün devrelerinde şecaat manasındaki cesaret, Peygamberimiz (asv)'de çok açık bir şekilde görülüyordu.

Peygamberimiz (asv)'ın cesaretinin derecesini biraz olsun anlayabilmek için, onun tek başına insanları hak dine davet edişi esnasındaki halini ve gayretini hatırlamamız gerekir.

Peygamberimiz (asv) tebliğinde ve insanları hakka davetinde o derece metanet, sebat ve cesaret gösteriyordu ki, büyük devletler, büyük dinler, kavim ve kabilesi ve hatta amcası ona şiddetli düşmanlık ettikleri halde, zerre kadar bir tereddüt eseri, bir telaş, bir korkaklık göstermiyor; tek başına bütün dünyaya meydan okuyor; İslâmiyeti anlatmaya devam ediyordu. Bu sebat ve azmin sonunda nihayet İslâmiyeti dünyaya hakim kıldı.

Peygamberimiz (asv)'in bu hali diğer Müslümanlara güzel bir örnek oldu. Onunla birlikte yüzlerce insan, dâvaları uğruna yurtlarını yuvalarını, mallarını mülklerini, çoluk çocuklarını bırakarak Medine yollarına düştüler, muhacir olarak yaşamayı göze aldılar. Hicret esnasında da gerek Peygamberimiz (asv), gerekse Müslümanlar pekçok engellemeyle karşılaştılar, ama hiçbirine önem vermediler.

O, fıtraten cesur ve şecaat sahibiydi. Tek başına bütün insanlığa meydan okurcasına, uzun, çetin ve çetrefilli bir yola çıkmıştı. Ne fertlerden ne de cemaatlerden korkmadan, çekinmeden yoluna devam etmişti. Hatta, bazen orduda bir bozgun olunca o atını mahmuzlar, düşmanın üzerine yürür ve bunu yaparken de zerre kadar korku alâmeti göstermezdi. (Buhârî, cihad 52; Müslim, cihad 28.) Hatta, Hz. Ali (ra) gibi bir şecaat kahramanı, “Biz harp meydanında korktuğumuz zaman Allah Resûlü’nün arkasına sığınır ve itmînana kavuşurduk.” diyor. (Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, 1/86; İbn Ebî Şeybe, Musannef, 6/426, 7/354.)

O, bir gün, bir ağacın altında istirahat ediyordu. Cesur bir düşman, O’nun yanına kadar sokuldu ve kılıcını kaldırdı, tam vuracaktı ki Allah Resûlü (asv) gözlerini açtı. Bu cüretkâr adam Allah Resûlü (asv)’a:

- “Şimdi seni benim elimden kim kurtaracak?” dedi.
 
Efendimiz ise, kılını dahi kıpırdatmadan gayet sakin:

- “Allah (cc)” dedi.

Adam, Allah Resûlü (asv)’ın bu büyüleyici cesaretinden ürperdi ve farkına varmadan elindeki kılıcı yere düşürdü. Bu defa kılıcı Allah Resûlü (asv) aldı ve aynı soruyu ona sordu. Adamın, aman dilemekten başka çaresi yoktu (Buhârî, cihad 84; megâzî 31.) İşte Allah Rasûlü (asv)’deki cesaret buyudu ve işte baş döndüren o büyük teslimiyet!

Medine’de bir gürültü işitilmişti. Herkes heyecan ve korku içinde, yollara dökülmüş gürültünün mahiyetini anlamaya çalışıyordu. Biraz sonra gözler beliren bir toz bulutuna ilişdi. Toz bulutu yırtılınca arasından süzülüp çıkan İki Cihan Serveri (asv)’dı. “Korkulacak birşey yok.” diyerek herkesi teskin ediyordu. (Buhârî, edeb 39; Müslim, fedâil 48.)

İlk defa sesi, O işitmiş ve herkesten evvel Ebu Talha (ra)’nın atına binip süratle sesin geldiği yöne gitmiş, tesbit etmiş ve dönmüşdü. Hatta Ebu Talha’nın o yürümeyen atı, üzerine Allah Resûlü (asv) binince o gece sevincinden âdeta rüzgâr kesilmişti. (Buhârî, edeb 39; Müslim, fedâil 48.) Tek başına, herkesi titreten bir gürültünün üzerine yürüyen Allah Resûlü (asv), normal insan normlarını aşan bir harikuladelik sergilemektedir.

Mağarada Hz. Ebu Bekir (ra), O’nun adına endişelenince “İki kişi hakkında zannın nedir ki, onların üçüncüsü Allah (cc)’tır.” demiş.. kendi hakkında endişelenen bir sinenin çıldırtan endişelerini teskin etmişti. (Buhârî, fedâilü'l-ashab 2; Müslim, fedâilü's-sahabe 1.) Zaten evinden ayrılıp, gözü dönmüş düşmanların arasından çıkıp gidişi de apayrı bir cesaret destanı değil miydi?

O’nda, her zaman sarsılmaz ve sağlam bir irade vardı. Bu iradenin tersyüz edilmesi mümkün değildi. Çünkü O’ndaki iradeyi Cenâb-ı Hakk, gizli meşietiyle biledikçe bilemişti.

Link to post
Sitelerde Paylaş
 

altıncısı yalan konuşmak mı :D 

 

Şimdi kardeşim Anneniz, Allah şifa versin. bir özrü bulunmakta. ama sizin Elhamdulillah yok namaz kılmak farzdır. Allah kolaylık sağlamıştır 50 vakit namazı 5 vakite düşürmüş ve 5 vakit kılan 50 vakit namaz kılmış gibi oluyor, biz daha 5 vakite zor dayanıyorsak 50 vakit olsa napacaktık Allah bilir. ve ek olarak Cennette namaz değil orada Tesbih vardır 

 

- Ubudiyet (kulluk), Allah’ın yaptığına razı olmak; ibadet ise, Allah’ın razı olduğu şeyi yapmaktır. İbadet; namaz, oruç gibi belli bir takım şekillerle gösterilir, ubudiyet ise, insanda daimî bulunması gereken bir durumu ifade eder. Bu zaviyeden baktığımızda, insan için cennette ibadet olmadığını, fakat ubudiyet manasının devam edeceğini söyleyebiliriz.

- Cennette güneş olmadığına göre (İnsan, 76/13), gece-gündüz de olmaz. Oysa, dediğiniz gibi, bir hadiste “sabah-akşam” tabiri kullanılmıştır.

Nitekim, Buharî'nin rivayet ettiği bir hadiste,

“Cennet ehlinin kalpleri bir tek kalp olarak çarpar, hepsi de sabah-akşam Allah'ı tespih ederler.” (Buharî, Bed'u'l-Halk, 8)

diye ifade edilmiştir. Bu hadisten kaynaklanan iki soruya da şöyle cevap verilebilir:

- Hadiste söz konusu olan tespih, cennette zorunlu olarak yapılması gereken bir görev değildir. Cennet ehli bunu, çok yakından tanıdıkları, sonsuz lütuf ve ikramlarını gördükleri Rablerine karşı -büyük bir lezzet ve keyif alarak- içten duydukları vicdanî bir hazla yapacaklar. Nitekim, Müslim'in bir rivayetinde

“Cennet ehline -nefes alma işinin ilham edilmesi gibi- tespih ve tekbir ilham edilecektir.” (Müslim, cennet, 18-19)

denilmiştir. Nefes almak ne kadar zevkli ise, cennette Allah'ı tespih etmek de o kadar zevklidir. (bk. İbn Hacer, ilgili hadisin şerhi)

- Hadiste geçen “sabah-akşam” ifadesi, insanların alışık olduğu bir zaman dilimi ölçüsüyle bir miktarı göstermeye yöneliktir. (bk. İbn Hacer, a.g.e) Yoksa akşam karanlığı olacağı anlamında değildir; devamlılığı ifade etmek içindir.

 

 

o kadar salıyor balandıra balndıra anltıyorsunuzki yılrca okudum  hep aynı şeyler kolaylık felan filan islamın beş şartıdıda yalan göster bana kurnda beş şertı 6 yalan dedim birini daha ekliyim 7 cisi muhmmedi  beş şartın içinde olmamsı islamın kökten yalancı olduğurur bana şimdi ayet getirtme bir kişi Allaha inanırda muhmmede inmasa islama göre cehnemliktir  ama muhmmede inanan cennete gider burda vurgulamak istediyim Allahın kendisi ta muhammedin kendisidir. ayetler var  resul ne dediyse ona uyun veya alaha resülüne inmayanın çaprazlama kesin ayaklarını der kısaca muhmmed  ARAP ĞUTU EL-İLAHI EN BÜYÜK PUTU RUTUŞ YAPMIŞ GÖRÜNMEZ  HERŞEYE KADIR  HİÇ BİRŞEYE benzemez zamanla münzih bir tanrı ortaya tmış o kadar çelişkili ayet varki kimse farkına varmıyor dağınık toplanmuş kuran bunu muhmmmed toplmamış . zaten düşünsene allahtan ayet geliyor sen bunu kitap haline getirmiyorsun cehnnem varken demeki muhmmed bunu uydurmuş haticeden sona aç kalınca mafya bası olmuş geleni sikmiş yemiş içimiş gitmiş bu  bile sizin için bir rezil durumdur muhammede inanmanız için. muhmmed yoksa allahta yoktur.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...