Jump to content

Recommended Posts

 

o kadar salıyor balandıra balndıra anltıyorsunuzki yılrca okudum  hep aynı şeyler kolaylık felan filan islamın beş şartıdıda yalan göster bana kurnda beş şertı 6 yalan dedim birini daha ekliyim 7 cisi muhmmedi  beş şartın içinde olmamsı islamın kökten yalancı olduğurur bana şimdi ayet getirtme bir kişi Allaha inanırda muhmmede inmasa islama göre cehnemliktir  ama muhmmede inanan cennete gider burda vurgulamak istediyim Allahın kendisi ta muhammedin kendisidir. ayetler var  resul ne dediyse ona uyun veya alaha resülüne inmayanın çaprazlama kesin ayaklarını der kısaca muhmmed  ARAP ĞUTU EL-İLAHI EN BÜYÜK PUTU RUTUŞ YAPMIŞ GÖRÜNMEZ  HERŞEYE KADIR  HİÇ BİRŞEYE benzemez zamanla münzih bir tanrı ortaya tmış o kadar çelişkili ayet varki kimse farkına varmıyor dağınık toplanmuş kuran bunu muhmmmed toplmamış . zaten düşünsene allahtan ayet geliyor sen bunu kitap haline getirmiyorsun cehnnem varken demeki muhmmed bunu uydurmuş haticeden sona aç kalınca mafya bası olmuş geleni sikmiş yemiş içimiş gitmiş bu  bile sizin için bir rezil durumdur muhammede inanmanız için. muhmmed yoksa allahta yoktur.

 bi dk bi dk İslam'ın şartı değil İmanın şartı 5tir siz yalan konuşuyorsunuz.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 166
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

 

Peygamberimiz korkak değildir.

 

Şecaat ve necdet kelimeleri Peygamberimiz (asv)'ın cesaret ve kahramanlığını en güzel ifade eden kelimelerdir.

Şecaat: Dinî ve dünyevî hukukunu korumak için canını dahî verecek derecede gösterilen bir yiğitlik olarak tarif edilir.

Necdet: Korku ve dehşet veren bir hâdise anında ve olağanüstü haller karşısında sabır ve sebat göstererek soğukkanlılığını koruyup, endişeye kapılmadan sakin bir şekilde hareket etmektir.

Bu hasletlerden her ikisi de Peygamberimiz (asv)'de tam ve mükemmel manada bulunuyordu.

O, insanların en cesuru, en yüreklisi, en kahramanı ve en yiğidi idi. Gençliğinden itibaren hayâtının bütün devrelerinde şecaat manasındaki cesaret, Peygamberimiz (asv)'de çok açık bir şekilde görülüyordu.

Peygamberimiz (asv)'ın cesaretinin derecesini biraz olsun anlayabilmek için, onun tek başına insanları hak dine davet edişi esnasındaki halini ve gayretini hatırlamamız gerekir.

Peygamberimiz (asv) tebliğinde ve insanları hakka davetinde o derece metanet, sebat ve cesaret gösteriyordu ki, büyük devletler, büyük dinler, kavim ve kabilesi ve hatta amcası ona şiddetli düşmanlık ettikleri halde, zerre kadar bir tereddüt eseri, bir telaş, bir korkaklık göstermiyor; tek başına bütün dünyaya meydan okuyor; İslâmiyeti anlatmaya devam ediyordu. Bu sebat ve azmin sonunda nihayet İslâmiyeti dünyaya hakim kıldı.

Peygamberimiz (asv)'in bu hali diğer Müslümanlara güzel bir örnek oldu. Onunla birlikte yüzlerce insan, dâvaları uğruna yurtlarını yuvalarını, mallarını mülklerini, çoluk çocuklarını bırakarak Medine yollarına düştüler, muhacir olarak yaşamayı göze aldılar. Hicret esnasında da gerek Peygamberimiz (asv), gerekse Müslümanlar pekçok engellemeyle karşılaştılar, ama hiçbirine önem vermediler.

O, fıtraten cesur ve şecaat sahibiydi. Tek başına bütün insanlığa meydan okurcasına, uzun, çetin ve çetrefilli bir yola çıkmıştı. Ne fertlerden ne de cemaatlerden korkmadan, çekinmeden yoluna devam etmişti. Hatta, bazen orduda bir bozgun olunca o atını mahmuzlar, düşmanın üzerine yürür ve bunu yaparken de zerre kadar korku alâmeti göstermezdi. (Buhârî, cihad 52; Müslim, cihad 28.) Hatta, Hz. Ali (ra) gibi bir şecaat kahramanı, “Biz harp meydanında korktuğumuz zaman Allah Resûlü’nün arkasına sığınır ve itmînana kavuşurduk.” diyor. (Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, 1/86; İbn Ebî Şeybe, Musannef, 6/426, 7/354.)

O, bir gün, bir ağacın altında istirahat ediyordu. Cesur bir düşman, O’nun yanına kadar sokuldu ve kılıcını kaldırdı, tam vuracaktı ki Allah Resûlü (asv) gözlerini açtı. Bu cüretkâr adam Allah Resûlü (asv)’a:

- “Şimdi seni benim elimden kim kurtaracak?” dedi.
 
Efendimiz ise, kılını dahi kıpırdatmadan gayet sakin:

- “Allah (cc)” dedi.

Adam, Allah Resûlü (asv)’ın bu büyüleyici cesaretinden ürperdi ve farkına varmadan elindeki kılıcı yere düşürdü. Bu defa kılıcı Allah Resûlü (asv) aldı ve aynı soruyu ona sordu. Adamın, aman dilemekten başka çaresi yoktu (Buhârî, cihad 84; megâzî 31.) İşte Allah Rasûlü (asv)’deki cesaret buyudu ve işte baş döndüren o büyük teslimiyet!

Medine’de bir gürültü işitilmişti. Herkes heyecan ve korku içinde, yollara dökülmüş gürültünün mahiyetini anlamaya çalışıyordu. Biraz sonra gözler beliren bir toz bulutuna ilişdi. Toz bulutu yırtılınca arasından süzülüp çıkan İki Cihan Serveri (asv)’dı. “Korkulacak birşey yok.” diyerek herkesi teskin ediyordu. (Buhârî, edeb 39; Müslim, fedâil 48.)

İlk defa sesi, O işitmiş ve herkesten evvel Ebu Talha (ra)’nın atına binip süratle sesin geldiği yöne gitmiş, tesbit etmiş ve dönmüşdü. Hatta Ebu Talha’nın o yürümeyen atı, üzerine Allah Resûlü (asv) binince o gece sevincinden âdeta rüzgâr kesilmişti. (Buhârî, edeb 39; Müslim, fedâil 48.) Tek başına, herkesi titreten bir gürültünün üzerine yürüyen Allah Resûlü (asv), normal insan normlarını aşan bir harikuladelik sergilemektedir.

Mağarada Hz. Ebu Bekir (ra), O’nun adına endişelenince “İki kişi hakkında zannın nedir ki, onların üçüncüsü Allah (cc)’tır.” demiş.. kendi hakkında endişelenen bir sinenin çıldırtan endişelerini teskin etmişti. (Buhârî, fedâilü'l-ashab 2; Müslim, fedâilü's-sahabe 1.) Zaten evinden ayrılıp, gözü dönmüş düşmanların arasından çıkıp gidişi de apayrı bir cesaret destanı değil miydi?

O’nda, her zaman sarsılmaz ve sağlam bir irade vardı. Bu iradenin tersyüz edilmesi mümkün değildi. Çünkü O’ndaki iradeyi Cenâb-ı Hakk, gizli meşietiyle biledikçe bilemişti.

 cesurmuydu  ilk ortaya çıkarken sizin dininiz bana benim dinim bana dedi sora bulduğunuz yerde möldürün dedi bu inasani bir politik deyilmi?  insan aklıyla düşüncesini bir tutoyorsan senin Alhın uyduruk bir ALLAHTIR

Link to post
Sitelerde Paylaş
 

 bi dk bi dk İslam'ın şartı değil İmanın şartı 5tir siz yalan konuşuyorsunuz.

yav yalan islamın kendisidir imam şartı ne yav d.....zden bir şey uydyrmayın o zaman siz muhammedi allahı hiçe sayıp kendinizce bir din yartıyorsunuz

Link to post
Sitelerde Paylaş
 

Allah'a iman.

Meleklere iman.

Kitaplara iman.

Peygamberlere imân.

Ahirete iman.

Kadere iman

Hayrın ve şerrin Allah'tan geldiğine

 

imanın şartları bunlardır

tevbe tevbe benide şaşırttınız :D 

 

 

gülünç bir durmdasınız egonizi tatmin ediyorsunuz. siz melkelere tapın o zaman melekler demdimi si,zin allahınıza ben bir insan yartacğım melekler dedi yok insan kan döker vs. allah dedi ben bilirim eeeee ne oldu allah bilmedi melkelr bildi  hangi masalı aklıyacaksın söyle ona devam edelim

Link to post
Sitelerde Paylaş
 

 cesurmuydu  ilk ortaya çıkarken sizin dininiz bana benim dinim bana dedi sora bulduğunuz yerde möldürün dedi bu inasani bir politik deyilmi?  insan aklıyla düşüncesini bir tutoyorsan senin Alhın uyduruk bir ALLAHTIR

"sizin dininiz bana benim dinim bana"

 

Kafirun suresi;

 

1. De ki: "Ey kafirler!"

2. Ben sizin taptığınız şeylere tapmam.

3. Siz de benim taptığıma tapacak değilsiniz.

4. Hem ben, tapıcı değilim sizin taptıklarınıza.

5. Evet siz de benim taptığıma tapacak değilsiniz

6. Sizin dininiz size, benim dinim de banadır

 

Mushaftaki sıralamada yüz dokuzuncu, iniş sırasına göre on sekizinci sûre­dir. Mâûn sûresinden sonra, Fîl sûresinden önce Mekke'de inmiştir. Medine'de in­diğine dair rivayet de vardır. (bk. Şevkânî, V, 597)

Tefsirlerde anlatıldığına göre Kureyşliler Hz. Peygamber (asm)'den bir sene kendi ilâhlarına tapmasını, bir sene de kendilerinin onun İlâhına tapmalarını istemişler. Hz. Peygamber (asm) de "Kendisine bir şeyi ortak koşmaktan Allah'a sığınırım!" demiş; bu kez Kureyşliler, "Bizim ilâh­larımızdan bazılarını istilâm et (öp, el sür), biz de seni tasdik edip ilâhına ibadet edelim." demişler. Bunun üzerine Kâfurun sûresi inmiştir. (Taberî, XXX, 213-214; Kurtubî XX, 225)

Sûre adını ilk âyetinde geçen ve "inkarcılar" anlamına gelen "kâfirun" keli­mesinden almıştır. "Kul yâ eyyühe'l-kâfirûn, Mukaşkışe, İhlâs, İbadet, Dîn" adla­rıyla da anılmaktadır. Aynca İhlâs suresiyle birlikte bu iki sûreye "İhlâsayn (iki İhlâs)" adı verilmiştir.
 
Sûrede Hz. Peygamber (asm)'in inkarcılarla şirk ve sapkınlıkta birleşemeyeceği ifade edilmekte ve İslâm dininin şirkten uzak tutulması hedeflenmektedir.
 
Müfessirler bu sûrenin faziletiyle ilgili olarak Hz. Peygamber'in, "Kul hüvellahu ehad Kur'an'ın üçte birine denktir, Kul yâ eyyühel-kâfirûn ise dörtte birine denktir." buyurduğunu; Sahâbe'den birine, "Uyumak üzere yatağına yattığında Kul yâ eyyuhel-kâfırûn sûresini oku; bunu okursan şirk inancına sapmaktan korunur­sun." dediğini naklederler. (İbn Kesîr, VIII, 526; Şevkânî, V, 597-598)
 
Tefsiri:
 
1-6. Tevhîd ilkesinin sembolü olarak Mekke döneminin ilk yıllarında inen bu sûrede, müşriklerin şahsında tüm putperestlere İlân edilmek üzere iman ile şirkin ayrı şeyler olduğu, bu iki inanç sistemi arasında bir benzerlik bulunmadığı, dola­yısıyla ikisinin birlikte bulunmasının mümkün olmadığı kesin olarak ifade edil­miştir.
 
Bazı müfessirlere göre 2-3. âyetlerde gelecekte Hz. Peygamber (asm)'in müşrikle­rin taptığına tapmayacağı, onların da Hz. Peygamber'in taptığına tapmayacakları ifade edilmiş; 4-5. âyetlerde ise halihazırda da onların tutumlarının farklı olmadı­ğı bildirilmiştir.
 
Ancak Şevkânî bu yorumu reddetmekte, 4-5. âyetlerin 2-3. âyet-lerdeki gerçeği pekiştirdiğini söylemekte; bu tekrarlara dil kurallarından ve Arap şiirinden örnekler getirmekte, Hz. Peygamber'in hadislerinde de benzer tekrarla­rın bulunduğunu ifade etmektedir (bk. V, 599-600).
 
Bizim tercihimiz de bu yön­dedir. Zira 2-3. âyetlerde Hz. Peygamber (asm)'in şahsında müminlerin sadece bir Al­lah'a kulluk etmeleri emredilmiş, Allah'a ortak koşanlarla gerek inanç gerekse ibadet bakımından hiçbir şekilde benzerliklerinin bulunmadığı vurgulanmıştır. 4-5. âyetlerde ise Hz. Peygamber'i kendi dinlerine döndürmek isteyen putperestlerin ümidini kırmak maksadıyla vurgu tekrar edilmiştir.
 
"Sizin dininiz size, benim di­nim banadır." şeklinde tercüme ettiğimiz 6. âyet, daha geniş kapsamlı ve daha vur­gulu bir şekilde önceki âyetleri tekit eder ve bu iki din arasında uzlaşmanın olama­yacağını gösterir. Zira bu iki dini uzlaştırmak, hak ile bâtılı uzlaştırmak anlamına gelir.
 
Son âyetten dîn, vicdan ve ibadet özgürlüğünün esas olduğu, kimsenin her­hangi bir dine girmeye zorlanamayacağı anlamının da çıkarılabileceğini düşünen bir kısım müfessirler bu âyetin müşriklere karşı savaşılmasını emreden âyetle (bk. Tevbe, 9/36) neshedildiğini yani hükmünün kaldırıldığını ileri sürmüşlerdir.
 
An­cak, bizim de katıldığımız görüşe göre âyetin hükmü kaldırılmamıştır; çünkü bura­da bir emir veya yasak değil, bir vakıanın tespiti ve ifade edilmesi (haber) söz konusudur; haber ise Allah'tan olduğu için gerçektir, değişmez, kıyamete kadar ge­çerlidir. (bk. Şevkânî,V, 600)
 
Bu âyet, bir vakıa tespiti olduğu ve müslümanların zayıf durumda bulundukları bir dönemde indiği için ondan din ve vicdan özgürlü­ğü anlamının çıkarılamayacağı da düşünülebilir. Kuşkusuz İslâm'da din, vicdan ve ibadet özgürlüğü vardır; ancak bu özgürlükler Medine döneminde inen âyetler­de ifade edilmiş, müslümanların hakim oldukları zaman ve mekânlarda uygulan­mış, hayata geçirilmiştir.

 

 

 

Kafirleri bulduğunuz yerde öldürün ayetini açıklamıştım.

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
 

gülünç bir durmdasınız egonizi tatmin ediyorsunuz. siz melkelere tapın o zaman melekler demdimi si,zin allahınıza ben bir insan yartacğım melekler dedi yok insan kan döker vs. allah dedi ben bilirim eeeee ne oldu allah bilmedi melkelr bildi  hangi masalı aklıyacaksın söyle ona devam edelim

Kibirlenmekten Egolu olmaktan Allah'a sığınırım, Meleklere imandan kasıt onların varlığını bilmektir onlara tapmak değil :D 

Link to post
Sitelerde Paylaş
 

Sen daha Hz.Muhammed (S.A.V)'ın veda hutbesini bilmiyorsun bi aç oku bakım ne yazıyor.

 

 

 

"Insanlar Lâilahe illallah deyinceye kadar onlarla cihad etmek üzere emrolundum. Onlar bunu söyledikleri 

zaman kanlarini ve mallarini korumus olurlar. Hesaplari ise Allah'a aittir.

 

Asıl sen aç oku veda hutbesini. Bak yukarıda astım sana emrediyor herkes müslüman olana kadar savaşacaksın.

 

Günümüzde kim diyor bunu? İŞİD!

 

Elin gariban budisti ne suç iledi de ona karşı savaş emrediyor?

 

Aç bir daha bak, köleliğin onaylanması var, kadını dövme emri var. 3 satırlık hutbede ağzından pislik akmış. Daha ne?

 

Ben 14-15 yaşına kadar müslüman bildim kendimi. Anaannem dindardı. Oruç tutmuşluğum var. Aklım erdiği zaman tüm bunların ne kadar saçma sapan şeyler olduğunu anlayınca ateist oldum zamanla. Ne bir müslümana saldırdım, ne bir müslümanı öldürdüm.

 

Şimdi sana göre benim öldürülmem mi gerekiyor?

 

Yukarıda açık açık savunamadığın için laf kalabalığıyla bunu savunmuşsun resmen.

 

Bu mudur? İnanmayanın kellesinin gitmesi mi gerekiyor? İŞİD'in yaptığı gibi mi?

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
 

Kibirlenmekten Egolu olmaktan Allah'a sığınırım, Meleklere imandan kasıt onların varlığını bilmektir onlara tapmak değil :D 

Hani müslümalar dersiniz kul hakıyla öteki dünyaya gitmeyelim afı yok buna inanıtırsanız o zaman biz dinzislerin zamanını çalmayın benim gibi dinsizlede zamanını harcıyor  bizi uğraştırıyorsunuz ha benim zamanımı çalmışın ha malımı kul hakıdır size göre. bununda gereyini yapmıyorsunuz bende idda ediyorum kul hakı islamın uydurduğu bie yalandır isteesen beni yalancı duruma çıkarabilirsin hodri meydan. her hadisi kuranla bağlaştırıyor sözde sahtekar müslümanlar  bunu kuranda yeri  nerde. yav hangi müslümanla tartışcağımızı şardık birsi hadise inmam kuran benim rehberim sıkışınca muhmmed yürüyen kurandır derler bie şeye karar vein siz kendi 5 mesep üzerinde birnizile anlşmazkan bize nasıl islam fetfası versiniz tarişktları saymıyorum islam son din en güzel incili tervatı tastikjlediyini söyleyen dindir ama müslüman tervatinicil deyişmiş diyor YAV siszde allah kokusu yokmu gerçek islem hangisi kime anlatıyorum nihat hatip oğlu diyor:)))))) hahahah kütük ağlıyordu allah belenzı versin kimsiniz siz yahu toplanın  ayetlei çevirn birinizden çelişkiye düşmeyin biz zındıklarla öyle tartışalım birsi çıkmış 19 mucizesi diyor olum kuranda matamtik olsa zaten miras paylaşımını becerirdi ALLah putu

Link to post
Sitelerde Paylaş
 

 

"Insanlar Lâilahe illallah deyinceye kadar onlarla cihad etmek üzere emrolundum. Onlar bunu söyledikleri 

zaman kanlarini ve mallarini korumus olurlar. Hesaplari ise Allah'a aittir.

 

Asıl sen aç oku veda hutbesini. Bak yukarıda astım sana emrediyor herkes müslüman olana kadar savaşacaksın.

 

Günümüzde kim diyor bunu? İŞİD!

 

Elin gariban budisti ne suç iledi de ona karşı savaş emrediyor?

 

Aç bir daha bak, köleliğin onaylanması var, kadını dövme emri var. 3 satırlık hutbede ağzından pislik akmış. Daha ne?

 

Ben 14-15 yaşına kadar müslüman bildim kendimi. Anaannem dindardı. Oruç tutmuşluğum var. Aklım erdiği zaman tüm bunların ne kadar saçma sapan şeyler olduğunu anlayınca ateist oldum zamanla. Ne bir müslümana saldırdım, ne bir müslümanı öldürdüm.

 

Şimdi sana göre benim öldürülmem mi gerekiyor?

 

Yukarıda açık açık savunamadığın için laf kalabalığıyla bunu savunmuşsun resmen.

 

Bu mudur? İnanmayanın kellesinin gitmesi mi gerekiyor? İŞİD'in yaptığı gibi mi?

 

 

 

Veda Hutbesi;

 

"Ey insanlar! Sözümü iyi dinleyiniz. Bilmiyorum, belki bu seneden sonra sizinle burada ebedi olarak bir daha buluşamayacağım. Ey İnsanlar bu günleriniz nasıl mukaddes bir gün ise, bu aylarınız nasıl mukaddes bir ay ise, bu şehriniz nasıl mübarek bir şehir ise; canlarınız, mallarınız, ırzlarınız da öyle mukaddestir, her türlü saldırıdan emindir. Ashabım! Yarın Rabbinize kavuşacaksınız ve bugünkü her hal ve hareketinizden sorulacaksınız. Sakın benden sonra eski dalâletlere dönüp birbirinizin boynunu vurmayın. Bu vasiyetimi burada bulunanlar bulunmayanlara bildirsin Olabilir ki bildirilen kimse, burada bulunup da işitenden daha iyi anlayarak muhafaza etmiş olur.

 

Ey ashabım! Kimin yanında bir emanet varsa onu sahibine versin. Fa izin her çeşidi kaldırılmıştır, ayağımız altındadır. Lakin borcunuzun aslın vermek gerekir. Ne zulmediniz ne de zulme uğrayınız. Allah'ın emriyle faizcilik artık yasaktır. Cahiliyetten kalma bu çirkin âdetin her türlüsü ayağımın altındadır. İlk kaldırdığım faiz de Abdulmuttalib'in oğlu (amcam) Abbas'ın faizidir.

 

Ashabım! Cahiliyet devrinde güdülen kan davaları da tamamen ortadan kaldırılmıştır,' ilk kaldırdığım kan davası da Abdulmuttalib'in torunu (yeğenim) Rebîa'nın kan davasıdır.

 

Ey İnsanlar! Bugün şeytan sizin şu topraklarınızda yeniden nüfuz ve saltanat gücünü ebedi surette kaybetmiştir. Fakat bu kaldırdığım şeyler haricinde küçük gördüğünüz işlerde de ona uyarsanız bu da onu memnun edecektir. Dininizi korumak için bunlardan sakınınız.

 

Ey İnsanlar! Kadınların haklarına riayet etmenizi ve bu hususta Allah' tan korkmanızı tavsiye ederim. Siz kadınları Allah'ın emaneti olarak aldınız. Ve onların namuslarını ve ismetlerini Allah adına söz vererek helal edindiniz. Sizin kadınlar üzerindeki hakkınız; onların, aile şerefini koru malları ve evlerinizi sizin hoşlanmadığınız hiç kimseye açmamaları, çiğnenmemeleridir. Eğer onlar, razı olmadığınız herhangi bir kimseyi evinize alırlarsa onları hafif bir şekilde dövebilir, azarlayabilirsiniz. Kadıların da sizin üzerinizdeki hakları; örfe göre her türlü giyim ve yiyeceklerini temin etmenizdir. Ey mü'minler, size bir emanet bırakıyorum ki siz ona sımsıkı sarıldıkça yolunuzu hiçbir zaman şaşırmazsınız. O emanet Allah'ın kitabı Kur'ândır.

 

Ey mü'minler! Sözümü iyi dinleyiniz ve iyi muhafaza ediniz. Müslüman müslümanın kardeşidir ve bütün Müslümanlar kardeştir. Din kardeşinize ait olan herhangi bir hakka tecavüz, başkasına helal değildir. Ancak gönül hoşluğuyla verilen başka. Ashabım! Nefsinize de zulmetmeyiniz. Nefsinizin de üzerinizde hakkı vardır:

 

Ey insanlar! Cenab-ı Hak her hak sahibine hakkını vermiştir. Varis için vasiyete gerek yoktur. Çocuk kimin döşeğinde doğmuşsa ona aittir. Zinakâr için mahrumiyet cezası vardır. Babasından başkasına nesep iddia eden soysuz yahut efendisinden başkasına uymaya kalkan nankör, Allah'ın gazabına, meleklerin lanetine ve bütün Müslümanların düşmanlığına uğrasın. Cenab-ı Hak bu insanların ne tevbelerini ne de şehadetlerini kabul eder."

 

 

Rasûlüllah sözlerinin burasında dinleyenlere sordu: "Ey insanlar! Yarın beni sizden soracaklar. Ne dersiniz?"

Ashab-ı Kiram cevap verdi:

"Allah'ın risâletini tebliğ ettin; risalet görevini yerine getirdin, bize vasiyyet ve nasihatte bulundun diye şehadet ederiz." Rasûlullah şehadet parmağını göğe kaldırarak üç kez "Şahit o! ya Rab! Şahit o! ya Rab! Şahit ol ya Rab!" buyurarak Arafat'taki hutbesini bitirdi.

 

Hz. Peygamber güneş batıncaya kadar vakfede durdu. Tam buradan inmeye karar vereceği bir anda yukarıda zikredilen Mâide sûresinin üçüncü âyeti nazil oldu. Daha sonra devesine binen Rasûlüllah yavaş adımlarla Arafat'tan inerek Müzdelife'ye geldi. Burada bir ezan iki kamet ile akşam ve yatsı namazlarını birleştirerek kıldı. Ve istirahata çekildi. Sabah olunca cemaatle birlikte sabah namazını kaldı ve ortalık iyice ağardıktan sonra Müzdelife'den Cemretü'l Akabe mevkiine geldi. Şeytan taşlamadan sonra Mina'ya geçen Rasûlüllah burada da Veda Hutbesi'nin diğer bölümünü irad etti. Allah'a hamdü senadan sonra devamla:

 

"Ey insanlar! Sizi Allah'ın kitabına bağlayan peygamberinizin sözlerini iyi dinleyiniz, ona itaat ediniz. Hac ibadetinizin bütün hareketlerini benden gördüğünüz gibi ifa ediniz. Öyle sanıyorum ki, ben bu seneden sonra bir daha haccedemem. " Rasûlüllah bundan sonra halkla sorulu cevaplı sürdürdüğü hutbesini: "Ey insanlar! Ayların yerini değiştirerek geri bırakmak inkârda aşırı gitmektir. Kafirler böyle yapmakla doğru yoldan saptılar. Allah'ın haram kıldığı ayların sayısını uygun yapmak için, bir yıl haram ayını helal, diğer yıl onu haram sayarlar. Böylece Allah'ın haram kıldığını helal kabul ederler. Zaman, Allah'ın gökleri ve yeri yarattığı gün gibi aynı duruma döndü. Allah'ın katında ayların sayısı on ikidir. Bunların dördü mukaddes (haram) aylardır ki üçü arka arkaya gelen Zilkade, Zilhicce ve Muharrem, dördüncüsü de Cemaziyelahir ile Şaban'ın arasındaki Receb'tir. Ey mü'minler! Bu ay hangi aydır?"

 

-Allah ve Rasûlü daha iyi bilir.

 

"-Zilhicce ayı değil midir?"

 

-Evet Zilhiccedir.

 

"-Bu içinde bulunduğumuz belde hangi beldedir?"

 

-Allah ve Rasûlü daha iyi bilir.

 

-Mekke Şehri değil midir?"

 

-Evet Mekke'dir.

 

"-Bugün hangi gündür?

 

-Allah ve Rasûlü daha iyi bilir.

 

"Yevmü'nnahr (kurban kesme günü) değil midir?"

 

-Evet yevmünahr'dır. Bu diyalogdan sonra Rasûlüllah sahabelere dönerek "Şu halde iyi bilin ki; bu şehrinizde, bu beldenizde, bu gününüzün mukaddes (haram) olduğu gibi birbirinize kanlarınızı dökmek, mallarınızı haksız yere olmak, namuslarınızı kirletmek de haramdır, her türlü saldırıdan masumdur. Muhakkak ki, siz Rabbinize kavuşacaksınız, o zaman bütün bu işlerden sorulacaksınız.

 

Ey İnsanlar! Aklınızı başınıza alında benden sonra birbirinizin boynunu vuracak şekilde dalâlete, vahşete düşerek cahiliye devrine dönmeyin. Ey insanlar! Bu nasihatlerime kulak verip bunları burada hazır bulunanlarınız burada bulunmayanlara tebliğ etsin. Olabilir ki, kendisine tebliği edilen kimse burada bulunup işiten bir kısım kimseden daha iyi anlayıp bellemiş olur" ardından Rasûlüllah iki kez:

 

"- Tebliğ ettim mi?" buyurdu.

 

Sahabîler:

 

-Evet ettin, deyince O;

 

"Şahit ol ya Rab!" dedi ve tekrar hatırlattı: "Burada bulunanlar bulunmayanlara tebliğ etsin. "

 

Rasulüllah Mina'daki bu hutbesinden sonra kurban kesim yerine gelerek önceden hazırlanan yüz devenin altmış üçünü bizzat kendi kurban etti diğerlerini de Hz. Ali kestikten sonra her deveden birer parça et alınarak pişirilip yenildi. Daha sonra traş olan Hz. Peygamber ihramdan çıktı ve Kabe'yi tavaf etti. Öğle namazını da orada kıldıktan sonra Zemzem suyunun yanına gitti ve kendisine sunulan bir bardak suyu içtikten sonra tekrar Mina'ya döndü. Rasûlüllah Mina'da geçirdiği teşrik günlerinde şeytan taşlama görevini yerine getirmiş, bu arada çevresinde bulunan insanlara hutbeler irad buyurmuştu.

 

"Allah'ın yardımı ve fetih geldiği ve insanların dalga dalga Allah'ın dirine girdiklerini gördüğün zaman Rabbini överek tesbih et. O'ndan mağfiret dile. Çünkü o tevbeleri çok kabul edendir" (en-Nasr, 110/1-3) mealindeki Nasr sûresinin nâzil olduğunu duyan Müslümanlara, hem yeni nâzil olan bu sûreyi okumuş hem de kendilerine nasihat ettiği hutbelerinden birini irad buyurmuştur. Bu hutbesinde de yine Müslümanların mal, can, namus emniyetinden bahseden Rasûlüllah insan haklarının temelini oluşturan bu üç hakkı tekrar tekrar ümmetine hatırlatmıştı. Değişik yer ve zamanda irade edilen bu hutbeler, tek bir hutbe şeklinde bütünleştirilmiştir.

 

Hutbenin toplum hayatına getirdiği prensipler:

 

İncelendiği zaman Veda Hutbe'sinde Peygamber (s.a.s)'in başlıca şu noktalara değindiği görülür:

 

1- Her işte daima Allah'a hamd-ü sena etmek gerekir.

2- Nefis, insanı her zaman şerre yöneltmek ister. Bu sebeple nefislerin şerrinden de Allah'a sığınmak lâzımdır.

3- Can, mal ve ırz kutsaldır. Yaşama hakkı tabii bir haktır. Irz, şeref, haysiyet, hürriyet ve mülkiyet saldırıdan korunmuş haklardır.

4- Cahiliye gelenekleri kaldırılmıştır. İnsanlar alışa geldikleri kötü şeyleri körü körüne yapmaktan vazgeçmelidirler.

5- Faiz haramdır.

6-Kan davası gütmek haramdır.

7- Emânetler yerlerine verilmelidir. Emânete hıyanet edilmemelidir.

8- Küçük büyük önemli-önemsiz her işte şeytana uymaktan sakınılmalıdır.

9- Kadınların ve erkeklerin karşılıklı hak, vazife ve sorumlulukları vardır. Kadınlara nezâketle davranılacaktır.

10- Hem kadın hem de erkekler zinadan şiddetle kaçınacaklardır.

11- Köle ve hizmetçilere iyi davranılacaktır.

12- Bütün Müslümanlar kardeştir. Her türlü sınıf farkları ve ayrıcalıklar kaldırılmıştır. Üstünlük fazilet iledir.

13- Zulümden sakınmak gerekir, halkın malı haksız yere yenemez, birine ait bir şey sahibinin izni olmadıkça başkası için helâl olmaz.

14- Müslümanlar birbirleriyle savaşmaktan sakınacaklardır.

15- Allah'ın Kitâb'ına ve Peygamber'in sünnetine uyanlar asla sapıklığa düşmezler.

16- İslâm sadeliğinden ayrılmamak, aşırılıklara sapmamak gerekir.

17-Hak Teâlâ'ya ibadet olunacak; beş vakit namaz kılınacak, oruç ayında oruç tutulacak, Hz. Peygamber'in tavsiyelerine uyulacaktır. Bunları hakkıyla yerine getirenlerin mükâfatı cennettir.

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
 

Allaın izin veryormu bizimle tartışmamıza bu bir sordur bence yok ama sen münafıksın

Kardeşim ben sizin imanınızla dertleniyorum, üzülüyorum Allah'ı ve Rasulunu yalanlayanlara çünkü onlar boşuna cabalıyolar Allah her zaman galip gelendir, boşuna uğraştıgınız bu yolun sonunda Cehenneme gideceğiniz için. İslam önüne canın cehenneme mi der, Rasulullah dan öğrendiğimiz ahlak bu

Link to post
Sitelerde Paylaş
 

Hani müslümalar dersiniz kul hakıyla öteki dünyaya gitmeyelim afı yok buna inanıtırsanız o zaman biz dinzislerin zamanını çalmayın benim gibi dinsizlede zamanını harcıyor  bizi uğraştırıyorsunuz ha benim zamanımı çalmışın ha malımı kul hakıdır size göre. bununda gereyini yapmıyorsunuz bende idda ediyorum kul hakı islamın uydurduğu bie yalandır isteesen beni yalancı duruma çıkarabilirsin hodri meydan. her hadisi kuranla bağlaştırıyor sözde sahtekar müslümanlar  bunu kuranda yeri  nerde. yav hangi müslümanla tartışcağımızı şardık birsi hadise inmam kuran benim rehberim sıkışınca muhmmed yürüyen kurandır derler bie şeye karar vein siz kendi 5 mesep üzerinde birnizile anlşmazkan bize nasıl islam fetfası versiniz tarişktları saymıyorum islam son din en güzel incili tervatı tastikjlediyini söyleyen dindir ama müslüman tervatinicil deyişmiş diyor YAV siszde allah kokusu yokmu gerçek islem hangisi kime anlatıyorum nihat hatip oğlu diyor:)))))) hahahah kütük ağlıyordu allah belenzı versin kimsiniz siz yahu toplanın  ayetlei çevirn birinizden çelişkiye düşmeyin biz zındıklarla öyle tartışalım birsi çıkmış 19 mucizesi diyor olum kuranda matamtik olsa zaten miras paylaşımını becerirdi ALLah putu

Zamanı boşa harcıyorsun. sana Zamanını boş harcamaman için ahiretde pişman olmaman için yardım ediyorum. Vefat ettikten sonra seninle karşılaştığımızda sana diyeceğim eğer bole devam edip kafir ölürsen, seni uyarmamışmıydım. işte o gün gelince geri dönüş olmaz.

Link to post
Sitelerde Paylaş
 

Kardeşim ben sizin imanınızla dertleniyorum, üzülüyorum Allah'ı ve Rasulunu yalanlayanlara çünkü onlar boşuna cabalıyolar Allah her zaman galip gelendir, boşuna uğraştıgınız bu yolun sonunda Cehenneme gideceğiniz için. İslam önüne canın cehenneme mi der, Rasulullah dan öğrendiğimiz ahlak bu

Senin resuhlıuhaın kuranı bile kitap haline getirememiş. he birde bun takıldım dinsizin imanı olurmu çocukca düşüncelere cevap veriyoruz ya gidin islami sitelerde bol karde34şlriniz var allah sende razı olsun derler her payllatığında oaray git bursı sana göre deyil

Link to post
Sitelerde Paylaş
 

Kardeşim ben sizin imanınızla dertleniyorum, üzülüyorum Allah'ı ve Rasulunu yalanlayanlara çünkü onlar boşuna cabalıyolar Allah her zaman galip gelendir, boşuna uğraştıgınız bu yolun sonunda Cehenneme gideceğiniz için. İslam önüne canın cehenneme mi der, Rasulullah dan öğrendiğimiz ahlak bu

Ya kardei,m benim için endişlenmene gerek yok sen müslüman ülkererde yaşanan katliyama veya aç olanlar için üzül ben zaten dinsizim. ben gerçek bir dini araştırmadan bir dinsize raslamdfım siz dinsileri bir ergenmi sanıyorsunuz kızmış babsına tüh bu düşüncenize biz sizden daha iyi biliriz kuranı islamı tervatı incili tw başka facede yerlerde tartışıyom hemen beni yasaklıyorlar götleri yemiyor ondan aman din kardeşi,miz azalır diye siz kendinize bile güveni olmayan sürü mhalinde  harket eden insanlarsınız

Link to post
Sitelerde Paylaş
 

Ya kardei,m benim için endişlenmene gerek yok sen müslüman ülkererde yaşanan katliyama veya aç olanlar için üzül ben zaten dinsizim. ben gerçek bir dini araştırmadan bir dinsize raslamdfım siz dinsileri bir ergenmi sanıyorsunuz kızmış babsına tüh bu düşüncenize biz sizden daha iyi biliriz kuranı islamı tervatı incili tw başka facede yerlerde tartışıyom hemen beni yasaklıyorlar götleri yemiyor ondan aman din kardeşi,miz azalır diye siz kendinize bile güveni olmayan sürü mhalinde  harket eden insanlarsınız

Katliama tabikide karşıyız. ve üzgünüz

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
 

Senin resuhlıuhaın kuranı bile kitap haline getirememiş. he birde bun takıldım dinsizin imanı olurmu çocukca düşüncelere cevap veriyoruz ya gidin islami sitelerde bol karde34şlriniz var allah sende razı olsun derler her payllatığında oaray git bursı sana göre deyil

konu hazırlıyorum cevap olarak Kur'anın mushaf haline getirilişi

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...