Jump to content

Kurandaki mucizeleri şöyle alalım


Recommended Posts

kıvırmaya gerek yok,

aynı anda sana yükleniyormuşuz gibi oluyor ama,

kuranı yazan dünyayı düz,

göğü de kubbe olarak düşünüyordu.

yıldızları da küçük birer taş sandığı için

bununla şeytan taşlıyordu.

ayın ışığını güneşten aldığını da bilmiyordu.

bakınız ay kültü.

çölde geceleri soğuktur,

karanlık gecelerse hiç çekilmez. ;)

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 87
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Gülmekten çenem kasıldı ; şimdi dötümle gülmeye başlıyacammmm .....ahahahahaaa :blink::blink:

evet Uzay evrende Dünya dışında kalan parçadır. fakat konu yanlış yere girdi . çünkü ayette anlatılan gökyüzü ve sema idi bu itibarla doğal olarak diyecektir üstünüzde

Link to post
Sitelerde Paylaş
dünyanın altındada olabilir yani...

evet uzay dersin. bu bir isimlendirmedir. saman yoluda dersin . ama sonuçta gök yüzü kuranda hepsini içine aln bir manadır içerikli bir manadır.

uzay gök cisminden sayılmıyormu uzay dünyanın üstünde değilmi

koyu yazdığım yeride düzeltsen abi, hani gök cismi uzayın içinde olan bi kavramda o açıdan

Link to post
Sitelerde Paylaş
evet Uzay evrende Dünya dışında kalan parçadır. fakat konu yanlış yere girdi . çünkü ayette anlatılan gökyüzü ve sema idi bu itibarla doğal olarak diyecektir üstünüzde

Allağının gücüne(!!) gitmesin ama herkesin tututuğu kendine... :lol:

Link to post
Sitelerde Paylaş
arkadaş kuran yerdekişlere hitab ediyor dünyanın dışına çıkmış etrafa uzaktan bakan bir adama değil o yönden bakman lazım

bak,kuranda müslümanların idda ettiği gibi açık ve net mucizeler olsaydı,dünyanın pek çok ülkesinde insanlar kitlesel halde islama geçerdi.kimse gerizekalı değil ki bile bile inat yüzünden kendini cehenneme atsın

kuranda var olduğu idda edilen mucizeler ancak müslümanları ikna edecek düzeydedir ki zaten olan da bu.yani kelimelerle oynayıp kastırarak alakası olmayan şeylerden mucize çıkartmak sadece müslümanlara mahsus bir yetenek.

Link to post
Sitelerde Paylaş
evet Uzay evrende Dünya dışında kalan parçadır. fakat konu yanlış yere girdi . çünkü ayette anlatılan gökyüzü ve sema idi bu itibarla doğal olarak diyecektir üstünüzde

dostum astronomi bilgin eksik

ve kavram kargaşası yaşıyorsun.

sema denen sey gök yüzüdür.

semadan haberler falan gelir.

allah semanın üzerinde,

altında arşı oturmaktadır.

arşı suyun üzerindedir evreni yaratmadan önce.

tabi evreni yer ve gökten ibaret sayar,

yıldızları da süs.

ve bazen de semadan yeryüzüne iner.

teymiyenin dediği gibi senin benim gibi iner.

bu yok allah gökte değildir falan

sonradan uydurulmuştur.

Link to post
Sitelerde Paylaş
uzay gök cisminden sayılmıyormu uzay dünyanın üstünde değilmi

burda bir ifade karışıklığı var sanırım hatamı kabul ediyorum. şöyle olması lazımdı dünyanın üst bölümünde görünen yerlerde( bize göre) yıldızlar cisimler uzay cisminden sayılmıyormu ..

Link to post
Sitelerde Paylaş
fakat konu yanlış yere girdi

Allağının gücüne(!!) gitmesin ama herkesin tututuğu kendine... :lol:

konunun basından bu yana butun iletileri dikkatle okudum ve evdekileri uyandırdım gülmekten.cok ciddiyim

düşene vururlar hesabı, sağlı sollu çakıyosunuz o ayrı mesele

tarihinde 06crazy tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
sen bulamıyorsun diye kıskanma çelakılı.

adam arapça bilmeden bulup çıkarıyor,

bi de bilse...

Sevgili Mürted çelakılın bir iddasıda Nahl(arı) süresi numarası 16 arının kromozom sayısı imiş Kuran'da böyle bir mantık varsa Kuran'da diğer hayvan süreli isimler ne olacak?

Bakara(İnek)

Ankebut(Örümcek)

Neml(Karınca)

Bunlarda niye kromozom sayısı tutmamış?Demek ki Kuran'da böyle bir kabulde yok mantıkta 1 i tutuyor çoğu tutmuyor!

Link to post
Sitelerde Paylaş
Sevgili Mürted çelakılın bir iddasıda Nahl(arı) süresi numarası 16 arının kromozom sayısı imiş Kuran'da böyle bir mantık varsa Kuran'da diğer hayvan süreli isimler ne olacak?

Bakara(İnek)

Ankebut(Örümcek)

Neml(Karınca)

Bunlarda niye kromozom sayısı tutmamış?Demek ki Kuran'da böyle bir kabulde yok mantıkta 1 i tutuyor çoğu tutmuyor!

biraz daha zorlar,

olmadı başka mealleri dener,bi yolunu bulur

onları da bi yere bağlar bu sahtekar.

bu adamın kitaplarına para verenleri

anlamak çok zor.

biri de tutup haddini bildirmiyor.

gerçi süleyman ateş bi programda

fena fırçaladıydı ilk çıktığı zamanlarda.

fıkra gibi ya,adam bilmediği bi dile ait bi kitaptan

şifre falan çıkarıyor.

deli saidin ebced hesapları

bununkinin yanında

mantıklı kalıyor. ;)

Link to post
Sitelerde Paylaş

Kur'ân meydana çıktığı vakit, bütün âleme meydan okudu ve insanlarda iki şiddetli his uyandırdı:

Birisi: Dostlarında taklid hissi, yani sevgili Kur'ân'ın üslûbuna karşı benzemeklik arzusu ve onun gibi konuşmak hissi.

İkincisi: Düşmanlarda bir tenkit hissi ve yarış, yani Kur'ân üslûbuna mukabele etmekle mucizelik davasını kırmak hissi.

İşte bu iki şiddetli his ile milyonlarca arapça kitaplar yazılmışlar, meydandadır. Şimdi, bütün bu kitapların en edebi olanları, Kur'ân'la beraber okunduğu vakit, her kim dinlese, Katiyen diyecek ki, Kur'ân bunların hiçbirisine benzemiyor. Demek Kur'ân, bütün bu kitapların derecesinde değildir. Öyleyse, herhalde, ya Kur'ân tümünün altında olacak-o ise, yüz derece imkansız olmakla beraber, hiç kimse, hattâ şeytan bile olsa diyemez.

İşte, Kur'ân geldiği zaman, böyle meydan okudu.

Başta, edebiyatçıların hepsine birden diz çöktürdü; hayretle Kur'ân'ı dinlediler.

İkincisi, şairleri, yani muntazam nutuk okuyan ve güzel şiir söyleyenlere karşı öyle bir hayret verdi ki, parmaklarını ısırttı. Altınla yazılan en güzel şiirlerini ve Kâbe duvarlarına övgü ile asılan meşhur "Muallâkat-ı Seb'alarını" indirtti, kıymetten düşürdü.

Eğer denilse: "Nasıl biliyoruz ki, kimse mücadele edemedi ve mücadele mümkün değil?"

cevap : Eğer mücadele mümkün olsaydı, herhalde teşebbüs edilecekti. Çünkü mücadeleye ihtiyaç şiddetliydi. Zira dinleri, malları, canları, aileleri tehlikeye düşüyor; mücadele edilseydi kurtulurlardı. Eğer mücadele mümkün olsaydı, herhalde mücadele edecektiler. Eğer mücadele edilseydi, mücadele taraftarları kâfirler, münafıklar çok, hem pek çok olduğundan, herhalde mücadeleye taraftar olarak herkese duyurulacaktı. (Nasıl ki, İslâmiyetin aleyhinde her şeyi neşretmişler.) Eğer neşretseydiler ve mücadele olsaydı, herhalde tarihlere, kitaplara gösterişli bir şekilde geçecekti. İşte, meydanda bütün tarihler, kitaplar; hiç birisinde, Müseylime-i Kezzâbın birkaç fıkrasından başka yoktur. Halbuki, Kur'ân yirmi üç sene devamlı olarak damarlara dokunduracak ve inadı tahrik edecek bir tarzda meydan okudu. Ve derdi ki:

"Şu Kur'ân'ın, Muhammedü'l-Emin gibi bir ümmîden benzerini yapınız ve gösteriniz.

"Haydi, bunu yapamıyorsunuz; o zat ümmî olmasın, gayet âlim ve kâtip olsun.

"Haydi, bunu da getiremiyorsunuz; birtek zât olmasın. Bütün âlimleriniz, edebiyatçılarınızı toplansın, birbirine yardım etsin. Hattâ güvendiğiniz ilahlarınız size yardım etsin.

"Haydi, bununla da yapamayacaksınız. Eskiden yazılmış edebi eserlerden de istifade edip, hattâ gelecekleri de yardıma çağırıp Kur'ân'ın benzerini gösteriniz, yapınız.

"Haydi, bunu da yapamıyorsunuz. Kur'ân'ın bütünü olmasın da, yalnız on sûresinin benzerini getiriniz.

"Haydi, on sûresine denk , hakikî, doğru olarak bir benzer getiremiyorsunuz. Haydi, hikâyelerden, asılsız kıssalardan terkip ediniz, yalnız nazmına ve belâgatine benzer olsun getiriniz.

"Haydi, bunu da yapamıyorsunuz; birtek sûresinin benzer getiriniz.

"Haydi, sûre uzun olmasın; kısa bir sûre olsun, benzerini getiriniz. Yoksa din, can, mal, aileleriniz , dünyada da, âhirette de tehlikeye düşecektir."

İşte, sekiz tabakada muhtaplarını susturan, Kur'ân yirmi üç senede değil, belki bin üç yüz senede bütün insanlara ve cinlere karşı bu meydanı okumuş ve okuyor. Halbuki, evvelki zamanda o kâfirler can, mal ve ailelerini tehlikeye atıp en dehşetli yol olan savaş yolunu seçerek , en kolay ve en kısa olan sözle mücadele yolunu terk ettiler. Demek mücadele yolu mümkün değildi.

İşte, hiçbir akıllı , özellikle o zamanda Arap Yarımadasındaki adamlar, özellikler Kureyşîler gibi zeki adamlar, birtek edebiyatçılarını Kur'ân'ın birtek sûresine benzerini yapıp Kur'ân'ın hücumundan kurtulmasını temin ederek, kısa ve kolay yolu terk edip can, mal, aileyi tehlikeye atıp, en zorar yola girer mi?

Meşhur Câhız'ın dediği gibi, "Harflerle savaşmak mümkün olmadı, kılıçla savaşa mecbur oldular."

Link to post
Sitelerde Paylaş

siz üstadınızın olmadığı halde var gibi gösterdiği

hayali bi dünyada yaşıyorsunuz.

bu zamanda hala bu adamın salladıklarına

inanabilmek bana ilginç geliyor.

ya hadi esnaf amcamın dünyadan haberi yok.

eline verdikleri küçük sözleri bile zor okuyor.

arkadaşım sen internete girebilen bi insansın.

sana sunulanları bi sorgula.

pes ya.

ya bu adamın islamı bildiği bile şüpheli.

git said nursi aleyhinde yazılmış,

müslümanların elinden çıkma kitaplar oku biraz.

bize itimadın yoksa belki onların

kuran ve sünnetten getirdikleri delillerle

ikna olursun.

yani hakikaten adam

aşırı derece dayanaksız sallıyor. ;)

Link to post
Sitelerde Paylaş

Kuranda binbir çeşit mucize vardır örneğin bir bilimsel şeyi bin yıl önce bulmuştur ama kuranı okuyan savsak salaklar bu buluşu kafirin yapmasına izin vermiştir.

Madem okuyon sana allah demiş böle bir mucize var ben buldum diye atla he salak.

Kafir yerine sen yap.

Bu laf aziz nesin i hatırlattı bana.

Kuranda binbir mucize vardır

Örneğin bu sitede kuran mcizelerinden bahsetmiş

http://www.mucizeler.com/

Genelde ateistlerin yapıtğı şeyleri kuranda hep sölemiştir eee salak herif 1400 yıl önce sölemişte siz niye bulmadınız kafire bırakdınız.

Müslümanları anlamak zor...

Link to post
Sitelerde Paylaş

lokman suresi : ilk 5-10 ayetleri arası... "Allah gökleri direksiz yarattı"

buradaki direk sözü aslında DAYANAK NOKTASIZ manasına gelmektedir.

ozamanlarda insanların bilgisi yeryuzu öküzün kafasında yada sonsuz düz tabla gibiydi...

insanların ozamanki aklı birseyin birseye temasta olmadan duramayacagıdır.

kuransa bunun aksini söylemektedir. ilimle kesismektedir.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...