Jump to content

Kafayı yemek


Recommended Posts

 

 

 

Boş lakırtıdan başka bir şeyiniz yok mu sizin?

 

90 yaşında değil, 19 yaşında bile olsa, 16 yaşındaki bir kızla olanı, yargılarım, neden bahsediyorsun ki sen?

 

Yaşa bakmadan, okşamak, öpmek, ama öyle, ama böyle başka bir şey, seks başka bir şey. Seks bir sürecin sonu, kendisi değil, başlangıcı. O kızın, acaba ne yaptığından, ilerde bundan dolayı yaşayacaklarından haberi var mı, farkında mı? Vücudu, fizyolojisi vs. gebelik doğum ve ardından gelen bebek büyütmeye hazır mı?

 

16 yaşında bir kızın, hangi iklimde olursa olsun, buna hazır olması mümkün değil, en azından kesin olarak (Belki bir kaç kız hazır olabilir, ama kesin denemez). O nedenle, onu yapana ben oha falan demem, ana avrat düz giderim bilfiil. 

 

Takvim, bir takım insanların icadı. Yaş diye bir halt yok, cinsellik için. Gerekli olan, aklen ve fiziksel olarak olgunluğa erişmiş olmak. Ötesi laf. Eskiler derler, kız sandalyeye oturunca, ayakları yere değiyorsa tamamdır. Kimi yerde, adet görmesine bakılır. Ha, bunu diyenler, dünya düzdür de diyordu; yanıldıkları apaçık ortada. Ama bunun yöntemi budur, gayette doğrudur, seks için kriter minimum yaştır sadece.

"Bilinci ve ahlakı bilimin önüne koyarım" demek istiyorsun.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 315
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Just now, Pollini said:

"Bilinci ve ahlakı bilimin önüne koyarım" demek istiyorsun.

 

 

Blinç ve ahlak, bilimle paralel gider. 

 

Amanda bilinç, yok hatta üst bilinç (tanrı) falan diye, ahlak falan icat edersen, ancak ahlaksızlığı kutsamış olursun. 

 

Hiç bir ahlak kaidesini, bilimsel süzgeçten geçirmeden kabul edemeyiz. Ama iyi, ama kötü densin. 

 

Sorun şudur, bilim kim, insanlar kim? İnsanlar, tahminen 200 bin sene evvel falan icat etti tanrıyı. Ama bilimi icat edeli daha 200 sene ancak oldu. Bilim, bilmeden kullanılırsa, bilim falan olmaz. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
 

 

 

Çıkar ilişkisi, yaş kaç olursa olsun, ahlaksızlığın malumudur elbette..

 

Fizyoloji garip bir kavram, o kadar basit olmuyor işler. 90 yaş için bilemem ama, 70 li yaşlarında olup, pek çok genç erkekten daha becerikli olan çok adam var ortada. Tabi, bunlar istisnai işler. Ha, birde viagra falan var malum. Ama zaten, bu yüzden, bugün 18 yaşındaki, 20 yaşındaki kızların dedelerle takıldıkları da istisnai bir durum.

 

Realiteden bahsedersek, kadınların amanda boy, pos, gözler, kaslar, yakışıklı falan diyerek seks partneri seçmeleri nadirdir, nerdeyse yoktur bile. Genelde o seks partneri aramak değilde, bir macera aramak şeklinde olur, olursa. Bunun dışında, kadının seçebilmesi için gereken, tanıma, anlama, kendi gibi olduğunu düşünme vs. işleri, ortak bir sosyla paydayı gerektirir. Bunun da sağlanması pek kolay değildir. Kuşak farkı falan filan derken, 18 yaşındakiler ile 90 yaşındakiler... Şunu da bir düzeltelim, abesliğin önde gideni, abartma işi bu 90 yaş, makul şekilde, 50 yaş ve üstü diyelim, Bunlar pek biraraya gelemez ve o ilişkilerde nadir ve istisnai olarak yaşanır sadece. 

 

Ama, erkeklerin 50 yaşından sonra seks performansı konusunda büyük konuşmamak gerekir. Hayatına dikkat etmiş, sporunu vs. yapan bir erkeğin, o yaşta da, hatta 90 yaşında da, gereken performansa sahip olması olasıdır. Ha, olası derken, belki milyonda bir, belki daha az, güncel istatistiklere bakarsak.

 

Macera vb peşinde değilse kadın, elbette kaslı, yakışıklı, boyu posu yerinde diye beraber olmaz adam. İlişki, evlilik veya neyse işte adı, onu istediği adamda daha fazlasını arar veya aramalıdır. Elbette öyle. Arka planı bize benzeyen, bizi anlayacağını ve anlayacağımızı düşündüğümüz, belki kültürel yapımız yakın sayılabilecek vs vs erkekleri seçer, onlara aşık olur. 

 

Şu yaş farkı meselesi bazen zorlu. 90 yaş elbette abartılıydı, gerçekliği yoktu ama 50'li yaşlarındaki bir adamla çok genç bir kadının birlikteliği de ender olarak gayet de iyi olabilir. Hatta öyledir ki, bu ilişki belki kadın için kazançtır, çünkü ihtiyaç duyduğunun farkında bile olmadığı bir dolu şeyi yaşar, öğrenir, kendini tanır, mutluluktan kendini havada uçar bulur vs.

Ama aynen dediğin gibi böyle erkek de çok azdır, bunu mutlaka belirtmek gerek. Onun dışında bu tip ilişkiler genelde ya taraflardan birinin ya da ikisini birden karşılıklı istismarı şeklinde karşımıza çıkar. 

 

Sonuç olarak kadınlar doğru seçim yapmalı, önce biraz kendilerini tanıyıp erkeğin değişmesi veya düzelmesi yönünde baskı kurulmasını sağlamalı. Kadının kriterleri belirleyici. Ve ne yazık ki binlerce yıldır seçme hakkı, özgürlüğü, dişiliği baskı altına alındığı için bu kriterler öküzlerin "ben daha büyükbaşım" yarışı yapmasına neden olacak kadar paraya vs endesklendi. "Güç" algısı değişti çünkü. Bunun için genellikle kadın suçlanır ama tek ve ilk suçlusu kadın değil. 

 

 

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
 

Konu çok farklı yerlere saptı. Ama bana çok farklı bakış açıları kazandırdı. İslamdan soğumamın sebebi, kuranda gördüğüm ve asla mantığıma yatmayan ayetlerdi. Ve bunu doğalmış gibi savunan bir sürü müslüman. 

Aynı şeyi burada da görüyorum. Evrimi kendine din kabul etmiş insanları. Ve asla aksi bir görüşü kabul etmeyen insanları.

Daha yolun çok başındayım, biliyorum. Ölümü, yokluğu, sevdiklerini bir daha görmemeyi kabul eden, sindiren insanlara hayranım. Ama ben onlardan olamayacağım. Bunun farkına vardım. Ben sadece madde olduğumu kabul etmeyeceğim. Dine de, bilime de tapmayacağım. Bu arada tıp okuyorum. Elbette kendimi bilime adayacağım. Hayat kurtaracağım. Ve hayat kurtarmak istiyorsam eğer insanları madde gibi göremeyeceğim. O hayatı kurtarırken, onun maddeden çok daha öte bir şey olduğunu, ailesini, arkadaşlarını düşüneceğim. Bunu yapmazsam eğer biliyorum ki ya intihar edeceğim, ya da delireceğim. O yüzden daha fazla bu sitede yazmayacağım.

Gerçeklerin farkına varmak, hayatımı mahvedicekse eğer evet o gerçekleri yok saymalıyım.

Hepinize teşekkür ediyorum. Konu daha fazla başka yerlere çekilmesin lütfen.

 

 

İnsan başından sonuna madde elbette. Bu böyle.

 

Ama bu, korkmadığımız, sevinip üzülmediğimiz, birileri veya bir şeyler için endişelenmediğimiz ya da aynı şekilde sevinmediğimiz, diğer insanları düşünmediğimiz, onların mutluluğundan da mutluluk duyamadığımız, aşık olmadığımız vs vs anlamına gelmez ki. Bütün bu duyguları birtakım kimyasal, maddi süreçlerle yaşıyoruz diye onları yok sayıyor, onları hissetmiyor veya reddediyor değiliz. Biz hepsiyle birlikte insanız, biziz.

 

Sana inanması zor gelecek belki ama, ateistler tüm dünyadaki en yardımsever, en ön yargısız, en ahlaklı, en barışçıl, en düzgün insanlardır. Çocuğuna örnek olarak gösterebileceğin insandır ateist. Ve en iyi bilimciler onlardan çıkar, doktorlar da dahil olmak üzere.

 

Senin sorunun kendinle. Tıp okuyorsun madem, gidip yardım istemenin ne kadar gerçekçi ve doğru bir davranış olduğunu biliyor olmalısın.

Ya da belki kendi ölüm korkunu, başka insanların hayatlarını kurtararak yenmeyi deneyeceksindir. Kimbilir...

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
 

 

Bu ne demek?

 

Kabaca söyleyecek olursak seksüel evrimin belirleyicisi kadın. Kadın ne kadar iyi seçim yaparsa, günümüz deyimiyle kaliteli adama yönelir ve yatırım yaparsa, öküzler, ayılar eşsiz kalır. Veya popülasyondaki  sağlıklı, akıllı, güzel kadınlara ulaşabilmeleri imkansız olur. Ulaşabilmek için "erkek" olmak zorunda kalır.

 

Tayyip'in en büyük başarısı, şu beceriksiz, itici, erkeğe benzemeyen haliyle kadınları ele geçirebilmiş olmasıdır. 

O kadınlara ne kadar kadın denilebilirse artık...

Onu diyorum. Yani çoğunuzun aksine din, erkek vb nedeniyle bastırılmış, sindirilmiş olduğunu söyleyip durduğumuz ve acıdığımız kadına açıkça sorumluluk yüklüyor, pek öyle masum bulmadığımı söylüyorum. 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
 

 

Kabaca söyleyecek olursak seksüel evrimin belirleyicisi kadın. Kadın ne kadar iyi seçim yaparsa, günümüz deyimiyle kaliteli adama yönelir ve yatırım yaparsa, öküzler, ayılar eşsiz kalır. Veya popülasyondaki  sağlıklı, akıllı, güzel kadınlara ulaşabilmeleri imkansız olur. Ulaşabilmek için "erkek" olmak zorunda kalır.

 

Tayyip'in en büyük başarısı, şu beceriksiz, itici, erkeğe benzemeyen haliyle kadınları ele geçirebilmiş olmasıdır. 

O kadınlara ne kadar kadın denilebilirse artık...

Onu diyorum. Yani çoğunuzun aksine din, erkek vb nedeniyle bastırılmış, sindirilmiş olduğunu söyleyip durduğumuz ve acıdığımız kadına açıkça sorumluluk yüklüyor, pek öyle masum bulmadığımı söylüyorum. 

 

 

Çözümü yanlış yerlerde arıyorsunuz. Toplum ne kadar medeni ve eğitimli olursa popülasyondaki hanzo kadın ve erkek sayısı da azalmış olacak zaten. İnsanlar kendine benzeyen kadın-erkek ile aile kurup çocuk yapmak ister.

 

Link to post
Sitelerde Paylaş

Aslında hayatta en az endişe edilecek şey, ölümün sonrasıdır.

Ancak hayatının son dönemlerini huzurlu geçirmek için, insanlığa faydalı birşeyler yapmak ve hayal ettiğin bazı şeyleri de başarmış olmakta fayda var.

Tanrı diye birşey olsa zaten ahiret de anlamsız olacaktı. şimdi neyseki dünyadaki yaşamın bir anlamı var.

 

         
 

Link to post
Sitelerde Paylaş
 

Aslında hayatta en az endişe edilecek şey, ölümün sonrasıdır.

Ancak hayatının son dönemlerini huzurlu geçirmek için, insanlığa faydalı birşeyler yapmak ve hayal ettiğin bazı şeyleri de başarmış olmakta fayda var.

Tanrı diye birşey olsa zaten ahiret de anlamsız olacaktı. şimdi neyseki dünyadaki yaşamın bir anlamı var.

 

         
 

Evet, katiliyorum. Bir seyler basarmak, huzur veriyor olmali. Olum, uyku gibi. Bir daha uyanmayacaksin. Oldugunu bile bilmeyeceksin.

 

Paradoksiya'yi anlayabiliyorum. Cok kotu hissediyor olmali. Belki ruya bile gormuyor, uyandiginda ilk dusundugu sey intihar oluyor. Cunku yasamak anlamsiz ve bos geliyor. Bir amac bulamadigi icin, ne yapacagini bile bilmiyor. Intihar edip etmemek arasinda gidip geliyor. Bir cikis ariyor ama anlamsizlik duygusu o kadar baskin ki, buyuk ihtimal intihar edecegini dusunuyor. Cunku ne dusunurse dusunsun, olecegini biliyor.

 

Bunlari ben de yasadim ve tek yasayanin ben oldugunu sanmistim. :)

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bilimin metodolojisi bellidir. bize ne demesini bekliyordunuz. tabiki;  madde,monekül,kimya,hormon,,tuhaf güç sistemleri felam filam diyecek. başka bişi diyemez çünkü metodu budur. 

 

biz insanız ve gerçek anlamda  kendi hayatımızı biliriz..bu nesnel bilgiler hayatımızda hiçbir işe yaramazlar. bunlar iyilik,vicdan,akıl gibi insani şahsiyette içermezler

 

Bilim tıpta,tarımda,teknolojide vs harika işler başarıyor diye varlık ve varoluş konusunda da mutlak otorite olacak diye bir şey yok. bilim insanı değilim elbet ama söyledikleri şeyler aklıma yatmıyor. duyduk ve itaat ettik diyecekte değilim.. biyolojiden fizige,  kimyadan astronomiye tüm bilim dallarına hakimmiş gibi konuşanlara da şaşıyorum! böyle bişi olabilir mi?

**

Beynimizi bir tanrı yarattı ise tanrının verdiği beyinle tanrıyı kavrayamayız. Beynimizi madde yarattı ise de maddenin bir tezahürü olan  beyinle maddeyi kavrayamayız. ki zaten ikisinide kavrayamadığımız ve paradoksa düştüğümüz açıktır..

 

sonuç olarak varoluş açıklanamaz ve inanca yer var diyorum..nihai kararlarımızın kökleri özneldir.. ve benim kararım şimdilik  budur .

 

 

 

tarihinde Burakey tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
 

 

Çözümü yanlış yerlerde arıyorsunuz. Toplum ne kadar medeni ve eğitimli olursa popülasyondaki hanzo kadın ve erkek sayısı da azalmış olacak zaten. İnsanlar kendine benzeyen kadın-erkek ile aile kurup çocuk yapmak ister.

 

 

Benimki çözüm önerisi olamayacak kadar zor. Çünkü evrim üç beş, on, yüz senede gerçekleşen bir şey değil. 

İnsanlar elbette kendilerine benzeyen kadın ve erkeklerle aile kurup çocuk yapmak ister. Mesele de bu zaten. Kadın ne kadarsa, erkek de o kadar.

Kadın içgüdülerini anlayıp doğru davranırsa bir şeyler değişir diyorum.

Erkek genel olarak daha saftır, salaktır, sanılanın aksine kadından çok daha duygusaldır, kadın tarafından kolayca manipüle edilir vs vs... 

 

Toplum demişsin ya?

Toplumları değiştirip dönüştürenler de kadınlardır. Kadınlarını ele geçirebildiğiniz bir topluma istediğiniz her şeyi yaptırabilirsiniz, malum, dinler de bizzat kadın eliyle yayılmıştır aslen.

Link to post
Sitelerde Paylaş
 

biz insanız ve gerçek anlamda  kendi hayatımızı biliriz..bu nesnel bilgiler hayatımızda hiçbir işe yaramazlar. bunlar iyilik,vicdan,akıl gibi insani şahsiyette içermezler

 

Bilim tıpta,tarımda,teknolojide vs harika işler başarıyor diye varlık ve varoluş konusunda da mutlak otorite olacak diye bir şey yok. bilim insanı değilim elbet ama söyledikleri şeyler aklıma yatmıyor. duyduk ve itaat ettik diyecekte değilim.. biyolojiden fizige,  kimyadan astronomiye tüm bilim dallarına hakimmiş gibi konuşanlara da şaşıyorum! böyle bişi olabilir mi?

**

 

Bilim olmadan hiçbir haltı bilemeyiz, bilim dediğin yalnız laboratuvarda mikroskopla filan yapılan bir şey değil. İnsandan söz ediyorsak, insana ait istisnasız her şeyi anlayabilmek için bilimden başka kullanılacak metot yok. İnsan bilim bilmezden evvelki on binlerce yıl boyu düşünmüş, sorular sormuş, bolca felsefe yapmış. İnsanı bilmek ve anlamak için felsefeden önce ve çok bilime ihtiyaç var. Öyle Freud, şu bu da değil, bildiğin modern bilime. Gerçi modern psikiyatrinin temelini atan da Freud'dur, o da başka ironi. 

 

Psikoloji, sosyoloji, tarih gibi sosyal bilimler de var, duydun mu onları? Psikolojiyi anlamak ve bilmek, evrimsel psikolojiyi anlamaktan geçer, o yüzden son yirmi, otuz yıla kadar yapılmış çalışmalar hemen hep eksik ve kısır kalmıştır. İnsan davranışlarının neden ve kökenlerini bilmeden bir şeyleri çözmek zordur, hatta kimi zaman imkansızdır. Evrimsel psikoloji ise biyoloji, antropoloji, nörofizyoloji, sosyobiyoloji, etoloji, sosyoloji ve davranış genetiği gibi bilim alanlarıyla doğrudan bağlantılır, onlardan gelen bilgi ve bulguları değerlendirir.

 

Yani iyilik, kötülük, ahlak, vicdan ve geri kalan her şey bizzat ve direkt bilimin ilgi alanına girer, girmek zorundadır.

İnsan maddedir elbette, madde insanı yaratan yaratıcı bir güç değildir. Sadece maddedir. Madde insan veya doğa dışı bir yaratıcı güç değildir.

 

İnsanı formüle edersek ki edilmişi var: Fenotip= Genotip+Çevre

Yani insanı ne tek başına genetik özelliklerine, genlerle getirdiği özelliklere indirgeyebiliriz ne de doğduktan sonra öğrendiklerine. İnsan hepsidir.

Link to post
Sitelerde Paylaş
41 minutes ago, Bir Buçuk said:

@anibal

Kadınlar seri tek eşli, erkekler çok eşlidir tespitine katılıyor musun?

Kadınların çok eşliliğe karşı olduğunu düşünüyor musun?

Her önüne gelenle yatan kadınlar hakkında ne düşünüyorsun, sence iyi mi seçiyorlar da böyle yaşıyorlar?

 

Şöyle bir şey var, gördüğümüz. Kadınlar kumalarını kolayca kabul edebiliyor. Yani kadın erkeğin çok eşliliğini takmayabiliyor, kabul edebiliyor. 

 

Ama erkek bunu pek kolay yapamıyor. 

 

Karşılıklı bağlanma konusunda, cidden bağlanma, aşk falan gibi yani, içten, bağlanma hususunda her iki cins nerdeyse aynı oranda. Bunun dışında kalanlar arasında da, yani partnerini sevmeyen diyelim, çok eşlilik aynı şekilde çatır çatır sürüyor, kadın erkek pek farketmeden. 

 

Güncel çok eşlilikteki sorun, bilhassa kadının seçme hakkını elinden alarak, bir kocaya adeta köle gibi yapışıp kalmak zorunda bırakarak, tek yönlü olarak erkeğin çok eşli olmasını desteklemesidir. 

 

Teknik olarak, belirli bir oranda, erkek çok eşli olup, dişilerin halinden gayet mutlu ve mesut olduğu durumlar belirgin. Fakat genel oranda düşük, belki %5 gibi falan.

 

Biyolojik olarak bakarsak, kadının seçme hakkına koşulsuz saygı gösterildiği sürece, ötesi özel hayattır, herkesin kendi bileceği iştir. Bu bağlamda, erkeğin çok eşliliği türümüz için daha makul (türümüzün gözünden) görülmektedir. 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
 

 

Bilim olmadan hiçbir haltı bilemeyiz, bilim dediğin yalnız laboratuvarda mikroskopla filan yapılan bir şey değil. İnsandan söz ediyorsak, insana ait istisnasız her şeyi anlayabilmek için bilimden başka kullanılacak metot yok. İnsan bilim bilmezden evvelki on binlerce yıl boyu düşünmüş, sorular sormuş, bolca felsefe yapmış. İnsanı bilmek ve anlamak için felsefeden önce ve çok bilime ihtiyaç var. Öyle Freud, şu bu da değil, bildiğin modern bilime. Gerçi modern psikiyatrinin temelini atan da Freud'dur, o da başka ironi. 

 

Psikoloji, sosyoloji, tarih gibi sosyal bilimler de var, duydun mu onları? Psikolojiyi anlamak ve bilmek, evrimsel psikolojiyi anlamaktan geçer, o yüzden son yirmi, otuz yıla kadar yapılmış çalışmalar hemen hep eksik ve kısır kalmıştır. İnsan davranışlarının neden ve kökenlerini bilmeden bir şeyleri çözmek zordur, hatta kimi zaman imkansızdır. Evrimsel psikoloji ise biyoloji, antropoloji, nörofizyoloji, sosyobiyoloji, etoloji, sosyoloji ve davranış genetiği gibi bilim alanlarıyla doğrudan bağlantılır, onlardan gelen bilgi ve bulguları değerlendirir.

 

Yani iyilik, kötülük, ahlak, vicdan ve geri kalan her şey bizzat ve direkt bilimin ilgi alanına girer, girmek zorundadır.

İnsan maddedir elbette, madde insanı yaratan yaratıcı bir güç değildir. Sadece maddedir. Madde insan veya doğa dışı bir yaratıcı güç değildir.

 

İnsanı formüle edersek ki edilmişi var: Fenotip= Genotip+Çevre

Yani insanı ne tek başına genetik özelliklerine, genlerle getirdiği özelliklere indirgeyebiliriz ne de doğduktan sonra öğrendiklerine. İnsan hepsidir.

 

Bilim diyeceğini demiştir.daha neyi anlamayı bekliyorsunuz??? insan evrim süreci ile türemiş ve tarihi bir benliğe sahip olan hayvandır. taş devrindeki insanlarda böyle düşünüyormuş. bilim bu düşünceyi kendi kavram ve metodu ile anlatıyor hepsi bu kadar. buradan varılabilecek bir yoktur . bu nesnel bilgiler DEĞERSİZDİR. insanın insani varoluşunu maddeye moneküle tepkimeye bağlayan bu düşüncenin varabileceği hiçbir yer yoktur..

 

kim ne derse desin insanın insani bir benliği vardır. bunlar insan yaratmasıdır. vicdan,ahlak,iyilik,akıl...insani BEN yapan bunlardır. insan yarattığı insani değerleri ile kendi benini yaratmaya müktedirdir..ki zaten yaratmıştırda bunları maddeye moneküle bağlamak DEĞERSİZLEŞTİRMEKTİR..

 

İnsan kendi yarattığı değerleri uluhiyete atıflaya bilir..bunun için illa bir dine veya dinin tanrısına inanması gerekmiyor..spinozanın tanrısıda olabilir bambaşka bir tanrı anlayışıda..kendimizi bilmek kendi benliğimizi var edebilmek BEN OLABİLMEK İÇİN  için bu atıfı yapmak zorundayız...bunlar hayalcilik değildir.. insanda sonsuzluk öğesi vardır,mutlaklık ,yücelik ögeleri vardır..bunları şapka gibi çıkarıp atamayız bunların üstünü maddeyle monekülle örtseniz bile bunları yok edemessiniz..bunlar orada dururlar..sizde sadece görmezden gelirsiniz..bunları yok edip attım diyen insanlara inanasım gelmiyor..

tarihinde Burakey tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
 

 

Bilim diyeceğini demiştir.daha neyi anlamayı bekliyorsunuz??? insan evrim süreci ile türemiş ve tarihi bir benliğe sahip olan hayvandır. taş devrindeki insanlarda böyle düşünüyormuş. bilim bu düşünceyi kendi kavram ve metodu ile anlatıyor hepsi bu kadar. buradan varılabilecek bir yoktur . bu nesnel bilgiler DEĞERSİZDİR. insanın insani varoluşunu maddeye moneküle tepkimeye bağlayan bu düşüncenin varabileceği hiçbir yer yoktur..

 

kim ne derse desin insanın insani bir benliği vardır. bunlar insan yaratmasıdır. vicdan,ahlak,iyilik,akıl...insani BEN yapan bunlardır. insan yarattığı insani değerleri ile kendi benini yaratmaya müktedirdir..ki zaten yaratmıştırda bunları maddeye moneküle bağlamak DEĞERSİZLEŞTİRMEKTİR..

 

İnsan kendi yarattığı değerleri uluhiyete atıflaya bilir..bunun için illa bir dine veya dinin tanrısına inanması gerekmiyor..spinozanın tanrısıda olabilir bambaşka bir tanrı anlayışıda..kendimizi bilmek kendi benliğimizi var edebilmek BEN OLABİLMEK İÇİN  için bu atıfı yapmak zorundayız...bunlar hayalcilik değildir.. insanda sonsuzluk öğesi vardır,mutlaklık ,yücelik ögeleri vardır..bunları şapka gibi çıkarıp atamayız bunların üstünü maddeyle monekülle örtseniz bile bunları yok edemessiniz..bunlar orada dururlar..sizde sadece görmezden gelirsiniz..bunları yok edip attım diyen insanlara inanasım gelmiyor..

 

Çok üzgünüm ama herhangi bir şekilde herhangi bir Tanrı yok, olması da mümkün değil. Ben olabilmek için de herhangi bir Tanrı'ya atıfta bulunmak mecburiyetimiz yok. Tanrı'sız yapamayan insanlar var, o da beni hiç bağlamaz. Ben yalnızca onların neden böyle düşündüğünü, neden inanma ihtiyacı içinde olduklarını bilir ve bu gerçekle sorun yaşamam.

 

İyilik, kötülük, şu bu ki hepsini ahlak adı altında toplarsak, ahlak yalnızca insana ait bir kavram değil. İnsan sadece bilinciyle durumu farkedip tanımlayan, ad koyan ve birtakım metinlerle yazılı hale getiren hayvan. Ahlakın temeli de basbayağı maddeye dayanır, etkiye tepki durumudur ve bu gerçeği bilmek insana ait duygu tepkileri değersizleştirmez.

Yarasaların kendi ahlaki kurallarını gidip inceleyin. Yunuslara bir bakın. Diğer primatları, maymunları gözlemleyin. Gözlemlenmişi var, oturup onları izleyin.

İnsan gökten zembille inmedi, evrimsel olarak getirdiği değerlerin bir çoğu başka hayvanlarda da var. Bizim farkımız, onları tanımlayıp bilmek ve yazılı metin haline vs getirmek.

 

Bilim bilmek iyidir, insanı sakinleştirir ve gerçek değerini görmesini sağlayıp rahatlatır, mutlu eder. Bunu beceremeyen ne yazık ki amanın da ölüm, yokluk, değersizlik, özel olmak olmamak, Tanrı, şu bu diye debelenip durur, içinden de çıkamaz. Halbuki esas karmaşa getiren, her şeyi içinden çıkılmaz yapan aslen Tanrı ve benzeri inanışlar. O zaman hiçbir şeyi çözme ve anlama şansınız kalmaz, koyun gibi anlamsızca yaşar gidersiniz...

Şunu bi anlasınız rahatlayacaksınız ama evrim işte... Genlerin olan bitenden haberi yok ki bilim varmış deyip on binlerce yıllık inanma eğiliminden kurtulalım.

Muhtemelen de olmayacak bu. Din biter, başka zırvalar gelir ki öyle de oluyor zaten. İşte evrene mesajlar gönderip yanıtlar gözlemlenir, parapsikoloji deyip abuk sabuk deneyimler yaşanacağına inanır, kuantum filan kullanıp her şey mistik hale getirilir ısrarla falan filan...

 

Benim ve benim gibilerin bir şeyi görmezden geldiği yok, sadece gerçeklerle sorun yaşamıyoruz biz. Tanrı yok, hayata gelişte bir anlam yok, ilahi bir değer, şu bu yok. Kendimizi özel ve değerli hissetmek için yaşam ve evren dışı referanslara ihtiyacımız yok. Yaşamın, canlılığın kendisi yeterince büyülü ve baştan çıkarıcı zaten. Onun parçası olduğumu bilmek bana yetiyor da artıyor bile. Size yetmiyor, onu da zaten görebilmek zor değil.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...