Jump to content

Kel Kadın Başını Kapamak Zorunda mıdır?


Recommended Posts

  • İleti 129
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Evet iş kel kadın örneğine gelince Müslümanlar saç telinin önemi yok demeye başladılar. Mühim olan kadının başını kapatmasıdır.. Başını kapatsın ki dikkat çekmesin haramdan korunsun..

Peki saç telinin önemi yoksa neden bu türbanlılar biri alınlarını örtecek şekilde çifte örtü takıyorlar ve birde iğnelerle sıkı sıkıya tutturuyorlar?

Sebebi rüzgardan baş örtüsü kayıp saç telleri gözükmesin diyedir. Buna göre asıl sebep saçtır..

Link to post
Sitelerde Paylaş
2kere2 bilmesi gerekenleri biliyor..

Epifun çok duygusal, sanırım başı açık ve o yönde fetva arıyor..

Sevgili Hunter:

epifun duygusal filan değil, tek referansı ben gibi kuran olduğundan onun söylemlerini anlamak alışılageldik atalar dininden sıyrılıp kabullenmek gerçekten zor, benim için bile zor olmuştu ama artık zor değil. Sen de aklını özgür bıraktığın zaman görebileceksin bunları...

bütün mesele; hadisleri nazara alıp almama meselesi.

sen hadisleri kökten reddediyorsun. (mealci ekol, E.Y. ekolü, reformist ekol vb...)

sana bir şey sormak istiyorum.

"eşşek eti" yemek caiz midir ?

Sevgili 2kere2:

Caizdir....

Link to post
Sitelerde Paylaş
bütün mesele; hadisleri nazara alıp almama meselesi.

sen hadisleri kökten reddediyorsun. (mealci ekol, E.Y. ekolü, reformist ekol vb...)

sana bir şey sormak istiyorum.

"eşşek eti" yemek caiz midir ?

Enam Suresi;

118. O halde, O'nun ayetlerine inanıyorsanız, üzerine Allah'ın adı anılmış olanlardan yiyin.

119. Size ne oluyor da üzerine Allah'ın adı anılmış olanlardan yemiyorsunuz? Zorda kalışınız dışında üzerinize haram kıldığını bizzat kendisi size ayrıntılı olarak açıklamıştır. Birçokları ilimsiz bir biçimde kendi keyiflerine uyarak halkı şaşırtıyorlar. Hiç kuşkusuz, seni Rabbin sınır tanımaz azgınları çok iyi bilmektedir.

140. Şu bir gerçek ki, ilimsizlik yüzünden öz evlatlarını beyinsizce katledenlerle Allah'ın kendilerine verdiği rızıkları, Allah'a iftira ederek haramlaştıranlar gerçekten hüsrana uğramışlardır. İnan olsun, sapıtmışlardır onlar; hiçbir zaman doğruyu ve güzeli bulamazlar.

145. De ki: "Bana vahyolunanlar içinde, bu haram dediklerinizi yiyecek birine yasaklanmış bir şey bulamıyorum. Yalnız şunlardan biri olursa başka: leş, akıtılmış kan, domuz eti -ki o bir pisliktir- Allah'tan başkası adına boğazlanmış bir murdar." Iztırar haline düşen, başkasının hakkına dokunmamak, zorunluluk sınırını da aşmamak şartıyla bunlardan yiyebilir. Çünkü senin Rabbin çok bağışlayıcı, çok merhametlidir.

Link to post
Sitelerde Paylaş
bu fetvaya en çok eşşek etinden sucuk ve pastırma yapanlar sevinecekler.

ben bu tartışmada söyleyeceğim herşeyi söyledim.

amacım, birilerini mat etmek değil.

söyleyecek sözü olanlar söylesin.

Sevgili 2kere2:

Bütün atalar dinini takip ettirenlerin yaptığı hatayı sen de yapıyorsun, bu bir fetva değildir, bir soru sordun, kurana uygun cevap verdik. Fetvayı veren sadece yüce yaratıcıdır, onun dışında başka kimsenin hüküm koymaya ne hakkı vardır, ne yetkisi... Burada insanlara işinize gelen fetvayı verin demek sen gibi düşünmeyenlerin üstüne okları yöneltmekten başka birşey değil. Ayrı düşünüyor olabiliriz ancak bu bizim insafsız olmamızı gerektirmez değil mi?

Ve cilbabla ilgili bir söz:

Ben şu an işyerindeyim, üstümde bir pantolon ve bir bluz var, bu saydığım kıyafetlerim dış kıyafetlerim, yani cilbabımdır...

Selametle...

tarihinde berguzar tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
bu fetvaya en çok eşşek etinden sucuk ve pastırma yapanlar sevinecekler.

ben bu tartışmada söyleyeceğim herşeyi söyledim.

amacım, birilerini mat etmek değil.

söyleyecek sözü olanlar söylesin.

Sevgili 2kere2,

Bizler kafamıza göre şu caizdir, şu helaldir demiyoruz. Bizim niyetimiz de mat etmek falan değil; tam tersine gerçekleri ortaya çıkarmak. Ayetler ne diyorsa o.

Tesettür için de aynı şey geçerli.

Ayetler ne diyorsa o.

Sen de aksi yönde bir ayet getiremediğine ve baş-saç kelimelerini bize göstermediğine göre; iddia ettiğin tarzda tesetturun Kuran'da yeri olmadıgını, bunun olsa olsa Arap-İslam geleneginde oldugunu kabul etmek durumundasın.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Konu bundan sonra tiksint ve alışkanlıkdır 2kere2 sen çinde yaşasa idin kedi köpek böcek yemeye alışacağın için sana tiksint gelmeyecektir..Kazakistan'da at etinden sucuk yapıldığı için onlara müslüman değildirde diyemezsin:)

Kurbağa yılan hepsini yiyebilirsin Kuran'a göre:)

Bu alışkanlık hazım ve mide meselesidir..

Kuran'ın haram demediğine sen nasıl neye dayanarak haram diceksin insanların mide alışkanlıklarımı referans olacak?

Sana göre eşek eti neden caiz değil?

Link to post
Sitelerde Paylaş
hadisler, benim için bağlayıcı olduğu için, eşşek eti caiz değildir.

mecburiyet durumunda elbette ölmeyecek kadar yenebilir.

hadisleri referans kabul etmezsek daha çok vahim yanlışlara düşmemiz içten bile değil.

O halde sana sahih kabul edilen ve ayetlerle de uyumlu hadislerden bir demet sunayım:

Allah’ın elçisinden sözlerini yazmak için izin istedik, bize izin vermedi. (Tirmizi, es sunan, k. ilm 11)

Benden Kuran disinda hiçbir sey yazmayin. Kim benden Kuran disinda bir sey yazmissa imha etsin.”

(Müslim, Sahihi Müslim Kitab-i Zühd, Hanbel, Müsned 3G12, 21, 33)

Biz hadis yazarken Hz. peygamber yanımıza geldi ve “Yazdığınız şey nedir?” dedi. “Senden işittiğimiz hadisler” dedik. Hz. Peygamber: “Allah’ın kitabından başka kitap mı istiyorsunuz? Sizden evvelki milletler Allah’ın kitabı yanında başka kitaplar yazdıkları için yoldan çıktılar” dedi. (El hatib, takyid 33)

Ey insanlar ateş tutuşturuldu ve karanlık gecenin parçaları gibi fitneler yakınlaştı. Allah’a yemin ederim ki aleyhimde tutunacak bir şeyiniz yoktur; Kuran’ın helal kıldıkları dışında bir şeyi helal kılmadım. Kuran’ın haram kıldıkları dışındakileri de haram kılmadım. (ibni hişam siret 4 sayfa 332)

Allah bazı farizalar vazetmiştir, onları aşmayın. Bazı hadler koymuştur, onlara yaklaşmayın. Bazı şeyleri haram kılmıştır, onları yapmayın. Bazı şeyleri de unutmaksızın size rahmet olması için hatırlatmamıştır, onları da araştırmayın.

(Mahmud Ebu Reyye, Muhammedi sünnetin aydınlatılması, sayfa 403)

Allah’ın kitabında helal kıldığı helal, haram kıldığı haramdır. Hakkında sustuğu ise serbesttir. Allah’ın serbest bıraktıklarını kabul edin ve bilin ki Allah hiçbir şeyi unutucu değildir. (Ebu Davud k. etime 39/Tırmizi k. libas 6 ibni mace k. etime 60/ El-müracaat sayfa 20)

Peki bu hadisler ne olacak, bunlar da sahih hadis?

tarihinde epifun tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

O halde ayetlerle çelişiyorsun 2kere2...

Kuran sana göre yetersiz ve hadislerle desteklenmeli..Kitap ayrıntılı olarak inmemiş eksik kalmış..Allah eksik bırakmış ve bunu Muhammed hadislerle tamamlamış diyorsun..

İşin zor yolun açık olsun:)

Link to post
Sitelerde Paylaş
hadisler, benim için bağlayıcı olduğu için, eşşek eti caiz değildir.

mecburiyet durumunda elbette ölmeyecek kadar yenebilir.

hadisleri referans kabul etmezsek daha çok vahim yanlışlara düşmemiz içten bile değil.

Sevgili 2kere2:

İşte beklediğim noktaya geldin, umulur ki yanlışını görürsün:

epifun ayetleri koydu buraya, Allahın sözünden başka hangi söze inanacaksınız diyenleri.

Sen şimdi diyorsun ki, Allah bazı şeyleri bize söylemedi, peygamber söyledi, e ne oldu şimdi, peygamber oldumu sana Allah, buyur buradan yak.

Her zaman bu ayet işe yaramıştır, yine yapıştırmakta fayda var.

HAKKA SURESİ:

Diyanet Vakfı 40. Hiç şüphesiz o (Kur'an), çok şerefli bir elçinin sözüdür.

Elmalılı Hamdi Yazır 40-O (Kur'an), hiç şüphesiz şanlı bir peygamberin getirdiği sözdür.

--------------------------------------------------------------------------------

Diyanet Vakfı 41. Ve o, bir şair sözü değildir. Ne de az iman ediyorsunuz!

Elmalılı Hamdi Yazır 41-Ve O, bir şair sözü değildir. Siz pek az inanıyorsunuz!

--------------------------------------------------------------------------------

Diyanet Vakfı 42. Bir kâhin sözü de değildir (o). Ne de az düşünüyorsunuz!

Elmalılı Hamdi Yazır 42-Bir kahin sözü de değildir. Siz pek az düşünüyorsunuz!

--------------------------------------------------------------------------------

Diyanet Vakfı 43. (O), âlemlerin Rabbi tarafından indirilmiştir.

Elmalılı Hamdi Yazır 43-O, alemlerin Rabbi tarafından indirilmedir.

--------------------------------------------------------------------------------

Diyanet Vakfı 44. Eğer (Peygamber) bize atfen bazı sözler uydurmuş olsaydı,

Elmalılı Hamdi Yazır 44-O Bizim adımıza bazı laflar uydurmaya kalkışsaydı,

--------------------------------------------------------------------------------

Diyanet Vakfı 45. Elbette onu kıskıvrak yakalardık.

Elmalılı Hamdi Yazır 45-Elbette Biz onu, o yüzden yeminiyle yakalar (kuvvetle tutar hıncını alır)dık!

--------------------------------------------------------------------------------

Diyanet Vakfı 46. Sonra onun can damarını koparırdık (onu yaşatmazdık).

Elmalılı Hamdi Yazır 46-Sonra da onun iliğini keser atardık.

--------------------------------------------------------------------------------

Diyanet Vakfı 47. Hiçbiriniz buna mâni de olamazdınız.

Elmalılı Hamdi Yazır 47-O vakit sizden hiçbiriniz ona siper de olamazdınız.

--------------------------------------------------------------------------------

Diyanet Vakfı 48. Doğrusu o (Kur'an), takvâ sahipleri için bir öğüttür.

Elmalılı Hamdi Yazır 48-Ve o, hiç şüphesiz takva sahipleri için unutulmayacak bir öğüttür.

--------------------------------------------------------------------------------

Diyanet Vakfı 49. İçinizde (onu) yalan sayanlar bulunduğunu şüphesiz bilmekteyiz.

Elmalılı Hamdi Yazır 49-Bununla beraber Biz biliyoruz ki, sizden inanmayanlar var.

--------------------------------------------------------------------------------

Diyanet Vakfı 50. Muhakkak o, kâfirler için bir iç yarasıdır.

Elmalılı Hamdi Yazır 50-Ve kesinlikte o, kafirler için bir hasret (vahlanma) vesilesidir.

Ayetlere baktığımız zaman peygamberin kuran dışında bir sözü söyleme gibi bir lüksü, bir haddi, bir hakkı, bir yetkisi asla yok ve söylediği zaman da başına gelebilecekler Allah tarafından kendisine bildirilmiş.

Buna göre peygamber kuran ekseninden asla şaşmamıştır ve kuranda olmayan bir şey konusunda asla hüküm vermemiştir diyorum...

Selametle...

Link to post
Sitelerde Paylaş

at eti yenebilir.

ama mezhep imamlarının bi kısmı

bunun mekruh olduğunu söylerler.

savaşlar atlarla yapılır,

at sayısının çok olması istenen bişeydir.

bugün atlık bi durum olmadığına göre

kimsenin at yememek için dini bi gerekçesi olamaz. ;)

Link to post
Sitelerde Paylaş

İSLAM = KUR'AN

benim görüşüm budur.

hadisleri bağlayıcı bulmam ile, İSLAM=KURAN sözü arasında hiçbir çelişki yoktur.

Kur'an'ı kendisi için bağlayıcı gören kişinin, hadisleri de bağlayıcı görmesi kaçınılmazdır.

"Nitekim içinizde size ayetlerimizi okuyan, sizi tertemiz yapan, size kitap ve hikmet öğreten ve size bilmediğiniz şeyleri öğreten, sizden bir elçi gönderdik. " (bakara-151)

"kitap ve hikmet" tabiri, çok sayıda ayetlerde geçiyor.

Allah, kendi elçisine "kitap" ve "hikmet" verdiğini söylüyor ve bunu kendi kitabında tekrar ile beyan ediyor.

Mantık ilminde "ve", matematikte "+" nın karşılığıdır.

mesela; ben epifuna "170 ve 171. iletileri yazdım" dediğim zaman, buradan anlaşılan şudur: 2kere2, epifuna 2 ayrı şey yazmıştır.

demekki yüce Allah, kendi elçisine "kitap" vermiştir. fakat kitaptan başka bir de "hikmet" vermiştir.

burada "kitap" ve "hikmet" kelimeleri, sözlük anlamları ile birlikte ayrıca terminolojik bir anlam içerir.

çünki, Allah, elçisine 2 kapak arası ciltlenmiş bir kitap göndermemiştir. kitap kelimesi burada "KURAN" anlamında kullanılmıştır.

"hikmet" kelimesinin ise tek bir açıklaması vardır. O da "peygamberin sünnettidir"

başka bir izahı yoktur bunun.

hem mantıken yoktur, hem de dinen yoktur.

hadislerin yazılmasını yasaklayan hadisleri konusunda ise şunları bilmemiz gerekir.

kuran ile karışması tehlikesine karşı peygamberimiz hadislerin yazılmasını genel olarak yasaklamıştır. fakat bu yasak, sürekli ve istisnası olmayan bir yasak değildir.

bazı sahabeler, hadisleri bizzat peygamberimiz hayattayken yazmıştır. bu bilgi kesindir. bazı sahabeler hadis yazmışlardır ve peygamberimizde müsade etmiştir.

hadislerin bağlayıcılığı konusunda çok ayet ve hadis var. sadece bir tane hadis bu konuda yeterlidir.

Sakın sizden birinizi emrettiğim veya menettiğim hususlardan biri kendisine gelince koltuğuna yaslanmış olduğu halde ‘bilmiyorum, Allah’ ın kitabında ne bulursak ona uyarız’ derken bulmayayım: Tirmizi; 2800, İbn Mace; 12, Ebu Davud; 4604,

Link to post
Sitelerde Paylaş
İSLAM = KUR'AN

benim görüşüm budur.

hadisleri bağlayıcı bulmam ile, İSLAM=KURAN sözü arasında hiçbir çelişki yoktur.

Kur'an'ı kendisi için bağlayıcı gören kişinin, hadisleri de bağlayıcı görmesi kaçınılmazdır.

"Nitekim içinizde size ayetlerimizi okuyan, sizi tertemiz yapan, size kitap ve hikmet öğreten ve size bilmediğiniz şeyleri öğreten, sizden bir elçi gönderdik. " (bakara-151)

"kitap ve hikmet" tabiri, çok sayıda ayetlerde geçiyor.

Allah, kendi elçisine "kitap" ve "hikmet" verdiğini söylüyor ve bunu kendi kitabında tekrar ile beyan ediyor.

Mantık ilminde "ve", matematikte "+" nın karşılığıdır.

mesela; ben epifuna "170 ve 171. iletileri yazdım" dediğim zaman, buradan anlaşılan şudur: 2kere2, epifuna 2 ayrı şey yazmıştır.

demekki yüce Allah, kendi elçisine "kitap" vermiştir. fakat kitaptan başka bir de "hikmet" vermiştir.

burada "kitap" ve "hikmet" kelimeleri, sözlük anlamları ile birlikte ayrıca terminolojik bir anlam içerir.

çünki, Allah, elçisine 2 kapak arası ciltlenmiş bir kitap göndermemiştir. kitap kelimesi burada "KURAN" anlamında kullanılmıştır.

"hikmet" kelimesinin ise tek bir açıklaması vardır. O da "peygamberin sünnettidir"

başka bir izahı yoktur bunun.

hem mantıken yoktur, hem de dinen yoktur.

hadislerin yazılmasını yasaklayan hadisleri konusunda ise şunları bilmemiz gerekir.

kuran ile karışması tehlikesine karşı peygamberimiz hadislerin yazılmasını genel olarak yasaklamıştır. fakat bu yasak, sürekli ve istisnası olmayan bir yasak değildir.

bazı sahabeler, hadisleri bizzat peygamberimiz hayattayken yazmıştır. bu bilgi kesindir. bazı sahabeler hadis yazmışlardır ve peygamberimizde müsade etmiştir.

hadislerin bağlayıcılığı konusunda çok ayet ve hadis var. sadece bir tane hadis bu konuda yeterlidir.

Sevgili 2kere2:

Seninle bir ayeti inceleyelim istersen. Maide 6:

6-Ey iman edenler, namaza kalkacağınız vakit, yüzlerinizi, dirseklere kadar; ellerinizi yıkayın; başlarınızı meshedip topuklara kadar ayaklarınızı (yıkayın).

Burada abdest ile ilgili ne yapmamız gerektiğini yüce yaratan bize göstermiş, abdesti böyle alın demiş. Şimdi sen hadisleri getir buraya, bakalım bu ayet o hadisler ile örtüşüyormu.

Bak ayette 3 kere ağzına su alacaksın, 3 kere burnuna su alacaksın, kulaklarını hilalleyeceksin, şu duaları okuyacaksın vs vs yok.

Şimdi hadis ile ayet nedir ona bakalım.

Ayet= Değişmez Allahın koyduğu kurallar bütünü, yasalar, hayata dair öğütler,- = kuranın tamamı

Hadis= Birilerinin peygamber dedi dediği sözler.

Ayetleri koruyan yüce yaratıcı bizzat kendi kitabında kendi sözünü koruyacağını bildirmiştir.

Hadisler için böyle birşey varmıdır?

Ve oraya hadis diye koyduğun şeyi açalım bakalım mealen ne diyor bu söz:,

Ben direk bu sözden anladığımı yazayım.

Yani peygamber diyor ki, siz bırakın kuranı muranı, ben ne dersem din o dur. Yapmayın lütfen, el insaf, peygamber diye itaat ettiğiniz kişinin Allahın üstünde bir yere kendini koyduğunu kabule girer bu.

Benim peygamberim ise asla böyle bir söz söylememiştir ve kuran ekseninden zerre kadar sapmamıştır diyorum...

Ve insanları Allahla-peygamberle kandırmanın daniskasıdır diyorum...

Selametle...

tarihinde berguzar tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
İSLAM = KUR'AN

benim görüşüm budur.

hadisleri bağlayıcı bulmam ile, İSLAM=KURAN sözü arasında hiçbir çelişki yoktur.

Kur'an'ı kendisi için bağlayıcı gören kişinin, hadisleri de bağlayıcı görmesi kaçınılmazdır.

"Nitekim içinizde size ayetlerimizi okuyan, sizi tertemiz yapan, size kitap ve hikmet öğreten ve size bilmediğiniz şeyleri öğreten, sizden bir elçi gönderdik. " (bakara-151)

"kitap ve hikmet" tabiri, çok sayıda ayetlerde geçiyor.

Allah, kendi elçisine "kitap" ve "hikmet" verdiğini söylüyor ve bunu kendi kitabında tekrar ile beyan ediyor.

Mantık ilminde "ve", matematikte "+" nın karşılığıdır.

mesela; ben epifuna "170 ve 171. iletileri yazdım" dediğim zaman, buradan anlaşılan şudur: 2kere2, epifuna 2 ayrı şey yazmıştır.

demekki yüce Allah, kendi elçisine "kitap" vermiştir. fakat kitaptan başka bir de "hikmet" vermiştir.

burada "kitap" ve "hikmet" kelimeleri, sözlük anlamları ile birlikte ayrıca terminolojik bir anlam içerir.

çünki, Allah, elçisine 2 kapak arası ciltlenmiş bir kitap göndermemiştir. kitap kelimesi burada "KURAN" anlamında kullanılmıştır.

"hikmet" kelimesinin ise tek bir açıklaması vardır. O da "peygamberin sünnettidir"

başka bir izahı yoktur bunun.

hem mantıken yoktur, hem de dinen yoktur.

hadislerin yazılmasını yasaklayan hadisleri konusunda ise şunları bilmemiz gerekir.

kuran ile karışması tehlikesine karşı peygamberimiz hadislerin yazılmasını genel olarak yasaklamıştır. fakat bu yasak, sürekli ve istisnası olmayan bir yasak değildir.

bazı sahabeler, hadisleri bizzat peygamberimiz hayattayken yazmıştır. bu bilgi kesindir. bazı sahabeler hadis yazmışlardır ve peygamberimizde müsade etmiştir.

hadislerin bağlayıcılığı konusunda çok ayet ve hadis var. sadece bir tane hadis bu konuda yeterlidir.

Sakın sizden birinizi emrettiğim veya menettiğim hususlardan biri kendisine gelince koltuğuna yaslanmış olduğu halde ‘bilmiyorum, Allah’ ın kitabında ne bulursak ona uyarız’ derken bulmayayım: Tirmizi; 2800, İbn Mace; 12, Ebu Davud; 4604,

Örnek gösterdiğin bu söz tamamen Kuran’la çelişen ve ayetleri yalanlayan ve peygamberimize iftira atan şeytani birhadis... Bir müslüman olarak bunu buraya yapıştırman bile hiç hoş değil!

85 numaralı iletimde açıkladım Enam suresinden ayetlerle.

Sevgili Berguzar da sana ayetlerle peygamberin sadece vahye uydugunu gosterdi.

Hikmet=bilgelik

Din= Kuran + peygamberin sünneti

Ve peygamberimizin doğru ve gerçek sünnetine SADECE Kuran yoluyla ulaşılabilir. Çünkü o sadece vahye uymuş, onunla uyarmıştır.

Enbiya Suresi 45:

De ki: Ben sizi yalnızca vahiy ile uyarıp, korkutuyorum.

Araf Suresi 203:

Onlara bir ayet getirmediğin zaman “Şuradan buradan derleseydin ya” derler. De ki “Ben sadece Rabbimden bana vahiy edilene uyuyorum. Bu Rabbinizden olan kavrama yeteneğidir, iman edecek bir toplum için doğruya iletilme ve rahmettir.”

Yunus Suresi 15:

Onlara ayetlerimiz açık açık okununca, bizimle karşılaşmayı ummayanlar “Bize bundan başka bir Kuran getir veya bunu değiştir.” dediler. De ki “Onu kendiliğimden değiştirmem benim için söz konusu olamaz. Ben sadece vahyolunana uyuyorum.”

Zaten vahye uyan peygambere (sünnetine) de en doğru şekilde uymuş olur.

tarihinde epifun tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
sayın bergüzar;

çok ciddi olarak yanılıyorsunuz.

bu konu daha çok uzar.

benden bu kadar.

Sevgili 2kere2.

Çok ciddi yanılgıma tek bir örnek istiyorum sizden, verebilir misiniz?

Ancak şunda anlaşalım.

Ayet ve hadis nedir iyice ayıralım, bunun için güncel bir örneğe ihtiyaç vardır.

T.C. Anayasası der ki, Türkiye Cumhuriyetinin resmi dili Türkçedir, değiştirilemez.

Ben lazım, ben desem ki, beni bağlamaz benim ana dilim lazca, ben lazca konuşurum. Bu anayasanın bu hükmüne bir etki eder mi?

Yani hadisler ile kuran birbirini tutmuyorsa, o hadis kurana bir etki eder mi? Etmeli mi? Peygamber ille de İlahlaştırılmalı mı? İnsanlar peygamber ve Allah ile bu kadar vicdansızca aldatılmalı mı?

Selametle...

Link to post
Sitelerde Paylaş

ünnet: resul-i ekrem(s.a.v.)efendimizin sözleri ile fiilleri ve

başkası tarafından yapılan işleri tasvip mahiyetindeki sükutlarından

ibarettir.

resul-i ekrem(s.a.v.)efendimizin bütün mübarek sözleri fiilleri ümmeti için en güzel bir imtisal numunesidir. nebiyy-i zişanın dini hükümlere ait olan bütün sözleri birer vahy-i ilahi neticesidir.

bütün tasarrufları cenab-ı hakkın kontrolündedir ve takririnden geçmektedir .çünkü kuran-ı karimde o hevadan (kendi arzusuna göre) söz süylemez,onun sözü ancak kendisine tebliğ olunan bir vahy-i ilahidir (necm sursi 3 ve 4)buyrulmuştur.kuran-ı mübin,cibril-i emin vasıtasıyla tilavet ve tebliğ edilmiş bir vahy-i ilahiden ibaret olduğu gibi,hadis-i şerifler de peygamber efendimiz (s.a.v.)in mübarek kalbine zahir olan birer vahy-i ilahinin, birer ilhamı rabbaninin eseridir.onun içindirki,hadis-i şeriflere vahy-i gayr-i metlüv adı verilir.imam-ı şafiinin(rh.)kuran-ıkerim okunan vahiy,peygamberimizin sünneti de rivayet olunan vahiydir buyurdular.

allahu taala (mealen):aralarında ihtilaf ettikleri şeyde seni hakem kılıp hükmüne razı olmadıkca,o hüküm sebebi ile kalplerinde darlık bulmayıp(zahir ve batınlarınca)sana uymadıkca,rabbin hakkı için mümin olamazlar(nisa suresi ayet 65),deki :eğer siz allahı seviyorsanız,bana uyunki allah da sizi sevsin ve günahlarınızı yargılasın bağışlasın allah gafur ve rahimdir.deki:allaha ve resulüne itaat edin.eğer yüz çevirirseniz muhakkak ki allah kafirleri sevmez.(al-i imran suresi ayet 132)buyurmaktadır.

sünnetin ehemmiyetini beyan eden bazı hadis-i şerifleri:size iki şey bırakıyorum.onlara sıkı sarıldığınız sürece yolunuzu şaşırmazsınız .allahın kitabı ve resulün sünneti

ümmetim fesada gittiğinde sünnetime sımsıkı sarılan kimseye yüz şehid sevabı vardır.

haberiniz olsun! bana kitap (kuran)ve bide onunla beraber o'nun biri tahtına kurularak misli (sünnet) verildi.uyanık olun!çok yakında tok (mağrurun)

biri,tahtına kurularak:size lazım olan yalnız bu kurandır.onda helalden neyi bulursanız onu helal edin ,haramdan neyi bulursanız,

onu da haram kabul edin'der

şüphesizki resulullah (s.a.v.)ın haram kıldığı şeyler,(hükümde)allahu teala'nın haram kıldığı şeyler gibidir.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...