Jump to content

Firavunun Suda Boğulmaması İddiasına Orjinallik Testi


Recommended Posts

Forumdaki arkadaşlar veya forumda olmayan arkadaşlar firavunun suda  boğulmadığına dair uydurulan resimlere, haberlere gayet güzel yanıt verdiler. Bense işim ve uğraşım gereği bu iddiaya orjinallik testi yapmaya karar verdim. Acaba Kuran bunu söyleyen tek İbrahimi din kaynağı mı? Ondan önce bu veya buna benzer bir şey söyleyen bir kaynak yok mu?



Tevrat,Tanah ve İncil'de böyle bir bilgi yok ama ''Aramice'' yazılmış en geç 4. yüzyılda redakte edildiği yani son kez gözden geçirildiği söylenen bir Midraş'ta (Tevrat tefsir ve teviline) baktığımızda ilginç bir şey görüyoruz. Eserin adı ''Mekhiltta D'Rabbi Ishmael'' 'dir. 


20638517_1474012709360477_75608023556960

 

Türkçesi : (Tevrat: Mısır'dan Çıkış 14:28) ''Geri dönen sular savaş arabalarını, atlıları,İsrailliler'in peşinden denize dalan firavunun bütün ordusunu yuttu.Onlardan ''bir kişi bile'' sağ kalmadı.'' bunlar Rabbi Yehuda'nın sözleridir ki Kutsal Kitap ( Tevrat Mısır'dan Çıkış 15:4) şunu da der: '' ''Denize attı firavunun ordusunu, savaş arabalarını, Kamış(Kızıl) Denizi'nde boğdu seçme subayları.'' Rabbi Nehemiah dedi ki: ''Firavununki hariç'' Mısır'dan Çıkış 9:16'da yazılmıştır: ''Gücümü sana göstermek adımı bütün dünyaya tanıtmak için 'seni ayakta tuttum'..... (Gerisi diğer görüşleri söylüyor konu dışı.)

Gördüğünüz gibi eserde Rabbi(haham,din adamı) Nehemiah firavunun boğulmadığını kurtarıldığını , ayakta tutulduğunu söylüyor. Şimdi bu kaynağın sağlamasını yapıp Rabbi Nehemiah ve ''death of  pharaoh'' yazıp Google'da aratalım bakalım ne çıkıyor:

 

 


20622102_1474012829360465_52779147839915

 

Yukarda Rabbi Nehemiah'ın aynı şekilde ''firavunun boğulmadığını,kurtarıldığını söylediğini görebiliyorsunuz.

 

 

 

 

Şimdi bu Mekhilta d'Rabbi Ishmael'in yazılma ve son redaksiyonunun(gözden geçirilmesinin) tarihine bakıp Kuran öncesine mi ait inceleyelim:

 

 

20604612_1474012872693794_35809386238619

 

Yazılma; Ms 135 diyor güzel...

 

ve şuna da bakalım redaksiyonla ilgili bilgi de var:

 

 

20663769_1474012906027124_44489961630324

 

Redaksiyon 3 ve en geç 4. yüzyıl ... Gerçekten güzel bir haber.

 

.............

 

Bütün bu kanıtları saydıktan sonra Kuran'ın Yunus Suresi 90-91-92'de ne söylediğine bakalım:

Yunus Suresi 90-91-92

90 - Ve sonra İsrailoğulları'nı denizden aşırdık. Firavun, düşmanca saldırmak için derhal adamlarını ve askerlerini arkalarına düşürdü. Ta ki, suda boğulmaya başlayınca "İnandım, gerçekten de İsrailoğulları'nın iman ettiğinden başka tanrı yoktur. Ben de ona teslim olanlardanım." dedi.

91 - Şimdi mi? Oysa bundan önce hep isyan etmiştin ve fesatçılardan idin.

92 - Biz de bugün senin bedenini arkandan gelenlere bir ibret olsun diye kurtaracağız. Bununla beraber, insanların birçoğu âyetlerimizden yine de gafildirler.


Ayrıca ek bir bilgi olarak İslam'dan sonra yazıldığı düşünülen haham Eliezer'e ait ''Pirke De Rabbi Eliezer'' adlı Yahudi efsanelerini içeren kitapta ''firavunun ölmeyip tövbe ettiği, Ninevo'da Yunus'un zamanında kral olduğu ve bu yüzden , Yunus Ninova'yı günahları yüzünden gelecek azap için  tövbeye çağırdığında yaşadıklarından ders almış olan firavunun halkını ve kendisini kurtarmak için tövbe ettirdiği efsanesi vardır.(Tanah'ın Yunus Kitabı 3. Bölüme bakınız.)

 

Bu bilgiyi şunun için verdim Kuran'ın 'firavunun bedeninin arkasından gelenlere ibret olsun '' diye kurtarıldığını söylediği sure Yunus suresidir.Belki sadece belki ,bu sözlü gelenekle (firavunun Nineva halkının kralı olmasıyla) Yunus Suresi'nin  bir bağlantısı olabilir.

 

Bütün bunlara baktığımızda Kuran'ın bu konuda orjinallik testini pek de geçemediğini görüyoruz. İyi günler,esenlikler.
Link to post
Sitelerde Paylaş
 

Orijinal olmasi beklenemez zaten,

cunku Muhammed in Musevi ve Hristiyan olan ogretmenleri vardi.

Muhammed in ummi, yani okuma-yazma bilmez oldugunu da bildigimize gore,

bu Musevi ve Hristiyan ogretmenlerinden duymus olabilecegi daha da buyuk ihtimal kazanir.

Ümmi bence Gentile ya da Goyim yani Yahudi olmayan demek okuma yazma bilmeyen demek değil. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
 

Şu an böyle ama Kuranda ve erken Islam'da hatta İbranice, Aramice'de "kendilerine kitap verilmeyen halklar" anlamı var. 

 

turan dursun ve ilhan arsel de bu biçimde açıklıyor.

 

kuranda muhammed şair değildir ve ümmidir vurgusu, oku (söyle) ve ben okumayı(söylemeyi) bilmem hikayeleri de bunu destekler.

 

özetle: muhammed şair değildir, okumayı (söylemeyi) bilmez. ona söyleten allahtır. yani muhammed gerçekten elçidir ve okumayı/söylemeyi bilmemesine karşın, sizin kitaplarınızı okumakta/söylemektedir. kurandaki hani öyleydi de böyle demiştik de ayetleri de hep, muhammed dinsel ıvır zıvırı okumayı/söylemeyi bilmediği halde sizin kitaplarınızdakileri anlatıyor bakın ayetleridir.

Link to post
Sitelerde Paylaş
 

Orijinal olmasi beklenemez zaten,

cunku Muhammed in Musevi ve Hristiyan olan ogretmenleri vardi.

Muhammed in ummi, yani okuma-yazma bilmez oldugunu da bildigimize gore,

bu Musevi ve Hristiyan ogretmenlerinden duymus olabilecegi daha da buyuk ihtimal kazanir.

Muhammed diye birisi var olmadı.

Muhammed, Emevilerin uydurduğu bir mittir.

Muhammed'in peygamberlik iddiasından ilk hadis kitaplarının ortaya çıkışına kadar ki zamanda hiçbir yazılı kaynak Muhammed'den bahsetmez.Kuran'da hadis kitapları sonrası tamamlanmıştır.

Link to post
Sitelerde Paylaş
 

Muhammed diye birisi var olmadı.

Muhammed, Emevilerin uydurduğu bir mittir.

Muhammed'in peygamberlik iddiasından ilk hadis kitaplarının ortaya çıkışına kadar ki zamanda hiçbir yazılı kaynak Muhammed'den bahsetmez.Kuran'da hadis kitapları sonrası tamamlanmıştır.

Bence Kuran son hâlini 8.yuzyilda ya da Abbasilerin devrinde 850 yıllarında aldı.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Yunus, 90 ;

Derken, İsrailoğullarını denizden geçirdik. Derhal Firavun ve askerleriyle takip etmek ve saldırmak için arkalarına düştü . Sonunda denizde boğulmaya başlayınca, (Firavun) "İnandım. Gerçekten İsrailoğullarının iman ettiğinden başka ilah yok. Ben de O'na teslim olanlardanım." Dedi.


Yunus, 91 ;

Şimdi mi (inandın)? Oysa bundan önce hep isyan etmiştin! Ve fesat çıkaranlardan idin.


Yunus, 92 ;

Biz de, bugün senin cesedini kurtaracağız ki, arkandan geleceklere bir ibret olasın. Bununla beraber, insanların birçoğu ayetlerimizden gerçekten habersizdirler


İsra, 103 ; (İlgili kısım)

Biz de onu ve beraberindekilerin hepsini suda boğduk.

 

Yunus 90, boğulmaya başlarken inandım demesinden bahseder

 

yunus 92, Allah, firavunun ölü bedenini gelecek nesillere ibret olması için kurtarmış olduğunu söyler.

 

ve İsra suresi 103. Ayette firavunun ve takipçilerinin askerlerinin boğulduğundan bahseder.

 

Şimdi, Desert Wind. Sen, Yahudilik ile İslamı karşılaştırmaya kalkarsan gülünç duruma duşersin, Yahudilik ile İslamı yeneceğini sanıyosan yanılıyosun. Bu(Yahudilik) Din tahrif edilmiştir içine hurafe ve batıl inançlar girmiştir. aynı şekilde Hristiyanlık ile de İslamı yenemezsin.  

 

Yahudiler Tevrat’ı değiştirdiler. Hz. Musa’nın dini değişince Allah Teala, İncil ile Hz. İsa’yı gönderdi. Hz. İsa’nın dini de bozulunca, İncil, yüzlerce İncil halini alınca, Allah Teala, İslamiyet’i ve Kur'an-ı Kerimi tahrifden masun ve muhkem bir şekilde  göndermiştir.

 

Zaten, halihazırdaki Tevrat ve İncil, ispata lüzum kalmadan, kendi kendini çürütecek çelişkilerle doludur.

 

İslam son dindir ve eski dinleri değiştiren insanlar tarafından atılan iftiralara "Dur!" demiştir. ve Son Din İslam olduğu için Allah, tahrif dinlerin yaptıkları yanlışlar, hatalar, ve iftiraların ve insan yazıtlarının hepsini yok edip, doğrusunu göndermiştir. İslam ve Kur'an-ı Kerim.

 

yani demek istediğim senin yaptığın, alpha sürümü bir oyunu, güncellemesi herşeyi bitmiş ve tamamlanmış bir oyunla kıyaslamaya kalkman!. işte buna benzer.  

 

geçen sinek konusu vardıya, orada yanlış okumuşum tevrat sanmışım. tevratta o yazdığınız, yazmıyosa ve haham yorumu olsa bile, Yahudilik bozulmuştur. onunla, orjinallik testi, orjinal değil vs... diyemezsin. aynı şekilde Hristiyanlık ile.

 

ve son olarak Kur'an ve Hadisler ile alakalı 

 

https://sorularlaislamiyet.com/peygamberimiz-hayatta-iken-neden-kuran-i-kerimi-kitap-haline-getirmemistir-kuranin-allah-kelami

 

https://sorularlaislamiyet.com/hadislerin-yazilmasi-toplanmasi-tedvini-gunumuze-kadar-ulastirilmasi-ve-sunnetin-baglayiciligi


 


 

Link to post
Sitelerde Paylaş
 

Yunus, 90 ;

Derken, İsrailoğullarını denizden geçirdik. Derhal Firavun ve askerleriyle takip etmek ve saldırmak için arkalarına düştü . Sonunda denizde boğulmaya başlayınca, (Firavun) "İnandım. Gerçekten İsrailoğullarının iman ettiğinden başka ilah yok. Ben de O'na teslim olanlardanım." Dedi.


Yunus, 91 ;

Şimdi mi (inandın)? Oysa bundan önce hep isyan etmiştin! Ve fesat çıkaranlardan idin.


Yunus, 92 ;

Biz de, bugün senin cesedini kurtaracağız ki, arkandan geleceklere bir ibret olasın. Bununla beraber, insanların birçoğu ayetlerimizden gerçekten habersizdirler


İsra, 103 ; (İlgili kısım)

Biz de onu ve beraberindekilerin hepsini suda boğduk.

 

Yunus 90, boğulmaya başlarken inandım demesinden bahseder

 

yunus 92, Allah, firavunun ölü bedenini gelecek nesillere ibret olması için kurtarmış olduğunu söyler.

 

ve İsra suresi 103. Ayette firavunun ve takipçilerinin askerlerinin boğulduğundan bahseder.

 

Şimdi, Desert Wind. Sen, Yahudilik ile İslamı karşılaştırmaya kalkarsan gülünç duruma duşersin, Yahudilik ile İslamı yeneceğini sanıyosan yanılıyosun. Bu(Yahudilik) Din tahrif edilmiştir içine hurafe ve batıl inançlar girmiştir. aynı şekilde Hristiyanlık ile de İslamı yenemezsin.  

 

Yahudiler Tevrat’ı değiştirdiler. Hz. Musa’nın dini değişince Allah Teala, İncil ile Hz. İsa’yı gönderdi. Hz. İsa’nın dini de bozulunca, İncil, yüzlerce İncil halini alınca, Allah Teala, İslamiyet’i ve Kur'an-ı Kerimi tahrifden masun ve muhkem bir şekilde  göndermiştir.

 

Zaten, halihazırdaki Tevrat ve İncil, ispata lüzum kalmadan, kendi kendini çürütecek çelişkilerle doludur.

 

İslam son dindir ve eski dinleri değiştiren insanlar tarafından atılan iftiralara "Dur!" demiştir. ve Son Din İslam olduğu için Allah, tahrif dinlerin yaptıkları yanlışlar, hatalar, ve iftiraların ve insan yazıtlarının hepsini yok edip, doğrusunu göndermiştir. İslam ve Kur'an-ı Kerim.

 

yani demek istediğim senin yaptığın, alpha sürümü bir oyunu, güncellemesi herşeyi bitmiş ve tamamlanmış bir oyunla kıyaslamaya kalkman!. işte buna benzer.  

 

geçen sinek konusu vardıya, orada yanlış okumuşum tevrat sanmışım. tevratta o yazdığınız, yazmıyosa ve haham yorumu olsa bile, Yahudilik bozulmuştur. onunla, orjinallik testi, orjinal değil vs... diyemezsin. aynı şekilde Hristiyanlık ile.

 

ve son olarak Kur'an ve Hadisler ile alakalı 

 

https://sorularlaislamiyet.com/peygamberimiz-hayatta-iken-neden-kuran-i-kerimi-kitap-haline-getirmemistir-kuranin-allah-kelami

 

https://sorularlaislamiyet.com/hadislerin-yazilmasi-toplanmasi-tedvini-gunumuze-kadar-ulastirilmasi-ve-sunnetin-baglayiciligi


 


 

 

Bilmediğim bir şey söyleyin bir kere de :) Geç bunları .

tarihinde Desert Wind tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
 

Bence Kuran son hâlini 8.yuzyilda ya da Abbasilerin devrinde 850 yıllarında aldı.

Ben,Kuran'ın 850 yılından daha sonraki bir dönemde,muhtemelen 10.yüzyılda tamamlandığını düşünüyorum.

Emevi hanedanı,Abd-al Malik ibn marwan'ın,Muhammed mitinin oluşturulmasında epey rolü olduğunu düşünüyorum.Bu adamın, ölümünün ardından geçen 150-200 senelik periyotta Muhammed adı altında mitleştirildiği iddiaları bana mantıklı ve ciddi geliyor.

 

https://www.google.com.tr/amp/s/futiledemocracy.wordpress.com/2013/08/08/the-search-for-muhammad-abd-al-malik-ibn-marwan/amp/

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
 

Zed yazdı:

 

İslam son dindir ve eski dinleri değiştiren insanlar tarafından atılan iftiralara "Dur!" demiştir.

 

:D Saçma! Ne yani Pinokyo masalında kuklayı kayın ağacından oymuştu yazıyorken sen yok hayır meşe ağacından oymuştu dediğin zaman bir halta yarar bir iş mi yapmış oluyorsun! Yalan söyleyince ne burnu uzaması, yok öyle bir şey, kulakları uzuyor eşşek kulağı gibi oluyordu desen bot mu olacak sanki!

 

Şu Dezert'in söylediğini bir türlü anlamak istemiyorsunuz. O "doğrusu Tevrat'ta yazıyor, Kuran'da yazan yanlış" demiyor yahu! Tevrat'ta yazanlar acemice kopyalanmış, kopyalamada hata yapılmış diyor.

 

Tartışılabilir, belki Kuran yazarları "aynen kopyalamayalım, değiştirelim ki biz doğrusunu anlatıyoruz iddiamız olsun" demiş olabilirler. Tartışılacak olan bu yoksa, hiç "hayır efenim Tevrat doğru, Kuran yanlış değil, tersine Tevrat yanlış, Kuran doğru" olur mu be! Dezert öyle bir şey iddia etmiyor ki, bir bunu şimdi anlayamıyor musunuz? 

 

Bu öykü farklılıkları bence de üzerinde o kadar önemle durulacak bir mevzu değil. Masalın birinde Pinokyo meşe ağacından yapılmış da birince kayın ağacından yapılmış! Bunun muhabbeti olmaz.

 

Bu konuda tipik bir örnek var: İsa'yı doğuran Meryem'e halkı "ey Harun'un kızkardeşi" diyorlar. Şimdi bu Harun, Musa'nın kardeşi Harun değilse bunun belirtilmesi lazım. Bu başka Harun denmeden böyle bir laf edilemez. Eğer bu Harun Musa'nın kardeşi Harun değilse, dolayısıyla Meryem de Musa'nın kız kardeşi ve İsa da yeğeni değilse bunu belirteceksin arkadaş, olmaz başka türlü. "Bu Harun o aynı Harun evet, yani Musa İsa'nın dayısı" dersin ya, yoksa o Harun başka dersin. Bu ikisinden birini demeden Meryem'in kardeşi Harun diyemezsin!

 

Düşünün şimdi, Agatha Christie romanında iki ayrı bölümde iki George'dan bahsedilse ve bunlar ayrı ayrı iki George mi, yoksa aynı George mi belirtmese olur mu! Fiyasko olur yani, Agatha teyze orda biter, karizma sıfır olur. Bir daha da kitap yazmak mı, sen bunamışsın teyze, git köşende otur derler.

 

Üstelik Musa öyküsünde Musa'nın kız kardeşi geçiyor ve adının Meryem olduğundan filan bahsetmiyor. Adını vermiyor. Şimdi böyle kitap yazılmaz! Böyle isimler veriyorsan bu isimlerde çakışma oluyorsa kim hangisi, ayırt edeceksin. Yoksa işkembeden sallama olur. 

 

Bu böyle de, bunu abartıp örnekleri çoğaltmaya çalışmaya bence de gerek yok. Müslümler "doğrusu Kuran'da yazan" der çıkarlar. Ne yani şimdi "hayır efenim Pinokyo niye meşe ağacından oyulsun, kayın ağacından oyuldu çocuk, sizin yörenizde meşenin bol olması masalı sizin değiştirdiğinizin kanıtı" diye Müslümlerle mi iddialaşacaksın! Masal bu, değişir! Ha yalnız Dezert acemice değiştirmişler diyor. Tartışılacaksa bu tartışılır. Yoksa Müslümlerin "yok efenim doğrusu Pinokyo'nun meşe ağacından oyulduğudur, kayın ağacından oyulduğu düzmecedir, allah gönderdiği vahiyle meşe olduğu şeklinde tekrar doğrusuna çevirmiştir" :0_80cbc_37a71a73_L: demeleri zaten komedi...

Link to post
Sitelerde Paylaş
 

 

:D Saçma! Ne yani Pinokyo masalında kuklayı kayın ağacından oymuştu yazıyorken sen yok hayır meşe ağacından oymuştu dediğin zaman bir halta yarar bir iş mi yapmış oluyorsun! Yalan söyleyince ne burnu uzaması, yok öyle bir şey, kulakları uzuyor eşşek kulağı gibi oluyordu desen bot mu olacak sanki!

 

Şu Dezert'in söylediğini bir türlü anlamak istemiyorsunuz. O "doğrusu Tevrat'ta yazıyor, Kuran'da yazan yanlış" demiyor yahu! Tevrat'ta yazanlar acemice kopyalanmış, kopyalamada hata yapılmış diyor.

 

Tartışılabilir, belki Kuran yazarları "aynen kopyalamayalım, değiştirelim ki biz doğrusunu anlatıyoruz iddiamız olsun" demiş olabilirler. Tartışılacak olan bu yoksa, hiç "hayır efenim Tevrat doğru, Kuran yanlış değil, tersine Tevrat yanlış, Kuran doğru" olur mu be! Dezert öyle bir şey iddia etmiyor ki, bir bunu şimdi anlayamıyor musunuz? 

 

Bu öykü farklılıkları bence de üzerinde o kadar önemle durulacak bir mevzu değil. Masalın birinde Pinokyo meşe ağacından yapılmış da birince kayın ağacından yapılmış! Bunun muhabbeti olmaz.

 

Bu konuda tipik bir örnek var: İsa'yı doğuran Meryem'e halkı "ey Harun'un kızkardeşi" diyorlar. Şimdi bu Harun, Musa'nın kardeşi Harun değilse bunun belirtilmesi lazım. Bu başka Harun denmeden böyle bir laf edilemez. Eğer bu Harun Musa'nın kardeşi Harun değilse, dolayısıyla Meryem de Musa'nın kız kardeşi ve İsa da yeğeni değilse bunu belirteceksin arkadaş, olmaz başka türlü. "Bu Harun o aynı Harun evet, yani Musa İsa'nın dayısı" dersin ya, yoksa o Harun başka dersin. Bu ikisinden birini demeden Meryem'in kardeşi Harun diyemezsin!

 

Düşünün şimdi, Agatha Christie romanında iki ayrı bölümde iki George'dan bahsedilse ve bunlar ayrı ayrı iki George mi, yoksa aynı George mi belirtmese olur mu! Fiyasko olur yani, Agatha teyze orda biter, karizma sıfır olur. Bir daha da kitap yazmak mı, sen bunamışsın teyze, git köşende otur derler.

 

Üstelik Musa öyküsünde Musa'nın kız kardeşi geçiyor ve adının Meryem olduğundan filan bahsetmiyor. Adını vermiyor. Şimdi böyle kitap yazılmaz! Böyle isimler veriyorsan bu isimlerde çakışma oluyorsa kim hangisi, ayırt edeceksin. Yoksa işkembeden sallama olur. 

 

Bu böyle de, bunu abartıp örnekleri çoğaltmaya çalışmaya bence de gerek yok. Müslümler "doğrusu Kuran'da yazan" der çıkarlar. Ne yani şimdi "hayır efenim Pinokyo niye meşe ağacından oyulsun, kayın ağacından oyuldu çocuk, sizin yörenizde meşenin bol olması masalı sizin değiştirdiğinizin kanıtı" diye Müslümlerle mi iddialaşacaksın! Masal bu, değişir! Ha yalnız Dezert acemice değiştirmişler diyor. Tartışılacaksa bu tartışılır. Yoksa Müslümlerin "yok efenim doğrusu Pinokyo'nun meşe ağacından oyulduğudur, kayın ağacından oyulduğu düzmecedir, allah gönderdiği vahiyle meşe olduğu şeklinde tekrar doğrusuna çevirmiştir" :0_80cbc_37a71a73_L: demeleri zaten komedi...

Eline sağlık tam da bunu demek istiyorum kopyalarken acemice hatta bilgisizce davranıldığı açık.  Bu konu ise bir mucize iddiasını sorgulamadan çürütüyor çünkü eğer mucize varsa bunu bir haham söylemiş. 

Link to post
Sitelerde Paylaş

"Bedenini kurtardık", 
"cesedini kurtardık" 
"ölü bedenini kurtardık"
... blabla ...

 

 

Kurana bakalım ne yazıyor:

 

nuneccî-ke: seni kurtaracağız
bi bedeni-ke: senin bedenin ile

 

SENİ (Firavunu) kurtaracağız,
bedenin ile!!!!

 

Kuran APAÇIK yazıyor işte, niye eğip büküyorsunuz!?!

Link to post
Sitelerde Paylaş
 

"Bedenini kurtardık", 
"cesedini kurtardık" 
"ölü bedenini kurtardık"
... blabla ...

 

 

Kurana bakalım ne yazıyor:

 

nuneccî-ke: seni kurtaracağız
bi bedeni-ke: senin bedenin ile

 

SENİ (Firavunu) kurtaracağız,
bedenin ile!!!!

 

Kuran APAÇIK yazıyor işte, niye eğip büküyorsunuz!?!

Süper demek ki firavun yaşıyor o olaydan sonra güzel.

Link to post
Sitelerde Paylaş
 

Yunus, 90 ;

Derken, İsrailoğullarını denizden geçirdik. Derhal Firavun ve askerleriyle takip etmek ve saldırmak için arkalarına düştü . Sonunda denizde boğulmaya başlayınca, (Firavun) "İnandım. Gerçekten İsrailoğullarının iman ettiğinden başka ilah yok. Ben de O'na teslim olanlardanım." Dedi.


Yunus, 91 ;

Şimdi mi (inandın)? Oysa bundan önce hep isyan etmiştin! Ve fesat çıkaranlardan idin.


Yunus, 92 ;

Biz de, bugün senin cesedini kurtaracağız ki, arkandan geleceklere bir ibret olasın. Bununla beraber, insanların birçoğu ayetlerimizden gerçekten habersizdirler


İsra, 103 ; (İlgili kısım)

Biz de onu ve beraberindekilerin hepsini suda boğduk.

 

Yunus 90, boğulmaya başlarken inandım demesinden bahseder

 

yunus 92, Allah, firavunun ölü bedenini gelecek nesillere ibret olması için kurtarmış olduğunu söyler.

 

ve İsra suresi 103. Ayette firavunun ve takipçilerinin askerlerinin boğulduğundan bahseder.

 

Şimdi, Desert Wind. Sen, Yahudilik ile İslamı karşılaştırmaya kalkarsan gülünç duruma duşersin, Yahudilik ile İslamı yeneceğini sanıyosan yanılıyosun. Bu(Yahudilik) Din tahrif edilmiştir içine hurafe ve batıl inançlar girmiştir. aynı şekilde Hristiyanlık ile de İslamı yenemezsin.  

 

Yahudiler Tevrat’ı değiştirdiler. Hz. Musa’nın dini değişince Allah Teala, İncil ile Hz. İsa’yı gönderdi. Hz. İsa’nın dini de bozulunca, İncil, yüzlerce İncil halini alınca, Allah Teala, İslamiyet’i ve Kur'an-ı Kerimi tahrifden masun ve muhkem bir şekilde  göndermiştir.

 

Zaten, halihazırdaki Tevrat ve İncil, ispata lüzum kalmadan, kendi kendini çürütecek çelişkilerle doludur.

 

İslam son dindir ve eski dinleri değiştiren insanlar tarafından atılan iftiralara "Dur!" demiştir. ve Son Din İslam olduğu için Allah, tahrif dinlerin yaptıkları yanlışlar, hatalar, ve iftiraların ve insan yazıtlarının hepsini yok edip, doğrusunu göndermiştir. İslam ve Kur'an-ı Kerim.

 

yani demek istediğim senin yaptığın, alpha sürümü bir oyunu, güncellemesi herşeyi bitmiş ve tamamlanmış bir oyunla kıyaslamaya kalkman!. işte buna benzer.  

 

geçen sinek konusu vardıya, orada yanlış okumuşum tevrat sanmışım. tevratta o yazdığınız, yazmıyosa ve haham yorumu olsa bile, Yahudilik bozulmuştur. onunla, orjinallik testi, orjinal değil vs... diyemezsin. aynı şekilde Hristiyanlık ile.

 

ve son olarak Kur'an ve Hadisler ile alakalı 

 

https://sorularlaislamiyet.com/peygamberimiz-hayatta-iken-neden-kuran-i-kerimi-kitap-haline-getirmemistir-kuranin-allah-kelami

 

https://sorularlaislamiyet.com/hadislerin-yazilmasi-toplanmasi-tedvini-gunumuze-kadar-ulastirilmasi-ve-sunnetin-baglayiciligi


 


 

Musanın kitabı bozuldu palvra kuranı okumamışın kuran incil ve raevatı tastik etemek indirildiyini söylüyor. sen müslüman deyilsin kuranı dahi okumadan müslüman olmuşun kendi aklın sıra. 2 cisi incili allah göndermedi bu kuranın palvrası incili havariler yazdı  ben kendimi cahil sanıyordum sen benden betersin

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 3 weeks later...

Amenhotep ve diğer Firavunlar hepsi sağlıklı beslenen titiz insanlardı. Fit vücutları vardı, şişman değildiler koşabilirdiler. 3km'yi 15 dakikada koşamayanı firavun yapmıyorlardı vücutları karnı aç musa'dan daha pekti. Firavunlar hastalanmazlar söylencesi yayılmıştır çünkü gerçekten hastalanmazlardı hatta Firavunlar tuvalete bile çıkmazlarmış denilir ama gizli bir tuvaletler vardıysa, kimse görmeden orayı kullanmışlardır. Allah Firavunlara bir baş ağrısı bile vermemiş ki onları cennete koymak zorunda kalmayayım diye. Allah sevdiği kullarına verir dertleri, çileyi, kederi ve illet hastalıkları hastalıkları. Eyüp'e illet hastalık vermek, allah'ın eyüp'e cennet müjdesiydi bu bakımdan. Firavunlar'a baş ağrısını verseydim cennete de sokmam lazım fikri, allah'ın müslümanlara gösterdiği bir himmet ölçüsü biriminden değer arz ediyor ve allahın takdirini, tengeriin boşigini gösteriyor. Müslümanlara hastalıkların çoğunu deneyimlemeye fırsat veriyor ki muzdarip oldukları hastalıkların kefaretiyle cennete girsinler. Çingen hesabıyla dünyaya kazık çakmayla ömürlerini harcamasınlar vs.
-

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 3 months later...

bir internet sitesinde konu ile ilgili bir yazı buldum. baya bir geniş kapsamlı alınmış bu palavra tamamen yahudilerin tarihte biz varız tarih bizimle doğdu diye  tarihin seyrini kendilerine yontmak için uydurdukları palavradan başka bir şey değil .  Yazıda belirtildiği üzere firavunun boğulması ile ilgili tonlarca çelişki bir arada almış başını gitmiş. bu zamana kadar bir tane suda boğulmuş bir firavun cesedi ortada yok. tevrattaki osuruktan ayetler tamamen sümer ürünü, kral sagon musanın hayatı birebir aynı kral sagona ait yazı şöyle  Ben Agadae Kralı Büyük Sargon, Annem ulu rahibeydi, babamı bilmem.Rahibe annem beni gizlice doğurdu,kamış sepete koydu, onu ziftle kapladı.Sepeti nehre bıraktı, dışarı çıkamayacaktım.Nehir beni sürükleyip Akki'ye götürdü.Akki beni nehirden çıkardı,
kendi oğlu gibi büyüttü.”Burdaki anlatımlarda şu noktalar dikkat çekiyor;-Sargon'un annesi bir rahibe ve babası belli değil (bir çok eski putperest inançta geçerli olan kutsal ve bakire olan anneden yaratılma durumu),-Annesi Sargon'u "gizlice" dünyaya getirmiştir.-Annesi Sargon'u denize bir sepet içerisinde bırakmakatdır.-Bir başkası Sargon'u alıp oğlu gibi büyütmüştür." görüldüğü üzere resmen kopyala yapıştır  uyarla gitsin ama gel gör ki gerçeğin bir gün ortaya çıkma gibi kötü bir yanı var.  internet sitesinde buluğum yazı aşağıda biraz uzun ama okursanız rahat anlarsınız neyin ne olduğunu gerçeği görmenize yardımcı olacağını düşünüyorum. artık bunlara rağmen böyle şeylere inanmaya devam edecekseniz de sizleri vicdanınızla baş başa bırakıyorum
 

Yahudi tarihinin dönüm noktası olarak kabul edilen, Hıristiyanlık ve İslam inançlarında adı sıkça geçen Musa'nın hikayesi, dinler tarihinin en çelişkili konularından biridir. Musa'nın yaşadığı söylenen tarihler, olaylar dizisi ve bilhassa Firavun ile ilgili anlatılan bilgiler, tarihsel veriler ile ciddi bir çelişki barındırmaktadır. Var olan çelişkiyi tarihsel verileri karşılaştırmak sureti ile Odatv okuru için araştırdık.

Musa'nın hikayesi antik dönemlerde insanlara son derece etkileyici gelmiş olmalı, günümüzde bu hikaye halen büyüleyici etkisi korumakta, belki de bu ''büyülü'' etki nedeni ile insanlar efsaneye dair sormaları gereken asıl soruyu sormamaktadırlar, bu soruların gözden kaçırılması bir şekilde kutsal kabul edilen kitaplarda verilen detaylarda sanki afaki bir unsurmuş gibi es geçilen bir husus nedeniyle mümkün olmalıdır.

Sorulması gereken soru şu; Musa'nın yaşadığı rivayet edilen dönemde Mısır firavunu kimdi? Bu sorunun yanıtı, Musa hikayesini boşluğa düşürmektedir.

Enteresan şekilde Tevrat ve Kur'an'da dönemin firavunu ısrarla ve sadece ''firavun'' olarak anılmaktadır. Öyle ya, bu kitaplarda kimlerin isimleri geçiyor, bir kısmı kutsanan, bir kısmı lanet ile anılan sayısız insanın isminin girdiği kitaplarda Musa'nın yaşadığı dönem koskoca Mısır'a kim hükmediyordu ve Kızıldeniz'in altında kalarak boğulduğu iddia edilen firavun, ki bu kişi her kimdiyse dinler tarihinde çok önemli bir yere sahiptir, öyle ki ölmesine saniyeler kala korkudan Allah'a iman etmeye yöneldiği ve secdeye kapandığına dair detaylar verilmektedir, fakat isminin verilmesinden bilhassa kaçınılmış gibi görünmektedir.

Bu arada en önemli husus, semavi olduğu iddia edilen kitaplarda sanki Musa'nın doğduğu gün iktidarda olan firavun ile Musa ve Yahudilerin Mısır'dan çıkış anında tahtta oturan firavun aynı kişiymiş gibi bir intiba yaratılmıştır, halbuki araştırmamız gösteriyor ki bu bile gerçekçi bir bilgi değildir.

MUSA HANGİ TARİHLERDE YAŞADI

Musa kaç tarihleri arasında yaşamıştır? Bu soruyu sorarak başlamamız gerekiyor, Tevrat bu konuda tarih vermediği için Yahudi din adamları geriye dönük bir hesap yaparak ilgili tarihlere ulaşmaktadırlar ki, Musa'nın gerçekten yaşadığına dair Tevrat, İncil ve Kur'an dışında herhangi bir belge bulunmadığından, biz Yahudi din adamlarının yaptıkları hesapları referans almak zorundayız.

Bu araştırmadan önce bir başka Odatv yazarı olan Rafael Sadi'den yardım istedim ve Yahudi tarihi hakkında en güvenilir kaynağın ne olduğunu sordum, imalı bir şekilde yazanlar Yahudi olduğu sürece hiç bir kaynağın mükemmel doğrulukta kabul edilemeyeceğine dair bir espri yaptıktan sonra bana jewishvirtuallibrary.org adlı siteyi en güvenilir kaynak olarak olarak kabul edebileceğimi söyledi. Ben yine de tarihlendirmeler ile ilgili farklı kaynaklardan karşılaştırma yapacağım.

Sadi'nin önerdiği sitede Musa'nın doğum tarihi M.Ö. 1393 olarak geçiyor, Wikipedia'ya bakacak olursak Musa M.Ö. 1400 yılında doğdu. Bundan sonrasında unutmayın, M.Ö.'ye dair yapılan

tarihlendirmeler geriye, yani sıfıra doğru akmaktadır. Şimdi artık karşımıza çıkacak her tarihte büyük çelişkiler ile karşılaşmaktayız.

Mısır, kayıt tutmaya büyük önem vermiş bir medeniyettir, bu sebeple hangi firavun hangi tarihler arasında yaşamıştır ve iktidarda kalmıştır bu bilgiye vakıfız, çoğu firavunun çocuklarının da isimleri günümüze ulaşmıştır. O halde bakalım bu iki çelişkili tarihte Mısır tahtında oturan firavunlar kimlermiş?

Geni.com adlı sitede yer alan verilere göre Musa'nın doğduğu iddia edilen tarihlerde Mısır 18. Hanedan tarafından yönetiliyordu. Halbuki daha sonra üzerinde duracağımız verilere göre Musa 19. Hanedan döneminde peygamber oldu ve halkını Mısır'dan çıkardı. Arada ne kadar devasa bir süreç var az sonra göreceksiniz.

Musa'nın doğduğu rivayet edilen yıllardan ilki M.Ö. 1400, Aakheperrue Amenhotep II'nin ölüm yılı, yerine aynı sene Menkheperure Thutmose IV tahta çıkmış ve M.Ö. 1400-1390 yılları arasında 10 yıl iktidarda kalmıştır. Eğer Musa'nın doğum tarihini M.Ö. 1393 olarak kabul edecek olursak, o halde M.Ö. 1390'da tahta çıkıp M.Ö. 1352'de ölen Nebmaatre Amenhotep III'ün iktidar döneminde doğduğunu kabul etmek zorundayız.

İLK ÇELİŞKİ...

Şimdi ilk çelişkiye bakalım, kabul edildiği üzere Musa doğduğunda firavun kendi iktidarını sona erdirecek bir İbrani çocuğunun doğduğu kehanetini ciddiye alır ve tüm yeni doğan İbrani bebelerinin öldürülmelerini emreder. Annesi bebeğini doğduktan sonra üç ay gizler fakat daha sonra gizlemeye devam edemeyeceğini düşünerek Nil nehrine bir sepet içerisinde bırakır.

O halde şu soruyu sormamız gerekiyor, Musa'yı öldürtmek isteyen firavun 12 sene için iktidarda kalabildiyse, nasıl olur da kendisi henüz tahta çıktıktan üç yıl sonra doğan bir bebek olarak Musa o firavunun tahtı için risk oluşturmuş olabilir? Musa'nın Mısır'dan çıkmasından sonra da firavunların uzunca bir süre, yani 1300 seneye yakın bir süre daha Mısır'ı yönettikleri düşünülürse, bu tehdidin tek bir firavuna yönelik değil, genel olarak tüm firavunların varlığına dair olduğunu da söyleyemeyiz.

M.Ö. 1393 yılında doğan bir çocuğun tehditkar varlığı dönemin mevcut firavununa kehanet edildiyse, o halde Amenhotep III'ün ölüm yılı olan M.Ö. 1352 senesinde Musa henüz 39 yaşındadır. O halde Musa'nın doğumunu engellemeye çalışan firavun ile Exodus esnasında iktidarda olan firavun başka kişiler olmalı, bu noktada Musa hikayesi çoktan çatırdamaya başladı bile. Peki başka bir tarihi referans alalım, Mısır'dan çıkış kaç yılında gerçekleşmiştir?

Jewishvirtuallibrary.org'a göre bu olay M.Ö. 1280'de gerçekleşmiştir. Pozitif Yayıncılık'tan çıkan Paul Johnson'ın Yahudi tarihi adlı eserinde çıkışın M.Ö. 1225'te tamamlandığı söylenir. Aynı kitap büyük bir hataya imza atarak Musa'nın halkıyla birlikte kaçtığı dönemde iktidarda olan kişinin II.Ramses değil, oğlu Merneptah'ın (bazı kaynaklara göre tam ismi Banenre Merenptah olarak geçer, Ramses'in oğludur) tahtta oturduğunu ifade etmektedir. İşte saçmalıklar dizisi doruğa ulaşıyor, Johnson M.Ö. 1220'de Merneptah'tan kalma anıtlar bulunduğunu iddia eder, o halde iktidarda olan kişi de o olmalıdır diye hata yapar.

Halbuki M.Ö. 1279'da tahta çıkan II.Ramses M.Ö. 1213 yılında ölmüştür ve hem bu bilgiden Mısır yazılı kaynakları nedeniyle büyük ölçüde eminiz, hem de II.Ramses'in mumyası günümüze kalmış durumdadır ve yapılan DNA testleri sayesinde mumyanın kendisine ait olduğu kesinleşmiştir ve

adam kesinlikle Kızıldeniz'de boğularak falan değil, yaşlılıktan ve dişindeki apsenin vücuduna akıttığı iltihaplar yüzünden ölmüştür. Kaldı ki adamın mumyası lahitinin içinden çıkmıştır, daha ne olsun?

Musa'nın doğduğu rivayet edilen tarihler ile Mısır'dan çıktıkları iddia edilen tarihler arasında en az 9 firavun tahta çıkmış ve inmiştir. Yani Musa'nın doğumunun kendi iktidarı için risk oluşturacağı firavuna söylendi ise, 9 ayrı firavun gelmiş geçmiş ancak böyle bir risk ortaya çıkmamıştır.

Bu noktada daha ciddi bir referansa ihtiyacımız var, hangi husus bize Musa'nın hangi dönem yaşadığına dair bilgi verebilir? Elbette Yahudi tarihinde adı neredeyse Meryem kadar kutsal kabul edilen bir kadının izini takip etmeliyiz, Musa'yı sepet içerisinde Nil nehrinde yüzerken bulan ve saraya sokan kişi, firavunun kızın (bazı kaynaklar karısı olarak söylese de tamamen hatalı bilgidir, firavunun kızı olduğu kabul edilir) iyiz. Kim bu firavunun kızı?

Kızın adı bildiğim kadarı ile Tevrat'ta geçmiyor ya da ben bulamadım, fakat Yahudi tarihinde önemli bir karakter olduğu için adı günümüze kalmış, Bithiah, yani Batyah olarak bilinen bu genç kızın bir cilt hastalığı vardır ve bu hastalık nedeni ile soğuk suyla yıkanması gerekmektedir, işte bu sebeple yıkanma faliyetini Nil'in serin sularında gerçekleştirdiği rivayet edilir. Musa'yı da yıkanırken sepet içerisinde nehirde yüzerken görmüş ve saraya almıştır şeklinde rivayet edilir.

Batyah olarak anacağımız bu kızın hangi firavunun kızı olduğu bilgisi kutsal kabul edilen metinlerde geçmez, öyle ya Musa hikayesi Yahudi tarihinin dönüm noktasıdır ancak Batyah olmasa firavunun adı verilmediği için tarihsel verileri karşılaştırma şansımız olmayacaktı. Neyse ki kızın adını korumak gibi bir gaflete düşmüşler.

FİRAVUN'UN KIZININ DOĞUM TARİHİ DE UYUMSUZ

Araştırdığımızda ölüm tarihi bilinmemekle birlikte, genç kızın doğum tarihi, aile kökenleri hakkında bilgilerin depolandığı geni.com adlı siteye göre doğumu yaklaşık olarak M.Ö. 1275 olarak geçiyor. İşte bu güzel bir tarih ve iyi bir ipucu olarak kabul edilmeli. Fakat sorun şu ki, Musa'nın doğduğu rivayet edilen tarih ile oldukça uyumsuz bir tarih.

M.Ö. 1275'te Mısır tahtında 19. Hanedanın üyesi II.Ramses'in babası I. Seti oturmaktaydı. I. Seti M.Ö. 1290-1279 arasında hüküm sürmüş ve mumyası günümüze kalmıştır. Kızıldeniz'de boğulmadığına eminiz.

Bu tarihler göz önüne alındığında Musa'nın doğum tarihi ile Batya'nın kendisini nehirden çıkardığı tarih arasında ciddi farklar gözlenmektedir. Musa'nın doğum tarihini M.Ö. 1400 olarak kabul ettiğimizde Batya'nın doğduğu düşünülen tarihlerde Musa zaten 125 yaşın olmalı, peki o halde Jewish Virtual Library'nin verdiği sayıyı referans alalım ve doğumu M.Ö. 1393 olsun, Musa Batya'nın doğduğu iddia edilen yılda 118 yaşında oluyor. Bu iş böyle olmayacak, peki başka unsurları referans alalım.

Bithiah, ya da Batyah ismi Semitik bir isimdir, işe bak firavun kızına semitik isim koymuş. Bat-Yah, yani tanrının kızı olarak çevrilebilecek isimde Mısır hanedanlarında tek bir kişi bulunmaktadır, ismin Yahudi tarihine girerken ufak bir değişim geçirdiğini tahmin edebilirsiniz. O halde kimin kızı bu Batyah?

II. Ramses'in çocuklarının isimleri günümüze kalmıştır, hanedanın soyağacında Bintanath olarak geçen isim Yahudi tarihine Batyah olarak aksetmiş gibi görünüyor. O kız da Ramses henüz tahta çıkmadan önce dedesi I. Seti zamanında doğmuş ve Ramses'in ilk kız çocuğudur, enteresan şekilde

kendisine Semitik bir isim uygun görülmüştü. Anath'ın kızı manasına gelen ismi oldukça ayırt edici bir niteliğe sahip ve mumyası Krallar Vadisi'nde yattığı mezarında bulunmuştur.

Batyah'ın tam olarak ölüm yılı verilmiyor, fakat babası olan II.Ramses'ten sonra tahta geçen, II. Ramses'in oğlu Merenptah döneminde öldüğü biliniyor, ölümü ile ilgili duvar resimleri yapılmış, aynı zamanda tabutu bulunduğunda QV71 adıyla bu tabut kayıtlara geçirilmiştir. Anlaşılacağı üzereBatyah ile Merenptah kardeşler.

Görüldüğü üzere Yahudi kaynaklara göre Musa'nın doğduğu rivayet edilen tarihler ile kendisini nehirden çıkardığı iddia edilen kızın yaşadığı tarihler arasında ciddi bir uçurum bulunmamaktadır.

PEKİ BOĞULDUĞU İDDİA EDİLEN FİRAVUN KİM

O halde şu soruyu soralım, Musa'nın çağdaşı olan ve Kızıldeniz'in sularında boğulduğu iddia edilen firavun kimdir? Bir iddiaya göre o kişi II.Ramses'tir ancak bu iddianın doğru olmadığı iyi biliyoruz, kaldı ki Ramses'in mumyası tabutuyla birlikte mezarında bulunmuş, adamın gayet yaşlı başlı haliyle hastalıktan ve yaşlılıktan öldüğü bilinmektedir.

Öteki iddiayı referans alalım, ve Ramses'in oğlu Merenptah (ya da Merneptah olarak anılıyor) zamanında bu olayın yaşandığı iddiasını inceleyelim.

Merneptah'ın tabutu bulunmuş ve KV8 koduyla kayıt altına alınmıştır fakat mumyası ilk etapta bulunamamıştır. 1989 yılında Amenhotep'in mezarında 18 ayrı mumya ile birlikte bulunmuş ve Kahire müzesine alınmıştır. İlk başta mumyanın bulunamamış olması sizde ''acaba?'' sorusunun zihninizden geçmesine neden olduysa da üzgünüm. Bu iki kral da iddia edildiği gibi sular altında kalarak boğulmamıştır.

Geçtiğimiz yıllarda Kızıldeniz kıyısında Musa'yı kovalarken sular altında kalarak boğulan firavunun mumyasının bulunduğuna dair zırva bir haber yayılmıştı, daha sonra anlaşıldı ki alakası yok ancak ilk başta yalan haber yayıldığında kulaktan kulağa yayılan bu zırva, haberin yalan olduğu ortaya çıkınca aynı hızlı yayılım ''nedense'' gerçekleşmedi. British Museum'da bulunan ve firavun ile akalası olmayan bir köylü cesedi ile ilgili açıklayıcı bir makaleyi yazımın sonunda kaynaklar kısmında birinsi sıraya yerleştiriyorum. İsteyen oradan okusun...

Gördüğünüz üzere, ne Yahudi kaynakları ne Mısır kaynakları ne de bilimsel ve tarihi veriler bize Musa'nın gerçekten yaşadığını ve yaşadığı rivayet edilen olayları doğrulamamaktadır. Musa olayı muhtemelen tarihsel bir efsane olarak bir din yaratma sürecinde uydurulmuş, nesilden nesile geçerken süslenerek abartılmış, kendisini peygamber olarak tanıtan Musa adında bir Yahudi gerçekten yaşadıysa muhtemelen kendi hikayesini yazarken abartı üzerine abartı kullanmış ve din oluşturma sürecini toplumların pek sevdiği fantastik öğeler ile süsleyerek etkileyici bir hale getirmeye çalışmıştır. Sonraki dinlerde de hikaye bu şekilde aktarılmıştır.

Şimdi daha iyi anlaşılmıştır herhalde, neden sorgulamadan inanmanız ve teslim olmanız isteniyor. Sorgulayacak ve araştıracak olursanız eğer, din adına sunulan gerçeğe aykırı olaylara inanmanız imkansız hale gelecektir. Bu sebeple din ile kontrol edilmeye çalışılan toplumlar cahil bırakılır, düşünmeleri istenmez ve sorgulamaları yasaklanır.

Takdir saygıdeğer okurun.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...