Jump to content

Kuzey Kore Yalanları


Recommended Posts

Akıl almaz şeyler yazılmış. İnsan gerçekten şaşırıyor.

 

Hak ne demektir? Hak: hukuka uygun olmak ve adalet anlamına geliyor. Güçlü bir ülkenin güçsüz bir ülkeyi yerle bir edip yağmalamasının adalet ile ne alakası var. Ana avrat küfür etmemek için kendimi zor tutuyorum. Gerizekalı mısınız siz ya?

 

Buraya yorum ben dahil herkes, sadece kendi bireysel kanaatlerini yazıyor. Herhangi bir kurumu temsil etmiyoruz, herhangi bir sorumluluğumuz yok. Özgür iradeniz ve vicdanınız ile güçlü bir ülkenin zayıf bir ülkeyi yağmalamasını mı savunuyorsunuz? Umarım bir tanrı vardır ve hepinizin kıçına kor haline gelmiş demir kazık sokar. Başka diyecek söz bulamıyorum.

 

6 hours ago, malta erigi said:

Saddam yediği dayağı fazlasıyla hak etmişti. Aynı Kim hanedanının hak ettiği gibi. Kuzey kore elbette halkına zulmeden tek devlet değil ama sağı-solu manyakca tehdit ettiğinde durum değişiyor. 

 

Saddam dayak yemedi Malta. Vicdanın ve insafın olduğunu sanıyordum ama batı budalalığı maalesef seni de eritip yok etmiş. Saddam yarım yamalak bir mahkemede ayak üstü yargılandı, kendini savunmasına müsaade edilmedi, apar topar idam edildi. Ona yöneltilen hiçbir suç ortalama bir yargılama mantığı içinde kanıtlanamadı. İdam sehpasına çıktı, cellatına korkma dedi ve aslanlar gibi ölüme yürüdü. Onun yiğitliği ve cesareti karşısında bir gölge bile değilsiniz.

 

Bu bir yana, ABD Irak'da en az 3 milyon insan öldürdü. Bu rakamı 4 milyona da çıkaran var. Onbinlerce kadına tecavüz edildi, ülke yağmalandı. Irak hazinesinin külçe altınları ABD'ye taşındı. Saddam'ın hak ederek yediği dayak bu mu sence? Senin kalbin kurumuş. Hiç Kürtlerin mürtlerin haklarını savunma. Kürtlerin de senin gibilerin vicdanına ihtiyacı yok. İçi kurumuş bir ağaç kabuğu gibisin.

 

Anti emperyalizm insan olmanın ilk koşuludur. İnsan aklı ve vicdanı ile insandır. Yoksa insan sadece yiyen ve sıçan bir bok makinasından öte bir varlık sayılmaz. Güce tapmak, gücün işlediği suçları mazur göstermeye çalışmak düşük ahlakın göstergesidir.

 

Ben asla romantik bir insan değilim. Reel politik ne ise ona göre pozisyon alırım. Emperyalist katil ve yağmacılara karşı pozisyon mu alıyoruz. Pekala. Emperyalizme sıkılan her kurşunu mübarek kabul ederim, o kurşunu sıkan eli alır başımın üzerine koyarım. Venezüella devrimcilerini, İran'ın direnişini, Kim yoldaşın hırçın tavırlarını, Çin'in sabrını, Putin'in ince politik zekasını emperyalizme vurulmuş bir darbe olarak görüp, hepsini desteklerim. Bu mu romantik olmak?

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 374
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

9 hours ago, Türk Ateist said:

AKP'nin, daha doğrusu Tayyip'in bahsini ettiğin o asgari mutabakatı sağlamadığını iddia edemezsin. Adam halkın yarısını öyle veya böyle almış arkasına. Hani bunu da Kuzey Kore gibi filan değil, bildiğin demokratik yöntemleri kullanarak yapmış. Ülkemizin biricik liberallerini bile yanına almayı başardı bu adam. Yani bu gücü sadece barbarlıkla, silahla filan elde etmiş değil. Onlarca yıldır nakış gibi işleye işleye, çalışa çalışa, didine didine, insanları ikna ede ede geldi bu adamlar. 

 

 

Bunu niye anlattın? Konu ile bir ilgisi varsa da ben anlamadım, kusura bakma. Tayyip Erdoğan zaten bu ülkenin resmen cumhurbaşkanı. Eee?

 

9 hours ago, Türk Ateist said:

Valla ben sizin ABD ile mücadelede bir şey yaptığınızı, becerdiğini görmedim. Kimsenin böyle bir mücadelesi olmadı, romantik romantik "go home yankee" sloganlarından başka. Ha bi de birkaç sene evvel TGB'li birkaç genç gariban bir ABD askerini yalnız yakalayıp kafasına çuval geçirerek ordumuzun intikamını filan aldı, onu hatırlıyorum. Romantik deyince de kızıyorsunuz. Bu çocuklara bu dandik bilinci verenler utansın. 

 

Sen ne becerdin? Ya da kim ne becerdi? 

 

O eylemin sembolik önemi vardır. Askerlerimizin başına çuval geçirilmesini unutmadığımızı ve unutturmayacağımızı gösteriyor. Bence biraz düşünürsen, bu kadar muhalefet etmeyeceksin.

 

9 hours ago, Türk Ateist said:

Gücün olmadan geri kalan her şey hikaye.

 

Ya, arkadaş ben Türkiye'nin gücü olmasın mı diyorum?

 

Güç mukayeseli bir ölçüdür. Türkiye dünyanın birçok ülkesinden her anlamda daha güçlü bir ülke. Ama yeterli görmüyoruz, daha güçlü olsun istiyoruz. Daha güçlü olması için, önündekileri geçmesi gerekiyor. Yani bu bir yarış ve sana tur bindirip önünde koşanlar var. Böyle bir durumda "daha hızlı koş" demenin bir manası yok. Ne kadar koşarsan koş, önündekileri geçemezsin. Bu durumda mantıklı olan şey, en önde koşanların birbirine çarpıp hız kaybetmelerini beklemek ve mümkünse bu çarpışmanın gerçekleşmesi için girişimde bulunmaktır. Sen ne kadar hızlı koşarsan, önündeki senin 5 katın hızda koşuyor. Önde koşanların birbirine çarpmasını beklemekten başka çaren yok. Biz o yüzden Avrasya'yı destekliyoruz.

 

Sen ya da siz ne yapıyorsunuz?

Link to post
Sitelerde Paylaş
10 hours ago, Robespierre said:

Akıl almaz şeyler yazılmış. İnsan gerçekten şaşırıyor.

 

Hak ne demektir? Hak: hukuka uygun olmak ve adalet anlamına geliyor. Güçlü bir ülkenin güçsüz bir ülkeyi yerle bir edip yağmalamasının adalet ile ne alakası var. Ana avrat küfür etmemek için kendimi zor tutuyorum. Gerizekalı mısınız siz ya?

 

Buraya yorum ben dahil herkes, sadece kendi bireysel kanaatlerini yazıyor. Herhangi bir kurumu temsil etmiyoruz, herhangi bir sorumluluğumuz yok. Özgür iradeniz ve vicdanınız ile güçlü bir ülkenin zayıf bir ülkeyi yağmalamasını mı savunuyorsunuz? Umarım bir tanrı vardır ve hepinizin kıçına kor haline gelmiş demir kazık sokar. Başka diyecek söz bulamıyorum.

 

 

Saddam dayak yemedi Malta. Vicdanın ve insafın olduğunu sanıyordum ama batı budalalığı maalesef seni de eritip yok etmiş. Saddam yarım yamalak bir mahkemede ayak üstü yargılandı, kendini savunmasına müsaade edilmedi, apar topar idam edildi. Ona yöneltilen hiçbir suç ortalama bir yargılama mantığı içinde kanıtlanamadı. İdam sehpasına çıktı, cellatına korkma dedi ve aslanlar gibi ölüme yürüdü. Onun yiğitliği ve cesareti karşısında bir gölge bile değilsiniz.

 

Bu bir yana, ABD Irak'da en az 3 milyon insan öldürdü. Bu rakamı 4 milyona da çıkaran var. Onbinlerce kadına tecavüz edildi, ülke yağmalandı. Irak hazinesinin külçe altınları ABD'ye taşındı. Saddam'ın hak ederek yediği dayak bu mu sence? Senin kalbin kurumuş. Hiç Kürtlerin mürtlerin haklarını savunma. Kürtlerin de senin gibilerin vicdanına ihtiyacı yok. İçi kurumuş bir ağaç kabuğu gibisin.

 

Anti emperyalizm insan olmanın ilk koşuludur. İnsan aklı ve vicdanı ile insandır. Yoksa insan sadece yiyen ve sıçan bir bok makinasından öte bir varlık sayılmaz. Güce tapmak, gücün işlediği suçları mazur göstermeye çalışmak düşük ahlakın göstergesidir.

 

Ben asla romantik bir insan değilim. Reel politik ne ise ona göre pozisyon alırım. Emperyalist katil ve yağmacılara karşı pozisyon mu alıyoruz. Pekala. Emperyalizme sıkılan her kurşunu mübarek kabul ederim, o kurşunu sıkan eli alır başımın üzerine koyarım. Venezüella devrimcilerini, İran'ın direnişini, Kim yoldaşın hırçın tavırlarını, Çin'in sabrını, Putin'in ince politik zekasını emperyalizme vurulmuş bir darbe olarak görüp, hepsini desteklerim. Bu mu romantik olmak?

 

 

Hala boş boş sayıklıyorsun, embesil misin bu kadar?

 

Amanda zayıf ülke, yok güçlü ülke...

 

Anlamadığın, moronlukta ısrar ettiğin şey, "ülke" ne, kaz kafalı mısın nesin? 

 

Ülke dediğin yere, oradaki bir takım kişilerin sahip olduğu iddiasını neye dayandırıyorsun, bir anla bunu artık. Dünyanın toprağı, suyu, taşı falan, nasıl olurda birisinin olabilir, yazıyor mu taşın üzerinde, amanda bu taş şuna aittir? Kim veriyor, ne veriyor ohalk dediğin topluluğa o bölgeyi ülke edip, oraya sahip olma iddiasını?

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
10 hours ago, Robespierre said:

Akıl almaz şeyler yazılmış. İnsan gerçekten şaşırıyor.

 

Hak ne demektir? Hak: hukuka uygun olmak ve adalet anlamına geliyor. Güçlü bir ülkenin güçsüz bir ülkeyi yerle bir edip yağmalamasının adalet ile ne alakası var. Ana avrat küfür etmemek için kendimi zor tutuyorum. Gerizekalı mısınız siz ya?

 

Buraya yorum ben dahil herkes, sadece kendi bireysel kanaatlerini yazıyor. Herhangi bir kurumu temsil etmiyoruz, herhangi bir sorumluluğumuz yok. Özgür iradeniz ve vicdanınız ile güçlü bir ülkenin zayıf bir ülkeyi yağmalamasını mı savunuyorsunuz? Umarım bir tanrı vardır ve hepinizin kıçına kor haline gelmiş demir kazık sokar. Başka diyecek söz bulamıyorum.

 

 

Saddam dayak yemedi Malta. Vicdanın ve insafın olduğunu sanıyordum ama batı budalalığı maalesef seni de eritip yok etmiş. Saddam yarım yamalak bir mahkemede ayak üstü yargılandı, kendini savunmasına müsaade edilmedi, apar topar idam edildi. Ona yöneltilen hiçbir suç ortalama bir yargılama mantığı içinde kanıtlanamadı. İdam sehpasına çıktı, cellatına korkma dedi ve aslanlar gibi ölüme yürüdü. Onun yiğitliği ve cesareti karşısında bir gölge bile değilsiniz.

 

Bu bir yana, ABD Irak'da en az 3 milyon insan öldürdü. Bu rakamı 4 milyona da çıkaran var. Onbinlerce kadına tecavüz edildi, ülke yağmalandı. Irak hazinesinin külçe altınları ABD'ye taşındı. Saddam'ın hak ederek yediği dayak bu mu sence? Senin kalbin kurumuş. Hiç Kürtlerin mürtlerin haklarını savunma. Kürtlerin de senin gibilerin vicdanına ihtiyacı yok. İçi kurumuş bir ağaç kabuğu gibisin.

 

Anti emperyalizm insan olmanın ilk koşuludur. İnsan aklı ve vicdanı ile insandır. Yoksa insan sadece yiyen ve sıçan bir bok makinasından öte bir varlık sayılmaz. Güce tapmak, gücün işlediği suçları mazur göstermeye çalışmak düşük ahlakın göstergesidir.

 

Ben asla romantik bir insan değilim. Reel politik ne ise ona göre pozisyon alırım. Emperyalist katil ve yağmacılara karşı pozisyon mu alıyoruz. Pekala. Emperyalizme sıkılan her kurşunu mübarek kabul ederim, o kurşunu sıkan eli alır başımın üzerine koyarım. Venezüella devrimcilerini, İran'ın direnişini, Kim yoldaşın hırçın tavırlarını, Çin'in sabrını, Putin'in ince politik zekasını emperyalizme vurulmuş bir darbe olarak görüp, hepsini desteklerim. Bu mu romantik olmak?

 

Gelelim şu diğer tarafına... ABD IRak'ta milyon kişi falan öldürmedi, salak.. Irak'ta ölenlerin çoğunu ıraklılar öldürdü, birbirlerini yediler resmen. Hala da yiyorlar, git bak bakalılm musula mesela?

 

Onbinlerce kadına da tecavüz etmedi ABD'liler. Ama yüzbinlerce kadına tecavüz edildi, ıraklılar tarafından. Onun faturasını da almış ABD'ye kesiyorsun, uyuz...

 

Saddam bu dayağı kaç kez haketti haberin yok. Adamın diğer katliamlarını salla, sadece Halepçe katliamı bile misliyle dayağa yeter. Haklı yada haksız, ABD'ye bık bık ederken, eli kanlı saddamı, kendi halkına gaz atıp bebek falan demeden öldüren saddamı savunacak kadar utanmaz, arlanmaz, şerefsiz, iki yüzlü rezilin tekisin yani. 

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
 

 

Gelelim şu diğer tarafına... ABD IRak'ta milyon kişi falan öldürmedi, salak.. Irak'ta ölenlerin çoğunu ıraklılar öldürdü, birbirlerini yediler resmen. Hala da yiyorlar, git bak bakalılm musula mesela?

 

Onbinlerce kadına da tecavüz etmedi ABD'liler. Ama yüzbinlerce kadına tecavüz edildi, ıraklılar tarafından. Onun faturasını da almış ABD'ye kesiyorsun, uyuz...

 

Saddam bu dayağı kaç kez haketti haberin yok. Adamın diğer katliamlarını salla, sadece Halepçe katliamı bile misliyle dayağa yeter. Haklı yada haksız, ABD'ye bık bık ederken, eli kanlı saddamı, kendi halkına gaz atıp bebek falan demeden öldüren saddamı savunacak kadar utanmaz, arlanmaz, şerefsiz, iki yüzlü rezilin tekisin yani. 

 

 

 

Abartmışsın Anibal. ABD Irak'da resmen akıl almaz işler yaptı, askerleri de yığınla kadına rezil rüsva işkence etti. İzlediğim birkaç video gerçekten korkunçtu, gözlerimden yaşlar akarak izledim ki o videolar hiç de yalan falan değildi. Özellikle bir tanesi ağır işkenceydi, mezarımda metrelerce ot çıksa unutmam. Savaşlarda en önce kadın ve çocuklar zarar görür, savaşanlar alabildiğine sadistleşebilir. Bu her yerde böyle. 

 

Saddam'ın nasıl bir sadist psikopat olduğunu zaten biliyoruz, başına geleni fazlasıyla haketti filan ama ABD'nin de Irak'a yaptıklarını da mazur göstermez bu. 

Diğer yandan o dönem tüm dünya, AB, şu bu, ABD'ye Irak'a girmek için gerekçen yok, bunu yapamazsın dedi basbayağı, gerçekten de yapılan araştırmalarda bahsi edilen kimyasallara, bombalara vs rastlanmadı. ABD buna rağmen girdi. Bu hakkı nereden aldığını konuşup duruyoruz ama kişisel olarak hak vermek başka bir şey. 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
 

 

Abartmışsın Anibal. ABD Irak'da resmen akıl almaz işler yaptı, askerleri de yığınla kadına rezil rüsva işkence etti. İzlediğim birkaç video gerçekten korkunçtu, gözlerimden yaşlar akarak izledim ki o videolar hiç de yalan falan değildi. Özellikle bir tanesi ağır işkenceydi, mezarımda metrelerce ot çıksa unutmam. Savaşlarda en önce kadın ve çocuklar zarar görür, savaşanlar alabildiğine sadistleşebilir. Bu her yerde böyle. 

 

Saddam'ın nasıl bir sadist psikopat olduğunu zaten biliyoruz, başına geleni fazlasıyla haketti filan ama ABD'nin de Irak'a yaptıklarını da mazur göstermez bu. 

Diğer yandan o dönem tüm dünya, AB, şu bu, ABD'ye Irak'a girmek için gerekçen yok, bunu yapamazsın dedi basbayağı, gerçekten de yapılan araştırmalarda bahsi edilen kimyasallara, bombalara vs rastlanmadı. ABD buna rağmen girdi. Bu hakkı nereden aldığını konuşup duruyoruz ama kişisel olarak hak vermek başka bir şey. 

 

 

 

ABD'li askerler falan, kimseyi öldürmedi, tecavüz etmedi, işkence etmedi diyen yok zaten. Fakat milyonlarca mı, çüşşş... 

 

ABD'nin Irak'a girmek için gerekçesi, arap israil savaşından sonra, araplarla yaptığı savunma anlaşmaları. ABD, arapların maddi güçleri oranında askeri güce sahip olmasını istemedi, hala da istemiyor. Saddam oradan Araplara tehdit olunca, ABD buna istinaden, bir yerde el mahkum, Arapları Saddam'dan korumak için kendisi girdi. Haklıydı derseniz, evet, uluslararası hukuğa uygun. Adaletli miydi derseniz, tartışılır. 

 

İkinci hareketin esprisi daha başka. ABD, Saddam'ın kendi ülkesi içinden devrileceğini düşünüyordu. Kürtler falan bunu halledecekti. Ama olmadı. 9/11 saldırılarından sonra, Saddam, kolay, göze sokulabilir bir hedef oldu. ABD'nin öncelikle kendi içine, hemde karşısında olduğunu düşündüklerine, bir Saddam'ı bile deviremeyen, aciz bir ABD görüntüsünü silip, bize bulaşanı bu hale getiririz demeye gittiler. 

 

Savaşların berbat olduğu elbette tartışmasız. ABD'nin öyle sütten çıkma ak kaşık falan olduğu da yok. Ama gidip abes abes, sanki orada uslu uslu oturan, mutlu mesut saddam ülkesine dalan biri varmış gösterilmeye çıkması abes. Bildiğin romantik, çocuk masalı... Mutlu mesut ülke ak prensesin ülkesi, ona saldıran kara rujlu kara elbiseli zalim büyücü kadın... 

 

VE yok sayılıp anlaşılmayan husus: Hiç bir yer, taş, toprak falan, "Bu, falancaya aittir" diyen bir şeyle var olmuş değil. Biri, birileri, bir yere, bölgeye falan "Burası benim" diyorsa, bunun meşruiyeti nerden gelir? Bunu deme hakkını ona kim, ne verir?

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
 

 

Bunu niye anlattın? Konu ile bir ilgisi varsa da ben anlamadım, kusura bakma. Tayyip Erdoğan zaten bu ülkenin resmen cumhurbaşkanı. Eee?

 

 

Sen ne becerdin? Ya da kim ne becerdi? 

 

O eylemin sembolik önemi vardır. Askerlerimizin başına çuval geçirilmesini unutmadığımızı ve unutturmayacağımızı gösteriyor. Bence biraz düşünürsen, bu kadar muhalefet etmeyeceksin.

 

 

Ya, arkadaş ben Türkiye'nin gücü olmasın mı diyorum?

 

Güç mukayeseli bir ölçüdür. Türkiye dünyanın birçok ülkesinden her anlamda daha güçlü bir ülke. Ama yeterli görmüyoruz, daha güçlü olsun istiyoruz. Daha güçlü olması için, önündekileri geçmesi gerekiyor. Yani bu bir yarış ve sana tur bindirip önünde koşanlar var. Böyle bir durumda "daha hızlı koş" demenin bir manası yok. Ne kadar koşarsan koş, önündekileri geçemezsin. Bu durumda mantıklı olan şey, en önde koşanların birbirine çarpıp hız kaybetmelerini beklemek ve mümkünse bu çarpışmanın gerçekleşmesi için girişimde bulunmaktır. Sen ne kadar hızlı koşarsan, önündeki senin 5 katın hızda koşuyor. Önde koşanların birbirine çarpmasını beklemekten başka çaren yok. Biz o yüzden Avrasya'yı destekliyoruz.

 

Sen ya da siz ne yapıyorsunuz?

 

Tayyip Erdoğan doğru mu ya da haklı mı? Yaptığı bunca şey yalnızca sahip olduğu güce dayanıyor ve basbayağı da kitabına uyduruyor. Konuştuğumuz şey bu. Gücün varsa varsın, yoksa ağlayıp zırlaman hikaye.

 

O eylemlerin hiçbir değeri yok Robespierre, ağlak zırlak romantiklerin kendilerini tatminden başka. O kadar üzülmüş ve utanmıştım ki. Eylem sandıkları şeye bak, bu çocuklar nasıl bu hale gelmiş, nasıl böyle aptallaştırılmışlar deyip durdum kendi kendime.

Benim ABD'yle mücadele ediyorum, en etkin mücadeleyi bizim taraf koyuyor gibi bir iddiam yok ki, hiçbir zaman olmadı ki. Başından beri söylüyorum, açıkça yazıyorum: ABD beni bağlamıyor, benim düşmanım ABD değil. Dinciler, geri kafalılar, kaypaklar ve benzerleri. ABD ve Avrupa'yı düşman belleyen ve mücadele ettiğini söyleyen sendin. Sizinkiler ABD'yle mücadele ediyorum ayağıyla Tayyip'e yancılık yapıyor, ben önce bunu görürüm. Dolayısıyla senin aldığın saf benim için şu videodaki versusun ikinci kısmıyla aynı olur. Gariban bir askeri dövmekle, kafasına çuval geçirmekle, ABD'ye saydırıp durmakla, ülke içindekiler dururken gidip ABD'yle uğraşmakla filan olmaz. 

 

 

 

Avrasya filan çöplükten, ilkellikten ibaret, bizim oralarda işimiz yok. Medeniyet de bilim de batıda. 

Senin bazı düşüncelerin basbayağı "Almanya bizi çekemiyor" diyenler gibi. Batıyı bir acayip düşman bellemişsin.

 

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
 

 

 

ABD'li askerler falan, kimseyi öldürmedi, tecavüz etmedi, işkence etmedi diyen yok zaten. Fakat milyonlarca mı, çüşşş... 

 

ABD'nin Irak'a girmek için gerekçesi, arap israil savaşından sonra, araplarla yaptığı savunma anlaşmaları. ABD, arapların maddi güçleri oranında askeri güce sahip olmasını istemedi, hala da istemiyor. Saddam oradan Araplara tehdit olunca, ABD buna istinaden, bir yerde el mahkum, Arapları Saddam'dan korumak için kendisi girdi. Haklıydı derseniz, evet, uluslararası hukuğa uygun. Adaletli miydi derseniz, tartışılır. 

 

İkinci hareketin esprisi daha başka. ABD, Saddam'ın kendi ülkesi içinden devrileceğini düşünüyordu. Kürtler falan bunu halledecekti. Ama olmadı. 9/11 saldırılarından sonra, Saddam, kolay, göze sokulabilir bir hedef oldu. ABD'nin öncelikle kendi içine, hemde karşısında olduğunu düşündüklerine, bir Saddam'ı bile deviremeyen, aciz bir ABD görüntüsünü silip, bize bulaşanı bu hale getiririz demeye gittiler. 

 

Savaşların berbat olduğu elbette tartışmasız. ABD'nin öyle sütten çıkma ak kaşık falan olduğu da yok. Ama gidip abes abes, sanki orada uslu uslu oturan, mutlu mesut saddam ülkesine dalan biri varmış gösterilmeye çıkması abes. Bildiğin romantik, çocuk masalı... Mutlu mesut ülke ak prensesin ülkesi, ona saldıran kara rujlu kara elbiseli zalim büyücü kadın... 

 

VE yok sayılıp anlaşılmayan husus: Hiç bir yer, taş, toprak falan, "Bu, falancaya aittir" diyen bir şeyle var olmuş değil. Biri, birileri, bir yere, bölgeye falan "Burası benim" diyorsa, bunun meşruiyeti nerden gelir? Bunu deme hakkını ona kim, ne verir?

 

 

 

Yoo, milyonlarca filan demedim. 11 yılda ölen insan sayısı zaten toplamda 1 milyon. Irak'ın nüfusu kaç ki milyonlarca insan ölsün veya yüz binlerce kadına tecavüz edilsin. 4 milyondan fazla insan savaş koşulları nedeniyle yer değiştirmek zorunda kaldı. Sanırım ölen insan miktarıyla bu karıştırılıyor. Gerçi Wikipedia'nın mı neydi, İngilizce sayasında da 4 milyon insan öldü deniyordu. Bu rakam doğru değil elbette.

 

İran-Irak savaşında ABD Irak'ın yanında olup ona lojistik destek sağladı, o savaş bitince ve üstüne dediğin anlaşmalar vs tehdit oluşturunca Saddam'ın Kürt katliamını da bahane edip girdi. Yani bu demokrasi götürme, Irak'ı özgürleştirme operasyonu filan değildi. Tamamen kendi çıkarları için girdi, girer.

 

Birileri "Burası benim" diyorsa, etrafını çevreleyip ilan ettiği ve korumayı da becerdiği için diyordur. Ama yazılı ve yazısız birtakım kurallar var. Oradaki kaynakları ben canımın istediği gibi kullanırım, sizi de bu kaynaklarım nedeniyle istediğim gibi köle ederim, tek başıma ben yerim dersen birileri hoop der ve gelip tepene oturur bal gibi.

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
2 minutes ago, Türk Ateist said:

 

Yoo, milyonlarca filan demedim. 11 yılda ölen insan sayısı zaten toplamda 1 milyon. Irak'ın nüfusu kaç ki milyonlarca insan ölsün veya yüz binlerce kadına tecavüz edilsin. 4 milyondan fazla insan savaş koşulları nedeniyle yer değiştirmek zorunda kaldı. Sanırım ölen insan miktarıyla bu karıştırılıyor. Gerçi Wikipedia'nın mı neydi, İngilizce sayasında da 4 milyon insan öldü deniyordu. Bu rakam doğru değil elbette.

 

İran-Irak savaşında ABD Irak'ın yanında olup ona lojistik destek sağladı, o savaş bitince ve üstüne dediğin anlaşmalar vs tehdit oluşturunca Saddam'ın Kürt katliamını da bahane edip girdi. Yani bu demokrasi götürme, Irak'ı özgürleştirme operasyonu filan değildi. Tamamen kendi çıkarları için girdi, girer.

 

Birileri "Burası benim" diyorsa, etrafını çevreleyip ilan ettiği ve korumayı da becerdiği için diyordur. Ama yazılı ve yazısız birtakım kurallar var. Oradaki kaynakları ben canımın istediği gibi kullanırım, sizi de bu kaynaklarım nedeniyle istediğim gibi köle ederim, tek başıma ben yerim dersen birileri hoop der ve gelip tepene oturur bal gibi.

 

 

 

 

Dincilerin becerdiği goygoyculuğu, yalanlarla falan birilerini düşman ilan etmeyi vs. şiar edinen tipler mevcut. 

 

ABD, iyi midir, adil midir, hakkaniyetli midir? Her ülke ne kadar ise, en fazla o kadar. Ve benim ABD'yi savunduğum falan yok.

 

Ama tonla yalan dolana sığınıp, alakasız ithamlarla birilerini düşman gösteriyorsan, kötü, tu kaka gösteriyorsan, işte bu başka bir şey. 

 

Bu davranışın arkasında, genellikle, kendi psiliğini, zulmünü, becereksizliğini falan saklamak yatar. Hepsi bu. ABD orada.. Ve söylüyorum işte, hakkınız var, gidin, işgal edin, yıkın ABD'yi.. .Ha, gücünüz yetmez de sizi sinek gibi ezerse, vay bizi niye ezid bu diye de zırlamayın. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
 

Saddam oradan Araplara tehdit olunca, 

İşin burası tartışılır.

ABD-AB, İngiltere devletleri her şeyden önce kapitalist devletlerdir.

Kapitalizm her zaman için çok uzun süreli projeler üretir.

Ürettikleri projelerden biri de düşman üretmektir.

"Saddam oradan Araplara tehdit olunca..." kısmı da projenin sonucudur.

Saddam'ı oralara getiren ve güçlendiren bizzat ABD'nin kendisidir, güçlenen her insan doğası gereği sahibine ihanet eder.

ABD bunu Saddam'a, Usame Bin Laden'e, Tayyib'e, İdi Amin'e, Latin ülkesi liderlerine, Orta Doğu liderlerine vs hep uyguladı.

Uygulanan proje nedir "Önce el altından lideri büyüt, tehdit olunca orayı işgal et" bu kadar basit...

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
19 minutes ago, bilgivehis said:

İşin burası tartışılır.

ABD-AB, İngiltere devletleri her şeyden önce kapitalist devletlerdir.

Kapitalizm her zaman için çok uzun süreli projeler üretir.

Ürettikleri projelerden biri de düşman üretmektir.

"Saddam oradan Araplara tehdit olunca..." kısmı da projenin sonucudur.

Saddam'ı oralara getiren ve güçlendiren bizzat ABD'nin kendisidir, güçlenen her insan doğası gereği sahibine ihanet eder.

ABD bunu Saddam'a, Usame Bin Laden'e, Tayyib'e, İdi Amin'e, Latin ülkesi liderlerine, Orta Doğu liderlerine vs hep uyguladı.

Uygulanan proje nedir "Önce el altından lideri büyüt, tehdit olunca orayı işgal et" bu kadar basit...

 

 

Tamam, hadi öyle diyelim... 

 

Ama işgal edilen yer nerde, hani?

 

ABD'nin işgal ve ilhak gibi bir politikasının olmadığını atlıyorsunuz. Bir yere askeri falan operasyon yapmış olmakla, işgal aynı şey değil. Yani, yürürken kaldırımı işgal etmiş olmazsın, ama bir kasa limon koyup satmaya çıkarsan, kaldırımı işgal etmiş olursun.

 

İşgal, yani bir ülkenin işgali, mesela İstanbul'da yaşanmıştır. Biraz daha kapsamlı bir terimdir. 

 

Bize pompalanan şeyler, maalesef sahayı anlama kabiliyetini yok ediyor. Şu illuminati zırvaları falan gibi. ABD'nin de, kapitalizmin de böyle oyunlar çevirecek mecali, gücü yok. Bu dinamikleri belirleyen, bir kaç politikadan daha fazlası. Küresel ısınma, deprem, iklim değişikliği falan gibi sebepler mesela.. 

 

Suriye'deki karmaşa, Irak'taki kargaşa, Tunus'ta falan yaşananlar, bir takım politikaların değil, bilfiil küresel ısınmanın sonucudur. Önce bunu bir bilmek lazım. 

 

Aristokrasi ve kapitalizmin ayakta kalma sebebi, planları değil, her duruma hazırlıklı olmalarıdır. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
 

 

 

Dincilerin becerdiği goygoyculuğu, yalanlarla falan birilerini düşman ilan etmeyi vs. şiar edinen tipler mevcut. 

 

ABD, iyi midir, adil midir, hakkaniyetli midir? Her ülke ne kadar ise, en fazla o kadar. Ve benim ABD'yi savunduğum falan yok.

 

Ama tonla yalan dolana sığınıp, alakasız ithamlarla birilerini düşman gösteriyorsan, kötü, tu kaka gösteriyorsan, işte bu başka bir şey. 

 

Bu davranışın arkasında, genellikle, kendi psiliğini, zulmünü, becereksizliğini falan saklamak yatar. Hepsi bu. ABD orada.. Ve söylüyorum işte, hakkınız var, gidin, işgal edin, yıkın ABD'yi.. .Ha, gücünüz yetmez de sizi sinek gibi ezerse, vay bizi niye ezid bu diye de zırlamayın. 

 

Hiç itirazım olmadığı gibi, katılıyorum da.

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
 

 

Tamam, hadi öyle diyelim... 

 

Ama işgal edilen yer nerde, hani?

 

ABD'nin işgal ve ilhak gibi bir politikasının olmadığını atlıyorsunuz. Bir yere askeri falan operasyon yapmış olmakla, işgal aynı şey değil. Yani, yürürken kaldırımı işgal etmiş olmazsın, ama bir kasa limon koyup satmaya çıkarsan, kaldırımı işgal etmiş olursun.

 

İşgal, yani bir ülkenin işgali, mesela İstanbul'da yaşanmıştır. Biraz daha kapsamlı bir terimdir. 

 

Bize pompalanan şeyler, maalesef sahayı anlama kabiliyetini yok ediyor. Şu illuminati zırvaları falan gibi. ABD'nin de, kapitalizmin de böyle oyunlar çevirecek mecali, gücü yok. Bu dinamikleri belirleyen, bir kaç politikadan daha fazlası. Küresel ısınma, deprem, iklim değişikliği falan gibi sebepler mesela.. 

 

Suriye'deki karmaşa, Irak'taki kargaşa, Tunus'ta falan yaşananlar, bir takım politikaların değil, bilfiil küresel ısınmanın sonucudur. Önce bunu bir bilmek lazım. 

 

Aristokrasi ve kapitalizmin ayakta kalma sebebi, planları değil, her duruma hazırlıklı olmalarıdır. 

 

Silahlı, silahsız iki türlü işgal vardır, günümüzde kapitalistler daha ziyade silahsız işgalde bulunuyor.

Örneğin Irak'ı silahlı, Türkiyeyi silahsız işgal etmiş durumda.

Marshall planı, BOP-GKOP projesi, Komünizmle Mücadele projesi, gibi planlar, proje değil de süs mü?

Olayları gerçeklerden çok çarpıtıyorsunuz, söylediğiniz hiç bir tez gerçeği yansıtmıyor...

Link to post
Sitelerde Paylaş
 

 

Silahlı, silahsız iki türlü işgal vardır, günümüzde kapitalistler daha ziyade silahsız işgalde bulunuyor.

Örneğin Irak'ı silahlı, Türkiyeyi silahsız işgal etmiş durumda.

Marshall planı, BOP-GKOP projesi, Komünizmle Mücadele projesi, gibi planlar, proje değil de süs mü?

Olayları gerçeklerden çok çarpıtıyorsunuz, söylediğiniz hiç bir tez gerçeği yansıtmıyor...

 

Anibal'le yaptığınız işgal nedir ne değildir, silahsız işgal olur mu vs vs tartışmalarının dışında...

 

ABD bu dediklerini (içerikler ve amaç tartışılır olmakla birlikte) ve daha fazlasını yapıyor, yapacak da. Al işte, en son Fethullahçı darbe. ABD'den bağımsızca kalkışıldığını kim iddia edebilir...

Yani ABD temiz, aslında bir şey yapmıyor diyen yok. Elbette yapıyor, bunu da tüm dünya biliyor. Burada tartışılan, bunları yalnızca ABD'nin yapıyor olmadığı gerçeği. Gücü yeten yetene... ABD pis de Kuzey Kore pür-i pak mı?

O da dolamış diline ABD'yi yaptığı her pisliği ABD'yi bitirmek için yaptığını söyleyip ideolojik olarak kendine yakın insanların desteğini alıyor kendince.

Hatta bir adım daha ileri gideyim. Bugün suya sabuna dokunmaz görünen herhangi bir ülke ABD'nin sahip olduğu güç ve birikime sahip olsaydı dünyanın canına okurdu. Azıcık palazlanan, iki tane füze yapan kıytırık, dandik ülke, hemen başlıyor sağı solu tehdit etmeye. Büyük çoğunluğu da bunu yaparken amanın da ABD'ye meydan okuyorum, onun karizmasını çiziyorum falan deyip güya yandaş topluyor.

Valla ABD yine iyi duruyor. Ciddi söylüyorum. Onun sahip olduklarının onda birine sahip olaydık, mevcut iktidarla Ortadoğu'yu bugünkünün on katı kana boğmuştuk.

Bu arada, ABD türlü numaralarla ortalığı karıştırır, bir yerleri yeniden şekillendirmeyi, kontrol etmeyi ister falan filan ama gerçekten de işgalci değildir. Hiçbir zaman toprağını genişletmek, gidip bir yerleri işgal ederek kendine katmak gibi işler yapmamıştır.

Link to post
Sitelerde Paylaş
2 hours ago, Türk Ateist said:

Bu arada, ABD türlü numaralarla ortalığı karıştırır, bir yerleri yeniden şekillendirmeyi, kontrol etmeyi ister falan filan ama gerçekten de işgalci değildir. Hiçbir zaman toprağını genişletmek, gidip bir yerleri işgal ederek kendine katmak gibi işler yapmamıştır.

 

Öncelikle seni olduğundan farklı bir insan sandığım için özür dilerim. İnsan yanılıyor işte.

 

Toprak işgali ile ilgili sadece şunu söylemek yeterli; ABD ordusu bugün Suriye'de ne yapıyor? Bu soruya verilecek cevap insanın akıl ve ahlak seviyesini gösterir. Kafanda tart, ve bence bunun cevabını buraya yazma.

 

Mustafa Kemal İngilizlere karşı değil, onlara dayanarak Türkiye'yi işgal eden Yunanlara karşı savaştı. Yunanlar yenilince İngiltere de yenilmiş oldu. Yaa. Çanakkale'ye gelen İngiliz donanmasından bizimle savaşmak için Avustralyalılar indi. Biz orada Avustralya ile mi yoksa İngiltere ile mi savaştık? Bugün Suriye'de YPG ABD adına savaşıyor. YPG'nin işgal ettiği toprak, ABD'nin işgal ettiği topraktır. Bunu anlamak için çok çok yüksek bir zekaya mı ihtiyaç duyuluyor?

 

Buradan anlaşıldığı kadarı ile, her insanın mutlaka sosyalist tedrisattan geçmesi şartmış. Emperyalizm kavramını ısrarla toprak işgali sanıyorsunuz. Kardeşim, emperyalizm toprak işgali demek değildir. ABD'nin toprağa ihtiyacı mı var? Niye işgal etsin? İşgal etsin de o toprağın üzerindekileri ABD vatandaşı mı yapsın? 3. Dünya insanlarını ABD vatandaşı yapsın da seçimlerde oy mu kullandırsın? Akıl mantık var mı bu işte? Hayır emperyalizm sermaye ihraç ederek sömürü yapmak demektir.

 

Seni borçlandırır, ya da hiçbir karşılığı olmayan kağıt parçaları ile gelip senin malını mülküne el koyar. Senin kafanı kaldırıp kendine rakip olmaman için seni sürekli olarak zayıflatır, toplumdaki karşıtlıkları kaşır, seni birbirine düşürür, sanayini baltalar, gelişmiş iş gücünü çalar, eğitim sistemini bozar, ülkendeki gericileri destekleyerek sürekli bir ortaçağ coğrafyasında yaşamana sebep olur. Emperyalizm budur. Daha incelikli ve ustaca, dolaylı sömürü yöntemleridir yani.

 

Toprak işgal etti mi, etmedi. Tamam o zaman, problem yok. Bu kadar basit mi bu işler ya?

 

4 hours ago, anibal said:

Bu davranışın arkasında, genellikle, kendi psiliğini, zulmünü, becereksizliğini falan saklamak yatar. Hepsi bu. ABD orada.. Ve söylüyorum işte, hakkınız var, gidin, işgal edin, yıkın ABD'yi.. .Ha, gücünüz yetmez de sizi sinek gibi ezerse, vay bizi niye ezid bu diye de zırlamayın. 

 

Vay totoş coşmuş.

 

Peki anibalcığım, ya ABD ile savaşmak isteyen gruplar, ulan ABD uzak biz yakındaki ABD hedeflerinden başlayalım deyip senin gibi ABD taraftarlarını nallamaya başlarsa? Oldukça mantıklı ve pratik bir yöntem olmaz mı? Sen bir kediye tekme atarsın, kedi sana tekme atamaz ama tırmalar. Herkes elinde ne silah varsa, neye yeteneği varsa o şekilde saldırır. Ya ABD'ye isyan edenler kolay hedeflerden başlamak isterse? Zırlamazsın di mi öyle bir durumda?

 

ABD'nin saldırılarını meşru görenler, bunu bir hak olarak görenlerin hiçbir şiddet ve saldırı olayını eleştirme hakkı yoktur. Madem ki tutan tuttuğunu skebiliyor, o zaman tutan tuttuğunu sker! Hiiç kimse zırlamasın, insan haklarıdır, haktır hukuktur, adalettir diye zırlamayacak o zaman. Anlaştık?

Link to post
Sitelerde Paylaş
 

 

Anibal'le yaptığınız işgal nedir ne değildir, silahsız işgal olur mu vs vs tartışmalarının dışında...

 

ABD bu dediklerini (içerikler ve amaç tartışılır olmakla birlikte) ve daha fazlasını yapıyor, yapacak da. Al işte, en son Fethullahçı darbe. ABD'den bağımsızca kalkışıldığını kim iddia edebilir...

Yani ABD temiz, aslında bir şey yapmıyor diyen yok. Elbette yapıyor, bunu da tüm dünya biliyor. Burada tartışılan, bunları yalnızca ABD'nin yapıyor olmadığı gerçeği. Gücü yeten yetene... ABD pis de Kuzey Kore pür-i pak mı?

O da dolamış diline ABD'yi yaptığı her pisliği ABD'yi bitirmek için yaptığını söyleyip ideolojik olarak kendine yakın insanların desteğini alıyor kendince.

Hatta bir adım daha ileri gideyim. Bugün suya sabuna dokunmaz görünen herhangi bir ülke ABD'nin sahip olduğu güç ve birikime sahip olsaydı dünyanın canına okurdu. Azıcık palazlanan, iki tane füze yapan kıytırık, dandik ülke, hemen başlıyor sağı solu tehdit etmeye. Büyük çoğunluğu da bunu yaparken amanın da ABD'ye meydan okuyorum, onun karizmasını çiziyorum falan deyip güya yandaş topluyor.

Valla ABD yine iyi duruyor. Ciddi söylüyorum. Onun sahip olduklarının onda birine sahip olaydık, mevcut iktidarla Ortadoğu'yu bugünkünün on katı kana boğmuştuk.

Bu arada, ABD türlü numaralarla ortalığı karıştırır, bir yerleri yeniden şekillendirmeyi, kontrol etmeyi ister falan filan ama gerçekten de işgalci değildir. Hiçbir zaman toprağını genişletmek, gidip bir yerleri işgal ederek kendine katmak gibi işler yapmamıştır.

 

Benim anlatmaya çalıştığım taraf tutma değil, gerçeklerin tartışılması veya gerçeklerin bulunması yönündedir.

Yani madem burada bi güzel tartışılıyor o halde olaylara bir bütün olarak bakmak gerekir.

Arkadaşımız güzel şeyler de söylüyor ama işin içinde bütünlük yok, o yüzden bazı cümleleri gerçeklerden çok uzakta kalıyor.

Bütünlük derken, içinde tarih, coğrafya, ekonomi, doğa koşulları ve hatta evrimin yapısı gibi önemli etkenlerin bütününden bahsediyorum.

Örneğin güçlü olan mı ayakta kalır yoksa uyum sağlayan mı gibi bir soruyu salt güce bağlamak ne kadar yanlış ise gücü salt silah olarak değerlendirmek de o kadar yanlıştır...

 

Toprağı genişletme savaşları zaten dünya çapında iki defa yapıldı ve paylaşıldı.

Paylaşılan ülkelerin kimisi yarı sömürge, kimisi sömürge haline getirildi.

Bizim gibi bağımsızlığını kazanan bir kaç ülke ise daha sonra psikolojik savaş ile ele geçirildi.

Yani artık toprak genişletmeye gerek kalmadı, ülkelerin kontrolünü ele geçirmekle her şey ele geçmiş oluyor zaten.

İşte bunun için artık emperyalizm veya kapitalizm demiyoruz, vahşi kapitalizm diyoruz.

Vahşi kapitalizm, silahlı işgalden ziyade psikolojik işgal uyguluyor.

Örneğin, bu ülkede tek adamlığa evet denmesinin temeli 1940 yıllarından bu yana her alanda uygulanan psikolojik işgale dayanıyor.

Dolayısıyla kapitalizm güncel projelerle davranır diyen arkadaşımız tamamen yanılgı içinde.

Oysa kapitalizm çok çok uzun yıllar ve asırlara dayanan projeler üreterek varlığını sürdürüyor...

 

Ancak bizi ilgilendiren daha ziyade kimin haklı olduğu değil, kimin ne yapmaya çalıştığı daha önemli.

Bugün Kuzey Kore ABD'ye posta koyuyorsa bunun altında yatan asıl nedeni incelemeliyiz.

Çünkü madem ki, küreselleştirilen vahşi kapitalizmin hakim olduğu bir dünyadan bahsediyoruz, o halde bu posta koyma işini çocukça görme yerine ne gibi bir plan veya projeye dayanıyor sorusunu sormalıyız...

Link to post
Sitelerde Paylaş
5 hours ago, Türk Ateist said:

eylemlerin hiçbir değeri yok Robespierre, ağlak zırlak romantiklerin kendilerini tatminden başka. O kadar üzülmüş ve utanmıştım ki. Eylem sandıkları şeye bak, bu çocuklar nasıl bu hale gelmiş, nasıl böyle aptallaştırılmışlar deyip durdum kendi kendime.

 

Milletlerin hafızası vardır. Daha doğrusu, eğer bir hafızan varsa millet olursun. Yoksa kuru kalabalık olarak kalırsın.

 

Fatih İstanbul'u aldığında Hektor'un intikamını aldık demişti. Ne alakası var? Fatih suyun öte tarafından gelerek Truva'lı Anadolulu kahramanı hile ile öldürenlerden, Anadolu'nun intikamını aldığını söylemiş. Nedir bu? Bir milletin hafızasıdır.

 

Atatürk Büyük Taarruz'u başlatmak için özellikle 30 Ağustos'u beklemiştir. Niçin? Çünkü 30 Ağustos Malazgirt Savaşı'nın günüdür. O günü beklemiştir. Bir milletin evladı olduğunu ortaya koymuştur. Hafızayı diri tutmuştur.

 

Kudüs düştüğünde İngiliz Albay Selahaddin Eyyubi'nin türbesine girmiş, sandukayı tekmeleyip "Salahaddin yine biz geldik" demiştir. 

 

Fatih ve Atatürk bu tarihsel referansları vermese idi ne olurdu? Hiçbir şey olmazdı. Yine Constantinapol düşerdi, yine Dumlupınar'da Yunanlar yenilmiş olurdu. Ama tarihe referans vermek, bir milletin hafıza derinliğini gösterir.

 

ABD askerine çuval geçirmeyi yukarda saydığım olaylara denk sayacak değilim. O çapta bir olay değil tabii ki ama bir millet olmak tarihe referans vermek ile mümkündür. Ben o olayı öyle bir çerçevede, tabii ki mütevazi bir eylem olarak değerlendiriyorum. Utanılacak değil gurur duyulacak bir iştir.

Link to post
Sitelerde Paylaş
 

 

Öncelikle seni olduğundan farklı bir insan sandığım için özür dilerim. İnsan yanılıyor işte.

 

Toprak işgali ile ilgili sadece şunu söylemek yeterli; ABD ordusu bugün Suriye'de ne yapıyor? Bu soruya verilecek cevap insanın akıl ve ahlak seviyesini gösterir. Kafanda tart, ve bence bunun cevabını buraya yazma.

 

Mustafa Kemal İngilizlere karşı değil, onlara dayanarak Türkiye'yi işgal eden Yunanlara karşı savaştı. Yunanlar yenilince İngiltere de yenilmiş oldu. Yaa. Çanakkale'ye gelen İngiliz donanmasından bizimle savaşmak için Avustralyalılar indi. Biz orada Avustralya ile mi yoksa İngiltere ile mi savaştık? Bugün Suriye'de YPG ABD adına savaşıyor. YPG'nin işgal ettiği toprak, ABD'nin işgal ettiği topraktır. Bunu anlamak için çok çok yüksek bir zekaya mı ihtiyaç duyuluyor?

 

Buradan anlaşıldığı kadarı ile, her insanın mutlaka sosyalist tedrisattan geçmesi şartmış. Emperyalizm kavramını ısrarla toprak işgali sanıyorsunuz. Kardeşim, emperyalizm toprak işgali demek değildir. ABD'nin toprağa ihtiyacı mı var? Niye işgal etsin? İşgal etsin de o toprağın üzerindekileri ABD vatandaşı mı yapsın? 3. Dünya insanlarını ABD vatandaşı yapsın da seçimlerde oy mu kullandırsın? Akıl mantık var mı bu işte? Hayır emperyalizm sermaye ihraç ederek sömürü yapmak demektir.

 

Seni borçlandırır, ya da hiçbir karşılığı olmayan kağıt parçaları ile gelip senin malını mülküne el koyar. Senin kafanı kaldırıp kendine rakip olmaman için seni sürekli olarak zayıflatır, toplumdaki karşıtlıkları kaşır, seni birbirine düşürür, sanayini baltalar, gelişmiş iş gücünü çalar, eğitim sistemini bozar, ülkendeki gericileri destekleyerek sürekli bir ortaçağ coğrafyasında yaşamana sebep olur. Emperyalizm budur. Daha incelikli ve ustaca, dolaylı sömürü yöntemleridir yani.

 

Toprak işgal etti mi, etmedi. Tamam o zaman, problem yok. Bu kadar basit mi bu işler ya?

 

Valla beni nasıl tanıyordun bilmiyorum ama solcu filan olmadığımı sık sık belirttim. Gerçekçiyim ben, Allah o ABD'nin evine ateşler salsın da derim ama bunu duygusal bir şımarıklıkla yaptığımı da iyi bilirim. Mesela Fethullah veya Tayyip böceğinden, Kürtçü vb böceklerden önce ABD'yi suçlamam asla. Benim derdim kendi ülkem ve milletimle. 

 

Bak Atatürk harbiden, ciddi ciddi emperyalizmle savaştı ve kazandı. Dünyada başka bir örneği yok bunun. Ama oturup sağa sola çemkirmedi, gitti fabrika kurdu, eğitim atağı başlattı, uçak yaptı, batıdan hukuk sistemi aldı vs vs. Mücadele böyle olur. Emperyaliste haddini bildirirken de inanılmaz zeki ve centilmendi.

 

Bak hala diyorsun ki emperyalist sermayesini sokup seni borçlandırır, malına mülküne el koyar.

Verme arkadaşım? Aptal mısın sen? Niye kanıyorsun, nasıl veriyorsun malını mülkünü? Zorla mı alıyor? Silah mı dayıyor beynine? 

Bu toprakları gavura satan, bankalarını Araplara veren, sermayesini Arap'ın hizmetine sunan kim? Arap gelip zorla mı el koydu? ABD'yi görüyorsun da bunu neden görmüyorsun o halde? ABD veya Arap, farkı var mı? Biz şimdilerde Esad'a destek oluyoruz da o az mı besledi PKK'yı? 

 

Sosyalist tedrisat dediğin şey var ya? Bence ona maruz kalmış bütün insanların beynine bir format atılmalı, fabrika ayarlarına geri döndürmeli. Uzlaşamadığımız şey, sizin jargon yaptığınız terimler bir de. 

 

İşgal basbayağı başkasına ait bir yeri, bir toprağı ele geçirme eylemidir. Evet, konuşurken ABD Irak'ı işgal etti deriz kabaca ama yanlıştır. İşgalci gidip konduğu yeri elini kolunu sallaya sallaya gitmez. Atatürk gibi yapar, öldürür ve kovarsın. Ama sonra Menderes gibi birileri çıkar da  ABD'ye filan yanaşırsa suçlu ABD olmaz. ABD babanın oğlu mu ki sana acısın, amanın da etik ahlak desin... Kim demiş ki o desin.

 

Hani benim beynimin çok önemli bölgelerinde Atatürk gibi bir adam var, neyin ne olduğunu çok net gösteriyor. Ne yapayım sosyalizmi, şunu bunu...

Siz de gelin bence bu tarafa. Objektif bakmak, insan gerçeğini tarihiyle, jeopolitiğiyle olduğu gibi görmek iyidir. Devlet ilişkileri insan ilişkilerine çok benzer bu arada.

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
1 hour ago, Türk Ateist said:

Verme arkadaşım? Aptal mısın sen? Niye kanıyorsun, nasıl veriyorsun malını mülkünü? Zorla mı alıyor? Silah mı dayıyor beynine?

 

Beni kandıramıyorlar ama kananlar var. Kandıranlarla da kavga ettik.

 

Türkiye 90'lı yılların başından itibaren üretimsizleştirmeye maruz kaldı. Bunun misyonerleri gazetelerde, televizyonlarda insanları kandırdılar. Biz bunlarla da kavga ettik. Asaf Savaş Akat, Deniz Gökçe, Mahfi Eğilmez adeta emperyalizmin misyoneri gibi bütün Anadolu'yu gezdi, Türk halkını üretmenin iyi birşey olmadığına ikna etmeye çalıştı. Biz bunlarla da kavga ettik. Ne yapalım? Hayır, daha ne yapalım? Adamları tutup denize atsak, onu da beğenmezsin ki ablacım. Burun kıvırırsın, bu yaptığımızdan dolayı bizden utanırsın.

 

Emperyalizmin bütün uygulamalarına karşı çıktık. Gümrük birliğine, Avrupa Birliği'ne, Nato'ya, dolarizasyona, yurtdışı borçlanmalarına, üretimsizleştirmeye, gericileşmeye karşı çıktık. 

Bizim adımız hıdır, elimizden gelen budur. Bu kadar oldu.

 

ABD seni kandırıyor diyoruz, kendi beceriksizliğinizi ABD'ye yıkmayın diyorsun. Sen BİLE ABD'yi mazur ve hatta haklı görürsen adam gelir kandırır tabi. Nasıl olacak?

Link to post
Sitelerde Paylaş
 

 

Beni kandıramıyorlar ama kananlar var. Kandıranlarla da kavga ettik.

 

Türkiye 90'lı yılların başından itibaren üretimsizleştirmeye maruz kaldı. Bunun misyonerleri gazetelerde, televizyonlarda insanları kandırdılar. Biz bunlarla da kavga ettik. Asaf Savaş Akat, Deniz Gökçe, Mahfi Eğilmez adeta emperyalizmin misyoneri gibi bütün Anadolu'yu gezdi, Türk halkını üretmenin iyi birşey olmadığına ikna etmeye çalıştı. Biz bunlarla da kavga ettik. Ne yapalım? Hayır, daha ne yapalım? Adamları tutup denize atsak, onu da beğenmezsin ki ablacım. Burun kıvırırsın, bu yaptığımızdan dolayı bizden utanırsın.

 

Emperyalizmin bütün uygulamalarına karşı çıktık. Gümrük birliğine, Avrupa Birliği'ne, Nato'ya, dolarizasyona, yurtdışı borçlanmalarına, üretimsizleştirmeye, gericileşmeye karşı çıktık. 

Bizim adımız hıdır, elimizden gelen budur. Bu kadar oldu.

 

ABD seni kandırıyor diyoruz, kendi beceriksizliğinizi ABD'ye yıkmayın diyorsun. Sen BİLE ABD'yi mazur ve hatta haklı görürsen adam gelir kandırır tabi. Nasıl olacak?

 

Sence Türk halkı bu propagandalardan ne kadar etkilenmişlerdir. Bence hiç.

Zaten birşey üretmiyorduk, sadece ilkel yöntemlerle tarım yapıyorduk. O da insanların köylerden geniş kitleler halinde şehirlere akın etmesiyle bitti.

O saydığın insanların bu konuda çok etkili olduğunu düşünmüyorum. 

Kahvehane sohbetleriyle üretim yapmayın, üretim yapmayın diye diye kimseyi zaten inka edemezdiniz. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...