Jump to content

Kuzey Kore Yalanları


Recommended Posts

1 minute ago, UzaydanGelenAteyiz said:

Böyle bir spekülasyon var. Yıllar boyunca gizli tutulan 28 sayfalık bir raporda (28 pages 9/11 report diye bilinir) El-Kaide'nin ve diğer radikal örgütlerin Suudi devleti ve resmileri tarafından desteklendiğinin kanıtları bulunduğu iddia ediliyor. Hatta 9/11 olaylarında hayatını kaybedenlerin yakınları Suudi devletine dava açmıştır.

Ayrıca ABD'nin dış siyasetini eleştirmek, anti-Amerikan olmak demek değil ki.  Webster Tarpley'nin 'Synthetic Terror Made in USA'  diye bir sunumu bile var.

Bu da kaynak http://www.reuters.com/article/us-usa-saudi-sept-idUSKBN16S29I

 

 

Yıllar boyu rapor gizli tutulacakta, sonra ne hikmetse, elalemin önüne küt diye konacak? Buna inanıyor musunuz gerçekten?

 

Öncelikle, güç ve mülkiyet arasındaki ilişkiyi, sonra da bunun sıradan, avam olan halk üzerindeki yansımasını bir anlayın.

 

Tüm o terane, belki, Suudi'leri "Haracınızı verin, yoksa...." diyerek dürtmenin bir uzantısıdır, ha?

 

ABD'nin dış veya iç siyaseti aslen bir cümbüştür, tahmini, makamı, ölçüsü falan pek kolay çıkarılamaz... ABD siyaseti, ülke olarak, ülke menfaatleri için, en basitçe emperyalist bir yol izlemektense, bir takım alakasız çıkar gruplarının  menfaatine göre şekillenebilir. Liberalizm denen şeyin, absürtlüğü yani mesele.. 

 

Kadının, otomatik çamaşır makinesinde yıkadığı kedi için dava açabildiği bir ülkenden bahsediyoruz. Bu ülkede öyle bir davanın açılmış olmaısnın ciddiyeti ne olabilir ki?

 

Bunu anlamak için, ABD siyaseti değil, diğer siyasete bakmak gerekiyor. Siyasi islamın kollarına...

 

El-kaide/cihatçılar.. Para babası bin laden in ölümüyle çöküşe geçen, bu nednele de ışid gibi fraksiyonlara zemin hazırlayan, cihadcı, safkan islam örgütü.

 

İhvan/Müslüman kardeşler.

 

Vahhabi, rabıta kökenli oluşumlar...

 

Hizbullah, Şıi destekli siyasi islam...

 

Bunlar bazen kesişen, bazen çakışan örgütler olarak, birinci dünya savaşından beri var olan örgütler.. 

 

Bunlar belli başlı olanlar. Ortalık önce bulanıp, biraz durulunca, bir takım saflar ortaya çıkmaya başladı. Suudilerin, Katar üzerinden ihvanı boğma çıkışı vs. bunun bir parçası. Yani ortadoğu'da, bu örgütler görüşünden, artık taşlar yerine oturdu, sorun, hangi örgütün parsayı toplayacağı. bu noktada, ABD falan, zurnanın son deliği olarak görülüyor ve görünen o ki, bu hususta gayet doğru tespit yapılıyor. 

 

Yani ABD kendi yarattığı bataklıkta, ipleri timsahlara, piton yılanlarına falan kaptırmış, zavallı bir ülke şu anda. İşler, ABD'nin kontorlünden çıkmış, ABD sadece kendi kıçını buradan kurtarmayı ve korumayı hedefelemekle kalakalmış bir ülke sadece...

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 374
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

2 hours ago, anibal said:

Mülkiyet, neydi, gücü olanındı, bunu demedki mi

 

Ulan zevzek, bunu sen uydurdun. Mülkiyet toplumsal mutabakat ve hukuka göre yasal hale gelebilir. Güçle olmaz o iş. Sen bir tanım yapınca onun evrensel bir tanım haline geldiğini sanıyorsun ama öyle olmuyor yavrum benim.

 

2 hours ago, anibal said:

Siz gerzeklerin anlamadığı, gerçeğin, sizin arzularınız değil, güçlü olanın zekeriyle çizildiği, yazıldığı..

 

Senin gibi yalamaların da anlamadığı biz ağlaşmıyoruz, direniyoruz ve mücadele ediyoruz. Senin coniyi sandviç yapacağız. Ha araya garnitür niyetine çok istersen sana da saplarız. Hayatında almadığın zevki alırsın. Ona da emin ol.

 

İskender'i, Cengiz Han'ı falan örnek göstermiş dümbük. Beyinsiz herif, biz Amerikalı değiliz. Biz Amerika'nın saldırdığı insanlarız. Oh bize ne güzel saldırıyorsun diye Amerika'yı mı öveceğiz? Cengiz'in saldırdığı halklar Cengiz'i mi övüyordu?

 

O kadar minik bir beynin var ki, hapşırırken dikkat et, leblebi gibi burnundan düşüverir.

 

Link to post
Sitelerde Paylaş

Belgenin ortaya çıkması kongrenin uzun süren çalışmaları sonucu gerçekleşmiş. Yani küt diye ortaya konmamış. Ayrıca şu an dünyada olan biten yüzünden öcü gibi gösterilen de bizleriz. Nereye baksan Turkey support Isis vs vs.

Link to post
Sitelerde Paylaş
 

Beyinsiz herif, biz Amerikalı değiliz. Biz Amerika'nın saldırdığı insanlarız. Oh bize ne güzel saldırıyorsun diye Amerika'yı mı öveceğiz? Cengiz'in saldırdığı halklar Cengiz'i mi övüyordu?

 

 

Doğru bir tespit.

tarihinde UzaydanGelenAteyiz tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
6 hours ago, Robespierre said:

 

Ulan zevzek, bunu sen uydurdun. Mülkiyet toplumsal mutabakat ve hukuka göre yasal hale gelebilir. Güçle olmaz o iş. Sen bir tanım yapınca onun evrensel bir tanım haline geldiğini sanıyorsun ama öyle olmuyor yavrum benim.

 

 

Senin gibi yalamaların da anlamadığı biz ağlaşmıyoruz, direniyoruz ve mücadele ediyoruz. Senin coniyi sandviç yapacağız. Ha araya garnitür niyetine çok istersen sana da saplarız. Hayatında almadığın zevki alırsın. Ona da emin ol.

 

İskender'i, Cengiz Han'ı falan örnek göstermiş dümbük. Beyinsiz herif, biz Amerikalı değiliz. Biz Amerika'nın saldırdığı insanlarız. Oh bize ne güzel saldırıyorsun diye Amerika'yı mı öveceğiz? Cengiz'in saldırdığı halklar Cengiz'i mi övüyordu?

 

O kadar minik bir beynin var ki, hapşırırken dikkat et, leblebi gibi burnundan düşüverir.

 

 

 

Toplumsal mutabakatla falan mülkiyet hak olmaz, yasal olur, kafan basmıyor ki... 

 

Ve güçle olur, ötesi de hikayedir. Bak bakalım hangi yasa osmanlıya bu toprakları vermiş?

 

ABD'Yi övebilirsin, dövebilrsin, tabiii hayalinde gerçi.. Bunun önemi yok, o seni "sevmeye" gelmesin de....

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
3 hours ago, anibal said:

Ve güçle olur, ötesi de hikayedir.

 

Gücün, iktidarın sürdürülebilir ve sürekli olması için hukuk şarttır. ABD sürekli olarak kendine bir meşruiyet inşa etmeye çalışıyor. Sadece ABD değil, insanlar üzerinde iktidar kuran bütün özneler bu iktidarlarına meşru bir dayanak ararlar.

 

İktidara gücü dayanak gösteren, bunu alenen söyleyen benim bildiğim bir tek Barbar Conan var. Cengiz Han kendi imparatorluğuna felsefi ve hukuki bir dayanak yapmıştı. Köhnemiş hanedanlara karşı adaletli bir düzen getireceğini vaaz ediyordu. Bunun için anayasa benzeri bir metin hazırlanmıştı. Yani yeryüzünde hiç kimse ben güçlüyüm, bana boyun eğeceksiniz diye iktidarını kuramamıştır, kuramaz.

 

Ortaçağa gelene kadar iktidarın dayanağı tanrıdır. Bütün fatihler toprak işgallerine dini bir dayanak göstermişlerdir. Sadece İslam değil, Hristiyanlar da toprak işgaline çıkarken dini otoritelerden haklılıklarını gösterir bir fetva almışlardır. Kendilerine bir moral üstünlük, bir hukuki dayanak ararlar. Papa dünyayı Hristiyan hanedanlar için pay etmiştir. İspanyollar, Portekizliler bu harita çerçevesinde işgaller yapmışlardır. Dayanak tanrıdır.

 

Bugün ABD'nin iktidar dayanağı insan hakları ve demokrasi söylemleridir. Saldıracağı ülkeyi antidemokratik, insan hakları ihlalcisi olarak gösterir, kendisini bir kurtarıcı olarak sunar ve saldırır. Oyun budur. Yoksa benim nükleer silahlarım var ulan skerim sizin tohumunuzu diyerek herhangi bir yere dalmaz. 

 

ABD'nin gücünün tek kaynağı ordusudur. Ama ABD bunu farklı bir şekilde ifade etmek zorundadır. Çünkü benim çok güçlü ordum var derse, orduları yener ama yönetmek istediği halkların beyinlerini ele geçiremez. Hiçbir halk -buna ABD yurttaşları dahildir- askeri gücü dayanak gösteren bir öznenin iktidarını kabul etmez.

 

Tabii sende tank, top, faze fetişizmi var. Demir seviyorsun. Sana tavsiyem ABD ordusuna duyduğun aşkı içinde gizli tutma. Seviyorsan git konuş panpa.

Link to post
Sitelerde Paylaş
30 minutes ago, Robespierre said:

 

Gücün, iktidarın sürdürülebilir ve sürekli olması için hukuk şarttır. ABD sürekli olarak kendine bir meşruiyet inşa etmeye çalışıyor. Sadece ABD değil, insanlar üzerinde iktidar kuran bütün özneler bu iktidarlarına meşru bir dayanak ararlar.

 

İktidara gücü dayanak gösteren, bunu alenen söyleyen benim bildiğim bir tek Barbar Conan var. Cengiz Han kendi imparatorluğuna felsefi ve hukuki bir dayanak yapmıştı. Köhnemiş hanedanlara karşı adaletli bir düzen getireceğini vaaz ediyordu. Bunun için anayasa benzeri bir metin hazırlanmıştı. Yani yeryüzünde hiç kimse ben güçlüyüm, bana boyun eğeceksiniz diye iktidarını kuramamıştır, kuramaz.

 

Ortaçağa gelene kadar iktidarın dayanağı tanrıdır. Bütün fatihler toprak işgallerine dini bir dayanak göstermişlerdir. Sadece İslam değil, Hristiyanlar da toprak işgaline çıkarken dini otoritelerden haklılıklarını gösterir bir fetva almışlardır. Kendilerine bir moral üstünlük, bir hukuki dayanak ararlar. Papa dünyayı Hristiyan hanedanlar için pay etmiştir. İspanyollar, Portekizliler bu harita çerçevesinde işgaller yapmışlardır. Dayanak tanrıdır.

 

Bugün ABD'nin iktidar dayanağı insan hakları ve demokrasi söylemleridir. Saldıracağı ülkeyi antidemokratik, insan hakları ihlalcisi olarak gösterir, kendisini bir kurtarıcı olarak sunar ve saldırır. Oyun budur. Yoksa benim nükleer silahlarım var ulan skerim sizin tohumunuzu diyerek herhangi bir yere dalmaz. 

 

ABD'nin gücünün tek kaynağı ordusudur. Ama ABD bunu farklı bir şekilde ifade etmek zorundadır. Çünkü benim çok güçlü ordum var derse, orduları yener ama yönetmek istediği halkların beyinlerini ele geçiremez. Hiçbir halk -buna ABD yurttaşları dahildir- askeri gücü dayanak gösteren bir öznenin iktidarını kabul etmez.

 

Tabii sende tank, top, faze fetişizmi var. Demir seviyorsun. Sana tavsiyem ABD ordusuna duyduğun aşkı içinde gizli tutma. Seviyorsan git konuş panpa.

 

İşte o meşru dayanak, güçtür. O kadar ki, şu an üstündeki donun bile senin olmasının meşru dayanağı güç. Ve sen hala bunu anlamaktan kaçıyorsun.

 

Düşün bakalım, tamam, çok zor bişey istediğimin farkındayım, düşünmek sana ters bir iş, ama bir zorla kendini. Devletin gücü olmasa, senin elindekini almaya ne engel olabilir?

 

Dinler, gücü tanrıdan alır, iddiaya göre, o -uydurma elbette- tanrının her şeye gücü vardır. Velakin bu zaten bir haltı değiştirmez, gücü olan kudüsü almıştır, constnatinopol'ü almıştır, londrayı almıştır vs. vs. hepsi malumdur. 

 

Gücün kaynağı o veya bu olabilir, ordu, para, dişilik, kas gücü, bomba vs. vs. farketmez, ama hakkın kaynağının güç olduğu gerçeği de değişmez.

 

O geri zekan, benim ABD hayranı olduğum sayıklamasıyla, güya beni karalayıp bu gerçeği inkar edebilmeni sağlıyor kendince, ama inkar etmen bunu değiştirmez. 

 

Bak, kafanı kaldır bir bak.. Rusya krımı işgal etti geçti, haklımıydı, hakkı mıydı? Gürcistan'ı da işgal etti.. Ama hala sende varsa yoksa, amanda ABD, yok ABD falan... GErzek, ha ABD, ha Rus, ha Çin, ha Osmanlı, ha K.Kore... Fark yok aralarında, bunu bir anla. 

 

Hani bir tarafından, daha doğrusu malum tarafından uyduruyorsun ya, ABD şöyle der, eder, saldırır falan. Bir bak bakalım, ABD nereye saldırmış, saldırdığı yer nasıl bir yermiş? Yani sadece kıçından uyduruyorsun öyle.. 

 

Ha, ABD saldırır mı, evet, hemde hayvan gibi saldırır. Ama o gerzek aklın şunu bir alsın, saldırmayan güç yoktur, buna K.Kore'de, Rusu da, şusu busu da dahildir. Senin kuzey kore niye barış anlaşması yapmıyor, niye nükleer falan kasıyor? Sayıklayacaksın elbette, amanda ülkesini savunuyor diye.. Durup durduk yerde, amanda şu Guam'a bir füze atayım, şanım yürüsün diyen kim peki? 

Link to post
Sitelerde Paylaş
1 hour ago, anibal said:

Bak, kafanı kaldır bir bak.. Rusya krımı işgal etti geçti, haklımıydı, hakkı mıydı? Gürcistan'ı da işgal etti.. Ama hala sende varsa yoksa, amanda ABD, yok ABD falan... GErzek, ha ABD, ha Rus, ha Çin, ha Osmanlı, ha K.Kore... Fark yok aralarında, bunu bir anla. 

 

Peki sen niye sadece ABD'nin haklı olduğunu düşünüyorsun? Bana sormuşsun sen cevap ver. Rusya Kırım'ı ilhak etmekte haklı mıydı?

 

Bak bu tuzak bir soru. Sakın kıvırma yalnız anibaal. Kıvırdığın an 5 doları memelerinin arasına sıkıştırırım. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
3 hours ago, Robespierre said:

 

Peki sen niye sadece ABD'nin haklı olduğunu düşünüyorsun? Bana sormuşsun sen cevap ver. Rusya Kırım'ı ilhak etmekte haklı mıydı?

 

Bak bu tuzak bir soru. Sakın kıvırma yalnız anibaal. Kıvırdığın an 5 doları memelerinin arasına sıkıştırırım. 

 

 

Elbette haklıydı, gücü var zira.. 

 

Sadece ABD'nin haklı olduğu falan yok, bunu sayıklayıp durma.. Gücü olan, kullanmakta haklı. Mülkiyetin temeli her zaman hep güç olmuştur, bunu o kafana bir sok artık.

 

Ve şunu da anlamadın, ABD'nin, dikkat et, ABD denen devletin, herhangi bir yere saldırmakla elde edeceği hiç bir kazanım yoktur. Çünkü, teknik olarak ABD devleti hiç bir şeye sahip değildir. Öyle ki, ordu bile tamamen farklı bir şeydir, devletten. Sizin sorununuzsa, ABD değil, kendi çapsızlığınız, beceriksizliğiniz falan. 

 

Sorular sormaya çıkmadan önce, cevaplar vermen lazım. Bak bakalım, ABD hangi devlete saldırdı, o devletler öyle uslu uslu işine gücüne bakan masum devletler miydi?

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
 

 

Gücün, iktidarın sürdürülebilir ve sürekli olması için hukuk şarttır. ABD sürekli olarak kendine bir meşruiyet inşa etmeye çalışıyor. Sadece ABD değil, insanlar üzerinde iktidar kuran bütün özneler bu iktidarlarına meşru bir dayanak ararlar.

 

Hukuku tesis ettiren de güç değil midir Robespierre? Güce sahip olan inandığı adalet anlayışını, etik değerleri vs vs temel alıp bir hukuk sistemi kurar. Atatürk yumruğunu vurup sistemi neredeyse kökten değiştirmiş, kendi dünya görüşüyle uyumlu bir hukuk sistemi vb kurmuş örneğin. O dünya görüşü, getirmeyi hedeflediği sistem bize uyuyor, sahipleniyoruz. Birilerine ise uymuyor ve bildiğin üzere şu anda gayet de güçlü oldukları için o güçten yararlanıp istedikleri gibi değiştiriyorlar. Basbayağı anayasayı, şunu bunu değiştiriyorlar. Adamlar çıktı referandum yaptı ve aldı. Bak son derece meşru işte.

 

Bize göre meşru mu? Değil. Kullandıkları yöntemler, açıkça oy çalıyor olmaları ve bizim de bunu alenen bilmemiz bir şeyi değiştirmiyor. Değiştirmez de. Çıktık bağırdık ettik, bir dolu laf söyledik, birileri romantik romantik yüzlerce kilometre yürüdü filan ama hiçbir şey değişmedi. 

 

Yani güç hak da getirir meşruiyet de. Uydurursun kitabına... 

Ben "Ama bu haksızlık, demokrasiye aykırı, bunun adı diktatörlük, yasaları kendi çıkarı için değiştirdi, oylarımızı çaldı, medyayı vb satın alıp herkesi uyutuyor, esas amacı din devleti kurmak" diye bağırıp dursam ne fayda? Adam misler gibi demokratik yöntemleri kullandı ve bugün geldiği yere gayet meşru yollarla geldi. Bunu söylediğinde kim ne diyebilir? Yok sen sinsice oy çaldın dedim de ne oldu?

 

Yani ABD filan değil mesele. Güç açıkça hak doğurur. Bu böyle olmalı mıdır, doğru olan bu mudur, ayrı mesele. Ama kesin olan bir şey var ki gerçek bu, insanlık tarihi de mevcut süreç de bunun böyle olduğunu doğruluyor.

 

O yüzden akıllı olacaksın, güce sahip olmaya ve elinde tutmaya çalışacaksın. Bu bir mücadele. 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
1 hour ago, Türk Ateist said:

Hukuku tesis ettiren de güç değil midir Robespierre?

 

Gücü hukuk haline getiren şey, asgari seviyede de olsa mutabakatın sağlanmasıdır. Sadece güç dayatması ile düzen kurulamaz. Ben sosyalistim, ömrüm devlet teorisi okumakla geçti. Bu konuda son derece realist görüşlere sahibim.

 

ABD'nin saldırganlıklarına karşı çıkmamın sebebi romantik olmam değil. Tam aksine realist olmamdır.

 

Şöyle izah edeyim. Bir güç eğer iktidar haline gelmek isterse, yönetmek istediği kitlenin rızasını almaya çalışır. Sadece höt zöt yaparak, asıp keserek, kırıp dökerek, tehdit ederek iktidar olamazsınız. Yönetmek istediğiniz kitleyi öldürürsünüz, kendinize karşı öfke biriktirmelerine sebep olursunuz ama yönetemezsiniz. Bütün güç sahipleri, bu gücü bir hükümet gücüne, bir iktidara dönüştürmek için kitleyi ikna etmeye çalışır. Buna hegemonya denir. Hegemonya, bir toplumun genel anlayışlarını, moral değerlerini ifade eder. Bir toplumu yönetmek için hegemonyayı elinize almanız, yönlendirmeniz gerekir. Sadece silaha dayanarak ancak Barbar Conan iktidar kurabilir, o da sadece çizgi romanlarda.

 

ABD emperyalizmine karşı çıkarken, ABD iktidarının iki ayağından birine vurmuş oluyoruz. Ordusunu yenemeyiz belki ama onun toplum üzerinde kurmak istediği hegemonyayı kırabiliriz. Bu davranış ABD emperyalizmine karşı yapılmış çok rasyonel bir saldırı olur.

 

ABD hegemonya kurmak için iki kanalda çalışma yürütüyor,

1- Ben çok güçlüyüm, beni asla yenemezsiniz diyor.

2- Ben çok iyiyim, size demokrasi, refah ve mutluluk getireceğim diyor. 

 

Bunlar ABD emperyalizminin iki hegemonya cephesidir. Biz ikisine birden vuruyoruz. Romantik olduğumuz için değil, tam aksine çok net bir şekilde realist olduğumuz ve ABD emperyalizmi ile fiilen savaştığımız için bunu yapıyoruz.

Link to post
Sitelerde Paylaş
2 hours ago, anibal said:

ABD hangi devlete saldırdı, o devletler öyle uslu uslu işine gücüne bakan masum devletler miydi?

 

ABD rejimini beğenmediği bir devlete saldırma hakkına sahip değil. ABD yeryüzündeki 190 küsür devletten biri. Hiçbir ayrıcalığı yok. Silah gücüne güvenerek yaptığı her saldırı suçtur. Cezalandırılmıyor olması bu yaptıklarını suç olmaktan çıkarmaz.

Link to post
Sitelerde Paylaş
2 hours ago, anibal said:

Elbette haklıydı, gücü var zira.. 

 

Peki Saddam Kuveyt'e saldırmakta niye haksızdı? 

 

Ayrıca bir devlet sadece başka devletlere karşı saldırırken mi haklı oluyor? Mesela kendi halkına karşı katliam uygulasa yine haklı olur mu? Orda da gücü var, yapar katliamı. Hakkı değil mi?

Link to post
Sitelerde Paylaş
2 minutes ago, Robespierre said:

 

Peki Saddam Kuveyt'e saldırmakta niye haksızdı? 

 

Ayrıca bir devlet sadece başka devletlere karşı saldırırken mi haklı oluyor? Mesela kendi halkına karşı katliam uygulasa yine haklı olur mu? Orda da gücü var, yapar katliamı. Hakkı değil mi?

 

 

Ben haksız olduğunu söylemedim ki. Gücünü kullandı. Ha, bir takım bahaneler uydurdu falan, onlar haksızdı. 

 

Duruma şöyle bak, o aklnı azıcık kullanıp, Saddam kuveyti alsaydı, ABD falan geldiğinde alayını tarumar etseydi, bugün mis gibi oradaki petrolün üstünde yatıyor olacak mıydı? Kimse de bugün bir şeyler diyor olur muydu?

 

İşte İstanbul, en canlı örneği. Hatta birde sene olmuş bilmem kaç, kaç yüz sene sonra hala "Amanda ne güzel aldık sahibinin elinden buraları" kutlamaları yapılmıyor mu?

 

Kendi halkı yada başkasının halkı olması farketmez. Orada bir konsensüs, yani karşılıklı bir anlaşma söz konusu. Bu anlaşmaya uygunsa, haklı, değilse haksız olacaktır. Örneğin bir anayasa, böyle bir anlaşmadır. Kanunlar, aynı şekilde, devlet ile halk arasındaki bir anlaşmadır. 

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
12 minutes ago, Robespierre said:

 

ABD rejimini beğenmediği bir devlete saldırma hakkına sahip değil. ABD yeryüzündeki 190 küsür devletten biri. Hiçbir ayrıcalığı yok. Silah gücüne güvenerek yaptığı her saldırı suçtur. Cezalandırılmıyor olması bu yaptıklarını suç olmaktan çıkarmaz.

 

ABD veya başka her ülke, dilediği ülkeye saldırma hakkına sahip. Bu ancak, karşılıklı bir takım anlaşmalarla feragat falan edilebilen bir husustur. 

 

Milletler arasındaki ilişkileri anlaşmalar belirler. Barış anlaşması diye bişey vardır mesela. Ülkelerin birbirine olan karşılıklı hakları bu anlaşmalarla belirlenir, yani taraflar bir şekilde çeşitli haklarını kullanmama sözü vermiş olurlar. 

 

Böyle bişey olmasaydı, barış anlaşmaları da gerekmezdi, saldrımazlık anlaşmaları da.. Nasılsa kimsenin öbürüne saldırma hakkı yok, neden birde anlaşma falan diye uğraşsınlar?

 

Ülkeler arası savaşların suç olması gibi bir durumda yok. Velakin, gene bilmediğn ve söylediğimiz halde anlamadığın şey, orantısız güç kullanma, sivillere saldırmama, soykırım işlememe falan gibi bugün savaş suçu olarak gördüğün her şeyin, ABD tarafından ortaya konmuş oldukları. Tarihte ilk defa, savaş sonrası bir mahkeme kurulup, Nazileri mahkeme çıkaran, bir savunma hakkı falan veren ülke gene ABD'dir, 

 

Ve o sersem hayalperest aklının sandığının, kandığının tersine, ABD'nin durduk yerde saldırdığı hiç bir ülke de yoktur. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
 

 

Gücü hukuk haline getiren şey, asgari seviyede de olsa mutabakatın sağlanmasıdır. Sadece güç dayatması ile düzen kurulamaz. Ben sosyalistim, ömrüm devlet teorisi okumakla geçti. Bu konuda son derece realist görüşlere sahibim.

 

ABD'nin saldırganlıklarına karşı çıkmamın sebebi romantik olmam değil. Tam aksine realist olmamdır.

 

Şöyle izah edeyim. Bir güç eğer iktidar haline gelmek isterse, yönetmek istediği kitlenin rızasını almaya çalışır. Sadece höt zöt yaparak, asıp keserek, kırıp dökerek, tehdit ederek iktidar olamazsınız. Yönetmek istediğiniz kitleyi öldürürsünüz, kendinize karşı öfke biriktirmelerine sebep olursunuz ama yönetemezsiniz. Bütün güç sahipleri, bu gücü bir hükümet gücüne, bir iktidara dönüştürmek için kitleyi ikna etmeye çalışır. Buna hegemonya denir. Hegemonya, bir toplumun genel anlayışlarını, moral değerlerini ifade eder. Bir toplumu yönetmek için hegemonyayı elinize almanız, yönlendirmeniz gerekir. Sadece silaha dayanarak ancak Barbar Conan iktidar kurabilir, o da sadece çizgi romanlarda.

 

ABD emperyalizmine karşı çıkarken, ABD iktidarının iki ayağından birine vurmuş oluyoruz. Ordusunu yenemeyiz belki ama onun toplum üzerinde kurmak istediği hegemonyayı kırabiliriz. Bu davranış ABD emperyalizmine karşı yapılmış çok rasyonel bir saldırı olur.

 

ABD hegemonya kurmak için iki kanalda çalışma yürütüyor,

1- Ben çok güçlüyüm, beni asla yenemezsiniz diyor.

2- Ben çok iyiyim, size demokrasi, refah ve mutluluk getireceğim diyor. 

 

Bunlar ABD emperyalizminin iki hegemonya cephesidir. Biz ikisine birden vuruyoruz. Romantik olduğumuz için değil, tam aksine çok net bir şekilde realist olduğumuz ve ABD emperyalizmi ile fiilen savaştığımız için bunu yapıyoruz.

 

AKP'nin, daha doğrusu Tayyip'in bahsini ettiğin o asgari mutabakatı sağlamadığını iddia edemezsin. Adam halkın yarısını öyle veya böyle almış arkasına. Hani bunu da Kuzey Kore gibi filan değil, bildiğin demokratik yöntemleri kullanarak yapmış. Ülkemizin biricik liberallerini bile yanına almayı başardı bu adam. Yani bu gücü sadece barbarlıkla, silahla filan elde etmiş değil. Onlarca yıldır nakış gibi işleye işleye, çalışa çalışa, didine didine, insanları ikna ede ede geldi bu adamlar. 

 

Valla ben sizin ABD ile mücadelede bir şey yaptığınızı, becerdiğini görmedim. Kimsenin böyle bir mücadelesi olmadı, romantik romantik "go home yankee" sloganlarından başka. Ha bi de birkaç sene evvel TGB'li birkaç genç gariban bir ABD askerini yalnız yakalayıp kafasına çuval geçirerek ordumuzun intikamını filan aldı, onu hatırlıyorum. Romantik deyince de kızıyorsunuz. Bu çocuklara bu dandik bilinci verenler utansın. 

 

ABD'nin yöntemlerini en az senin kadar biliyorum. Diyorum ki yeme bunları. "Senin gücün bana sökmez, benimle adam gibi alış veriş yapmaktan başka şansın yok" de, bunu gerçekten göster ve bitir. Realizm diyorsan, en realisti bu. 

 

Gücün olmadan geri kalan her şey hikaye. ABD zengin, bilim üretiyor, ordusu güçlü, halkı refah içinde, alabildiğine özgürlükçü bir sistem kurmuş, dünyanın en idiot halkı olan ABD halkı dünyanın neresine giderse gitsin omuzları dik dolaşıyor çünkü biliyor ki devleti onun arkasında. Devleti arada sırada yaramazlık yapıyor, birilerine haksızlık ediyor, kan döküyor filan ama o da artık kaderin cilvesi. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
 

 

Peki Saddam Kuveyt'e saldırmakta niye haksızdı? 

 

Ayrıca bir devlet sadece başka devletlere karşı saldırırken mi haklı oluyor? Mesela kendi halkına karşı katliam uygulasa yine haklı olur mu? Orda da gücü var, yapar katliamı. Hakkı değil mi?

Sen gerçekten savaştan hiç anlamıyorsun. Savaşta yenilen devlet yenen devlete her zaman tazminat öder. Buradaki husus yenen devlet saldıran pozisyonunda da olsa farketmez. Yenilen devlet tazminatı öder ve ülkesine karşı çeşitli yaptırımları kabul eder. 

 

Türkiyede de zenginin oğlu sarhoşken polis çiğner 3-5 ay yatar sonra çıkar bazısı ehliyetsizken çiğner hiç yatmaz bile. 

Link to post
Sitelerde Paylaş

Büyük devlet olmanın en onemli gereklerinden biri de cihanşumül bir ideolojidir. Bu komünizm olabilir, islam olabilir, abd icin bu ideoloji demokrasi ve özgürlüktür. Abd bu ideallerle (en azından bu idealleri bahane ederek) başka devletlerin işlerine burnunu sokar. Saddam yediği dayağı fazlasıyla hak etmişti. Aynı Kim hanedanının hak ettiği gibi. Kuzey kore elbette halkına zulmeden tek devlet değil ama sağı-solu manyakca tehdit ettiğinde durum değişiyor. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...