Jump to content

Ölmek istiyorum artık...


Recommended Posts

  Kam bencede sorun senin dediği gibi ve bu sosyal fobi tamamen kişilikle alakalı.Bu türden insanların dediğin gibi doktora gitmeleri bile imkansızdır.Bodybuilding öneren arkadaşlar olmuş.Çok doğru bir yaklaşım sosyal fobiyi yenmek için.Çünkü spor her nasıl oluyorsa yapan insanların tümünde bir özgüven hatta neredeyse ego bile yapabiliyor.Ama body den ziyade başka bir spor yapması daha makul olur.Sonuçta body b. yapmak içinde insanların arasına karışması gerekecek ve bu ilk günler için imkansızdır.Benim önerimse bu tarz kişiliği olan insanların bisiklet sporuyla uğraşması.Kendi başına küçük çaplı turlar düzenler, şehrin dışlarına doğru gider ve bir süre sonra bu sosyal fobi meseleside en aza iner.Gerçekten de insan spor yaptığında aynaya bakışı, yürüyüşü, insanların arasında ilerleyişi değişebiliyor.

   Yazıyı tamamen kendimden örnek verdim.Lisede sınıfda dalga geçmek için yanıma bi kız gönderirlerdi yüzümde bariz bir şekilde kızarırdı.Bu mahluklarda gülmekten kızarırdı.Bana tavsiye verende olmamışdı, tamamen kendim bisikletle uğraşmaya başladıkdan sonra bu sosyal fobi meselesinde olumlu değişimler gözlemledim.Denersen farkı görürsün ve kimseyle muhattap olmanada gerek yok bu işi yaparken.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 97
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

 

  Kam bencede sorun senin dediği gibi ve bu sosyal fobi tamamen kişilikle alakalı.Bu türden insanların dediğin gibi doktora gitmeleri bile imkansızdır.Bodybuilding öneren arkadaşlar olmuş.Çok doğru bir yaklaşım sosyal fobiyi yenmek için.Çünkü spor her nasıl oluyorsa yapan insanların tümünde bir özgüven hatta neredeyse ego bile yapabiliyor.Ama body den ziyade başka bir spor yapması daha makul olur.Sonuçta body b. yapmak içinde insanların arasına karışması gerekecek ve bu ilk günler için imkansızdır.Benim önerimse bu tarz kişiliği olan insanların bisiklet sporuyla uğraşması.Kendi başına küçük çaplı turlar düzenler, şehrin dışlarına doğru gider ve bir süre sonra bu sosyal fobi meseleside en aza iner.Gerçekten de insan spor yaptığında aynaya bakışı, yürüyüşü, insanların arasında ilerleyişi değişebiliyor.

   Yazıyı tamamen kendimden örnek verdim.Lisede sınıfda dalga geçmek için yanıma bi kız gönderirlerdi yüzümde bariz bir şekilde kızarırdı.Bu mahluklarda gülmekten kızarırdı.Bana tavsiye verende olmamışdı, tamamen kendim bisikletle uğraşmaya başladıkdan sonra bu sosyal fobi meselesinde olumlu değişimler gözlemledim.Denersen farkı görürsün ve kimseyle muhattap olmanada gerek yok bu işi yaparken.

 

Bir barakada çaycılık yapan bir adam vardı, gececi olduğu için sürekli giderdim.

Bu çaycı 10 kilometrenin üzerinde uzaklıktaki evinden her gün bisiklet ile gelir giderdi.

Bu kadar mesafeyi bisikletle katetmesini yoksul olmasına bağlıyordum kendi aklımca.

Meğerse bunu spor için yapıyormuş, daha sonra kendisi söyledi.

Her gün 20-25 kilometereyi bisikletle giden bu zıpkın gibi çaycı dayımız 81 yaşındaydı...

Link to post
Sitelerde Paylaş
 

 

Bir barakada çaycılık yapan bir adam vardı, gececi olduğu için sürekli giderdim.

Bu çaycı 10 kilometrenin üzerinde uzaklıktaki evinden her gün bisiklet ile gelir giderdi.

Bu kadar mesafeyi bisikletle katetmesini yoksul olmasına bağlıyordum kendi aklımca.

Meğerse bunu spor için yapıyormuş, daha sonra kendisi söyledi.

Her gün 20-25 kilometereyi bisikletle giden bu zıpkın gibi çaycı dayımız 81 yaşındaydı...

   Bisiklet sporu tam da böyle birşey işte.

Bi hevesle uğraşmaya başlıyosun daha sonra yaşam tarzına dönüşüyor.Yemyeşil ağaçların arasında yokuş tırmanmak bazen sahik boyunca gidebildiğin kadar gitmek insanda ne dert bırakıyor ne de tasa.Bacaklarındaki gücü hissetmeye başlayınca dünya turuna bisikletle çıkmayı bile düşünmeye başlıyor insan??.

   Amcaya da helal olsun 81 yaşında o mesafe azımsanacak bi mesafe değil.

Link to post
Sitelerde Paylaş
 

Arkadaslar , bu depresyon değil; 'sosyal-fobi' adındaki daha da beter bir hastalık. Anksiyete bozukluğu da derler. 

Farkı ne derseniz , depresyondaki insan hayatı yaşamak istemediği için yaşamaz, bütün gün boş boş oturur çünkü içinden başka bir şey yapmak gelmez.  Sosyal fobi de işe kişi hayatı yaşamayı çok istediği halde yaşıyamaz. Korkar çünkü. Bakkala gitmek , calan telefonu açmak bile büyük bir işkence gibi gelir.  Yolda giderken karşıda tanıdık birini görse, selam vermemek için yolunu değiştirir. Çünkü başka bir insanla en ufak bir iletişimde bulunmak bile çok zor olur bu insanlar için. 

Galiba kesin bir çözümü, tedavisi yok. Kişiden kişiye değişiyor.  Yüzdelik hasanlar üzerinden değerlendiriliyor tedavi sonucları. Kiminim sosyal-fobisi yüzde 80 işe, tedavi sonucu yüzde 20 lere düşebiliyor. Başka birisi ise aynı tedavi sonucu yüzde 60 da 50 ye falan düşebiliyor. Asla sıfırlanmıyor. Bazılarında ise dönemine göre değişiklikler gösterebiliyor. Mesala 6 ay yüzde 10'luk fobiyle yasarken, hiç sebeb yokken 1 ay yüzde 90'lik fobiyle yaşamak zorunda kalabiliyor.

Bu.insanlar tedavi için doktora gitmeleri de neredeyse imkansız bir şey olduğu için, internette bu konuda çok yararlı tedavi yöntemleri var. Kimseyle muhatap olmadan tedaviye başlayabiliyorsun.

 

 

Sosyal fobisi sonradan gelişti, yani sosyal fobi muhtemelen komorbid bir durum. Sosyal fobide de kişiler büyük umutsuzluk içine düşerler ancak intihar düşüncelerine pek rastlanmaz. Sosyal fobi majör depresyonla birlikte ise intihar düşünceleri artar. Bir de sosyal fobi gayet rahat tedavi edilebilen bir hastalık. Kimseyle muhatap olmadan tedavi edilebileceğini düşünmek, hastalığın doğasına ters ayrıca. Sorun zaten birileriyle karşılaşmaktan, iletişim kurmaktan vs korkmak değil, kaçınmak. İyi bir tıbbi tedavi (serotonin desteği başta olmak üzere) ve psikoterapi ile (bu rahatsızlıkta bilişsel davranışçı terapi yöntemi kullanılır sıklıkla ve çok işe yarar) kurtulmak mümkün. Ama bunun yeri asosyalliği alabildiğine besleyen internet değil tabii. Asla olmamalı.

 

Yine de biz ne söylersek söyleyelim eksik ve yanlış olur. Kesin olan şey, ciddi bir majör depresyonu olduğu. Ona eşilik eden hastalıkları tespit etmek de zor değil uzman için. 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
 

İnsanların bir yanlışını düzeltmeyin hemen saldırıya geçerler. Depresyonu yaşamamış veya bununla ilgili uzmanlaşmamış kişilere depresyon çok basit gibi geliyor. Depresyon belki bendeki gibi bir OKB ile birlikte ortaya çıkmış olabiliyor. Böyle oluncada kurtulmak çok zor oluyor. Destek almadan ancak sorunun içinde boğuluyorsun.

 

Aman geçsinler saldırıya, boşverin. Dediğiniz gibi, depresyonu herhangi bir mutsuzluk durumu sanıyor ve hafife alıyorlar. Arkadaşlar ne güzel tavsiyelerde bulunmuş, bir şeyler yapabilmek için çabalamışlar. Buradaki insanların büyük çoğunluğu iyi niyetlidir ve dayanışmada bulunmaktan kaçınmazlar. Ama arada ilgi açlığını gidermek için rol çalmaya çalışanlar da olacak elbet...

 

Depresyon anksiyete bozukluklarıyla da görülür sıklıkla, evet. Ama siz bir doktora başvurduğunuz için gerçek durumu öğrendiniz ve rahatladınız. Profesyonele başvurmadan anlamak da kurtulmak da pek mümkün değil, bunu en iyi tecrübe edenlerden birisiniz.

Sizin OKB'niz muhtemelen kontrol etmekle ilgili.:) Halledersiniz. Bir başka başlıkta gayet de bilinçli ve bilimsel bir yaklaşım gösterip doğru adreslere gittiğinizi ve tedaviyi kovaladığınızı görmüştüm, konuşmuştuk. Başka çaremiz yok ki. Aksi durumda dediğiniz gibi, sorunun içinde boğulup duruyoruz. 

ateistfikir'in çektiği ızdırabın büyüklüğünü anlatmaya sözcük yetmez. Ne yaşadığını en iyi o ve sizin gibi onu yaşayanlar bilir. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
On 12.8.2017 at 14:12, ateistfikir said:

18 yasındayım bıktım artık bu hayattan. 6-7 senedir evden dışarı çıkmıyorum. Kendine güvensiz,ezik,korkak birisi olmak istemiyorum artık. Küçükkende çekingen biriydim ama sonra daha fazla içine kapanmaya başladım. Liseye başladım ama çok berbat bir 4 yıl yaşadım. Her günüm alay edilmekle geçti insanlar suratima baktiğında anliyolardı ne kadar ezik biri oldugumu. Düşündükce kötü oluyorum. Unutmaya çalısıyorum o günleri. Ama liseye gidenleri gördügümde ister istemez koyuyo insana. İnsanlarla iletişimim çok zayıf, evde durmaktan insanlarla konuşmayi unuttum. En ufak işleri bile yapamıyorum bakkala gitmek bile zor geliyor bana. Mesela bugun eve misafir gelicek, dunden beri dusunuyorum kafama takıyorum. Bıktım artık insanlar nasıl bu kadar rabat olabiliyolar? Yaşıtlarıma bakıyorum diger insanlara bakiyorum güzel bir hayatları var ama benim hayatim ilkokulda lisede hep alay edilmekle,dışlanmakla geçti. Cok duygusal bir yapım var. En ufak olaydan etkileniyorum. İnsanları kıramıyorum. O yüzden bu hale geldim. Keske hic dogmasaydim bazen intihar edesim geliyo ölmek istiyorum. Insan yasamadan bilemiyor.

 

Balık burcundan mısın;-)

 

Yaşın daha çok genç...

Daha yaşayacağın o kadar mutluluklar var ki...

Ama bir çok dert de seni bekliyor...

Hayatta her inişin bir de çıkışı vardır...

Pes etme

Ölümü unut.

 

Gerekirse yardım al...

Başkalarının ne dediği önemli değil, sen kendini mutlu etmek için yaşa...

Bir gün geriye dönüp "ben bunun için ölmek istemişim, ne salaklıkmış" diyeceksin...

Yıllar sonra.

 

Sağlıcakla kal :-)

 

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ateistfikir'in sorunu duygusal olmasından, kimseyi kıramamasından, yufka yürekliliğinden mi kaynaklanıyor, yoksa o mu kendini böyle görmek istiyor ve asıl sorunu güçsüz fiziğinde mi yatıyor? Kendisini tanımadan bu soruyu yanıtlamak güç. Esasen o kadar genç bir yaşta ki her iki durum da çözüm var. Çünkü en değerli hazineye sahip. 18 yaşında! Her şeyi unutup hayata yeniden başlayabilir. Duygusallığından dolayı kendisini ezdiriyorsa - ki bu hiç gerçekçi durmuyor - o duygular zamanla küntleşir. Hayat onu sertleştirir ve bazı şeyler elbette bir süre sonra düzene girer. Ama duygusal insanlar ezik ve korkaktır diye bir kural yok ki. Tersine duygusal insanlar çok güçlü de olabilirler. Aşkla şevkle çalışabilirler ve güçlenebilirler. Yani bence bu delikanlının sorunu duygusallığından değil fiziki güçsüzlüğünden, zayıflığından ileri geliyor. Gücü olmadığı için kavgaya girmekten korkuyor. O korktukça daha da çok üzerine geliyorlar ve o da daha çok korkuyor. Bu girdaptan ılık suyla banyo yaparak ya da psikiyatrdan öğüt alarak kurtulabilmesi mümkün değil. Bir şekilde korkusunu yenmesi, onu ezmeye çalışan it kopuğa haddini bildirmesi lazım. Korkunun ecele faydası yok. Esasen hiçbir şeye faydası yok.

 

Hayat bir mücadeledir, kavgadır. Kavgadan kaçmak, korkmak olmaz. Yaşamak için kavga etmek, kavga etmek için de güçlü olmak zorundayız. İlle de Arnold gibi vücudumuz olacak diye bir şey yok. Ama namerde boyun eğmek istemiyorsak bedenimizi güçlendirmeli, sağlıklı, zinde ve hareketli bir bedene sahip olmalıyız. Bugün dünyanın hemen her yerinde okullarda beden eğitimi diye ders varsa bu sebepsiz değildir. Çünkü spor sadece bedenin güçlenmesinde ve sağlıklı bir yapıya kavuşmasında değil beynin ve kişiliğin gelişmesinde de önemli bir rol oynar. Ben bile 40'lı yaşların ortalarında olduğum halde fırsat yaratıp haftada 2-3 gün birkaç saat spor yapıyorum. Faydalarını anlatmakla bitiremem. Ama 18 yaşındayken deliler gibi spor yapardım. Şınav, mekik çeker yüzerdim. Oltamı alıp tertemiz bir nehrin ya da gölün kıyısında balık avlar, ciğerlerime o mis gibi açık havayı çektikçe yaşamın gücünün damarlarıma dolduğunu hissederdim. O yaşlarda kendimi süperman gibi hissediyordum. Tek başıma 2-3 kişiyi haklayacak kadar acı bir  kas gücüm vardı. Hiçbir şeyden korkmaz, tersine üstüne üstüne giderdim. Ama sonra gördüm ki o kadar gözü pek ve kavgacı olmak da iyi değilmiş. Nitekim başımı boyumdan büyük işlere soktum, belaya bulaştım ve yıllarımı kaybettim.

 

Sonuç olarak bu delikanlının asıl sorunu dediğim gibi fiziki zafiyet. Ve bunu aşabilmesi için de deliler gibi spor yapması, sonra da dövüşmeyi öğrenmesi şart. 18 yaşında ve önemli bir sağlık sorunu olmayan bir genç, iradesiyle azmiyle çok çalışarak caydırıcı bir bedensel güce kavuşabilir. Ama her şeyden önce bunu istemesi ve ne kadar önemli olduğunu, hatta itin kopuğun her yerde cirit attığı ülkemizde hayatta kalmak için elzem olduğunu iyice idrak etmesi gerek. Kemik yapısı, hormonları elvermese bile çok ama çok çalışarak güçlenebilir. Hiç değilse kendisini koruyacak kadar vücudunu geliştirmesi şart. Kasları kemikleri güçlendikçe gelişen beden dili sayesinde kişiliği daha inandırıcı hale gelecektir. Böylece insanlarla iletişimde avantaj elde edecektir. Gerçekten de insan gücünü yitirdiğinde en yakınında bulunanlar bile ona karşı saygısını sevgisini ve seviyesini kaybeder. Kurt kocayınca köpeklerin oyuncağı olur derler. Ama delikanlımız henüz hiç güçlenememiş. Yaşı ve hayat deneyimi arttıkça, sadece güçlü olduğu sürece kaliteli bir yaşama sahip olabileceğini daha iyi anlayacaktır. Hayatın acı gerçekleridir bunlar. Hayatımıza düşüncelerimizle yön verdiğimizi sanırız. Bu bir ölçüye kadar doğrudur ama salt bir ruhtan ibaret olmadığımız ve sonuçta bedenimizden aldığımız duyumlarla ve çoğunlukla da bedensel zevkler için yaşadığımız için beden disiplini ve sağlığı aslında ruh sağlığımız için de önceliklidir. İğrenç bir dünyada, yobazlarla dolu bir ülkede yaşıyoruz. Ateistler olarak çoğumuzun hayatı, son derece dikkatle yaşamayı zaruri kılan bir sürü zorlukla ve tehlikelerle dolu. Her canlıda olduğu gibi insan içinde güvenlik her şeyden önce gelir. Kişi kendisini güvende hissetmedikçe hayattaki hedeflerine odaklanamaz. Bu gerçeklerle ne kadar erken yüzleşirse, hayata dört elle sarılıp onu sımsıkı yakalamak için o kadar şansı olur.

 

Kavgadan kaçma delikanlı. Namerdin üzerine yürü onlar senden kaçsın. Başlarda belki gözün morarır, dudağın patlar, yüzün kanar. Ama o kan aktığı anda yeni ve daha güçlü bir insan olduğunu, bir erkek olduğunu hissetmeye başlarsın. Korkma ve erkek ol! Unutma ki insanlar mücadele ederek güçlenir. Zaten hayat dediğimiz şey de bir mücadeleden başka bir şey değildir.

Link to post
Sitelerde Paylaş
 

18 yasındayım bıktım artık bu hayattan. 6-7 senedir evden dışarı çıkmıyorum. Kendine güvensiz,ezik,korkak birisi olmak istemiyorum artık. Küçükkende çekingen biriydim ama sonra daha fazla içine kapanmaya başladım. Liseye başladım ama çok berbat bir 4 yıl yaşadım. Her günüm alay edilmekle geçti insanlar suratima baktiğında anliyolardı ne kadar ezik biri oldugumu. Düşündükce kötü oluyorum. Unutmaya çalısıyorum o günleri. Ama liseye gidenleri gördügümde ister istemez koyuyo insana. İnsanlarla iletişimim çok zayıf, evde durmaktan insanlarla konuşmayi unuttum. En ufak işleri bile yapamıyorum bakkala gitmek bile zor geliyor bana. Mesela bugun eve misafir gelicek, dunden beri dusunuyorum kafama takıyorum. Bıktım artık insanlar nasıl bu kadar rabat olabiliyolar? Yaşıtlarıma bakıyorum diger insanlara bakiyorum güzel bir hayatları var ama benim hayatim ilkokulda lisede hep alay edilmekle,dışlanmakla geçti. Cok duygusal bir yapım var. En ufak olaydan etkileniyorum. İnsanları kıramıyorum. O yüzden bu hale geldim. Keske hic dogmasaydim bazen intihar edesim geliyo ölmek istiyorum. Insan yasamadan bilemiyor.

Sevgili genç arkadaşım.

Seni anlamak için seninle yaşamak gerekir.

bir noktada sen hepimizden bir tık üstünsün. Hangi konuda diye sorarsan anlatayım. Kendi ego'na yenilmeden yaşadığın sorunları şu forumda içtenlikle dile getirmişsin. Belli ki bu forumda çağdaş ve evrensel fikirleri olan üyelerin sorunlarına önayak olması beklentisi içinde olmanı çok doğal buluyorum.

        Ancak cevap veren arkadaşlar yazılarını yazar iken empati yapmadan ve seni hissetmeden yazmışlar. Öncelikle seni hissetmek ve gönül kulağıyla duymak gerekir diye düşünüyorum. 

        Kendine güvensiz ezik ve korkak biriymişsin

Bu senin suçun değil.. Anladığım kadarıyla sınırlarını çizdiğin yakın çevrende fikirlerine ve bakış açına saygı duymayan arkadaşların var. Onlarla karşılaştığında sana bu kesikliği hissettiriyorlar. İçlerinden bazıları baskın ve dominant tipler olsa gerek. Bunların yanında  ciddi şeyler konuşmak seni rahatsız ediyor.

       Derhal bu tipleri yaşamından ele..

       Ezik olmak diye birşey olamaz. Dünyada bir tek sen kalsaydın. Bu duyguyu hiç bir zaman yaşamazdın. Demekki senin kendini ezik hissetmene neden olan etkenler ve insanlar var. bunlardan derhal kurtul.    

       Ben senin korkaklığını efendilik olarak algılıyorum. Aslında korkak değil çok cesaretlisin. İçimizden kaç kişi senin gibi genç yaşta kendini öldürmeyi cesaretle düşünür.

Evden çıkamadığını söylüyorsun. Artık 1970 li yıllarda değiliz. Dışarıda Saf ve idealist bir toplum yok. Dışarıda milyonlarca goygoycu, akıl fikir budalası, cinsellik ve özenti delisi, aklını dogmatik fikirlere mahkum etmiş insan müsvettesi. siyasi fikir ve ideolojiden bihaber insan ve yaratık var biliyormusun?

          Muhatap alacağın insan yok denecek kadar az.

Oysa sen Bu yaşta o milyonların yapamadığını yapmış ve ateist bir fikri benimsemişsin. Sen bence seçilmiş birisin.  

         O allahın belası Türkiye'nin rezil liseleri ve örümcekleşmiş eğitim kurumları.. Bunlar insan üretmiyorlar Adeta troll üretiyorlar. Bu çocukların gençlerin çoğu zombi gibi.. 

         Oysa sen burada binlerce görüş beyan etmiş fikir patlatmışsın. yazılaranı okudum. Yalın ve sade .. 

Sen ne iyi bir adammışsın iyi ki varsın.. Sen benim için fikrini beyan edemeyen o milyon trollerden  çok daha kıymetlisin. 

         Şekilci ve mükemmeliyetci sapkın insanlardan olma, Gösteriş budalası faşizan kişilerden uzak dur. Doğayla bütünleş.. Bahçen var ise bir yetiştir. o bitkiyi sabır ve özenle bak. Ona saygı göster.. Balkonda olabilir. Kendine bir evcil hayvan edin o sana sadık kalsın. onunla yanlızlığını paylaş..

         Benim  2 kuşum var balkonumda biber ve domates yetiştiriyorum. Tıpkı fikirlerim gibi onlarıda büyütüyorum. onlarda bana sabrı öğretiyor. Senin psikologa ihtiyacın yok. Kendini kendin rehabilite et. Kendinle gurur duy

         Çünkü ben seninle bu forumda fikirdaş olmaktan gurur duyuyorum.   

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
 

 Ancak yapmış olduğum derin sorgulamalar ve tefekkür sonucu ulaştığım nokta gerçekten çok ürkütücüydü ve bu sorgulamaya dayanarak Allah'tan ciddi manada korktum

Niçin korktun? neden korktun? Cehennemde yanmaktan mı? , Dinden dışlanmaktan mı? Eğer korkmasaydın tanrıyı sorgulayacak mıydın. Mesela ona niçin sorguladığını ve cezalandırdığını mı soracaktın.? Korku karanlık gibidir. Bir bilinmeyen.. Ama karanlığa bir fener tut korkularının gerçek olmadığını gör.. Tanrıyı ve onu yaradan dini sorgula bir fener ışığı gibi zihnini aydınlat.. O zaman sende din ve tanrının bir cahil ve kuşkucu beynin hayali varlıkları olduğunu anla.. 

Bir tanrı var eden sergileyen ve sunan olabilir.

ama... 

bir tanrı sorgulayan ve cezalandıran olamaz.

Bizler korkularımızla doğduk, korkularımızla öleceğiz. Senin korkun Cezalandıran tanrı. cehennem ve azaptır. Unutma ki onların hepsini sadece sen yarattın.

Unutma ki Tüm dinler hastalıklı zihinlerin ürünüdür ve bencillikle beslenirler..  Dinden kesinlikle uzak dur.

   

Link to post
Sitelerde Paylaş

sana optimistik - nihilizm öneriyorum 

 

ezik falan değilsin kardeşim eziklik neymiş . gidip sokakta serserilik yapmayıncamı ezik olunuyormuş .

zaten bu dünyada yaptığın ve yapmadığın hiç bir şeyin önemi yok dünya üzerinde en az 90 milyar insan yaşadı öldü bitek seninmi küçük düştüğün durumlar var ulan .

dile kolay 90 milyar hepsinin kendi özel hayatları , mutlulukları , acıları , küçük düştüğü durumlar vardı . bak noldu hepsine YOK OLDU var olan ve olacak herşey gibi yok oldu .

insanlar zaten unutkandır kaç tane inanılmaz olay yaşandı dünyada veya memlekette ama insanlar hiç bi bok olmamış gibi hayata devam ederler . 

 

nihilizm bana göre bir güçtür . herşeyin aslında hiçbirşey olduğunu anlarsan herşey olabilirsin . sokakta laf atan dalaşan falan olursa salla yumruğu istersen vurama istersen ölümüne dayak ye ne olacak ulan ! sümük gibi yaşamaktan daha iyidir . 

 

eğer ölünce yok olacağıa inanıyorsan senden özgürü yok .

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş

18 yasindasın, yakında universiteye başlayacaksın. Orada yeni insanlarla tanışacaksın. Mecburen dış görünümüne daha fazla önem göstereceksin. Beğendiğin kulüplere uye olursun. Edebiyat, şiir, sinema, vb kulüpleri. Sosyalleşme, manitacılık vs iyi gelecektir. Genç adamsın, cayır cayır sevişmen lazım şimdi. Yoksa o yoksunluk da dert yaratır. Yalnız bunlar yetmeyebilir, diger üyelerin söylediği gibi bir psikiyatriste görün. Doğru ilaçlar da iyi gelecektir.

Link to post
Sitelerde Paylaş
 

Niçin korktun? neden korktun? Cehennemde yanmaktan mı? , Dinden dışlanmaktan mı? Eğer korkmasaydın tanrıyı sorgulayacak mıydın. Mesela ona niçin sorguladığını ve cezalandırdığını mı soracaktın.? Korku karanlık gibidir. Bir bilinmeyen.. Ama karanlığa bir fener tut korkularının gerçek olmadığını gör.

   

Bu sorularını cevaplamaktan geri duramadım :)

Cehennemde yanmaktan korkuyorum çünki dünyada yanıyorum. Düna bir ceza yeri aslında bir nevi prototip bir cehennem gibi. Sorgulamaktan bence sizler korkuyorsunuz. Benim önümde cehennemle ilgili her türlü örnek ve delil duruyor. Kesinlikle cehennemin başındayız bundan eminim ve cehennemin daha derinlerine inmekten çok korkuyorum çünki dünyanın karanlık yüzü beni yeterince korkuttu birde daha derinlerini düşünemiyorum.

 

Korkmasaydım Tanrıyı sorgulayacakmıydım?

Hayatım boyunca Tanrıyı ve dinleri sorguladım. Yatarken, ayaktayken veya okuldayken hatta tv izlerken. Devamlı sorguladım. Yalnız bu sorgulamayı yaparken sizin yaptığınız en büyük hata olan subjektiflikten uzak durdum. Objektif ve empati yeteneklerimi kullandım.

 

Korkularım tamamen gerçek çünki görmediğim veya yaşamadığım birşey değil. Korkuları yaşadım, hisettim ve gözlemledim. İşin sonunda ulaştığım sonuç kesinlikle korkunçtu. Dünyayı ancak çok bÜyük cezalandırıcı özelliği olan bir varlık yaratabilirdi ve bu varlık dünyayı yaratmışsa çok daha ötesinide kesinlikle yaratacaktır. Zaten kendiside bununla bizi uyarıyor. Belki hz. Ademde belki senin yaşadığın bu çelilşkiye düştü ve o elmayı yedi. Sonuçta 1000 yıllık bir dünya hayatıyla cezalandırıldı. Şimdi Allah bizi hz. Ademi uyardığı gibi gene uyarıyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş
 

Bu sorularını cevaplamaktan geri duramadım :)

Cehennemde yanmaktan korkuyorum çünki dünyada yanıyorum. Düna bir ceza yeri aslında bir nevi prototip bir cehennem gibi. Sorgulamaktan bence sizler korkuyorsunuz. Benim önümde cehennemle ilgili her türlü örnek ve delil duruyor. Kesinlikle cehennemin başındayız bundan eminim ve cehennemin daha derinlerine inmekten çok korkuyorum çünki dünyanın karanlık yüzü beni yeterince korkuttu birde daha derinlerini düşünemiyorum.

 

Korkmasaydım Tanrıyı sorgulayacakmıydım?

Hayatım boyunca Tanrıyı ve dinleri sorguladım. Yatarken, ayaktayken veya okuldayken hatta tv izlerken. Devamlı sorguladım. Yalnız bu sorgulamayı yaparken sizin yaptığınız en büyük hata olan subjektiflikten uzak durdum. Objektif ve empati yeteneklerimi kullandım.

 

Korkularım tamamen gerçek çünki görmediğim veya yaşamadığım birşey değil. Korkuları yaşadım, hisettim ve gözlemledim. İşin sonunda ulaştığım sonuç kesinlikle korkunçtu. Dünyayı ancak çok bÜyük cezalandırıcı özelliği olan bir varlık yaratabilirdi ve bu varlık dünyayı yaratmışsa çok daha ötesinide kesinlikle yaratacaktır. Zaten kendiside bununla bizi uyarıyor. Belki hz. Ademde belki senin yaşadığın bu çelilşkiye düştü ve o elmayı yedi. Sonuçta 1000 yıllık bir dünya hayatıyla cezalandırıldı. Şimdi Allah bizi hz. Ademi uyardığı gibi gene uyarıyor.

Soylediklerinin sacmalik oldugunun farkinda bile degilsin, degil mi? Cizgi romanlara inanan cocuklara benziyorsunuz.

 

Allah varmis, cehennem varmis, yarattiklarini yakiyormus... Hz. Adem varmis, elma yemis filan.

 

Salaksiniz. Beyin denen bir sey yok sizde.

Link to post
Sitelerde Paylaş
 

Belki hz. Ademde belki senin yaşadığın bu çelilşkiye düştü ve o elmayı yedi. Sonuçta 1000 yıllık bir dünya hayatıyla cezalandırıldı.

 

Eski devirlere gittikçe, insanların ortalama ömrü kısalır. Buna Sizin bütün peygamberleriniz de dahildir, nihayetinde onlar da insandı. Muhtemelen hiç birisi de yașamadı, çünkü masallar ve mitler zamanla dinlerle hașır neșir olmușlar. Sonuçlarını da kutsal kitaplarınızda âlenen görmek mümkün.

Sorgulamaktan dem vuruyorsunuz, lâkin bu kadar basit bir olguyu irdeleyeceğinize, iddianızın aksine önünüze konan her çorbayı körü körüne kașıklıyorsunuz. Afiyet olsun efendim.

 

 

tarihinde kavak tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

    Gariban derviş bence hayatı cehenneme çeviren bizzat kendinsin ve farkında değilsin.Olmayan cennetleri kazanmak için uğraşacağına bu hayatını güzelleştirmek için çabalasan emin ol yakalamak istediğin huzuru daha çabuk elde edersin.

    Diyorsun ki dünya kötü bir yer ve bunun böyle olmasının sebebi de cezalandırma yetisi yüksek bir tanrı ee bu tanrı da olsa olsa Allah' tır.O konuda haklısın.Heralde hiçbir kutsal kitapta cehennemi ağzına kadar doldurmayı amaç edinen bir tanrı yoktur.

  Son olarak:Eldeki kuşu kurtarmaya bak sen.Dalda kuş var mı yok mu derken elindekinden de olma??.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Abi bu ara amma olmek isteyen var ya. Ulkenin gidisatindan midir, yeni neslin evriminden midir, nedir ben cozemedim acikcasi. Her gun olmek isteyen insanlara neden olmemesi gerektigini anlatip duruyorum. Bikmadim bunu yapmaktan, gercekten bikmadim ama nedir sizdeki bu olme istegi abisi hayat cok guzel yasama sıkı sıkı tutunun, bugun bunu istiyorsunuz fakat yarin sonsuza kadar yasamak isteyebilirsiniz. Ve bu gunlerde aklinizdan cikmayan olme isteginden dolayi kendinizden utanabilirsiniz..

 

CbaesydMGemqCgMO1NULEgqulcZFduhY-r1mxq-_

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...