Jump to content

Ölmek istiyorum artık...


Recommended Posts

 

Bu sorularını cevaplamaktan geri duramadım :)

Cehennemde yanmaktan korkuyorum çünki dünyada yanıyorum. Düna bir ceza yeri aslında bir nevi prototip bir cehennem gibi. Sorgulamaktan bence sizler korkuyorsunuz. Benim önümde cehennemle ilgili her türlü örnek ve delil duruyor. Kesinlikle cehennemin başındayız bundan eminim ve cehennemin daha derinlerine inmekten çok korkuyorum çünki dünyanın karanlık yüzü beni yeterince korkuttu birde daha derinlerini düşünemiyorum.

 

Korkmasaydım Tanrıyı sorgulayacakmıydım?

Hayatım boyunca Tanrıyı ve dinleri sorguladım. Yatarken, ayaktayken veya okuldayken hatta tv izlerken. Devamlı sorguladım. Yalnız bu sorgulamayı yaparken sizin yaptığınız en büyük hata olan subjektiflikten uzak durdum. Objektif ve empati yeteneklerimi kullandım.

 

Korkularım tamamen gerçek çünki görmediğim veya yaşamadığım birşey değil. Korkuları yaşadım, hisettim ve gözlemledim. İşin sonunda ulaştığım sonuç kesinlikle korkunçtu. Dünyayı ancak çok bÜyük cezalandırıcı özelliği olan bir varlık yaratabilirdi ve bu varlık dünyayı yaratmışsa çok daha ötesinide kesinlikle yaratacaktır. Zaten kendiside bununla bizi uyarıyor. Belki hz. Ademde belki senin yaşadığın bu çelilşkiye düştü ve o elmayı yedi. Sonuçta 1000 yıllık bir dünya hayatıyla cezalandırıldı. Şimdi Allah bizi hz. Ademi uyardığı gibi gene uyarıyor.

Masal kahramanlarıyla gerçek bir insanı kıyaslamak karşılaştırmak doğru değil. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 97
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

 

Masal kahramanlarıyla gerçek bir insanı kıyaslamak karşılaştırmak doğru değil. 

 

 

Soylediklerinin sacmalik oldugunun farkinda bile degilsin, degil mi? Cizgi romanlara inanan cocuklara benziyorsunuz.

 

Allah varmis, cehennem varmis, yarattiklarini yakiyormus... Hz. Adem varmis, elma yemis filan.

 

Salaksiniz. Beyin denen bir sey yok sizde.

 

 

 

Eski devirlere gittikçe, insanların ortalama ömrü kısalır. Buna Sizin bütün peygamberleriniz de dahildir, nihayetinde onlar da insandı. Muhtemelen hiç birisi de yașamadı, çünkü masallar ve mitler zamanla dinlerle hașır neșir olmușlar. Sonuçlarını da kutsal kitaplarınızda âlenen görmek mümkün.

Sorgulamaktan dem vuruyorsunuz, lâkin bu kadar basit bir olguyu irdeleyeceğinize, iddianızın aksine önünüze konan her çorbayı körü körüne kașıklıyorsunuz. Afiyet olsun efendim.

 

 

 

 

    Gariban derviş bence hayatı cehenneme çeviren bizzat kendinsin ve farkında değilsin.Olmayan cennetleri kazanmak için uğraşacağına bu hayatını güzelleştirmek için çabalasan emin ol yakalamak istediğin huzuru daha çabuk elde edersin.

    Diyorsun ki dünya kötü bir yer ve bunun böyle olmasının sebebi de cezalandırma yetisi yüksek bir tanrı ee bu tanrı da olsa olsa Allah' tır.O konuda haklısın.Heralde hiçbir kutsal kitapta cehennemi ağzına kadar doldurmayı amaç edinen bir tanrı yoktur.

  Son olarak:Eldeki kuşu kurtarmaya bak sen.Dalda kuş var mı yok mu derken elindekinden de olma??.

 

 

Kavak doğru söylüyor. Birkaç milenyum öncesine kadar insanlarin ortalama ömrü 20-30 seneydi. Diş enfeksiyonundan bile ölüyorlardı.

 

 

Masal kahramanlarıyla gerçek bir insanı kıyaslamak karşılaştırmak doğru değil. 

 

 

Abi bu ara amma olmek isteyen var ya. Ulkenin gidisatindan midir, yeni neslin evriminden midir, nedir ben cozemedim acikcasi. Her gun olmek isteyen insanlara neden olmemesi gerektigini anlatip duruyorum. Bikmadim bunu yapmaktan, gercekten bikmadim ama nedir sizdeki bu olme istegi abisi hayat cok guzel yasama sıkı sıkı tutunun, bugun bunu istiyorsunuz fakat yarin sonsuza kadar yasamak isteyebilirsiniz. Ve bu gunlerde aklinizdan cikmayan olme isteginden dolayi kendinizden utanabilirsiniz..

 

CbaesydMGemqCgMO1NULEgqulcZFduhY-r1mxq-_

 

Şimdi arkadaşlar nuh tufanından sadece kutsal kitaplar değil birbirinden farklı o dönemde bulunmuş bazı medeniyetlerde bahseder. Yani nuh tufanı yaşanmış bir gerçek ve bunun mu kıtası olduğu söyleniyor. Mu kıtasını red etmek mümkün değilçünki Atatürk dahi mu kıtasının peşinde Türk ırkını araştırıyordu. Sonuçta Atatürkte hz. Nuh peygamberin oğlu Yasefi aslında onaylamış bir liderdir ve bu yönüyle benim görüşüme göre ateist değildi.

 

Şimdi mu ve atlantis uygarlıklarının çok ileri oldukları iddia edilir. Bunu iddia edenler bilim dünyasının bilim insanlarıdır. Hatta daha en yakın tarihsel geçmişi olan mısır piramitleri ile alakalı bile çok fazla iddialar vardır.

 

Şuan gidişat insaların ömrü yeniden 1000 li yıllara ulaşacağı yönündedir. Bu yakın gelecekte bulunacaktır diye tahmin ediyorum. İnsan oğlunun bu potansiyeli vardır gerekli teknolojik destekle ergeç bu olay bu zamanda da yaşanacaktır. Bence bu olay çok imkansız değil.

 

Siz hala şunu anlayamıyorsunuz hayat son bulma noktasında artık yaşadığımız hiç bir anının veya yaşadığımız hiç bir güzelliğin bir değeri olmyacak. Aslında ölüm döşeğine bile gerek yok geçmişte yaşadığınız en muhteşem anıı hatırlayın o anın dahi şimdiye hiçbir faydası yok. Yaşadığımız dünya tamamen psikopatların elinde ve istedikleri zaman bizi yok edebilirler. Ancak bunu yapmak yerine bizleri kobay olarak kullanıyorlar. Zaten bizim zaaflarımızdan faydalanarak şuan tüm dünyayı ele geçirmek üzereler ki yakın gelecekte insanlığın hiçbir şansı kalmayacak ve herkes tam bir köle olacak.

 

Yediğimiz gıdaların ne olduğunu bile bilmiyoruz. Hergün hastahanelerde korkunç acılar içersinde ölümü bekleyen insanlar var. Gidip bir onlara soralım yaşamadıkları şeyler için pişmanlık duyacak halleri varmı?

 

Arkadaşlar durumun ne kadar korkunç ve ürkütücü olduğunu anlamak istiyorsak empati yapmak zorundayız. Kendi çerçevenizden bakarsanız kendi şartlarınızla değerlendirirseniz durumu büyük ihtimalle çok büyük yanlışlara ulaşırsınız. Dünyadaki acıları çok iyi analiz etmeli ve bu acıların ergeç kendinizede bir şekilde ulaşacağını bilmelisiniz. Dünya gerçekten korkunç bir yer ve zamana göre yaşanan acılar var. Acılar ve olaylar zamana göre gene değişime uğrayarak karşımıza dikiliyor. Bir hastalık yok edilirken bu defa bambaşka bir hastalık çıkıyor. Hayat öyle enteresan ki bir düzlem üzerinde hayatı hayal etsek üzerinde çok nadir bulunan mutluluk noktaları var ancak gerisi tamamen acı. Sanki ufak mutluluklarla bir nefes alıyor ve hayatın acı yönüne yeniden dalıyoruz. Ve çok ilginçtir ki mutluluk tamamen yalan ama acılar olduğu gibi gerçek ve can yakıcı. Bir acı senin tüm hayatını mahfedebilirken dünyanın en büyük mutluluğu en fazla 1 yılda sönüyor. Dünyada gerçek olan en net şey yaşadığınız acı ve derecesi. Adeta acı insanoğlunun gerçek manada olgunlaşmasına vesile olan bir ilaç. Acın kadar insan oluyorsun. Bazende tam tersi acın kadar psikopata bağlıyorsun. Her halikarda insanı değiştiren tek etken aslında o insanın yaşadığı acılar.

Dünya acı üzerine kurulmuş ve o kadar enteresan bir durum ki insanoğlu bu acıyı dahada arttırmak için elinden geleni yapıyor. Öyle sakat bir durum ki bu gün çok mutlu olduğun bir durum mesela bir bebeğin olsun ve seni mutlu etsin 3 sene sonra bir arabanın altında kalmış paramparça olmuş cesedini eline alabiliyorsun. Bir bebeğin olunca belki 3-4 ay çok büyük mutluluk duyuyorsun ama aksi bir durumda bebeğinin ölüsünü eline aldığında bundan sonraki yaşayacağın hayat 10-20 veya 50 sene farketmiyor bu acıyı en yoğun haliyle yaşayabiliyorsun.

 

Bilim dünyası bile artık kanser ölümünü romantik ölüm olarak adlandırıyor çünki dünyaya bakınca çok dehşetli ve can yakıcı ölümleri görebiliyorsun.

 

Ben hayalleri değil gerçekleri söylüyorum ve tek gerçek şu dünya gerçekten korkunç bir yer ve sanki cehennemin basit bir prototipi. Adem peygamber nasıl uyarılıyorsa aynı şekilde bizlerde uyarılıyoruz ve ilginç nokta şu bu güç karşısında kesinlikle çaresiz boyun eğmekten başka yolumuz yok. Başımıza gelecek her ne varsa hiçbiri bizim kontrolümüz altında değil. Bu bile tüyleri diken diken etmeye yetiyor :)

Link to post
Sitelerde Paylaş
 

Şimdi arkadaşlar ....

.....

 

 

Gecenin köründe daldan dala atlayarak bișeyler karalamıșınız, ki özetlersek çıkan sonuç "Cevap veremedi" olur.

Kısacası 1000 sene yașayan insan bugüne kadar anasının karnından doğmamıștır.

Öyle boș beleș masallarla, mitlerle uğrașarak boșuna zaman harcıyorsunuz.

Kanser falan dediniz de, belki dünyaya bakıșınız biraz değișir umuduyla kendimden kısa bir örnek vereyim, ki bilimin hangi noktaya geldiğini anlarsınız belki. Bana 5 sene evvel kanser teșhisi kondu ve ben bilim sayesinde bu illetten kurtuldum. Bunda dinin bana hiçbir katkısı olmadı, yani öyle duayla, masallarla olmaz bu ișler. Fazla değil, 50 sene evvel benim bu hastalıktan kurtulmam mümkün değildi.

Ancak öyle kimlerin yazdığı bile belli olmayan masal kitaplarına kendinizi fazla kaptırırsanız, yapacak birșey yok.

 

tarihinde kavak tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
 

Korkularım tamamen gerçek çünki görmediğim veya yaşamadığım birşey değil. Korkuları yaşadım, hisettim ve gözlemledim. İşin sonunda ulaştığım sonuç kesinlikle korkunçtu. Dünyayı ancak çok bÜyük cezalandırıcı özelliği olan bir varlık yaratabilirdi ve bu varlık dünyayı yaratmışsa çok daha ötesinide kesinlikle yaratacaktır. Zaten kendiside bununla bizi uyarıyor. Belki hz. Ademde belki senin yaşadığın bu çelilşkiye düştü ve o elmayı yedi. Sonuçta 1000 yıllık bir dünya hayatıyla cezalandırıldı. Şimdi Allah bizi hz. Ademi uyardığı gibi gene uyarıyor.

 

Aylarca yıllarca sorguladın, düşündün; çıka çıka bu mu çıktı?

Link to post
Sitelerde Paylaş
 

18 yasındayım bıktım artık bu hayattan. 6-7 senedir evden dışarı çıkmıyorum. Kendine güvensiz,ezik,korkak birisi olmak istemiyorum artık. Küçükkende çekingen biriydim ama sonra daha fazla içine kapanmaya başladım. Liseye başladım ama çok berbat bir 4 yıl yaşadım. Her günüm alay edilmekle geçti insanlar suratima baktiğında anliyolardı ne kadar ezik biri oldugumu. Düşündükce kötü oluyorum. Unutmaya çalısıyorum o günleri. Ama liseye gidenleri gördügümde ister istemez koyuyo insana. İnsanlarla iletişimim çok zayıf, evde durmaktan insanlarla konuşmayi unuttum. En ufak işleri bile yapamıyorum bakkala gitmek bile zor geliyor bana. Mesela bugun eve misafir gelicek, dunden beri dusunuyorum kafama takıyorum. Bıktım artık insanlar nasıl bu kadar rabat olabiliyolar? Yaşıtlarıma bakıyorum diger insanlara bakiyorum güzel bir hayatları var ama benim hayatim ilkokulda lisede hep alay edilmekle,dışlanmakla geçti. Cok duygusal bir yapım var. En ufak olaydan etkileniyorum. İnsanları kıramıyorum. O yüzden bu hale geldim. Keske hic dogmasaydim bazen intihar edesim geliyo ölmek istiyorum. Insan yasamadan bilemiyor.

 

Hacım kesinlikle benim eski halimsin. Bak bu konuda çok şey yaşadım. Benim ezilmem 1. sınıfta başladı sınıf öğretmenim tarafımdan. Derste "Bununla arkadaşlık kurmayın" derdi. İleride okul değiştirdim ve özgüvenim tamamen yokolmuştu. Liseye kadar devam etti böyle. Şu an ise gayet rahatım. Bunun tek yolu kafanda bitirmek. Yarın eve gelicek misafiri kafana takıyorsun çünkü onlara karşı davranışlarında yanlış bir şey yaparım diye korkuyosun ve hatta belkide önceden nasıl davranacağını planlıyosun. Bundan vazgeç. Kimse senin davranışını takmıycak çünkü. Tamamen rahat ol. Pısırık olma. Sohbet et. Konu arama ama. Aklına gelen şeyden başla mesela o anda ev soğuk mu, bu gün hava da ne soğuk vs. dal lafa. Her ortamda böyle ol. Aklına ilk gelen şeyleri söyle. Planlama yaparsan hata yaparsın. Ama bunları abartıp da gevşek de olma. Dediğim gibi, o özendiğin insanlar rahat davranmak için özel bir şey yapmıyorlar. Sadece içlerinden geleni yapıyorlar. Biliyorum, seninde içinden geliyor, ama onu engelliyorsun. Engelleme. Kimse yemez seni. Bakkala git sohbet et. Böyle başla. Usta hava ne sıcak ya, işler nasıl abi falan. Gerisi gelicek zaten :) Unutma, aklına ilk geleni kullan.

 

Duygusallık konusunda, hacım. Burada elinde bir "uğraş" olması önemli. Al bi kitap oku, ya da başka hobiler edin spor yap. Kendini o konuda geliştirirsen, övünebileceğin bir yeteneğin de olmuş olur. Müzikle ilgilenmen en ideal olanıdır bence. Bunları yapmalısın çünkü yaşadığın şey duygusallıktan değil. Uğraşın olmadığı için, insanlarla olan olaylarını vs. düşün düşün düşün büyütüyorsun. Birazda gamsız ol. Takma yani. Seni kırmışsa bırak konuşma kimse vazgeçilmez değil abicim.

 

Sana bir tavsiye. İnsanlarla olan olaylarını konuşmalarını düşünme. Anlık içinden geldiği gibi davran. Bir de ödev vereyim sana :D yarın bakkala gidiyorsun, abi işler nasıl ya da hava ne sıcak gibi konulardan giriyosun kendini kasmıyosun. Unutma, bu dediklerim tecrübeyle sabit :) 

Link to post
Sitelerde Paylaş
 

18 yasındayım bıktım artık bu hayattan. 6-7 senedir evden dışarı çıkmıyorum. Kendine güvensiz,ezik,korkak birisi olmak istemiyorum artık. Küçükkende çekingen biriydim ama sonra daha fazla içine kapanmaya başladım. Liseye başladım ama çok berbat bir 4 yıl yaşadım. Her günüm alay edilmekle geçti insanlar suratima baktiğında anliyolardı ne kadar ezik biri oldugumu. Düşündükce kötü oluyorum. Unutmaya çalısıyorum o günleri. Ama liseye gidenleri gördügümde ister istemez koyuyo insana. İnsanlarla iletişimim çok zayıf, evde durmaktan insanlarla konuşmayi unuttum. En ufak işleri bile yapamıyorum bakkala gitmek bile zor geliyor bana. Mesela bugun eve misafir gelicek, dunden beri dusunuyorum kafama takıyorum. Bıktım artık insanlar nasıl bu kadar rabat olabiliyolar? Yaşıtlarıma bakıyorum diger insanlara bakiyorum güzel bir hayatları var ama benim hayatim ilkokulda lisede hep alay edilmekle,dışlanmakla geçti. Cok duygusal bir yapım var. En ufak olaydan etkileniyorum. İnsanları kıramıyorum. O yüzden bu hale geldim. Keske hic dogmasaydim bazen intihar edesim geliyo ölmek istiyorum. Insan yasamadan bilemiyor.

 

Ek olarak da eğer gerçek yaşamında zorlanırsan sanal ortamlardan başla. Ama o dediğim bakkal olayını kesinlikle yap :)

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 2 weeks later...
On 19.08.2017 at 13:27, Türk Ateist yazdı:

 

Aylarca yıllarca sorguladın, düşündün; çıka çıka bu mu çıktı?

sence bu 4 satırcıkmıdır sonuç :) Yazmaya kalksam forum yetmez sadece en küçük özetini geçtim ek olarak şunu ekleyim insanın formatıda zaten bu dünya konumuna uygun meleklerin dahi şaşırıp sorguladığı gibi yeryüzünde fitne ve fesat çıkaracak bir varlığız. Adeta bir strateji oyunu gibiyiz :)

Link to post
Sitelerde Paylaş
51 dakika önce, gariban_derviş yazdı:

sence bu 4 satırcıkmıdır sonuç :) Yazmaya kalksam forum yetmez sadece en küçük özetini geçtim ek olarak şunu ekleyim insanın formatıda zaten bu dünya konumuna uygun meleklerin dahi şaşırıp sorguladığı gibi yeryüzünde fitne ve fesat çıkaracak bir varlığız. Adeta bir strateji oyunu gibiyiz :)

Sanki cok mantikli bir sey soyluyormus gibi "melekler dahi sasiriyor" diyorsun.

Link to post
Sitelerde Paylaş

İnsanların dediklerine fazla kulak asma.Bu memlekette ağzı olan konuşuyor :D Senin üzerinden kendi egolarını tatmin edebilirler s.et bunu,şakaya vur alaya al geç.Başkalarının dedikleri asla senin güvenini kırmasın önce kendine güven,onlardan eksik neyin olabilir.

   Utangançlık sorununa gelirsek,bu durumdan kurtulabilirsin.Dışarıya çık,esnafın onun bunun konuşmasına dal,sen de konuş ona buna maydonoz ol.Güvenin gelir.Olmadı bir etkinliğe katıl,tiyatroya git,spor kulübüne yazıl.Sorunun gözünde büyütülecek bir sorun değil...

tarihinde Yıldız Tozu tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
6 saat önce, anibal yazdı:

 

Bu tür depresyonlarda balık cidden iyi bir tedavidir. Balıkçılar bilir, balıkçılık hastalık değil, terapidir.

Balik tutmak cekingenligi mi gideriyor? Konuyu acan kisinin sorunu depresyon degil aslinda. Cekingenlik.

Link to post
Sitelerde Paylaş
2 minutes ago, investor said:

Balik tutmak cekingenligi mi gideriyor? Konuyu acan kisinin sorunu depresyon degil aslinda. Cekingenlik.

 

Gidermesi gayet mümkün. Çünkü, eğer balıkçılık doğru yapılırsa, başarı hissini ve kendine güveni artırabilir. 

Link to post
Sitelerde Paylaş

Buna benzer,yani ölmek istemenle ilgili bir kaç konu daha açmıştın.

 

Bu tür, her açtığın konuda arkadaşlar tavsiyede bulundular.

 

Ama,ne tedavi  oluyorsun ,ne de ölüyorsun.

 

Sanırım bizle kafa yapmaya çalışıyorsun.

Artık  öl  de ,  kurtulalım senden:lol:

 

 

 

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...