Jump to content

ATEİZM İÇİ BOŞ BİR KAVRAMDIR.


Recommended Posts

 

 

 

Her din nedir, şudur, budur önemli değil, çünkü her din sadece katıksız saf bir yalandır. 

 

 

Tanrı herşeyin nedenine verilen bir isimdir.

Din tanrıya yönelik yapılan uygulamalara,yöntemlere,kurallara verilen bir isimdir.

Her din yalan diyen biri bende yalancıyım diyen biridir.:)

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 52
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

2 hours ago, Ten Ten said:

Tanrı herşeyin nedenine verilen bir isimdir.

Din tanrıya yönelik yapılan uygulamalara,yöntemlere,kurallara verilen bir isimdir.

Her din yalan diyen biri bende yalancıyım diyen biridir.:)

 

 

Herşeyin nedeni, sadece ve sadece herşeyin kendisidir. Hatta, tanrı denen martavalın bile nedeni gene o herşeyin kendisidir. 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş

Tuttu felsefeyi de bir çeşit din yaptı bu sefer de! :lol: Saçmalamadan duramıyor. Tabi tabi... Bulutlar da bir çeşit kuşturlar aslında, biyoloji bilememiş. Yıldızlar bir çeşit bakteridirler, astronomlar biyoloji bilmeyince bunu bilemiyorlar! :D Biyologlar da astronomi bilmiyor, görür müsün derdi! :D Bu cahil biyolog ve astronomlar yüzünden yıldızların bakteri türü olduğu bir keşfedilemedi! Tenten keşfet bunu da Nobeli kap bak tüyo benden sana! :lol: 

Link to post
Sitelerde Paylaş
 

Tuttu felsefeyi de bir çeşit din yaptı bu sefer de! :lol: Saçmalamadan duramıyor. Tabi tabi... Bulutlar da bir çeşit kuşturlar aslında, biyoloji bilememiş. Yıldızlar bir çeşit bakteridirler, astronomlar biyoloji bilmeyince bunu bilemiyorlar! :D Biyologlar da astronomi bilmiyor, görür müsün derdi! :D Bu cahil biyolog ve astronomlar yüzünden yıldızların bakteri türü olduğu bir keşfedilemedi! Tenten keşfet bunu da Nobeli kap bak tüyo benden sana! :lol: 

Felsefenin yöntemi bilimsel olmadığına göre felsefe dindir. :)

Felsefede deney ve gözlem yoktur.

 

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
 

Felsefenin yöntemi bilimsel olmadığına göre felsefe dindir. :)

Felsefede deney ve gözlem yoktur.

 

Bir aralar kafayı diyalektiğe takmıştın, herhangi bir gelişme kaydedemeyince olayın temeline atlamışsın anlaşılan…

 

Felsefe sorular üretir; bilim ise bu sorulara yanıt arar, sonucu ortaya çıkarır / kanıtlar. Bu doğrultuda felsefe ve bilim birbirini tamamlamakta, birbirinden beslenmektedir.

Felsefe bilimi kapsamaktadır; yani bilim, felsefenin oğludur -ya da kızıdır- diyebiliriz.

Her felsefe bilme eylemine dayanır.

Diğer bir deyişle felsefe, bilgiye ulaşma çabasıdır.  

 

Yüzyıllar boyunca bir filozof aynı zamanda bir bilim insanı, bir bilim insanı da aynı zamanda bir filozof konumundadır; yani birbirlerini içermektedir; hem deneyi kapsamaktadır hem de gözlemi...
Bu durum uzun yıllar bu çizgide devam ederken, 19. yüzyılın sonundan itibaren felsefeyi idealizme indirgeme çabaları ve bu doğrultuda ortaya tamamen "metafiziğe" dayalı "bilgi felsefesiçıkmıştır.

İşte bu noktada felsefe ve bilimin birlikteliği sarsılıyor ve materyalist bilim ve idealist bilim olarak ayrılmak zorunda kalıyor.

 

Felsefede deneyin ve gözlemin olmadığı iddianı materyalist bilim başlı başına çürütmektedir.

İdealist bilim ise metafiziktir; diğer bir deyişle tanrı bilimi. Filozoflar yalnızca düşünür, sorgular, tartışır, ortaya bir teori atar ve buna karşılık deney/gözlem ile kanıtlama; daha genel bir tabirle olayın işçiliğini bilim insanlarına bırakır ve bu doğrultuda ortaya bilim insanı / filozof ayrımı çıkar.

Sanırım senin eleştirmeye çalıştığın nokta da bu.

Pratikte ikisi de bilimdir fakat izledikleri yol ve yöntemler birbirinden farklıdır.

Senin yapmış olduğun hata ve yanıldığın nokta ise materyalist bilimi, idealist bilimle karıştırarak felsefenin geneline indirgemeye çalışmak.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Eleştiri üslubu cahilce ve çocukça olsa da ağır abilik bende kalsın, açıklayacağım:

 

Üç insanlık kültür ürünü vardır: Felsefe, bilim ve din. İnsanlık kültürü zihne, düşünmeye dayalı olduğu için felsefe anadır, bilim ve din ondan doğmuş iki zıt kardeştir. Din biraz büyüyünce hemen şımarmış ve anasını  da kardeşini de baskı altına almaya kalkışmıştır. Bir dönem insanlığı karanlık bir skolastik bataklığına sürükleyip bunu başarmıştır da.

 

Ama bilim bunun böyle gitmeyeceğini görüp kardeşine öyle bir şamar atmıştır ki din feleğini şaşırıp tepe taklak yerleri öpmüştür. Felsefe deizmi bilim de laikliği ilan edip dini dışlamışlar ve insan düşüncesinin özgürlüğünü sağlamışlardır. Bu aşamadan sonra  felsefe ile bilim arasında içinde dine yer olamayan sıkı bir işbirliği sağlanmıştır. Şöyle ki:

 

Hakkında somut veri elde edilebilen, ölçülebilir, gözlemlenebilir, deneyle tekrarlanabilir olguları araştırmayı bilim üstlenmiştir. Hakkında somut veri elde edilemeyen, ölçülemeyen, deneyle tekrarlanamayan olguları düşünce deneyleri ile akılla mantıkla tartmayı ve olası sonuçları listeleyip sonuçlar arasında seçim yapmakta özgür bırakmayı ise felsefe üstlenmiştir.

 

Bu sıkı işbirliği sürecinin en önemli kuralı dini dışlamak, bu işlere salak burnunu sokmasına asla izin vermemektir. Gitsin o salakları keklemeye devam etsin, salak oldukları için keklenmelerine yapılacak bir şey bulunmayan kekler keklenmekte özgürdürler. Salakların keklenmesi doğaldır, yapacak bir şey yok.

 

İkinci önemli kural, bilimin sonuçları bağlayıcı iken, felsefenin sonuçlarını bağlayıcı kabul etmemektir. Eğer felsefe bağlayıcı kabul edilirse ideolojiler doğar ve din dogmasından kurtulmuşken bu kez felsefi dogmalar türer. Buna da asla izin verilmez. Felsefe sadece olası çözümleri önerir ve insanlar hangisine olasılık tanıyacakları konusunda özgürdürler.

 

Zamanla bilim olası öneriler hakkında somut veriler elde edebilirse konu felsefe alanından bilim alanı içerisine alınabilir. Felsefenin görevi budur, bilime öneri sunmak. İkisi eşgüdüm ve işbirliği içinde uyumla çalışırlar. Yaramaz kardeş ve çocuk dinin salak ve pis burnunu işlerine sokmasına asla izin vermezler. Onun zamanla yok edilmesi ve insanlık kültürünün somut konularda bilim, soyut konularda felsefe olmak üzere iki ayakla yürümesi en iyisidir. Bu din bastonu mutlaka elden atılacaktır.

 

Din mutlaka bir gün etkisiz hale getirilmekle kalmayıp ortadan kaldırılacaktır. Çünkü fırsat buldukça pis burnunu sokmaya çalışıp salak salak zırvalamaktan hiç vazgeçmiyor. Bu genetik bozukluk yanlış üretimin yok edilmesinden başka çare yok. Tekne kazıntısı, felsefe yanlışlıkla doğurmuş işte bir kere atsan atılmaz satsan satılmaz ucube bir soytarı. Ortadan kaldırmadan kurtuluş yok.

 

Not: Tabii ki felsefe deizmi üretmekle kalmadı. Sonra agnostisizmi üretip dinden sonra tanrıya karşı da bir hamle yaptı önce. Sonra ateizmi üretip dini de tanrıyı da ikisi bir arada komple ortadan kaldırmanın yolunu gösterdi.

 

Dinin hiç yok edilemeyip Drakula gibi küllerinden arada bir yeniden hortlamasını birilerinin kanını emmesini belki hiç engelleyemeyecek de olabiliriz. Bu hortlak vampir insanlığın peşini hiç bırakmayabilir.

 

tarihinde democrossian tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Düşman kardeşler analojisi insanlık düşün tarihinde çok köklüdür. Habil - Kabil gibi. Bu etkin analojiyi ben de din - bilim şeklinde kullandım.

 

Fakat felsefe ana "hamurdan da çamurdan da olsa evladım" diyecektir. Dinin ortadan tamamen kalkmasının bin yıl sonra bile olsa gerçekleşmeyeceği de öngörülüyor. Diğer yandan karşı öngörüler işi daha ileri de götürüyor, felsefenin de ortadan kalkıp bilim tekilliğinin oluşacağı, tek insanlık kültürünün bilim olacağı öngörüsü de var.

 

Geleceği öngörmek zordur. O yüzden din hep olur mu, yoksa bilim kardeşinden sonra anasını bile yer mi, bunları bilemeyiz. Ben tekilliğe inanmıyorum kişisel olarak. Felsefe daima var olacaktır, insanlık durdukça. Dine gelince, her zaman incelse de kopmaz diye düşünürüm. Ama dinin tamamen ortadan kalkması zayıf da olsa bir olasılık. Buna tümüyle olanaksız gözüyle bakmam. Bu olabilecek bir şey.

 

Peki din - bilim uzlaşısı? Geçmiş skolastik günahlarını unutup din ile barışma? Kulağa hoş geliyor. Barış, kardeşlik, affedicilik... ???

 

Bu asla mümkün değildir. Bu, vampir de olsa kardeşim, ona güvenmeliyim deyip vampir kardeşinle aynı evde uyumaya benzer. Gece gelip kanını emmeye kalkışacaktır. Doğası değişmez. Barış, kardeşlik, doğayı değiştirmez. Kurtlar artık kuzuları yemeyelim diye barış yapabilirler mi?

 

"Barış sonsuz bir rüyadır." Osman Pamukoğlu.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 2 years later...
On 15.08.2017 at 23:05, democrossian yazdı:

Durup durup tanrı krizi geçiriyorsun. Eroin de böyle yapar! :lol: Bırakmak çok zordur. Yoksunluk krizleri çok şiddetlidir. :D

Tanrı krizi geçiren forumun yöneticisi. 

On 15.08.2017 at 23:15, kavak yazdı:

:0_80cbc_37a71a73_L:

Aynen bırakmak zordur. Ten Ten´in keçileri yine azıttı.

Keçileri kaçıran ben değilim.

On 15.08.2017 at 23:44, vitamin yazdı:

 

Her şeyin nedeni olan her yerde olmak zorundadır yoksa her şeyin nedeni olamaz.

Olup bitende ne zaman bir dış müdahale gördün ki bırak bir kereyi her olaya müdahil olmadan bahsediyorsun.

Mesela sen WC'de sıçarken aslında sen sıçmıyor musun, seni dürten bir şey mi var? Bu raddeye mi geldin artık?

 

On 16.08.2017 at 10:38, teflon yazdı:

 

Başlığı neden böyle provokatif bir şekilde açıyorsun? Amacın ne?

 

Şimdi ben güleceğim. :)

 

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...