Jump to content

Tek adamlık geçersiz sayılabilir mi?


Recommended Posts

16 Nisan 2017 günü yapılan tek adamlık seçiminde mühürsüz oyların geçerli sayılması ve hepsinin evet çıkması ayrıca daha başka evet lehine yapılan hilelerin aleni olarak kanunsuzluğun uyğulandığını hepimiz gördük. Ancak iktidarın yargıyı da elinde tutması yüzünden bu kanunsuzluğu devlet mahkemeleri kanunen geçerli saydı.

Türkiye'de kanun tek taraflı çalışınca buna itiraz edenlere tek yol kaldı o da Aihm.

İtiraz hakkını önce içerde arayan ama bütün mahkemelerin kanunsuzluğu kanunen geçerli sayması ki, Anayasa mahkemesi YSK aleyhine dava açılmayacağı hakkında bir de kararı bulunuyor, eski Chp milletvekili Atilla Kart buna göre Aihm mahkemelerine başvuruyor ve dava kabul ediliyor.

Eğer Akp iktidarı Aihm mahkemelerini de satın almazsa veya ona da hile-hurda yapamazsa son seçimde alınan kanunsuz hakların geçersiz olma riski taşıyor.

 

Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz, Aihm son seçimi kanunsuz kararı alabilir mi alırsa donatılan sınırsız yetkilerden Akp iktidarı vazgeçer mi kısaca sizce bu durumda ne gibi sonuçlar olur?

 

Bu konuda yapılmış bir makale.

http://www.sozcu.com.tr/2017/yazarlar/saygi-ozturk/partili-cumhurbaskanliginda-bomba-gelisme-1975168/

Link to post
Sitelerde Paylaş

Hiç bir halt olmaz...

 

Atı alan üsküdarı geçti... 

 

Hala çıkıp böyle sefilce, zavallıca, aptalca "hak" aramaya falan gidenlerin olması tam bir rezalet. 

 

Adamlar, açıkca söylüyor, milleten alacaksın gücünü diye. Salak salak gidip mahkemede falan arıyorsan böyle hakkı, bulacağın anca eşşeğin şeyi olur...

 

Bu tür haklar, mahkemede falan aranmaz. Tarih yazmamıştır böyle bir hak alındığını...

 

tarihinde anibal tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
 

Hiç bir halt olmaz...

 

Atı alan üsküdarı geçti... 

 

Hala çıkıp böyle sefilce, zavallıca, aptalca "hak" aramaya falan gidenlerin olması tam bir rezalet. 

 

Adamlar, açıkca söylüyor, milleten alacaksın gücünü diye. Salak salak gidip mahkemede falan arıyorsan böyle hakkı, bulacağın anca eşşeğin şeyi olur...

 

Bu tür haklar, mahkemede falan aranmaz. Tarih yazmamıştır böyle bir hak alındığını...

 

 

Peki Aihm bu seçimi kanunsuz olarak ilan ederse halkta bir itici rol oynayabilir mi?

Halk böyle bir kararı gördükten sonra sesini yükseltme olasılığı var mı?

Link to post
Sitelerde Paylaş
43 minutes ago, bilgivehis said:

 

Peki Aihm bu seçimi kanunsuz olarak ilan ederse halkta bir itici rol oynayabilir mi?

Halk böyle bir kararı gördükten sonra sesini yükseltme olasılığı var mı?

 

Elbette oynar, AKP saflarını daha sıkılaştırır. 

 

Ve sesler o kadar yükselir ki, ülkeyi kötü tanıtıyor, ceza ödetiyorsunuz falan diye... 

 

Köpeklerin salınıp, taşların bağlandığı bir ülke artık Türkiye...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Kararı tanımazlar ve sonucunda Türkiye 3. dünya ülkesi olarak tamamen izole edilir. Daha boktan bir duruma yelken açar. Kanun tanımazlar, pedofiller iyice azar, eğitim sistemini ele geçirir, şortlu kızlara saldırılar günlük hayatın parçası haline gelir...

Zaten yabancı turistler bu durumdan dolayı gelmek istemiyor. Bir olay olsa haklı bile olsalar bir kılıf bulunarak içeri atılacaklarına dair korku var. Ülkenin demokratik bir ülke olmadığı, totaliter bir rejime dönüştüğü için bir antipati var. Bu durum bana direk Red Corner 1997 (Richard Gere, Bai Ling) filmini hatırlattı nedense.

RTE zaten hiçbir yerde saygı görmüyor, sevilmiyor ama bunun bedelini farklı şekillerde ödemek zorunda kalacağız. İzole edileceğiz, fakirleşeceğiz, AB Vatandaşı olmayanlar kuyruğunda daha uzun süreler 2. sınıf muamele göreceğiz, bunu bu şekilde kafamız çalışmaya başlayana kadar ödeyeceğiz. Ha zaten yurt dışına çıkabilenler pek AKP seçmeni değil ama yabancıların gözünde hepimiz müslüman, RTE'ci, geri kalmış insanlarız...

 

Bunların karşısında sağlam bir rakip olmazsa bunlar korkmaz ve devam ederler. Ciddi bir rakip, iktidarı yarın ele geçirebilecek bir rakip olsa yarın her şeylerini kaybedip, hesap vermek zorunda kalacaklarını bileceklerinden tüm bunları yapamazlar ama öyle bir oluşum henüz yok. 

Benim tek umudum ekonominin daha kötü hale gelmesi ile değişimin geleceği yönünde. Çünkü her kesimin ortak noktası ekonomi. Musluklar kesildikçe tepişmeler başlar ki referandumda büyük şehirlerde bu görüldü. Ekonomi ilk oraları vurduğu için AKP kaybetti.

Yalnız bir yandan da RTE'nin seçimle yerinden vazgeçmesi imkansız gibi görünüyor bana. Çünkü CB'liği bile şaibeli. Gücü kaybetmemek için daha çok suç işlemek, işletmek zorunda kalıyor ki bir an için gücü kaybetmesi çok kötü bir sona götürür onu. Bunu yaşamak isteyeceğini sanmam ve o yüzden asla bırakmayacaktır. Seçim meçim zor. Entropi galip gelene kadar başkan olacak.:352nmsp:

 

 

 

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
 

Kararı tanımazlar ve sonucunda Türkiye 3. dünya ülkesi olarak tamamen izole edilir. Daha boktan bir duruma yelken açar. Kanun tanımazlar, pedofiller iyice azar, eğitim sistemini ele geçirir, şortlu kızlara saldırılar günlük hayatın parçası haline gelir...

Zaten yabancı turistler bu durumdan dolayı gelmek istemiyor. Bir olay olsa haklı bile olsalar bir kılıf bulunarak içeri atılacaklarına dair korku var. Ülkenin demokratik bir ülke olmadığı, totaliter bir rejime dönüştüğü için bir antipati var. Bu durum bana direk Red Corner 1997 (Richard Gere, Bai Ling) filmini hatırlattı nedense.

RTE zaten hiçbir yerde saygı görmüyor, sevilmiyor ama bunun bedelini farklı şekillerde ödemek zorunda kalacağız. İzole edileceğiz, fakirleşeceğiz, AB Vatandaşı olmayanlar kuyruğunda daha uzun süreler 2. sınıf muamele göreceğiz, bunu bu şekilde kafamız çalışmaya başlayana kadar ödeyeceğiz. Ha zaten yurt dışına çıkabilenler pek AKP seçmeni değil ama yabancıların gözünde hepimiz müslüman, RTE'ci, geri kalmış insanlarız...

 

Bunların karşısında sağlam bir rakip olmazsa bunlar korkmaz ve devam ederler. Ciddi bir rakip, iktidarı yarın ele geçirebilecek bir rakip olsa yarın her şeylerini kaybedip, hesap vermek zorunda kalacaklarını bileceklerinden tüm bunları yapamazlar ama öyle bir oluşum henüz yok. 

Benim tek umudum ekonominin daha kötü hale gelmesi ile değişimin geleceği yönünde. Çünkü her kesimin ortak noktası ekonomi. Musluklar kesildikçe tepişmeler başlar ki referandumda büyük şehirlerde bu görüldü. Ekonomi ilk oraları vurduğu için AKP kaybetti.

Yalnız bir yandan da RTE'nin seçimle yerinden vazgeçmesi imkansız gibi görünüyor bana. Çünkü CB'liği bile şaibeli. Gücü kaybetmemek için daha çok suç işlemek, işletmek zorunda kalıyor ki bir an için gücü kaybetmesi çok kötü bir sona götürür onu. Bunu yaşamak isteyeceğini sanmam ve o yüzden asla bırakmayacaktır. Seçim meçim zor. Entropi galip gelene kadar başkan olacak.:352nmsp:

 

 

 

 

 

 

Umut fakirin ekmeği. Umutsuz yaşanmıyor. Sırf umudumuz olsun diye çoğu zaman en kötü durumlarda bile olaylara iyimser bakmak isteriz.

Sen de bu duygularla yazmışsın yazını.

Ama çıkarımların doğru değil. AKP'nin ekonominin kötü olmasından ötürü oy kaybettiği falan yok. Haziran seçimlerinde %40 aldı çünkü tabanı rehavete kapılmıştı. Nitekim hemen sonraki seçimde %49,5 gibi bir oy aldı. Halbuki ekonomi aynı düzeydeydi.

Algı operasyonu yaptıkları sürece oy oranlarını koruyacakları, hatta artıracakları neredeyse kesin.

Hiç kendimizi aldatmayalım. Türkiye bu beladan zor kurtulur.

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
 

 

Umut fakirin ekmeği. Umutsuz yaşanmıyor. Sırf umudumuz olsun diye çoğu zaman en kötü durumlarda bile olaylara iyimser bakmak isteriz.

Sen de bu duygularla yazmışsın yazını.

Ama çıkarımların doğru değil. AKP'nin ekonominin kötü olmasından ötürü oy kaybettiği falan yok. Haziran seçimlerinde %40 aldı çünkü tabanı rehavete kapılmıştı. Nitekim hemen sonraki seçimde %49,5 gibi bir oy aldı. Halbuki ekonomi aynı düzeydeydi.

Algı operasyonu yaptıkları sürece oy oranlarını koruyacakları, hatta artıracakları neredeyse kesin.

Hiç kendimizi aldatmayalım. Türkiye bu beladan zor kurtulur.

 

Çok iyimser bakmıyorum sadece fizik yasaları çerçevesinde değerlendiriyorum.

Neden ekonomi? Çünkü bir sistemi düzenli halde tutan dışarıdan verilen enerjidir. Güneş olmasa hayat biter. Canlılığın devamını sağlayan bu dışarıdan gelen enerji olduğu için daha üst seviye oluşumlarda da durum aynıdır. Enerji girdisi azaldıkça entegrasyon bozulur. Hayatta kalma savaşı öne çıkar. Her koyun kendi bacağından asılacağı için yol ayrımları olur. Eğer RTE peşinden sürüklediği insanları besleyecek enerjiyi (para) sağlayamazsa bozulma başlar. O nedenle ekonomi belirleyici olacak düşüncesindeyim. Eğer para bulunamaz ve Eylül, Ekim gibi dolar uçmaya başlarsa gidişat bana göre bozulmayı getirir. Ohal ve para pompalamayla şuan bozulma geçici bir tedavi gördü ama yeni bir krizde bence ciddi sorunlar ortaya çıkabilir, belki ülke olarak batarız da...

Oranlarını arttırabilecek daha ne kaldı ki? Yapabilecekleri her şeyi yaptılar. Birkaç yıldır da aynı söylemler devam ediyor, yeni bir şeyler yok.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bu konuda gerçeklere dayalı şöyle bir fikir değerlendirelim.

 

Düşman dışardan saldırınca devrim oluyor, içerden saldırınca karşıdevrim oluyor.

 

Birinci ve ikinci dünya paylaşım savaşlarında düşman dışardan saldırmıştı, bazı yerleri paylaştılarsa da Türkiye de dahil saldırdıkları bir çok yerde devrim oldu.

Paylaşım savaşından sonra B planı bulundu, zoraki borçlandırmaya dayanan Truman doktrini ve İngiliz Lawrence'den esinlenen içerdekini birbirine kışkırtma planı.

 

Zoraki borçlandırma yoksulluğu, kışkırtma ise ayrışmayı getirdi.

 

Yoksulluk ve ayrışma iktidarların en önemli silahıdır.

 

İnsanlar daha çok kaybetmeme korkusuyla kendini yoksullaştıran iktidarlara daha çok oy verir.

 

Ayrışma ise bir tarafı zayıflatırken, iktidarların elini daha çok güçlendirir.

 

Böylece ekonomi ve toplum iradesi iktidarın eline geçer.

 

Dünya hakimlerinin uyguladığı bu B planı tanklı-toplu yapılan A planından çok daha kolay ve tam da istedikleri gibi yürüdü.

 

Ancak yeni bir C planı yoksa tereyağından kıl çeker gibi işleyen B planı da sonsuz değildir.

 

B planına göre Sunniler Alevilere, Kürtler Türklere, İktidar da Atatürkçülere saldırarak güçleniyorlar, ancak varlıkları düşmanın sürekliliğine bağlı olduğu için bunları tamamen yok etme şansları yok. Bunları bir taraftan zayıflatırken, diğer taraftan yaşamalarına zorunlu olarak müsaade edecekler, yoksa kendi varlıkları tehlikeye girer.

 

Şimdi gelelim zurnanın zırt dediği yere, dünya tarihine baktığımızda büyükler-güçlüler geçici olarak, son kazanan ise hep küçükler-zayıflar olmuştur.

Şu anda Türkiye'de Aleviler, Türkler, Atatürkçüler zayıf olduğuna göre tarih neden tekerrür etmesin?...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sağ kitle, yani sağcılar denen malum güruh, yalancıdır, düzenbazdır, dönektir, ilkesizdir, omurgasız ve kaypaktır. 

 

Tarih boyu bunu görebilirsiniz. Teknik olarak, Adalet Partisi, ANAP ve diğerlerinin çizgisine bakarsanız, bu apaçık ortaya çıkar. Menfaati neyi uygun görüyorsa, o tarafa gider bunların alayı. Buyrun, Adalet partisinin, devamının başkanı nerde şimdi? Erbakan'ın partisinin başkanı? 

 

Bunların maması olduğu sürece, böyle kalmaları kaçınılmazdır. O taraftan siyasete dair kopma beklemeyin. Ancak ciddi bir ekonomik sıkıntı olursa, belki. 

 

Fakat, ekonomik sıkıntı durumunda dahi, bu kitlenin gidebilecek, kendisi gibi olan bir çatıya ihtiyacı vardır. Yani, bunlar kendilerine göz kırpan, kaypak, omurgasız vs. yeni bir parti olmazsa ortada, hiç bir yere gidemezler. 

 

Bir de kalan %50 var. Bunları bir araya toplayabilecek bir lider görünmüyor ortada. Gılışdar'a falan oy verenlerin çoğu, öbürkülere oy vermemek, oranlarını büyütmemek için veriyor. 

 

Yani, aklı başında görünen yeni bir sağ oluşum ancak bu işin içinden çıkabilir. Mevcut durumda tek olasılık bu görünüyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...