Jump to content

Müddesir Süresi Harun ile Karun'un Kavgası Mı?


Recommended Posts

Kuran'ı Islâmi hiçbir kaynağa başvurmadan açıklamak gerekir yoksa mitlerden kurtulamayız.  Örneğin Müddesir Suresi'nin Velid bin Muğire için inmesi gibi.

 

Sözde Velid zenginmiş çocukları falan her şeyi varmış ama kafirmiş üstelik meleklerin sayısı olan 19'la da alay etmiş.  Bu hikaye çok baştan savma kâfir bir adamın meleklerin sayısıyla alay etmesi ne demek? Muhammed 19 değil de 10000 melek var cehennemde dese nolacak ki adam inanmıyor.  Bir de bu 19 melek Hıristiyanlar ve Yahudiler için Müddesir Suresi'nin 31.ayetinin  belirttiği gıbı ıbret olamaz çünkü iki dinde de 19 cehennem zebanisi meleği diye bir inanç yok. Bence bu sure başka bir şeyden bahsediyor. 

 

Tevrat'ta Harun Levili olarak Tanrı'nın tek büyük kahini olacaktır . Yine Levililer'den olan Karun Musa ve Harun'a isyan edip Harun'un yerinde ben olmalıyım tarzı şeyler söyleyip olay çıkarır.Tanrı isyanın sonunda ,Talmud'a göre Yusuf'un Mısır'da sakladığı 3 hazineden birini bularak zengin olan Karun'u ve taraftarlarını, yerin dibine gömer.  İnanışa göre yerin dibinde cehennemde hala sesleri bazen duyulmaktadır  bu isyancıların. 

 

Muddesir Suresi ilk 30 ayet bence şöyle anlaşılmalı:

 

1 - Ey örtüsüne bürünen (Peygamber)! ( Harun olabilir kahin giysisiyle özel yapımdır ve Tevrat"ta kahinler bu giysileri giyer)

2 - Kalk artık uyar.

3 - Sadece Rabbini yücelt.

4 - Elbiseni temizle.

5 - Pislikten sakın.( Arınma kuralları)

6 - Yaptığını çok görerek başa kakma.( Kahinlik)

7 - Rabbin için sabret.

8 - O sûra üflendiği zaman,

9 - İşte o gün pek zorlu bir gündür.

10 - Kâfirler için hiç kolay değildir.

11 - Tek olarak yarattığım o kimseyi bana bırak.(İsyancı Karun)

12 - Hem ona bol servet verdim.( Karun'un zenginliği)

13 - Hem göz önünde oğullar verdim.( Karunoğullari'nın Mezmurlari bile var TaNaH'ta)

14 - Hem ona büyük imkânlar sağladım.

15 - Sonra da şiddetle arzu eder ki daha da artırayım.( Karun Harun'un yerinde olmak istiyor o da Levili)

16 - Hayır, çünkü o bizim âyetlerimize karşı bir inatçı kesildi. ( Musa ve Harun'a isyan etti)

17 - Ben onu dimdik bir yokuşa sardıracağım.( Yerin dibi)

18 - Çünkü o bir düşündü, ölçtü, biçti.( İsyan düşündü)

19 - Kahrolası nasıl da ölçtü, biçti.

20 - Yine kahrolası, nasıl ölçtü biçti.

21 - Sonra baktı.

22 - Sonra kaşını çattı, surat astı.

23 - Sonra arkasını döndü ve büyüklük tasladı.( Benim adamlarım var zenginim dedi Karun)

24 - "Bu, dedi, başka değil öğretilegelen bir sihirdir."( mucizeler için diyebilir veya Tevrat için )

25 - "Bu, sadece bir insan sözüdür."( Kahinliğin Harun'a alt olması kararı veya Tevrat)

26 - Ben onu Sekar'a (cehenneme) sokacağım.

27 - Bilir misin sen, nedir o sekar?

28 - Ne geriye bir şey kor, ne bırakır.

29 - Durmadan derileri kavurur.

30 - Üzerinde ondokuz  vardır.(Harun'un oğulları  Nadav ve Avihu'nun hikayesinde 10:9 ve Sekar var  bkz : )

 

 

 

 

tarihinde Desert Wind tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

İçine sıçranmamış bir bu başlık kalmış. Yeni bir başlık açmaktansa buraya yazayım bari.

 

Bir çoğumuz farkında olmayabiliriz. Ama şu forumda yazılanlar geleceğe tutulan bir projeksiyon. Ateist olacağı muhakkak olan gelecekte insanlar eğer bu forumda yazılanları görebilirlerse ne diyecekler? Şöyle diyecekler:

 

"Etraflarını kuşatan din bataklığının içinde direnen ve dogmaya zihinlerini teslim etmeyen bu insanlarda nasıl bir direnme gücü varmış? Bunlar kuşatıldıkları bu kokuşmuşluğa nasıl böyle direnebilmişler? Acaba onlar böyle direnmeselerdi biz yine de bu dogma bataklığından çıkabilir miydik? Yoksa dogmadan özgürlüğümüzü o bir avuç bilinçli insanın direnişine mi borçluyuz?"

 

Bize pek de borçlu hissedeceklerini sanmıyorum. Onlar da ateist olmak için süper zeka olmak gerekmediğini düşünecekler. Ateist olmanın aslında olması gereken normal durum olduğunu, zihnini dogmaya köle etmenin anormallik olduğunu düşünecekler. Fakat onlar ne derlerse desinler. Bizim burada geleceğe projeksiyon tuttuğumuz gerçeği değişmez. Biz burada bunu yapıyoruz.

 

Ben determinist olduğum için hiç bir şeyin boşa gitmeyeceğine inanırım. Nedensellik en küçük alakası farkedilmeyen şeyleri bile birbirine nedensellik örüntüsü ile bağlar. Bu bir örümcek ağı gibi statik ağ değildir. İnternet ağı gibi son derece dinamilk bir ağdır. Ama her şey birbiri ile bağlıdır.

 

"Rastlantının nedenleri vardır" (Petronius) Büyük usta Petronius, bu tarihe geçen sözünün ve dehanın önünde saygıyla eğiliyorum. Tüm iticiliği ve despotluğuna rağmen Roma'nın da bazı böyle dahi düşünürler yetiştirmiş olması takdire şayan. Bunu yine de bu güne göre saçmalık ama o güne göre ileri aşama olan Cumhuriyet kavramına bağlayabiliriz. Bugünkü anlamına göre o günkü Cumhuriyet kavramı tabii ki gülünç ve kabul edilmesi söz konusu bile değil. Ama o günün şartlarında o bile bir aşamaymış.

 

Roma'da Lucretius var bir de örneğin. Muhteşem bir zeka... Milattan 60 küsür yıl önce, yani büyük deha Erastotenes'in dünyanın çapını ölçtüğü yıllarda yazdığı kendisinden yaklaşık iki asır önce yaşamış Yunan filozof Epikuros'un atom kuramını olağanüstü bir zeka ile yorumladığı lirik şiiri Latince yazmıştır. Şiiri okuyunca zekasına hayran kalmamak elde değil. Adam tarihte dönüm noktası, bu olağanüstü anlatım başarısından sonra bilim ve felsefe dili Yunancadan Latinceye dönüyor ve bu 1600 yıl sürüyor!!!

 

Tarihimizde şöyle bir dehalar olmadı be... Yazıklar olsun... Hiç mi yok, Farabi'miz var İbni Sina'mız var ama işte iki elin parmakları kadar kişi de yetmiyor ki... Erastotenes'in filan dünyanın çapını dahiyane bir yöntemle ölçmesini filan deliler gibi kıskanıyorum. Ülen ellerin mitolojisi bile ne mitoloji be! Bizimkine bak yok eşşeğe binmiş yok göğe uçmuş... Böyle hasetimden çatlıyorum şu Yunanlılara... Mitolojiyi bile döşenmişler yani, hem de ne döşenmişler. Ben mitoloji diye buna derim be!

Link to post
Sitelerde Paylaş

Tabii Lucretius'dan bu yana bilim yazını çok gelişti. Bildiklerim içinde en iyilerinden birisi Carl Sagan. Daha bir çok bilim yazarı var. Bunlar bilimi herkesin anlayacağı şekilde anlatan üstün anlatım yeteneği olan insanlar.

 

Louise Young var örneğin. Ben onun kadar edebi bir dille, tasvirlerle süsleyerek bilimin temel konularını anlatan bir kişi daha görmedim. Anlatımı olağanüstü güzel. Buzul yahu, buzul. Buzulun nesi anlatılır, donmuş su işte. Buzulu bir anlatıyor, böyle bir anlatım olamaz yani, bilimin motamot dilinden tamamen ayrı, öyle süslüyor ki anlatımını, inanılmaz.  

 

Hele hele yazıyı getirip getirip öyle bir sona bağlıyor ki yazı zihinde bal tadı bırakıyor yani, bilimi bu kadar özümsemiş biri bu kadar güzel de anlatınca tadından yenmiyor.

 

Eskiden, şimdi adını bile anmaktan üzüntü duyduğum devletin bilim kurumu, bu anlatım harikalarını düzenli olarak Türkçeye kazandırırdı. Şimdi bu kurum bu işi bıraktı, kuran okunan fasulyelere, salavatmatiklere ödenek ayırtıyor. Bunun kadar utanç verici bir kepazelik ömrüm boyunca görmemiştim. Rezalet yani, skandal... Utançtan yere batıracak değil, yerin ters tarafından uzaya püskürtecek bir rezillik. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
 

Tabii Lucretius'dan bu yana bilim yazını çok gelişti. Bildiklerim içinde en iyilerinden birisi Carl Sagan. Daha bir çok bilim yazarı var. 

  Gerçekten Carl Sagan gibi insanların bilgi toplumlarına yapmış olduğu hizmetler en az bir matematikçi, fizikçi kadar önemli.Soluk mavi nokta resmini yorumlayışı, evrenin kendisi için var olduğunu zannedenlere verilebilecek sayfalarca fizik makalesinden çok daha anlamlı bir cevap oluşturuyor.

  Dinin, mitolojilerin toplumlara vizyon kazandırmada en etkili yöntem olduğunu biliyoruz.Ama artık bu çağda işe yaramadığına göre yerini alabilecek bir alternatife ihtiyaç var ve bence en iyi aday da Carl Sagan gibi isimlerin yapmak için uğraştıkları bilimi seven bir toplum.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...