Jump to content

Evrenin başlangıcı ve pozitif ateistlerin çelişkisi


Recommended Posts

Zamanda sonsuz gerilemeye gidilemeyeceği aşikar. Aksini iddia etmek, "apeiron" iddiası, felsefi açıdan içi boş bir iddia. Kaç tane evren olursa olsun başlangıcı olmak zorunda. Çünkü bir neden-sonuç zincirinde sonsuz gerilemeye gidilemez.

A ya B sebep oldu, B ye C sebep oldu, C ye D... diye sonsuz gerilemeye gittiğinizde aslında A nın gerçekleşmesinin mümkün olmadığı ortadadır. Çünkü A ya asla sıra gelmemeli. Bizim evrenimizden önce de sonsuz evren varsa sıra asla bizim evrenimize gelmemeliydi. Aksini iddia etmek sıfırdan başlayıp sayılarak artı sonsuza varılabilir demeye benziyor.

Bu durumda evrenin veya evrenlerin başlangıcı olmak zorunda. Fakat bu durumda o başlangıç noktasından öncesi olmadığından zaman o noktada ortaya çıkmaktadır. Evreni ortaya çıkaran o sebep nasıl statiklikten dinamizm kazanır? Zaman yokken nasıl aniden değişim başlar? Ezelden beri duran bir tekerleğin hiçbir kuvvet etkisinde olmadan hareket etmeye başlamasına benziyor bu iddia. Ateistlere burdan da çıkış yok.

Peki bu neden sonuç ilişkisi bir çember olsaydı? A=>B, B=>C.... Z=>A, A=>B... bu durumda kantitatif sonsuzluk çözülmüş olurdu. Yani sirküler zaman teorisi ateistler için bir çıkış olabilirdi. Eninde sonunda bir şeyler tekrar ediyor, devinim içinde. Sayısız evren var olup yok oluyor ve zaman yine başa dönüyor.

Fakat bu fikrin kendisi de bir paradoks. Varlığın paradoks olduğunu söylemektir bu. "Annem kendisini doğurdu" demeye benziyor. Çünkü A nın sebebi eninde sonunda yine A ya geliyor. Bu durumda ateistler açısından varlığın başlangıcı için her açıklama mantık dışıdır.

Fakat pozitif ateistler tanrıyı mantık dışı olduğu için inkar etmektedir. Çelişkili veya paradoks oluşturan bir varlığın var olamayacağını söylemektedirler. Halbuki varlığın başlangıcına dair her açıklama akıl dışıdır. Bu durumda pozitif ateistlerin tanrıyı reddetmesi, kendi içinde çeliştiklerini gösterir. Tabi evrenin başlangıcını açıklayabilecek mantıklı bir sebepleri yoksa.

Var mı evrenin başlangıcına dair mantıklı bir açıklaması olan pozitif ateist?

tarihinde Apolojetik tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 70
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

  Başlangıçta neden yokluk olmak zorunda? Belki hiçlik diye birşey yoktur ve belki de hareket (dinamizm) hep varolandı.Yani örnek verdiğin tekerlek belki de hep dönüyordu. Ezelden beri olan, hep birşeylerin daima varolması olamaz mı? Cevap olamaz ise buna engel olan nedir? 

  Ayrıca senin dediğin doğru olsun.Bu kez de evrenin başlangıcına sebep olan şeye neyin sebep olduğu sorusu ortaya çıkacak ve bu sebep evreninkinden çok daha karmaşık,anlamamıza olanak tanımayacak düzeyde olacak.

  Bu sorunların aşılması şimdilik imkansız.Elindeki bir tek tuğlayla gökdelen inşa etmeye çalışmak gibi birşey.Daha çok gözlem ve bulgu gerekli.

tarihinde Zarava ehmel tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
 

Zamanda sonsuz gerilemeye gidilemeyeceği aşikar. Aksini iddia etmek, "apeiron" iddiası, felsefi açıdan içi boş bir iddia. Kaç tane evren olursa olsun başlangıcı olmak zorunda. Çünkü bir neden-sonuç zincirinde sonsuz gerilemeye gidilemez.

A ya B sebep oldu, B ye C sebep oldu, C ye D... diye sonsuz gerilemeye gittiğinizde aslında A nın gerçekleşmesinin mümkün olmadığı ortadadır. Çünkü A ya asla sıra gelmemeli. Bizim evrenimizden önce de sonsuz evren varsa sıra asla bizim evrenimize gelmemeliydi. Aksini iddia etmek sıfırdan başlayıp sayılarak artı sonsuza varılabilir demeye benziyor.

Bu durumda evrenin veya evrenlerin başlangıcı olmak zorunda. Fakat bu durumda o başlangıç noktasından öncesi olmadığından zaman o noktada ortaya çıkmaktadır. Evreni ortaya çıkaran o sebep nasıl statiklikten dinamizm kazanır? Zaman yokken nasıl aniden değişim başlar? Ezelden beri duran bir tekerleğin hiçbir kuvvet etkisinde olmadan hareket etmeye başlamasına benziyor bu iddia. Ateistlere burdan da çıkış yok.

Peki bu neden sonuç ilişkisi bir çember olsaydı? A=>B, B=>C.... Z=>A, A=>B... bu durumda kantitatif sonsuzluk çözülmüş olurdu. Yani sirküler zaman teorisi ateistler için bir çıkış olabilirdi. Eninde sonunda bir şeyler tekrar ediyor, devinim içinde. Sayısız evren var olup yok oluyor ve zaman yine başa dönüyor.

Fakat bu fikrin kendisi de bir paradoks. Varlığın paradoks olduğunu söylemektir bu. "Annem kendisini doğurdu" demeye benziyor. Çünkü A nın sebebi eninde sonunda yine A ya geliyor. Bu durumda ateistler açısından varlığın başlangıcı için her açıklama mantık dışıdır.

Fakat pozitif ateistler tanrıyı mantık dışı olduğu için inkar etmektedir. Çelişkili veya paradoks oluşturan bir varlığın var olamayacağını söylemektedirler. Halbuki varlığın başlangıcına dair her açıklama akıl dışıdır. Bu durumda pozitif ateistlerin tanrıyı reddetmesi, kendi içinde çeliştiklerini gösterir. Tabi evrenin başlangıcını açıklayabilecek mantıklı bir sebepleri yoksa.

Var mı evrenin başlangıcına dair mantıklı bir açıklaması olan pozitif ateist?

 

bir bilinmezlik, bir yanlışlığı açıklamaz ya da kabul edilebilir kılmaz. tanrınızı, bilinmeyenin ardına saklayamazsınız.

 

imzamda tanrı diye bir şeyin olmadığının basit bir tanıtı yer alıyor.

 

özetle: yaratan tanrı, muhtaçtır. muhtaç varlık, tanrı değildir. demek ki tanrı diye bir şey yoktur.

 

tanrıların uyduruk şeyler olduğunu görmek için kozmoslara gitmeniz gerekmiyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş
 

Başlangıç diye bir şey yok zaman varlık sahasında anlam kazanır ve varlığa içkindir varlık zamana bağlı değildir zaman varlığın değişiminin referansıdır ve soyuttur matematik gibi.  Yanı pozitif ateistler hala kapı gibi duruyor size de başka kapıya gitmek düşüyor. 

Bu açıklamadan nasıl pozitif ateistlerin hala kapı gibi durduğu sonucunun çıktığını hiç anlamadım. Başlangıcın olmaması sonsuz gerileme örneğindeki gibi mi yoksa çembersel neden-sonuç ilişkisi örneğindeki gibi mi? İkisinin de mantık dışı olduğunun farkındasınızdır umarım. Bunları kabul edip tanrıyı mantık dışı olduğu için kabul etmemek safsata. Safsatalarınızla tatmin olmayın :)

 

 

  Başlangıçta neden yokluk olmak zorunda? Belki hiçlik diye birşey yoktur ve belki de hareket (dinamizm) hep varolandı.Yani örnek verdiğin tekerlek belki de hep dönüyordu. Ezelden beri olan, hep birşeylerin daima varolması olamaz mı? Cevap olamaz ise buna engel olan nedir? 

  Ayrıca senin dediğin doğru olsun.Bu kez de evrenin başlangıcına sebep olan şeye neyin sebep olduğu sorusu ortaya çıkacak ve bu sebep evreninkinden çok daha karmaşık,anlamamıza olanak tanımayacak düzeyde olacak.

  Bu sorunların aşılması şimdilik imkansız.Elindeki bir tek tuğlayla gökdelen inşa etmeye çalışmak gibi birşey.Daha çok gözlem ve bulgu gerekli.

İşte sonsuz gerilemeye gitmek mantıksal olarak mümkün değil. Ezelden beri hareket eden bir şey diyorsunuz, yani zamanda sonsuz gerilemeye gidiyor.

Düşünün, -∞ dan başlayıp 0 a varabilir misiniz tek tek sayarak? Hayır çünkü saymayı asla bitiremezsiniz. Bunun bir imkanı yok, kaldı ki -∞ belli bir nokta da değil o yüzden o noktadan başlamak da mümkün değil. Şu an içinde bulunduğumuz zaman diliminden önce sonsuz saniye olduğunu varsayalım. Sonsuz sayıda sayinenin geçebilmesi için sonsuz zaman gerekir. Yani şu ana varabilmek için sonsuz zaman geçmesi gerekir. Sonsuz zamanın geçmesi demek şu ana asla varamamak demek. Çünkü sıfırdan saymaya başlayıp sonsuz denilen noktaya varamazsınız. Sonsuz diye bir nokta yok çünkü, her zaman 1 ekleyebilirsiniz. Aynı şekilde eksi sonsuzdan tek tek sayarak bir yere varmak da mümkün değil. Bu durumda zamanın başlangıcı olması gerekir.

Bu soruların bilimsel olarak aşılmasının şimdilik imkansız olduğu doğru. Ben pozitif ateistlerin tutumuna karşıyım. Varlığın başlangıcına dair her açıklama mantıksızken sadece tanrıyı mantıksız olduğu için reddetmek kendi içinde çelişmektir. Mantıksız derken çelişki ve paradokslar göstermesini kastediyorum.

 

 

 

bir bilinmezlik, bir yanlışlığı açıklamaz ya da kabul edilebilir kılmaz. tanrınızı, bilinmeyenin ardına saklayamazsınız.

 

imzamda tanrı diye bir şeyin olmadığının basit bir tanıtı yer alıyor.

 

özetle: yaratan tanrı, muhtaçtır. muhtaç varlık, tanrı değildir. demek ki tanrı diye bir şey yoktur.

 

tanrıların uyduruk şeyler olduğunu görmek için kozmoslara gitmeniz gerekmiyor.

Tanrıyı bilinememezlikle açıklamayalım, doğru diyorsunuz. Ama anlaşılamamazlık da yok etmez. Ben buna karşıyım. Mantık kurallarına uymaması onu imkansız kılmaz çünkü varlığa dair bütün açıklamalarımız mantığın dışında.

Tanrının amacı olması gerekmez. Her şeye gücü yeten varlık sırf istediği için yaratma eylemini gerçekleştirmiş olabilir. İnsanı yaratması insana amaç verdiğini gösterir ama kendi amacı olduğunu göstermez. Mükemmel varlık zaten menzil-i alâdadır. O noktadan sonrası onun kendi sonsuz devinimidir. Yaratması muhtaç olduğunu göstermez.

Link to post
Sitelerde Paylaş
 

Bu açıklamadan nasıl pozitif ateistlerin hala kapı gibi durduğu sonucunun çıktığını hiç anlamadım. Başlangıcın olmaması sonsuz gerileme örneğindeki gibi mi yoksa çembersel neden-sonuç ilişkisi örneğindeki gibi mi? İkisinin de mantık dışı olduğunun farkındasınızdır umarım. Bunları kabul edip tanrıyı mantık dışı olduğu için kabul etmemek safsata. Safsatalarınızla tatmin olmayın :)

 

İşte sonsuz gerilemeye gitmek mantıksal olarak mümkün değil. Ezelden beri hareket eden bir şey diyorsunuz, yani zamanda sonsuz gerilemeye gidiyor.

Düşünün, -∞ dan başlayıp 0 a varabilir misiniz tek tek sayarak? Hayır çünkü saymayı asla bitiremezsiniz. Bunun bir imkanı yok, kaldı ki -∞ belli bir nokta da değil o yüzden o noktadan başlamak da mümkün değil. Şu an içinde bulunduğumuz zaman diliminden önce sonsuz saniye olduğunu varsayalım. Sonsuz sayıda sayinenin geçebilmesi için sonsuz zaman gerekir. Yani şu ana varabilmek için sonsuz zaman geçmesi gerekir. Sonsuz zamanın geçmesi demek şu ana asla varamamak demek. Çünkü sıfırdan saymaya başlayıp sonsuz denilen noktaya varamazsınız. Sonsuz diye bir nokta yok çünkü, her zaman 1 ekleyebilirsiniz. Aynı şekilde eksi sonsuzdan tek tek sayarak bir yere varmak da mümkün değil. Bu durumda zamanın başlangıcı olması gerekir.

Bu soruların bilimsel olarak aşılmasının şimdilik imkansız olduğu doğru. Ben pozitif ateistlerin tutumuna karşıyım. Varlığın başlangıcına dair her açıklama mantıksızken sadece tanrıyı mantıksız olduğu için reddetmek kendi içinde çelişmektir. Mantıksız derken çelişki ve paradokslar göstermesini kastediyorum.

 

Tanrıyı bilinememezlikle açıklamayalım, doğru diyorsunuz. Ama anlaşılamamazlık da yok etmez. Ben buna karşıyım. Mantık kurallarına uymaması onu imkansız kılmaz çünkü varlığa dair bütün açıklamalarımız mantığın dışında.

Tanrının amacı olması gerekmez. Her şeye gücü yeten varlık sırf istediği için yaratma eylemini gerçekleştirmiş olabilir. İnsanı yaratması insana amaç verdiğini gösterir ama kendi amacı olduğunu göstermez. Mükemmel varlık zaten menzil-i alâdadır. O noktadan sonrası onun kendi sonsuz devinimidir. Yaratması muhtaç olduğunu göstermez.

Zemzem içip  içip pozitif ateizmi çürüttüğünü sanman maalesef söylediklerinin saçmalık olduğunu değiştirmiyor ,kendi kendine gelin güvey mi olursun yoksa,  felsefe ne demektir  diye baştan okuyup mu konu açarsın sana kalmış.  Her defasında senin gibiler buraya  bilmiş  bilmiş "gerçek Islâm bu değil " zirvasiyla gelir  bir güzel ayarını yer sonra gider .Aynı senaryodan sıkıldım. 

tarihinde Desert Wind tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
 

Tanrıyı bilinememezlikle açıklamayalım, doğru diyorsunuz. Ama anlaşılamamazlık da yok etmez. Ben buna karşıyım. Mantık kurallarına uymaması onu imkansız kılmaz çünkü varlığa dair bütün açıklamalarımız mantığın dışında.

Tanrının amacı olması gerekmez. Her şeye gücü yeten varlık sırf istediği için yaratma eylemini gerçekleştirmiş olabilir. İnsanı yaratması insana amaç verdiğini gösterir ama kendi amacı olduğunu göstermez. Mükemmel varlık zaten menzil-i alâdadır. O noktadan sonrası onun kendi sonsuz devinimidir. Yaratması muhtaç olduğunu göstermez.

 

burada iki tanrı kavramını birbiri yerine kullanıyorsunuz.

 

bir tanesi, alışılmışın dışında olan tanrı kavramı: bir  üstün varlık olabilir ve bu üstün varlık bizleri yaratmış olabilir. fakat bu varlığın, tanımladığımız tanrı ile herhangi bir bir ilişkisi bulunmak zorunda değil. bu tanrı ile ilgilendiğinizi düşünmüyorum.

 

diğeri, alışıldık tanrı kavramı: mükemmel varlık. mükemmel varlık, eksiksiz ve bu yüzden hiçbir ihtiyacı bulunmayan, hiçbir eksikliği bulunmadığı için de her şeye kadir olan.

bu tanrı, bu tanım ile olanaksızdır. ya tanımınız yanlış, ya tanrınız olanaksızdır.

 

- tanımınız yanlış ise, aslında bu tanrı hakkında hiçbir kanıtınız olmadan, bir tanım yaratmışsınız demektir

- tanımınız doğru ise, varlığına inandığınız tanrı olanaksızdır. çünkü bu tanrının hiçbir eksiği olmadığına göre, herhangi bir şey yaratması mümkün değildir. çünkü hiçbir ihtiyacı yoktur.

 

tanrınızın bir amacı bulunuyor. bu amacı gerçekleştirmek için, insanları yaratmış. yani tanrınız bu amaca ulaşabilmek için, insanlara muhtaç. insanlar olmadan, bu amacına asla ulaşamaz. bu durumda, tanrınız eksiktir ve acizdir.

 

isteği amaçtan ayıramazsınız. amaç, isteğin doyurulması yolunda yeterli gelen hedeftir. örneğin:

 

- tanrınız kendisine tapınılmasını istemiştir

- bunun için tapınacak varlıklar yaratmayı amaçlamıştır

- bu amaç doğrultusunda insanları yaratmıştır

 

tanrınız tapınılmaya muhtaçtır. tanrınız, ona tapınacak varlıklara muhtaçtır. tanrınız, bu varlıklar olmadan asla isteğini gerçekleştiremez. tanrınız, bu varlıklara muhtaçtır. bu varlıkların insan ya da taş toprak olması önemli değildir. önemli olan, tanrınızın başka varlıklara, amacına ulaşabilmek için muhtaç olmasıdır.

 

diyebilirsiniz ki, amaç gerekmez, yalnızca istemiştir. istek, eksiklikten gelir. eksik olmayan bir şey istenemez. tanrınız eğer eksiklik duymadığı bir şey istiyorsa, tutarsızdır. fazla olanı istiyordur. tanrınız aç gözlüdür.

 

diyebilirsiniz ki, tanrının isteği, insanların isteğine benzemez. fakat, tanrınız, aynen insanlar gibi bir şey isteyip, bunu gerçekleştirebilmek için araçlara ihtiyaç duyuyor. buraya kadar her şey, gayet insanca iken, bunların insanca olduğu anlaşılınca, hayır insanca değil, başka türlü demeniz ancak olanı, bilinmeyen ardına gizlemektir. daha da ilginci, tanrının istediğini de, istemesinin bizim bilmediğimiz, dolayısı ile genel geçer mantıkla yanlışlanamayacak bir isteme olduğunu da bilen sizsiniz. bu durumda, aslında bu tanrının sizin zihninizde, her türlü mantıksal sorgudan korumaya çalıştığınız bir hayal olduğu ortaya çıkar.

 

Tanrı diye bir şey yoktur.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Baştan falso bir takım çıkarımlarla gidilmiş. Yani, mevzu kçkten yanlış temele oturmuş, bir martaval üzerine gidiyor.

 

Sebep - sonuç iliişkisi, bir sayı doğrusu değildir. Bazı şeyler sebesizde olabilir, bazı şeyler hem sebep, hem sonuç olabilir. 

 

Yani, kendi kuyruğunu yakalamaya çalışan bir kedi... Bu kedi, sonsuz kadar böyle dönebilir, Buna ne sebep diyebilirsiniz, ne de sonuç. Evet, kedi açlıktan veya yaşlılıktan ölecek ve bir gün bir yerde doğmuş olması lazım. Ama bu değil konumuz. 

 

Yani, evrenin var olmasının bir sonuç olması veya varolma için bir sebep olması mutlak bir gerek değil. En baştaki tek bir sebep, sonsuz bir döngüyü sürdürebilir. Yaninin yanisi, evrenin sonsuz kez var olması, tek bir sonuçta olabilir, 

 

Gamov'un güzel hikayeleri vardır. Biraz okuyun. Öyle ki, bazen sonuçlar, sebeplerden önce olabilir. 

 

Ve gelelim asıl ilginç şeye. Her durumda, sebep - sonuç denen ilişki bir zaman düzleminde yer alır. Önce sebep - Sonra sonuç. Fakat, evrnin içinde dahi zamanın olmadığı yerler mevcut. Dahası, evrenin öncesi için, zamandan bahsedilemez zaten, zamanda evrenle bile var olan bir şey. 

 

Basitçe, amanda sonsuz sebep sonuç zinciri olamaz gibi bir yaklaşım, sığ ve anlamsız bir yaklaşımdır. 

tarihinde anibal tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
 

İşte sonsuz gerilemeye gitmek mantıksal olarak mümkün değil. Ezelden beri hareket eden bir şey diyorsunuz, yani zamanda sonsuz gerilemeye gidiyor.

Düşünün, -∞ dan başlayıp 0 a varabilir misiniz tek tek sayarak? Hayır çünkü saymayı asla bitiremezsiniz. Bunun bir imkanı yok, kaldı ki -∞ belli bir nokta da değil o yüzden o noktadan başlamak da mümkün değil. Şu an içinde bulunduğumuz zaman diliminden önce sonsuz saniye olduğunu varsayalım. Sonsuz sayıda sayinenin geçebilmesi için sonsuz zaman gerekir. Yani şu ana varabilmek için sonsuz zaman geçmesi gerekir. Sonsuz zamanın geçmesi demek şu ana asla varamamak demek. Çünkü sıfırdan saymaya başlayıp sonsuz denilen noktaya varamazsınız. Sonsuz diye bir nokta yok çünkü, her zaman 1 ekleyebilirsiniz. Aynı şekilde eksi sonsuzdan tek tek sayarak bir yere varmak da mümkün değil. Bu durumda zamanın başlangıcı olması gerekir.

Bu soruların bilimsel olarak aşılmasının şimdilik imkansız olduğu doğru. Ben pozitif ateistlerin tutumuna karşıyım. Varlığın başlangıcına dair her açıklama mantıksızken sadece tanrıyı mantıksız olduğu için reddetmek kendi içinde çelişmektir. Mantıksız derken çelişki ve paradokslar göstermesini kastediyorum.

   Bahsettiğim hep var olan şey x olsun.

   Zamanda geriye doğru gittiğinizde sonsuz saniye kadar  gidemezsiniz, orası doğru.Elbetteki bir başlangıca ulaşacağız.Fakat bu ulaştığımız nokta x'in varolduğu nokta değil.X'in etkileşimleri sonucu oluşmuş olan evrenin ve evrenin varolmasıyla ortaya çıkan zamanın başlangıcına ulaşmış oluyoruz.Bu X'in etkileşimleri sonucu var olma yok olma olayları sonsuz kere tıpatıp aynı şekilde tekerrür etsin.(Hani o çember şeklinde olan neden sonuç ilişkisi.) Tam bu noktada diyorsunuz ki evren sonsuz defa var olup yok oluyorsa, yine aynı mantıkla bize asla sıra gelmemesi, hiç var olmamamız gerekirdi.Hayır öyle değil.Aynı nedenler aynı sonuçları doğurur mantığıyla düşünürsek, sürekli sonsuz defa oluşan evrenlerin birbirinden farklı değil, birbirinin tıpatıp aynısı olduğunu görürüz.Yani ortada bir sıra bekleme meselesi yok.Zaten sonsuz defa var olup yok olan evrenler ve evrenin içinde yine aynı şekilde oluşacak olan Dünya gezegeninde yaşayanlarda bizzat bizler olacağız.

   Şimdi bu fikri modelleme üzerinden düşünelim.Elimizde bir top var.(Topun modellemedeki karşılığı x ve bu topun etkileşim içinde olduğu kuvvet yer çekimi olsun.) Bu topu her defasında aynı yükseklikten bırakırsak ve diğer parametreleri tamamiyle sabit tutarsak topun çarptığı nokta her defasında aynı olacak.Aynı nedenler aynı sonuçları hiçbir değişime uğramadan eksiksiz olarak doğurmuş olacak.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sayarak sonsuzu bitiremeyeceğimizden dolayı tanrı vardır diye saçma sapan bir iddiayı da daha önce duymamıştım hiç! Hayır sayacak olan kim, kim sayıyor sonsuzu yahu? :D

 

Git git git uzayın sınırına varamazsın, o halde tanrı vardır!!! :lol:

 

Hayır zırvalamak için başka konular var, zırvalayacaksın madem, bir sürü zırvalayabileceğin konu bulursun. Niye illa tanrı konusunda zırıldamaya mecbur hissediyorsun ki?

 

Sonsuzluk zorunlu bir kavramdır, uzay/zamanın başını sonunu bulamazsın, bu olanaksızdır. Söylüyorsun işte, sonsuza kadar gidemezsin. E iyi işte o yüzden sonsuz zaten! :D

 

Ben bu tanrıcıların durup durup birden "tanrı vardır vardır o vardır" krizi geçirmelerini anlamıyorum. Bu kadar mı bencilsiniz. Bencillikten egonuz zihninizi kaplamış, köle yapmış kendine. İlla siz yine siz olacaksınız, koyun yine koyun, böcek yine böcek olacak! Yok ya! Nerde ülen o yoğurdun bolluğu öyle? Sizin ayrıcalığınız ne ülen, siz bir kere insan oldunuz diye niye hep insan oluyorsunuz? Nerden geliyor bu ayrıcalık, botunuzdan boncuk mu çıktı?

 

Hiç bir şey sonsuza kadar aynı kalamaz. Bu olanaksızdır. Hiç bir şey de aynen tekrarlanamaz. Bu da olanaksızdır. Tüm ormanları inceleyin. Damar deseni tamamen aynı hiç iki yaprak bulamazsınız. Sonsuz tane yaprağı incelesek de mi bulamayız! Ben nerden bileyim, dene bakalım, belki bulursun!!! :D

 

Yok öyle yağma hasanın böreği, bir tanrı olacak, sizi lütfedip insan yaptı ya, sonsuza kadar insan olmanızı sağlayacak! Ülen nerden lütfediyor bu tanrı zımbırtısı bunu, niye lütfediyor? Neden ne? "Bak size sulu yerden tarla bağışladım, ona göre minnet altında ezilin bakayım, iyice ezilin ezikler sizi, yalayın yerleri tapının len, tapının! İyice tapının ohhhhşşşş egom şişti tapının, daha tapının!" demek için mi?

 

Bencillik sizi delirtmiş, bencillikten tanrı krizi geçiriyorsunuz. Öylesine bencilsiniz ki sizi kollayan kayıran size beleş yapan size kıyak yapan size torpil yapan ayrıcalık, çıkar sağlayan ayakçı, kıyakçı, meyhaneci, kerhaneci, uşak, hizmetçi bir tanrı istiyorsunuz. Sizi sonsuz yaşatsın, huri versin, içki versin, için için hurilerin kucaklarına atlayın, ekmek elden su gölden ooooh keykah!!!

 

Yok ya? Başka bir arzunuz? :0_80cbc_37a71a73_L:

Link to post
Sitelerde Paylaş

Hep aynı olmak, hep insan kalmak istiyorsanız tanrıya inanmak şart değil, paralel evrenlere inanın! Karadeliklerin bilgiyi saklayacağına ve tekrarlayacağına inanın!

 

Ben bırak tanrıyı, bunlara bile bencillik olur diye inanmak istemiyorum. Niye botumdan boncuk çıktığına inanacağım, sebep ne? Benim ayrıcalığım ne, torpilim nerden geliyor, niye ve kim bana durup dururken kıyak geçiyor? Bunu hak edecek ne yaptım ben?

 

İnanacak olsam paralel evrenlerde asla ölmeyeceğime inanabilirdim. İyi de buna neye dayanarak, kendimi kimden niye torpilli görerek inanacağım?

 

Tanrıcılar, sizin taptığınız tanrı filan değil. Sizin taptığınız egonuz. Tanrı mı, o egonuzun meyhanecisi, kerhanecisi, uşağı, hizmetçisi. Başka bir bot değil tanrınız. Bunu kabul etmeyi hep reddedeceksiniz ama gerçek tamamen bu.

Link to post
Sitelerde Paylaş

  Matematiksel olarak konunun anlaşılmasında fikir vermesi açısından zenon paradoksları ve çözümleri incelenebilir.Tamamen aynı olmasada benzer problemlerle ilgileniyor.Mesela aşağıda örnek olarak sonsuzluk kavramıyla ilgili matematiksel bir problem yazayım.

  Elimizde bir top olsun.Bu topumuz ilk olarak 120 metre yükseklikten ilk hızsız bırakalım.Ve top yere her değdiğinde düştüğü yüksekliğin 3/4 ü kadar havaya sıçrasın.Soru şu=Bu top durana kadar dikeyde kaç metre yol alır.?

  Mantıksal olarak düşündüğümüzde topun asla durmaması gerekir.Çünkü verilen koşula göre yere her düştüğünde düşmüş olduğu yüksekliğin 3/4 ü kadar havaya sıçrıyor.Fakat her sayının 3/4 ü matematiksel olarak başka bir sayıya denk gelebiliyor.(120 × 3/4=90, 90 × 3/4=135/2, 135/2 × 3/4=......Bu işlemler sonsuza kadar gider.) Durum böyle olunca top nasıl duracak? 

 

   

   

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bir de "pozitif ateizm"e giydiriyor haaa! Yani negatifine laf yok! Bak bak bak hele sen!

 

Ha yani tanrıyı hiç dikkate alma, istediğin botu ye, canın pınara işemek mi istedi, keyif değil mi, işe, yemedik bot bırakma, ondan sonra... "Tanrı yine de varmış yaaa, tüüüh ya tanrım yaaa... Valla bak ben sana yok filan demediydim. Pek varmışsın gibi yapmadım tamam ama valla billa bak hiç yoksun demedim. Yoksun diyenler ahana şu pozitif ateler yok mu, işte onlar! Onları yak tanrım beni yakma. Beni meyhane kerhaneye kabul buyur. Hiç ben sana yoksun dedim mi, demedim!"

 

Hay sizin kalıbınıza, karakterinize, tiyniyetinize... Bu kadar rezil bencillersiniz yani... Egonuz da egonuz! Siz egonuzdan başka hiç bir şeye önem vermiyorsunuz. Tek derdiniz tasanız egonuz. O egonuz çok geçmeyecek çürüyüp yok olacak. Tüm diğer canlılar gibi. Hiç bir ayrıcalığı yok o pis egonuzun. O pis egonuzun temizlenip gidecek olması büyük bir şans. Ya bir de o pis egonuz ölümsüz olsaydı!

Link to post
Sitelerde Paylaş
 

 zenon paradoksları ve çözümleri

 

Her şeyden önce, sonsuzluğu sayacak, daha doğrusu sayamayacak birisinin olması lazım. Böyle birisi yok. Dolayısıyla sonsuzluğu sayma, yani sayamama diye bir problem yok!

 

Sonsuzluk hakkında ne zaman düşünülse, ego kabarır. Ego şiddetli bir sonsuz olma, yok olmama arzusu duyar. Bu egonun standart tepkisidir. Neden böyle, birileri çıkıp yine tanrının bu veriyi egoya programladığını iddia edecek. Öyle bir şey elbette yok. Bu arzunun nedeni tabii ki evrimsel. Evrim sürekli hayatta kalma çabası ile şekillendiğine göre bu arzunun oluşmasına şaşırılacak, yok öyle tanrının programı filan gözüyle bakacak bir durum yok.

 

Latince bir deyiş vardır. "Simplex sigillum veri." Yalınlık, gerçeğin belirtisidir. Gerçekler yalındır. Öyle beş duyunun algılayamadığı esrarengiz büyülü efsanelerde gerçeği aramaya hacet yoktur. Gerçek yalın. Evrenimiz dahil her şey sonunda ölecek. Hiç birimiz sonsuz olmayı başaramayacağız. Fakat asla her şey bitmeyecek. Bitemez, bu olanaksız. Başlangıç ve bitiş yok. Çünkü olamaz.

 

Sonsuzlukta ise hep aynı şey olmayı isteyemeyiz. Bu iyi bir şey de değil. Eş dost ahbap akraba yaran doluştuk cennete. Hep aynı, amcaoğlu yine amcaoğlu, teyze yine teyze... Sonsuza kadar! Bu istenilecek bir şey olmadığı gibi berbat da bir şey. Her şey sıfırdan başlamalı. Bencilliğin alemi yok. Öyle hayatlar var ki, hatırlanması bile acı verir. O kaybettiklerin cennette geri verilse bile o acının izi bellekte kalır. O acıyı yaşadın artık, kaybettiğini geri kazanmak o acıyı bellekten silmez.

 

Telafi diye bir şey yoktur. Yakınının ölümüne sebebiyetten tazminat kazanmak gibidir. Sadece bir tesellidir. Ali Veli'yi dolandırıp bütün mal varlığını zimmetine geçirdi. Veli cinnet geçirip Ali'yi öldürdü. Mal Ali'nin çocuklarına kaldı tabii. Ali'nin çocukları para içinde yüzdüler, hayır hasenat işlediler, dindar oldular. Veli hapiste intihar etti. Ailesi parasızlıktan perişan oldu. Karısı kendini satarak hayatta kalabildi. Oğlu uyuşturucu satarak geçinebildi. Bunların hepsi toplandı geldi mahşerde teraziye... Bunun nesini tartacaksın, hangi hak sahibine neyi vereceksin, ne faydası var, olan olmuş, biten bitmiş.

 

Adaleti hayatta sağladın sağladın, sağlayamadın geciken adalet adalet değildir. Tanrı inancı insanları sadece uyutmakta ve oyalamakta, uyanıkların işlerini rahatça götürmesini ve yaptıklarına ses çıkarılmamasını, allah öte dünyada hesabı görür uyuşukluğuna yol açmaktadır. Allah mallah yok. Adaleti anında sağladın, sağladın. Sağlamadın o iş bitti. Telafisi yok!

Link to post
Sitelerde Paylaş

Edgar Allan Poe'nun sevdiğim bir hikayesi vardır. Karısını mafya cinayetine tesadüfen tanık olduğu için mahkemeye çıkıp tanıklık yapmasını engellemek için öldüren mafyadan zekice bir yöntemle intikamını almasını anlatır.

 

Gece boyu uğraşarak yolu bir arabanın tam girebileceği ve kapılarının açılamayacağı kadar kazar ve yolu branda ile kamufle eder. Mafya babasının adamları ile bu yoldan sürekli bir çiftliğe gidip geldiklerini gözlemlemiştir. Mafya babası her sabah olduğu gibi çiftliğe giderlerken araba brandayı yırtıp çukura düşer. Adam da hemen başka araba gelmeden gece yakındaki bir şantiyeden çaldığı iş makinesi ile çukuru örter, adamları canlı canlı toprağa gömer. Canlı canlı gömüldüğünü anlayan mafya babası son küfürlerini savururken adam karısının ölümünden beri ilk kez huzur bulduğunu düşünmektedir. Bir yağmur başlar. Yol ıslanır, iş makinesi izleri silinir ve araba mezarları olan mafyacıların son boğuk çığlıkları da susar. Kimse nereye kaybolduklarını anlayamaz. Bir süre sonra da şantiyedeki işçiler yolu asfaltlar. :)

 

Zekanızla adaleti yerine getirdinizse ne ala, getiremedinizse allah mallah sizin yerinize getirmeyecek, bunu unutun. Ne yapın edin, adaleti yerine getirin. Hikayedeki şartları bir araya getirip böyle bir intikam planlamak çok zor. Mutlaka bir aksilik çıkar. Murphy yasası işler. Ya şantiyede bir işçi kalır, geceyi şantiyede geçirir ya mafya arabasından önce başka bir araba gelir. Gerçi adam bunun önlemini alıyor, mafya babasının arabası görünene kadar yola uyarı işaretleri koyuyor ve araba gelirken işaretleri kaldırıyor ama... Gerçek olabilecek, olası bir hikaye. Poe'nun tarzı farklıdır. Farklı bir kişiliktir.

 

Hayatı pek benimsemedi. Bu gezegeni sevememişti, hiç bir şeyi sevmiyordu. Sadece bir kedi yavrusu ona kendini sevdirmeyi başardı. O kediyi sevdi. Onu öyle şımarttı ki hikayelerini yazarken kedi tepesine oturur inmezdi. Biraz kendimle özdeşleştiririm Poe'yu. Bu gezegende asla hiç bir zaman tam mutlu olamadım. Ağzıma alacağım lokmanın, hayatta kalmak için yaşamına son verdiğimiz bir canlının kalıntısı olduğu hiç aklımdan çıkmaz. Canlıların hayatta kalmak için birbirlerini yemek zorunda olduğu bir doğada nasıl tam olarak mutlu olunur ben bilmiyorum.

Link to post
Sitelerde Paylaş
 

 

Her şeyden önce, sonsuzluğu sayacak, daha doğrusu sayamayacak birisinin olması lazım. Böyle birisi yok. Dolayısıyla sonsuzluğu sayma, yani sayamama diye bir problem yok.

 

Latince bir deyiş vardır. "Simplex sigillum veri." Yalınlık, gerçeğin belirtisidir. Gerçekler yalındır. Öyle beş duyunun algılayamadığı esrarengiz büyülü efsanelerde gerçeği aramaya hacet yoktur. Gerçek yalın. Evrenimiz dahil her şey sonunda ölecek. Hiç birimiz sonsuz olmayı başaramayacağız. Fakat asla her şey bitmeyecek. Bitemez, bu olanaksız. Başlangıç ve bitiş yok. Çünkü olamaz.

   İlk paragrafta değindiğin noktaya ilerleyen iletilerde değinmeyi düşünüyodum bende.

  Sonzuluğun, ezeli ve ebedi olmanın sahip olduğu anlamın, sınırlarının birisi (tanrı) tarafından tayin edilmiş olma olasılığı zaten mümkün olmayan birşey.Yani sonsuzluk, gerçekleşen değişimler ve de tekerrürler zeka sahibi, belli bir amaca yönelmiş herhangi bir mekanizmanın kontrol altında tuttuğu sistemler olamaz.Bu kavramlar birisinin tekelinde olamayacak derecede güçlükler içeriyor.Lütfen bu noktada kimse tanrının herşeye gücünün yettiği, kadir-i mutlak ve alim-i mutlak olduğu bahsini etmesin.Böyle bir varlığın mantık çerçevesinde mümkün olamayacağı apaçık ortada.Belki şu söylenebilir.Evreni var eden tanrı herşeye gücü yeten bir varlık değil ama evreni yaratabilecek güce sahip birisi olabilir ve varoluşu tetikledikten sonra kendiside bu sistemin içine dahil olmuş dolayısıyla da evrene müdahele etme şansını kaybetmiş olabilir.(Transteizm) Bu şekilde bir gücün de kökeninin mahiyeti sorgulanmaya başlanırsa var olamayacağı görülür.

Peki nedir tüm varoluşu tetikleyen, hiçbir şey yerine birşeylerin olmasını sağlayan?

Bunun ne olduğuna dair cevap verilmesi mümkün değil.Ama ne olmadığı düşünsel çıkarımlarla rahatça elde edilebilir.En azından zeka sahibi bir mahlukun sorumlu olamayacağı bilgisini elde edebiliriz ve bu da tüm tanrı modellerini çöpe göndermeye yetebilir.

  İkinci paragraf içinse aynı şekilde düşünmüyorum.Gerçeklerin yalınlığı tamamen sahip olduğumuz bilinç düzeyiyle alakalı bir durum.Mesela sokakta yerde yatan bir kedi için evrenin, varoluşun gizemlerinin bir anlamı olabilir mi? Elbette hayır.Nedeniyse sahip olduğu bilinç düzeyinin bu kavramların karmaşasına erişebilecek  düzeyde olamamasından kaynaklanıyor.Zeka seviyesi arttıkça, bilinç seviyesi geliştikçe işler iyice karmaşıklaşıyor, üzerinde düşünülen kavramları etkileyen girdilerin, bilinmezlerin sayısı artıyor ve denklem çok daha zor bir hal alıyor.Başka bir örnek verecek olursak.Kuran'da tasvir edilen Dünya modeline bakınca bize çok sığ, basit geliyor.Neden? Çünkü şu an ulaşmış olduğumuz bilinç düzeyi Dünya gezegeninin evren için bir anlam ifade etmediğini gösteriyor bize.Gelecekteyse belki şu an sahip olduğumuz bilgiler o zamanın bilinç düzeyine göre basit gelecek.

   Cennet, cehennem, mahşer yeri gibi mekanların, günümüze kadar yaşamış yaklaşık 100 milyar insanın bir ortamda toplanmış tanrı tarafından cezalandırılmayı veya ödüllendirilmeyi beklemesi durumunun mümkün olmasının üzerinde konuşmaya gerek yok.??

 

  

Link to post
Sitelerde Paylaş
19 hours ago, Apolojetik said:

Bu açıklamadan nasıl pozitif ateistlerin hala kapı gibi durduğu sonucunun çıktığını hiç anlamadım. Başlangıcın olmaması sonsuz gerileme örneğindeki gibi mi yoksa çembersel neden-sonuç ilişkisi örneğindeki gibi mi? İkisinin de mantık dışı olduğunun farkındasınızdır umarım. Bunları kabul edip tanrıyı mantık dışı olduğu için kabul etmemek safsata. Safsatalarınızla tatmin olmayın :)

 

İşte sonsuz gerilemeye gitmek mantıksal olarak mümkün değil. Ezelden beri hareket eden bir şey diyorsunuz, yani zamanda sonsuz gerilemeye gidiyor.

Düşünün, -∞ dan başlayıp 0 a varabilir misiniz tek tek sayarak? Hayır çünkü saymayı asla bitiremezsiniz. Bunun bir imkanı yok, kaldı ki -∞ belli bir nokta da değil o yüzden o noktadan başlamak da mümkün değil. Şu an içinde bulunduğumuz zaman diliminden önce sonsuz saniye olduğunu varsayalım. Sonsuz sayıda sayinenin geçebilmesi için sonsuz zaman gerekir. Yani şu ana varabilmek için sonsuz zaman geçmesi gerekir. Sonsuz zamanın geçmesi demek şu ana asla varamamak demek. Çünkü sıfırdan saymaya başlayıp sonsuz denilen noktaya varamazsınız. Sonsuz diye bir nokta yok çünkü, her zaman 1 ekleyebilirsiniz. Aynı şekilde eksi sonsuzdan tek tek sayarak bir yere varmak da mümkün değil. Bu durumda zamanın başlangıcı olması gerekir.

Bu soruların bilimsel olarak aşılmasının şimdilik imkansız olduğu doğru. Ben pozitif ateistlerin tutumuna karşıyım. Varlığın başlangıcına dair her açıklama mantıksızken sadece tanrıyı mantıksız olduğu için reddetmek kendi içinde çelişmektir. Mantıksız derken çelişki ve paradokslar göstermesini kastediyorum.

 

Tanrıyı bilinememezlikle açıklamayalım, doğru diyorsunuz. Ama anlaşılamamazlık da yok etmez. Ben buna karşıyım. Mantık kurallarına uymaması onu imkansız kılmaz çünkü varlığa dair bütün açıklamalarımız mantığın dışında.

Tanrının amacı olması gerekmez. Her şeye gücü yeten varlık sırf istediği için yaratma eylemini gerçekleştirmiş olabilir. İnsanı yaratması insana amaç verdiğini gösterir ama kendi amacı olduğunu göstermez. Mükemmel varlık zaten menzil-i alâdadır. O noktadan sonrası onun kendi sonsuz devinimidir. Yaratması muhtaç olduğunu göstermez.

 

Gerekli cevaplar verilmiş aslında ama, sana asıl amme hizmetini ben yapayım. Bak şu başlığı oku(önce)

https://www.ateistforum.org/index.php?/topic/16102-sonsuzluk-ve-ötesi/&

 

Sonra zenon'u, Cantor'u, sayılabilir sonsuzlukları bir indir, sonra sindir. Kardinalite vb.. İşlem sonsuz olmasına rağmen, sonsuz toplamının kendisi sonlu olup, sonsuz işlem sonlu bir sürede tamamlanabiliyor. ..??

 

Yazdıkların görüldüğü üzere(kabalık olsun diye söylemiyorum) aslen bayatlamış temcit pilavından ibaret. Bu forumda ve buna benzer malum birkaç forumda dahi, yazdıklarının cevabını daha yazmadan önce bulabilirdin. Yani yazdıklarının, argümanlarının tamamı yanlış tanımlar, öncüller ve ona bağlı yanlış çıkarımlardan ibaret.

 

Ben ne yaptım? Döndüm bu foruma baktım. Çok uzaklara falan değil. Tam buraya. Senin yapmaktan imtina ettiğin şey. İzah etmekle ilgili onca zahmetten de kurtarmış oldum kendimi. Aferim bana.

 

Ayrıca yazdıkların tamamen Caner Taslaman alıntıları. Yanılıyor muyum? İstersen Taslaman'ın tüm argümanlarını teker getir. Burası için sıkıntı olmaz emin ol. Zaten ihtimaldir ki, o mevzu bu forumda bir yerde daha önce mutlaka tartışılmıştır.

 

Ayrıca başka bir açılım daha, yine daha önce yazılmış olanlardan: Sonsuz zamanda sonsuz yol alınır. Bu, herhangi bir matematik-mantık kuralına da aykırı değil. Zaman sonsuzsa, sonsuzdan bugüne gelinir.

Argümanının bir diğer açıdan panzehiri. İstersen buyur burdan devam et.

 

Şimdi, tanrının sıfatları kesinlikle çelişkili. Burası net. Senin de kabul ettiğin üzere.

Başlangıç ise mantıksal bir zorunluluk değil. Sadece bir tümevarım.

Mantıksal zorunluluk olmaması demek, sadece mantıksal zorunluluk olmaması demek. Mantık dışı demek değil.

Sonsuzluk savın da buna engel değil, açıklamayı aktardığımız üzere.

Yani "her ikisi de" mantık dışı değil.

Sadece "biri" mantık dışı(tanrı).

Yani ilk söylediğinde haklı, ikincisinde ise yanlışsın.

Bu da demek oluyor ki, bu konuda da yanılıyorsun.

 

tarihinde teflon tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
 

İkinci paragraf içinse aynı şekilde düşünmüyorum.Gerçeklerin yalınlığı tamamen sahip olduğumuz bilinç düzeyiyle alakalı bir durum.

 

Açıklayıcı ve güzel bir ileti yazmışsın. Anlatımın gayet derli toplu ve düzgün. Böyle anlatımlar görmek mutlu ediyor. Gerçeğin yalınlığı konusunda ise yalınlığı basitlik olarak düşünmemelisin. Gerçekler elbette basit olamaz, çünkü gerçeği zaten bilmiyoruz. Bizim gerçek dediğimiz şeyler bir takım ipuçlarıdır, gerçeğin kendisi değildir.

 

Zaten ben determinist olduğum için nedensellik örüntüsünün ne kadar karmaşık olduğunu takdir ederim. Olguya etki eden etken sayısı arttıkça durum kaosa gider. Determinizmin belirlenimcilik ilkesinin sınırlarını kaos çizer. Tabii kaos da yanlış anlaşılabiliyor. Kaos deyince rasgele düzensizlik anlaşılabiliyor. Değildir. Kaos etken sayısının kapsanamaz derecede fazla olması ve bu yüzden belirlenimin olanaksızlaşmasıdır.

 

Örneğin aslında açıklamış olduğum gibi öleceğimiz yalın bir gerçektir. Yalın olmayan uydurma ve yakıştırmalar ruhumuzun ölmeyeceği filandır. Yalın derken biraz sert, eğip bükmeye müsait değil, görmemeye çalışmadıkça görülmesi gereken gerçeklerden bahsetmiş oluyoruz. Yoksa basit olduğunu kastetmiyoruz.

 

Örneğin biyoloji biliminin genetik üzerine açıklamaları son derece yalındır ama basit değildir. Örneğin DNA nın mRNA ya ayna kodlarının kopyalanması ve mRNA nın ribozoma gidip ribozomun kodlara göre protein sentezlemesi gayet yalın bir açıklama ama basit değil. Neden basit değil, çünkü protein sadece bir aminoasit zinciri değil. Proteinin uzmanlaştığı görevi yapabilmesi için zincirde katlanma noktaları var. Sinir hücresi proteini ise katlanmadan uzun bir zincir oluşturmalıdır ama hemoglobin proteini ise çok özel biçimde bir çok katlanma yapmalıdır. Yoksa oksijen ve karbondioksiti bağlayamaz. Ribozomun proteini zincir biçiminde çıkarıp yığması da basit değil ama bu katlanmalar işi daha karmaşık duruma getiriyor. Proteinin aminoasit dizilimi kodlarının yanında, bu kat noktalarını işaretleyen ve "buradan katlan" anlamına gelen kodların da bulunması gerekiyor. Katlanma yönü, açısı dahil olmak üzere katlanma biçiminin de kodlanmış olması gerekiyor.    

 

Şöyle özetleyeyim uzatmadan: Canlıların özelliklerinin DNA baz dizilimi ile kodlandığı yalın bir gerçek. Ama dizilimin kendisi son derece karmaşık. Neden karmaşık, ribozom yapıp kas hücre kodlarını içeren mRNA yapıp et üretemiyoruz halen. Nanoteknoloji bile bu aşamaya ulaşamadı henüz. Bu tabii ki nano belki daha altı piko düzey bir olay. Kolay gibi görünüyor, makinenin deliğinden mRNA girecek ve içinden geçerken karşısına aminoasitler dizilecek, diğer taraftan mRNA ile birlikte bir protein zinciri çıkacak. mRNA yı makineden her geçirdiğinde bir protein zinciri üreteceksin. Fakat bu makineyi yapmak hiç kolay değil. Aletlerimizle bu makineyi imal etmek iğne oyası yapmak için kazma kullanmaya benziyor.    

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ateizm doğada karşılığı olmayan tanrılar yok derken tanrının özelliklerini madde doğaya yükler.

Tanrı tanımlarının mantığa bilime uymasını sağlar. :)

Evrenin başlangıcında çelişki varsa sadece ateizmin değil bütün teizm türevlerinin çözmesi gereken bir sorundur.

Ayrıca herşeyin nedeni olan tanrı neden sadece ilk neden kabul ediliyor?

Sürekli neden olamaz mı?

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...