Jump to content

ALLAH DÜNYAYA MÜDAHALEDE BULUNUYOR MU?


Recommended Posts

bu konuda yazılmış müstakil bir eser bilmiyorum.

üzerinde çalışma yapmaya değer bir konu.

asrı saadette, israil alimlerinden müslüman olanları biliyorum.

islami kaynakların böyle palavralar üretmekte ne kadar yaratıcı olduğu hepimizin malumudur.ben hiçbir yahudinin muhammede inanacağına en ufak ihtimal vermiyorum.bak hristiyanlardan olabilir ama yahudileri muhammede inandıramazsın.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 92
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

islami kaynakların böyle palavralar üretmekte ne kadar yaratıcı olduğu hepimizin malumudur.ben hiçbir yahudinin muhammede inanacağına en ufak ihtimal vermiyorum.bak hristiyanlardan olabilir ama yahudileri muhammede inandıramazsın.

son yüzyılda dahi müslüman olmuş yahudilerin var olduğunu hepimiz biliyoruz.

bunu nasıl göz ardı edersin ?

yahudilerin islamı seçme konusunda çok katı olduklarını biliyorum.

siyasi sebepler ve milliyetçilik gibi önlerinde engeller var.

bu yüzden, islamı seçen yahudilerin sayısı oldukça az.

Link to post
Sitelerde Paylaş

bu kadar basit

verdiğimiz sadaka belayı def ederse vermediğimiz sadakalarda başımıza gelecek olan belayı engellemiyor demektir

yani bir anlamda allahın bildiği kaderi değiştirebiliyoruz

değişiklik elimizde yani senin deyiminle

allahın her şeyi bilme olayı ne oldu

allah sadaka verince oluşan kaderimi biliyor (sadaka verince kaderimiz değişiyor değişirse bu allahın bilmediği bir gelecek olmuyormu)

yoksa sadaka vermezsek yani başımıza gelen beladan dolayı oluşan kaderi mi biliyor

yani 2 kaderimiz oluşuyor allah bu kaderlerimizin hangisini biliyor

(vereceğin cevap biraz türkçe ve net olsun)

Link to post
Sitelerde Paylaş
Eğer, bütün şerlere bu dünyada hemen müdahale etseydi, "imtihan" sırrı kaybolur, herkes ister istemez iman ve itaate mecbur olurdu.

Elmas ruhlu insanlar ile kömür ruhlu insanların bir farkı kalmazdı.

Kötülüğü yaratanın kötülüğe sebebiyet vermediği çelişkinizi göz ardı ediyorum bu iletinizde.

Daha baris birşeyden bahsedeceğim.

İnsanlar varlığını bildikleri bir tanrıya itaat etmek zorunda değiller.

İnsanlar 24 saat despot bir sistemin gözlemi altında olduklarını düşünmek zorunda da değiller.

Her yaptıklarının adil olmayan, kendi yaptıklarıyla adalet sistemi örtüşmediği gibi adalet sistemi temelli bozuk bir tanrı tarafından adilce değerlendirileceğine inanmak zorunda da değiller.

İnsanlar öyle aciz kafes kuşları değildir.

Aciz insan isteseydi tanrı aciz insan yaratırdı.

Siz kafesi keşfettiğinizi savunuyorsunuz. Ben ise kafes görmüyorum, fakat başkasının hava sahasına da geçmiyorum.

Ve ben şahsen kafes görsem de bu ne saçma iş diye eleştiririm.

Link to post
Sitelerde Paylaş
bu kadar basit

verdiğimiz sadaka belayı def ederse vermediğimiz sadakalarda başımıza gelecek olan belayı engellemiyor demektir

yani bir anlamda allahın bildiği kaderi değiştirebiliyoruz

HAYIR. İLM-İ EZELİ (BAŞLANGICI OLMAYAN ZAMANA AİT OLAN İLİM), olmuş ve olacak herşeyi bilir. Fakat tekrar ediyorum; ilm-i ezeli tanımını önceki mesajlarımdan çok iyi okuman gerekiyor. Bunu anlatamadıkatn sonra, hiçbir şeyi anlatmam mümkün değil birader.

değişiklik elimizde yani senin deyiminle

bizim elimizde olan tek şey vardır: o da İRADE VE KESB: Yani, seçme özgürlüğü. İyiliği ve kötülüğü yapma yeterneği. Biz seçeriz, Allah yaratır.

allahın her şeyi bilme olayı ne oldu

Evet. Allah her şeyi bilir. Sadaka vermediğin zaman gelecek belayı, sadaka vermen sonucu defetme bilgisi de onun İLMİ EZELİ sinde vardır.

allah sadaka verince oluşan kaderimi biliyor (sadaka verince kaderimiz değişiyor değişirse bu allahın bilmediği bir gelecek olmuyormu)

yoksa sadaka vermezsek yani başımıza gelen beladan dolayı oluşan kaderi mi biliyor

hem sadaka vermen durumunda, hem de sadaka vermemen durumunda ne olacağını bilir. Seni seçiminde serbest bırakır. Sen seçersin, o yaratır.

yani 2 kaderimiz oluşuyor allah bu kaderlerimizin hangisini biliyor

Dediğim gibi. İLM-İ EZELİ kavramının izahını önceki mesajdan oku. Bu konuda düğümlü herşey.

(vereceğin cevap biraz türkçe ve net olsun)

Bazı kavramların orjinalini kullanmak zorundayım. Türkçe izahlarını da elimden geldiği kadar yapmaya çalıştım. Anlaşılmayan kavram varsa, ayrıca yazarsın.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Kötülüğü yaratanın kötülüğe sebebiyet vermediği çelişkinizi göz ardı ediyorum bu iletinizde.

Yaratılan şey sadece kötülüğe sebep olsaydı, hakkınız olurdu. Fakat yaratılan kötülük, hem kötülüğe, hem iyiliğe sebep oluyorsa, o zaman, o kötülüğün yaratılmasına "kötülük" tür diyemezsin. mesela "ateş" i yaratır. insan bunu yemek pişirmekte de kullanabilir, orman yakmaktada. yemek pişirisen ateş "hayır" olur, orman yakarsan "şer" olur. şimdi bazı insanlar, su-i ihtiyar ile ateşi kötüye kullansa ve kötü neticeler ortaya çıksa, hiç kimse diyemez ki:"ateşi yaratmak kötüdür."

Daha baris birşeyden bahsedeceğim.

İnsanlar varlığını bildikleri bir tanrıya itaat etmek zorunda değiller.

İtaat, sevginin sonucunda ortaya çıkan bir neticedir. Allah'ı seven, elbette kendini ona sevdirmek isteyecek. Kendini ona sevdirmek için de ona itaat edecek. Allah'ı sevmek için ise, onu tanımak gerekir. Kim gerçek manada Allah'ı tanırsa, mutlaka onu sevecektir. Onu sevmeyenler, gerçek anlamda onu tanımayanlardır. Allah'ı tanımak için ise, mutlaka ona iman etmen gerekir. Ona iman etmeden onu tanıman mümkün değildir.

İnsanlar 24 saat despot bir sistemin gözlemi altında olduklarını düşünmek zorunda da değiller.

Her yaptıklarının adil olmayan, kendi yaptıklarıyla adalet sistemi örtüşmediği gibi adalet sistemi temelli bozuk bir tanrı tarafından adilce değerlendirileceğine inanmak zorunda da değiller.

İnsanlar öyle aciz kafes kuşları değildir.

Aciz insan isteseydi tanrı aciz insan yaratırdı.

Yaratılış itibariyle insan, son derece aciz bir varlıktır. Hatta hayvanlar içierisinde insanın acziyeti çok belirgin ortaya çıkar. Kısacık bir ömürde, sayısız istekleri olan ve doymadan bu dünyadan göçüp giden aciz bir varlıktır. Sayısız düşmanları her zaman onu tehdit eder.

Siz kafesi keşfettiğinizi savunuyorsunuz. Ben ise kafes görmüyorum, fakat başkasının hava sahasına da geçmiyorum.

Ve ben şahsen kafes görsem de bu ne saçma iş diye eleştiririm.

tarihinde 2kere2 tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
bu soruların tamamı KADER konusudur.

Kader konusunda yapılan sayısız tartışmalara bir yenisi eklemek istersen ben varım.

ayrı bir başlık açarsan cevap yazarım.

El insaf be kardeşim... 150. kader başlığının açılmasını mı istiyorsun? Al sana kader hakkında bir şeyler hadi cevapla bakalım:

"İlim maluma tabidir" le olacak kadar basit işler değil bunlar...

Yine kader ve özgür irade kavramına girmişsiniz... Alim-i mutlak olan bir tanrının özgür iradeli bireyler yaratması mantıken mümkün değildir...

İrade ve kader konusunun felsefi bir facia olduğu önceden burada defalarca izah edildi... Alim-i mutlak olan Allah tüm yaratıklarının kaderini ezelden bilmekte ise, tüm yaratıklar ve kaderleri Allah'ın zati ve değişemez bir özelliği demektir. Bu durumda Allah yaratmak zorundadır ve yaratıklar da onun ilmindekileri oynamak zorundadır. "İlim maluma tabi" bile olsa eğer malum ilimden sonra ise aslında ve esasında "malum ilme tabi" bir hale gelmektedir...

Olayın bir başka felsefi facia olan yönü ise, Kamil-i mutlak ve Alim-i mutlak bir zatın aslında değişemeyeceği ve yaratamayacağı gerçeğidir; bir şey Alim-i mutlaksa baştan ve ezelden bilir daha fazla bilemez ve daha kamil olmaz; yani statik olmalıdır ezelden... "Biz o istediği için böyle yapmıyoruz, biz böyle yaptığımız için o biliyor" söylemininin içi tamamen boş...Ezelden beri yani zatından olarak, yani biz yaratılmadan önceden beri, yani hep, yani zatından olarak o bizi ve ne yapacağımızı biliyor; çünkü biz aslında oyuz 'a çıkıyor bu söylem... Bu kader anlayışı tamamen yanlıştır ve mantıksızdır... Allah Alim-i mutlak ise daha yaratmadan tüm yaratıklarını ve yapacaklarını biliyor ise ve her şeyi tüm sonuçları ile o yoktan yaratıyor ise; yaratılanlar mesul değillerdir bu bir... Ve ikincisi onun ilminde ezelden yaratılanlar ve kaderleri kayıtlı ise o zaman tüm yaratılanlar onun zati özelliği olurlar ve bu durumda yaratılmalarına aslında gerek kalmaz... Eğer yaratılmaları daha ezelden zati özellik olarak belli ise, o zaman da Allah'ın kendi iradesi (yaratıp yaratmama iradesi) ortadan kalkmış olur...Bu durumda o da kendi ilminin kulu olur...

Kader ve özgür irade kavramının net bir şekilde çözümü yoktur islamda; çünkü bu konu felsefi ve mantıksal bir faciadır ve dinin büyük bir uydurma olduğunun en önemli kanıtlarındandır... Kader konusu yüzünden ayrılan büyük mezhepler vardır... Konuyu çözdüm sanan herkes sonunda büyük bir hüsrana uğramıştır; çünkü çözümü yoktur... Her şeyi tüm özellikleri ve tercihleri (irade) ile yoktan yaratan bir Allah varsa, yaratılanları sorumlu tutmak imkansızdır; üstelik hele bir de bu yaratıcı alim-i mutlaksa işler iyice sarpa sarmaktadır... Çünkü alim-i mutlak bir yaratıcı varsa yaratılan her şey onun ilminde ezelden beri var olmak durumundadır. Bu durumda tüm yaratılanlar yaratıcının zati özelliği olurlar...

Daha ezelden tanrı için her şey ve ne olacağı biliniyor; çünkü o Alim-i mutlak ? Yani tüm yaratılmışlar aslında onun ilminde ezelden beri varlar; olmadıkları bir zaman dilimi tanımlanamaz sanal veya gerçek anlamda... Yani aslında yaratılmış bile değiller; onun zati özelliği olarak ezelden beri varlar...

İslamda biraz olsun elle tutulur tek şeyi aslında mutezile akımı söyler (Kader yoktur, insan fillinin faili ve yaratıcısıdır ve Kur'an mahluktur) ama onu da bidat fırkası sayar ehl-i sünnet... Zaten aklı öne alan ve akla uymayan ayetleri tevil eden, hadisleri inkar eden bu akım zamanında pozitif bilimler gelişmeye başlamıştır İslam dünyasında...Aslında kader-ruh-özgür irade gibi konularda mutezile mezhebini bilmeden yorum yapmak zor... Bu konularla çok ilgisi var... Sünni görüş Abbasiler dışında islam dünyasında hep baskın olmuş ve bence bu gibi konularda hiçbir açıklaması mantıklı değil... Zaten islam dünyasında bilim ve felsefeyi de sünni görüş öldürmüştür...

Link to post
Sitelerde Paylaş
Yemen mesela İslam öncesi 90 % Yahudiydi hepsinin daha Muhammed yaşadığı zamanda tabi onu görmeden Müslüman olmuşlardır.Muhammdin bir eşide Yahudiydi.

Ufak at civciv ler de yesin. Onlar Himyarite krallığının uzantısı olan yahudiler. Bir yolunu bulup ordan kaçmışlardır. Başta belki müslüman görünmüş olabilirler.

tarihinde convert tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
Ufak at civciv ler de yesin. Onlar Himyarite krallığının uzantısı olan yahudiler. Bir yolunu bulup ordan kaçmışlardır. Başta belki müslüman görünmüş olabilirler.

Arkadaşım yalan atacak değilim peki neye inanıyorlardı İslamdan önce Yemenliler ? büyük bölümü yahudiydi daha Muhammedin zamanında arab yarımadasının tamamı Müslüman olmuşdu zaten bu kaynaklarda belitiliyor. 20 yüzyılın ortalarına kadar 100 bine yahudi Yemende yaşıyordu hepsi İsraile göç etdi.

Link to post
Sitelerde Paylaş
http://egitim.milliyet.com.tr/Haber.aspx?HaberNo=6324

arkadaşlar bu dua allahtan müdahale istemek değilmidir

allah isterse bu duayı kabul edermi

yani kısaca dua işe yararmı bu çocukların duasını kastetmiyorum genel anlamda dua işe yararmı

"duanız olmasaydı, ne ehemmiyetiniz vardı" ayetini bir düşün.

üniversite sınavları için, ders çalışmak, bir duadır.

yani, fiili duadır.

derslerine çalışan öğrenci, fiili olarak Allah'a dua etmiş olu.

Yani onun ders çalışma eylemi, aslında bir duadır.

Tarlasını süren çiftçinin yaptığı da bir duadır. Yani fiili duadır.

Bunlar fiili dualardır.

İkinci tip dua ise, sözlü dualardır.

Ellerimizi açar ve Allah'tan isteriz.

Biz isteriz, Allah yaratır. İstemek de 2 şekildedir. Ya fiili, veya sözlü.

Ayette :"bana dua edin, cevap vereyim" buyurmuyor mu ?

İşe yaramayacaksa neden "bana dua edin" desin.

imam rabbani ne güzel söylemiş : "vermek istemeseydi, istemek vermezdi"

not: verdiğin linkte, o insanların yaptığı yanlıştır. türbelerden yardım istenmez. dua sadece Allah'a yapılır.

Link to post
Sitelerde Paylaş
verdiğin linkte, o insanların yaptığı yanlıştır. türbelerden yardım istenmez. dua sadece Allah'a yapılır.

kendi ağzınla yakalandın.

senin üstadın küçüklüğünde

herkes kaybettiği bişeyi bulmak için bölgenin en büyük şeyhinden isterken,

kendisinin kaybolan yitiğini bulmak için

abdülkadir geylaniden istediğini gururla anlatır:

Sana bir fatiha, sen benim bu şeyimi buldur.

bu ne perhizdir............

:blink:

abdülkadir geylani öleli asırlar olmuştur.

said nursi allaha şirk koşmakta

ve yalnız allahın yapabileceği şeyleri ölmiş bir kula

nisbet ederek allaha şirk koşmaktadır.

geçmiş olsun.

cehennemde görüşürüz. ;)

kafanı kumdan çıkarman dileği ile...

tıkla

Link to post
Sitelerde Paylaş
kendi ağzınla yakalandın.

bu cevap sadece sana. madem risale okumuşun. sadeleştirmeye gerek olmadan orjinal metinden sana cevap :

"Ey nefs-i emmârem! Sana tâbi değilim. Sen istediğin şeye ibadet et ve istediğin şeyin peşine düş; ben ancak ve ancak beni yaratıp, şems ve kamer ve arzı bana musahhar eden Fâtır-ı Hakîm-i Zülcelâle abd olurum.

Ve keza, kader muhitinde uçan tayyare-i ömre veya hayat dağları arasında açılan uhdut ve tünellerinden şimşekvâri geçen zamanın şimendiferine bindirerek ebedül'âbad memleketinin iskelesi hükmünde olan kabir tünelinin kapısına sevk eden Hâlık-ı Rahmânü'r-Rahîmden medet istiyorum.

Ve keza, hiçbir şeyi dualarıma, istigâselerime ve niyazlarıma hedef ittihaz etmem.

Ancak küre-i arzı harekete getiren, felek çarklarını durdurmaya ve şems ve kamerin yerleştirilmesiyle zamanın hareketini teskin ettirmeye ve vücudun şahikalarından yuvarlanıp gelen şu dünyayı sakin kılmaya kadir olan kudreti nihayetsiz Rabb-i Zülcelâle dualarımı, niyazlarımı arz ve takdim ediyorum. Çünkü, herşeyle alâkadar âmâl ve makasıdım vardır. "

------

Yani, yalnız biri iste; başkaları istenmeye değmiyor.

Biri çağır; başkaları imdada gelmiyor.

Biri talep et; başkaları lâyık değiller.

Biri gör; başkalar her vakit görünmüyorlar, zevâl perdesinde saklanıyorlar.

Biri bil; mârifetine yardım etmeyen başka bilmekler faydasızdır.

Biri söyle; Ona âit olmayan sözler, mâlâyânî sayılabilir.

-------

tarihinde 2kere2 tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
bu cevap sadece sana. madem risale okumuşun. sadeleştirmeye gerek olmadan orjinal metinden sana cevap :

------

Yani, yalnız biri iste; başkaları istenmeye değmiyor.

Biri çağır; başkaları imdada gelmiyor.

Biri talep et; başkaları lâyık değiller.

Biri gör; başkalar her vakit görünmüyorlar, zevâl perdesinde saklanıyorlar.

Biri bil; mârifetine yardım etmeyen başka bilmekler faydasızdır.

Biri söyle; Ona âit olmayan sözler, mâlâyânî sayılabilir.

-------

peki tamam,burada yalnız allahtan medet umulması gerektiğini anlatıyor.

ancak önceki tavrında tersi bi durum söz konusu.

örneğin abdülkadir geylaninin

rusya esaretinde kendisine yardım ettiğini ve

o şekilde kurtulabildiğini anlatıyor.

meşhur beytin,

yani müridin nerde olursa olsun,

ister doğuda ister batıda geylaninin ona yardım edeceği ile ilgili olanın

saidi nursiye nispet edildiği biliyoruz.

burda allahtan başkasının tasarruf da bulunup,

kimsenin güç yetiremeyeceği konularda

kullara doğa üstü yollarla yardım ettiklerine itikad etmek söz konusu.

bu da aleni şirktir.

dersen ki bunu allahın izniyle yapıyorlardı,

unutma müşrikler allahı inkar etmemekle birlikte,

bu putların allahın memurları gibi olduklarını söylüyorlardı.

bunlara ancak bizi allaha yaklaştırsın diye ibadet ettiklerini söylüyorlardı. ;)

Link to post
Sitelerde Paylaş

bir tek dua meselesini açıklamak için risaleden bu kadar laf yapıştırmaya/yazmaya ne gerek var anlayamıyorum.ben bile birkaç önceki iletimde bir cevap verebilmiştim.kendi cümlelerini kullanmaya çalışırsan gerçekten daha etkili olacakasın.türkçe konuşmayı 20 yaşından sonra öğrenmiş bir adamın yazdıklarından daha iyilerini yazabilirsin diye düşünüyorum.amacın inandığın şeyi savunmaksa eğer.çünkü bu uzun acayip yazıları hiç kimse okumadığı için boş yere kalabalık oluşuyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş
genele yazdığım bir mesaj değildi o mesajım.

o mesajı sadece mürtedd nickine yazdım.

çünki o, bir iddiada bulundu.

1. ağızdan iddiasını yanıtlamak için orjinal metinden yazdım.

ve o da anladı.

bana yazdığını belirtmissin,

arkadaşlar da okumadan atlamışlar.

çok da uzun bi metin de olmadığı için sakıncası olmasa gerek.

peki beim itirazıma ne diyorsun? ;)

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...