Jump to content

Jus Primae Noctis (Droit de Seigneur)


Recommended Posts

Game of thrones dizisini çok seviyorum. Izlemeyenler için; şu sıralar 7. sezonu gösterilen dizi, Abd'li yazar George R. Martin tarafından yazılan kitaplarin (bazen senaristler tarafından kitapta yazanların dışına çıkılsa da) filme alınmış hali. George R. Martin yarattığı fantastik dünyada olan biten için dünya tarihinden, özellikle de ortaçağ Avrupası'ndan esinleniyor. Ben henüz kitapları okumadım. Dizi seneye 8. sezon bitimi ile final yaptığında okumayı planlıyorum. Ancak çeşitli youtube kanallarinda, kitap serisini okuyanlar tarafından hazırlanan game of thrones ve westeros (hikayenin geçtiği kıta) tarihi ile ilgili bilgiler içeren videoları seyrediyorum. Bugün izlediğim bir videoda westeros tarihinden bölümler anlatılırken; bazı kuzeyli soylu hanedanların, topraklarında yaşayan avam tabakasından insanlar evlendiğinde, düğün gecesi feodal lord'un gelin ile yatması şeklinde bir adet olduğu söylendi. Bunu duyduğumda hemen aklıma Mel Gibson'ın "Braveheart" filmi geldi. O filmde de Kral Edward, biti kanlanan Iskoçlar'ı hizaya getirmek için bu kullanılmayan adeti tekrar yürürlüğe sokmuştu. Filmin kahramanı William Wallace, bu aşağılamaya maruz kalmamak icin sevdiği kızla dağda gizlice evlenmişti. Bugün Game of Thrones videosundan aynı adeti duyunca konuyu birkac kaynaktan arastırıp okudum. Ilginc ve hiç beklemediğim şekilde ucu Osmanlı'ya da dokununca, edindigim bilgilerden bir özeti buraya yazayım dedim. Belki sizin de ilginizi ceker.

 

George R. Martin bu kitapları yazarken ortaçağ Avrupasından, özellikle de ortaçağ Ingilteresinden çok yardım aliyor. Mesela avamlar evlendiğinde ilk gece bir soylunun henüz evlenmiş gelini zikip, bekaretini bozarak evliliği kutlaması ortaçağda Ingiltere'de vardı. Bu arada evet, o yıllarda Avrupalı gelinler de bakire oluyordu. Avrupa'nın tümü o zamanlarda katolikti ve katoliklerde evlilik dışı sex, hatta evlilik içinde bile çocuk yapma amacı olmadan zevk icin sex günah. İşte yerel lord'un evliliği ilk gece gelinle yatarak kutsaması adetine "droit du seigneur (lord'un hakkı)" veya "jus primea noctis (ilk gece hakkı)" deniyordu. Böyle bir hakkın olduğu biliniyor ama bu hakkın soylular tarafından uygulandığına dair bir bilgi yok. Dönem yazarları herhangi bir uygulamayı kaydetmemiş. Bu hak konusunda bilinenler hep daha yakın zaman tarihçilerin yazdıklarından ibaret. Ayrıca bu adet Ingilizler tarafından icad edilmemiş. Aynı uygulamadan, Gılgamış Destanı'nda da bahsediliyor. Dediğim gibi, bu hakkın soylular tarafından gerçekten kullanıldığına dair bir bilgi yok. Tam tersi, tarihçilerin çoğu uygulanmadığını düşünüyor. Ingiltere'de feodalizm zamanı, aynı bizim Kemal Sunal filmlerindeki gibi avam tabakasından insanların evlenebilmek için yaşadıkları toprakların sahibi olan Lord'dan izin alması gerekiyordu. Bu izini alabilmek için belirli bir miktar da ödeme yapılması gerekiyordu. Lordlar, bu paranın ödenmesinde sorun yaşanmaması icin "jus primea noctis" uyanıklığına başvurmuşlar. Yani bu ilk gece hakkı, yapılması gereken ödeme yapılmazsa uygulanıyor ve ödeme yerine geçiyor. Tarihçiler, bu hakkın kullanıldığına dair herhangi bir kayıt olmamasına karşın mevcudiyetini, izin parasının ödenmesini garantilemek için caydırıcı bir önlem olmasına bağlıyorlar. Avam tabakasındaki adam; müstakbel eşinin bekaretinin yaşadığı toprakların Lord'u tarafından bozulacağı korkusuyla, izin parasını hazırlamadan duğün yapmaya kalkışmıyordu. Ilginctir, Osmanlı'da da bu adet varmış ama sadece hristiyan gelinler için. Müslüman gelinlere ilişmiyorlardı. Yunan, Bulgar ve Sırp düğünlerinde o bölgenin Bey'i veya Ağa'sı düğünden 1 gece önce hristiyan gelinlerle yatıyordu. Yani evinden alıp götürüyor, tecavüz ediyordu. Sabah serbest bırakılan gelin düğün evine dönüyordu. Islam fıkhına göre kölelik ve cariyelik helal olduğu için, bu kefere kızların kaçırılıp tecavüze uğramaları normal birşey olarak görülüyordu. Osmanlı tebaası olan bu Yunan, Bulgar ve Sırp kızların güvenliğini sağlayan bir devlet kurumu maalesef yoktu. Ne yazık ki Osmanlı islamiyet kanunları ile yönetildiğinden, bu kaçırma ve tecavüzler 19.yy Osmanlısında dahi (önceki asırlara nazaran azalsa da) devam etmiştir. Şunu da belirteyim ki, bu rezaletle ilgili bilgiye bir makaleden ulaştım. Bununla ilgili kaynaklar, folklor olarak sonraki nesillere aktarılmış. Sebebi de bu Jus Primae Noctis iğrençliğinin resmi bir politika değil, otoriteler tarafından göz yumulan, görmezden gelinen bir zorbalık olması.

 

Bey ve ağaların uyguladığı Jus Primae Noctis haricinde, ayrıca kölelik serbest olduğundan, özellikle yeniçeri vb asker takımı, eşkıyalar gibi bazı müslüm gruplar; hristiyan kızları dere kenarında vs yalnız yakaladıklarında kaçırıp, Istanbul'da köle pazarında satıyorlardı. Bu ve benzeri olaylar, Yunan, Sırp ve Bulgar kadınlar üzerinde çok kötü etki bıraktığı; oluşan kendini güvensiz, devamlı surette kendilerini tehlikede hissetmeleri sebebi ile çocuk sahibi olmak istemedikleri, cocuk yaptıklarında ise bunu minimumda tuttukları, kimi hristiyan kadınların ilkel kürtaj yontemleri ile hamileliklerini sonlandırdıkları ve hatta kimi annelerin kız bebekleri olduğunda, bu tehlike olasılıkları altında ruhen ezilip,  kız bebeklerini öldürdükleri yazıyor. 

 

Neyse ki en sonunda Atatürk sayesinde devrimimizi yapıp, osmanoğulları'nın götüne tekmeyi vurduk ve bu vahşi, çağdışı yönetim ve adalet sistemi yerine demokratik, laik, sosyal bir hukuk devletine, Cumhuriyetimize sahip olduk. 

Link to post
Sitelerde Paylaş

"Braveheart" filmini anltıyorsun galiba. 

 

Ben bunu tamamen otoriteyi dayatma olarak anlıyorum. Yani derebeyi "Burada benim borum öter" diyor. Feodalizm'de bu böyle. Soylu sınıfı savaşıp diğerlerini korurdu. Karşılığında halk da bunların bir nevi kölesi idi.

 

- Yeniçerileri bilmiyorum. Osmanlının da tıpkı Bizans gibi, parlak dönemi, çok parlak olmayan dönemi ve bitişi oldu. Bunların anlamazdan geldikleri: Atatürk olmasa da Osmanlı 100 sene önce bitmişti ki. Bugünün şartları ile de bu 200 sene eder. 

 

Osmanlı tarihinde konuşulacak da çok konu var. Genç Hristiyan çocukları yeniçeri yapmak da bunlardan biri. Öyle bir dönem varmış işte. Orta Çağ. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...