Jump to content

Fussilet 41 ve Unutulan Fiil


Recommended Posts

İnnellezîne keferû biz zikri lemmâ câehum, ve innehu le kitâbun azîz(azîzun).



1. inne : muhakkak, gerçekten
2. ellezîne : onlar
3. keferû : inkâr ettiler (inkar edenler yani)
4. bi ez zikri : zikri
5. lemmâ : olduğu zaman
6. câe-hum : onlara geldi
7. ve inne-hu : ve şüphesiz ki o
8. le : elbette, gerçekten, mutlaka
9. kitâbun : kitap
10. azîzun : üstün, yüce, şerefli
Diyanet İşleri Meali : Kur'an kendilerine geldiğinde onu inkâr edenler (mutlaka cezalarını göreceklerdir.) Şüphesiz o, çok değerli ve sağlam bir kitaptır.


İsteyen mealleri karşılaştırabilir ama gerçek şudur: "Innellezine keferu" demek inkar eden kimseler demektir gramer olarak...ettiler olarak kullanılmaz..Tek başına "keferu" kullanılsa inkar ettiler anlamı olur ama birlikte kullanımda fiil değil, özne olur, mutlaka yanına bir fiil gerekir.

Ayetin asıl manası Taberi Tefsirinde şöyle yazılmış: Fussilet 41- Şüphesiz ki zikir (Kur'an) kendilerine gelince onu inkar edenler, (mutlaka cezalandırılacaklardır) şüphesiz o aziz bir kitaptır.

Elimdeki Taberi Tefsiri Kuran'ın fiili unuttuğunu şöyle itiraf ediyor: Müfessirler, bu âyet-i kerimede mahzuf(eksik, silinmiş) olan cümleyi farklı şekillerde takdir etmişlerdir. Herbirinin takdir şekline göre âyetin manasında farklılık meydana gelmektedir. Bu takdir şekillerinden biri, mealde verildiği gibidir ve parantez içerisinde gösterilmiştir. Diğer takdir şekilleri ise şöyledir: "Şüphesiz ki Kur'an kendilerine gelince onu inkar edenler (helak olmuşlardır)" "Şüphesiz ki Kur'an kendilerine gelince onu inkar edenler (bize gizli değildir)" "Şüphesiz ki Kur'an kendilerine gelince onu inkar edenler (uzaktan çağırılırlar, yani onu işitmezler)" "Şüphesiz ki Kur'an kendilerine gelince onu inker edenler (sana, senden önceki peygamberlere söylediklerini söyleyeceklerdir)" [50] 

Kuran yazarları açık bir şekilde fiili ya hatırlayamamıştır ya da unutmuştur tamamen. Tefsirciler mealciler de serbest atış, olabildiğine parantez ve yorumla, bunu kapatmaya çalışıyorlar.
tarihinde Desert Wind tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
10 dakika önce, democrossian yazdı:

Aynı şunun gibi: "Dünyaya gelenler doğdukları anda nefes."

 

Nefes ne? Tabii ki alırlar olacak. Açık, net bir fiyasko. Apaçık ofsayt yani, hakem düdüğü çalar! :lol:

Fussilet 41- Şüphesiz ki zikir (Kur'an) kendilerine gelince onu inkar edenler .... :)

 

İstediğini yaz hocam.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Şimdi, Desert Wind yazdı:

İstediğini yaz hocam.

 

Aslında haklısın. Benim verdiğim örnekten de beter Kuran pasajı! Benim örnekte hiç olmazsa unutulan fiilin ne olduğunu tahmin ediyorsun. Bunda o da yok!

 

Şüphesiz ki zikir kendilerine gelince onu inkar edenler dümbüktür! :D

 

Şüphesiz ki zikir kendilerine gelince onu inkar edenler siboptur! :D

 

Şüphesiz ki zikir kendilerine gelince onu inkar edenlerin taaaa! :D

 

Çok güldüm yahu! İyiymiş!

Link to post
Sitelerde Paylaş

Tefsirciler parentez içlerini nasıl doldurmuşlar hayalgücüne gel:

 

 

Diyanet İşleri Meali : Kur'an kendilerine geldiğinde onu inkâr edenler (mutlaka cezalarını göreceklerdir.) Şüphesiz o, çok değerli ve sağlam bir kitaptır

 

Şüphesiz ki Kur'an kendilerine gelince onu inkar edenler (helak olmuşlardır)"

 

"Şüphesiz ki Kur'an kendilerine gelince onu inkar edenler (bize gizli değildir)"

 

"Şüphesiz ki Kur'an kendilerine gelince onu inkar edenler (uzaktan çağırılırlar, yani onu işitmezler)"

 

Fussilet 41- Şüphesiz ki zikir (Kur'an) kendilerine gelince onu inkar edenler, (mutlaka cezalandırılacaklardır) şüphesiz o aziz bir kitaptır.

 

"Şüphesiz ki Kur'an kendilerine gelince onu inker edenler (sana, senden önceki peygamberlere söylediklerini söyleyeceklerdir - ne alaka :)  ) 

tarihinde Desert Wind tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Bir şey sorabilir miyim?Innellezine keferu cümlenin başında yer alıyor.Sen bunu cümlenin ortasına getirebilir ya da istediğin yere koyabilir misin?

 

İnkar eden kimseler,zikir onlara geldiğinde.Halbuki o, eşsiz bir kitaptır.

Zikir onlara geldiğinde,inkar eden kimseler halbuki o eşsiz bir kitaptır.

 

Bunu neden sordum diye soracak olursanız.''İnkar eden kimseler,zikir onlara geldiğinde.Halbuki o eşsiz bir kitaptır'' dersen,saçma sapan,anlamsız bir durum ortaya çıkar.Ama,zikir onlara geldiğinde inkar eden kimseler halbuki o eşsiz bir kitaptır dersen,sanki inkar edenlere sesleniyormuş,onlara bakın bu eşsiz bir kitap diyormuş gibi olur.

tarihinde Buzul tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
12 dakika önce, Buzul yazdı:

Zikir onlara geldiğinde,inkar eden kimseler halbuki o eşsiz bir kitaptır.

 

Öyle de çevirsen böyle de çevirsen cümlede yüklem yok. Bu formatta olacak olsa, "zikir onlara geldiğinde inkar eden kimseler vardır" gibi bir sözcük daha lazım geliyor. Her halükarda cümle eksik. Şöyle olsa:

 

"Zikir onlara geldiğinde inkar edenler... Halbuki o eşsiz bir kitaptır." Yine şık durmuyor, olmuyor. "Zikir onlara geldiğinde inkar edenler yok mu!" gibi bir ilave mutlaka gerekli. Bu ve buna benzer anlam verecek bir sözcük yok pasajda.

 

Üstelik Kuran'da olmayan imla işaretlerini biz niye koyalım ki? Üstelik kurtarmıyor. Yine üç nokta yerine "biz onları biliriz onlara yapacağımızı da biliriz" filan gibi bir şey koymak gerekiyor.

 

Son olarak, özellikle buraya ne koyarsanız olur, gelmişlerini geçmişlerini kalaylasanız da olur demek için özellikle böyle yazıldığını düşünelim. Bu da çok yakışıksız olur. Kahvehane sohbetinden daha adi bir şey olur. Köylü Amedağa bile kahvede böyle bir laf etse elini kaldırıp başıyla birlikte sallayarak "teeeee" demek zorunda kalır. Olmaz yani, bir cümleyi böyle yarım bırakamazsınız.

Link to post
Sitelerde Paylaş
3 dakika önce, democrossian yazdı:

 

Öyle de çevirsen böyle de çevirsen cümlede yüklem yok. Bu formatta olacak olsa, "zikir onlara geldiğinde inkar eden kimseler vardır" gibi bir sözcük daha lazım geliyor. Her halükarda cümle eksik. Şöyle olsa:

 

"Zikir onlara geldiğinde inkar edenler... Halbuki o eşsiz bir kitaptır." Yine şık durmuyor, olmuyor. "Zikir onlara geldiğinde inkar edenler yok mu!" gibi bir ilave mutlaka gerekli. Bu ve buna benzer anlam verecek bir sözcük yok pasajda.

 

Üstelik Kuran'da olmayan imla işaretlerini biz niye koyalım ki? Üstelik kurtarmıyor. Yine üç nokta yerine "biz onları biliriz onlara yapacağımızı da biliriz" filan gibi bir şey koymak gerekiyor.

 

Son olarak, özellikle buraya ne koyarsanız olur, gelmişlerini geçmişlerini kalaylasanız da olur demek için özellikle böyle yazıldığını düşünelim. Bu da çok yakışıksız olur. Kahvehane sohbetinden daha adi bir şey olur. Köylü Amedağa bile kahvede böyle bir laf etse elini kaldırıp başıyla birlikte sallayarak "teeeee" demek zorunda kalır. Olmaz yani, bir cümleyi böyle yarım bırakamazsınız.

Bir de arada ve varmış.Bunu da işin içine katınca, zikir onlara geldiğinde inkar edenler ve halbuki o eşsiz bir kitaptır gibisinden bir durum ortaya çıkıyor.Bu da çok çok anlamsız ve saçma.Bu ayetin neresinden tutarsan tut elinde kalır.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Şöyle de olabilirdi: "Ya eyyühellezine keferu biz zikri lemma caehum". "Eeeey zikri kendilerine geldikten sonra inkar edenler!"

 

Bak böyle olsa olurdu. O zaman yüklem gerekmezdi. Ama innellezine diye başladın mı bu cümleye bir yüklem lazım. Bunlar bir şey yapacak veya bunlara bir şey olacak. Bu söylenmeden olmaz, cümle yarım.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bu ayeti kurtarabilecek hiçbir şey yok çünkü bu hatayı bana Müslüman olup da Davut Dağ gibi Kuran'da hatalar olabileceğini kabul eden Arapça bilen bir Müslüman arkadaş söyledi.  Kendimi güldürmeyeyim diye Elmalılı'ya baktım ordan da teyit ettim.Bu ayeti bana haber veren arkadaş , Zeyt bin Sabit liderliğindeki komisyonun, bu ayetteki fiili  hatırlamadığı için, günah yazmasın diye bir şey eklemeyerek öylece bıraktığını düşünüyor.  Olay tam olarak böyle olmamış olsa bile bu tür bir kargaşa yaşandığı kesin.

 

Zeyd ibn sabit komisyonu toplandığında bu ayete geldiklerinde ne yazacakları konusunda fikir birliği oluşmadı çünkü fiili hatırlayamadılar, en günahsız yol olan boş bırakmayı seçtiler.

 

diyor arkadaş. 

tarihinde Desert Wind tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Ben de nerden buldun bunu diyecektim! Bunu farketmek gerçekten zor. Zaten sıkıcı, aynı teraneleri tekrarlayıp duran bir metin. İnsan sıkıntıdan bunu filan göremez. Ben tercüme edeyim şunu diyorum, sıkıntı basıyor, yani hiç farklı bir şey yok. Hep aynı şeyleri tekrarlıyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş
2 dakika önce, democrossian yazdı:

Ben de nerden buldun bunu diyecektim! Bunu farketmek gerçekten zor. Zaten sıkıcı, aynı teraneleri tekrarlayıp duran bir metin. İnsan sıkıntıdan bunu filan göremez. Ben tercüme edeyim şunu diyorum, sıkıntı basıyor, yani hiç farklı bir şey yok. Hep aynı şeyleri tekrarlıyor.

Kuran'ın ilk metni elimizde olsa belki daha anlaşılır olurdu ama anlaşılan o ki silinmiş unutulmuş tekrar yazılmış bir metin var karşımızda .

Link to post
Sitelerde Paylaş
10 dakika önce, Tumagü yazdı:

Türkçe'de üç nokta ( ... ) anlatım olarak tamamlanmamış cümlelerin sonuna konur.
Quran'ın harekelenmesi sırasında 3 nokta peşpeşe harekesi getirilseydi, şimdi bu tartışmayı yapmıyor olacaktır.

 

İyi de cümle belirsiz: Zikir kendilerine geldiğinde onu inkar edenler... Ve şüphesiz o şerefli bir Kitap'tır.

 

''Ve'' olması bir fiil olması gerektiğini gösteriyor çünkü başka bir olaya geçiliyor inkar edenler bir fiil olmadığına göre bu inkar edenler bir şey yapıyor olmalı sonrasında başka bir cümleye geçilip ''ve'' ile bağlanıyor.

tarihinde Desert Wind tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Kuran imla kurallarından tümüyle yoksundur. Koskoca allah bir bunu bilememiş! Ya imla kurallarını önce ilham edip koyduracaktı, ya kitap göndermek için acele etmeyecekti, ya da bu kitap son, başka yok demeyecekti. Bunu insanların yazdığı ancak bu kadar sırıtır yani... Resmen açıkça sırıtıyor ben insan yazmasıyım diye.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...