Jump to content

Türkiye'nin Sadece 1 Günlüğüne Marksist Anlayışla Yönetildiğini Düşünün


Recommended Posts

1) Neler değişirdi ?

2) Bu degişimler olumlu mu olurdu olumsuz mu ? (su anki duruma kiyasla)

 

Kavramlarla ilgili arkadaşlar cevaplasın .

tarihinde The_Individualist tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 190
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

41 dakika önce, The_Individualist yazdı:

1) Neler değişirdi ?

2) Bu degişimler olumlu mu olurdu olumsuz mu ? (su anki duruma kiyasla)

 

Kavramlarla ilgili arkadaşlar cevaplasın .

 

Kavramlarla ilgiliyim ama pek cevap veresim yok, çünkü soru saçma.

Bugünün geri zekalı insanını bir anda Marxsist anlayışla yaşatamazsın, umarım bu cevap bir çok şeyi anlatıyordur...

Link to post
Sitelerde Paylaş
29 dakika önce, The_Individualist yazdı:

1) Neler değişirdi ?

2) Bu degişimler olumlu mu olurdu olumsuz mu ? (su anki duruma kiyasla)

 

Kavramlarla ilgili arkadaşlar cevaplasın .

Bir günde  değişiklik olmaz. :)

En az 5 yıl gerekir.

Kararlar halk meclislerinde alınırdı.

Üretim araçları bireylerin değil toplumun olurdu.

İşsizlik olmazdı.

Çalışma saatleri düşerdi.

İnsanlar ihtiyaçlarını ücretsiz karşılardı.

Herkesin evinde internet olurdu ama ücretlendirme yüzünden dış kapitalist dünyaya kapalı olurdu.

Toplu taşıma araçlarına önem verilirdi.

Planlı üretim ve şehirleşme olurdu.Altyapı sorunu olmazdı.

Doğa tahrip edilmezdi.

Mesleğimizi özgürce seçemezdik.Mesleğimizi yeteneğimiz ve toplumun ihtiyaçları belirlerdi.

Diyalektik materyalizm dışındaki felsefeler yasaklanırdı.

Dinler yasaklanmazdı.

Evlilikler artardı.

Doğum kontrolu uygulanırdı.çocuk sayımızı toplum belirlerdi.

Banka borsa gibi şeyler olmazdı.

Rekabet olmadığı için bilim ve teknoloji yavaş ilerlerdi ani değişimler olmazdı.

Aklıma gelenler şimdilik bunlar. :)

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş

- Sovyetler Birliğinin çöküşünden sonra marksizm artık "aşılmıştır" denildi. Kimisi de "Marksizm yeni yürümeye çalışan bir çocuk" benzetmesi yapmıştır. 2020'ye doğru giderken, yeni teknolojilerin ve diğer değişimlerin Liberalizmi hatta 20 sene önce neo-liberalizm olarak adlandırdığımız şeyleri de değiştirdiğini görüyoruz. Liberalizm değişiyorsa, sosyalizm de değişiyordur. Tam bir sentez yapamam, ama düşünen insan, siyasi-düşünen insan sosyalizmi hiç olmazsa bilmelidir. Ben gelecekte  bazı yanıtların yeni liberalizmden bazı yanıtların sosyalizmden geleceğini düşünüyorum. 

 

- 1 günlüğüne tabi ki liberal de olunmaz. Soru biraz saçma olmuş. 

tarihinde Donatello23 tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
57 dakika önce, Anti-dogmatik yazdı:

Aman aman... Evinizde yaşayın komünistliğinizi. Şeriatçı ayak takımı ile uğraştığımız yetmiyormuş gibi bir de marksist yobazlık ile mi uğraşacağız?

Komünizm mi kaldı anasını satayım? Çok görüyoruz komünistim deyip Burger'da whopperları götürenleri de. 

+1

Link to post
Sitelerde Paylaş
1 saat önce, Anti-dogmatik yazdı:

Aman aman... Evinizde yaşayın komünistliğinizi. Şeriatçı ayak takımı ile uğraştığımız yetmiyormuş gibi bir de marksist yobazlık ile mi uğraşacağız?

Komünizm mi kaldı anasını satayım? Çok görüyoruz komünistim deyip Burger'da whopperları götürenleri de. 

Komunist yaşadığı toplumu tek  başına değiştiremez.ne yapmasını bekliyorsun?

Yaşadığı düzene uymaktan başka çaresi var mı?Aptalca komunizm karşıtlığınız var. :)

Çalışmadan kazanıyorsun galiba kapitalizmi savunduğuna göre.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Kapitalizm de eski haliyle kalmadı. Dünya değişiyor. Bence sosyalizmin de yeni formları çıkacak. neticede bu insan denen sorunu bir şekilde çözeceğiz. 

Zaten modern kapitalizm de bunu yapmaya çalışıyor. Bu yüzden sosyalist yaklaşımları eninde sonunda kullanmaya başlayacaktır. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
43 dakika önce, Donatello23 yazdı:

Kapitalizm de eski haliyle kalmadı. Dünya değişiyor. Bence sosyalizmin de yeni formları çıkacak. neticede bu insan denen sorunu bir şekilde çözeceğiz. 

Zaten modern kapitalizm de bunu yapmaya çalışıyor. Bu yüzden sosyalist yaklaşımları eninde sonunda kullanmaya başlayacaktır. 

Hocam "Bireyci Anarşizm" kavramını biliyor musunuz ?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Doğru - Bir günde  değişiklik olmaz. :)

Daha fazla - En az 5 yıl gerekir.

Doğru - Kararlar halk meclislerinde alınırdı.

Doğru - Üretim araçları bireylerin değil toplumun olurdu.

Doğru - İşsizlik olmazdı.

Doğru - Çalışma saatleri düşerdi.

Doğru - İnsanlar ihtiyaçlarını ücretsiz karşılardı.

İkincisi yanlış - Herkesin evinde internet olurdu ama ücretlendirme yüzünden dış kapitalist dünyaya kapalı olurdu.

Doğru - Toplu taşıma araçlarına önem verilirdi.

Doğru - Planlı üretim ve şehirleşme olurdu.Altyapı sorunu olmazdı.

Doğru - Doğa tahrip edilmezdi.

Yanlış - Mesleğimizi özgürce seçemezdik.Mesleğimizi yeteneğimiz ve toplumun ihtiyaçları belirlerdi.

Son derece yanlış - Diyalektik materyalizm dışındaki felsefeler yasaklanırdı.

Doğru - Dinler yasaklanmazdı.

Yanlış - Evlilikler artardı.

Doğru - Doğum kontrolu uygulanırdı.çocuk sayımızı toplum belirlerdi.

Doğru - Banka borsa gibi şeyler olmazdı.

Son derece yanlış - Rekabet olmadığı için bilim ve teknoloji yavaş ilerlerdi ani değişimler olmazdı.

Aklıma gelenler şimdilik bunlar. :)

 

Bu saydıklarının içinde çıkan yanlışlar, sosyalizm ile komünizmi karıştırmandan kaynaklanıyor.

Komünizmde herkesin evinde internet olur ancak komünist toplumlar millet olma aşamasını geçtikleri için dış dünyaya kapalı olması gerekmiyor.

Şimdi millet olma aşaması nedir diye soracaksın tahminim.

Bir toplumun ulaşabileceği en son mertebe millet olmaktır.

Milletler, bugün tartıştığımız bir çok noktayı aşmış, bilinç düzeyi yüksek, ülke yönetimini denetleme karakterine sahip bir toplumdur.

Komünist toplum ise milletleşmeyi de aşmış, devletin dahi gereksinimi kalmamış, daha ileri düzey toplumlardır.

Bugün için millet olma aşamasına gelmiş henüz bir ülke veya toplum yoktur, ancak yurttaş olmayı başarabilmiş toplumlar vardır...

 

Mesleğimizi özgürce seçemezdik sözü sosyalist toplum için geçerli, komünizmde böyle bir kısıtlamadan bahsedilemez.

Çünkü komünizmde temel ihtiyaç sorunları aşılmıştır, bu yüzden meslekte özgür olmanın da önü açıktır...

 

Felsefeler yasaklanırdı sözü tamamen yanlış, sosyalizmde dahi öyle bir yasaklama söz konusu değil iken bütün eforunu bilime sarf eden komünist toplumdan böyle bir yasaklamadan bahsedilemez...

 

Komünizmin kendisi zaten bilim ve teknolojiyi geliştirmeye ve bunu özgürce yapmaya odaklı bir sistemdir.

Komünizm aslında bir sistem değildir, çünkü komünizmde dayatılan veya zorunlu bir yaşama biçimi yoktur, bu yüzden insanların ufku daha geniş ve bilimi daha ileriye götürme imkanına sahiptir...

 

Tabi bunlar şu anda olmasını istediğimiz ve olmasına muhtemel gözüyle baktığımız bir hayalden ibarettir...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bir gün değil de 10 senede bu ülkeyi adam ederiz adam.

 

Sosyalizm bilim, sanat, spor toplumu demektir. 

 

20 sene sonraki kuşaklar çok daha bilgili, daha az dogmatik, sportif, sağlıklı ve zihni açık insanlar olurdu.

 

Birşeyi fark edemiyorsunuz. Bugün içinde yaşadığınız toplumu yaratan şey kapitalizmdir. Kapitalizmin yarattığı toplum bu. Memnun musunuz bundan?

Link to post
Sitelerde Paylaş

1 günde hiçbir şey olmaz. 1 günlük resmi tatil gibi olur.

Ama Türkiye'yi Marksist rejime geçirelim(ki toplum yapısından dolayı imkansız), bakalım ne olacak diye düşünürsek, 20 sene sonra rezil bir hale gelir.

Temel olarak işletmeden anlamayan memurlar, tüm mal varlıklarını ele geçirecek ve monopol olacak devletle verimsizliğin dibini vurup hepimizi sefalete sürükleyeceklerdir.

Küba, Kuzey Kore ülkeleri gördüğümde aklıma bu geliyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş
5 saat önce, bilgivehis yazdı:

Doğru - Bir günde  değişiklik olmaz. :)

Daha fazla - En az 5 yıl gerekir.

Doğru - Kararlar halk meclislerinde alınırdı.

Doğru - Üretim araçları bireylerin değil toplumun olurdu.

Doğru - İşsizlik olmazdı.

Doğru - Çalışma saatleri düşerdi.

Doğru - İnsanlar ihtiyaçlarını ücretsiz karşılardı.

İkincisi yanlış - Herkesin evinde internet olurdu ama ücretlendirme yüzünden dış kapitalist dünyaya kapalı olurdu.

Doğru - Toplu taşıma araçlarına önem verilirdi.

Doğru - Planlı üretim ve şehirleşme olurdu.Altyapı sorunu olmazdı.

Doğru - Doğa tahrip edilmezdi.

Yanlış - Mesleğimizi özgürce seçemezdik.Mesleğimizi yeteneğimiz ve toplumun ihtiyaçları belirlerdi.

Son derece yanlış - Diyalektik materyalizm dışındaki felsefeler yasaklanırdı.

Doğru - Dinler yasaklanmazdı.

Yanlış - Evlilikler artardı.

Doğru - Doğum kontrolu uygulanırdı.çocuk sayımızı toplum belirlerdi.

Doğru - Banka borsa gibi şeyler olmazdı.

Son derece yanlış - Rekabet olmadığı için bilim ve teknoloji yavaş ilerlerdi ani değişimler olmazdı.

Aklıma gelenler şimdilik bunlar. :)

 

Bu saydıklarının içinde çıkan yanlışlar, sosyalizm ile komünizmi karıştırmandan kaynaklanıyor.

Komünizmde herkesin evinde internet olur ancak komünist toplumlar millet olma aşamasını geçtikleri için dış dünyaya kapalı olması gerekmiyor.

Şimdi millet olma aşaması nedir diye soracaksın tahminim.

Bir toplumun ulaşabileceği en son mertebe millet olmaktır.

Milletler, bugün tartıştığımız bir çok noktayı aşmış, bilinç düzeyi yüksek, ülke yönetimini denetleme karakterine sahip bir toplumdur.

Komünist toplum ise milletleşmeyi de aşmış, devletin dahi gereksinimi kalmamış, daha ileri düzey toplumlardır.

Bugün için millet olma aşamasına gelmiş henüz bir ülke veya toplum yoktur, ancak yurttaş olmayı başarabilmiş toplumlar vardır...

 

Mesleğimizi özgürce seçemezdik sözü sosyalist toplum için geçerli, komünizmde böyle bir kısıtlamadan bahsedilemez.

Çünkü komünizmde temel ihtiyaç sorunları aşılmıştır, bu yüzden meslekte özgür olmanın da önü açıktır...

 

Felsefeler yasaklanırdı sözü tamamen yanlış, sosyalizmde dahi öyle bir yasaklama söz konusu değil iken bütün eforunu bilime sarf eden komünist toplumdan böyle bir yasaklamadan bahsedilemez...

 

Komünizmin kendisi zaten bilim ve teknolojiyi geliştirmeye ve bunu özgürce yapmaya odaklı bir sistemdir.

Komünizm aslında bir sistem değildir, çünkü komünizmde dayatılan veya zorunlu bir yaşama biçimi yoktur, bu yüzden insanların ufku daha geniş ve bilimi daha ileriye götürme imkanına sahiptir...

 

Tabi bunlar şu anda olmasını istediğimiz ve olmasına muhtemel gözüyle baktığımız bir hayalden ibarettir...

israildeki kibbutzlarda  sscbdeki solhozlarda mesleğini özgürce seçemiyorsun.

Kibbuztlarda solhozlarda ne üretiliyorsa  onu yapmak dışında bir seçeneğin yok.

Bulgaristandan Turkiye ye göç eden naim süleymanoğlu gibi sporcular  yaptıkları sporu özgürce seçmemiştir.Başka bildikleri meslekte yoktur.

sscb de diamat dışında felsefe öğretilmiyordu.Diğer felsefeleri savunanlar dışlanıyordu.Lisenko olayında olduğu gibi.

Diğer felsefeleri savunmak öğretmek sosyalizme ve komunizme zarar verir.

Doğu bloku ülkelerinde  bilim ve teknoloji taklit etmekten öteye geçmemiştir.

Link to post
Sitelerde Paylaş
10 saat önce, The_Individualist yazdı:

Hocam "Bireyci Anarşizm" kavramını biliyor musunuz ?

 

- Unutmuş olabilirim. "Liberterian" gibi bir şeyse ben almayayım. Anarşizm olarak ben Aldouls Huexley'İn "Ada" romanında anlatılan, sosyalizm'e yakın anarşizmi mantıklı buluyorum. Stirner'i duydum fakat direkt okumadım. Proudhon'u da, kendi zamanı için bile uçuk buluyorum. Tolstoy'u ve Hippi hareketini de biraz uçuk buluyorum. Uyuşturucu ve sex anarşizmi diye bir şey olmaz (Çalışmak istemiyorsan açık açık "ben tembellim, sex ve uyuşturucu istiyom" filan de). 

Tek cümleden bir sürü çıkarım yaptım ama, dediğim gibi ben sosyalist anarşizmin değeri olabileceğine inanıyorum. 

 

10 saat önce, Ten Ten yazdı:

Savunan sensin anlatta öğrenelim.:)

 

- Evet

 

8 saat önce, bilgivehis yazdı:

...

 

Tabi bunlar şu anda olmasını istediğimiz ve olmasına muhtemel gözüyle baktığımız bir hayalden ibarettir...

 

- Uygulamada biraz sorun çıktı evet. Ben milyon dolar verseler eski Sovyetler birliğinde yaşamak istemezdim. Milliyetçiler CHP için "sosyal-faşizm" derler. Komünizm diye satılan şey maalesef sosyal faşizmdir.

- Bir de insanların yapısı da önemli. Ütopyacılık bu kadar önemli mi bilmiyorum. Mevcut düzen çalışmaya önem veriyor. Sosyalizm o kadar önem vermiyor. Bu yüzden batı hızla gelişirken komünistler 1950'li yıllarda kaldılar. Sevsek de sevmesek de kapitalizm işliyor.

 

/Da bu bitki bahçesi gibi düşüneceksin. Öylece kendi haline bırakamazsın. Bırakırsan oradan büyür, buradan sarkar, şuraya zararlı bitki yerleşir, şu kısımdaki bitkiler ölür, şuraya köstebek yuva yapar filan. 

-Tabi bunlar ilk aşamada düşünülmüş şeylerdir. Haksız rekabet olamaz, insan hakları ihlal edilemez, kölelik olamaz, çocuk işçiliği olamaz.

Sosyalizm buna eklemeler yapar. Sürekli olarak. Mesela Bugün batıda çalışma hayatına bağlı hastalıklar artmaktadır. şirketler daha az insana daha çok iş yaptırma peşinde. Ne oluyor o zaman?

- Sosyalistler devreye giriyor. Mesela fransadaki gibi haftalık 35 saatli çalışma limiti getiriliyor. Şirketler de "bu 35 saati nasıl çaktırmadan 60 saat yaparız?" olayının peşindedir. Önce Sarkozy döneminde, şimdi Macron döneminde, o yüzden gözünü sürekli açık tutacaksın.

/Asgari ücret de öyle: Mesela şirketlere kalsa asgari ücret azaltılır. Gerçekte asgari ücret artarsa, halkın alım gücü artar, ekonomi de gelişir.

Bugün böyle kavgalar vardır.

 

veya küresel ısınma ve Trump'u ele alalım. Liberal kafası "Küresel ısınma yoktur" diye geziyor. Yani kendi kuyusunu kazmak, bindiği dalı kesmek liberallerin yapısında olan bir şey. Ondan sonra milyar dolarlık hasar var, Hindistan'ı su basmış, Bu da manken/Rus casusu karısıyla ortalıkta gezip bir fabrikanın yeniden yapılması için kendi parasından 1 milyon dolar verdiğini filan açıklamış.

 

- Yani kontrol, denetim, yasalara saygı, yasalar önünde eşitlik ve tabi ki bilinçli / eğitim düzeyi yüksek ve bağımsız/özgür toplumlar (Türk hlkı bana göre özgür değildir, demokrasi yoksa o ülke sömürge gibi birşeydir, hatta mesela Çin gibi, kendi kendisinin sömürgesidir).

 

Demek istediğim: Liberalizm de olur. Niye olmasın. Ama kuralına göre olsun ve bunun olması için liberalizm sosyalizme muhtaçtır.

 

2 saat önce, Robespierre yazdı:

Bir gün değil de 10 senede bu ülkeyi adam ederiz adam.

 

Sosyalizm bilim, sanat, spor toplumu demektir. 

 

20 sene sonraki kuşaklar çok daha bilgili, daha az dogmatik, sportif, sağlıklı ve zihni açık insanlar olurdu.

 

Birşeyi fark edemiyorsunuz. Bugün içinde yaşadığınız toplumu yaratan şey kapitalizmdir. Kapitalizmin yarattığı toplum bu. Memnun musunuz bundan?

 

- Onu bende çok düşünüyorum. Ama kenan Evren bütün solcuları öldürdü. 40 sene sonra bugün bile ülkede düzgün sosyalist kalmamıştır. O yüzden Türkiye için biraz zor.

 

1 saat önce, Khan yazdı:

1 günde hiçbir şey olmaz. 1 günlük resmi tatil gibi olur.

Ama Türkiye'yi Marksist rejime geçirelim(ki toplum yapısından dolayı imkansız), bakalım ne olacak diye düşünürsek, 20 sene sonra rezil bir hale gelir.

Temel olarak işletmeden anlamayan memurlar, tüm mal varlıklarını ele geçirecek ve monopol olacak devletle verimsizliğin dibini vurup hepimizi sefalete sürükleyeceklerdir.

Küba, Kuzey Kore ülkeleri gördüğümde aklıma bu geliyor.

 

- Maalesef öyle. Yanlız burada K.Kore benzeri bir şeyi kimsenin savunacağını zannetmiyorum. Biz daha insancıl bir şeyler olabilsin diye umut ediyoruz.

 

26 dakika önce, Yurt yazdı:

2) Bu degişimler olumlu mu olurdu olumsuz mu ? (su anki duruma kiyasla)

 

Afedersin ama bok gibi olurdu.

 

- Uygulamada öyle evet. Ama mesela Venezüella'da bence gayet iyi bir şey oluyor. Halkı sürekli ezersen, önemsemezsen, olabilecek en iyi şey bu bence.

 

25 dakika önce, Ten Ten yazdı:

israildeki kibbutzlarda  sscbdeki solhozlarda mesleğini özgürce seçemiyorsun.

Kibbuztlarda solhozlarda ne üretiliyorsa  onu yapmak dışında bir seçeneğin yok.

Bulgaristandan Turkiye ye göç eden naim süleymanoğlu gibi sporcular  yaptıkları sporu özgürce seçmemiştir.Başka bildikleri meslekte yoktur.

sscb de diamat dışında felsefe öğretilmiyordu.Diğer felsefeleri savunanlar dışlanıyordu.Lisenko olayında olduğu gibi.

Diğer felsefeleri savunmak öğretmek sosyalizme ve komunizme zarar verir.

Doğu bloku ülkelerinde  bilim ve teknoloji taklit etmekten öteye geçmemiştir.

 

- Troçky gelseydi (Stalinin yerine) Birçok şeyin farklı olacağı düşünülüyor. Ki Troçky'Nin kendisi öldürülmüş, bütün kitapları yasaklanmıştır.

 

/Zaten biz 1950'lerdeki gibi bir ideoloji çağında yaşamıyoruz. Liberalizm birçok şeyi halletmiş halletmeye de devam ediyor. Önemli olan, Venezüella'daki gibi, bir seçenek olduğunu bilmemiz ve canımıza tak ederse bu seçeneğe yönelebileceğimizdir. AKP / Trump vs. seçenek filan değildir. "Ben bıktım" diyorsan o zaman sosyalist olacaksın. Mantıklısı budur.  

Link to post
Sitelerde Paylaş
5 hours ago, Khan said:

Temel olarak işletmeden anlamayan memurlar, tüm mal varlıklarını ele geçirecek ve monopol olacak devletle verimsizliğin dibini vurup hepimizi sefalete sürükleyeceklerdir.

Küba, Kuzey Kore ülkeleri gördüğümde aklıma bu geliyor.

 

Ya göktengri aşkına, bugün ne üretiyorsun, ne verimlilik sağlıyorsun ki? 

 

İşletmeden anlayan kim? Sürekli devlet ihalesi peşinde koşup, indiragandi ile zengin olan bu çakal sürüsü mü? Ne üretiyorlar?

 

Bürokrasi deyince niye aklınıza Kafkaesk bir atmosfer geliyor. Edebiyat o edebiyat Gerçek hayatta, kamu işletmesi akıl ile yönetilirse bugünkünden çok daha büyük bir zenginlik, refah, eşitlik ve daha önemlisi daha çalışkan nesiller yetişir. 

 

Atatürk'ün yaptığı kamu işletmeciliğine bakın. Hiç Sovyetler Birliği ve Çin'e gitmeyin. Kemalizme bakın. Sümerbank, Etibank, Şeker Fabrikaları, hatta daha yakına gelin Demirel'in GAP projesi. Bugün bile, bu beğenmediğimiz AKP'nin belediye işletmeleri, eğer ceplerini doldurmaya çalışan itler ayıklanırsa, aslında hiç fena işler yapmıyorlar. 

 

Aklına Kore ve KDHC geliyormuş. O ülkelerde sosyalist iktidardan önce demokratik bir yapı yoktu. Oradaki sosyalist hükümetler dış tehditler ile uğraşmaktan bunaldıkları için biraz yozlaştılar. Ama her halükarda, sosyalist hükümetler oraları kapitalizme göre çok daha ileri noktalara götürmüştür. Kore'yi Avrupa ile kıyaslama, Kore'yi sosyalizm öncesi Kore ile kıyasla.

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
4 saat önce, Ten Ten yazdı:

israildeki kibbutzlarda  sscbdeki solhozlarda mesleğini özgürce seçemiyorsun.

Kibbuztlarda solhozlarda ne üretiliyorsa  onu yapmak dışında bir seçeneğin yok.

Bulgaristandan Turkiye ye göç eden naim süleymanoğlu gibi sporcular  yaptıkları sporu özgürce seçmemiştir.Başka bildikleri meslekte yoktur.

sscb de diamat dışında felsefe öğretilmiyordu.Diğer felsefeleri savunanlar dışlanıyordu.Lisenko olayında olduğu gibi.

Diğer felsefeleri savunmak öğretmek sosyalizme ve komunizme zarar verir.

Doğu bloku ülkelerinde  bilim ve teknoloji taklit etmekten öteye geçmemiştir.

Halen sosyalizm ile komünizmi ayırd edemiyorsun, sen böyle mi araştırıyorsun.

Dünyada komünist diye bir ülke, rejim, toplum olmadı!!!

Link to post
Sitelerde Paylaş

Dikkat ediyorum da herkes kapitalizmin komünist propagandasına iyice adapte olmuş.

Arkadaşlar bu dünyada ne sosyalizm ne de komünizm diye bir sistem olmadı.

Komünist diye atfedilen ülkeler MDD (Milli Demokratik Devrim) denilen kapitalizmden bağımsız milli sisteme ağırlık veren ülkelerdir.

MDD, süresi belli olmamakla birlikte sosyalizme bir geçiş sürecidir ve yıkılma potansiyeli çok yüksektir.

Bu sistemi Sovyetler işçi sınıfını baz alarak başlattı.

Aynı tarihlerde Atatürk, aynı sistemi halkçılığı temel alarak uygulamaya soktu, çünkü Sovyetler'deki gibi Türkiye'de henüz kapitalizm-işçi sınıfı yoktu.

Daha sonra Mao Zedung, Sovyetler'in sosyal kapitalizme yönelişi ve Türkiye''nin kapitalizme teslim edilişinden ders çıkararak, önce işçi sınıfını oluşturdu, belirli bir ilerlemeden sonra Atatürk'ün yapmak istediği karma ekonomiyi uyguladı. Karma ekonomi zaten MDD'nin vaz geçilmez ama aynı derece riskli bir parçasıdır. Çin şu anda halen MDD ile yönetilmektedir. Kuzey Kore ise yeterli gelişmeyi henüz sağlayamadığından karma ekonomiye geçememektedir, bu da gerekli ilerleyişi dondurmuş vaziyettedir.

İlkel komünal toplumu saynazsak dünyada sosyalist veya komünist diye bir sistem asla olmadı...

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
2 hours ago, Robespierre said:

Bürokrasi deyince niye aklınıza Kafkaesk bir atmosfer geliyor. Edebiyat o edebiyat Gerçek hayatta, kamu işletmesi akıl ile yönetilirse bugünkünden çok daha büyük bir zenginlik, refah, eşitlik ve daha önemlisi daha çalışkan nesiller yetişir. 

Bürokrasideki rezillikleri ve hantallığı pratik olarak rahatça görebiliyoruz. Senin söylediklerin "-se, -sa" hayallerdeki istekler. Olan ortada zaten, uygulaması ortada. Uygulamasının kötü olduğunu göre göre aynı şeyi yapmaya çalışmak akılsızlık.

Diğer yandan insanları serbest sermayedeyken ahlaksızca işler yapıyorken, bunları devlet sistemi altına alıp devlet altında çalışan memur yapınca farklı davranacaklarını sanmak aptallık. İnsanlar fabrikanın sahibiyken yönetiyorsa kötü, devlet fabrikanın sahibiyken bir insanı oraya müdür atayıp yönetiyorsa çok iyi. Sanki bu insanlar çok başka kültürlerden geliyorlar...

 

Monopol yapının sorunları ortadayken bunu önermeni de inançlarına bağlıyorum.

 

Kamu işletmesinin zenginlik, refah, eşitlik getireceğini, özellikle çalışkan nesil yetiştireceğini söylemek dünyaya böyle bir inancın getirdiği at gözlükleriyle bakmanın sonucu olabilir. Tanıdığım devlete kapağı atmaya çalışanların çoğu tembelin ve korkağın teki. Risk alacak cesaretleri yok.  Meselea öğretmen olmaya çalışıyorlar. Eğitim fakültelerindeki rezilliği biliyorum. Şimdi bu adamlar öğretme aşkıyla mı öğretmen olmak istiyorlar yoksa sabit maaş garantisi sebebiyle devlete kapağı mı atmaya çalışıyorlar? Bu zihniyettekilerin eğiteceği çocuklar mı çalışkan olacak, refaha, zenginliğe ulaşacak?

 

2 hours ago, Robespierre said:

Atatürk'ün yaptığı kamu işletmeciliğine bakın. Hiç Sovyetler Birliği ve Çin'e gitmeyin. Kemalizme bakın. Sümerbank, Etibank, Şeker Fabrikaları, hatta daha yakına gelin Demirel'in GAP projesi. Bugün bile, bu beğenmediğimiz AKP'nin belediye işletmeleri, eğer ceplerini doldurmaya çalışan itler ayıklanırsa, aslında hiç fena işler yapmıyorlar

Atatürk zamanı geçti. Atatürk'ün yaşadığı zamanın şartları ile uzaktan yakından ilgimiz yok. Şeker fabrikalarından Alpullu'yu biliyorum. Alpullu şeker fabrikasına pancar satan arkadaşlarımın her sene çektikleri eziyeti de biliyorum. 80-90 yıl önce başarı yaşamış projeleri bırakalım.

 

2 hours ago, Robespierre said:

Aklına Kore ve KDHC geliyormuş. O ülkelerde sosyalist iktidardan önce demokratik bir yapı yoktu. Oradaki sosyalist hükümetler dış tehditler ile uğraşmaktan bunaldıkları için biraz yozlaştılar. Ama her halükarda, sosyalist hükümetler oraları kapitalizme göre çok daha ileri noktalara götürmüştür. Kore'yi Avrupa ile kıyaslama, Kore'yi sosyalizm öncesi Kore ile kıyasla.

Sen zaten demokrasiyi kabul etmeyen biri değil miydin? Demokrasi şimdi işe yarar bir şey mi oldu?

Sosyalizm sonrası ne kadar ileriye gitti bu Kuzey Kore? Güney ile aralarında uçurum var. Güneyin bugün geldiği hal neredeyse Batı Avrupa ülkeleri, Avusturalya, Kanada ve Japonya.

Ama sen başarıyı kendi inancındaki şartların yerine getirilmesi olarak algılıyorsan, o zaman Kuzey Kore ve Küba dünyanın en iyi ülkelerindendir.

 

Son olarak genel olarak diğer iletilerindeki yazdıklarına da eklediğimde düşünce yapının ne kadar geride kaldığını görebiliyorum. Katı solcu inancın seni kör etmiş. Hâlâ dolaylı yoldan atıfta bulundukların da dahil, tarım üzerine gelişmek gerektiğinden falan bahsediyorsun. Batı "Sanayi 4.0"dan bahsediyor, yazılım dünyasındaki gelişmelerden, yapay zeka, karanlık fabrikalardan bahsediyor. Makul düzeyde uzaya gidecek imkanımız olmadığından uzay madenciliğinden bahsetmiyorum bile. Karanlık fabrikalar ışıksız olacak, işçi çalışmayacak.

Senin daha bir kere bile bu konular hakkında yazdığını görmedim. Hatta bunların önemli olduğunun farkında olduğunu sanmıyorum. Sen kafa tarımla gelişmekte kalmış.

Kusura bakma ama fosilleşmişsin.

 

1 hour ago, bilgivehis said:

Dikkat ediyorum da herkes kapitalizmin komünist propagandasına iyice adapte olmuş.

Arkadaşlar bu dünyada ne sosyalizm ne de komünizm diye bir sistem olmadı.

Komünist diye atfedilen ülkeler MDD (Milli Demokratik Devrim) denilen kapitalizmden bağımsız milli sisteme ağırlık veren ülkelerdir.

MDD, süresi belli olmamakla birlikte sosyalizme bir geçiş sürecidir ve yıkılma potansiyeli çok yüksektir.

Bu sistemi Sovyetler işçi sınıfını baz alarak başlattı.

Aynı tarihlerde Atatürk, aynı sistemi halkçılığı temel alarak uygulamaya soktu, çünkü Sovyetler'deki gibi Türkiye'de henüz kapitalizm-işçi sınıfı yoktu.

Daha sonra Mao Zedung, Sovyetler'in sosyal kapitalizme yönelişi ve Türkiye''nin kapitalizme teslim edilişinden ders çıkararak, önce işçi sınıfını oluşturdu, belirli bir ilerlemeden sonra Atatürk'ün yapmak istediği karma ekonomiyi uyguladı. Karma ekonomi zaten MDD'nin vaz geçilmez ama aynı derece riskli bir parçasıdır. Çin şu anda halen MDD ile yönetilmektedir. Kuzey Kore ise yeterli gelişmeyi henüz sağlayamadığından karma ekonomiye geçememektedir, bu da gerekli ilerleyişi dondurmuş vaziyettedir.

İlkel komünal toplumu saynazsak dünyada sosyalist veya komünist diye bir sistem asla olmadı...

 

 

Büyük nüfustaki insan topluluklarının yapısına uymuyor ki olmuyor.

Nüfus azalmazsa hiçbir zaman olmayacak. Kendin ilkel komünal toplulukları dahil etmemişsin zaten.

Kapitalizm veya sosyal devletin olduğu karma ekonomi insan doğasına biraz daha uygun.

Ama mutlak uygun bir sistem yok.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...